22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15ŞUBAT 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVEN! TURHAN SELÇUK DÜHÜST TA3İATLI ÎSTANBCL BT2SDÎSÎ ASDÜLCASBAZ 1 KASÎKLİADE MACIRALASI DAHA FAZLA AŞıRl OLtA.yufi.LAR.. &£ EPERSHM Lffc. M ı O-LM R. ACA.I3AS«i-î K B -HAZ) RLAN MlŞTl .. l>i MÎZ Eİ> KAfcl ETMEk-, 1923'te Misak-ı Milli'den ödün vermek pahasına Irak'ta savaşa girmeye karşı çıkmıştı Atatürk'tenbanş dersleri rürkıye Irak'ta adıın adım savaşa yaklaşıyor. Turki- ye'nın geleceğini ulusal çı- karlanmızdan çok, ABD'nin ısteklerini ön planda tutan bır siyaset belirliyor. Halk savaş iste- nıiyor, ama hükümet sanki önceden be- lirlenmiş bır senaryonun perdelerini bırerbirer kaldırarak savaşın önünü açı- yor. Kamuoyu Türkiye'nin de içine çe- kılmesi muhtemel olan bu savaşın ne- den kaçınılmaz olduğuna ıkna edilme- ye çalışılırken tarihin yol göstericıli- ği bir kez daha görmezden geliniyor. Yıl 1923. Türkiye o günlerde de ay- nı bugün olduğu gibi ekonomik bir yı- kım içinde. Halk her türlü fedakârlı- ğa göğüs germekten yorgun. Ülke bü- yük bir borç yükünün alünda. Ama tüm bunlara rağmen Türkiye, bu- günkünden farklı olarak, Milli Mücadele'yi kazan- mış olmanın verdiği öz- güvenle Lozan'da emper- yalist güçlere karşı onur- İu bir direniş gösteriyor. tsmet Paşa, Gazi Musta- fa Kemal'ın yol gösteri- cılığınde. ülke çıkarlannı her şeyin önünde rutan aJalcı ve sağ- duyulu bir dış siyaset izlıyor. Çıkmaza giren Musul-Kerkük so- runu yüzünden sinirlerin gerildiği ve Meclis'te "meseleyi harple çözme" görüşünün ağırlık kazandığı bir or- tamda Gazi, "Harpzanırive hayatiol- maLHavrt-ımiIkttehlîkeyemaruzkal- mayınca, harp bir dnayettir" anlayı- şıyla olası bir savaşa karşı çıkıyor; 80 yıl sonrasına, yani bugüne, ders alın- ması gereken anlamlı mesajlar gön- deriyor. Görüşmeler çıkmaza glrlnce Kurtuluş Savaşı ile askeri alanda is- tediklerini elde eden Türkiye'nin, ulu- sal egemenliğini siyasi platformda da kabul ettirmesi kolay olmadı. Lozan ZamanTüneli maltun®ixir.com Mehmet Altun Konferansı, bu zorlu sürecin en önem- li halkasıydı. Sekiz ay süren ve Tür- kiye'nin tam bağımsızlık ülküsüyle ttilaf Devletleri'nın emperyalist emel- leri arasındaki çanşmalara sahne olan Lozan, her ıki tarafin kararlı turumla- n yüzünden pek çok kez kopma nok- tasına geldi. Görüşmelenn belkı de en sert tar- hşmalan, kapıtülasyonlar ve Irak sı- nınnın belirlenmesi konulannda çık- tı. Ingiliz tarafı, kontrolü altındakı Musul'un ısrarla Irak'a bırakıhnasını talep ediyor, gerekırse konunun Mil- letler Cemiyeti'ne sevk edilmesini is- tiyordu. Türk tarafi ise Mondros Mü- tarekesi imzalandığında kendı elinde bulunan Musul üzerinde doğal ola- rak hak iddia ediyordu. 1923'ün Ocak Milletvekilleri 'savaş9 diyorduif L\ Dr.AbkiinBcy. ozan'da Musul meselesi çıkmaza girince tngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon fkonunun bir yıl ertelenerek yeniden ele aünmasını, çözüm bulunamadığı takdirde de karann Milletler Cemiyeti'ne bırakılmasını önerdi. Türk tarafi için bu öneriyi kabul etmekten başka çare görünmüyordu. Banş görüşrnelerinin devamını sağlamak bu şartın kabul edilmesine bağhydı. Ismet Paşa 20 Şubat 1923'te Ankara'ya döndükten sonra toplanan Bakanlar Kurulu öneriyi kabul etme yönünde karar aldı. Ancak Meclis görüşmelerine geçildiğinde, milletvekilleri bu karara yoğun şekilde tepki gösterdiler. Söz alan pek çok milletvekili, Misak-ı Milli'nin bu şekilde işlevsiz bırakıldığını öne sürerek, çözümü savaşla elde etme yönünde görüş bildirdi: Lazzstan MiDervekiIi Dr. Abkfin Bey: "Musol'dan bir kanş arazimiz giderse, emin ohmuz Anadofaı da teblkededir. Musul için bntün mev codryetinıizle bepimizbirkantamezarteşkfletmefiyiz. 1 ' Gaziantep MiDetveküi AB Cenap Bey: "Eğer şereffi bir banş akdedümeyecek ohırsa, harp etmek bu memleket içm herhalde daha hayırb olacakür." Lazistan MiDetvekfli Necati Bey: "Efendiler, süngünün kazandığını sulh masası kazanamaz. Bizim muzafTeriyetimizi tespit edecek şey süngüdür, başka nokta yoktur." Bursa MiDervekili Operatör Emin Bey: "Musul'n verdiğinnz gnn! Erznrum'dur. Dışişteri Bakanı hangi zjhniyete göre, bir yıl sonra Ingifizleri bize getirecektir?" CebeMbereket MiDetvekifi İhsan Bey: "Musol'u isteriz. Harple nü? Evet pekâlâ harple-." Menteşe Mflletvekili Tevfik Rüştü Bey: "Avnıpa'nm teklif ettiği şey, mostemkke sulhudür. Türkiye bunu kabul edemez. Bunu kabol etmemek içm, harbi kabul efer? Op. Emin Bey. sonlannda, Ismet Paşa Ankara'ya gec- tiği telgrafta, "Durum ağınhr, vaha- met Musul'dan kaynaklanmaktadır'' dıyor, karar için hükümetten yardım istiyordu. İnglllzlerln Ihtlrası... Müttefiklerin öne sürdüğü tez ve önenlerin hemen hiçbiri kabul edile- bilir değildı. Ankara'da toplanan Ba- kanlar Kurulu, tngilizlerin Musul petrollerine yönelik 'ihtiraa" devam ettiği sürece görüşmelere devam etmeme yönünde bir karar aldı. Ar- dmdan bu karan onaylaması için Meclis'e götürdü. TBMM'nin28Ocak 1923'te yaptığı gizli oturum hayli duygusal bir havada başladı. tngilizlerin ve onlara çanak tutan Fransızlann haksız tutumlan millet- veldllerinın infialine yol açmıştı. Baş- bakan Rauf Bey'm (Orbay) konuş- ması sık sık "Albh kahretsin!" sözle- riyle kesildi. Başbakan'dan sonra kür- süye gelen milleUelallen, banş umut- lannınbitnği yerde çözümü savaşta ara- manın yanlış olmayacağını öne sürdü- ler. Bu görüşler, 30 Ocak 1923 günü LordCurzon taranndan sunulan Müt- tefik önerisiyle iyice pekişti. Başba- kan Rauf Bey'in •'Hafiflenlmiş Sevr" dediği antlaşma projesinde Türki- ye'nin siyasi, ekonomik ve hukuki haklan gönnezden geliniyor, ulusal egemenliğı hiçe sayıhyordu. Bunun Türk heyetı tarafindan kabulü müm- kün değildi. Sonunda görüşmeler ke- sildi. Konferansa katılan tüm delege- ler, ülkelerine gen döndüler. Sava$ taraftarları coounlulcta Ismet Paşa'nın 20 Şubat'ta Anka- ra'ya dönmesinden bir hafta sonra, konferansın gidişiyle ilgili Meclis gö- rüşmelerine başlandı. Lozan'da so- mut bir sonuç elde edilememiş olma- sı ve verilen bazı tavizler, Meclis'te Türk heyetme karşı bir çekimserlik doğurmuştu. Bakanlar Kurulu'nun, konferansın bundan sonrakı hsrrun- da izlenecek yol hakkmda aldığı ka- rarlar da tepkiyle karşılanmışh. Bun- lann başında Musul meselesinin bir se- ne ertelenmesı yer alıyordu "Gerek Bakanlar Kurulu, gerek Milkt Mec- üsi, Misak-ı Milli'den zerre kadar fe- âakârhkederse,namusicabıçeldpgit- GadMustafa Kemal, savaş taraftan miDervekiIlerine Meclis kürsüsünden seslenirken "Musul'u ga\et koJavtkla alabiüriz. Ancak, bundan sonra savaşın hemen son bulacağma kani olamavE" diyordiL- meüdir" deniyordu. Miller%ekilleri arasmda, banşla ahnamayan Musul 'un savaşla almması görüşü ağu basıyor- du. Zaten Milli Savunma Bakanı Ka- zun Paşa, daha birkaç hafta evvel or- dunun her türlü ıhtimale karşı hazır ol- duğunu açıklamıştı. Erzurum Mıllet- vekilı Hüseyin AvniBey, Mustafa Ke- mal Paşa'yı yeniden ordunun başına davet ediyordu. Tonu gıderek sertleşen bu eleştiri ve M stafa Kemal diyor ki: Türkiye'nin güvenliğini amaç dinen, hiçbir millete karşı olmayan bir banş yönü, daima bizim ilkemiz olacaktır." savaş talepleri karşısında sessizliğini bozmayan Mustafa Kemal, sonunda söz alarak kürsüye çıktı. Gazi, hükü- metin kararlannı destekleyen konuş- masında şöyle dıyordu: "Musul'u vcrmemekteısraredersek, savaşa dahil ohımz. Musul meselesini bir yila kadar ertel€>ip. sulhe geçmek ve savaşı kabul efmemek mümkün müdür. kabil midir. faydah mKhr? Bu konuda durum değerlendirmesi ya- pabiliriz_ Bazı arkadaşlanmızm yö- rüngesi sadece Misak-ı MUK ohıyor. Delege heyeb'Misak-ı MJDi'yimahvet- miş, Bakanlar Kurulu feda etnnş- Ben di>orunı Id,bu arkadaşlanmız Slisak- ı MSM'nin ne okhığunu anlamamıştır. Efendfler, arazive smırmeselesi, \D- sak-ı Milli'nin birinci maddesi kapsa- mmdadn". Misak-ı MiDL, şu hat, bu hat drve bir sınır çizmemiştir. O »nın çi- zen şev, miDetin menfaaü ve yüce he- yetinizin görüşüdür. Yoksa haritası çi- zilnıiş bir smır yoktur_ Musulmeselesinin çözümünü sava- şa girmemek için bir yıl sonraya erte- Iemekdemek,ondanva^geçnıekdeınek değildir. Belki sonuç alabflmek için, daha kuvveüi olabilecegimiz bir za- manı beklemektir. Bugün sulh >apa- nz, bir iki ay sonra Musul meselesini çözmekiçin ayağa kalkanz. Fakat bu- gün, bu meselede karsunızda yabnz LDgDiz değil Fransız, Itahan, Japon ve bütün dünyadakidüşmanlarvardn*. Musulmeselesmi,bugünden çözece- ğiz, ordumuzu yûrütecegE, bugün ala- cağızdersekbumümkündür. Musul'u gayetkolayhkla alabinriz. Ancak, bun- dan sonra savaşm hemen son bulaca- ğma kanioiamayc. Oradabir harpcep- besi açmış olacağız. Bunun sakmcala- n kendi kendine mevdana çıkar._ Bence mesele basittir. Ortada bir Musul meselesivanhr. Erteleyeiim mi ertetememekiçin savaş rnıyapaton? Bu- naverecekcevâbı,kendiaktamzavçvic- dannuza karşı\ermeyecekolursak,ya- pdacak işlem Bakanlar Kurulu'nu kendi sorumiuluğu içinde serbest bı- rakmak \e başlamış olduğu şevde de- vam ettirmektir.'" Akılcı bir devlet politlKası Hayati savaş alanlannda geçmiş ve Milli Mücadele'ye önderlik etmış bir komutanın banşı savunan bu sözleri, hiç şüphesız akılcı bir devlet politika- sının gereğıydi. Mustafa Kemal, sa\aşı başvoırul- ması gereken son çare olarak görüyordu. Nitekim 2-5 Mart tarihleri arasmda devam eden sert tartışmalara cevaben 6 Mart'ta yaptığı ikıncı konuş- mada Meclis'e şöyle hitap ediyordu: "Eğerbizeprojeyi kabul et- tirmekte ısrarb oluıiarsa, o halde mil- lethniz, hükümetimiz ve mecüsimiz için harpzaruriolur. Yapılacakbaşka bir şey yoktur, o zaman harp ederiz. Delege beyetimiz kendisineverilen gö- revi mükemmel bir şekilde ifa ermiş- tir. Eğer mesetevi rvi sonuçlandmnak istiyorsak, MecBs'çe manevi kuvvet verDerek, onlan görevierine devam et- tirmek lazunduf Bu sözler milletvekilleri üzerinde olumlu bir etki yarattı. Hükümete gü- venoyu verümesini ve Türk heyetinin Lozan Konferansı'nm ikinci bölü- münde tam yetkiyle donatılmasını içe- ren önerge, 190 üyenin 170'inin oy- lanyla benimsendi. Böylece Meclis, çözümün sa\aşla değil. banşla sağ- lanması görüşüne destek vererek sağ- duyunun yanmda olduğunu gösterdi. Tarih 23 Temmuz 1923. tsmet Paşa Lozan Andaşması'nı imzahyor. Taraflar arasındaki derin görüş aynhklan yüzünden 4 Şubat 1923'te kesilen görüşmeler 23 Nisan'da yeniden başladı. Ankara hükümethün takındığı kararh ama banşı önde tutan tavir, anlaşmazhklann hemen tamamnun Türkiye lehine sonuçlanmasmda büyük rol ovnadı. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Safsatanın Sonu Avrupa Insan Haklan Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesı, Refah Partisi'nin (RP) 16 Ocak 1998 günü Anayasa Mahkemesi tarafindan kapatılmasının Av- rupa Insan Haklan Sözleşmesi'ne (AİHS) aykın ol- madığı karannı önceki gün açıkladı. Oysa mahkemenin 31 Temmuz 2001 tarihinde üçe karşı dört oyla vermiş olduğu uygunluk kara- n, din devletı yandaşlannı umutlandırmıştı. Bir kere daha AİHM'nin kapısından yüzgeri edil- meyeceklerine kendilerini ınandırmış olan RP'nin üst yöneticileri bu inançla karan temyiz ettiler. RP'lilerin ıtırazlan yalnız partılennın kapatılma- sıyla sınırtı değildı. Necmertin Erbakan, AhmetTek- dal, Şevket Kazan, Şevki Yılmaz, Ibrahim Halil Çelik, Hasan Hüseyin Ceylan ve Şükrü Karate- pe'ye verilmiş olan 5 yıl siyaset yapmama yasağı- nın da dayanaktan yoksun olduğunu iddia ediyor- lardı. Yıllardan beri, türbanlı öğrencıler ve ordudan uzaklaştınlan asker kişılerin yaptıklan başvurulann "kabul edilemez olduğuna " karar verilmiş olması- na karşın, laiklik ilkesini uluslararası hukuksal alan- da da delme girişimlerine son vermemişlerdi. Ancak bu son başvuoılan için "iyi ki başvuımuş- lar" demek gerekiyor. Çünkü, mahkeme karannda, öncelikle şu üç ko- nu açıklığa kavuşturuldu. • Refah Partisi, mecvut düzeni değiştirerek ye- rine şeriata dayalı bir düzen getirmek istiyordu. • Yöneticilerin konuşmalanndaki cihat ve şiddet çağnlan, Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi ile bağ- daşmaz ve bu nedenle de örgütlenme özgüriüğü kapsamında değerlendinlemez. • Şeriat düzenini getırmeyi amaçlayan örgütlen- meler, demokrasilerde bir hak olarak kabul edile- mez. Mahkemenin, karar gerekçesinde yansrttığı gö- rüş de kulaklara küpe olacak nitelikteydi: "Çoğulculuk, demokrasinin aynlmaz birparça- sı olsa dahi, ilgilidevlet, Avrupa Insan Haklan Söz- leşmesi ile uyuşmayan, ülkede iç banş ve demok- ratik rejimi tehlikeye atacak siyasi bir hedefın ger- çekleşmesini, eylemler somut hale dönüşmeden engelleyebilir." Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin karan, bir safsatanın da tümüyle geçersiz olduğunu kanıtla- dı. Hani şu "Laiklik anlayışı Avrupa'da başka, Tür- kiye'de başka" safsatasının. • • • Türkiye'nin, hazırlıklan süren Irak saldınsı nede- niyle yaptığı girişimler, neredeyse Almanya'da po- litika savaşlanna dönüştü. Federal Almanya Başbakanı Gerhard Schrö- der'in, Federal Meclis'te yaptığı "Banş İçinde So- rumluluğumuz" konulu konuşma (13 Şubat), hem muhalefetin suçlamalanna yanrt hem de Türkiye'nin gönlünü almayı hedefleyen bir içerikteydi. Türkiye için vermiş olduğu, ancak henüz ufukta görünmeyen Patriot füzeleri ve Avvacs personeli ko- nusundaki sözlerine değindikten sonra baklayı ağ- zından çıkardı. "Fransız ve Belçikalı dostlanmızla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karanndan önce savaş hazıhıklannı başlatan resmi bir NATO karannı uygun bulmuyoruz." Konuşma, televizyon kanallan tarafindan canlı ya- yınla ekranlara da getirildi. Dıkkati çeken nokta ise Schröderkonuşurken mu- halefet milletvekillerinden kimisinin açıkça, kimisi- nin de bıyık altından gülmeleriydi. Demek işin bir püf noktası var ama ne? Bekle- yip görelim. oerinc@cumhuriyet.com.tr. CUMHURİYET MAHALLESİ'NDE ANAHTAR TESLİMİ Denize açılan penceremiz Cumhuriyet Kınalı Mahallesi'nde inşaatı brten evlerin teslimine başlanıyor. llk evin teslimi için düzenlemiş olduğumuz toplantıya tüm mahalle sakinlerimiz ve dostlarımız davetlidir. Yapı-C TOPLANTI GÜNÜ TOPLANTI SAATİ TOPLANTI YERİ Siiivri - Çanta 16 Şubat Pazar : 12.00 : Cumhunyet Kınalı Mahallesi (Cambaz Tepe Mevkii) NOT: Toplantt sonunda öğle yemeği verilecektir. BİLGİ İÇİN: 0532 271 68 69 Şantiye:0212 715 00 07 NtĞDE 1. ASLİYE HUKUK MA HKEMESİ'NDEN EsasNo: 2001/23 Karar No 2002 66 Davacı Yasemm Tankoç tarafindan davalı Can Tankoç aley- hıne açılan şıddetlı geçımsızlık nedenıyle boşanma davasının mahkememızce yapılan vargılaması sonunda. Davacı Yasemın Tankoç'a 19 02 2002 tanhlı karar teblığ edılemedığınden ılanen tebliğıne karar venlmış olup. Davanın kabulü ile Niğde ıli. Şe- hıtler Mahallesi. 20 cilt. 36 hane no'da nûfusa kayıtlı davacı Yasemın Tankoç ıle davalı Can Tankoç'un mûşterek hayatının çekılmezlığı nedenıyle boşarunalanna, ortak çocuğu Ilayda'nm \elayetının da\acı anneye verilmesine. ortak çocuk ıçın 20 000.000 -TL tedbır, karar kesınleştıkten sonra ıştırak nafaka- sma. davacı ıçın 20 000 000.-TL tedbır nafakasına karar veril- miştır tşbu hüküm özetı ılan tarihınden 15 gün ıçerisınde tem- \ız edılmedığı takdirde kesmleşecegı ve ışbu ılanın tebhgat ye- rıne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur 31 01.2003 Basın- 6429 DURSUNBEY ASIİVE HUKUK MAHKEMESTNDEN DosyaNo 2002 131 Davacı Dursunbey'in Gömül Köyü'nden Necla Erdınç tara- fından davalı Kamıl Erdınç adına açılan boşanma davasında. Davalı Dursunbey Mçagüne> Köyû nüiusuna kayıtlı Hüseyin ve Nunye oğlu 10.01 1968 doğumlu Kamil Erdmç'ın açık adre- sı tespit edılemedığınden dava dılekçesi ile duruşma gunûnün ılanen tebliğıne karar venlmekle davalı Kamil Erdmç'ın duruş- manın yapılacağı 05.03 2003 günu saat 9 OO'da mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, gel- medığı takdirde davetıye yenne kaım olmak üzere ilan olunur 29 01 2003 ' Basın 6168
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear