01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2003 PAZARTESİ HABERLER Ödeneksizlik nedeniyle Aş-Ispala Koyuntepe ve Hamzadere barajlan projesi 742 yıl sonra bitirilebilecek 7 kuşak sonrasınayatınm!HACER BOYACIOGLU ANKARA - AKP hükümetınjn ya- tinma kaynak ayırmama politikası ne- deniyle bugüne kadartoplam 5.7 kat- rilyon lıralık harcama yapılan bazı projelerin bitişini ancak 7 kuşak son- rası görebilecek. fNTES'in yaptığı araştırmaya göre, mevcut ödenek tu- tarlarıyla Aş-İpsala Koyuntepe ve Hamzadere barajlan projesi 742 yıl sonra; Aş-Cekerek sulama projesinin 1. aşaması 666 yıl sonra; Darende- Gökpınar sulamaprojesi de 455 yıl son- ra bitirilebilecek. Türkiye Inşaat Sanayicileri îşveren Sendikası (tNTES), yatınm ödenek- lerinin arttınlmaması durumunda, eko- nomide yaşanabilecek sıkıntılan mer- cek altına aldı. fNTES'in araştırma- • Türkiye Inşaat Sanayicileri Işveren Sendikası'mn araştırmasına göre, göre mevcut ödeneklerin arttınlmaması durumunda; sadece tanmla ilgili projelerde yaşanacak kayıp 5 katrilyon 716 trilyon 866 milyar liraya ulaşacak. sına göre mevcut ödeneklerin artınl- marnası durumunda; sadece tanmla ilgili projelerde yaşanacak kayıp 5 katrilyon 716 trilyon 866 milyar lira- ya ulaşacak. Araştırmada, ödeneksiz- iik nedeniyle yapım süresi yüzyıllan aşabilecek bazı projeler şöyle sırala- nıyor: • Edirne'deki Aş-tpsalaKoyuntepe ve Hamzadere barajlannın yapımı mevcut ödeneklere göre ancak 742 yıl sonra bitebilecek. Bugüne kadar top- lam 305 trilyon 415 milyar lira harca- nan proje için, 296 tnlyon 621 milyar Iiralık kaynak gerekiyor. • Afyon-Gecek sulama ve depola- ma projesi için bugüne kadar 85 tril- yon 469 milyar lıralık harcama yapıl- dı. 2003 yılı bütçesinde ise sadece 500 milyar Iiralık kaynağın aynldığı pro- je, mevcut ödeneklerle 166 yıl sonra tamamlanabilecek. • Bursa-Yenişehir'deki depolama, sulama ve taşkın projesinin 1. aşama- sı için 280 trilyon 338 milyar Iiralık kaynak harcandı. 2003 yılında ise sa- dece 500 milyar Iiralık harcama yapıl- ması benimsenen proje, ödenek mik- tarlan değiştirilmezse 483 yıl sonra ekonomiye kazandınlabilecek. • Yukan Kelkit Köse Barajı ve Su- laması projesi, ödenekler dahilinde ancak 248 yıl sonra bitirilebilecek. Bugüne kadar 166 trilyon 40 milyar liranın harcandığı projenin bitirilme- si için 124 trilyon 78 milyar gerekiyor. • Filyos Çayı Taşkın Koruma Pro- jesi için 59 trilyon 600 milyar Iiralık harcama yapıldı. 2003 yılında 200 milyar Iiralık ödenek aynlan proje- nin, mevcut koşullardaki bitiş tarihi 2294 yıh. • GAP kapsamındaki Kayacık De- polama ve Sulama Projesi, ödenek- lerde reel olarak artış olmaması duru- munda 124 yıl sonra bitirilebilecek. Ya- tınm için bugüne kadar yapılan har- cama rutan 226 trilyon 407 milyar li- ra. • Aş-Çekerek Depolama. Sulama ve Taşkın Projesi 1, Merhalesi (aşaması) için bugüne kadar 279 trilyon 343 mil- yar harcandı. Kaynak aktanmı olma- ması durumunda, proje mevcut Öde- neklerle ancak 666 yıl sonra ekono- miye kazandınlabilecek. • Mevcut ödeneklerle yapım süre- si yüzyıllan aşan 43 tanm projesi için bugüne kadar yapılan harcama mik- tan 5 katrilyon 716 trilyon 866 milyar lira oldu. Bu projelerin bitirilmesi için gerekli kaynak tutan ise 4 katrilyon 336 trilyon lira. 'DIŞLAMA' POLİTIKASI Türkiye yalnızlaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul'da 15 ve 20 Kasım günlerinde gerçekleştirilen bombah saldınlann siyasi sonuçlan, Türkiye'nin başta Avrupalı olmak birçok ülke ve kufuluş tarafindan "terördişlamasTna maruz kalmasına neden oldu. Hükümetin engelleyemediği bu süreç kapsamında tngiltere, Ispanya ve Danimarka gibi önde gelen Avrupa ülkeleri yurttaşlanna Türkiye'ye gitmeyin çağnsında bulundular.BM Genel Sekreteri'nin tnsan Haklan Özel Temsilcisi Hina Jiiani'nin Türkiye ziyareti ertelendi. Islamcı terörün saldınlanyla karşı karşıya kalan Türkiye, saldınlann trajedisi sürerken bu kez de A\nıpa ülkelerinden gelen "yalnıdaştıncı'' kararlara maruz kaldı. Saldınlann hemen ardından gelen taziye mesajlanyla destek olmaya çalışan Avrupa ülkeleri, Türkiye'yi Ortadoğu'daki terör sarmalırun bir parçası gibi gördüklerini gösteren kararlan arka arkaya almaya başladılar. Bu süreci başlatan ülke ise başkonsolosluğu hedef alınan tngiltere oldu. Ingiltere Dışişleri Bakanlığı, saldınlann hemen arduıdan bir açıklama yaparak yurttaşianna zonınlu olmadıkça Türkiye'ye gitmeme m—mmm^^_««^__ çağnsında bulundu. ALPAY: Anadilde eğitim tPhderi Perinçek, Tepebaşı'ndaki otoparkın duvarma afış yapışünk (Fotoğraf: EBRU ERDOĞAN) Perinçek partisinin KKTC ile dayanışma kampanyasını başlattı 'Kıbns'ı veren Türkiye'yi verir' • Ingiltere, yurttaşlanna Türkiye'ye gitmeyin uyansında bulunurken Türklerin ziyaretlerine kısıtlama getirdi. Danimarka da havalimanlanna "Türkiye'ye gitmeyin" bildirileri astırdı. Ardından Ankara ve Istanbul'da yeni terör eylemi istihbaratı aldıklannı açıklayan Ingiliz yönetimi, Türkiye'nin tüm tepkisine karşuı uyanlannı yinelemeyi sürdürdü. Ingiltere'yi Ispanya, Avustralya ve Danimarka izledi. Bu ülkeler de yurttaşlanna çağn yaparak Türkiye'ye gitmemelerini istedi. Danimarka Dışişleri — — — — — ^ Bakanlığı daha da ileri giderek ülkedeki havalimanlanna bildiriler astırarak yurttaşlanna çağnlanru yineledi. Hükümetin, bombalı saldınlann ardnıdan özellikle tngiltere tarafindan başlatılan "kampanyayT durduramaması, diğer Avrupa kurumlannın da benzer kararlar almasma neden oldu. Ingiliz takımı Chelsea ve Italyan takımı Juventus, Istanbul'da oynamalan gereken Şampiyonlar Ligi maçlannın tarafsız sahada oynanması istemiyle LJEFA'ya başvurdu. UEFA da bu başvurulan uygun görerek maçlann tarafsız sahada oynanmasına karar verdi. UEFA'nın sadece, hemen her gün intihar saldınlanna sahne olan tsrail için yaptığı bu uygulamayı Türkiye'ye de yansıtması Ankara'da büyük rahatsızlığa neden oldu. Türkiye ile ilgili bir karar da BMden geldi. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın tnsan Haklan Özel Temsilcisi Hina Jilani, 1-10 Aralık günlerinde Türkiye'ye yapacağı geziyi erteledi. Jiiani'nin gezisi kapsamında Istanbul, Ankara, tzmir ve Diyarbakır'da temaslarda bulunması gerekiyordu. NTV'nin haberine göre BM yetkilileri, ziyaretin güvenlik kaygılan nedeniyle değil birtakûn teknik gerekçelerden ötürü ertelendiğini öne sürüyorlar. İstanbul Haber Servisj - tşçi Partisi Genel Başka- ıu Doğu Perinçek, ABD'nin, Türkiye'yi hem Kıbns hem de Kuzey Irak'tan sıkıştırarak "Vugoslavyalaş- ürmak" istediğini belirtti. Perinçek, Tepebaşı Refık Saydam Caddesi üzerin- deki otoparkın duvanna üzerinde "Kıbns'ı Veren Tûrldye'yi Verir" yazılı afiş yapıştırarak partisinin "Kıbns ÜeDayanışma KampanyasTnı başlattı. Afı- şi yapıştırdıktan sonra bir konuşma yapan Perinçek, Kıbns'm ABD ve Ingiltere tarafindan hazırlanan Annan Planı ile ele geçirilmek istendiğini vurgula- yarak "Kıbns'tayapılacakseçiınlerAmerika'nınele geçinne çabasuun parçasuhr. Kıbns bugün dünyayı savunan bir ön cephe halindedir" dedi. ABD'nin Kıbns'ı alarak Doğu Akdeniz'de bir Amerikan üs- sü yapmak istediğine de dikkat çeken Perinçek, "Kıb- ns'taki 14 Arahk seçimleri de bu bakımdan önenüi- dir. Bu seçimi insanhğL Türkiye'yi ve düşünceyi sa- vunanlar kazanacakür. Sayın Rauf Denktaş'ı yürek- ten desteklrvonız ve seçimlerde onun kalesi yıküma- yacakür" diye konuşfu. ABD'nin Türkiye'yi Kuzey Irak yönünden de sı- kıştırmaya çalıştığını ifade eden Perinçek şöyle de- vam etti: "ABD, Kuzey Irak'ta küçükbir İsrail dev- leti kurmaya hazırlanıyor. Türfciye'yediz çökrürnıek ABD'nin Ortadoğu'daki birioci sorunudur." sorunu çözülmeli DtYARBAJOR (Cum- huriyet Bürosu) - Eğitim- Sen Diyarbakır Şubesi'nin düzenlediği "AnadfldeEği- tim" konulu sempozyuma katılan Yeditepe Üniver- sitesi öğretim görevlisi NecmiyeAlpay, Türkiye'de birçok kışinın anadilini ko- nuşmaktan korktuğunu sa- vundu. Büyükşehir Belediyesi Mehmet Tiyatro Salonun- da düzenlenen sempozyu- ma Necmiye Alpay'ın ya- nı sıra Mehdi Perinçek, Yıldız Teknik Üniversite- si'nden Ftyza Hepçüingir, Istanbul Kürt Enstitüsü Başkanı ŞefîkBeyazkatıl- dı. Açılışkonuşmasıru ya- pan Eğitim-Sen Şube Baş- kanı AbduUah Demirbaş, "Farkhlıklargüzelhğimiz- dir, herkes kendi dilinde rahatça konuşabilseydi. din, dü, ırk aAinmı yaptl- masaydı. Tüıîdye'de böy- le sorunlar yaşanmazdı" dedi. Necmiye Alpay, Tür- kiye'de diller arasında eşit- sizlik olduğunu iddia etti. TATÎL SONRASIGÜNDEM YOĞUN Siyasette sıcak dönem ANKARA (CumhuriyetBüro- su) - TBMM, uzun bayram tatili- nin ardından yoğun bir döneme giriyor. TBMM, bayram tatüinin ardın- dan yoğun ve tartışmalı birdöne- me hazırlanıyor. TBMM Doku- nulmazlıklan Araştırma Komis- yonu, iki hafta içinde çalışmala- nnı tamamlayarak raporunu ha- zırlayacak. Komisyonun raporunu tamam- lamasıyla birlikte Meclis'te bulu- nan 108 dokunulmazlık dosyası- nın kaderi de belh olacak. AKP, komisyonun çalışmasını gerekçe göstererek bu dosyalan görüşme- yi ertelemişti. Komisyonun doku- nulmazlıklan sınırlandıran bir anayasa değişikliği önerisini gün- deme getirmesi beklenirken, AKP'nin bu kez de anayasa de- ğişikliğini gerekçe göstererek do- kunulmazlıklann sınırlandınlma- suıı birkez daha öteleyebileceği- ne dikkat çekildi. Meclis'in tartışmalı gündem maddelerinden birini de, soruştur- ma önergeleri oluşfuracak. AKP, bugüne kadar HüsamettinOzkan ve Recep Önal hakkında Halk- bank'tan kullandınlan krediler. eski Başbakan Mesut Y'ıimaz ve GüneşTanerhakkında Türkbank ihalesi, eski Enerji ve Tabii Kay- naklar bakanlan Cumhur Ersü- mer ve 2Md Çakan hakkında da enerji ihaleleri konulannda so- nışturma komisyonu kurulması için önerge verdi. ORMAN YASASI ANAYASA MAHKEMESÎ'NDE AyanopLi savunacak ANKARA (ANKA)- Orman Yasası ile ormanlık alan dışına çıkanlan kızılağaçlıklarla kes- tanelik alanlan, 2B arazilerinin satışına dönük sert eleştirile- riyle gündeme gelen îstanbul Üniversitesı Öğretim Cyesi Prof. Dr. Sedat Ayanoğhı savu- nacak. Cumhurbaşkanı AhmetNec- detSezer'in Orman Yasası'nın bazı maddelerinin iptali için yaptığı başvurunun ilk incele- mesini geçen hafta tamamla- yarak esastan görüşmeye baş- layan Anayasa Mahkemesi, 11 Aralık perşembe günü yapaca- ğı toplantıda taraflann sözlü açıklamalannı dinleyecek. Sözlü açıklamalar çerçeve- sinde, Çevre ve Orman Baka- nı Osman Pepe ile Bakanlığın uygun bulacağı iki yetkili yasa- yı savunacak. tstanbul Üniver- sitesı Öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu da yasanuı ge- tireceği uygulamalarkonusun- da bilgi verecek. Ayanoğlu, "Kentierde orman niteliğini kaybeden arazilerin bukuksal durumu" makalesin- de, 2B arazilerinin satışını ön- gören yasayla, orman açarak işgal suçu işleyenlerin ödüllen- dirildiğini belirtmişti. Ayanoğ- lu, bu yasanın da büyük bir ola- sılıkla Sezer tarafindan iptali- nin sağlanacağmı yazmıştı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] İki ikiz bombayı patlatarak 50'nin üzerinde insanın ölümüne yol açan in- tihar bombacılanyla ilgili soruşturma- yı, heryurttaş gibi ben de dikkatle iz- liyorum. Türk polisinin bu soruşturma- lar sırasında insan haklarına tama- men duyarlı dikkatli bir çizgi izlediği gibi duygular içindeyim. Modern sorgulama teknikleri ko- nusundaki en dikkat çekici örneği- miz Yusuf Polat'ın sorgulanıp tutuk- lanma biçimi. Şişli'de Beth Israel Si- nagogu'na yapılan saldırının emrini verdiği söyfenen Yusuf Polat, göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir süre için- de yakalandı, sorgulandı ve cezaevi- ne konuldu. Daha önce böyle bir ör- neği Susurluk sanıklarından özel Ha- rekât Dairesi polislerinin sorgulama- sında da yaşamıştık. Gazetelere yansıyan bilgilere göre Yusuf Polat, 25 Kasım günü Doğube- yazrt'ın Gürbulak sınır kapısında ya- kalandı. 25 Kasım günü yakalandığı- na göre (Doğııbeyazıt'tan Istanbul'a Türk Polisi AB'ye Uyum mu Sağlıyor? yolculuk süresini de hesaba katar- lananlann sayısı çok fazlad/r. Ama üç muştur. sak) sorgulanması 26 Kasım günü gün içinde sorgusu bitirilip savcılığa Bizleri bir bildirinin arkastndaki ör- başlamış olmalı. Türkiye, Yusuf Polat'ı getirilmiş kimse şimdiye kadar pek gütü öğrenmek için günlerce sorgu- 29 Kasım sabahı olay yerinde tatbi- duymamıştım. Bir konuşma nedeniy- layan, zaman zaman sırf bunun için kat yapılırken gördü. 30 Kasım günü le günlerce gözaltında tutulduğum en ağır işkencelere başvuran, bütün de tutuklanarak cezaevine kondu. günlerçokeskilerdekalmadı. Yapo- yakınlarımızı gözaltına alan polisin, Demek ki polisin sorgusu 28 Kasım lis çok demokratikleşmiş ve AB'ye artık çok geliştiğini düşünüyorum. günü sona ermişti. uyum sağlamak konusunda çok me- Onlarca kişiyi öldüren ve dışanda ka- Açıkçası Türk polisi, hiç bekleme- safe almış ya da sorgulama teknikle- lanlarıyla hepimizi tehdit eden bir ör- diğimiz şekilde, üstelik bir bayram ta- ri çok gelişmiş olmalı. gütün kilit militantnı çözmek için de- tilinde eksik kadrosuna rağmen, üç Yakın zaman gazetelerini taradığı- mekkiherşeyiüçgünesığdıracakka- gün gibi kısa bir süre içinde bu çok mızda bile bu kadar hızlı sorgulama darolağanüstübirniteSksıçramasıger- önemli eylemlerin çok kilit bir sanığı- yapıldığına pek tanık olamadım. De- çekleştirilmişti. nın sorgulamasını bitirebilecek birye- mek ki, bizim bilmediğimiz bir şeyler Bingöllü Elaltuntaş ailesini izliyorum. tenek elde etmişti. DGM savcılığına poliste değtşmeye başlamıştı. Belki de Çocuklan, onlarca kişiyi havaya uçur- da bu olayı anlayıp sonuca bağlaya- Hizbullah gibi dinci örgütlerkonusun- muştu. TV kameralarına üzüntülerini bilmesi için birkaç saat yetmişti. Ben da çok bilgi sahibi oldukları için işi bir bildiriyorlardı. Çocuklannın iyi özel- eski yakalanmalar ve solculann sor- andaçözüveriyorfardı.Şimdiben.bu liklerini anlatıyorlardı. Bu eylemlerin gularıyla karşılaştırdığım için böyle adamlara emir verenleri, bu örgütün öteki iki militanını da çok iyi tanıdık- söylüyorum. 15 gün, birsolcunun po- diğer elemanlarını merak ediyorum. larını söylüyorlardı. Acaba onlarla il- lis sorgusu için makul bir süreydi. 90 Polis de sanıyorum, bunlann hepsini gili bildiklerini polise de anlattılar mı? gün boyunca polis tarafindan sorgu- merak etmiştir ve Yusuf Polat'a sor- Yoksa Türk polisi, gazeteleri ve TV'le- ri izleyerek onlann ne dediklerini öğ- renmeye mi çalışıyordu? Onlann bu konuşmalarda verdikleri ipuçlannı mı değertendirme peşindeydi? Belki de yeni teknikler, artık bu tür sorgulama- lara ihtiyaç hissettirmiyordur. Gerçekten, bu yeni bir durum mu? özel bir durum mu? Onu da kestire- miyorum. Çünkü hâlâ polis karakollanndan, polis sorgulamalardan şikâyetler ba- sının gündeminden düşmüyor. Avru- pa Birliği ilerleme raporunda, Türki- ye'nin çıkardığı uyum yasalanndan memnuniyetle söz edilirken uygula- malar eleştiriliyordu. Bunların başın- da da polis ve jandarmanın uygula- maları yer alıyordu. Durum demek ki değişiyor. Bazı kö- tü niyetli Avrupalılar bu uygulamala- ra bakıp, "Türk polisi düşünce suçu- na karşı acımasız, teröre karşı sorgu- lamalarda gevşek" diyebilirler. Bu kötü niyetli yorumu, tabii ki Türk polisi kabul etmeyecektir. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Dili Varmamak... Islami terör' nitelemesi Başbakan R. Tayyip Er- doğan'ın 'kanına dokunuyor'muş, kendisinin açık- laması bu. Haklıdır. "ReferansımIslam"üeü'Mensonra, lanet- lemesi gereken terörün Islam kaynaklı olmasını ka- bul etmek gerçekten de zordur. Kana da dokunur, ka- fasının tasını da attırır, başından aşağı kaynar sular da döktürür. Ne yaparsınız ki, gerçekler böyle olun- ca ne yapsanız yaran yoktur. "Islami terör yoktur" demek, "El Kaide yoktur" demekle eşdeğerdir. El Kaide, New- York olayını ken- disi kabul etti. El Kaide'nin kendisinin kabul ertiği bir olayı Islami terör' saymamak insan mantığını inkâr etmek demektir. Başbakan neden bu çelişkilere düşüyor? Bunun nedeni duyguları ile bilgilerınin çelişmesidir. Bilgileri, elbette bu olaylann arkasmda 'Islam inancının, cihat ideolojisinin, Islam kurallanna göre yaşamayan kişi ve ülkelerin fethedilmesi ve Islami kabul etmeleri için gerekenin yapılmasının' var olduğunu doğrulu- yor. Milli Görüş geleneğinden gelen R. T. Erdoğan'ın bunlan bilmemesi söz konusu olabilirmi? Elbette, da- ha başkalannın bilmediği neleri biliyor. Duyguları bu bilgiler üzerine kurulu ve duyguları da bu bilgileri onaylıyor. Türkiye'de 'Islami terör' olduğu apaçık ortadaolan olaylar yaşandı. Sıvas olaylannda yakılan insanlar 'ne adına yakıldı?'. Aziz Nesin'e, "Şeytandır, yakın onu" diye saldıranlar bunu 'ne adına yaptılar?'. Is- lam adına yaptılar. Apaçık ortada olan bir gerçek. Kah- ramanmaraş olayları 'ne adına yapıldı?'. Eğer Türkiye'nin başında laık bir başbakan olsay- dı, duruma ilişkin yorumlar elbette bambaşka olur- du. Laik bir başbakanı 'Islami terör' sözleri hiç de ra- hatsız etmez. Amaç 'Islam dininin terörolaylanna ce- vaz vermek gibi bir özelliği olmadığı 'nı söylemek ise bunu söyleyecek olanlar da laik bir ülkenin başba- kanı değil, o ülkenin din bilginteridır, Diyanet işleri Baş- kanı'dır. Başbakanı çileden çıkaran, içindeki duygular ile söy- lemesi gerekenler arasındaki çelişkidir. Bir yanda Is- lami savunma duygusunun coşkusu, öte yanda te- rörün din kaynaklı niteliğini kabul etme zorunluluğu elbette büyük bir çelişkıye yol açmakta, R. T. Erdo- ğan da bu çelişkiden "Islamla terör bir araya gele- mez" diyerek kurtulmaya çalışmaktadır. Konu sadece bu olsaydı durumu saptayıp geçmek yeterli olurdu ama.. iş böyle değildir ve bu tutum bü- yük bir tehlikeye yol açacak özelliktedir. Bir ülkenin başbakanı, "Islami terör deyimi kanı- ma dokunuyor" diyecek kadar 'tarafoluyorsa', o ül- kenin başbakana bağlı istihbarat örgütü, hükümete bağlı güvenlik güçlerı nasıl bir tutum almaya zorla- nır? Terör olaylarının kaynağında din kökenli örgüt- ler, din inancıyla hareket eden kişiler bulmaları olası- lığında nasıl hareket etmeyi düşünürfer? Böylebirdu- rumla karşılaşma olasılığında duraksarlar mı, yoksa hiçbir şey yokmuş gibi görevlerıni yaparlar mı? Bu ülke, geçmişte "Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" sözlerinden çok çekti. "Tespih çe- kenle tetik çeken birolurmu?" sözlerinden cesaret alanlann cinayetleri sürüp gitti. Bu sözler Süleyman DemireCin sözleridir. Şımdi başka bir başbakan döneminde büyük bir terörsaldınsında 'en büyükyetkili'n'm 'tarafolması'na tanık oluyoruz. Bu davranış ülke için büyük bir teh- likedir. Terör, dinine inanan, bu inançla yaşayan Müslüma- nın işi değildir. Terör, din kurallanm dogma olarak benimseyen, bu dogmayı düşman saydığı hedeflere şiddet uygula- yarak cezalandırma amacını gerçekleştırmek iste- yen kişilerin yöntemidir. Bütün dinler, böyle yorumlanarak şıddetin kayna- ğı olabilir. Ortaçağın engizisyonu da, katolik kilisesi- nin yorumuyla msanları yakmış, öldürmüş, işkence- ler yapmıştır. Ama günümüzde Hıristiyan dini engi- zisyona yol açmıyor. Her din böyle yorumlanarak terörün nedeni yapı- labilir. Din dışı nedenlere dayanarak, dinsel nedenlere dayanarak teröre başvuran pek çok insan vardır ve olacaktır. Burada birbirinden aynlması gereken şeylere dik- kat etmek gerekir. Yanlış tutumlar Hizbullah gibi örgütlerin rahatça hareket etmesiyle sonuçlanır ve Islam dinini korumak isterken terör odaklan korunmuş olur. Elbette temelde yanlış olan, laik olmadığı açık bir siyaset ekibinin iktidar olmasıdır. Türkiye, geleceğin güvencesi için bu iktidardan kurtulmanın yollannı arayıp bulmalıdır. Hem de en kı- sa zamanda... e-mail: erdalatak ' superonline.com Fax: 0 212 513 90 98 Canöztürkson yolculuğuna uğurlandı Istanbul HaberSeni- si- Türk Gençh'ğine Hız- met Vakfi Başkanı Dr. Hüsamettin Canöztürk, dün Fatih Camii'nde öğ- le \akti kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'nda toprağa venldi. Canöztürk'ün cenaze törenine akraba- sı gazetemiz yazarlann- dan Ali Sirmen, gazete- miz yönetim kurulu baş- kanı Alev Coşkun, CHP millervekillen Nureoin Sözen, Ahmet Güryüz Ketenci, Türkiye Gaze- teciler Cemiyeti Başka- nı Orhan Erinç, Dani- laceze Vakfi Başkanı Ca- hitÖzden, CHP eski Is- tanbul II Başkanı Yük- sel Çengel, eski Turizm bakanlanndan Müker- rem Taşcıoğlu, Prof. Dr. Bülent Berkarda, Dr. MücahitAknıanoğlu. ai- lesi ve yakınlan katıldı. Türkiye Milli Talebe Federasyonu ve Türki- ye Milli Gençlik Teşki- latı başkanlığı da yap- mış olan Canöztürk, Flo- rence Nightingale Has- tanesi Başhekimliği gö- revinde de bulunmuştu. Canöztürk, 5 yıldır mü- cadele verdiği kansere önceki gün yenilmişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear