22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16ARALIK2003SA 14 J V U A J J . U J \ kultur(a cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL 'cyundan'titreşimlerAnkara Devlet Tiyatrosu'nun yeni dönem oyunlanndan ilk izlediğim Ra- şit Çelikezer'in 'Bir Kuşluk Vakti'ol- du. Oda Tiyatrosu'nda sunulan oyu- nu Aütpin sahnelemış. Dekor-giysi ta- sanmı Gül Emre'nin. Raşit Çelikezer'i ben de pek çokJa- n gibi 'ÇocuklarDuytnasın' dizisinın yönetmeni olarak tanıyorum. Dizinin yazan BiroJGüven, bunu biliyorum da, insan, iki yıldır, günün çeşitlı saatle- rinde, bir dolu kanalda durmadan gö- züne değen bir dizinin yönetmenini ister istemez o dizinin özellikleriyle öz- deşleririyor. 'Bir Kuşluk Vakti' başlı- ğının şiırselliğine karşın, yine de 'Ço- cuklarDuymasın'ın biçeminde yansı- yan 'dia yönetmeni' kimiiğine denk düşecek bir metin ve oyunculuk düze- ni bekliyorsunuz. Yanıldığınızı, oyunun afişine bak- tığınız zaman anlıyorsunuz. Yıllann oyunculan Erol Kardeseci'yı ve Ib- san Sanrvarı ağaçlardan kuru yaprak- lann döküldüğü bir sonbahar sabahı, birparkta yan yana görüyorsunuz çün- kü. Hüzünyüklü bakışlannj... Demek ki başka bir kulvardayız. Parkta Ikf klsl Oyun başlıkJan ve'ya da afişlerde- ki resimler ne çok çağrışım yaptınr ın- sana. MemetBa>dur un 'Günebekan Cam Kınklart'. Recep Bilginer'ın 'Parkta Bir SonbaharGünüydü', Ca- hit Atay'ın 'Bankta İki Kişi'* EdwanJ Albee'nin 'Haj'vanatBahçesi', David Mamet'in 'Ördek ÇeşiÜemeleri', da- ha bir dolusu... Bir 'park'ta ya da par- ka benzer bir uzamda geçen oyunlar. Çoğunlukla iki kişi üsründe odakla- nan... Tiyatromuzda, dünya tiyatro- sunda, parka gelen yalmz insanlann oluşfurduklan ilişkiyi dramarik bir ey- leme dönüşrürme geleneği var. 'Kuş- luk Vakti' sahnede yansıyan yüzeysel görüntüsüyle bu geleneği sürdürüyor. Ama oyunu izlediğinızde, Beckett'ın 'Godot'yu Beklerken' oyununun do- kusunda yansıyan duyarhk düzlemi- neyakJaşryorsunuz. Çünkü iki oyun ki- şisi, her kuşluk vakti. birbirini bulmak ve birlikte 'kuşlan beklemek' ıçin ge- liyorlar parka. Tıpkı Vladimir ve Est- ragon'un herakşamüsrü, ıssızlıktaki bir ağaç altuıda buluşup Godot'yu bekle- dikleri gibi. 'Bekleme' edimıni Çeli- kezer'in kişılen de bir 'oyun'a dönüş- türmüş. 'Bekleme' edimıni, durma- dan -hiç değişmeksizin- yenilenen bir yaşam döngüsünün eksenine oturt- muşonlarda. Biliyorsunuzkı, sonun- J\aşit Çelikezer 'i 'Çocuklar Duymasın' dizisinın yönetmeni olarak îanıyanlar bu genç yazann 'Bir Kuşluk Vakti' adlı oyunuyla bambaşka bir kulvarda ilerlediğini gözlemliyor. Ankara Devlet Tıyatrosu 'nda sahnelenen oyun, yazann, yönetmenin ve oyuncuların kathlarıyla başarılı biryapım düzeyine ulaşmış. da bir yaşam biçimine dönüşen 'park- ta buluşma', oyun öncesınde kim bi- lır kaç kez yinelenmış; oyun sonra- sında da kim bılir kaç kez yinelene- cek. fçi boşalmış yaşammızı yeniden bir gelişim çizgisıne oturtabıleceği- nız yaşı geçmişseniz, yapacak başka nekahrki?.. Vladimir ve Estragon'dan daha somut Ancak, Çelikezer'in oyun fdşileri, gi- yimleri, konuşma biçımleri ve geç- mişlerinden aktardıklanyla, Vladimir ve Estragon dan daha somut kişilikler sergiliyor. Evrensel ınsanı soyut düz- lemde dıle getiren Vladimir ve Estra- gon'a oranla, bize daha çok benziyor- lar. (Vladimir'in dünyamızın yaşlı in- sanlanna somut olarak en benzeyen ya- nı, tıpkj Çelikezer'in oyun kişilerinden binnin de yaptığı gibi, sık sık işeme- ye gitmesi değıl mi?) Çelikezer'in kişileri bir öğretmen ve ıstasyon gişesmde bilet satan bir de- miryolcu. tkisi de, yaşamlanndan yıl- dınm hızıyla geçen binlerce insana yıllarca hizmet veredururken yaşamın kıyısında kalakalmışlar. Yaşamîanna bireysel düzeyde giren insanlann izi ise kınk dökiik birer anı olarak kalmış yalnızca. Onlar daha çok, kalabalık- larla olan ilişkilerine bağlanmışlar. Çevrelenni saran kalabalığın yansıt- tığı duyarhklarla haşır neşir olmuşlar. EmekJi olunca da yalmzlaşmışlar. tki- sinın de ailesi yok. fkısi de yaşamla- nnı kuş cıvıltılanyla doldurmuş olan kalabahklan özlüyor. Demiryolcuyol- culan, öğretmen öğrencilerini... Bel- ki de bu nedenle, kuşluk vakti kuşla- n bekJemeyi iş edinmişler. Gelen ve sonra uçup yok olan kuşlan... Çelikezer, iki farklı idşiJik çızrruş. De- miryolcu, devlet memuru biçemınde- ki giyiminden vazgeçmemiş, düzgün görünüşlü birınsan. îşi gereğı hep otur- muş. Bu nedenJe, bedenini ış yaparak yormaya ahşık değil. Aynca para har- carken cam yanan tiplerden. Öyle ya, yaşamı yolculardan para almakla geç- miş. 'Verici' bıri değil, 'abcı' bıri... Öğretmen ise, mesleği gereği, üret- ken olmaya alışmış bir kişi. Kuşlar ıçin yem satın alan, parkta arkadaşıy- la birlikte yiyeceği sandövıci, içeceği çayı evde hazırlayıp getiren, banla te- mizleyip oturulabilecek bir duruma getiren hep o. 'AHCT değıl 'verici' bi- ri. Bu kişilik farklılığı nedeniyle dur- madan çatışıyorlar; ama bırbirlerin- den aynlmalan söz konusu değil. Ay- nhrlarsa, 'yalnız' kalırlar. Aynlırlarsa 'oyun' yanm kahr. 'Oyun'dan başka ne kalmış ki yaşamdan geriye?.. 0 gün kuşlar gelmiyor atılan yeme. Go- dot'nun da gelmediği gibi. Ama ge- leceklernasılsa... Basarılı sahne vorumu RasitÇelikezer, birbinyle yaşhlık ve yalnızlık ortak paydasında buluşan bu iki birbirine benzemez adamın çatış- malı ama hüzünlü birlikteliğini anla- tırken, 'gerçek' olanla 'düşsel'olaru iç ıçegeçiren birşiirselliğe yaslanmış. Ba- şanlı da olmuş. Genç bir yazara daha kavuşuyor Türk tiyatrosu. Raşit Çeli- kezer'i, Mitos- BOYUT'tan yayım- lanmış iki başka oyunundan da izle- yebilirsiniz. 'Kuşluk Vakti' doğru sahnelenmiş bir oyun. Yönetmen AJS Ipin, oyunun ıçerdiği olanakJan zorlamadan, doğal bir akış kotarmış; iki deneyimli oyun- cu "îrol Kardeseci ve Ihsan Sanıvar ile < e başanlı bir çalışma yapmış. Kar- des :ci ve Sanıvar, dramarik gerilime day ınmayan oyunun gevşek dokusu içinde yavaşça devinen karakterleri canlandırmadaki zorluğu, rolü oldu- ğundan daha 'ağırfakn' gösterme eği- limine yüz vermeden, oyun metninin içermediği duyarhklara sığınmadan aşıyorlar. Yorumlannı oyunun gerek- tirdiği düzleme orurtmakla yetiniyor- lar ve bu düzlemi, alabildiğine doğal ve rahat bir oyunculukla baştan sona koruyorlar. Seyirciye değil, birbirleri- ne oynuyorlar. Deneyimi, birikimi, us- talığı konuşturuyorlar. 'Buişbö>1ej-a- pdır işte' dercesine... Ancak, Gül Emre'nin çevre tasan- mında çözemediğim bir sorun var. Oyun baştan sonadoğal bır çerçeve içi- ne yerleştirilmişken, giyimleriyle, yi- yip içtilderiyle, hareket biçimleriyle gerçek insanlar, gerçek bir bank, ger- çek görüntüsü \eren kuru yapraklar ve gerçek kuşlar kullanılmışken, parkı oluşturan ağaçlann soyut bir göriintü vermesi ve üst bö'lümlerinin, saydam naylon malzemeyle oluşturulması ne- den? Hem oyunun öteki somut gö'rün- tülerine uymuyor, hem de çirkin... . İZMİR CAZ FESTİVALİ 24 ARALIK'A KADAR SÜRECEK İZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu) - %nilenen kadrosuyla genış kitlelere seslenmeyi hedefleyen Izmir Filarmoni Derneği tarafından düzenlenen '1. Izmir Caz Festivali' dün başladı. Müzik ve müzik kultüni düzeyini yükseltmek amacıyla 1979yılında yurt çapında kurulan Izmir Filarmoni Derneği, yenilenen kadrosuyla 24 Arahk'a kadar fsmet Inönü Kültür Merkezi'nde caz severlerle buluşacak. 1. tzmir Caz Festivali' kapsamında 18 Arahk'ta yapılacak luna Ötenel'in 'Jazz Quartet' İconserinde basta Kürşat And, da\ıılda Cem Aksel,rrompette tnıer Demirel yer alacak. Etkinüğin son konseri 'Funk & Latin Project'te Önder Focan, piyanoda Serkan Öz>ılmaz, basta Eylem Pelit. davulda Cengiz Ba>sal. davuJda Yosi Leri \ e Tunç Bakır çalacaklar. Etkinlik kapsamında bugün Ege Üniversitesi'nde Kerem Görsev ve Mehmet Okonşar caz üzerine iki söyleşiye katılacak. Aynca festival kapsamında Aykut UsluteknTin 'Caz Fotoğrafları Sergisi' de Karşıyaka Iskele ve EGS'de izlenebilecek. UMHURlYETtMÎZÎN80. YILIRESÎMYARIŞMASISONUÇLANDI Kültür Servisi- Tekel'in 'Cumhuriyetimizin 80. Yüı' başlığı altında düzenlenen '15. Geleneksel Resim Vanşması'nda Serdar Arda'mn 'Sümya' adlı yapıtı birinciliğe değer bulundu. Yanşmada seçici kurul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rahmi Aksungur, Fikri Haklar Meslek Bırlıği Başkaru Prof. Dr. Dinçer Erimez, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Erhan Ersöz, Sanat Galericileri Derneği Başkanı Doğan Pakso>-, Tekei Genel Müdür Yardımcısı Teldn Ka\makoğlu ile Tekel Basın ve Halkla Ilişkiler Müşaviri, Sanat Yönetmeni Ekber ADALET AGAOGLU AL1 KfRCA ;\LTA?v D£MİRD£RE ATILLA OLGAÇ BüLEMJ ORTAÇGiL CAMT6ERKAY CANDÜNOAR CUMEVT TUREL EÜE KANBER ERDALOZYAGCİLAR ERKAN OĞUR ENf.[N C.LIRKEY GENCOERKAL HALİL ERGUN HALUK LEVENT ISİK VFNERSU ILK6Y AKKAYA IMCE SAZ ISMAIL H. OEMIRCÎOĞLU KEIVAN IS1K MEHMET ALI ALABORA MEHMETAKAN ?vlUSTAFA ALABORA MUİTAFA OZTAŞKTİIV MUZAFFER ILHAN ERDOST MUJDAT GEZEfg MÖMTAZ SEVİNÇ .VüSFIK KENTER fJEVZAT 5EN0L N1LUFER SAOİK GUR6ÜZ SAi/AŞ AY SAVAŞ DINÇE:L SıBEL METıN SUNAY AKıN SUREN ASADURYA.V ; TAYFUN TALıPOGLU YAıMSıMALAR YEHl TURKÜ YILDIZ KENTER ZAFER DİPER ZERRIN ÖZER "SJlahsız bir geceyle öiümsüz bir güne kardeşçe merhaba diyor BARIŞıyonjz.! i. ULUSURARASI SİNEMA-TARİH BULUŞMASI MEDENİYETLERARASI DİYALOG 12-19ARALIK20O3 Türsak Vakfı kurumsal sponsoriartna teşekküreder tfirsak U B A R T 0Q0 FESHML ANA • METROGroup Yeşilyuıt'tan oluşru. Seçici Kurul, yanşmaya katılan 244 yapıttan 41 'ini sergilenmeye değer bulurken. 3 yapıta ödül, 4 yapıta da mansiyon verdi. Birincilik ödülü 'Sürej'ja' adlı çahşmasıyla SerdarArda'ya, ikincilik ödülü 'Cumhuriyet Coşkusu II' adlı çahşmasıyla CenkSezer'e, üçüncülük ödülü 'Daimi' adlı çahşmasıyla Ersin Dündar'a verildi. Ayün Yıldunm, HaKl Ozuyanık. N. Kemal Topçu ve Nurhan Altaj' ise mansiyon aldı. Yanşmanm ödül töreni ve sergi açılışı, 25 Aralık'ta Harbıye Askeri Müze Sanat Galerileni'nde yapılacak. Emre Kongar BABAM, OĞLUM, TORÜNUM REMZI KITABEVI MELEK GOKNUR ALK1R 22 ARALIK PAZARTESI 19:00 ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ . (0-212)251 5İ OO ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN 2003 116 Davacı Canan Canelmas vekılı tarafından davalılar Se\gi Alıç ve arkadaşları aleyhine açılan nesep'tn tashıhi davasının yapılan yargılamasında venlen karar gereğince, Davalılar Sevgı Alıç - Sevda Alıç - Selim Alıç - Serdal Alıç Plevne Mah. Eflatun Sk. Ko. 27 Altındağ-,\nkara adresine çı- kartılan teblıgatlann tebliğ edılemediğı ve adreslennin de zabı- taca yapılan araştırmada tespit edılemediğınden duruşma günii gazete ilanı ile tebliğ edilmıştır. Yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmış olmalda iş bu karar özehnın HLTVfK'run 509. maddesi geregin- ce karar tebliğı yenne geçerlı olmak üzere ilanen tebliğ olurnır Basın: 61966 FEKE ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No. 2002 85 Da\acı ^'aşar Özkan tarafından davalılar Emine Özdoğan ve arkadaşlan aleyhine açılan tapu ıptalı ve tescıl da\asında dava- lılar Mehmet Alı Demır \e Alı Rıza Yaman'a tüm aramalara rağmen bulunamadıgı \e teblıgat vapılamadığından da\alı>a 7201 sayıh Kanun'un 28 maddesi uyannca ilanen tebligat ya- pılmasına karar verıldığınden. Da\acı Yaşar Özkan vekıli tara- fından Feke ılçesı Islam mahallesı Bağarası mevkiınde bulu- nan 5 ada 645 parsel sayıh taşınmaz hakkında tapu ıptalı ve tescıl davası açıldığı, da\alılar Mehmet Alı Demır \e Alı Rıza Yaman'ın da bu da\aya karşı savunma \e beyanlannı, varsa de- lıllerını duruşma günü ve saatı olan 30.01.2004 günû 9J0'a kadar bıldırmesı \eya oturuma kanlarak belırtmesi. mümkün olmadıSı takdırde da\anın yoklufunda sonuçlandınlacafı ılan olunur."02.12.2003. Basın: 62140 YAZIODASI SELİM İLERİ Şişli Salonları Batılı yaşama biçimi Istanbul'a on dokuzuncı yüzyılın son birkaç yılında yansır. Şair Nigar Hanım güncesinde, haftanın belirli bir günü, salonunu her kese açık tuttuğunu yazıyor. Edebiyat, sanat adam- ları burada buluşuyorlar. Yüzyılın değişimiyie, hele Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında, Şişli apartmanlannın artık Fransız, Italyan möbleli salonlannda çay partileri düzenle- niyor. Genç kızlarla genç erkekler bir arada. Peyami Sefa o dünyayı hem anlatıyor, hem de bu salonlan muhafazakâr Istanbul'un hoş görme- diğini vurguluyor. Şişli'de, Harbiye'de yaşayan hanımlar hiç de makbul kişiler değillerdir. Orta yaşı aşan anneler, özellikle dul hanımlar, hemen hep saat altıda baş- layan "kabul"\erde, karanlık ve geçkin bir güzelli- ğin simgesi gibi görünürier. Alafranga kızlar daha gündüzden upuzun bir makyaj ve süslenme hazırlığına girişmişlerdir. Me- sela sürmeli gözevlerine beyaz "kneyyonİa hafffdar- beler kondurmuşlar. Pudra, ruj, lavanta, tırnak ci- lası... Nihayet dekolte birgiysiyle hazırlık sona erer. Genç kız ev sahibesi sıfatıyla bir süre de salon- la uğraşır. Biblolann, şamdanlann, fanuslu lamba- lann, altın yaldızlı çerçevelerin tozu alınmış mı? Gü- müşlerparlatıldı mı? Rum hizmetçi Eleni'nin farbe- lası kolalı mı? Çay ve aperitif içkiler ne durumda? Bu tarz evlerin çapkın oğullan da, danslı çay par- tisinde baştan çıkanlacak yeni yeni maceraperest kızların hayaliyle ortalıkta dolaşıyorlar. Beylerin bazılan pudra bile sürüyor. Dönemin bir modası herhalde. Sözgelimi, şu tanınmış muhar- rir, saçlarına, yüzüne, boynuna, kulaklarına bolca pudra sürmüş, gözüne sürmeler çekmiş, dudakla- n boyalı, bıyıklan hamsi bıyığı gibi kıvırcık, ufacık. Genç adam, o haliyte, bilhassa olgun hanımlann gön- lünü çeliyor. Danslı çay partisi başladı. Uçurum kenanndaki "sözde kızlar" gayet pervasız ve şuh, piyano ba- şına geçerler. İşte "Mon Homme" çalıyor. Erkek- ler, davetli misafir hanımlan dansa kaJdınyorlar. Peyami Sefa'ya sorarsanız, "Herzamanki dans manzarası: Erkekler fazla gergin, ağır, dimdik; ka- dmlarfazla gevşek, hafif, uçucu; eteklerihava hü- cumlan ile şişip kabararak, bazan da birsarmaşık gibi bacaklann yumuşak sütunlarına sanlarak dö- nüyoriar, boşlukta uçuşan, içi boş kâğıt bebekle- re benziyoriar." Kültür gömlegi değiştirmek, bu hazmı zor ziya- fet yemeği birçok kişinin başını yakmış olmalı. Pe- yami Sefa'nın yanı başında Yakup Kadri de Şişli satonlanndan epeytedirgin olmuştur. KiralıkKonak'ın unutulmaz son sahnesi, böylesi bir salonda sefih yaşamaları tasvir eder. Benzeri bir sahne, Sodom ve Gomore'nin bazı sayfalanndadır. Birbaşka tespit,Aka Gündüz'ün BirŞoförün Giz- li Defteri adlı romanında. Cinsel yoldan çıkmışlığa bu kez kokain de eşlik ediyor. Bu yazarların yanı başında, bir kadın yazar, Ha- lide Edib o dünyaya öyle yaklaşmamıştır. Daha ilk romanlannda, alafranga hayatın içindeki genç ka- dınlar, direnmenin ve ayakta durmanın yordamını arayıp dururlar. Handan'ı hoş görmeyen Cemal, çok geçmez, bu alafranga kadına âşık olur. Ve Handan'ın iç dün- yasındaki acıyı hisseder. Handan, toplumun yargı- larıdışındadır... Ateşten Gömlek"\n Ayşe'si Şişli salonlannın, hiç değilse bazılarında, Milli Mücadele'ye kayıtsız kal- mamış, yurtsever insanlar da görür. Halide Edib'in bir başka eseri, kısa ama özlü bir romanı, Yolpalas Cinayeti, Şişli salonlarındaki vur patlasın çal oynasın hayatı doğrudan doğruya kül- türsüzlüğe, sonradan görmeliğe bağtar. Sorun, alaf- rangalıkta değil, haksız kazanç ve yükseliştedir... Öneriler: Kitap / Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Ziya Os- man Saba (Bütün Hikâyeleri), Alkım Yayınlan. Berkant hastaneye kaldırıldı • Külrür Servisi- Samanyolu şarkısının yorumcusu sanatçı Berkant, kajp krizi şüphesiyle kaldmldıgı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 'nde anjiyo oldu. Berkant, 12 Arahk Cuma günü kafp krizi şüphesiyle Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı.Sanarçıya hastanede yapılan tahliller sonucu, dün anjiyo olduğu, sajhk durumunun iyiye gittiği belirtildi. OKAN BAYÜLGEN'DEN BAMBAŞKA BİR KOMEDİ! YOĞUN TALEP ÜZERİNE YER BULAMAYANLAR İÇİN ŞİNASİ SAHNESİNDE EK OYUNLAR! yönetmen: OKAN BAYÛLGEN ttstEM OMİT YESİH - HAKAN AKM - ERCAM OEMtaEL - FİÜ2 KÛÇÛK ANKARA'DA SON OYUNLAR! ŞİNASİ SAHNESİ: 23 Arahk Salı 20.30 24 Aralık Çorşamba 20.30 25 Aralık Perşembe 20.30 26 Aralık Cuma 20.30 27 Aralık Cumartesi 15.30 Toplu sotışlarda indrrim uygulanmaktadır. Tel: (37 2) 467 17 45 KADIKÖY 3. AİLE MAHKEMESİ'NDEN tLAN 2003 1064 Vasi. Mahkememizce verilen 5.12.2003 tarih ve 2003 1064-390 EK. sayılı ılamı ile Ramazan ile Ay- şe'den olma 1982 doğumlu Özgür Cumali Akbal'm 4721 S.T.M.K.'nıın 405. maddesi gereğince vesayet altına ahnarak kendisine Ramazan Akbal vasi tayin edilmiştir. Keyfıyet ılan olunur. 5.12.2003. Basm: 62046
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear