22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15NİSAN2003SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK TABIATLI ÎSTANBUL EJEKDÎSÎ ABDÜLCAKBAZ1 15 E.4FİKULADE MACIRALARI $|lMl>ı/6ır4J_£ft.CE VIL Başsavcılık, Manisa Davası karannın düzeltilmesi için ileri sürülen gerekçeleri yeterli görmedi îşkencecipolislereret• Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 14gence işkence yaptıklan için hüküm giyen polisler hakkındaki dava dosyasını infazın yapılması için Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı, Manisalı gençlere işkence davasından hüküm giyen 6 polisin karar düzeltme istemini reddetti. Başsavcılık, polislerin istem için ileri sürdüğü gerekçeleri yeterli görmedi. Işkenceci polislenn, AvTupa Insan HakJan Mahkemesi'ne başvurmalan bekleniyor. Edinilen bilgiye göre, davada cezalan onanan 10 polis memurundan HaKl Emir, Ramazan Kolat Musa Geçer, Engin Erdoğan, Turgut Ozcan ve Atilla Gürbüz, karar düzeltme isteminde bulundu. tstemi değerlendiren Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin onama karannın düzeltilmesi için ileri sürülen iddialan yerinde görmedi ve dava dosyasını, infazın yapılması için Manisa Cumhuriyet Başsavcıhğf na gönderdi. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Aralık 1995'te yasadışı DHKP-C örgütüne yönelik operasyonlarda gözaltına alınan 14 gence işkence yaptıklan gerekçesiyle yargılanan polis memurlan Engin Erdoğan, Musa Geçer ve Ramazan Kolat'ı 11 mağdur için 110"ar ay, Turgut Özcan'ı 7 mağdur için 70 ay. Atilla Gürbüz'ü 10 mağdur için 100 ay ve Başkomiser Halil Emir'i 13 mağdur için 130 ay hapis cezasına mahkûm etmişti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin karannı oybirliğiyle onamışrı. Bu durumda, Infaz Yasası'na göre hükümlü pohsler Erdoğan. Geçer ve Kolat 3 yıl 8 ay, Özcan 2 yıl 4 ay, Gürbüz 3 yıl 4 ay ve Başkomiser Emir 4 yıl 4 ay cezaevinde yatacak. Karar düzeltme isteminde bulunmayan 4 polis de isterlerse daha sonra karar düzeltme isteminde bulunabilecekler. DEV-SOL DOSYALARI Hadeler yok oldu ÖZGÜRERBAŞ DemokratUdeşmeyolunda açık mektup DEHAP'hlar, yurt gendinde "demokratikteşme yolunda açık mektup kampanyasTna kabknak üzere aydın, yazar ve sanatçuara mektup gönderdifcr. DEHAP Divarbakır Kadın KoHan yönetid ve üyesi 30 kişi, dün Büyük Postane önünde biraraya geldi. Aydın, yazar ve sanatçılara açık mektup gönderen DEHAP'hlar, demokratikleşme için sorunlann askeri müdahaleyle çözülmemesini istediler. Mersin'de ise Merkez Postanesi önünde bir araya gelen DEHAP'hlar adına basın açıklaması yapan Döne Güzel ve Teifa Anç gözaltına ahndı. (Fotoğraf: ÎBRAHİM KARAASLAN) KTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilici'ye maaş kesme cezası verildi 'Rüşvet var' dedi, ceza aldıTRABZON (AA) -Karadenız Tek- nik Üniversıtesi (KTÜ) Tıp Fakülte- sı Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bilici'ye, Trabzon ve Van'daki iki yerel gaze- tede yayunlanan makalelerinde, *üni- versteİerde herkesin rfişvet akuğmı" yazdığı gerekçesiyle maaş kesme ce- zası verildi KTÜ Rektörlüğu yetkilileri, Doç. Dr. Bilici'nin, Günebakış gazetesinde ya- yımlanan yazısında, "ûniversitelerde rektörden rektöryardımcısına. dekan- lardan hocalara kadar herkesin rüş- vet akhğT ibaresine yer verdiğini be- lirttiler. Bilici'nin, yazıda doğrudan doğruya KTÜ'yü hedef almadığıru, Türkiye'deki bütün üniversiteleri kas- tettiğini ifade eden yetkililer, "Bitici hald<ındaflgiiyörıetirıefikgereğincedi- siptin soruşturması başknldL Soruş- turma sonunda, Bihci'ye maaş kesme cezası verikh'" dediler. Doç. Dr. Bilici ise Trabzon'da ya- yımlanan Günebakış gazetesi üe Van'da yayunlanan Şark Yıldızı adlı yerel ga- zetelerde, "YÖK Gergmüği'' başlık- h makalesinin ocak ayında 5 seri ha- linde yayımlandığıru söyledi. Maka- leyi yazdığı dönemde YÖK üe ilgilı yasa tasansı hazırlandığını. yasa tasa- nsıyla bırlikte YÖK'ün de gündeme geldiğını ıfade eden Bilici. "Ben YÖK'ün vapısını, mevcut problemle- ri ve bunun pratikteki yansunalanru yazmaya çahştirrT dedi. Doç Dr. Mustafa Bilici, "Yaamda, ne KTU ne onun rektörü ne oradaki yöneticilerie ilgiÜ isim. inıa söz konu- su. Bana göre rektör, insanlan fiyakat değfl desadakatesasmagöredeğerlen- dirdigi için, kendisine sadık olmayan- ları cezalandırmayı u\gun görüyor. Ben de bu sınıflandırmadan nasibimi akhm" diye konuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nın 100 klasörün kaybolması nede- nıyle Dev-Sol ana davasının bozulma- sını istemesi hukuksal bir tartışmayı da gündeme getırdi. Davanın avukatlanndan OktayKök. tarihi belge özelhğı de taşıyan yargı- lamaya ılişkin klasörlerin kaybolma- sını "Türk yargısı adına yüz karası" olarak nitekdi. 1980 ile 1985 yıllan arasında avukat olarak çok çile çek- tiklerini dile getiren Kök, "Bizim yap- üğumz savunmalann yanı sıra sanık- lann tarihi ifadeleri var. 1968'den baş- layarak bu insanlann örneğûı ABD hakkında söyledikleri bugün doğru çıkryor ve şimdi Idmse söyteyemiyor. Bunlar yok edilmişlir" dedi. Kök, böylesine önemli bir davada klasör- lerin kaybolmasının vahim ve düşün- dürücü olduğunu söyledi. 1245 klşl yargılanmıstı Dava avukatlanndan Osman Ergin ise "kayıpklasörskandalınırr sıkıyö- netim yargısının ve 12 Eylül mantı- ğının ne olduğunu göstermesi açısın- dan çok iyi bir örnek olduğunu söy- ledi. Dev-Sol davası sürecinde bazı sa- nıklann 4 yıl hapis yattıktan sonra hâ- kim karşısına çıkabildiğini anlatan Ergin, 10 yıllık bir yargılamada bazı sanıklarla mahkeme heyetinin en faz- la beş kere karşı karşıya gelebildiği- ni belirtti. 7 ayn iddianameyle 1243 kişinin yargılandığı Dev-Sol davası- nın 5 hâkimli sıkıyönetim mahkeme- sinde yapıldığı ve bunlardan birinin de hâkim olmayan bir subay olduğu- nu anımsatan Ergin, "Bugün tarüşı- lan adii yargüamadan bahsetmek da- hi mümkün değiL " diye konuştu. Da- vanın Yargıtay tarafından bozulması durumunda yargılamanın nasıl yapı- lacağı ise belirsizliğini koruyor. ENTERNET / MEHMET SUCU mehmet@cumhuriyet.com.tr Türkiye'deki internet ve bilgisayar kullanıcılannın çok uzun sürediren bü- yük sorunlan, bu konuda başvuracak bir kaynak kitap bulamamak. Bili- şimle ilgili klasik, güncel ve uç konu- larda özlü ve yetkin bir Türkçe kay- nak ne yazık ki yok. Sektörün tarihi- ne ilişkin bilgiler ise kınk dökük. Is- tediğiniz anda elinizin altında buluna- cak, gerektiği anda başvurabileceği- niz bir kaynak eksikliği hemen her gün kendini hissettirir oldu. Türkiye Bilişim Vakfı da aynı kay- gılan duymuş olacak ki bir bilişim an- siklopedisi hazırlığı içine girmiş. İn- ternet Haftası'na ilişkin pek çok et- kinliği yaşadığımız şu günlerde Tür- kiye Bilişim Vakfı'ndan gelen bu gü- zel haber çok sevindirici. Vakfın Pro- jeler Koordinatörü Tuncer Üney ve Füsun Ankan gazetemize uğrayıp projelerini uzun uzun anlattılar. Tuncer Üney yılda iki kez üniversi- teterde yaptıktan toplantılarda belirgin- leşen bu isteği yaşama geçirmek için çalışmalannın artık son aşamasına çeldiğini anlattı. Üney'in anlattıklan- ra göre ansiklopedi 2 ana başlıktan cluşacak, evrensel ve Türkiye'ye öz- çükonulardiye. Tarihsel süreç içinde Bilişim Ansiklopedisi yazjlıyor Türkiye'de yaşananlann da genişçe yer alması planlanan ansiklopedi için 400 madde saptadıklannı belirten Üney, 30 ana konu için 30 editörün çalıştığını ve her konu için uzmanlanndan 3-5 sayfalık makaleler alacaklannı söyle- di. Madde yazımında, magazin bilgi- den çok, bilmeyen bir kişinin bile an- layabileceği sadelikte yazılara ver ve- rilmeye çalışılacak. Bilişim sektörünün yaşadığı ve ha- yatın çeşitli alanlannda kendisini his- settiren Ingilizce terimlerin Türkçe karşıhklarının bulunduğu birdesöz- lük içermesi düşünülen bilişim an- siklopedisinin şimdilik bin beş yüz sayfadan oluşması planlanıyor. An- cak, diye ekledi Tuncer Üney "Bu, an- siklopedinin durağan bir kitap olma- sı demek değil" Üney "Nasıl" sorusunu şöyle ya- nıtladı: "Ansiklopediyaşayacak. Ek- leri olacak. 2 yılda bir 3 yılda bir ye- nilenecek. Ancak online olarak sü- rekli yenilenecek, güncellenecek. Ansiklopedide alfabetikbirdizin ola- cak ama.. değişikarama dizinleride yer alacak. Internette ise bir arama motonı sayesinde kelimelerle de ara- ma yapılabilecek." Ansiklopedi'ye ilişkin ilkelersapta- nırken Türkçe'ye ayn bir önem veril- mişolması çok sevindirici. llkelerbö- lümünde Türkçe'ye ilişkin şu ifade- ler yer alıyor: Makaleler doğru, tutarlı, ve özenli bir Türkçe ile yazılacaktır. özellikle, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Prof. Dr. Bülent Sankur'un İnternet trafiğî ikiye katlanıyorDünyagenelinde- ki İnternet trafiği, önümüzdeki 5 yıl boyunca her yıl 2 katına çıkıyor olacak. Dünyanın ön- de gelen pazar araştırma kuruluşlanndan IDC'nin araş- tırmasına göre, 2002 yılında günde 180 petabit dolay- lannda olan internet trafiğinin hacmi 2007 yılı sonun- da günde 5 bin 175 petabite çıkacak. ABD'nin Kongre Kütüphanesi'ndeki basılı eserier- deki veri hacminin sadece 10 terabayt olduğuna dik- kati çeken araştırmacılar, internet üzerinden akan ve- ri trafiğinin boyutlarının buna kıyasla çok büyük bir ra- kama ulaştığını vurgulu- yorlar. Araştırmacılar, 2007 yılında internetten gün başınaerişilen, indirilen ve paylaşılan bilgi mikta- nnın bütün bir Kongre Kütüphanesi'ndeki kitaplann ve- ri hacminin 64 bin katını aşacağını belirtiyoriar. Geniş band ağ teknolojilerinin benimsenme düzeyi yüksel- dikçe intemet trafiğinin da katlanarak büyüyeceği ön- görülüyor. İnternet üzerinden geçen veri trafiğinin 2007 yılı sonunda yüzde 60'nın bireysel, yüzde 40'ının ise kurumsal kullanıcılar tarafından gerçekleştirileceği de araştırmada yer alan bulgular arasında. 2002 basımlı sözlüklerinin temel kay- nak olarak kullanılması önerilmekte- dir. Aynca TBV'nin Bilişimde özenli Türkçe Çalışma Grubu'nun web si- tesindeki bilgilerinden de yararlanı- labilir. Makalelerin bilımselliğine özel bir önem verilecek olan ansiklopedide her yazının sonunda önemli başvuru kay- naklannın gösterileceğini söyleyen Tuncer Üney, teknik rapor gibi erişi- mi güç olabilecek kaynaklann kulla- nılmarnası ve İnternet kaynaklannın kalıcı olabılecekler arasından seçilme- sini önerdiklerinı belirtti. Ağustos ayında piyasaya çıkanlma- sı düşünülen bilişim ansiklopedisi an- laşılan o ki masalanmızda bilgisayar- lanmızın yanında değişmez bir yer bulacak. Teşekkürier Türkiye Bilişim Vakfı. î Duvara Tebeşirie Yazılan ; 'Savaş istiyoruz!' ( En önce vuruldu Bunu yazan Bertolt Brecht DUZYAZI ORHAN BİRGİT Ve 0 Yüzlerce Çocuk.. Irak istilasında yaralanan çocuklardan acaba ka- çı ilaçsız, müdahalesiz bir biçimde, adeta kader- lerine terk edilmiş olduklan için hâlâ hayatta kala- bildiler? Geçen hafta, bu yaşıma karşın yaşadığımız yer- yuvarlağında 'insanlık'tan nasibini sürdüren onca devlet ve bir o kadar da örgütün bulunduğu gibi bir saflık içerisinde, o çocuklara el uzatılması için iki yazı yazmış, bir de Flash TV'deki pazar gecesi söyleşisinde sorunu dile getirmeye kalkışmıştım. Kızılay Genel Başkanı Dr. Ertan Gönen, olayı Ulus- lararası Kızılhaç Orgütü'nün çalışmaya başlaması dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan toplan- tıda gündeme getırdiğini, ABD'nin Ankara Büyü- kelçiliği temsilcisinin de sorunu VVashington'a bil- direceğini söylemişti. Buraya kadar her şey biraz yavaş da olsa doğal birseyirizliyordu. Çünkü Irak topraklan üzerinde koalisyon uçak- lan uçuyor ve 'düşman hedefleri'ni sürekli bom- balıyordu. Aşağıdan da bu uçaklara karşı savun- ma ateşleri açılıyordu. öyle bir hengâme içerisin- de, Kızılhaç ya da Kızılay bayraklı konvoylann gü- vencesini sağlamak imkânsız olabilirdi. Kızılay Baş- kanımız, yaralılann yattıklan yörelere ulaşabilecek yardım araçlannın saldınya uğramaması için belir- li bir ateşkes gerektiğini düşünmekte haklıydı. Aynı düşünce Dışişleri Bakanımızın da kafasında olmalıydı. O da ilk fırsatta bu çocuklann, hatta öte- ki yaralılann da Türkiye'ye getirilmesi için bizim açı- mızdan her türlü hazırlığın yapıldığını söylüyordu. Kısaca, ABD yetkililerinden haber bekliyorduk. Savaş, geçen hafta perşembe günü hızını yitir- di. Bağdat ve ardından öteki kentler de birer ikişer düşmeye başladı. "Insanlıkdüşmanı diktatör" ka- yıpiara kanştı. Meydan "insanlık için kendisini adamış, banş, demokrasi ve insan sevgisinden yana" olduğunu sık sık yineleyen, dünyanın en büyük süperdevle- tinin inisiyatifine kaldı. Haydi Amerika. Haydi, Birleşik Devletler'inözgür- lük sevdalısı bireyleri, yöneticileri .Hiç değilse 12 sa- atlik bir ateşkes ilanı olsa da şu yaralı çocuklan to- parlayıp Türkiye Kızılayı'nın, sizin belirleyeceğiniz görev noktalarına getirilmesini sağlasanız ya. ABD'nin, en azından bugünlerde, bu konudaki duyarlılık kanalını açmayacağı apaçık anlaşılıyor. Dün- yanın en büyük devleti olmanın azameti içinde, Ankara'dan gelecek olan insani yardım isteklerini bile duymamaya, yanıtlamamaya karariı olan ABD yönetimi, ne inleyen çocuklar karşısında yumuşu- yori Ne de kısa birateşkesi gündeme getirmeyi dü- şünüyor. Diplomatlara göre, ABD tezkereyi kabul etmemek- le, sadık müttefik konumunu yitiren Türkiye'nin, in- sancıl duygular alanında kendisinden bir adım ön- de olmasını ıçine sindiremiyor. Üstelik, bölgesinde bu tür adımlar atarak ağırlık taşımasını da istemiyor. Maalesef, ağızlannın payını almışçasına bir te- vekkül beklentisi içine girmiş olan yöneticilerimiz de önümüzde bir 23 Nisan tarihi olduğunu, o gü- nün bağımsızTürkiye Cumhuriyeti'ni kuran Atatürk tarafından, önce kendi ülkesinin, daha sonra datüm dünyanın çocuklanna armağan edildiğini bile res- mi bir çağn ile anımsatamıyoriar. öyle bir gün için, bütün hınçlann biryana bırakılıp yaralanmış, organ- lannı yitirmiş, çoğu anasız babasız kalmış Iraklı ço- cuklara Kızılay'ın el uzatmasının Cenevre antlaş- malan ile de önlenemeyeceğini, yeni Hitler'lere söyleyemiyorlar. Belki de söytemek istiyortar ama, birilerinden korkuyoriar. Ve o yüzlerce çocuk, birilerinin o susuz, enerji- siz hastanelerde kıyıda köşede kalan ilaç ve ge- reçleri de yağmalarken ya ayaklar altında çiğneni- yor; ya da bakımsızlıktan yaşamlannı yitiriyoriar. Acaba Akif'in "Medeniyet dediğin tekdişi kal- mış canavar"\ gerçekten böyle mi istiyor? Bilgi Notu: Gazeteciliğini bugün "Cumhunyet" yazan olarak sürdürmekte olan Orhan Birgit'in, yıl- lardan beri üyesi bulunduğu Basın Konseyi Yük- sek Kurulu'nda yeniden görev almasının, gazete- sinde haber olması, adaşım Sevgili Orhan Erinç'in niçin tepkisini çekiyor? Doğrusu anlayamadım. Cumhuriyet gazetesi, kurum olarak Basın Kon- seyi'nin üyesi değil. Ama, Cumhuriyet'te çalışıp konseye üye olan gazeteciler, benimle de sınırlı değiller. Ben, Tünkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin de eski bir üyesiyim. Çevresinde sakın mizacı ile ta- nınmış olan TGC Başkanı'nın, meslektaşlanna han- gi örgüte üye oluriarsa Cumhuriyet'te gazetecilik yapabileceklerini içeren kurallar getirmeye kal- kışacağını hiç düşünmemiştim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt@e-kolay.net Kent pfanlamacılarının uyarısi: Golftopıma doğaya vunıhıyor GURSU KUNT ANTALYA - Zengin turistin tercihi olan ve Antalya'da yoğunla- şan golf sahalanna her yıl bir _ yenisi ek-"~ leniyor. Kent plan- cılan golf alanlannın kontrolsüz büyüdüğü- ne ve tanm arazileri- ni yok ettiğine dikkat çektiler. Akdeniz Üniversi- tesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Nlimarlığı Bö- lümü Öğretim Üyesi Doç. Vefi Ortaçeşme ve Araştırma Görev- *"* lisi Emrah Yıldırun ın yürüttüğü "Ekolojik Planlama Yaktaşunıyla Antaha'nuı Doğu Kr>> iannda Golf Sahası Ya- punuıa Uygun AJanla- nn SaptanmasT konu- lu araştırma. ilginç veri- ler ortaya koydu. Buna göre Antalya'da her yıl yenileri eklenen golfsahalan, bugüne ka- dar toplam 350 hektar birinci ve ikinci sınıf ta- nm arazisinin yok olmasına neden oldu. Golf sahalan nedeniyle çok sa- yıda ağaç kesildi. Kontrolsüz büyü- yen golf sahalan- nın, potansiyel za- rarlannın da olabi- leceğini belirten -J Doç. Ortaçeşme. şu / bilgileri verdi: fr- "Popülasyonu az bitki ve hayvan türie- rinin,yaşam alanlan tah- rip edüdiği için onlann nesli de tehlikeye girebi- ür. Oyüzden, kurulacak golfsahasuıda\aban ha- yatı ve bitki örtüsü iyi tespit edilmeli. ÖzeDikle kum zambaklan tehdit altjnda."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear