23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 2003 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB B B B PB 23 26 26 24 29 30 33 32 Sınop PB 22 Adana A 31 Zonguldak PB 21 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB Y Y PB PB 21 20 20 27 27 26 25 A 30 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A B B B B PB PB 29 29 32 29 28 22 21 Y 17 Yurdur ıç *e dcğu Kesımlerı parçaiı bulut- lu DoğL Karademz' n ıç kesımlerı. Doğu Ana- dolu nun kuzeydogu- su Batı Karadenız'ın ıç kesımlerı Iç Anado- lu nun kuzeybatısı ıle Kutahya ve Bılecık sağnak ve gokgurultu- lu sağnak yağışlı, dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek Havasıcaklı- ğı artacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y PB Y Y Y Y Y 19 12 18 15 18 18 21 17 Münih Y 20 Zürıh Berlın Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y B PB Y Y Y PB PB 22 26 28 24 25 23 24 25 Y 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre HB Y Y PB Y Y Y A 1/ 21 22 26 25 12 11 35 A 35 Parçaiı bulutlu Ss. > Çok bulubL. • Yagmuriu Kariı l i Sulu kar » Gok guruıtulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK B Baştarafı 1. Sayfada kan -RTE gibi- ikide bir "Türkiye eşittir tam de- mokrasi" demeye başlar, işte o zaman Türki- ye'de "bir şeylehn olağan seyrinde yürümediği- ni" araştıran sorularcanlanıyor, kimi olaylar, ge- lişmeler anlam kazanıyor. RTE, "siyaset değirmeninin kimleri öğüttüğü- nüiyibilmeninzorunluolduğunu" söylüyor. Doğ- ru; velakin değirmenin kimleri neden öğüttüğü- nü her şeyden önce kendisinin bilmesi gerekmı- yor mu? Yakın tarih bu kanıyı besleyen örneklerle dolu. 1950'lerde tek başına iktidara gelen Adnan Menderes de, bugünlerde RTE'nin konuştuğu gibi, aynı içerikte demokrasi nutukları atarak.. gitti. 1965'te tek başına iktidara geldikten sonra al- tı kere giden, yedi kere gelen Demirel de; 1971 12 Mart'ından önce, 12 Eylül 1980'den önce, demokratik rejime gölge düşürenlere çatıyor, darbe arayışında olanlara veryansın ediyordu. RTE saldırgan bir üslup benimsemiş, çoğu haklı eleştirilerden ders çıkaracağı yerde; geçmiş liderler gibi demokrasi adına gerçekleri yüzüne söyleyenlere, yazanlara saldırıyor. • • • özenerek bezenerek yazılmış metinden de ko- nuşsa; FTTE, çelişen ifadelerden kurtulamıyor. ör- neğın, CHP'yi Iş Yasası'nın çıkmasını geciktir- mekle, engellemekle suçluyor. Iş Yasası, ışveren sınıfını koruyan kollayan bir yasa olmasa; DİSK gibi, Türk-lş gibi büyük işçi örgütleri neden mitingler düzenlesin? Bu gerçek karşısında CHP'yi suçlamanın doğru ve haklı ya- nı nerede? • • • RTE, uyum sağlayacak üst yapıyı kurma ama- cıyla "cüzi sayıda" atama yaptıklarını, kadrolaş- ma suçlamaları ile karşılaştıklarını söylüyor. Bir başbakan geçmişte birbiri ardına gelen üç hükü- metin atamalarının toplamı ile altı ayda bu hükü- metin kararname sayısını kıyaslayacak, emekli- lik yaşını 61'e indiren yasanın Yüksek Mahke- me'de terslenmesine karşın üniversite ve dışiş- lerine kendine uygun kimlikleri getirmek için ay- nı yolda başka yasal olanaklar arayacak... bu türden oluşmaları kadrolaşma suçlaması diye ta- nımlayacak... Olayı saptırmanın dik âlâsı! Bir yandan "Hiç kimsenin devamı, önü, arkası değiliz" diyor, hemen arkasından "Demokrat Par- ti'nin devamı" olduklarının altını çiziyor. Alman resmi makamlarının şeriatçı kimliğin- den söz ettiği Milli Görüş gibi laik rejim için teh- likeli bir örgütü Antalya'da "siyasi ve ideolojik ha- yalperestlik" diye tanımlıyor. "Milli Görüş elbise- siniçıkardıklarını"ilan ediyor. Ankara'da Milli Gö- rüş örgütüne resmiyet kazandıran Dışişleri genel- gelerinin sözcüğüne bile dokunmuyor, dokun- durmuyor. Erbakan'la birlikte Siyonist, Masonist bir ör- güt diye yerden yere vurduğu, bu anlayışta olan- ların Türkiye'yi gizli kapaklı toplantılarda aldıkla- rı kararlarla dışardan yönettikleri iddiasında olan RTE; çağrılı olduğu Bilderberg toplantısına git- miyor. Gitmiyor ama, Bakan Ali Babacan'ı gizli kapaklı Bilderberg'e göndermekte bir an durak- samıyor. • • • Bizim gazetenin manşeti; "RTE Milli Görüş'ü 'inkâr' etti". Neyi "inkâr" etmedi ki? RTE, "geçmişini unutan ya da geçmişini yad- sıyan adam" rolünde: Islam cumhuriyetini gerçekleştirmek için de- mokrasiyi amaç değil araç diye tanımlayan, ya Müslüman ya da laik olunacağını söyleyen, bu millet istedikten sonra tabii laikliğin elden gide- ceğini, kimse kendi putlarını dikmeye gayret et- mesın, biz putları devirmeye geliyoruz diyebilen, bugün sığındığı egemenliğin kayıtsız şartsız mil- lete ait olduğu sloganını "koskoca biryalan" di- ye yadsıyan bir insan... Gülü tarife ne hacet; el- bette tanıdınız, RTE. Antalya'da çıkmış kürsüye; gömlek değiştirir gibi yakın yıllardaki söylemlerinin tam tersine inanmamızı zorlayan bir konuşma yapıyor. Bu kıvraklığa, bir dizi kimlik inkârına varan dav- ranışa tek sözcük yaraşıyor; pes!.. Tezkere soğukluğu sürüyor Bush, Türk Günü'ne mesaj yollamadı NEWYORK(AA)- Türk Amerikan Der- nekleri Federasyonu (TADF) tarafından her yıl düzenlenen gele- neksel Tiirk Günü Yü- rüyüşü, New York'ta yapıldı. Yürüyüşe Devlet Ba- kanı Mehmet Atalay, tstanbul milletv ekilleri Egemen Bağış ve Onur Öymen, Türki- ye'nin Washington Bü- yükelçisi Faruk Lo- ğoğlu'nun yanı sıra birçok yetkili katıldı. Bu yılki Türk Gü- nü'ne ABD Başkanı George VV. Bush ve New York Belediye Başkanı Michael Blo- omberg kutlama me- saj ı göndermediler. Oysa ABD başkanlan her yıl geleneksel ola- rak Türk Günü dolayı- sıyla iki ülke arasında- ki dostluğun önemini vurgulayan mesajlar yayımlıyorlardı. Buna karşın New York Sena- törü ve eski Başkan Bill Clinton'un eşi Hillary Clinton bir mesaj yayımlayarak Türk Günü ve Yürüyü- şü'nü kutladı. 2.5 mityar lira tazminata tepki • ORDU (Cumhuriyet)-Ordu'nunMesudiye ilçesinın Güneyce köyünde 1997'de özel tım görevlilerince "terörist sanılarak" öldürülen iki çocuktan Cihat Metin'in babası Cevat Metin, îçişleri Bakanhğı'nın 2 5 milyar lira tazminata mahkûm edilmesıne tepki gösterdi. Metin, "Tazminatın miktan bızım çocuklanmızı geri getırmeyecek, ama bu işin peşini bırakmayacağız" dedi. Ankara'da 100 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen mitingde hükümet istifaya çağnldı Emekçiden AKP'ye uyarı İLHANTAŞCI ANKARA - Türkiye'nin dört bir yanın- dan Tandoğan Meydanı'ndakı "tşine, Ekme- ğine,Vatanına Sahip Çık" mitıngıne akın e- den yaklaşıJc yüz bin emekçi, AJCP hülcüme- tini tek ses, tek yumruk olarak istifaya çağır- dı. "Artık bıçak kemiğe dayandı" dıyen Türk-lş Genel Başkanı Salih Kılıç, hüküme- tı "tşçiyi, memuru.emekliyi karşısına" al- maması için uyardı. Türk-lş Genel Sekreten Hüseyin Karakoç, Tekel'i, Petkim'i, Tüp- raş'ı AKP'nin satamayacağını, ışçimn sattır- mayacağını vurguladı. Karakoç, "Baba gibi satacağım" diyen Maliye Bakanı Kemal l nakıtan a "Senin babanın malı mı ki sa- tıyorsun?" dedi. Eylem sırasında kalp krizi geçiren Belediye-Iş Izmir Şubesi üyesi Ay- kut tlye de yaşamını yitirdi. AKPTı tek bir mıllervekılının bile katılma- dıgı mitinge, Bayram Meral, tzzet Çetin'in de aralannda bulunduğu çok sayıda CHP mil- letvekili, ÎP Genel Başkanı Doğu Perinçek, TMMOB Genel Başkanı Kaya Güvenç ıle çok sayıda demokratik kıtle örgütü temsilci- si katıldı. Işçller ba$kente aktı Yurdun birçok ılınden Ankara'ya gelen emekçıler, sabah saatlennden itibaren Hipod- rom'da toplanmaya başladı. Emekçilere, ay- ran. yanm ekmek ve domates ile peynirden oluşan kumanya dağıtıldı. Işçiler, davul-zur- na eşliğinde halay çekip horon teptiler. Oluşturulan kortej eşliğinde miting alanı- na yürüyüşe geçen emekçiler, yol boyunca, "Hükümet şaşırdı, sabnmızı taşırdı", "Vur vur inlesin, AKP dinlesin", "AK Par- ti dediler, hakkımızı yediler", "Tekel'e uzanan eller kınlsın" slogam atarken ıslık ve alkışlarla da hükümeti protesto ettiler. Iş- çilerin taşıdığı "59. hükümet senden önce- kileri unutma", "En büyük sevap. işimizi geri vermektir" ve "Taşeronlaşma kat- merli sömürü demektir" yazılı dövizler dikkat çektı. Maden işçilennın baretleriyle yürüyüşe ka- tıldığı eylemde, bazı emekçiler ellerinde "patlak ampul" taşıdılar. Trabzon Tes-Iş Şu- besi'ne bağlı işçiler, kemençe eşliğinde ho- ron teperken, Zonguldak Şubesi üyelen de bir zennenin oyunuyla yürüdüler. Başladıktan 1 saat sonra bile işçilerin ala- na girişinin sürdüğü mitingde, yaşamını yi- tiren işçiler anısına saygı duruşunda bulunul- du. Istiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşmalara geçildi. Türk-tş Genel Sekreten Hüseyin Karakoç, Tekel'i. Petkim'i, Tüpraş'ı kimsenin satama- yacağını, işçilerin sattırmayacağını vurgula- yarak AKP hükümetine, "Kafanızı öyle bir kayaya çarparsınız ki nerden geldiğinize şaşarsımz" diye seslendı. Kemal Unakı- tan'uı ulusal varlıklan "Baba gibi sataca- Tandoğan Meydanrna akın eden emekçilerden bazıJarı patlamış ve kararmış ampuller taşıdı. (Fotoğraflar:SERDAR ÖZSOY) ğım" sözünü anımsatan Karakoç, "Senin babanın malı mı ki safıyorsun. Gücün yet- mez. Ölümüne mücadele edeceğiz" dedi. Petrol-Iş Genel Başkanı Mustafa Oztaşkın. hükümetin, sırtıru işverene dayayarak emek- çilere savaş açıtığını belirterek, "Biz de size savaş açıyoruz. Galibi de biz olacağız. Çün- kü biz halkız, 70 milvonuz. Onlarsa bir avuç" dedi. Niyet değil dlyet mektubu' Türk-lş Genel Başkanı Salih Kılıç, "Bu ülkenin üreten, alınteri akıtan, vefakâr iş- çisine, emekçisine iş güvencesi hakkını bi- le çok görüyorlar. 2.5 milyon işçiyi iş gü- vencesi kapsamı dışına çıkardılar. 70 yıl- lık haklarımızı budadılar. Kınıyorum on- lan" diye konuştu. Hükümetlenn IMF'ye "niyet değil, diyet mektuplan" verdığını vurgulayan Kılıç, şunlan söyledi: "Bu fakir milletin eli bunlan yapanlann yakasındadır. Bunu böyle bilsinler. Onla- nn sosyal kesim dedikleri meğerse TÜSİ- AD'mış,TOBB'muş,TÎSK'miş. Ey bu ül- kenin işçisini, menıurunu. emeklisini gör- mezden gelen hükümet, bu ülkede işçiler de vardır. İşçiyi, memuru, emekliyi karşı- nıza almavın.Artık bıçak kemiğe dayandı. Bu mudurAdalet ve Kalkınma Parrisi'nin adaleti? Bu mudur işçi dostluğu?" Işverenlere de seslenen Kıiıç, "Bu ülkeyi işçiler batırmaz. Hortumcular batınr, vur- guncular batınr, soyguncular batınr" de- di. Mitinge "Vatanına sahip çık" adını koy- duklannı anımsatan Salih Kılıç,"Vatan Pet- kim'dir. Tüpraş'tır, Tekel'dir. Vatan ma- denlerimizdir. Enerji santrallanmızdır. Demiryollanmızdır. Vatan bu cumhuriye- rin tüm kazanımlarıdır" diye konuştu. Sa- lih Kılıç, emekçilere, "Bu vatanı IMF'ye, Dünya Bankası'na, Grosman'a, Wolfo- vitz'e, Verheugen'e karşı koruyacak mısı- nız? Bu ülke\i muz cumhuriyeti gibi gös- termeye çalışanlara karşı vatanınıza sahip çıkacak mısınız" diye sordu. Türk-lş Başkanı Salih Kılıç, bu mitingin son değil başlangıç olduğuna dikkat çekerek "Taleplerimiz kabul edilmezse, o koltuk- larda oturanları rahat bırakmayacağız. Türkiye'nin 81 ilini miting alanına çevire- ceğiz" diyerek hükümeti uyardı.Salih Kı- lıç'ın sözleri sık sık. "Hükümet istifa", Vur vur inlesin AKP dinlesin" sloganlan ile kesildi. Miting olaysız sona erdi. Kamu-Sen Başkanı Akyıldız, hükümetin verdiği sözleri yerine getirmediğini söyledi 'Aldatma ve Kandırma Partisi' ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıl- dız, AKP hükümetinin verdi- ği sözleri yerine getirmediği- ni belirterek "Göreve geldik- leri gibi acil eylem planı ha- zırladılar. 3 ay, 6 ay geçti. Bi- zim için ne yaptılar?" dedi. Akyıldız, AKP açılımının "AJdatma ve Kandırma Par- tisi" şeklinde olması gerekti- ğini de söyledi. Türkiye Kamu-Sen Yüksek tstişare Kurulu (YÎK) Eyüboğ- lu Öteli'nde toplandı. Toplan- tının açılışında konuşan Genel Başkan Akyıldız, 6 aydır sus- tuklannı ve yeni hükümetin ic- raatını izlediklerini kaydede- rek, krizlerin faturasının çalı- şanJardan çıkanlmak istendi- ğini söyledi. Akyıldız, "Dub- le yoldan başka tüm kesimle- ri ilgilendiren tek olay ger- çekleşmedi. Bizim için ne yaptınız?" diye sordu. Hükümetin en düşük ve en yüksek maaş alan memurlar arasında denge sağlamak için zam oranında farklıhk yaptı- ğını, ancak maaşı düşük ola- nın eline 40 milyon, yüksek olanın ise 117 milyon dolayın- da para geçtiğini anlatan Ak- yıldız, "Şimdi biz Adalet ve Kalkınma Partisi'ne, Aldat- nıa ve Kandırma Partisi de- sek yalan söylemiş mi olu- ruz" dedi. Nema ödemelerinde yaşa- nan sıkıntılara da değinen Ak- yıldız, 400 milyon lira alma- yı bekleyen bir çalışanın eli- ne 7 milyon geçmesine anlam veremediklerini, hükümetin kasıth olarak sorun çıkardığı- nı söyledi. Etek boyundan siyasi çıkar• Baştarafı 1. Sayfada moda tasanm ögTetmenleri tarafindan hazır- landığı belirtilen kıyafetler, yıllar öncesınin törenlerinde giyilenlerle karşılaştınldığın- da AKP'nin gölgesi fark ediliyor. Bazı eğitimciler, keyfi uygulama olanağı getiren hükümet düzenlemesiyle kimı iller- de farklı giysilerin öğrencilere giydirilebile- ceğine dikkat çekerek, "Bayrama gölge dü- şürülmemeli, bu konuda tüm yurttaşlar gerekli hassasiyeti göstermeli, yetkiliJeri keyfi uygulamalar konusunda mutlaka uyarmalıdır" dediler. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalanna katılan genç kızlann giydiğı kıyafetler Demokrat Parti ik- tidanyla birlikte tartışılır oldu. Halkın dini inançlannı sömürerek oy ve çıkar elde etme- yi planlayanlar, gerici odaklara şirin görün- mek amacıyla 19 Mayıs kutlamalan yaklaş- tıkça gösterilerde öğrencilerin giyeceği kıya- fetleri sorun haline getirdi. 194O'lı yıllar boyunca kıyafetler spor ve gösterilere uygun bir şekılde tasarlanırken 1950"den sonra Demokrat Parti ıktidan sıra- sında gençlerin giydiği şort ve etek boylan uzamayabaşladı, 1960Tı yıllar bovoınca gençler kısa şort ve mini eteklerle göstenye çıktı. Gençler, 70'li yıllar boyunca da mını etek, mini şort ya da mayo ile törenlere rahat hareket imkâm sağ- layan kıyafetlerle katıldı. 1970'lenn sonuna doğru dinci hareketlerin yeniden güçlenme- si üzerine etek \e şort boylan tartışma konu- su edildi. 1980 askeri darbesinin ardından eteklerin \ e bluzlann kollan uzadı. Etek boy- lan 1982 ve 1983'te diz altına kadar ınerken 1986'da uzun tayt üzerine etekler giyildi. Kız öğrencilerin şort boylan bileklere kadar iner- ken vücuda yapışan dar bluzlardan kaçtnıl- dı. 1984'te Turgut ÖzaPın ıktidannda ıse dönemin Milli Eğitim Bakanı Vehbi Din- çerler, törenlere karılacak kız öğrencilerin İcıyafetlerini "yan tesettür" şekline dönüş- tümıek içuı öğrenci velilerine yönelik bir an- ket yaptırmış, alınan sonuçtan, "Demokra- tik şekilde araştırdık, bu sonuca ulaşfık" gerekçesine sığınmıştı. " 1990'h yıllarda RP-DYP koalisyon dö- nemlennde şort ve eteklerin boylan uzatılır- ken gençler spora uymayan kıyafetlerle gös- terilere katıldı. Gösterilenn yapıldığı stad- yumlarda öğrenciler yan tessettür olarak ni- telenebilecek kıyafetlerle dans ve oyunlan- nı sergilmeye çalıştı. Ecevit'in başbakan olduğu 1999'da, genç- ler bileklere kadar uzun, hareketi engelleyi- ci etek ve elbiselerinin altına tayt giydirile- rek gösterilere çıkanldı. 2001 yıh törenlerin- de Kuleli Askeri Lısesı ile Kandilli Kız Li- sesi öğrencılerinin tangosu, şeriatçı basınm hedefi oldu. 22 Mayıs 2001 tanhli Akit ga- zetesinde. köşe yazan Hasan Karakaya'nm yazısında. "Çıplaklık ve onun teşhir edil- mesi bir çağdaşlık ve medeniyet ölçüsü ol- saydı, dünyanın en çağdaş ve medeni in- sanlarıAfrika kabileleri olurdu" sözleriy- le, dinci düşüncenin gençlerin tören kıyafet- lerine bakış açısmı ortaya koydu. GUNDEM MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada "ABD ilişkileri iyice buzlaştmyor. Dışişleri Baka- nı Abdullah Gül'ün ABD'yiziyaret istemine hayır karşılığı verildi... Dışişleri Müsteşanmıza, 'Irak'ta- ki faaliyetlerinizden rahatsızız' dediler... Büyükel- çi Pearson, bütün bunlan Dışişleri'ne birbirilet- ti... ilişkilerde soğuk bir dönem başlıyor..." Dün öğle saatlerinde ABD'nin Ankara Büyükel- çiliği yazılı bir açıklama yaptı. "Soğuk bir dönem yok" dedi, devam ettı: "Türkiye ile birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Karşılıklı yoğunluk var, uygun birzamanda Gül de ABD'yi ziyaret edebilir..." Sızan haberlere göre dün, Pearson'la Gül An- talya'da görüştüler ve soğukluğu giderdiler. Son olaydan geriye doğru gıdınce, akla şöyle bir benzetme geliyor: ABD ilişkilerimiz buzdolabıyla fırın arasında gi- dip geliyor! Hiçbir ilişki pişmekle donmak arasında gıdıp gelen bu iklim değişikliğıne dayanamaz! Ya çığ- leşir ya pişkinleşir! Karşılıklı açıklamaların da durumu netleştirme- ye yetmediğini görüyoruz. Zira hem ABD hem Türkiye yönetimınde etkili kişilerin yaptığı açıkla- malar buzdolabı-fırın benzetmesine elektrik veri- yor. Savurma Bakan Yardımcısı Wolfowitz esiyor: "Türkiye hata yaptım desin, yenı bir sayfa aça- lım..." Başbakan Erdoğan karşılık veriyor: "Biz hiçbir yerde hata yapmadık, özür de dile- meyiz..." Gül başka telden çalıyor: "Wolfowitzhaklı... Konuşmanın bütününebak- mak lazım." Araya Dışişleri Bakanı Powell giriyor: "Türkiye'den özürdilemesıniistemedik. Ortada hata diye tanımlanacak bir şey yok. Hayal kınklı- ğına uğradık, o kadar..." Povvell'ın yumuşak duruşuna yardımcısı Gross- man hafif ayar yapıyor: "Powell böyle dedi ama, hiçbir şey olmamış gi- bi de davranamayız, ona göre..." Açıklamalara özel yorumlar Açıklamalar böyle uzayıp gidiyor ama, bir de bunun yorumu var. Sağ olsun meslektaşlarımız, Bush'un, Wolfowitz'in, Powell'ın ne demek iste- diğini onlardan daha iyi biliyorlar. Hani şöyle bir diyalog tasarlasak çok da hayal ürünü olmaz: Bizimki (B)- Sayın Wolfowilz, bu açıklamanızla Türkiye'nin ayağınıdenkalmasıgerektiğini, bir an önce aklını başına toplamazsa kötü olacağını söy- lediniz, değil mi? Wolfowitz (W)- Ee yani, o kadar da değil tabii. Hani Türkiye, durumu gözden geçirse, diyoruz. Bizim o bölgedeki hedeflerimizin Türkiye'nin de yararına olduğunu söylüyoruz... B- Hah işte, ben de bunu diyorum. Yanı sız, ey Türkiye, sen bu Suriye'ye, Iran'a yüz verirsen, çok fena olur. Derhal ilişkilerini kes, dıyorsunuz... W- Hemen kes gibi bir şey de değil... Dikkat et diyoruz. Onlarla görüşürken, bizim çok ciddi ol- duğumuzu söylemesi gerektiğini düşünüyoruz. B-Tabii işte, vururuzdiyorsunuz. Karşımıza Tür- kiye çıkarsa, o da güme gıder, Türkiye'ye yazık olur, biz Türkiye'yi çok seviyoruz dıyorsunuz. W- Türkiye bizim çok eski dostumuz. Ama son dönemde bu dostluğa yakışan davranış içinde değil... B- Evet evet bunu biraz açalım. Türkiye ne yap- ması gerektiğini bilmiyor. Siz burada çok açıkça söyleyin, sanıyorum anlayacaklardır. Türkiye, çı- kannın nerede olduğunu bilmeyen bir ülke. Sizin konuşmalarınızdan çıkan özet aynen böyle görü- nüyor. W- Bütün bunları ben mi dedim? Diyaloğu burada kesip, soralım: Acaba, Türkıye'deki pek çok meslektaşımız için, Amerika'nın Türkiye muhabirleri desek, abartmış mı oluruz? ankcum@ttnet.net.tr KADIKÖY'DE GENÇLER BULUŞTU Anıtkabir'de 19 Mayıs için güvenlik önlemi ANKARA-KIRŞE- HİR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Mustafa Kemal Atatürk'ün 84 yıl önce Samsun'a ayak basma- sıyla başlayan ulusal mücadelenin simgesi olan 19 Mayıs, bu yıl da büyük bir coşkuyla kut- lanacak. Büyük önderin, Ban- dırma vapuruna biner- ken. "Biz Anadolu'ya ne silah, ne cephane götürüyoruz. biz ideali ve imanı götürüyoruz" sözleriyle meşalesinı ruttuğu bağımsızlık ate- şi, yurdun dört bir ya- nında yeniden yakıla- cak. Yann başlayacak 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayra- mı kutlamalan nedeniy- le Anıtkabir'de güvenlik önlemleri alındı. Bu çer- çevede Anıtkabir, bugün saat 13.00'ten yann sa- at 11.00'e kadar halkın ziyaretine kapatıldı. Ak- deniz Caddesi ıle Genç- lik Caddesi de yarınki törenler boyunca trafığe kapalı olacak. Anıtkabir ve 19 Mayıs Stadyumu üzerinde 08.00-13.00 saatlerı arasında uçuş yasağı uygulanacak. 19 Mayıs kutlamalan yann Atatürk'ün Sam- sun'a çıkış saatı olan 07.00'de top atışı ile başlayacak. Anıtka- bir"de saat 09.00"da ya- pılacak devlet töreninın ardından 19 Mayıs Stad- yumu'ndakı törene ge- çilecek. İstanbul'da 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayra- mı. Kadıkoy Beledıyesı tarafindan düzenlenen "3. Gençlik Buluşma- sı" adlı şenlikle kutlan- dı. Şenlikte, tiyatro sa- natçısı Rutkay Aziz'in katıldığı söyleşınin ya- nı sıra tiyatro ve dans göstenleri sergilendı. Kadıköy Beledıyesi 'nin şenliği 3 gün sürecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear