22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2003 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Cumhupiyerten Korkmak Türkiye Cumhuriyeti Devieti'nin başta, laiklik olmak üzere, birçok kurumu ve başta Cumhur- başkanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üze- ne birçok kuaıluşu ile kavgalı olan Recep Tay- yip Erdoğan, Sayın Ahmet Necdet Sezer ile gorüşmesi sırasında, kendinde fıtraten varolma- yan nezaket sınırlannı aşarak, yakışıksız sözler sarfetmiş ve bu arada, - Siz de Cumhuriyet gibi konuşuyorsunuz, de- miş. Türkiye'yi yönetmek için değil, temel kurum ve kurullannı değiştirmek için iktidara gelmiş olan Recep Tayyip Erdoğan ile takımının Cumhuriyet gazetesinden hoşlanmaması doğaldır. Cumhuriyet gazetesinin öyküsünü kısaca anım- samakta yarar var. Bu gazete Yeni Gün adı altında, Osmanlı Dev- leti sırasında Istanbul'da yayımlanmaktadır. Aynı zamanda, Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda mebus olan Yunus Nadi Bey, Mustafa Kemal Anadolu'ya geçtikten sonra, matbaasının bir bö- lümünü de kaçırarak, Ankara'ya gider.. Kurtuluş Savaşı'na katılır, Mustafa Kemal Paşa'nın ya- nında yer alır ve aynı zamanda, TBMM'nin üye- si seçilir. Yeni Gün Ankara'da yayımlanmaktadır. Ana- dolu Ajansı'nın kurulması fikri de, Yunus Nadi Bey'den gelir. Yeni kurulan ajans kurulmaktaolan Türkiye'nin sesini duyuracaktır dünyaya. ••• Savaş başanyla sona erer, saltanat Meclis ka- ranyla yıkılır, Lozan imzalanır, Cumhuriyet ilan edilir, hilafet kaldınlır. Yeni Gün, o zamanın basın merkezi olan Istan- bul'da yayınına devam edecektir. Mustafa Kemal Paşa, dava arkadaşı Yunus Nadi'den yeniden Istanbul'da çıkmakta olan ga- zetesinin adını Cumhuriyet olarak değiştirmesi- ni ister. Yunus Nadi, saltanat ve hilafetin kaldınlmış, Cumhuriyet'in zaten ilan edilmiş olduğunu dü- şünmekte ve gazeteye neden Cumhuriyet adı- nın verilmesi gerektiğini tam olarak kavrayama- maktadır. Mustafa Kemal daha yapacak çok şey oldu- ğunu ve genç Cumhuriyet'in kendisini koruyup güçlendirecek kurumlara ihtiyaç duyacağını söy- lemektedir. Takvimler Mayıs 1924'ü göstenmektedir. 7 Mayıs 1924'te Mustafa Kemal'in bu adı ver- diği gazete 79 yıldır söz konusu işlevini sürdü- rüyor. Yüzyıla yakın bir süre, bir yayın organının böy- le bir işlevi sürdürmesinin doğru olup olmadığı tartışılabilir. Eğer, bir yayın organı, bu işlevi donmuş bir bi- çimde algılayıp, biçimsel bir tavır içine girerse, tutucu, statükocu olur ve donar kalır. ••• Ama eğer, Cumhuriyet kavramını yalnızca şek- lî olarak almaz, Türk devrimini yeni atılımlar ve kazanımlaria zenginleştirip, onu demokrasiye ve çağdaşlığa ulaştıracak bir atılımın yandaşlığına soyunur, o yolu destekler, karşıtlanna karşı uya- nyı seçerse o zaman işlevini sürdürür. Işte 79 yıldır Cumhuriyet'in tuttuğu yol da bu- dur. Kaldı ki, bırakın biryana, Cumhuriyet'i herza- man yeni kazanımlaria güçlendirip çağdaşlaştır- mayı, ama onun onsuz olmazlannı korumak bi- le hâlâ yerine getirilmesi gereken bir görev ola- rak duruyor karşımızda. Keşke ne Cumhuriyet ne de diğer kurumlar, işin bu yanıyla ilgilenmek zorunda kalmasalardı da, bütün güçlerini yeni atılımlara yeni kazanımlara hasredebilselerdi. Ne yazık ki, gücümüzü oraya vermek yerine, ikide bir dönüp dolaşıp, yeniden Cumhuriyet'in temel kurumlannı savunma işlevine gelmek zo- runda kalıyoruz. Çünkü hâlâ Recep Tayyip ve benzerierini gün- demden düşürecek birolgunluğa ulaşamadı de- mokrasimiz. Bütün bu açıklamalar, Recep Tayyip Bey'in Cumhuriyet gazetesini neden sevmediğini, Cum- huriyet'in de neden laiklik ve Cumhuriyet düş- manlanna karşı tavır aldığını göstermeye yeter. Bir noktayı belirtmek istiyorum: Cumhuriyet tarihinde, Cumhuriyet'ten hiç hoş- lanmayanlar, hatta onun başına çorap örmek is- teyenler çıktı; bu gazete, birçok kez başka hiç- bir yayın organının karşılaşmadığı güçlükleri gö- ğüslemek zorunda kaldı. Ama biz hep buradayız, her iki Cumhuriyet'i düşman görmüş olanlar ise... AKP'li Emin Siriti: Anıtkabir önerisi şahsi fikrim ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-AKPts- tanbul Milletvekili Emin Şirin, Anıtkabir'in Ge- nelkurmay'dan alrnarak TBMM'ye bağlanma önerisinin "şahsi fikri" olduğunu söyledi. Emin Şirin, dün ga- zetemizde yer alan «Şimdi deAnıtkabir bu- nahmr" başlıklı haberle ilgili açıklama yaptı. Şi- — - m , haberin içeriğinin tamamen doğru olduğu- nu, ancakkullanılan baş- lığa bir anlam vereme- diğini belirtti. Şirin şun- lan söyledi: "Birinci husus, bu fi- kJrAKP'ninfıkri değil, benimşahsifikrim.tkin- ci husus, birfikrintar- tışılması neden 'buna- lım' ohıyor?Mevcutsta- tükonun değiştirilerek bazısemboDeri daha de- mokratik, hatta daha cumhuriyetçi hale getir- menin, konulan sükû- netk tarüşmanın buna- hmla neD0sivar? Benim söylediklerimin buna- hmla alakasnııhakjkaten göremiyorum. Baa ko- nulan tabu görüp kesin- Hkletarnşamayacak nn- VE?" Emin Şirin, Anıtka- bir'in TBMM'ye bağ- lanmasını önerirken "Anıtkabir'e türbanla girilmeli, mezarziyaret- leri zaten başörrüsüyle ohır" görûşünü savun- muştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, örtülü olarak AKP'yi uyardı Din sömürüsüne geçityok Yargıtay Cumhuriyet Başsavahgı Onur Ğûnü'nde konuşan Başsavcı Kanadoğlu, yargı bağımsı/Jığına değinerek, "Bugün yargı bağnnsız denebiür mi? Yarjp- nın bağnnsızhğı anayasada yer alan kimi hükümfcr ne- deniyle zedeknmiştir" dedi ANKARA(Cumhuri\«tBüro- su) - Yaş haddinden emekliye aynlacak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, isim vermeden AKP hükümeti- nin laiklik karşıtı uygulamalan- nı sert bir dille eleştirdi. Kana- doğlu, "Kutsal dinimizi, din duy- gularuu, simge haline getirilen unsurlan istismar ederek ve kö- tüye kullanarak cumhuriyetin temel nitetiklerini, laiklik ilkesi- ni yıkmaya çahşan veya devieti parçalamakiçin faaliyetgösteren partilerin demokratik siyasi ha- yatta yeri olamaz" dedı. Yargıtay Konferans Salonu' nda düzenlenen Yargıtay Cum- huriyet Başsavcıhğı Onur Gü- nü'ndekonuşan Kanadoğlu, ana- yasanın, cumhuriyetin temel ni- teliklerini belirlediğini anımsa- tarak Türkiye Cumhuriyeti'nin • AKP'nin laiklik karşıtı uygulamalannı sert bir biçimde eleştiren Kanadoğlu, halkın dini duygulannın sömürerek cumhuriyetin temel niteliklerini, laiklik ilkesini yıkmaya çahşan partilerin demokratik siyasi hayatta yeri olamayacağını söyledi. laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olduğu, bu nitelilderinin değiştirilemeyeceği, bunun tek- lif dahi edilemeyeceğinin anaya- sada vurgulandığını söyledi. Avrupa Parlamentosu Türki- ye Raportörü Arie Oostiander'in Kemalizmi eleştiren raporuna da tepki gösteren Kanadoğlu, "Yabancı ya da Türk, hiçbir Id- şi ya da kuruluşun, devietimizin kûruluş felsefesini ve milletinıi- zin oıtakdeğerkrini kuçümsefne- ye,kötülemeye,pazarhğa açma- ya hakkı ve haddi olmaz" dedi. Partilerin, Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için faaliyet göstermesi gereken ku- ruluşlar olduğunu belirten Ka- nadoğlu, şöyle konuştu: Rejime karşı parti kapanlır "Demokrasilerde, hak ve öz- gürlüklerden yararlanuarak de- mokrashi yıkina özgürlüğü yok- tur. Hak ve özgürlüklerin kötü- ye kullanılmasuu önlemek dev- letin görevidir. Parti kapatma- nuı zorlaşürümasuu istemenin doğuracağısonudariyihesaplan- mahdnf Demokrasinin laik, hu- kuk devleti kurallanna uyan ve bütünlüğünü koruyan ülkelerde yaşayabileceğini hatırlatan Ka- nadoğlu, son yapılan anayasa ve yasa değişikliklerinin Türkiye'de siyasi partilerin, Siyasi Partiler Yasası'nın 101. maddesi dışın- da kalan ve diğer yasalann siya- si partilerle ilgili emredici hü- kümlerine aykınlık hallerini yap- tınmsız bıraküğını söyledi. Baş- savcı, Anayasa Mahkemesi'nin uyanlanna uymamanın Hazine yardımından yoksun bırakma şekJinde düzenlendiğini anım- satarak "O parti deıiet yardunı almıyorsa ne olacak?"dıye sor- du. Hukuk devletinde yasama ve yürütme erklerinin bağımsız yargı tarafindan denetimini ön- HÜKÜMETİN VETO KORKUSU Telekom y da Sezer'iaşmak içinyeniplan • Hükümet, Türk Telekom özelleştirmesinde Cumhurbaşkanı'na 'baypas' operasyonu hazırlığında. Imzaya açılan Bakanlar Kurulu karan geri çekilerek ikiye bölündü. Birinci karar Cumhurbaşkanı'na gidecek. Yasal sorun yaratan prensip karan Cumhurbaşkanı'na gitmeyecek. MURATKIŞLALI ANKARA-Hükümetin Türk Telekom özelleştir- mesinde Cumhurbaşkanı AhmetNecdetSezer'i "dev- re dışı" bırakabilmek için Bakanlar Kurulu'nda im- zaya açılan karan geri çek- tiğı ve yerine iki ayaklı bir karar gerirmek istediği öğ- renildi. Hükümetin bu yola, Türk Telekom'un özelleş- tirilmesinde kullanılmak istenen "hissesenedineçev- rilebflir menkul kr.Tnet"le- rin, Türk Telekom yasa- sında yer almadığı gerek- çesiyle Cumhurbaşka- nı'ndan döneceği endişe- siylebaşvurduğu ifade edil- di. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın hissesenedi- ne çevrilebihr menkul kıy- met kullanma ısran, hükü- meti yine IMF ile karşı karşıya bıraktı. IMF'ye verilen taahhüt- ler gereği, Türk Tele- kom'un özelleştirilmesiy- le ilgili Bakarüar Kurulu karannın nisan sonuna ka- dar imzalanmış olması ge- rekiyordu. Buna uygun ola- rak da çerçeve bir metin Bakanlar Kurulu'nda im- zaya açılmıştı. Ancak bu karar, Unakıtan'ın Türk Telekom özelleştinnesinde hisse senedine çevrilebilir menkul kıymet kullanma ısran yüzünden nisan so- nuna kadar çıkanlamadı. Hükümetin, yasada de- ğişikhk yapümaksızın Türk Telekom özeUeştirmesinde hisse senedine çevrilebilir menkul kıymet kullanma- sınayönelik Bakanlar Ku- rulu karan alması duru- munda, bu karann Cum- hurbaşkanı'ndan geri döne- ceği endişesi taşıdığı öğrc- nildi. Ilk karann bu neden- le geri çekilerek yerine iki ayn karar oluşturulduğu öğrenildi. Buna göre Cum- hurbaşkanı'na imzaya gi- decek ilk Bakanlar Kuru- lu karannda hisse senedi- ne çevrilebilir tahvilden bahsedilmezken ilk karar- la eşzamanlı imzaya açı- lan "Prensip Karan"nda "TürkTelekom'un özefleş- tirOmesinde hisse senedine çevTİlebiMrmenkul krymet- lerdekuüanılabüir' 7 ıbare- si yer alacak. IMF de karşı Hükümet, bu ikinci ka- rann, prensip karan oldu- ğu gerekçesiyle, Cumhur- başkanı'na gönderilmesi- ne gerek olmadığını ve hu- kuki bir sorun yaratmaya- cagını düşünüyor. Ancak. hükümetin bu "manevra- a"nın Dünya Bankası ve IMF tarafindan da olurrüu karşılanmayabileceği edi- nilen bilgiler arasında. Unakıtan'ın hisse sene- dine çevrilebilir menkul kıymet ısrannın nereden kaynaklandığı öğrenileme- di. Kulislerde bu enstrü- manın yurtdışında, özel- likle 'Kaplan'cılann elin- de olan kaynaklann Tür- kiye'ye çekilmesinde kul- lanılabilecegi konuşuluyor r\ r% 1 1 f >7 CHP Genel Başkam Deniz Baykal, İzmir'to tarihi UCHIZ IjCryKCll IZtîllV U€ KemeraraÇarşısrnıgezerkenvatandaşlarmyoğun * flgisn'lekarşılaşn.Özeuıklegençba\"anlarBaykal'la haüra fotoğrafi çektirmek istedi Genç bayanlaıia CHP hderi Baykal'ınfotoğrafinıçekme işi ise tl Baş- kanı Alaattin Yûksel'e kaldı. (Fotoğraf: AA) _ | J J T , . , • , . J u m L . J I , jŞ: ..- , ,„ . . . . . „ AKP, CHP'nin satışa karşı çıkmaması için uzlaşma anyor Ormana karşıbk clokmıııbııazhk ANKARA (Cumhurrjet Büro- su)-Orman arazilerinin satışını ön- gören anayasa değişikliğini tek ba- şına çıkarmakta zorlanan AKP, CHP ile uzlaşma anyor. AKP'de, CHP'nin "dokunumıazhklann st- mrlandu-üması'* koşulunun kabul edilmesi tartışıhyor. AKP Grup Başkanvekili Faruk ÇeKk, doku- nuhnazhklar konusu- nun anayasa paketine konulabileceğini söy- ledi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' in veto ettiği orman ara- zilerinin satışını öngö- ren anayasa degişikli- ğinin Anayasa Komis- yonu'nda dün planlanan görüşme- leri, AKP'nin CHP ile uzlaşma ara- yışı nedeniyle ertelendi. Orman Bakanı Osnian Pepe ile AKP Grup Başkanvekili SaSh Kapusuz önce- ki gün akşam saatlennde CHP Grup Başkanvekili Mustafa Öz>ürekve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi AB Topuz ile bir araya geldi. Top- lantıda görüşmelerin devam etme- si karan almırken; AKP, CHP'ye ba- zı düzenlemelerin değiştirilmesine sıcak yaklaşhğı mesajı verdi. Kozlannı ellerinden alacağız AKP'nin orman arazilerinin iş- lettirilebilmesini öngören 169. mad- de değişikliğini paketten çıkarabi- • Sezer'in veto ettiği orman arazilerinin satışını öngören değişiklik için dün yapılacak görüşmeler, AKP'nin uzlaşma arayışı nedeniyle ertelendi. Hükümette CHP'nin 'dokunuhnazhklaıın suurlanduılması' koşulunun kabul edibnesi tartışıhyor. leceği, orman arazilerinin satışını öngören 170. maddede satışlann birdefaya özgü olarak yapılmasıy- la ilgili bir hüküm konuknasını ka- bul edebileceği ifade edildi. CHP Grup Başkanvekili Musta- fa Özyürek, AKP yetkililerinin gö- rüşme gün ve zamanı konusunda kendileriyle henüz bir temas kur- madıklannı belirterek "Bir araya getirsek dokunulmazhklann sırur- landmhnasmdan başlamak üzere ormanla ilgili anayasa değişiklikle- rini görüşebileceğinıizi ifade edho- ruz. Dokunuunazhklarda uzlaşma sağlandığı takdirde orman konusu- nudagörüşebfliriz. Obnazsaolmaz koşuhunuz dokunuhnazhklann sı- rariandmiınasıdır. Eğer uzlaşma sağlayabiUr- sek önce dokunulmaz- hklanrun smniandırü- ması göruşülür sonra da orman arazilerrvtei- gii değişiklik oyiatur" dedi. Bugüne kadar do- kunulmazlıklann sınır- landnıhnasma sıcak yaklaşmayan AKP, ilk kez olumlu mesajlar ver- di. AKP Grup Başkanvekili Faruk Celik, CHP'nin muhalefetini eleş- ririrken "EDerinde yahıızca doku- nuhnazhk kozu kakb. Onu da elle- rinden alacağız, Dokunulmazhkla- nn smniandmlması paketteyer ab- bûîr''dedi. gördüğünü belirten Kanadoğlu, " Yarguun bağunsızhğı anayasa- da yer alan kimi hükümler ne- denrviezedelennüştir'" dedi. Ka- nadoğlu,"Demokraliksistemler- de bağımsız veetkin bir vargı er- kinin yokluğu sistemi çarpmr ve adı demokrasi de olsa otoriter bir rejim doğar" diye konuştu. Türkiye'nin adınuı yolsuz- luklarla anıldığını söyleyen Ka- nadoğlu, Bingöl depreminde kamu binalanrun yıkılmasının buralarda yolsuzluk ve soygun yapıldığını gösterdiğini vur- guladı. Dokunulmazlıklann sınırlan- dınhnası gerektiğini de belirten Kanadoğlu. "Yoisuznıkiariamü- cadelenin sh aset ayağuu bkayan bu denetim yolunun açdması ve her türhı istismar aracı olarak kuDandması önlenmeMr" dedi. SAHTE BELGE Yaucoğlu ve Şahin'esuç dııyımısu • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, BBP lideri Yazıcıoğlu'nun gerçeğe aykın belge düzenlediğini, bu belgeyi de TRT'ye aday olan Şahin'in kullandığını açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğhı, 'gerçeğe aykırı belge düzentediği' gerekçesiyle BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğiu ve TRT Genel Müdürlüğü'ne aday Mehmet Nuri Şahin hakkında suç duyurusunda bulundu. Kanadoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Şahin'in BBP Genel Başkam Muhsin Yazıcıoğiu tarafindan düzenlenen gerçeği yansıtmayan belgeyi kullanarak RTÜK'e baş\oıruda bulunduğunu hatırlatarak gerçeğe aykrn belge düzenlediği iddiasıyla Yazıcıoğiu ve bu belgeyi kullanan Mehmet Nuri Şahin hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bu arada, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)ise TRT Genel Müdürlügü'ne aday gösterdiği Mehmet Nuri Şahin'in adaylığının düşmesi üzerine, bundan sonra izlenecek yöntem konusunda Başbakanlık'tan görüş isteyecek. RTÜK Başkanı FatihKaraca. Başbakanlık'tan ve hukukçulardan gelecek görüşler doğrultusunda, 5 Mayıs Pazartesi günü toplantı yapacaklanm açıkladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Ingiltere Başbakanı Tony Blair, bir süredir "iki kutuplu yeni bir dünya dü- zen/"ni tehlike olarak gördüğünü yine- leyip duruyor. Blair, açıkça bütün dün- yanın ABD merkezli tek kutuplu dün- yadan yana olduğunu söylüyor ve bu doğrultuda hareket ediyor. Dünya tek kutuplu olabilir mi? Bla- ir'in bu isteği gerçekçi mi? Blair ne de- mek istiyor, önce ona bakalım. Ingiliz Başbakanı, tek kutuplu dünya ister- ken, ABD egemenliğini, ABD'nin dü- zenini kabul edin, diyor. önceki gün Rusya gezisi sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Tony Blair"e, "Nerede Irak'taki kitle imha silahlan" diyesorunca, Blair, "İki kutuplu yeni bir dünya düzeninin tehlikeli olduğu" ce- vabını veriyor. Yani Ingiltere Başbakanı, "Irak'takikit- le imha silahlannı sorarsanız, tek ku- tuplu dünya yerine iki kutuplu yeni bir dünya düzeniistiyorsunuz'demeyege- tiriyor. Bu sözlerden de anlaşılıyor ki, Blair ABD'ye itiraz edilmesini tehlikeli buluyor. Tek Kutuplu mu, iki Kutuplu mu? Ancak, Blair'in isteği eşyanın tabiatı- na aykın. Eğer bir yerde her istediğini yapabilme yetkisini kendinde gören bir güç varsa, ona birileri de itiraz ede- cektir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasın- dan bu yana ABD yönetimi kendisini tek kutuplu dünyanın tek lideri olarak görüyor. Böyle de davranıyor. Bush'un yönetime gelmesiyle birlik- te, ABD yönetimi eskisinden çok da- ha aktif olarak, dünyaya hükmetmeyi kendisinde bir hak olarak görüyor. Fa- kat hükmetmek, itirazı da kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyor. Irak'a sal- dın ve bu ülkenin istilasıyla birlikte tek kutuplu dünyanın ne demek olduğu daha iyi anlaşıldı. ABD, bir iddiada bu- lunacak, bu tddiasını kanıtlamaya onu kimse zorlayamayacak. Daha da ileri gidecek, Birleşmiş Mılletler'in karanna da ihtiyaç duymayacak. • • • Fakat Irak'a saldınyla birlikte, dün- yanın artık iyice iki kutuplu hale zorian- dığı ortaya çıkb. ABD zorladıkça, bu zor- lamaya karşı dünyada yeni direniş odaklan oluştu. Seattle'da, Porto Al- legre'de başlayan ve dünyaya dalga dal- ga yayılan direnişler, ABD merkezli dünyaya direnişin simgeleri haline gel- diler. Sonra Irak'a saldın, dünyada yeni bir barış dalgasını beraberinde getir- di. Savaş isteyen varsa banş isteyen de olacaktı. Savaş isteyen bir avuçtu, banş isteyenler milyonlarca. Banş gös- terileri, savaşa karşı çıkan devletleri de hareketegeçirdi. önceAlmanya, ardın- dan Fransa, Rusya, Çin gibi önemli ül- keler banş saflanna katıkjı. ABD ve In- giltere ıçinde önemli direnişler yaşan- dı. Dünya iki kutuplu halegelmişti. Gel- memesi mümkün değildi ki. Blair bili- yor ki, zaten dünya iki kutuplu. Bu za- ten hayatın gerçeği. O aslında, "Ey karşı tarafsusun, yoksa tehlikeli olur" demek istiyor. ••• Fakat şurası da bir gerçek ki, kutup- lar arası gerilim artıyor. ABD bastırdık- ça köşeye sıkışan karşı taraf kendisi- ni korumak için dahafazladireniyor. İki kutuplu dünyanın da kendi içindefark- lılıklan var. ömeğin dünyanın ezilen ve yoksul kesimleri daha fazla eşitlik is- terken zengin Avrupa ülkeleri, ABD'ye daha fazla pay kaptırmanın endişesi- ni yaşıyorlar. Dünyada kutuplaşma artıyor. Bu ku- tuplaşma ABD ile AB merkezli bir ge- rilim temelindegelişiyor. Eğerönümüz- deki yıl, ABD'de yapılacak seçimleri Bush ve ekibi kazanırsa, belli ki bu ge- rilim daha da tırmanacak. Çelişmeler şiddetlenecek, yeni yeni ülkelersaldı- n hedefi haline gelecekler. • • • Şimdiki durumda biryanda ABD-ln- gıttere-lspanya, öte yanda Almanya, Fransa, Rusya, Çin yer alıyor. Dünya bu kutuplar arasında önümüzdeki dö- nemde daha ciddi gerilimlere sahne ola- bilir. Peki bu çelişme içinde Türkiye nerede yeralacak? Bugüne kadar sta- tükodan yana olan güçler, demokrasi, eşitlik, adalet ve özgürlükler konusun- da zorlanınca, ABD'ye güvendiklerini soyleyerek Avrupa Birliği'ne kafa tutar- lardı. İrak'ın istilası sırasında ortaya çı- kan çelişmeler nedeniyle artıkABD'ye sırt dayamak olanağı büyük ölçüde zayıfladı. Türkiye, Avrupa Birliği'ne es- kisinden daha yakın. Fakat demokra- si, özgürlükler konusunda statükocu olan güçler Türkiye'yi AB ile kapıştır- mak ve ıçine kapatmak istiyorlar. Ciddi şekilde direniyorlar. İki kutuplu dünyada Türkiye'nin te- rnel müttefikinin ABD olamayacağı or- taya çıktı. Bizim yerimiz itiraz edenle- rn safı olmalı. Zaten, şu halimızletek kutuplu dün- yanın, ucuz jandarması olmak dışında br seçeneğimiz olmaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear