Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 NİSAN 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Arap sermayesini
çekme çabası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Ekonomiden
sorumlu Devlet Bakam Ali
Babacan, dün Dışişlen
Bakanhğı'na giderek
Dışışleri Bakaıu Abdulah
Gül'le görüştü. Babacan'ın
bakanlıkta bulunduğu
sıralarda, BDDK Başkanı
Engin Akçakoca da
Dışişlen Bakanhğı'na geldi.
Akçakoca'run temaslannda,
•'Arap sermayesinin Türk
bankalanna çekilmesi" için
yapılması gerekenlerin ele
alındığı öğrenildi. Gül'ün
Riyad'daki temaslan
sırasında, Irak savaşı
sonrasında Arap
sermayesinin Türkiye'ye
çekilebileceği görüşünün
ağırlık kazandığı belirtildi.
Kadrolaşmanın
izini süruyor
• ANKARA (ANKA)-
Hükümetın kamuda
kadrolaşmasını mercek
altına alan DYP Genel
Başkanı Mehmet Ağar,
kurmaylanna özellikle
bürokrasinin mali konulara
bakan ayaklanndaki
değişikliklen araştınnalan
talimatı verdi. DYP Genel
Başkan Yardımcısı Oğuz
Tezmen. bu konuda "Sayın
Cumhurbaşkanı
ımzalamayarak bazı
atamalara engel oluyor.
Ama Cumhurbaşkanı'na
gitmeyen alt düzeydeki
tasarruflan
gerçekleştiriyorlar" dedi.
Soykrım savma
beigeli yanıt
• ANKARA (AA)-
Başbakanlık Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğû,
"Ermeni soykınmı"
iddialanna. Ermenilerin
yaptığı katliamlan
belgeleyen orijinal
arşivlerle yanıt veriyor.
u
www.devletarsrvleri.gov.t"
adresli internet sitesinde yer
alan açıklamada iddialann
temelsizliğini ortaya
koymak üzere belgelerin
kullanıma açıldığı belirtildi.
Ermeni konusunun da
tarihin asıl kaynaklanna
inilerek değerlendirilmesi
gerektiği ifade edilen
açıklamada, Türk
arşivlerinde konuya ilişkin
milyonlarca belge
bulunduğu kaydedildi.
Hastanetertam
kapasite çafeşacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-AKP Genel
Başkan Yardımcısı Dengir
Mir Mehmet Fırat, Devlet
Demiryollan hastaneleri,
polis hastaneleri ve belediye
hastanelerinin Sağlık
Bakanhğı'na veya Sosyal
Sigortalar Kunımu'na devri
ve dolayısıyla tam
kapasiteyle çahşması
konusunda karar alındığını
bildirdi. Fırat. sağlık
ocaklannm yapımı yerine,
özellikle büyük şehirlerde
ve üçelerde kiralanması
yönünde bir yetki
verildiğini belirterek
"Böylece aynı parayla bir
sağlık ocağı yapılması
yerine 5-6 sağlık ocağının
kiralanması imkânı ortaya
çıkmış olacak" dedi.
Vezipoğlu'na dava
• ANKARA (Cumhuriyet)
- Vinsan AŞ'nin sahıbi ÂJi
Haydar Veziroğlu hakkında,
müvekkilinın alacağına
ilişkin görüşmeye gelen
avukatı "tehdit ettiği" ve
"hakarette bulunduğu"
iddiasıyla 5 yıl 6 aya kadar
hapis istemiyle dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı
Adnan Şahin tarafindan
asliye ceza mahkemesine
açılan davanın
iddianamesinde, Veziroğlu
hakkında TCY'nin
"şahıslara karşı müessir
fıiller", "tehdit". "hakaret
ve sövme cürümleri'"
suçlannı düzenleyen
maddeler uyannca
13 aydan 5 yıl 6 aya
kadar hapis istendı.
Muhalefet partileri, Erdoğan'ın 'başkanlık sistemi' önerisine sert tepki gösterdi:
Diktatörlüğe dönüşürÖzal'ın kötü bir kopyası
Türkiye gibi ülkelerde bütün
yetkileri tek bir kişiye
verirseniz, kısa sürede
diktatörlüğe doğru kayma olur.
Otokratiktehlike
Yasama yürütmeden
aynlmamışsa başkanlık sistemi
demokratik olmaktan çıkar
otokratik yönetime dönüşür.
Cündemi saptırıyorlar
Bugün Türkiye'nin öncelikli
daha pek çok meselesi var.
Daha önemli konular var.
Ekonomik sıkıntılar var.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Muhalefet partileri, Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan' ın
"başkanhksistemi" önermesine
sert tepki gösterdi. CHP Grup
Başkanvekili MustafaÖzyürek,
Erdoğan'ı "ÖzaTmkötübir kop-
yası" diye niteleyerek, Türkiye
gibi ülkelerde bütün yetkilerin
tek bir kişiye verilmesi halinde
kısa sürede diktatörlüğe kayı-
şın olacağını söyledı. Başkanlık
sistemini Türkiye gündemine
taşıyan TurgutOzal'ın kurduğu
ANAP ise başkanlık sistemine
karşı çıktı.
Başbakan Erdoğan'ın *Baş-
kantakve yan başkanlık sistemi
benim siyasette arzumdur" yö-
nündeki sözleri muhalefetin tep-
kisiyle karşılaştı. CHP Grup
Başkanvekili Özyürek, bu tav-
n gündemi değiştirme taktiği
olarak değerlendirdiğini söyle-
di. Bu konulann Türkiye'de çok
tartışıldığım belirten Ozyürek,
"Özal'ın kötü bir kopyası oldu-
ğu için Sayın Erdoğan, Özal'ın
gündeme getirdiği, ancak Türk
toptumunun benimsemediği ko-
nulan durmadan ısıüp ısıüp or-
taya getiriyor" dedi. Parlamen-
ter sistemin 1920'lerden bu ya-
na başanlı biçimde sürdügünü,
ancak kötü bir yönetim olduğu
zaman bu sistemin başansızlı-
ğından söz edilebileceğini vur-
gulayan Özyürek, şu görüşleri
dile getirdi:
"Türkiye gibi ülkelerde bü-
tün yetkileri tek bir kişiye verir-
seniz, kısa sürede diktatörlüğe
doğru bir kayma olur. Başkan-
lık sisteminde bunu önleyecek
hiçbir mekanizma da yoktur.
Parlamenter sislemi değjştirmek
için neden yok. Bu cumhuriye-
tin 80 vühk birikiminden rahat-
Dünya
Demokrasi
tehdit
alünda
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başkanlık sistemi,
ABD başta olmak
üzere Fransa ve Latin
Amerika ülkelerinde
uygulanıyor. Fransa,
yan başkanlık sistemini
benimserken; Kosta
Rika, Venezüella,
Kolombiya ve Peru,
başkanlık sistemini
uygulayan ülkeler
arasmda yer ahyor.
Başbakan Tayyip
Erdoğan'ın Türkiye'de
de uygulanmasıru
istediği başkanlık
sistemi, ağırhklı olarak
ABD ve Fransa dışında
Latin Amerika
ülkelerinde kabul
göriiyor. Kosta Rika
1949, Venezüella 1958,
Kolombiya 1974 ve
Peru da 1979 yılında
söz konusu sisteme
geçti.
Uygulanan ülkeler
Arjantin, Uruguay,
Brezilya, Şili,
Paraguay, Nikaragua,
Ekvator, Bolivya,
Honduras, Guatemala
ve Dominik
Cumhuriyeti'nde de
başkanlık sistemi
uygulanıyor. Latin
Amerika dışındaki
ülkelerde başkanlık
sisteminin otoriter ve
totaliter rejimlere
dönüştüğü belirtilirken
bu ülkelerde
demokrasinin sürekli
tehdit altında olduğu ve
kimi gerekçelerle
askeri darbe
olasılığının her zaman
gündemde olduğuna
dikkat çekiliyor. Latin
Amerika dışında
başkanlık sisteminin
uygulandığı Filipinler
ve Endonezya gibi
birçok ülkede
demokratik
geleneklerin
yerleşmediğine işaret
ediliyor.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
BÜROKRASlpe-
BİZMLZ ÇALIŞACAK
OLAK1UAR, VÜCUT
musakart@yahoo.com
sız olanlann Türkiye'yi diledik-
leridoğruItuyayörilendirmear-
zusunu gösteriyor."
ANAP Geneİ Başkan Yardım-
cısı Mehmet Keçecüer, Turgut
Özal dönemınde bunu ılk defa
ortaya atan partinin ANAP ol-
duğunu anımsattı. Özal'ın bunu
savunduğu dönemde Süleyman
Demirelin "Padisahhk yetkisi
istiyor" diyerek karşı çıktığına
işaret eden Keçeciler, "Biz
ANAP olarakTürkrve'nin
parlamenter demokrasiyi
devam ettirmesi gerekngi-
ni, başkanlık sisteminin
Türkiye'de bazı sorunlar
giderilmeden uygulanma-
sı halinde yeni sorunlara
neden olabfleceğini düşün-
dük" dedi.ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Nesrin
Nasda "Eğertophımdade-
mokrasi kültürün bir par-
çası değüse, shü tophım ge-
uşmemişse,yasamayürüt-
meden kesin olarak ayrü-
mamışsa bu toplumda baş-
kanlık sistemi demokratik
olmaktan çıkar, otokratik
yönetim biçimine dönü-
şür" dedi.
DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar, başkanlık
sisteminin, başlangıçtan
beri savunduklan görüş-
leri olduğunu belirt-
erekTürkiye'de yan baş-
kanhkvebaşkanhksistemi
gibikraatm önünü açacak,
güçlü icraat yapacak ama
bir ölçüdede demokrasinin
kurumlannı yerleştirecek
bir yapısal değişikliğe ihti-
yacıvar."dedı.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Nevzat Ercan,
AKP'nin başkanlık siste-
mini, gündemi saphrmak
amacıyla tartışmaya açmış
olabileceğine işaret etti.
Ercan. Türkiye'nin daha
önemli sorunlan olduğunu,
ekonimik sıkıntılannın bu-
lunduğunu söyledi.
İstikrar ve hızlı gelişme için güçlü icra savunusunun ardında iktidar isteği yatıyor
Ozal ve Demîrel de istemîşti
Turgut Özal
Süleyman Demirel
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - "Başkanhk sistemi". es-
ki Cumhurbaşkam TurgutÖzaTın
başbakanlığı döneminde "ikiıı-
ci cumhuriyet" tartışmasıyla eş-
zamanlı olarak Türkiye günde-
minde önemli yer ruttu.
Özal, ANAP'ın ge-
nel başkanıyken tek ba-
şına iktidar olduğu
1983 sonrasında "baş-
kanlık sistemi" tartış-
masını gündeme getir-
di. Turgut Özal, "Et-
nik farklıhklar bulu-
nan ülkelerde başkan- ~ ™ ~ "
uk sistemi bulunuyor ve bu ülke-
teribir aradatutuyor" diyerek bu
sistemin Türkiye'ye uygulanma-
suıı önerdi. Dönemin muhalefet
lideri Süleyman Demirel "Padi-
şahhğıgetirir" diyerek bu öneri-
ye karşı çıktı.
1987 yılının sonunda bu konu
Milli Güvenlik Kurulu günde-
mine de alındı. Seçimde yüzde
10 barajının yanı sıra başkanlık
sistemi de MGK'de tartışıldı.
Ancak devletin zirvesinde an-
laşma sağlanamadığından Milli
• Özal'ın başkanlık sistemi önerisine
dönemin muhalefet lideri Demirel
"Padişahlığı getirir" diyerek karşı çıktı.
Ancak Demirel de Cumhurbaşkanlığı
makamına geldikten sonra sistemi savundu.
Güvenlik Kurulu'nun sonuç bil-
dirgesinde bu konuya yer veril-
medi. Daha sonra Cumhurbaş-
kanlığı'na seçilen Özal, hükü-
met kararlanndaki etkinliğiyle
"fîüi başkanlık sistemi uyguladı-
ğı" eleştınlerine hedef oldu.
Süleyman Demirel de daha ön-
ce karşı çıktığı sistemi Cumhur-
başkanlığı makamına geldikten
sonra savundu. Demirel. 5 er yıl-
dan en fazla iki kez seçilmesi
koşuluyla başkanlık sistemi öner-
di. tstemi Cumhurbaşkanlığı sü-
^____ resininsonunarastladı-
ğı için "Kendisi için
başkanhkisthor" eleş-
tirisiyle karşılaştı. Bu-
nun üzerine "kendisin-
den sonra uygulanmak
üzere" önerisinde ıs-
rarlı oldu.
^ ~ " ^ ~ Bu sistemi savunan-
lar daha çok "siyasiistikrarve hız-
h getişme için güçlü icra" gerek-
çelerine dayandı. Karşı çıkanlar
ise "dikta rejimi kurulabiKr, iç ça-
üşmaya neden olabilir, parti di-
siplini nedeniyle sağlıkh çalış-
maz" gerekçelerinı savundu.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, 'Parlamenter sistemin miadı doldu' dedi
Erdoğan zenıinhazırlıyorANKARA (CumhuriyetBürosu)- "S-
yasettekiidealimAnıerikanmodelLbaş-
kanhk sistemi" diyen Başbakan Tayyip
Erdoğan, yerel yönetimlerve kamu yö-
netimi tasanlanyla başkanlık sisteminin
altyapısını hazırlıyor. AKP yöneticile-
rinin "vahTerin seçimle gehnesi" öneri-
si de eyalet sısterru için zemin oluşrur-
ma çabası olarak nitelendiriliyor.
TBMM Anayasa Komisyonu Başka-
nı Burhan Kuzu, "Parlamenter siste-
min miadı doldu. Başkanlık sistemi,
Türkiye için bir şansür" diye konuştu.
TBMM Başkanvekili tsmaü Alptekin
de "Eğer Türkiye'nin şartiannauygun
olursa ülke için herhalde hi olan yapı-
tar" dedi.
•T
• Erdoğan, yerel yönetimler ve kamu yönetimi tasanlanyla
başkanlık sisteminin altyapısını hazırlıyor. AKP yöneticilerinin
"valilerin seçimle gelmesi" önerisi de eyalet sistemi için zemin
oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.
Eski cumhurbaşkanlan Turgut Özal
ve Süleyman Demirel' in ilk olarak gün-
deme getirdiği "başkanlık sistemi" tar-
tışması, Başbakan Erdoğan'ın açıklama-
lanrun ardından yeniden alevlendi. Mer-
kezi yönetimin yetkilerinin büyük ölçü-
de yerel yönetimlere devredilmesi, va-
lilerin seçimle gelmesi gibi önerilerin ar-
dından Erdoğan'm idealindeki sistemi
"başkanhk sistemi" olarak açıklaması
"bilinçli bir zemin hazniama" operas-
yonu olarak değerlendiriliyor.
TBMM Anayasa Komisyonu Başka-
nı Burhan Kuzu, Erdoğan'm açıklama-
lanm, "isabethbiryakiaşırn,Türkiye kön
çok bü>ük bir şans" olarak nitelendı-
rirken kendısinin bu konuda uzun yıl-
lar çalışma yaphğını söyledi. Türki-
ye'nin hantal parlamenter yapıyla bir ye-
re varmasının mümkün olmadığını ile-
ri süren Kuzu. "Özal gerçekleştireme-
di, umanm Tayyip Bey gerçekleştirir"
dedi. Başkanlık sisteminin Türkiye'de
uygulanabilecek bir sistem olduğunu
savoınan Kuzu, "Fikir olarak tarnşıhr
ve tüm toplum kesimleriyle uzlaşma
sağlanırsa memleket bakumndan ya-
rarholur'' diye konuştu. Parlamenter sis-
temin çok dağınık olduğunu, "sonım-
hı ve yetküiler"in bulunamadığını öne
süren Kuzu, yurrtaşa hesap veribnesi ge-
rektiğini, bunun ancak başkanlık siste-
mi ıle sağlanabileceğini söyledi.
Ku\
r
vetler aynmının parlamenter sis-
temde uygulanamadığını iddia eden
Kuzu, hükümetin hem yürütme hem de
yasama göre\ini yürüttüğünü, bunun
da yasamamn denetleme fonksiyonunu
rafa kaldırdığını belirtti.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Süleymancı-Nurcu-MG
Kavgası...
Islam Kültür Merkezleri Almanya, Belçika ve
Hollanda'da en güçlü örgütler değil mıdir?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişle-
ri Bakanı Abdullah Gül, Avrupa'daki islamcı ör-
gütlerin korunup kollanmasını. Türkiye Cumhu-
riyeti Devleti'nin bu örgütlerie ilişki kurmasını is-
tiyor...
Erdoğan diyor ki:
"Ülke hassasiyetlerini koruyan derneklerle, va-
kıflaria niçın bizim büyükelçilerimiz ilişki içinde oi-
masın..."
Gül de benzeri şeyler söylemişti, anımsatayım:
"Bu gibi örgütler tamamen dışlandığında kar-
şı ülkenin istihbarat örgütlerinın kucağına düşü-
yoriar. Bunlan dışlamakyerine ilgilenmekgerek..."
Bugün Avrupa ülkelerinde 'Milli Görüş' ve onun-
la aynı çizgide bulunan 'Islam Kültür Merkezle-
ri' yıllardan beri 'Büyükelçiterin protokolünde 'ydi
aslında...
Almanya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerdeki
'Milli Görüş' ve 'Islam Kültür Merkezleri' 1980
öncesi, 'Süleymancılann' egemenliği altındaydı...
199O'lı yıllarda ise devreye 'Nurcular' girdi, ca-
mi örgütlenmesinde kıyasıya bir yanş başladı.
Necmettin Erbakan ın denetımindeki 'Milli Gö-
rüş', camilerden büyük gelır elde etti, okullar aç-
tı, Alman siyasileriyle bırlikte vakıflar kurdu...
Avrupa'daki 'İslamcı Örgütlenme' Türkiye'de
en çok Necmettin Erbakan'ın işine yanyordu. 0
yıllar Erbakan Hoca'nın yanından aynlmayan Er-
doğan ve Gül, Avrupa'daki 'Milli Görüş'ü bugün
AKP'nin yanına çekmeye çalışıyor.
• • •
Aslında kavganın bir başka yennde Süleyman-
cılar ve Nurculann Fethullahçı kanadı bulunuyor.
Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, bu-
gün Fethullahçılarla çok sıkı ilişki içinde...
Süleymancılaria ise aralan pek iyi değil!..
Tüm sorun 'camilerin' ele geçirilmesi...
Çünkü 'camiler' para basıyor!..
Erbakan'a yakın bir 'Mıllı Görüş'çü bakın neler
anlatıyor:
'•'Almanya 'da camiler üç-dört katlı binalardır.
Bir katında küçük bir oda mescittir. Kimse bura-
da namaz kılmaz. Diğer katlar da süpermarkete
dönüşmüştür. Etten peynire, kasetten kıtaba ka-
dar ne ararsan bulursun. Hamburg'daki camile-
rin on tanesı 'Milli Görüşçülerin', beş tanesi Sü-
leymancılann, üç tanesi de Fethullahçılanndır."
Yurtdışındaki 'dinci örgütlenme'ye siyasi ikti-
dariarhep destek vermiştirL
1980 yılında yurtdışında 230 din görevlisi var-
dı!..
Acaba 230 din görevlisi siyasi akımlardan uzak
mıydı?
O dönem ülkücü kadrolar egemendi. Frankfurt,
Berlin, Hamburg ve Köln gibi kentlerde 'ülkücü-
Süleymancı-Milli Görüş' çatışması dıkkati çekı-
yordu.
Kavga 'cami'ler yüzünden çıkıyordu...
Her Avrupa ülkesinde kuruluşlar ve siyasal iliş-
kiler yüzünden cami çatışmalan ya da kavgalan-
nın temeli 'para'dan başka bir şey değildi!..
Belçika Türk-lslam Federasyonu'nun Brin-
gen'dedüzenlediği bırtoplantı, Kuranıkerim oku-
narak açılıyor, ardından Brüksel Büyükelçiliği'nden
Eğitim Müşaviri söz alıyordu...
199O'lı yıllarda Köln'de 'Milli Görüş'ün toplan-
tılannda yine Konsolosluk görevlilerinin konuş-
malan dikkati çekiyordu...
Yanı 'Milli Görüş' o yıllarda da 'Büyükelçilik Pro-
tokolü'ndeydi...
1980 sonrası Cemalettin Kaplan MSP'ye ya-
kın değil miydi?
Kaplan, Erbakan tarafindan Almanya'ya gönde-
rilmiş, gidergitmez Büyükelçilik Protokolü'negır-
mişti.
Almanya, Hollanda ve Belçika'da gruplaşan ca-
miler, siyasal ilişkılerle ayakta durmaktadır.
• • •
Yurtdışındaki camiler yıllardır siyasal iktidaria-
rın koruması altındadır!..
Berlin'den bir örnek vereyim...
Berlin'de 50 cami var bugün...
Bu camilerin çoğunluğu 'Milli Görüş'ün elinde-
dir ve önemli para kaynağıdır!..
Mevlana, Hacı Bayram, Ayasofya Ensar, Ye-
ni Cami vb...
'Milli Görüş'ün camıleri para basıyor...
Kavganın asıl nedeni de bundan kaynaklanı-
yor!..
hikmet.cetinkayani cumhuriyet.com .tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet Çetinkaya
ABD'nin Kürt Kozu ve
Bağdat'ın
Çocukları
GUnizi Vayıncılıh 0.212 5121172