13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29ARALIK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DISBASIN Irak'ta savaş sonrası yaşananlar ABD Başkanı Bush'un, başkanlık koltuğunda ikinci dönem planlannı zora soktu Arap dünyası LübnanlaştırılıyorSaddam'ın yakalanması, zamamnda kazanılmış bir halkla ilişkiler zaferi gibi göründü belki. Ancak anti-Amerikancılığı yok etmekten çok yaygınlaştırmış gibi görünüyor. Ve, Ingiltere'de yeni bir Vietnam yaratıldığı yönündeki mınltının sesini yükseltmiş gibi... Arap yorumcular ise Irak'ın ve geri kalan Arap dünyasının "Lübnanlaştınlması"ndan bahsediyor. tsrail karşıtı örgütlerin en başarılısı Hizbullah, başansız olmuş, çökmüş, kardeş katili bir devletten doğdu. Acaba bütün bölge çökerse ortaya ne çıkar? DAVTDHIRST Bu yıl, Ortadogu'nun küresel politikanın tartış- masız merkezi olduğu biryıldı. 20 Mart'ta, şafak vakti ABD ve îngiltere'nin Saddam Hüseyin'in Irak'ına karşı savaş açarak bölgeye yaptıklan mü- dahale öyle büyüktü ki dünyadaki tüm Araplar, işgali jeopolitik önemi açısından Osmanlı împa- ratorluğu'nun çöküşüne benzettiler. tmparatorlu- ğun dağılması, Osmanlı'nın Araplann yaşadığı böl- gelerinin Avrupah sömürgeci güçlerin eline geç- mesine neden olmuştu. Ve bunlardan biri olan Fi- listin'in kaybedilmesi, 1948'de Israil Devleti'nin kurulmasma neden oldu. Araplann gözünde bu savaş, onlann bölgesel bü- tünlüklerini ve güvenliklerini sağlamaya çalıştık- lan "Arap sistemi"ne yapılan son öldürücü dar- beydi. Dünyanın tek süper gücü "yeni sömürge- d" yatınmına girişmişti. Irak' ı bölgeyi yeniden ya- pılandırmak için sıçrama noktası yaparak... Reji- mi değiştirip demokratikleşmeyi sağlayarak... Bu- günkü dünya düzeni için önemli tehdit oluşturan eski siyasi ve sosyal baskıyı, radikal dinciliği, yolsuzluğu, feodalliği yok ederek... Irak ikinci bir Filistin gibi görülüyordu. Bu tıcan teşebbüs iyi başladı. Çürümüş Arap sis- teminin belki de en çürümüş rejimi beklendiği kadar çabuk düştü. Üç hafta içinde Amerikalılar Bağdat'a ulaştı ve bir tank etrafmda toplanan ka- labalık, Saddam'ın Firdevs Meydanı'ndaki hey- keliniyıktı. GeorgeBush, 1 Mayıs'tazaferkazan- mış edasıyla savaşın bittiğini açıkladı. Ancak ABD kitle imha silahı bulamadığı için savaşın birincil nedeninin bir "taiç" olduğunu ortaya koymuş ol- du. Daha da kötüsü, ABD'nin bir ulusu yeniden yapılandırma konusunda ne kadar donanımsız ol- duğu ortaya çıktı. Direnlşçller 50 bln klşl Ve bu noktada gınşilen işin başanyla mı fiyas- koyla mı sonuçlanacağını belirlemek açısından hayatı önem taşıyan bir rekabet başladı. Bu yanş işgalcilere karşı öfkeleri büyüyen Iraklılann sağ- hklv, bağımsız bir Irak yönetımi kurulana kadar işgal kuvvetlerinin kalmasıru isteyen çoğunlukla, ne pahasına olursa olsun ülkeyi terk etmelerini is- teyen azınlıkarasında başladı. 1 Haziran'da ABD'li askerler ölmeye başladı. Direnişi Saddam yanlı- lan başlattı. Ancak çoğunluğunu Sünnilerin oluş- turduğu diğer gruplara da sıçradı. Ekım ayında CIA, bu direniş hareketinde toplam 50 bin kişinin ak- tif olarak rol aldığını belirledi. ABD Ordusu di- renişe korkunç yöntemlerle karşılık verdi. Hedefler arasında fark gözetmeyen intihar bom- bacılan da savaşın başka bir gerekçesine "bom- ba yerleştirdi". O da Saddam'ın Usame bin La- diıı'in ortağı olduğu ve onu yönetimden gönder- menin uluslararası teröre büyük darbe indirece- ğiydi. Işgalden sonra sadece Irak'ı değil, Fas, Tür- kiye ve Suudi Arabıstan'ı da vurdu saldınlar. Bu askeri müdahalenin Ortadogu'nun diğer önemli krizine de olumlu bir etkisi olmadı. İsrail en yakın mütteflk Irak ve Filıstın'ın bırbınyle uzun geçmişi olan bağlantısı kendını yeniden gösterdi. Ancak Irak'a saldırmak, sadece yeni sömürgeci anlayışı biraz daha komplike hale getirdı. Ariel Şaron 30 yıl sonra Suriye'ye saldırdı. tlk bakışta bir Filistin sal- dınsına karşıhktı, ancak aynı zamanda Israil'in, ABD'nin bölgeyi yeniden yapılandınrken müda- hale hakkı olan müttefiki olduğunu gösteren bir hareketti. Sonra ABD güçlennin Irak'ta, Israilli- Anayasa taslağının kabul edilmesinin AB 'yeyararı olur RICHARDLAMING Ingiüz Işçi Partisi milletvekili ve Avru- pa Konvansiyonu'nun başkanlık divanın- da yer alan Gisela Stuart Avrupa Birliği (AB) için hazırlanan anayasa taslağının ekimde toplanan hükümetler arası konferan- sa sunulduğu haliyle kabul edilmemesi ge- rektiğini savundu. Stuart, taslağın, Avrupa Birliği'ne bir kat- kısı olmayacağını ve demokratik bir ortam- da tasarlanmadığını söylüyor. Ona göre kimse anayasa teklifinin başansız olmasın- dan ötürü kaygılanmamalı çünkü genişle- me süreci Nice Anlaşması kriterleri çerçe- vesinde gerçekleşebilir. Ingiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da basına buna benzer açıklamalar yaptı geçen hafta. Bunlar başlayacak bir tartışmanın göstergeleri. Eğer Ingiltere "hayır" deme- yi denerse ne olur? Şimdi geçmişe bir göz atalım. Ingiltere 1955'teki Messina Konferansı'nı cid- diye alma başansı- nı gösteremedi ve bu konferans sonucun- da kabul edilen Ro- ma Anlaşması'nı im- zalamayı reddetti. An- cak, bubakış açısı Av- rupa Ekonomik Top- luluğu'nun önünü kesmedi. Maastricht Anlaşması 'yla öngörülen ortakpara birimin- deki ısrarcı tutum da îngiltere'nin desteği- ni almadı Bu göz önüne alınmadı ve îngil- tere'nin destek vermemesi Euro'nun yü- rürlüğe girmesine engel olamadı. Buradan yola çıkarsak Ingiltere iki kez Av- rupa'nın şekillenmesi için katılımının şart olmadığını görmüş oldu. Hem Ingilizler hem de Avrupa için iki tarafın da katılımı önemli ancak Ingilizler, diğerlerinin onlar olmadan yola devam etmelerini engelleye- bileceklerinden emin olmamalılar. Anaya- sa taslağının kabul edilmesini îngilizlerin önleyip önleyemeyecekleri kesin olarak bel- li değil ama bunu yapmayı neden isteyecek- leri konusunda da kesin bir yanıt bulmak zor. Anayasanın alternatifı Nice Anlaşması. Bu anlaşmayla karşılaştınldığında anayasa bir- çokalandaiyileştirmeolanağısunuyor. Üye ülkelerin parlamentolanna Avrupa Komis- yonu'nun yasama sürecinde söz sahibi ol- ma hakkı tanıyor ve dünyaya Avrupa'yı da- ha iyi bir şekilde ifade etme şansı veriyor. şeffaflık önpörüyor Aynca taslak kabul edilirse Bakanlar Konseyi'nde oy verme yöntemi daha basit olacak ve karar verme aşaması da daha şef- faf... Ve her şeyden önemlisi seçmene, Av- rupa seçimlerinin sonuçlanmn komisyon başkanının seçilmesinde etken olması sağ- lanarak onlan "Birtikdüzeyinde" kimin yö- neteceğine kanşma hakkı verilecek. Ko- misyon'un şimdiki başkanı RomanoProdi seçimlerden önce atanmıştı. Bunlar, şeffaflık, geçerlilik ve kolayhk ko- nusunda AB'ye artı getiriyor. Kim buna karşı olabilir? Gisela Stuart'ın taslağa son şeklinin verildigi Konvansiyon'daki görüş- melere ilişkin söylediklerinde haklı yanla- n var. Dediği gibi birçok karar açık ve düz- gün tartışma orta- Konvansiyon'un sunduğu anayasa taslağı kesinlikle mükemmel değil ancak her şeye karşın Nice Anlaşması'yla kıyaslandığında daha çok Avrupa'nın yararına olacak nitelikte. mı yaratılmadan alınıyor. Ancak, Nice Anlaşması anayasa taslağmın hazırlandığı or- tamdan daha da kötü bir ortamda yapıldı. Hükümet başkanlan, Ni- ce'de kısa sürede — — — — — — — yeterincetarüşma- dan aldı kararlan. Anayasa taslağı derhal hükümetler arası konferansa gönderilmeli. Stuart ve Stravv'un tehditleri Avrupa'nın gelecekteki çıkarlan için bir kenara bırakılmalı. Konvansiyon'un sunduğu anayasa taslağı mükemmel değil ancak Nice'deki kararlar- dan daha çok Avrupa'nın yaranna olacak nitelikte. Konvansiyon Başkanı Giscard d'Estaing anayasanın ömriinün 50 yıl olacağını söyledi ancak beş yıl ömrü olur- sa sevinmeli. Hükümetler arası Konferans, 2008'den daha geç olmayacak bir tanhte mutlaka yeniden toplanmalı. Ve şimdiki anayasa metnindeki eksikliklerin bir son- rakinde düzeltilmesi sağlanmalı. D'Estaing yerine Konvansiyon'a başkanlık etmek için kimin geleceğini düşünürsek belki Stuart başa geçmek ister. (EU Observer, Belçika, 23 Aralık) Paris'te yeni yıl coşkusu Paris 'in dünyaca iinlü Champs Elysees Caddesi'nde günlerdir geçen hafta kutlanan ve ikigiin sonra karsılanacak olan yeniyıhn coşkusu yaşanıyor. Ağaçlann ışıklandmldığı, tüm mağazalann vitrinlerinin süslendiği, ışıl ışıl olan caddede binlerce Fransız ve yabancı turist tatilin tadını çıkanyor. (AP) lerin onlara öğrettıği teknikleri kullandığı açıklan- dı. Bu da Arap dünyasındaki, 50 yıldır lsraillile- rin Filistinlilere yaptığını ABD'nin Iraklılara yap- tığı yönündeki inancı kuvvetlendirmeye yetti. Bu ortamda Bush, banş için yol haritasını açık- ladı. Ancak Arafatın ınatçılığı, Şaron'un uzlaş- maya yanaşmaması, bir sonraki seçimde Yahudi ve sağcı Hıristiyan seçmenini gözden çıkarmak istemeyen Bush'un bu girişimini fiyaskoyla so- nuçlandırdı. Irak'taki durum da Bush'un başkan- lık koltuğunda ikinci dönem planlannı tehdit edi- yor. Saddam'ın yakalanması, zamamnda kazanıl- mış bir halkla ilişkiler zaferi gibi göründü belki. Ancak anti-Amerikancılığı yok etmekten çok yay- gınlaştırmış gibi görünüyor. Ve burada yeni bir Vi- etnam yaratıldığı yönündeki rrunltının sesini yük- seltmiş gibi... Terörlstler için cennet Bush ve adamları 2003'ün son haftalannı, ABD'nin "iş hallolana kadar" pes etmeyeceğine dair yemin etmekle geçirdi. Önümüzdeki yaz ba- şında işgali sona erdireceklerini ve bağımsız bir Irak hükümeti kurulacağını açıkladılar. Bu hükü- met bağımsız ve demokratik olacak, ancak yapa- cağı ilk icraat, Amerikan birliklerinden ülkede kalıp bu bağımsızlık ve demokrasiyi korumalannı istemek olacak! Bush, 2004'teki seçimden bir gece önce, şim- diden planladığı gibi misyonun başanyla tamam- landığını söyleyebilir. Ancak önemli olan, böyle ABD etkisiyle kurulan, çok acele yeniden yapılan- dınlan ordu ve polise liderlik eden hükümetin, uzun süreli çakışan siyasi çıkarlar ve hırslara karşı uzun süre dayamp dayanamayacağı. Tek başına ve kendisiyle kavgalı bir Irak, ulus- lararası teröristler için bir cennet olan bujeopolitik dramadaki hiçbir aktörün yerini koruyamaz. Ne halklann kendi rejimlerinin Saddam'ınkinden sadece derece farkı olduğunu düşündügü Arap dünyasının yerini, ne geri çekilmek ve daha faz- la müdahil olmak arasında ikilemde olan ABD'nin yerini, ne de Israıl'inkinı... Tehlike, Arap yorumculann önce Irak'ın, son- ra da geri kalan Arap dünyasının "Lübnanlaşürü- ması"ndan bahsetmeleri. israil karşıtı örgütlerin en başanlısı olan Hizbullah, başansız olmuş, çök- müş, kardeş katili bir devletten doğdu. Acaba bütün bölge çökerse ortaya ne çıkar? (The Guantian, İngihere, 23 Aralık) Suriye, yalnız kaldıDIETRICH ALEXANDER Irak savaşı hiç şüphesiz Ortadoğu'ya bir hareketlilik getirdi. Bu ülkede normallikten eser yok, ancak George Bush ve Tony Blair Noel'de uygun zamanlamayı turturarak yürüttükleri riskli politikanın meyvelerini topladıklannı düşünebilirler. Saddam Hüseyin hapiste. Libya lideri Muammer Kaddafi bu özgürlükler dünyasına hizmet edeceğini her firsatta söylüyor ve Iran nükleer santrallannı denetletmeyi kabul etti. Mısır ve İsrail ise uzun zamandan beri ilk kez üst düzeyde görüşme karan aldı. Ve ülkeye yaptığı ziyaret srrasında, Mısrr Dışişleri Bakanı Mahir, Israilliler tarafindan değil Filistinliler tarafindan saldınya uğradı. Bu durumda Suriye yalnız gibi görünüyor. Başkent Şam'da uzun zamandu" ülkenin bu dışlanmışlığından nasıl kurtanlabileceği düşünülüp konuşuluyor. Suriye Devlet Başkanı Beşir Esat, Bush'un listesinde "sıradald'' olduğunu biliyor. Şimdilik Esat'a tüm kapılar açık. Ve doğru kapıdan geçeceğine dair işaretler var. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'le buluşma, Israü'le görüşme teklifi ve Türkiye ziyareti bunu gösteriyor. AB'nin îngiltere, Fransa ve Almanya'dan oluşan Troyka'sı Tahran'da olduğu gibi Şam'da da bu doğru yolun önünü açmalı. O zaman Kuzey Kore'nin lideri 2'nd Kim Jong'un durumu çok ilginç olacak. (Die Wdt, Almanya, 24 Aralık) Takistan'a milyarlarca dolar akıyor'Pakistan Devlet Başkanı FervezMü- şaref e yönelik suikast girişimi drama- sı olaylann nereye gıttiğini düşündür- tüyor. Pakistan'ın, karşılıksız olarak verilen ABD Dolan cennetı olduğunun farkında mısınız? ABD'den yardım amaçlı gelen milyarlarca dolardan faz- la söz edilmiyor ve bu para pekala Mü- şerref'in nazik ve itaatkâr davranma- sı için bahşiş olarak kategorize edile- bilir. Onun Bushve ABD Yönetimi'nin sempatisi sayesinde banka hesabını ne kadar kabarttığı kimin umrunda -hem de Pakistan halkı açlıktan ölürken- 9 1994'te bu çalışmalan rafa kaldırma- ya söz veren Kuzey Kore'nin nükleer silah üretmek için gizlice uranyum ara- yışuıa girdiği yönündeki haber, bir ya- lancıya güvenmenin tehlikelerini orta- ya koydu. Tabii Pakistan'ın nükleer teknoloji sağladığını, hatta Kuzey Ko- re lideri H. Kim Jong'a uranyum s ığ- ladığı yönündeki haberler de... Bunlar. Bush Yönetimi'nin Pakistan'ın teröre karşı koalisyondaki iyi niyetli üyeler- den biri olduğuna dair pembe tablo çizme çabalannı zora soktu. Pakistan bugün dünyanın en tehlike- lıyeri.Müşerref'inPakistan'ı kökten- ci terörün. eroin üretimi ve dünyaya da- ğılımının ve nükleer teknolojınin üs- sü. Bush Yönetimi, Müşerref'in hem hayatını hem de imajını korumak ıstı- yor ve onun demokrasiye yürüdüğünü farz ediyor. Şer eksenindeki Irak ve Kuzey Kore'nin oluşturduğu tehlike- lerin farkında. Bedel ödemlyor El-Kaide'yle savaş ve Afganistan'da istikran sağlamak için General Mü- şerref'ten geleceği umulan yardım ko- nusunda eli kolu bağlı. Kuzey Kore'den îslamabad' a nükle- Geçen perşembe R^ aJpindi'de düzenlenen, 14 kişinin öldüğü ikiz intihar saldınsında aracı hasar gören Müşerref yara almadan kurtuklu. Ve, a>ıu gün Pakistan Tele\iz\onu'nun sorularuu yanıtladı. (Fotoğraf: AP) er teknoloji karşüığında füze ve füze teknolojisinde kullamlacak malzeme gönderildi. tki ülkenin tran'a, nükle- er ve füze programını geliştirmesi için yardım ettiğini gösteren işaretler var. ABD Dışişleri Bakanı Colin PoweO, pazar günü konuya ilişkin bir soru kar- şılığında Müşerref'in ülkesinin bu ko- nudaki ticarette payının olmadığma dair söz verdiğini söyledi. Pakistan'ın geçmişinden bahsetmek, Müşerref'in Powell'ın hoş görmeye çalıştığı yalanlannı anımsatır. Müşer- ref geçen yıl Bush'la görüşmesinde Keşmir'dekı terörü durduracağına ve El Kaide'yi çökertmek için yardım ede- ceğine dair yalan söylemesinin bede- lini ödemedi. Bunun sonucu korunma ve ödüllendirihne oldu. Bu tutumu ona yararken neden değişsin ki?.. (Hindustan Times, Hindistan, 26 Aralık)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear