Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2003 SALI
HABERLER
DÜNY4DA BUGÜN Devlet sistemini tümüyle değiştirmeye hazırlanan hükümet, Yüksek Denetleme Kurulu'nu tasfiye edecek
ALİ SİRMEN
İstediği Başkanlık mı
Hilafet Makamı mı?
Tayyip Erdoğan ile Huntington takımı tarafın-
dan cüssesine uygun elbise olarak biçilen parti-
sinin, amaçlannı ve her vasrtayı meşru sayarak,
ona doğru hoyratça yürümesini görememek için,
"Kıbns'ta nihayet Enosis"\ gerçekleştirdiklerini
söyleyen, Simrtis'in sözlerini, dil sürçmesi ola-
rak niteleyen, CTP Başkanı M. Ali Talat ve TKP
Başkanı Hüseyin Angolemli kadar, izandan yok-
sun veya çikartutkusuyta aymazlaşmış olmak ge-
rekir.
Ne yazık ki, toplumumuzda bunlann sayısı hiç
de az değil.
Sarsaklıklar, beceriksizlikler, ekonomiyi kıyısın-
da bulunduğu uçurumdan aşağı tepetaklak dü-
şürecek akıl dışı yönetimler; devletin, toplumun
tarihi mamelekine kadar uzanan talanı bile bun-
lann gözünü açmıyor.
Tayyip Erdoğan da bu "gaflet ve dalalet"ter\ ala-
bildiğince yararianıyor.
Nihayet ağzındaki baklayı da çıkardı, gönlün-
dekini ortaya atıverdi.
Hazret, Amerikan tipi Başkanlık sistemi istiyor-
muş.
• • •
Amerikan tipi Başkanlık sistemini ve onun La-
tin Amerika modeli Başkancı yapıdan farkını bil-
diğinden değil.
Amerikan tipi Başkanlık sisteminin çok ABD'ye
özgü olduğu ve başka bir yende yaşamadığının
da farkında olmamasının önemi yok.
Hakkını da yemeyelim. Türkiye'de sistemin rf-
lası ile gündeme gelen konuyu böylesine cahil-
ce konuşan tek o değil. Başkalan da saplan sa-
manlan birbirine kanştınp balıklama dalmışlardı
bu tartışmaya.
Burada Başkanlık sisteminin ABD'ye özgü ya-
pısını, Başkancı yapıdan farkını ve çok öze) ko-
şullar dışında kötü sonuc verdiğini söylemenin de
faydası yok.
Çünkii, Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçek dile-
ği Amerikan tipi Başkanlık sisteminin ötesinde,
devletin laik niteliğini iteleyecek, aklınca, kimi so-
runlan, bir süre olsun, öteleyecek bir hilafet ve-
ya şia lügatindeki adıyla imamet makamıdır.
Tayyip Erdoğan ile AKP'nin, büyük toplumsal
değişim isteminin sonucu olarak iktidara geldi-
ğini söyleyenler az değil. Kendileri de bu savda-
lar.
Oysa bu iddia, 3 Kasım'ın yanlış yorumlanma-
sından başka hiçbir şey değil.
3 Kasım'da kayrtlı seçmenin yandan fazlası es-
kiye "bastın gittin " çekmekte birieşmiştir.
•••
Ama hepsi bu!
Seçmen çoğunluğu, eskinin yerine ne konaca-
ğı konusunda net bir düşünce ortaya koyama-
mıştır.
Bugün, pariamentonun 2/3'üne sahip gözü-
ken AKR kayrtlı seçmenin yalnızca yüzde 25'inin
oyunu almış bir azınlık partisidir. Bakmayın ba-
rajınazizliğine!..
Tayyip Erdoğan, kendisine çeşitli nedenlerte
gaz verenlerin de şişirmesiyle 3 Kasım'ın sonuç-
lannı doğru okumuyor.
Ülkeyi baştan aşağı kendi isteğine ve gerçek-
te azınlık temsilcisi olan partisinin yönelişine gö-
re değiştirmek peşinde.
Bu güruha dur demek gerek.
Kayrtlı seçmenin 1/4'ünün oylanyla, anayasayı,
düzenin özünü yok edecek biçimde değiştirmek
isteyenlere karşı, belki de referandum bir çare.
Başka çareler de var.
Pariamento içinde 1/3'te kalmak ise biçareli-
ğin mazereti değil.
1954'ten sonra azanlann karşısındaki Ismet
Paşa'nın, bugün Baykal'ın sahip olduğu oran-
da milletvekili de yoktu, ama 0, Cumhuriyeti ta-
sallutlara karşı savunup korudu.
O günlerde 70'lerinde olan Inönü, Kurtuluş Sa-
vaşı'ndan gelmenin verdiği dinamizmle, hâlâ re-
jimi savunacak kadar gençti.
Ne yazık ki, bugün pariamentoda o yerde bu-
lunan Deniz Baykal ondan dahayaşlı davranıyor.
Bunun adı da, Sayın Baykal'ın sandığı gibi, "ol-
gunluk" değil.
Bu hafta 6 dava görüşülecek
AİHM'nin gündemi
yine Türkiye
ANKARA (ANKA) -
Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde
(AÎHM) Türkiye ıçm
kritik bir hafta başlıyor.
Avrupa Insan Haklan
Mahketnesi"nin günde-
mine bu hafta ağırhklı
olarak Türkiye otura-
cak. Türkiye aleyhine
açıhnış 6 davanın görü-
şüleceği AÎHM'de. Tür-
kiye'deki "yaşama hak-
lo, işkence yasağı. hür-
riyet ve güvenlik hakkı''
gibi anayasal düzenle-
meleri tartışılacak.
22 Nisan Sah günü
ilk olarak, HüseyinAteş
adlı kişinin güvenlik
güçleri tarafından evinin
yakıldığını iddia ettiği
dava görüşülecek.Ele
alınacakikvnci dava, Ze-
ki Yıkbz'ın Izmir Buca
Cezaevi'nde tutuklu
iken ıdari personel ve
hapıshane müdürü ta-
rafından dövüldüğü id-
diası üzerine görülecek.
AİHM'de görüşülecek
bir diğer dava ise Hal-
Tcın Demokrasi Partisi
üyesi HaciSaitMadr'in
"devletin gizli ajanlan
tarafindan öldürüldü-
ğü iddiası ve gerekfi so-
ruştunnanın yapüma-
masT gerekçesi ile açıl-
dı. Aynı gün AÎHM'de,
1994'teAhmetGüler'in
"hayvanlan otiaürken
askerierinateşiikökrö-
rüldüğü* iddiasıyla açı-
lan dava değerlendiri-
lecek.
24 Nisan Perşembe
günü ise Esat Aktaş'ın
"kardeşi Yakup Ak-
taş'ın güvenlik güçleri
tarafından, sorgulanır-
ken dövülerek öldürül-
düğünö" savunarak sa-
nıklara verilen beraat
karanna karşı çıkuğı da-
va görüşülecek. Türki-
ye hakkındaki son dava-
da, Yiltaş Yıldız Turis-
tik Tesisleri AŞ'nin
"1977yıtaıdaaldığıara-
ziye devlettarafından el
konulması ve arazinin
gerçekdeğerinin çokal-
ünda olduğu ileri sürü-
len tazminat düzeltüme-
si" istemi görüşülecek.
DenetimedeAKPdarbesiEBRUTOKTAR
ANKARA - AKP hükümeti, dev-
letin en önemli denetim organı olan
Başbakanlık Yüksek Denetleme Ku-
rulu'nu "tasfiyeye" hazırlamyor.
AKP yönetiminin "Kamu Yönetimi
Reformu" taslağı üzerinde 3 gün
boyunca Gölbaşı Patalya Otel'de
yaptığı toplantılardan, devlet siste-
mini tümüyle değiştiren kararlar çık-
tı. Bu çerçevede, Başbakanlık Yük-
sek Denetleme Kurulu'nun (YDK)
kaldınlarak Sayıştay'a devredilme-
si öngörülürken kamu üst düzey yö-
netiminde de "müsteşaryardımcıhk-
• "Kamu Yönetimi Reformu" taslağma son şeklini veren AKP, Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulu'nu kaldırarak yetkilerini Sayıştay'a devretmeyi
öngörüyor. Kamu üst düzey yönetiminde de "müsteşar yardımcılıklan, genel müdür
yardımcılıklan ve daire başkanlan kadrolannm kaldmlması" planlanıyor.
lan, genel müdür yardımcılıklan ve
dairebaşkanlan kadrolannm kakb-
nhnası" planlandı.
AKP hükümetinin bakanlan ile
belediye başkanlan hafta sonu Göl-
başı Patalya Otel'de Kamu Yöneti-
mi Temel Yasası ve Yerel Yönetim-
ler Yasası'na son şeklini vermek üze-
re bir araya geldiler. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan'ın dakatıldığı,
Başbakan Yardımcısı Mehmet AB
Şahm'in başkanhğındaki toplantı-
larda. devlettekı denetim alanının
daraltılması öngörüldü.
Bu çerçevede hesap ve harcamaya
yönelik denetimrn Sayıştay'a, yeTel yö-
netimın iş ve işlemleri ile performans
denetiminin ise Içişleri Bakanlığı'na
verilmesi yönünde görüş birliğine va-
nldı. Maliyeden yönetime kadar her
konuda denetim yapan ve kurumla-
ra uyanlarda bulunan Yüksek Denet-
leme Kurulu'nun ise Sayıştay'a dev-
redilmesi öngörüldü.
Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'ndan Kültür Bakanlığı'na kadar
tüm bakanlıklann yurtdışı kadrola-
nnın ise "yetküerin tek elde toplan-
ması ve bürokrasinin azalühnası"
amacıyla Dışişleri Bakanlığı'na ve-
rilmesi kararlaştınldı.
Kamuda üst düzey yönetimin gö-
rev süresini hükümetin görev süresi
ile sınırlamak isteyen ancak bu konu-
da kesin sonuca ulaşamayan hükü-
met, daha radikal bir İcarar aldı. Müs-
teşar dışında tüm üst düzey kadrola-
ra son verilmesi planlandı. Bu çerçe-
vede de daire başkanlan, genel mü-
dür yardımcüan ve müsteşar yardım-
cılan kadrolannm kaldınlması konu-
sunda genel bir görüş birliği oluştu.
Taşra teşkilatı devam edecek ba-
kanlık sayısı Adalet, Milli Savunma,
Içişleri, Maüye, Çahşma ve SosyalGü-
venlik bakanhklan ile sınırlandınldı.
• Geleneksel 23 Nisan
gece resq>siyonu için
bastınlan davetiyeler.de
"eşli davetin''
V* bulunması, TBMM
Başkanı Annç'ın
başörtülü eşinin de
resepsiyona katılıp
katılmayacağı
tartışmalannı
beraberinde getirdi.
Birçok siyasetçi
Münevver Arınç'ın
resepsiyona gelmeyeceği
yorumunu yapıyor.
Bülent Annç'ın yeni
tartışmalara meydan
vermemek için eşini
kamusal alanda
bulundurmamayı tercih
edeceği iddia edildi.
AYCELL YÖNETİM KURULU
Üyeye göre
sözlesme
TBMMBaşkanı 'nın türbanh eşinigeûripgetirmeyeceği merak konusu
Gözler23 Nisan resepsiyonunda
ANKARA (ANKA) - TBMM Başkanı
BülentAnnç'ın TBMM'dekı geleneksel 23
Nisan gece resepsiyonunatürbanlı eşi Mü-
nevwrAnnç ile kaülması olasüığı sıyası ku-
lislerde yankası önümüzdeki haftalara sıç-
rayacak yeni tartışma beklentisi ortaya çı-
kardı. "A Tipi ProtokoF uygulanan resep-
siyon için Annç, eskı Genel Başkanı Nec-
mettin Erfoakan'ı da davet ettı.
TBMM'de geleneksel olarak düzenle-
nen 23 Nisan gece resepsiyonu her yıl gün-
demin ön sıralannda yer tuttu. Özellikle ge-
ceye katılan askeri erkârun, Meclis'in ku-
ruluş yıldönümü onunına demeç ve yo-
rum yapmama ilkesinden ölçülü biçimde
aynlması, komutanlann güncel yonımla-
n kamuoyunda ilgi uyandırdı. Bu yılki re-
sepsiyon için bastınlan davetiyelerde "eş-
li davetin" bulunması, TBMM Başkanı'nın
başörtülü eşinin de resepsiyona katılıp ka-
tılmayacağı tartışmalannı beraberinde ge-
tirdi. Birçok siyasetçi Münevver Annç'ın
resepsiyona gelmeyeceği kanısını taşıyor.
Bülent Annç'm yeni tartışmalara meydan
vermemek için eşini kamusal alanda bu-
lundurmamayı tercih edeceği iddia edildi.
Armç: Diyanet'e destek artacak
Manisa Müftülüğü'nün yeni hizmet bi-
nasının açıhş törenine kahlan TBMM Baş-
kanı Bülent Annç, dini hizmetlerin yürü-
tülmesinin bundan böyle daha büyük bir
güçle destekleneceğini belirterek "Türld-
yeterördenkurtulacaksa,Türkrve'nin eko-
nonüsi düzelecekse dinin r\i anlaşıimasına
ihtiyaç vardır" dedi. Diyanet Jşleri Baş-
kanhğı'nm anayasanın 136. maddesinde çok
önemli bir kurum olarak yerini aldığını
vurgulayan Annç, "^ytsi PartSer Kanu-
nn'nda bir hüküm vardır. Diyanet İşleri
Başkanhğı'nı tanrmayan siyasi parti kurn-
luyorsa ya da Diyanet tşleri Başkanhğı'nı
kaktarmayı amaçlavan bir parti kuruluyor-
sa onun da kapatüacağı hükmüyer alrnak-
tadn-" diye konuştu.
ANKARA (ANKA)-
Türk Telekom'un GSM
operatörü Aycell'in ana
sözleşmesi, şirket yöne-
timine atanan AKPTi üye-
lerin aranan niteliklere
sahip olmaması nedeniy-
le üyelere "uyduruMu".
Ulaştırma Bakanı Bi-
naü Yüdmnı'ın, kötü yö-
netımden yakmarak za-
rar ettiği gerekçesiyle baş-
ka bir operatörle birleştir-
mek istediği Aycell'in yö-
netim kuru-
luna yaptığı
atamalar
"ratefik" tar-
tışmalannı
da beraberinde getirdi.
Bakan Yıldınm, Aycell
Yönetim Kurolu üyelik-
lerine Sanayi Bakanı AB
Coşkun'un oğlu Osman
Yıldmm Coşkun'urıyanı
sıra AKP îstanbul îl Baş-
kan Yardımcısı Erkan To-
pal, AKP Konya millet-
vekili aday adayı Osman
D. Dgm, Turktel Türkiye
Genel Müdürü CahitPak-
soy ve Elma Bilgisayar'm
sahıbı thsan Elhan'ı ata-
mıştı. Söz konusu üye-
lerden bazılannın şirket
ana sözleşmesinde ara-
nan koşullan taşımadığı
belirtildi. Bunun üzerine
atama işlemi yapıldıktan
sonra şirketin, bir süre ön-
ce gerçekleştirdiği genel
kunılunda ana sözleşme-
si, yeni üyelere göre de-
ğiştirildi. Yeni sözlesme-
de, yönetim kunılu üye-
leri için aranan şirketin
faaliyet alamnda en az 10
yıllık mesleki ve yönetsel
uzmanhğa sahip olma ko-
şulu kaldınldı.
Daha önce 1 yıl olan
yönetim kunılu üyeleri-
nin görev
süresi de 3
yıla çıkanl-
dı. Genel
kurulda Ay-
cellın, 1 katrilyon 900
trilyon 820 milyar lira
olan sermayesi de 400
trilyon arttınlarak 2 kat-
rilyon 300 trilyon 820
milyar liraya çıkanldı.
Şirketin, Ankara olan
merkezi de Îstanbul ola-
rak değiştirildi. Adres ise
Yıldız Posta Caddesi 40
numaralı daire olarak gös-
terildi. Şirketin genel mü-
dürünün yetkileriyle il-
gili yapılan değişiklikle,
"genelmüdürün verimn-
lik ve kârfahkilkesiçerçe-
vesinde basiretri bir tacir
gibi yönetmekk yüküm-
lü" olduğu belirtildi.
AKADEMÎSYENLERDEN KAMU REFORMU TASARJSINA TEPKİ:
Türkiye'nin ihtiyacı halkçı devlet
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akade-
misyenler, AKP'nin kamu yönetimi reformu-
nueleştirerek tt
Türldye,flanedflrrıernişbiruçün-
cü payiaşım savaşıyaşanan dün\"akoşullannda,
federaüst eğitimK yereUeşme ve yönetişim dev-
letiplanlanna irinveremez. ITkemizin gereksin-
mesi ulusaL demokratikve kaBanma hedefteri-
ni gerçekleştirebUecek halkçı bir devlet yapısı-
dff" vurgusunu yaptılar. KİGEM tarafından 18-
19 Nisan'da akademisyenlerin katılımıyla dü-
zenlenen "Iiberal Reformlar ve Devlet" konu-
lu sempozyumun sonuç bildirgesi yayımlandı.
Bildirgede şu bilgilere yer verildi:
• Su, orman, maden, eneıji, tanm, sağlık ve
eğitim alanlanndakı özelleştirmeler, yağma ve
çöküş ile sonuçlanmıştır. Yerelleştirme politı-
l b u çöküşe eklenecek son darbedır.
^ Yerellik, emekçi kıtlelerin özlemi değil, ser-
mayenin projesidir. Kendisi küresel ölçekte ha-
reket eden sermaye, haklan ulusal ölçekten de
kovup yerele sıkıştırmaya çahşmaktadır.
*/ Türkiye'de fınansal serbestleşme süreci-
nin son yıllardaki en önemli adımı, BDDK'nin
oluşturulmasıdır. BDDK'nin ne bankalann re-
gülasyonu işlevini ne de bankacılık sisteminin
yeniden yapılandınlması işlevini başany la ger-
çekleştiremediği gözlemlenmektedir.
• Devletin "Bberal reformu*, kamu kud-
retini bir yandan AB, bir yandan da küreselci
örgütler eliyle sermayeye terk etme hedefine
odaklanrmştır. AKP'nin Kamu Yönetimi Temel
Kanunu Tasansı, yerel yönetimlere üişkin yasa
tasanlan, bölgesel kalkınma ajansı tasan hazır-
lıklan, bu girişimde atılan son adımlardır.
MERKEZ BANKASI BAŞKANl'NDAN AKP HÜKÜMETÎNE YANIT:
Faizlerin düşmesiiçingüven şart
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez
Bankası Başkanı SüreyyaSerdengeçti, faız oran-
lannın düşürülmesi istemlerini yüksek sesle
dile getirmeye başlayan AKP hükümetine, "Fa-
izlerin düşmesi için güven ortamı şart" uyan-
sında bulundu. Güven ortamı oluşmadan faiz
oranlannm düşürübnesi için suni politikalar
uygulanmasuun ters etki yaratacağını anlatan
Serdengeçti, Merkez Bankası'nın piyasadan
para çekmemesi durumunda da faizlerin yük-
seleceğine dikkat çekti.
Bakanlar Kunılu dün Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan başkanhğmda toplandı. Serden-
geçti, para politikalan ile igili bir sunum yap-
tı. 2.5 saat süren toplantının ardından hiçbir
açıklama yapılmaması da Erdoğan ile Başba-
kan Yardımcısı Abdüflatif Şener arasındaki so-
ğukluğu gözler önüne serdi. Serdengeçti sunu-
munda şu unsurlar dikkat çekti:
• Güven ortamı sağlanmadan, faiz oranla-
nnın düşürürmesi için suni politikalar uygula-
mak ters etki yapar. Bu politika, ekonomik bi-
rimlere farklı sinyaller verir ve bekleyişlerin da-
ha da kötüleşmesine neden olur.
t/ Kamumaliyesinde disiplin sağlanması, ya-
pısal reformlann sürmesi, dış şoklann yol aç-
tığı belirsizliklerin azalması ve bunlann enflas-
yon öngöriilerini olumlu etkilemesi durumda,
faizlerin ilerleyen dönemlerde daha da düşme-
si söz konusudur.
• Merkez Bankası bir süredir para piyasa-
lanndan 10 katrilyon lira tutannda bir parayı
çekmektedir. Bu para çekilmese dahi, güven or-
tamı oluşmadan büyümeye katkı yapamaz.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalistar@cumhuriyet.com.tr
ABD, Irak'a özgürlük ve demokra-
si getirmek amacıyla geldiğini açık-
lamaya devam ediyor. Şimdi bütün
dünya, ABD'nin Irak'a nasıl bir demok-
rasi getireceğini merak ediyor. ABD'nin
dünyanın hiçbiryerine demokrasi ge-
tirmediğini, tam tersine pariamenter
rejimleri yıkarak askeri diktatöriükle-
rin kurulmasını örgütlediğini ve des-
teklediğini biliyoruz. Işin bu yönünü
bir yana bırakarak Irak'a nasıl de-
mokrasi gelebilir, onun üzerinde dur-
mayı tercih ediyorum.
1950'lerin ortalanndan itibaren Arap
ülkelerinde milliyetçi akımlargüç ka-
zanmaya başladı. Mısır'da Kral Fa-
ruk'u deviren Nasır'ın önderiik ettiği
ve sosyalist unsuriar içeren Arap mil-
liyetçiliği, Arap tarihinde bir ilerleme-
yi yansıtıyordu. Suriye ve Irak'ta da
Nasır hareketiyle paralel hareket eden
Baas rejimleri kurulmuştu. Başlan-
gıçta bir Arap birliği kurmayı amaç-
layan Nasır hareketiyle, Suriye ve
Irak'taki rejimler işbiriiği yapıyoriardı.
özgüriüğü, eşitliği ve adaleti gerçek-
leştirmeyi amaçladıklannı söyleyen
bütün bu akımlann ortak hedefi, Arap
Irak'a Demokrasi Gelir mi?
milliyetçiliği ekseninde yeni devletler
yaratmaktı.
Bu akımlan 1960'larda dünya ça-
pında yükselen sol hareketler de et-
kiledi. Arap milliyetçiliği, sosyalizmi de
içeren öğelerle iç içe geçti. Hatta o
dönemde Sovyetler Birliği, bu ülke-
lerdeki durumu açıklayabilmek ama-
cıyla, "kapitalist olmayan kalkınma yo-
lu" tezini ortaya attt. Yukandan aşa-
ğıya, askerin de katılmasıyla bırsos-
yalizm kurulabileceği anlayışı Arap
ülkelerine bakılarak savunuluyordu.
Bu tezin Türkiye'de de destekçileri or-
taya çıkmıştı.
Arap milliyetçiliği için en önemli kı-
nlma noktası Arap dünyasının Israil
karşısındaki büyük yenilgisidir. Bu
yenilgi Mısır Devlet Başkanı Cemal
Abdülnasır'ın düşüşünü de berabe-
rinde getirdi. Arap milliyetçiliği, baş-
langıçta Arap dünyasındaki radikal
dinci akımlara ve krallık yönetimleri-
ne karşı bir eğilim oluşturmuştu. Bu
yönüyle bakıldığında ciddi bir mo-
dernleşmeden söz edilebilirdi. Bu sü-
recin Arap dünyasına çok partiIi de-
mokratik rejimler getirebileceğini bek-
leyenler de oldu.
Ancak 50yıllıktecrübenın sonunda,
Arap milliyetçiliği büyük bir gerileme
yaşadı. Sosyalizm, eşitlik gibi vurgu-
lar ortadan yok olurken bunun yerini
Islamiöğeler aldı. Sovyetler Birliği'nin
çöküşü ve dağılması da Arap ülkele-
rindeki rejimlerin sol karakterlerinin
kaybolup Islami vurgulann öne çık-
masında önemli bir rol oynadı.
•••
Sonuç olarak, Arap ülketeri 1950'ler-
de. 1960'larda ciddi bir modernleş-
me çıkışı yaşadılar. Bu çıkışlar, Tür-
kiye'de olduğu gibi pariamenter re-
jimlerin yaratılmasını beraberinde ge-
tirmedi. örneğin Irak'ta Baas rejimi ilk
kurulduğu yıllarda Kürtler, Şiiler, Arap-
lar arasında bir denge kurmaya ça-
lışmış, çok kültürlü yeni bir sistem
iddiasıyla ortaya çıkmıştı. Zaman için-
de bu farklılıklar bir Sünni egemenli-
ğine dönüştü. Bu sürecin arkasında
demokrasi değil, ne yazık ki despo-
tik rejimler ortaya çıktı.
Şımdi Irak'ta Baas'ın sıkı sıkıya ka-
pattığı tencerenin kapağıfıriadı. Irak'ta-
ki gerçek ortaya çıktı. Nüfusun yüzde
60'ını oluşturduğu söylenen Şiiler şe-
riat istediklerini ifade ettiler. Kürtlerin
zaten hâlâ aşiret reisleri düzeyinde
temsil edildiği bir kültüre sahip olduk-
larını biliyoruz. Sünniler ise şimdi ikti-
darı kaybetmenin hüznü içındeler.
Irak'ta demokrasinin kurulması
ABD'nin yapabileceği bir iş değil. Za-
ten böyle bir niyetleri olduğunu da san-
mıyorum. Ahmet Çelebi'nin veya
Irak'ın başına geçecek başka bir Arap
liderinin Saddam a dönüşmeyeceği-
nin hiçbir garantisi yok. Çünkü bu
kadar parçalanmış ve büyük ölçüde
aşiret ilişkileri içinde yaşamaya mah-
kûm edilmiş bir topluluğun demok-
rasiyi yaratması mümkün değil. Bu aşi-
ret ilişkilerinin parçalanması ise sa-
nayileşme ile olabilirdi. Petrole daya-
nan ekonomiler bu yönde de bir ge-
lişim gösterme ihtiyacı hissetmediler.
••*
Bir süre sonra zaten Irak'ta demok-
rasi iddialannın unutulup gideceğini
göreceğiz. Arap ülkeleri kendi dina-
mikleri içinde bazı değişimler yaşryor-
lar. Arap dünyası içinde modernleş-
meyle tutuculuk iç içe geçmiş du-
rumda. Irak'ayapılan müdahale Arap
dünyası içinde muhafazakâriığı, içi-
ne kapanık bir Islamcılığı kışkırtacak-
tır. Böyle bir ruh halinin içinden ne de-
mokrasi çıkar ne de modernleşme.
Zaten bugün Arap dünyasının içinde
bulunduğu parçalanmışlığı, despotik
rejimleri asıl olarak ABD destekle-
medi mi? Arap ülkelerinin hangisin-
de demokrasi var? Mısır'da mı, Su-
udi Arabistan'da mı, Suriye'de mi,
Cezayir'de mi? Fakat altan alta Arap
dünyasında bir değişim yaşandığını
da görmek gerekiyor. Batı bu deği-
şimi ne anlayabilir, ne de bunu olum-
lu yönde etkileyebilir.
Irak'ın bu müdahaleden sonra
demokrasiye doğru gittiğini kim, nasıl
iddia edebilir?