22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAVFA CUMHURİYET 15NİSAN2003SAU 10 H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR Masal Değil Binbir Gece Dramı "Şehrazad"\n anlattığı "Binbir Ge- ce Masallan"m da, "Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz" sözlerini de bilirsiniz. Irak'ın Binbir Gece Ma- sallan'na ev sahipliği yapması, Bağ- dat'ın övülmesi, yöreye "altın hilal" denilmesi boşuna değildir. Tarih Sü- mer'le başlar. Çünkü tarih yazı ıle başlar, yazıyı da Sümerler Irak'ta iö 4. binyıl sonlarında bulmuşlardır. Ya- bani buğdayın ilk kez ehlileştirilme- si, Fırat ile Dicle'nin bereket saçtığı o topraklarda "tanm devrimi"ne yol açmıştı. Insanoğlu, tanm devriminin ardından gelen "yazı devrirni" ile bu- gün Irak denilen, o günlerin Mezopo- tamya'sında ticareti geliştirip kent- leşmeye yönelmekle kalmamış, ilk devletleri de kurmuştu. SümerleriAkad, Babil, Asur devlet- leri izlemiş, Incil'de "kıyas kabuletmez kent" denilen Uruk ya da "günahkâr- larbeldesi" denilen Ninova, Hz. Ibra- him'in kenti Ur, uygarlıklann simgele- ri olmuşlardı. Binbir Gece Masalla- n'nın kökeninde, Gılgamış Destanı, Nuh'unçocuklarının göge yükselmek için yaptıkları Babil Kulesı, dünyanın yedi harikasından biri olan Babil As- ma Bahçeleri'ne ilişkin öyküler vardır. Babil'in ünlü kralı Hammurabi'nin ilk yazılı yasalan İö 18. yy'da çıkardı- ğını bilinz. Dünyanın ilkanayasası olan bu çiviyazılı yasalann bulunduğu siyah taşın bir kopyası BM'de, tam Güven- lik Kurulu'nun ginşindeki salonda Irak Hükümeti'nin armağanı olarak sergi- leniyor. Hemen üç beş adım ötede bir başka çiviyazılı hediye de bu salonun birduvannı süsler. Türk Hükümeti'nin bu hediyesi, İö 1265'te Hititler ile Mı- sırtılar arasında Kadeş'te imzalanan tarihin ilk banş anlaşmasının büyük boyda bakırdan bir kopyası olup BM üyelerine "savaşı"değıl, "banşı" vur- gular. Ne var ki BM'yı dışlayan küre- sef gangster George W. Bush bu iki önemli belgeyi görmezden gelip, çe- şitli tarihsel, kültürel, dinsel mırası bombalamada tereddüt göstermedi. Insanoğlunun tarihinin önemli ya- pıtlanndan 170 binini banndıran Bağ- dat'taki Ulusal Müze bombalanma- dı, ancak Irak halkınca yağmalandı. Çapulcular, banka kasalan gibi de- mir parmaklıklaria koruma altına alın- mış 28 galeri ile depolardaki yapıtla- n çekirge sürüsü gibi talan ettiler. Mü- zenin 30 yıllık güvenlik görevlisi Muh- sin Kadim "Evet insanlar aç! Ama bunları ne yapacaklar ki? Askerler kente girdiklerinde 'Gelin burayı ko- ruyun' dedim, aldırmadılar. Ertesi günü de yağma başladı" diyor. Bir TV haberinde Müdür Vekili Nab- hal Amin'i müzeyi hıçkırıklar içinde gezerken gördüğümde, gözyaşları- mı tuttuğumu söyleyemem. Bayan Amin, "Milyariarca dolar değerinde binlerce yıllık tarih yok edildi. Biz bombaya karşı önlem almıştık, yağ- maya değil! Kapıya iki asker, bir tank dikilseydi böyle olmazdı. Buyağma- nın sorumlusu hıç kuşkusuzABD'dir" derken hıçkırıyordu. Bir görevlı. Abdül Ridhar Muham- med, beş deniz piyadesi ile birlikte bir Amerikan tankını alıp geldiğini, açılan ateş üzerine yağmacılann kaçtıklan- nı, ancak askerlerin ayrılmasından sonra yağmacılann daha kalabalık olarak döndüklerini söylüyordu. Mu- hammed ekliyor: "Bir ülkenin kimlî- ği, tarihteki değerferi ile uygahıklan- na bağlıdır. Eğer bir ülkenin uygariı- ğı, bizim burada olduğu gibiyağma- lanırsa, tarih sona ermiş demektir. Lütfen Başkan Bush'a söyleyiniz. Irak halkına özgühük getireceğini söyle- mişti, ancak bu durum özgühük de- ğil, insanlığı aşağılayıpyok etmektir." Buna ABD Savunma Bakanı Do- nald Rumsfeld'ın verdiğı "özgürin- sanlar, suç işlemekte özgürdür. Şim- di orada savaş ile özgühük arasında bir düzensizlik var. Zaten özgühük, düzensiz bir şeydir!" yanıtı ilginç. Is- ter misiniz biz de "özgühük Anıtrrun himayesindeki New York Metropolitan Sanat Müzesi'ni yağmalayalım! Insanlık, bu tür olaylarla karşılaş- mamak ıçın 1954'te Hollanda'nın baş- kenti Lahey'de "Silahlı çatışmada kül- türel mirasın korunması" amacıyla uluslararası bir sözleşme imzaladı. Türkiye'nin 1965'te, Irak'ın 1999'da taraf olduğu bu anlaşmaya ABD ile Ingiltere bugüne değin imza koyma- dılar. ABD, soğuk savaş yıllannda, eğer SSCB'ye bir nükleer bomba atacak otursa bu ülkedekı tarihsel, küttürel, din- sei mırası da yok etmekle suçlanaca- ğı düşüncesiyle ımzalamadı. ABD-ln- gıltere, Irak'ın tarihini bombalarken gözlerini kırpmadılar, ancak kendi an- tika galerileri ile müzayedeevlerine gi- decekleri için yağmaya göz yumdular. 3 Nisan'da TBMM Başkanı Bülent Annç, -bildiğim kadarı ile TBMM ça- tısı altında ilk kez bir sivil toplum ör- gütüne- Türk Tarıh Vakfı'na "Savaş ve Tarihsel Miras" konusunda bir top- lantı düzenleme olanağı verdi. O gün konuşmamda. Türkiye'nin Irak müze- lerindeki taşınabılen değerlerı, yapıt- lan korumak amacıyla "yed-i emin (güveniliryasal kişi)" görevini yüklen- mesi gerektiğinı önermiştim. Keşke Ankara bu girişımi yapabilseydi. ABD-lngiliz işgali ile Ortadoğu, ta- rihinin en büyük kültürel felaketini ya- şadı. Acaba tarihı yağmalayan çapul- cular mı yoksa bu ışgal ile tarihi yok eden ABD-ingiltere mi daha barbar? Savaş, yıkım ve yağma demektir "Savaş " deyince akla ölümler, yı- kımlar, yağmalar gelir. Bu savaşta da aynısı oldu. Yüzlerce masum in- san öldü, evler, hastaneler, işyerle- ri, tarihsel binalar bombalanarak yakıldı, yıkıldı, yağmalandı. Bu sa- vaşta da "tarih" yok edildi. Tarihi yok eden tarihe bir göz atalım. O kadar eskiye gitmeye gerek yok. 1204'te Haçlılar, kendilen gibi Hı- ristiyan olan Bizans'ı işgal edip Is- tanbul'a girdiklerinde bu impara- toriuğun görkemini yağmaladılar. Bu arada, ünlü Yunan heykelci Lysippos'un İö 4. yy'da yaptığı söylenen Dört Bronz At heykelini de Sultanahmet'ten Venedik'in San Marco Alanı'na götürdüler. Bugün bu atlann bir savaş yağması olarak Istanbul'dan Venedik'e götürüldü- ğünü acaba kaç kişi biliyor? Kuşkusuz dünyanın en büyük yağ- macısı Napolyon Bonapart'tır. 1794'te Belçika ile Italya'yi ışgal et- tiğinde Belvedere Apol- lo'sunu, Gladyatörün Olü- mü, Lacoon gibi dev yaprt- lan Paris'e taşırken unut- madığı bir başka yaprt gru- bu daha vardı. Haçlılann Is- tanbul'dan götürdüğü "Dört Bronz At"\ da 1798'de Louvre Müzesi'ne taşıdı. Napolyon, "çapul- cu" yağmasına, devlet yağması" kavramını da ek- ledi. Napolyon bununlada yetinmedi, Osmanlı ege- menliğindeki Mısır'ın işgaline amira) ilegeneraldençokarkeolog, "Egyp- tolog (Mısırbilimci)" ile gitti. Arala- nnda hıyeroglif yazısının çözümüne katkıda bulunan üç dildeki "Rozet Taşı" da dahil olmak üzere 36 san- dığı gemilere yüklemeye hazırlanır- ken, Osmaniıların yardımına gelen Ingilizlereyenilince, Mısır tarihi Louv- re yerine British Müzesi'ne taşındı. 1815'te toplanan Viyana Kongresi Avrupa'nın sınırlannı yeniden çizer- ken, Napolyon'un yağmaladığı eser- lerde sahiplerine geri verildi. Ne var ki Dört Bronz At Istanbul yerine Ve- nedik'e gönderildi. üdya Kralı Karun'un başkenti üd- ya'da kazı yapan Amerikalı arkeolog H. C. Butler, 1914'te 1. Dünya Sa- vaşı'mn çıkmasından yararlanarak 56 sandık eseri New York Metropo- litan Sanat Müzesi'ne yolladı. Ancak Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü HaJil Edhem bir yandan kendi mü- zesini işgalcilerden korurken bir yan- dan da 1922'de bu yapıtların peşi- ne düşerek geri getirttı. Kuşkusuz savaşta tarihsel mirasa karşı en büyük duyariılığı Mustafa Kemal göstermiştir. Yunan ordusu 1921 'deAnkara'yayaklaşmış, Polat- lı'daki top seslen başkentten duyu- lur olmuştu. işgal kuvvetlerinin eline geçebilir düşüncesiyle başkent bo- şaltılmaya, genç devlet sandıklarla Kayseri'ye göçe hazırianıyordu. O koşullarda Mustafa Kemal'in "Maarif Vekâleti'ne (Milli Eğitim Bakanlı- gV'naj'verdiği "Hars Mûdühüğü (Kül- tür Mûdühüğü) kurun" talimatı il- ginçtir. 17 memurlu bakanlıkta dört kişi ile bu müdürlük kurulacak, tarih- sel eserier koruma atona alınırken, Tür- kiye'nin gözbebeği "Anadolu Me- deniyetleri Müzesi'nin" çekirdeği de top seslen altında kurulacaktır. 2. Dünya Savaşı 'nda Adolf Hit- ler, yalnızca Yahudi ailelerin sanat eserlerine el koymakla kalmamış, Rus Çarı'nın St. Petersburg'daki duvariarının tümü "amber (kehri- bar)" kaplı olduğu için "amberli oda" denilen salonundaki tüm am- berleri de yağmalatmıştı. Ne yazık ki bugün hiç kimse bu amberierin nerede olduğunu bilmiyor! Buna karşılık Sovyet orduları da Beriin'i işgai ettiklerinde, bir hayvanat bah- çesinin altındaki sığınakta bulduk- lan "Troia Hazinesi" ile Bergama Zeus Tapınağı'nı da Moskova'ya götürmüşlerdi. 1. Körfez Savaşı'nda önce Ku- veyt'teki saraylar, müzeler bomba- lanıp yağmalanmış, ardından Irak'tan bunun acısı çıkanlmıştı. Geçen yıl Istanbuf'dayapılan UNES- CO Kültür Bakanlan Toplantısı'nda Iraklı Bakan, yağmalanan 4 bin ya- pıtın listesiniaçıklamıştı. Bosna'da başta Mostar Köprüsü'nün yıkımı- nı, pek çok cami ve müzenin yağ- maİanması izlemişti. Afganistan'daki iç savaş Buda heykeJlerinin yıtomına, Kâbil Müzesi'nin yağmalanmasına yol açmamış mıydı? Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90 Şam'a her geçen gün biraz daha yüklenen ABD'den dün en ağır suçlama geldi: SuriyeteröristdevlettirDışHaberierSer- visi - ABD Suriye etrafına ördüğü ağı her geçen gün biraz daha sık- maya başladı. Be- yaz Saray sözcüsü Ari Fle- ischer, Suri- ye'nin terörist devlet ol- duğunu söylerken ABD Dı- şişleri Bakanı Colin Powell ise, ülke- sinin Suriye'ye yaptınm uygulamayı planladığını söyledi. Savunma Bakanı Donald Rumsfelde dün yaptığı açıklamada, Suriye'nin son 15- 20 ay içinde kunyasal silah denemeleri yap- tığını saptadıklannı ileri sürdü. Beyaz Saray sözcüsü Fleischer, Suri- ye'nin ABD Dışişleri Bakanhğı'nın te- rorizme destek veren ülkeler listesinde yer aldığını belirterek, "Suriye terörist bir devlettir. Teröristleri banndırmakta- dır. Bu. Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan teröre destek veren ülkeler listesinde yer almasıyla da belli bir şey" dedi. Dünyadan ABD'ye Itfdal çağrısı MOSKOVA (AA) - Rusya, Suriye ile ilgili açıklamalan konusunda ABD'ye itidal çağnsuıda bulundu. Itar-Tass ajansı, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandır Losiyukov'un, ABD'nin açıklamalannın Ortadoğu'daki durumu daha da karmaşık hale getirmesinden endişe ettiklerini söyleyerek, "ABD'nin keskin açıklamalan Şam ile ilişkileri Suriye'yi. Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden sonra ülkelerinden kaçan Iraklı liderleri banndırmakla da suçlayan Fleischer, "Bunu görmezden geliyor gi- bi yapacağımtzı mı düşünüyorsunuz? Bunu göz ardı etmemiz gerekiyor diye mi düşünüyorsunuz?" dedı. ABD Başkanı George Bush'un Suri- ye'nin kimyasal silah sahibi olduğuna dair önceki gün yaptığı suçlamalan yıne- leyen Fleischer, "ABD, uzun zamandır diplomatik kanallardan başıboş dev- letlere teröristleri barındırmaması, davranışlannı düzeltmesi ve kitle im- ha silahı üretmemesini söylüyor" de- di ve "Sanınm Suriye mesajı anladı" dikkate değer şekilde karmaşık hale getirebilir" dediğini aktardı. Arap Birliği ve Mısır, ABD'nin Suriye'ye yönelik suçlamalannı kınadı ve bu suçlamalar nedeniyle çok kaygı duyduklannı ifade etti. AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana da, ABD'ye Suriye ile ılgilı sert açıklamalanru "yumuşatması" çağnsında bulundu. diye ekledi. ABD Dışişleri Bakanı Co- lin Powell, Irak savaşındaki tutumu nede- niyle Suriye'ye yaptınmlar uygulamayı planladıklannı söyledi. Powell, gazete- cilere yaptığı açıkJamada, Suriye'ye kar- şı diplomatik, ekonomik ve diğer türden olası önlemleri inceleyeceklerini açıkla- dı. ABD Dışişleri Bakanı, Suriye'nin, Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinden sonra, oluşan yeni ortamda zorunlulukla- nnı anlayacağım umduğunu belirtti. Amerikalı yetkililerin Suriye'ye yöne- lik sert eleştirilerine Ingiltere de katıldı. tngiltere adına ilk açıklamayı yapan Dı- şişleri Bakanı Jack Straw. "Suriye'nin, Saddam Hüseyin'in gitmeshie birhkteye- ni bir gerçeküğe girildiğinin farkma var- ması gerektiğmi" bildirdi. Kuveyt'te ba- sın toplantısı düzenleyen Straw, "Sonsıy- lardaSaddamHüseyinrejimiyleSuriyehü- kümeti arasında işbüüği olduğu konusun- da çok kantt var" dedi. Straw BBC'ye yaptığı açıklamada ıse "Suriye'nin yasa- dışı khnyasal silah ümtiginden emin oima- dığuu" söyledi. Suriye'ye saldırma niyetinde olmadık- lannı belirten Ingiliz bakan. "AncakŞam yönetimminyamdamasıgerekenönemliso- rularvar" diye konuştu. Ingiltere Savun- ma Bakanı Geoff Hoon ise Şam yöneti- minin, kitle imha silahlan geliştirmek için Irak'tan kaçan bilim adamlanndan yardım alabileceğini bildirdi. Suriye İsrail'i suçladı Suriye ise Irak'la olan sınınnın ka- palı olduğunu ve hiçbir Irak liderinin Suriye'ye gehnek için başvuruda bu- lunmadığını bildirdi. Suriye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Buteyna Şaban, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, Ameri- kalı yetkililerle sürekli diyalog içinde olduklanna ınandığını kaydederek "Su- rije'ye yönelik tüm suçlamalar İsra- il'den kayııaklann-or. İsrail, Suriye-ABD Utşkileriniza\ıflatan ana kışkırücıdır,an- cak İsrail'in bu girişimlerinde başanh olacağma inanmıyorum' 1 dedi. TEHDÎTLER YOĞUNLAŞIYOR - Suriyetiler, ülkelerine yönelik ABD suçlamalamu yerel gazetelerden dikkatie izüyoriar. Şam yönetimi, ülkede Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e yakm yöneticileri banndırdığı ve kimyasal silahlan olduğu yönündeki suçlamalan reddederken Irakhalkmı desteklediğini ilan etti, Suriye, kendisine yönehtiği suçjamalarla ABD'nin, Afganistan ve Irak savaşındaki "başansızhğını" örtmek istediğini sa\Tindu. (Fotoğraf: RELTERS) Israil Dışişleri Bakanı Şalom ile görüşen Gül'den ABD'ye uyan: Suriye'ye saldırmayın ANK4RA(Cumhuriy«tBü- rosu) - Türkiye. Irak'ta başla- tılan savaşın Suriye ve tran başta olmak üzere bölge ülke- lerine yayılmaması için ABD'ye uyanda bulundu. Ortadoğu'nun, son dönem- deki savaş ve gerginlikler ne- deniyle "yonılduğunu" belir- ten Dışişlen Bakanı Abdullah Gül, ABD'nin giderek söyle- mini sertleştirdiği Suriye'ye saldıracağı söylentilerinden büyük rahatsızlık duyduklan- nı belirterek "Bunlann doğru olmadığını göstermek lazım" dedi. îsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom ise Suriye'nin başta Hizbullah olmak üzere birçok terör örgütüne konuşlan- ma izni verdiğini söyledi. Suriye konusunda îsrail'le uzlaşamayan AKP hükümeti, Israil yönetimiyle ilişkilerin daha da güçlendirilece- ğini söyledi. Şalom, Gül'ün daveti üzerine bir günlük çalış- ma ziyareti gerçekleştir- di. Cumhurbaşkanı Ah- metNecdet Sezer ve Baş- bakan Recep Tayyip Er- doğan'la da görüşen Şa- lom, Gül'le ortak basın toplantısı düzenledi. Gül, bölgenin iki demokratik ve serbest ekonomi uy- gulayan ülkesi olan Isra- ii ve Türkiye'nin işbirli- ğinin süreceğini belırte- rek "Bu işbiıüği, bölge- deki banş ve istikrar or- tanunın da gelişmesine katkı yapacaktir" dedi. Şalom da benzer özel- • Gül'le ortak basın toplantısı düzenleyen tsrail Dışişleri Bakanı Şalom, Suriye'nin terörü desteklediğini söyledi. Ortadoğu'nun savaş ve gerginlikler nedeniyle "yorulduğunu" belirten Gül, Suriye'ye saldınlacağı söylentilerinden büyük rahatsızlık duyduklannı belirtti. liklere sahip iki ülkenin böl- kileri olan ender ülkelerden gede ortak sorunlarla karşı biri olduğunu, banş için kat- karşıya olduğunu, özellikle Irak'taki savaşın sona erme- sinin ardından bölgeyi daha iyi bir geleceğin bekledığini söy- ledi. Îsrail-Filistin sorununun çözümü konusunda çok cid- di olduklannı, bunu Gül ile yapılan görüşmelerde de dile getirdiğini belirten Şalom, bir soru üzerine Türkiye'nin de geçmişte olduğu gibi bu soru- nun çözümünde katkıda bulu- kıda bulunmaya hazır olduğu yanıtını verdi. Abdullah Gül, Yahudi yerleşimlerinin dondu- rulmasımn da banş sürecine olumlu bir katkısı olacağuu kaydetti. Suriye sorunu nabileceğini bildirdi. Gül de aynı sonıya Türki- ye'nin her iki ülkeyle iyi iliş- Gül-Şalom ortak basın top- lantısı sırasında Suriye'ye iliş- kin sorular da soruldu. Gül, önem verilmesi gereken konu- nun "savaşın Irak'la sınırlan- dmbnasıvebölgeülkelerineya- ydmaması" olduğunu söyle- fsrail Dışişleri Bakanı Şalom, Abdullah Gül'ün daveti üzerine bir günlük çahşma ziyared için Ankara'ya geldi. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) di. ABD ve koalisyon güçle- rinin Irak'tan sonra önce Su- riye. sonra Iran başka hedef- leri olduğuna ilişkin spekü- lasyonlann olduğunu anlatan Gül, "Bunlan yalancı çıkart- mak gerekivor'' dedi. Gül. bölgedeki her ülkenin banş ve isnkrann sağlanması için katkı sağlaması gerektiği- ni vurguladı. Suriye'ye de yap- ması gereken işler düştüğünü belirten Gül şunlan söyledi: " Yeni gerginlik ve çaüşmalara izin vermemek gerekir. Herkes bu yönde hareket etrnelidir. Türkiye olarak çaüşmalardan zarar gören bir ülkeyiz. Suriye ve tran komşulanmız ve kom- şu ülkelerle iUşkilerimizi en iyi tutmakiçin çabahvoruz. Bölge- de istikrar, israD dahil berkese hizmetedecektir." Şalom ıse Suriye ile ilgili so- rulara, Gül 'ün söylemin- den farklı bir yanıt verdi. Suriye'nin birçok terör ör- gütüne ev sahipliği yaptı- ğını, Şam Havaalanı'nın Iran'ın Hizbullah örgütü- ne yardım etmek için kul- lanıldığını sav'unan Şa- lom, şunlan söyledi: "Maalesefbunlanengel- lemekiçin birşeyyapmıyor- lar. Tam tersüıe cesaret ve- riyorlar. Terör örgütleri, faaliyetierini Suriye içinde sürdürüvor. Bu da bizce mutlaka durduruhnah. Su- riye'nin bizinıle de ortak sının \ar. Tabii ki banş is- tiyoruz. Şam olumlu bir adım atarsa tabii ki bu ye- ni biratmosfer getirecektiıf OPLANTI BUHAFTA Irakhn yeni 'yol haritası' • ABD'nin güvenlik gerekçesiyle yerini ve zamanını gizli tuttuğu toplantıda 'geçici yönetim'in oluşturulması planlanıyor. ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak'ta oluşturulacak yeni rejimin "yol haritası" netleşmeye başladı. Edinilen bilgilere göre ABD ve Ingiltere'nin Arap, Kürt. Türkmen ve diğer gruplarla "geçici yönetimi" kurrnasınm ardından, ilk olarak "genel nüfiıs saynnı" yapılacak. Ardından tüm etnik gruplann temsil edileceği bir komite tarafından "yeni anayasa" hazırlanacak. Bu anayasamn referanduma sunuhnası sonrasında seçimler yapılacak ve yeni meclis kurulacak. Diplomatik kaynaklar, Irak'ta koalisyon güçleriyle Arap, Kürt, Türkmen ve diğer etnik gruplann temsilcilerinin bugün yapacaklan görüşmeyle yeni Irak için düğmeye basılacağmı kaydediyor. ABD, güvenlik gerekçesiyle yeri ve zamanını gizli tuttuğu bu toplantıya Irak Türkmen Cephesi'ni (ITC) de davet etti. 4 aşamalı plan Bu toplantıda şekillenecek geçici yönetimden yeni rejime 4 aşamada geçilmesi planlamyor. ilk olarak en kısa zamanda genel bir nüfiıs sayımı gerçekleştirilecek ve ülkedeki etnik gruplann nüfiıs oranlan belirlenecek. Yeni rejimde, mecliste temsilin etnik gruplann oranıyla belirleneceği, dini temelde bir temsilin söz konusu olmayacağı belirtiliyor. Bu süreçte oluşturulacak tüm etnik gruplann temsil edileceği bir komisyon tarafından da yeni anayasa hazırldclan tamamlanacak. Ardından bu anayasa referanduma götürülecek ve yapılacak seçimlerle yeni meclis kurulacak. ABD yönetimi, Kürt gruplann da istemiyle yeni rejimin federatif bir sistem olmasına sıcak bakarken, Türkmenler ve diğer bazı gruplar Irak'ın üniter yapısının korunması konusunda hassasiyetlerini koruyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear