01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 ARALIK 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Aynaya BaksalarL "Kımse bana sağcılar suç işliyor, dedirtemez!" "Müslüman teröristolmaz", "Müslüman, adam öl- dürmez..." Istanbul'daJki dört dehşet olayının canlı bomba- larının TC vatandaşı olduğu kesinlikle anlaşıldık- tan sonra bile başta Başbakan olmak üzere tüm AKP'lilerin, gerçeği görmezlikten gelmeye çalış- malarına na demeli? Kendılerini Islam Mücahitle- ri sayan ya d a saydırmak isteyenler, tüm suçları sola, solculara atmadılar rruydı? Uğur Mumcu'dan Üçok'a. Kışlalı ya, daha nice aydınlara kıyıldığı za- man, Sıvas'ta otuz insan diri diri yakıldığı zaman "Biryangın çıktı ama vatandaştan ölen olmadı" diyerek katilleri koruyanlar nasıl unutulur? "MüslümanJıkta teröryoktur" diye tutturanlar sa- nınm islam tarihini de bilmiyorlar! Bjlseler de, dü- şüncelerinden şaşmıyorlar? Halife Ömer bir Müs- lüman tarafından hem de namaz kılarken öldürül- medi mi? Halife Osman'ı da yine bir Müslüman hançerle vurmadı mı? Ya dördüncü Halife Ali ve oğullan Hasan'la Hüseyin? Onlan acımasızcaöl- dürenler Müslümanlar değil mi? "Camiler kışla, minareler süngü" diyenler. "Yolumuzu Mesen birinek varilkiş onu ortadan kaldırmak" dıye meydan söylevleri çekenler ner- de şımdı? Kaç yıldır Amerikalarda yaşayan Fet- hullah efendinin yandaşlanna verdiği öğütleri anım- sayalım: "Daha ileri mevzileri ele geçirmeye ba- kın. Bu ış aceleyle olmaz. Bir sıçranz, sonra du- ruruz, sonra yine sıçranz..." Bugün hükümet gö- revindekileri bir düşünün, başlan türbanla örtülü eşler, her alanda gerilikleri yaşama geçirmek is- tekleri; YÖK'ten sekiz yıllık öğretime kadar!.. Yan- daşları önemli görevlere getirip Atatürkçüleri ora- ya buraya sürmek!.. Sonra da gerile gerile "Müslüman cinayet işle- mez" diye yeraltında saklanan cesetleri, kıyımla- rı, azılı katilleri görmezlikten gelmek, Islamcı terör örgütlerini yadsımaya çalışmak... Bu canlı bombalar nerde yetişti? Cennet, din şe- hitlerineölümyokturtelkinleriyleTürkçocuklanci- nayetlere, kıyımlara, itilmedi mi? Bugün suçlu ara- yanlar aynaya baksalar ya biraz? Bir yılda ülke cehenneme döndüyse bundan hiç sorumluluk dLiymuyorlar mı? Türk-îş Genel Kurulu... Türk sendikacıhğının eskı gücüne kavuşması ıçın. özellikle Türk-Iş'in bazı adımlar atarak öncülük etmesi zorurdudur. Geçenlerde Sağlık- fş Sendikası bir ilki gerçekleştirerek verdiği bir ilanla sağlık çalışanlarma yasal güvencelerini anlatmış ve onlan sendika üyesi olmaya çağırmıştı. Bu davTanış Türk-lş ve diğer üç konfederasyona ömek olmalı. Dr. FiTigin ÜNSAL Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3 1 Temmuz 1952'de kurulan ve ilk genel kunılunu 6 Eylül 1952'de Izmir'de yapan Türk-lş 19. Genel Kurulu için Ankara'da toplanmaktadır. Kamu ve özel kesimde çalışan işçilerin büyük çoğunluğunu tem- sil eden Türk-lş'in endüstriyel ilişkiler sistemi- mizde çok önemli bir yeri vardır; ülkenin en güç- Iü sivi] toplum örgütlerinden biridir. Bir zamanlar genel grev uygulayabilecek, hükümetleri düşüre- bilecek guçte olan Türk-lş. günümüzde bu gücün- den çok şey kaybetmiş ve işçilerin, sendikalann "Ankara'da Türk-lş var" dedikleri günlerden bu yana köprülenn altından çok sular geçmiştir. Ne bugünkü Türk-lş yöneticileri Türk-lş'in eski baş- kanlan Seyfi Defirsoy'un. Halil Tunç'un gösterdı- ği etkin ve yetkin yönetim gucünü sergileyebıle- cek çapta ve ne de Türk-lş hükümetler karşısında masaya yumruk vuracak güçtedn". Bunun en bÜNİik nedenı sendikalann yaşadığı üye kaybı \ e sendika çokluğundan doğan yapısal zayıfhkür. Bugün ülkemizde Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı'nın 2003 yılı Temmuz ayı veri- lenne göre yayımladığı ıstatistikte 28 işkolunda 90 sendika bulunmakta ve bu sendikalar 2822 sayılı Toplu Iş Sözleşmesi Yasasuıa göre sözleşme ya- pabilmek, zorunlu yüzde on barajını aşabılmek için birbirleri ile kıyasıya yanşmakta, bunu yapar- ken hem dürüstlük kurallannı hem de parasal kay- naklannı entmektedirler. Bir konfederasyon baş- kanı dostumuz son ıkı ay içınde noterlere yetmış milyar ödediğıni söylerken bu acı gerçeğin altını çizmekteydı Buaçıdanbakanlığınyayınladığıis- tatistıkler ılgınç bir konuyu gün ışığına çıkarmak- tadır. Buna göre ülkemizde çalışan iş sözleşmeli işçi sa\ısı 4.781.958 ve 90 sendikanın kayıtlı üye sayısını 2.751 67 olarak ve sendikalaşma oranını da yüzde 57.4 olarak vermektedir. Dünyanın hiç- bir demokratik ülkesinde böyle yüksek bir sendi- kalaşma oranı olmadığından bu sayılar yanlış ve yanıltıcı olduğu kadar sendikacılığımızda çok yay- gın sahte üye yazımı yapıldığı, noter engelinin bir biçımde aşıldiğını ortaya koymaktadır. Sahtecili- ğe dayalı bir sendikacılık uygulamasının o sosyal eylemin özünden çok şey götüreceği açıktır. Ger- çekte ülkemizde ıstihdam edilenlerin DİE 2003IH. dönem venlenne göre 22 milyon kişi olduğu. bun- lann yaklaşık dört mılyonunun ücretsız çalışan kadm olduğu ve kendi hesabına çalışanlarla me- mur olanlan çıkardığımızda iş sözleşmesi ile ça- lışanlann sayısının yaklaşık 10 milyon dolayında olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunlarm da ancak 6 mil- yon dola\ında bir bölümü SSK'ye kayıtlı bulun- makta. geriye kalan 5-6 milyon işçi kapsam dışı olarak çalışmaktadır. SSK'ye kayıtlı olarak çalı- şan işçilerin ancak 800 bıni ödenti veren sendika üyesıdır. Bu da sendikalaşma oranının ancak yüz- de 10 dolayında olduğunu ortaya koymaktadır. Türk sendikacılığınm eskı gücüne kavuşması için, özellikle Türk-İş'in bazı adımlar atarak öncülük etmesi zorunludur. Geçenlerde Sağlık- İş Sendi- kası bir ilki gerçekleştirerek verdiği bir ilanla sağ- lık çalışanlanna yasal güvencelerini anlatmış ve onlan sendika üyesi olmaya çağırmıştı. Bu davra- nış Türk-lş ve dığer üç konfederasyona örnek ol- malı ve sözlü-yazılı basın aracılığı ile bir üyeleş- tirme kampanyası başlatmalı, ışçı mahallelerinı, iş- yerlennin yoğunlaştığı kentlerin duvarlarını sen- dika üyeliğine çağn duyurulan ile donatmalıdır. Ülkemizde devletın vergi, SSK'nin prim ve sen- dikalann üye yitirmesine neden olan kayıt dışı ekonominin duvarlarını ancak sendikalar ve bu yöntemle yıkabilir. 4857 sayılı yeni Iş Yasası ça- hşanlann iş güvencesi konusunda yeni ve etkiliyap- tınmlar öngördüğünden işçilerin sendikalaşması önünde hiçbir engel kahnamıştır. Yeter ki sendika yöneticileri aymazlık uykulanndan uyanabilsinler. 2821 sayılı Sendikalar Yasası önümüzdeki yıi değiştirilecek ve 28 olan işkolu 17'ye çekilecek- tir. Bu sendikacılığunızm geleceği açısından çok olumlubir adım olacak vebirbirleri ile yanşan, pa- rasal kaynaklannı bu yanşa harcayan sendikalar yerine güçlü ve yeni üye kazanma çalışmalan ile daha da güçlenecek olan sendikalar ortaya çıka- caktır. Sayıca az ve üyece zengin sendikalar üye- lerini eğitmeye üyelerinin mesleksel yetenekleri- ni arttırmaya, onlara yeni yetenekler vermeye ve üyelerini laiklik ve demokrasi konusunda iyi bt- rer yurttaş olmaya yönlendirse, ülkenin geleceği için çok olumlu bir çaba sergılemiş olacaktır. Ülkemizde 90 sendika, 4 konfederasyon tarafın- dan temsil edilmektedir. Bu konfederasyonlar ara- lanndakı görüş farklılıklannı giderip sosyal ve si- yasal birplatformda birleşebilirlerse bundan en çok demokrasinin kazanacağının ayırdına varmalıdır- lar. Son genel seçimde AKP'nin bu kadar açık ara parlamentoda temsilolanağı bulmasında CHP ka- dar sendikalann da shasaJ bilinçvoksuDuğuiHin kat- kısı olduğu hiç unutulnıanıalıdır. Ahnanya'da fa- şizm,sendikalansusturarakiktidaragelebikü.Tür- kiye'de sendikalar güçlenerek, bilinçlenerek, sesle- rini duyurarak laik demokrasinin başansı için ça- bşmak zonındaduiar. Teröre Davetiye Çıkaranlar...-II- Vural SAVAŞ Yargıtay Onursal C. Başsavcısı CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (1) "Ayın Tiyatro Oyunları" Tuncer CÜCENOĞLU ile Söyleşi (5 Arahk 2003 Cuma Saat 18.00) Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü İstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Be/oğlu/İSTANBUL Bu bir Koop-C ortaklaria ilişkiler kolu etkinliğidir. Vcretsiz ve herkese açıktır. Ka'eteryamız Pazar dahıl her gun saat 10 00 Akşam 21 00 arası açıktır CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (3) Cumartesi Söyleşileri "Kurtuluş Savaşında Yerel Erkler" Dr. Alev COŞKUN (6 Aralık 2003 Saat 15.00) Kitap İmzası: Alev COŞKUN Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü İstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmektedir. Ccretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryamız Pazar dahıl her gun saat. 10 00 Akşam 21.00 arası açıktır Dün birinci bölümünü yayımladı- ğımız yazımın ikincı bölümünü sürdürüyonım. 2-Bız doğru dürüst önleme din- lemi yapamıyoruz ama, yapabilen ülkelerden bın. gızlı dinleme ve sa- nıklann kimliğinı saptasa veya bir kapkaççının çaldığı çantada Istan- bul'u havaya uçurmak için yapılan planlar, bu suçta kullanılacak bom- balar ele geçse ve bu eylemi yapa- cak kişinin kimliği çantadaki belge- lerle saptansa veyahut bir özel şa- hıs veya polis memuru gizlice şüp- helendiği kışiye ait eve girerek suç delillerini elde etse; yine 3.10.2001 gün ve 4709' 15 sayılı yasa ile dün- yanın hiçbır ana}asa ve yasasında bulunmayan "Kanuna a>km ola- rak elde edilmiş bulgular defil ola- rak kabul edilemez" hükmüanaya- samızın 38'ınci maddesıne konul- duğu için. başka delil yoksa, yuka- nda açıklandığı şeblde elde edılen delillerle. herhangı bır sanığı ülke- mizde cezalandırmaya olanak bu- lunmamaktadır. Halbuki bizden baş- ka her üücede. bu çeşıt delillerle sa- mğın cezalandınlmasına karar ve- rilebilir. 3- Ceza Muhakemeleri Usulü Ka- nunu'nun 143 l'inci maddesine koyduğumuz "müdafi hazırnk ev- rakıUeda\ados>asınıntamamınıin- celeme ve istediği e\rakm bir sure- tini harçsız alma hakkına sahiptir" hükmü ile. hâkım karanyla yapıla- bılecek kısıtlama dışında, dünyada ilk defa hazırlık soruşturmasmda gizliliği bız ortadan kaldırdık. Dün- yanın sa\ılı Ceza Muhakemesi hu- kuk öğretim görevlilennden Albin Eser ve Ackermann. bu konuda şunlan söylüyor: "Bütûn dünyada gizlilik kabul edilmesinin gerekçesi şudur: Müdafi, dosya muhteviyatı- nı öğrenirse, sa\ cının haariamakta olduğu işlemler başanya ulaşamaz» Toplanmakta olan deüller de karar- tılabilir (Prof. Dr. Feridun Yenisey, Hazu*lık Soruşrurması ve Polis, s. 53). 2003 yılı içinde Yargıtay'da dü- zenlenen bir sempozyumda konuş- macılardan biri "Yasal düzenleme- lerde Avrupa')i solladık" deyince; o zamanki Yargıtay C. Başsavcısı Sa- bih Kanadoğlu "Kazalann çoğu ha- tab sollanıadan doğuyor" demek zonında kalmıştır. 4- Ingıltere. tüm sanıklann sor- gulannda a\xıkat bulunduran nadır ülkelerden bınydı. 1989 yılında ger- çekleşen pek çok kişinin ölümüne neden olan bır terör eylemınden sonra İngılızler derhal "Police and Criminal E\idence Act" yasasını, "Avukat gözetiminde yapılan sor- guda, bilinı haline gelnıis sorgu tek- nikleri uygulanamadığı vei>i sonuç alınamadığı" gerekçesivle değiştir- dıler. Yakalanan terör suçu sanıklan- nın polis tarafından yedi güne ka- dar gözaltında tutulması kabul edıl- dı ve poliste alınan ıfade su^smda avukat bulundurma hakkı gıbı hak- lardan terör suçu sanıklannın yarar- landınlması \ olu kapatüdı. (R. Mor- gan, PreTRıal Detention ın Eng- land and VV'ales.) Bizde de benzer uygulama \arken CMUK'u değiştirdik. Artık terör suçu sanığının sorgusu da ancak avukat nezaretinde yapılabiliyor. 5- Çıkardığunız af yasalanyla te- röristleri serbest bu^kıp sokağa sa- larken teröristlerle mücadele eder- ken yetkılerinı aştığı için suç işle- dıği kabul edilen kişileri ısrarla ha- pıshanelerde bıraktık. 6- Terörle mücadele, bilgi. cesa- ret ve deneyim işidir. Istanbul'da Hizbullah terör örgütüne karşı ope- rasyonlan yapıp, bu örgüte en bü- viik darbeyi indiren polis şefi, ba- zı çevreleri rahatsız etmiş olacak ki AKP ıktidan zamanında pasif gö- reve aundı ve ekibi darmadağın edil- dı. 7- Sayın Emin Çölaşan'ın da yaz- dığı gibi (Hürriyet, 21.11.2003): "AKP iktidan zamanında bölücü- lûk propagandası suç olmaktan çı- karüdı; 'Eve Dönüş' yasası ile (sağ- cu sokru, şeriatçı. Hizbullahçı, PKK'M vesaire) teröristi salıverdik. Bunla- rm bir tanesi bile süahıyla örgütün- den gelip teslim olmadL Tamamı ce- zaevierindensahiKh,pekçoğu örgüt- lerine geri döndü. .AB'nin baskısıy- la uyum \asa)an çıkardık," demok- ratik' olduk! Polisin. sa\ cının, mah- kemelerin yetküerini ellerinden al- dık. bellerini lardık. Hepsinin elini kolunu bağladık._ Hükümet şimdi de DGM'leri kaldırmak için çaba harcryor!" 8- AKP hükümeti, bunlar yet- mezmış gibı, bir dizı 'Verel Yöne- timler Yasası' çıkarmaya çalışıyor. Söz konusu tasanlar aynen yasala- şırsa olacaklan Emfl Tosun, (Göz- cü, 6.11.2003) şöyle değerlendin- yor: "Kürrçülere gün doğacak, PKK'nin ekmeğineyağ sürülecek!_ Karayollan. köy hizmetierl sağlık ocağL dispanscr. hastane, spor salon- ları stadyumlar, Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlan ve beJedheiere ge- çen diğer kurumlann birimlerinde PKK örgütlenme firsab bulacak, bir anlamda bu bölgelerimizde PKK devleti ele geçirmiş olacak- Bu ya- sa ile devlet salam gibi dilim dilim doğranarak dincilere, Kürtçülere ve çetelere dağıülacak ve adına da 'yerinden yönetim' denilecek. Sev- sinler böyle yerinden yönetimiL" Sonuç 9- Yine 3 Ekim 2001 gün ve 4709/15 sayılı yasa ile anayasamız- da değişiklik yaparak, ölüm ceza- sını kaldırdık. Halbuki zaten infaz etmiyorduk ve AB'ye taahhüdü- müz, bu cezayı hemen değıl, orta va- dede kaldıracaktık. Ben o zaman ona yakın televiz- yon programında konuşarak, deği- şıklikten önce milletyekillerimizı uyardım: "Abdullah Öcalan asüır- sa bölücü terör eylemJeri artabilir: idamcezasınıkakhnrsanızonukur- tarma>ayöneükeykmler ve dış bas- kılar olur. Bir örgütü en çok zayıf- latan şe>, eylemlerinin azalnıasıdır. Eylemler Abdullah Öcalan asılır korkusuyla azaldı. Bu cezayı hemen kaldmp yeni eylemlere yol açma- yın" dedim, dinleyen ohnadı. Açık- ladığım nedenle bazı eylemler baş- ladı bile. bakalım hangi boyutlara ulaşacak. Her ulusun layık olduğu rejimle yönetılmesı. siyaset büıminin değiş- tirilmesi zor kurallanndan biri ga- liba... Seçtiklerimizle, alkışladık- lanmızla, açıkladığım tüm hususla- ra verdiğimiz destekle, terörden şi- kâyete hakkınuz var mı acaba? Ken- di düşen ağlamamalı... Kazart Kazandır! Gsnrn-ıana ArtaMerkez 4441555 ücretsiz 555 www-3ria.c0m.tr PENCERE Aile Hukukumuz Kuran Ahkâmına ZıttırL Islamcı terörün kanh gündemi içinde gazetele- rin birinci sayfalannayansıyan eylemci kadm fotog- raflan kapkara çarşaflı!.. Tepeden tırnağa siyah bir çuvala sokulmuş bu zavallı kadınlara baktıkça in- san karalar bağlıyor... Atatürk daha 1916 yılında defterine not düş- müş! - Kadının eğitilmesi.. - örtünün kaldırtlması.. Bilmem ki Dr. Muhsine Helimoğlu Yavuz'un kadına ilişkin yazı dizisini Cumhuriyet'te okuyor musunuz?.. Okumanın tam sırası!.. • Bir noktayı açık seçik vurgulamanın z^manıdır; 1923 Cumhuriyet devrimiyle kadınımıza verilen haklar Kuran'daki emirlere ters düşmektedir... En çarpıcı sayılanlar: Bakara Suresi, Ayet 228: "Erkekler kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptiher." Nisa Suresi, Ayet 34: "Serkeşlik etmesinden kaygılandığınız kadtnta- n dövün." Nisa Suresi, Ayet 11: Mirasta "kadına oranla erkeğe iki pay verilir." Bakara Suresi, Ayet 282: "İki kadının tanıklığı, bir erkeğin tanıklığına be- deldir." Peki, bizim Başbakan, Dışişleri Bakanı, Meclis Başkanı ve öteki AKP'liler, neden Kuran'a aykın Cum- huriyet yasalarına ses çıkarmazlarda yalnızkadın- lannın örtüleriyle Islamcılık yaparlar?.. • Atatürk Devrimleri, Osmanlı'da 19'uncu yüzyıl- da başlayan uyanış hareketlerinden esinlenmiş, toplumun Aydınlanmacı kesiminin desteğiyle ha- yata geçirilmiştir. Daha önce Ittihat ve Terakki Hü- kümeti de bu yolda kimi adımlar atmıştı. Meriç Velidedeoğlu'nun Cumhuriyet'te yayımlanan ya- zısından bir bölüm aktarıyorum: "Ingiliz Işgal Kuvvetleri Komutanının ilk işlerin- den biri (...) hukuksal bir uygulamaya el atmasıdır. 1917'de Ittihat ve Terakki attığı ileri bir adımla şe- riatta küçük bir düzenleme yapmış, nikâh akdinin mahkeme karan ile oluşabilmesini yürühüğe koy- muştu; bu, kadına 'boşanma hakkı' tanınması de- mekti. Işgalin daha ilk günü General Harrington uygulamaya son vehr." (2 Aralık 2003) Türkiye işgalden kurtulduktan sonra, 1923 Dev- rimi gerçekleşti, 1926'da Batı'dan alınan Medeni Kanun (Aile Hukuku) ile şeriat hükümlerine aykın olarak evlenme-boşanma kurallan düzenlendi. Peki, Başbakan, Meclis Başkanı, Dışişleri Baka- nı, öteki hükümet üyeleri 'Kuran ahkâmı 'na ters dü- şen kadın ve aile hukukuna karşı çıkmadıklanna gö- re ne biçim Müslümandıriar?.. Bir erkek yalnız kansının başını örtmekle Müslü- man olur mu?.. Hani nerede Kuran ahkâmı, şeriat hukuku?.. • Açık seçik görüldüğü gibi Türkiye'de Islam adı- na bir siyaset oyunu sahneye konuyor ve halk al- datılıyor. Başbakan, Meclis Başkanı, Dışişleri Ba- kanı ve öteki AKP'li zevat devletin, kamunun, hal- kın, yurttaşların karşısına çıkarak ne yapmak iste- diklerini açık seçik anlatmalıdırlar; başını örtmenin Müslümanlığa yetmediğini, şart da olmadığını söy- lemek boyunlannın borcudur; ulusun benimsediği aile hukukunun çoğu maddelerinin Kuran hüküm- lerine ters düştüğünü söylemek de bu ülkeyi yö- netenlerin namus borçlandır. Bu oyuna bir son vermekte saymakla bitmez ya- rar bulunmaktadır. Biricik Kardeşimiz, Dayıcığımız, Ender yetişen, Aydın, Düşünür, Vakur, Güzel İnsan, NECDET KORKMAZ 25 Kasım 2003'den beri yalnız gönlümüzde yaşıyor. KABASAKAL ve TULUNAY Ailesi VffAT ve TEŞB(KÜR SAYIM ÇOKKAZANAIM'l 29 Kasım Cumartesi günü kaybettik. Bizleri arayarak acımızı paylaşan dost ve akra- balanmıza teşekkür ederiz. SİVAN ÇOKKAZMUN CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (2) Ayın Kitap Eleştirisi "Sen Vatan Haini misin Baba?" üzerine söyleşi ve kitap imzası Deniz KAVUKÇUOĞLU (9 Aralık 2003 Salı Saat: 18.00) Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü İstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Bu bir Koop-C ortaklaria ilişkiler kolu etkinliğidir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryamız Pazar dahıl her gun saat 10.00 Akşam 21.00 arası açıktır. Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'nın yayınladığı günlûk Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberieriyfe sıvıl toplumlann gazetesı. Düzenlı okumak ıçın abone olun. TeJ: 0.212.511 08 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear