Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2003 PAZARTESİ
HABERLER
Ödeneksizlik nedeniyle Aş-Ispala Koyuntepe ve Hamzadere barajlan projesi 742 yıl sonra bitirilebilecek
7 kuşak sonrasınayatınm!HACER BOYACIOGLU
ANKARA - AKP hükümetınjn ya-
tinma kaynak ayırmama politikası ne-
deniyle bugüne kadartoplam 5.7 kat-
rilyon lıralık harcama yapılan bazı
projelerin bitişini ancak 7 kuşak son-
rası görebilecek. fNTES'in yaptığı
araştırmaya göre, mevcut ödenek tu-
tarlarıyla Aş-İpsala Koyuntepe ve
Hamzadere barajlan projesi 742 yıl
sonra; Aş-Cekerek sulama projesinin
1. aşaması 666 yıl sonra; Darende-
Gökpınar sulamaprojesi de 455 yıl son-
ra bitirilebilecek.
Türkiye Inşaat Sanayicileri îşveren
Sendikası (tNTES), yatınm ödenek-
lerinin arttınlmaması durumunda, eko-
nomide yaşanabilecek sıkıntılan mer-
cek altına aldı. fNTES'in araştırma-
• Türkiye Inşaat Sanayicileri Işveren Sendikası'mn araştırmasına göre, göre mevcut
ödeneklerin arttınlmaması durumunda; sadece tanmla ilgili projelerde yaşanacak kayıp 5
katrilyon 716 trilyon 866 milyar liraya ulaşacak.
sına göre mevcut ödeneklerin artınl-
marnası durumunda; sadece tanmla
ilgili projelerde yaşanacak kayıp 5
katrilyon 716 trilyon 866 milyar lira-
ya ulaşacak. Araştırmada, ödeneksiz-
iik nedeniyle yapım süresi yüzyıllan
aşabilecek bazı projeler şöyle sırala-
nıyor:
• Edirne'deki Aş-tpsalaKoyuntepe
ve Hamzadere barajlannın yapımı
mevcut ödeneklere göre ancak 742 yıl
sonra bitebilecek. Bugüne kadar top-
lam 305 trilyon 415 milyar lira harca-
nan proje için, 296 tnlyon 621 milyar
Iiralık kaynak gerekiyor.
• Afyon-Gecek sulama ve depola-
ma projesi için bugüne kadar 85 tril-
yon 469 milyar lıralık harcama yapıl-
dı. 2003 yılı bütçesinde ise sadece 500
milyar Iiralık kaynağın aynldığı pro-
je, mevcut ödeneklerle 166 yıl sonra
tamamlanabilecek.
• Bursa-Yenişehir'deki depolama,
sulama ve taşkın projesinin 1. aşama-
sı için 280 trilyon 338 milyar Iiralık
kaynak harcandı. 2003 yılında ise sa-
dece 500 milyar Iiralık harcama yapıl-
ması benimsenen proje, ödenek mik-
tarlan değiştirilmezse 483 yıl sonra
ekonomiye kazandınlabilecek.
• Yukan Kelkit Köse Barajı ve Su-
laması projesi, ödenekler dahilinde
ancak 248 yıl sonra bitirilebilecek.
Bugüne kadar 166 trilyon 40 milyar
liranın harcandığı projenin bitirilme-
si için 124 trilyon 78 milyar gerekiyor.
• Filyos Çayı Taşkın Koruma Pro-
jesi için 59 trilyon 600 milyar Iiralık
harcama yapıldı. 2003 yılında 200
milyar Iiralık ödenek aynlan proje-
nin, mevcut koşullardaki bitiş tarihi
2294 yıh.
• GAP kapsamındaki Kayacık De-
polama ve Sulama Projesi, ödenek-
lerde reel olarak artış olmaması duru-
munda 124 yıl sonra bitirilebilecek. Ya-
tınm için bugüne kadar yapılan har-
cama rutan 226 trilyon 407 milyar li-
ra.
• Aş-Çekerek Depolama. Sulama ve
Taşkın Projesi 1, Merhalesi (aşaması)
için bugüne kadar 279 trilyon 343 mil-
yar harcandı. Kaynak aktanmı olma-
ması durumunda, proje mevcut Öde-
neklerle ancak 666 yıl sonra ekono-
miye kazandınlabilecek.
• Mevcut ödeneklerle yapım süre-
si yüzyıllan aşan 43 tanm projesi için
bugüne kadar yapılan harcama mik-
tan 5 katrilyon 716 trilyon 866 milyar
lira oldu. Bu projelerin bitirilmesi için
gerekli kaynak tutan ise 4 katrilyon 336
trilyon lira.
'DIŞLAMA' POLİTIKASI
Türkiye
yalnızlaşıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul'da 15 ve
20 Kasım günlerinde gerçekleştirilen bombah
saldınlann siyasi sonuçlan, Türkiye'nin başta
Avrupalı olmak birçok ülke ve kufuluş tarafindan
"terördişlamasTna maruz kalmasına neden oldu.
Hükümetin engelleyemediği bu süreç kapsamında
tngiltere, Ispanya ve Danimarka gibi önde gelen
Avrupa ülkeleri yurttaşlanna Türkiye'ye gitmeyin
çağnsında bulundular.BM Genel Sekreteri'nin tnsan
Haklan Özel Temsilcisi Hina Jiiani'nin Türkiye
ziyareti ertelendi. Islamcı terörün saldınlanyla karşı
karşıya kalan Türkiye, saldınlann trajedisi sürerken
bu kez de A\nıpa ülkelerinden gelen "yalnıdaştıncı''
kararlara maruz kaldı. Saldınlann hemen ardından
gelen taziye mesajlanyla destek olmaya çalışan
Avrupa ülkeleri, Türkiye'yi Ortadoğu'daki terör
sarmalırun bir parçası gibi gördüklerini gösteren
kararlan arka arkaya almaya başladılar. Bu süreci
başlatan ülke ise başkonsolosluğu hedef alınan
tngiltere oldu. Ingiltere Dışişleri Bakanlığı,
saldınlann hemen arduıdan bir açıklama yaparak
yurttaşianna zonınlu olmadıkça Türkiye'ye gitmeme
m—mmm^^_««^__ çağnsında bulundu.
ALPAY:
Anadilde
eğitim
tPhderi Perinçek, Tepebaşı'ndaki otoparkın duvarma afış yapışünk (Fotoğraf: EBRU ERDOĞAN)
Perinçek partisinin KKTC ile dayanışma kampanyasını başlattı
'Kıbns'ı veren Türkiye'yi verir'
• Ingiltere,
yurttaşlanna
Türkiye'ye
gitmeyin uyansında
bulunurken
Türklerin
ziyaretlerine
kısıtlama getirdi.
Danimarka da
havalimanlanna
"Türkiye'ye
gitmeyin"
bildirileri astırdı.
Ardından Ankara ve
Istanbul'da yeni terör
eylemi istihbaratı
aldıklannı açıklayan
Ingiliz yönetimi,
Türkiye'nin tüm
tepkisine karşuı
uyanlannı yinelemeyi
sürdürdü.
Ingiltere'yi Ispanya,
Avustralya ve Danimarka
izledi. Bu ülkeler de
yurttaşlanna çağn
yaparak Türkiye'ye
gitmemelerini istedi.
Danimarka Dışişleri
— — — — — ^ Bakanlığı daha da ileri
giderek ülkedeki havalimanlanna bildiriler astırarak
yurttaşlanna çağnlanru yineledi. Hükümetin,
bombalı saldınlann ardnıdan özellikle tngiltere
tarafindan başlatılan "kampanyayT durduramaması,
diğer Avrupa kurumlannın da benzer kararlar
almasma neden oldu. Ingiliz takımı Chelsea ve
Italyan takımı Juventus, Istanbul'da oynamalan
gereken Şampiyonlar Ligi maçlannın tarafsız sahada
oynanması istemiyle LJEFA'ya başvurdu. UEFA da
bu başvurulan uygun görerek maçlann tarafsız
sahada oynanmasına karar verdi. UEFA'nın sadece,
hemen her gün intihar saldınlanna sahne olan tsrail
için yaptığı bu uygulamayı Türkiye'ye de yansıtması
Ankara'da büyük rahatsızlığa neden oldu. Türkiye
ile ilgili bir karar da BMden geldi. BM Genel
Sekreteri Kofi Annan'ın tnsan Haklan Özel
Temsilcisi Hina Jilani, 1-10 Aralık günlerinde
Türkiye'ye yapacağı geziyi erteledi. Jiiani'nin gezisi
kapsamında Istanbul, Ankara, tzmir ve Diyarbakır'da
temaslarda bulunması gerekiyordu. NTV'nin
haberine göre BM yetkilileri, ziyaretin güvenlik
kaygılan nedeniyle değil birtakûn teknik
gerekçelerden ötürü ertelendiğini öne sürüyorlar.
İstanbul Haber Servisj - tşçi Partisi Genel Başka-
ıu Doğu Perinçek, ABD'nin, Türkiye'yi hem Kıbns
hem de Kuzey Irak'tan sıkıştırarak "Vugoslavyalaş-
ürmak" istediğini belirtti.
Perinçek, Tepebaşı Refık Saydam Caddesi üzerin-
deki otoparkın duvanna üzerinde "Kıbns'ı Veren
Tûrldye'yi Verir" yazılı afiş yapıştırarak partisinin
"Kıbns ÜeDayanışma KampanyasTnı başlattı. Afı-
şi yapıştırdıktan sonra bir konuşma yapan Perinçek,
Kıbns'm ABD ve Ingiltere tarafindan hazırlanan
Annan Planı ile ele geçirilmek istendiğini vurgula-
yarak "Kıbns'tayapılacakseçiınlerAmerika'nınele
geçinne çabasuun parçasuhr. Kıbns bugün dünyayı
savunan bir ön cephe halindedir" dedi. ABD'nin
Kıbns'ı alarak Doğu Akdeniz'de bir Amerikan üs-
sü yapmak istediğine de dikkat çeken Perinçek, "Kıb-
ns'taki 14 Arahk seçimleri de bu bakımdan önenüi-
dir. Bu seçimi insanhğL Türkiye'yi ve düşünceyi sa-
vunanlar kazanacakür. Sayın Rauf Denktaş'ı yürek-
ten desteklrvonız ve seçimlerde onun kalesi yıküma-
yacakür" diye konuşfu.
ABD'nin Türkiye'yi Kuzey Irak yönünden de sı-
kıştırmaya çalıştığını ifade eden Perinçek şöyle de-
vam etti: "ABD, Kuzey Irak'ta küçükbir İsrail dev-
leti kurmaya hazırlanıyor. Türfciye'yediz çökrürnıek
ABD'nin Ortadoğu'daki birioci sorunudur."
sorunu
çözülmeli
DtYARBAJOR (Cum-
huriyet Bürosu) - Eğitim-
Sen Diyarbakır Şubesi'nin
düzenlediği "AnadfldeEği-
tim" konulu sempozyuma
katılan Yeditepe Üniver-
sitesi öğretim görevlisi
NecmiyeAlpay, Türkiye'de
birçok kışinın anadilini ko-
nuşmaktan korktuğunu sa-
vundu.
Büyükşehir Belediyesi
Mehmet Tiyatro Salonun-
da düzenlenen sempozyu-
ma Necmiye Alpay'ın ya-
nı sıra Mehdi Perinçek,
Yıldız Teknik Üniversite-
si'nden Ftyza Hepçüingir,
Istanbul Kürt Enstitüsü
Başkanı ŞefîkBeyazkatıl-
dı. Açılışkonuşmasıru ya-
pan Eğitim-Sen Şube Baş-
kanı AbduUah Demirbaş,
"Farkhlıklargüzelhğimiz-
dir, herkes kendi dilinde
rahatça konuşabilseydi.
din, dü, ırk aAinmı yaptl-
masaydı. Tüıîdye'de böy-
le sorunlar yaşanmazdı"
dedi. Necmiye Alpay, Tür-
kiye'de diller arasında eşit-
sizlik olduğunu iddia etti.
TATÎL SONRASIGÜNDEM YOĞUN
Siyasette sıcak dönem
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su) - TBMM, uzun bayram tatili-
nin ardından yoğun bir döneme
giriyor.
TBMM, bayram tatüinin ardın-
dan yoğun ve tartışmalı birdöne-
me hazırlanıyor. TBMM Doku-
nulmazlıklan Araştırma Komis-
yonu, iki hafta içinde çalışmala-
nnı tamamlayarak raporunu ha-
zırlayacak.
Komisyonun raporunu tamam-
lamasıyla birlikte Meclis'te bulu-
nan 108 dokunulmazlık dosyası-
nın kaderi de belh olacak. AKP,
komisyonun çalışmasını gerekçe
göstererek bu dosyalan görüşme-
yi ertelemişti. Komisyonun doku-
nulmazlıklan sınırlandıran bir
anayasa değişikliği önerisini gün-
deme getirmesi beklenirken,
AKP'nin bu kez de anayasa de-
ğişikliğini gerekçe göstererek do-
kunulmazlıklann sınırlandınlma-
suıı birkez daha öteleyebileceği-
ne dikkat çekildi.
Meclis'in tartışmalı gündem
maddelerinden birini de, soruştur-
ma önergeleri oluşfuracak. AKP,
bugüne kadar HüsamettinOzkan
ve Recep Önal hakkında Halk-
bank'tan kullandınlan krediler.
eski Başbakan Mesut Y'ıimaz ve
GüneşTanerhakkında Türkbank
ihalesi, eski Enerji ve Tabii Kay-
naklar bakanlan Cumhur Ersü-
mer ve 2Md Çakan hakkında da
enerji ihaleleri konulannda so-
nışturma komisyonu kurulması
için önerge verdi.
ORMAN YASASI ANAYASA MAHKEMESÎ'NDE
AyanopLi savunacak
ANKARA (ANKA)- Orman
Yasası ile ormanlık alan dışına
çıkanlan kızılağaçlıklarla kes-
tanelik alanlan, 2B arazilerinin
satışına dönük sert eleştirile-
riyle gündeme gelen îstanbul
Üniversitesı Öğretim Cyesi
Prof. Dr. Sedat Ayanoğhı savu-
nacak.
Cumhurbaşkanı AhmetNec-
detSezer'in Orman Yasası'nın
bazı maddelerinin iptali için
yaptığı başvurunun ilk incele-
mesini geçen hafta tamamla-
yarak esastan görüşmeye baş-
layan Anayasa Mahkemesi, 11
Aralık perşembe günü yapaca-
ğı toplantıda taraflann sözlü
açıklamalannı dinleyecek.
Sözlü açıklamalar çerçeve-
sinde, Çevre ve Orman Baka-
nı Osman Pepe ile Bakanlığın
uygun bulacağı iki yetkili yasa-
yı savunacak. tstanbul Üniver-
sitesı Öğretim üyesi Prof. Dr.
Sedat Ayanoğlu da yasanuı ge-
tireceği uygulamalarkonusun-
da bilgi verecek.
Ayanoğlu, "Kentierde orman
niteliğini kaybeden arazilerin
bukuksal durumu" makalesin-
de, 2B arazilerinin satışını ön-
gören yasayla, orman açarak
işgal suçu işleyenlerin ödüllen-
dirildiğini belirtmişti. Ayanoğ-
lu, bu yasanın da büyük bir ola-
sılıkla Sezer tarafindan iptali-
nin sağlanacağmı yazmıştı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
İki ikiz bombayı patlatarak 50'nin
üzerinde insanın ölümüne yol açan in-
tihar bombacılanyla ilgili soruşturma-
yı, heryurttaş gibi ben de dikkatle iz-
liyorum. Türk polisinin bu soruşturma-
lar sırasında insan haklarına tama-
men duyarlı dikkatli bir çizgi izlediği
gibi duygular içindeyim.
Modern sorgulama teknikleri ko-
nusundaki en dikkat çekici örneği-
miz Yusuf Polat'ın sorgulanıp tutuk-
lanma biçimi. Şişli'de Beth Israel Si-
nagogu'na yapılan saldırının emrini
verdiği söyfenen Yusuf Polat, göz açıp
kapayıncaya kadar kısa bir süre için-
de yakalandı, sorgulandı ve cezaevi-
ne konuldu. Daha önce böyle bir ör-
neği Susurluk sanıklarından özel Ha-
rekât Dairesi polislerinin sorgulama-
sında da yaşamıştık.
Gazetelere yansıyan bilgilere göre
Yusuf Polat, 25 Kasım günü Doğube-
yazrt'ın Gürbulak sınır kapısında ya-
kalandı. 25 Kasım günü yakalandığı-
na göre (Doğııbeyazıt'tan Istanbul'a
Türk Polisi AB'ye Uyum mu Sağlıyor?
yolculuk süresini de hesaba katar- lananlann sayısı çok fazlad/r. Ama üç muştur.
sak) sorgulanması 26 Kasım günü gün içinde sorgusu bitirilip savcılığa Bizleri bir bildirinin arkastndaki ör-
başlamış olmalı. Türkiye, Yusuf Polat'ı getirilmiş kimse şimdiye kadar pek gütü öğrenmek için günlerce sorgu-
29 Kasım sabahı olay yerinde tatbi- duymamıştım. Bir konuşma nedeniy- layan, zaman zaman sırf bunun için
kat yapılırken gördü. 30 Kasım günü le günlerce gözaltında tutulduğum en ağır işkencelere başvuran, bütün
de tutuklanarak cezaevine kondu. günlerçokeskilerdekalmadı. Yapo- yakınlarımızı gözaltına alan polisin,
Demek ki polisin sorgusu 28 Kasım lis çok demokratikleşmiş ve AB'ye artık çok geliştiğini düşünüyorum.
günü sona ermişti. uyum sağlamak konusunda çok me- Onlarca kişiyi öldüren ve dışanda ka-
Açıkçası Türk polisi, hiç bekleme- safe almış ya da sorgulama teknikle- lanlarıyla hepimizi tehdit eden bir ör-
diğimiz şekilde, üstelik bir bayram ta- ri çok gelişmiş olmalı. gütün kilit militantnı çözmek için de-
tilinde eksik kadrosuna rağmen, üç Yakın zaman gazetelerini taradığı- mekkiherşeyiüçgünesığdıracakka-
gün gibi kısa bir süre içinde bu çok mızda bile bu kadar hızlı sorgulama darolağanüstübirniteSksıçramasıger-
önemli eylemlerin çok kilit bir sanığı- yapıldığına pek tanık olamadım. De- çekleştirilmişti.
nın sorgulamasını bitirebilecek birye- mek ki, bizim bilmediğimiz bir şeyler Bingöllü Elaltuntaş ailesini izliyorum.
tenek elde etmişti. DGM savcılığına poliste değtşmeye başlamıştı. Belki de Çocuklan, onlarca kişiyi havaya uçur-
da bu olayı anlayıp sonuca bağlaya- Hizbullah gibi dinci örgütlerkonusun- muştu. TV kameralarına üzüntülerini
bilmesi için birkaç saat yetmişti. Ben da çok bilgi sahibi oldukları için işi bir bildiriyorlardı. Çocuklannın iyi özel-
eski yakalanmalar ve solculann sor- andaçözüveriyorfardı.Şimdiben.bu liklerini anlatıyorlardı. Bu eylemlerin
gularıyla karşılaştırdığım için böyle adamlara emir verenleri, bu örgütün öteki iki militanını da çok iyi tanıdık-
söylüyorum. 15 gün, birsolcunun po- diğer elemanlarını merak ediyorum. larını söylüyorlardı. Acaba onlarla il-
lis sorgusu için makul bir süreydi. 90 Polis de sanıyorum, bunlann hepsini gili bildiklerini polise de anlattılar mı?
gün boyunca polis tarafindan sorgu- merak etmiştir ve Yusuf Polat'a sor- Yoksa Türk polisi, gazeteleri ve TV'le-
ri izleyerek onlann ne dediklerini öğ-
renmeye mi çalışıyordu? Onlann bu
konuşmalarda verdikleri ipuçlannı mı
değertendirme peşindeydi? Belki de
yeni teknikler, artık bu tür sorgulama-
lara ihtiyaç hissettirmiyordur.
Gerçekten, bu yeni bir durum mu?
özel bir durum mu? Onu da kestire-
miyorum.
Çünkü hâlâ polis karakollanndan,
polis sorgulamalardan şikâyetler ba-
sının gündeminden düşmüyor. Avru-
pa Birliği ilerleme raporunda, Türki-
ye'nin çıkardığı uyum yasalanndan
memnuniyetle söz edilirken uygula-
malar eleştiriliyordu. Bunların başın-
da da polis ve jandarmanın uygula-
maları yer alıyordu.
Durum demek ki değişiyor. Bazı kö-
tü niyetli Avrupalılar bu uygulamala-
ra bakıp, "Türk polisi düşünce suçu-
na karşı acımasız, teröre karşı sorgu-
lamalarda gevşek" diyebilirler.
Bu kötü niyetli yorumu, tabii ki Türk
polisi kabul etmeyecektir.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Dili Varmamak...
Islami terör' nitelemesi Başbakan R. Tayyip Er-
doğan'ın 'kanına dokunuyor'muş, kendisinin açık-
laması bu.
Haklıdır. "ReferansımIslam"üeü'Mensonra, lanet-
lemesi gereken terörün Islam kaynaklı olmasını ka-
bul etmek gerçekten de zordur. Kana da dokunur, ka-
fasının tasını da attırır, başından aşağı kaynar sular
da döktürür. Ne yaparsınız ki, gerçekler böyle olun-
ca ne yapsanız yaran yoktur.
"Islami terör yoktur" demek, "El Kaide yoktur"
demekle eşdeğerdir. El Kaide, New- York olayını ken-
disi kabul etti. El Kaide'nin kendisinin kabul ertiği bir
olayı Islami terör' saymamak insan mantığını inkâr
etmek demektir.
Başbakan neden bu çelişkilere düşüyor? Bunun
nedeni duyguları ile bilgilerınin çelişmesidir. Bilgileri,
elbette bu olaylann arkasmda 'Islam inancının, cihat
ideolojisinin, Islam kurallanna göre yaşamayan kişi
ve ülkelerin fethedilmesi ve Islami kabul etmeleri
için gerekenin yapılmasının' var olduğunu doğrulu-
yor. Milli Görüş geleneğinden gelen R. T. Erdoğan'ın
bunlan bilmemesi söz konusu olabilirmi? Elbette, da-
ha başkalannın bilmediği neleri biliyor. Duyguları bu
bilgiler üzerine kurulu ve duyguları da bu bilgileri
onaylıyor.
Türkiye'de 'Islami terör' olduğu apaçık ortadaolan
olaylar yaşandı. Sıvas olaylannda yakılan insanlar
'ne adına yakıldı?'. Aziz Nesin'e, "Şeytandır, yakın
onu" diye saldıranlar bunu 'ne adına yaptılar?'. Is-
lam adına yaptılar. Apaçık ortada olan bir gerçek. Kah-
ramanmaraş olayları 'ne adına yapıldı?'.
Eğer Türkiye'nin başında laık bir başbakan olsay-
dı, duruma ilişkin yorumlar elbette bambaşka olur-
du. Laik bir başbakanı 'Islami terör' sözleri hiç de ra-
hatsız etmez. Amaç 'Islam dininin terörolaylanna ce-
vaz vermek gibi bir özelliği olmadığı 'nı söylemek ise
bunu söyleyecek olanlar da laik bir ülkenin başba-
kanı değil, o ülkenin din bilginteridır, Diyanet işleri Baş-
kanı'dır.
Başbakanı çileden çıkaran, içindeki duygular ile söy-
lemesi gerekenler arasındaki çelişkidir. Bir yanda Is-
lami savunma duygusunun coşkusu, öte yanda te-
rörün din kaynaklı niteliğini kabul etme zorunluluğu
elbette büyük bir çelişkıye yol açmakta, R. T. Erdo-
ğan da bu çelişkiden "Islamla terör bir araya gele-
mez" diyerek kurtulmaya çalışmaktadır.
Konu sadece bu olsaydı durumu saptayıp geçmek
yeterli olurdu ama.. iş böyle değildir ve bu tutum bü-
yük bir tehlikeye yol açacak özelliktedir.
Bir ülkenin başbakanı, "Islami terör deyimi kanı-
ma dokunuyor" diyecek kadar 'tarafoluyorsa', o ül-
kenin başbakana bağlı istihbarat örgütü, hükümete
bağlı güvenlik güçlerı nasıl bir tutum almaya zorla-
nır? Terör olaylarının kaynağında din kökenli örgüt-
ler, din inancıyla hareket eden kişiler bulmaları olası-
lığında nasıl hareket etmeyi düşünürfer? Böylebirdu-
rumla karşılaşma olasılığında duraksarlar mı, yoksa
hiçbir şey yokmuş gibi görevlerıni yaparlar mı?
Bu ülke, geçmişte "Bana sağcılar cinayet işliyor
dedirtemezsiniz" sözlerinden çok çekti. "Tespih çe-
kenle tetik çeken birolurmu?" sözlerinden cesaret
alanlann cinayetleri sürüp gitti. Bu sözler Süleyman
DemireCin sözleridir.
Şımdi başka bir başbakan döneminde büyük bir
terörsaldınsında 'en büyükyetkili'n'm 'tarafolması'na
tanık oluyoruz. Bu davranış ülke için büyük bir teh-
likedir.
Terör, dinine inanan, bu inançla yaşayan Müslüma-
nın işi değildir.
Terör, din kurallanm dogma olarak benimseyen, bu
dogmayı düşman saydığı hedeflere şiddet uygula-
yarak cezalandırma amacını gerçekleştırmek iste-
yen kişilerin yöntemidir.
Bütün dinler, böyle yorumlanarak şıddetin kayna-
ğı olabilir. Ortaçağın engizisyonu da, katolik kilisesi-
nin yorumuyla msanları yakmış, öldürmüş, işkence-
ler yapmıştır. Ama günümüzde Hıristiyan dini engi-
zisyona yol açmıyor.
Her din böyle yorumlanarak terörün nedeni yapı-
labilir.
Din dışı nedenlere dayanarak, dinsel nedenlere
dayanarak teröre başvuran pek çok insan vardır ve
olacaktır.
Burada birbirinden aynlması gereken şeylere dik-
kat etmek gerekir.
Yanlış tutumlar Hizbullah gibi örgütlerin rahatça
hareket etmesiyle sonuçlanır ve Islam dinini korumak
isterken terör odaklan korunmuş olur.
Elbette temelde yanlış olan, laik olmadığı açık bir
siyaset ekibinin iktidar olmasıdır.
Türkiye, geleceğin güvencesi için bu iktidardan
kurtulmanın yollannı arayıp bulmalıdır. Hem de en kı-
sa zamanda...
e-mail: erdalatak ' superonline.com
Fax: 0 212 513 90 98
Canöztürkson
yolculuğuna uğurlandı
Istanbul HaberSeni-
si- Türk Gençh'ğine Hız-
met Vakfi Başkanı Dr.
Hüsamettin Canöztürk,
dün Fatih Camii'nde öğ-
le \akti kılınan cenaze
namazının ardından
Edirnekapı Sakızağacı
Mezarlığı'nda toprağa
venldi. Canöztürk'ün
cenaze törenine akraba-
sı gazetemiz yazarlann-
dan Ali Sirmen, gazete-
miz yönetim kurulu baş-
kanı Alev Coşkun, CHP
millervekillen Nureoin
Sözen, Ahmet Güryüz
Ketenci, Türkiye Gaze-
teciler Cemiyeti Başka-
nı Orhan Erinç, Dani-
laceze Vakfi Başkanı Ca-
hitÖzden, CHP eski Is-
tanbul II Başkanı Yük-
sel Çengel, eski Turizm
bakanlanndan Müker-
rem Taşcıoğlu, Prof. Dr.
Bülent Berkarda, Dr.
MücahitAknıanoğlu. ai-
lesi ve yakınlan katıldı.
Türkiye Milli Talebe
Federasyonu ve Türki-
ye Milli Gençlik Teşki-
latı başkanlığı da yap-
mış olan Canöztürk, Flo-
rence Nightingale Has-
tanesi Başhekimliği gö-
revinde de bulunmuştu.
Canöztürk, 5 yıldır mü-
cadele verdiği kansere
önceki gün yenilmişti.