25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ARALIK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA |\_ U JLJ J. LJ M\ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 <}reg Wolff'un yapıtlan 5 Aralık'a dek Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi'nde görülebilir Şiirsel soyutçuluğunizindeKAYA ÖZSEZGİN Soyut resmin başka türleri gibi şiirsel <lynque) içerikle donanımlı türünün oluşma -ve gehşme evreleri 194O'lı yılların sonlan- na rastlar. Terimin isim babası, 1947'de dü- .zenledıği bir sergi nedeniyle Mathieu olsa <ia, akımın sonradan büyük yankı uyandıran Amerikan soyut ekspresyonizmiyle yakın bir bağıntı kurduğu bilinir. Öte yandan H a n s Hartung ve Alfred Wols gibi güçlü temsilcılerin elinde giderek evrensel boyut- lar kazanması ve yaygın bir uygulama ala- m bulması. şiirsel soyutlama tekniğinin çağ- daş sanat eğilimleri arasında seçkin bir yer almasında etkili olmuştur. Gestuelle soyutlama ile yakın bir ilişki içinde bulunmasından kaynaklanan popüler seçenekler ve özellikle de Pollock'vari bo- y a akıtmalan (dripping). denebilirki resim sanarının modern-özgürlükçü arayışlan çer- çevesinde 1950'lerden bu yana günümüz resmine epeyce verimli sayılabilecekbiryo- lun açılma sürecini de hızlandırmıştır. Yapıtlarında kendlni açığa vuruyor Sonuçta ise bir "davranış" (geste) sahıp- lenmenin ve bu davranışı soyutçu renk ele- manlarıyla temellendirme çabasının ürünü olarak gündemdeki yerini hep canh tutmuş- tur bu akım. Bilinçlı bir seçimin yansıması olsun ya da olmasın, boyasal malzemeyi iç- güdüsel olarak resim yüzeyinde devinim mihraklanna yerleştirmek ve bu çabanın ar- kasında tinselci yorumlann etki alanlarını sürekli biçimde irdelemek, özgün sentezle- ÎU>T * Wo re ulaşmanın da habercısı olabılmıştır yen- ne göre. Yaşamını birkaç yıldır sanat eğitimcisi ve sanatçı olarak Türkiye'de sürdürmekte olan Greg WolfFun boyaresim ve grafik çalış- malardan oluşan sergisi. bu bağlamda, hem köken olarak bağlı bulunduğu Amerikan soyutçu resminin izini sürüyor hem de olffiçin soyutçu seçenek, yaşanmış göz- lemsel tutanaklan tu- ale aktarmakta göster- gesel bir olanak getir- mektedir. Ama o, söz konusu seçeneklerifır- ça aracılığıyla tualin yüzeyine karışımsal bir estetikparalelinde ya- yarken, onları kapalı anlam hhfları içine al- maya ve böylece hem incelikli hem de dışa- vurumcu referanslar vermeye özen gösteriyor. 1985 'ten bu yana çeşitli nedenlerle etkı-tep- ki ilişkisi içinde bulunduğu Türk resmıyle kendi resminin seçenekleri arasında kurdu- ğu doğal iletişimin semeresini irdelemiş oluyor. Ama daha ilk bakışta, kökensel değer oluşumunun, bu konuda belirleyici bir işlev taşıdığı ve Wolff'un sanatında kalın bir çizgiyle kendini açığa vurduğu gözlemlenebiliyor. Chicago'da başlamış olan ilk deneyimle- rin ona sağladığı bırikimler, sonraki yılla- rın katkı getirici çalışmalan açısından so- yutçu eğilim içın de belirleyici olabilmiştir. Çok kaba biçimde Amenkan pragmatizmi olarak da yorumlanması mürrîkün olan bu belirleyici tavır, büyük bir olasıhkla sanat- çımn bu üretimden ne beklediği ya da böy- le bir üretimin çağdaş sanatsal oluşumlar bazında ona ne gibi yenı seçenekler sağla- yabileceği konusuyla da ilgilidir. Kırılgan reslmler... Wollf için soyutçu seçenek, yaşanmış gözlemsel tutanakları tuvale aktarmakta göstergesel bir olanak getırmektedir. Ama o, söz konusu seçenekleri fırça aracılığıyla tuvalin yüzeyine karışımsal bir estetik pa- ralelinde yayarken, onlan kapalı anlam kı- hflan içine almaya ve böylece hem incelik- li hem de dışavurumcu referanslar verme- ye özen gösteriyor. Renksel bir kurgu ve bu- na bağlı olarak da boyalann birbiri içinde eriyip dağılmasından kaynaklanan hafif bir kanava peşüıde olması, resmine kınlganlık kazandınyor. Grafik ağırlıklı işlerinde de bu türden bir kınlganlığın altyapısını kurup geliştiriyor. Bu bilinçli yaklaşım nedeniyle de Greg Wolff'un sergisini oluşturan çalışmalar, sı- radan ve basmakalıp bir soyutçuluğun teh- likelerinden kendini uzak tutabiliyor. (Sergi 5 Aralık 2003'e kadar görülebilir. Tel.: 0212 251 42 48) Tiyatro kulislerinin hırslı, rekabetçi yapısından uzak, sakin, dürüst kişiliği; Kerem Yılmazer Kaıdı Pazar'dan bugüneAYŞE EMEL MESCt Tarih 16 Şubat 1969. Nişantaşı'ndan dolmu- şa binmişim, Taksim'e gidiyorum. O sırada Ses Tiyatrosu'nu (bugün Ferhan Şensoy Tiyat- rosu'nun bulunduğu yer) Dormen Tiyatrosu ile Kent Oyunculan paylaşıyor. Ben hem Konser- vatuvar'ın bale ve tiyatro bölümlerinde okuyo- rum, hem de Dormen Tiyatrosu'nda konuk sa- natçı olarak çalışıyorum. Şehir Tiyatrosu'ndaki çocuk oyunlannın ardından Haldun Bey'in tek- lifiyle giriştiğim ilk ciddi tiyatro deneyimim bu. O zamanlar Dormen Tiyatrosu, başh başına bir okul niteliğinde. Kimleryokki kadroda: Haldun Dormen, Altan Erbulak, Füsun Erbulak, Ca- hit Irgat, Turgut Boralı, Erol Günaydın, Su- na Keskin, Erol Keskin, Göksel Kortay, Mu- azzez Kurdoğlu, Zeynep Tedü, Metin Serez- li, Nevra Şirvan (Serezli), Ali Poyrazoğlu, Ha- di Çaman, Salih Günej... Tiyatroya en son ka- tılanlar ise ben ve Muhittin Kerem Yılmazer... Eskl çamlar Bardak Oldu Haldun Dormen, tiyatrosunda tanınmış isim- ler istiyor, Yeni kadroya aldığı gençleri de isim yapmaya uğraşıyor, bir tür "star yaratma" po- litikası izliyor. Ali ve Hadi'nin yolu zaten açık. Ben fotoroman ve sinemaya yönlendiriliyorum. Muhittin Yılmazer'in sesi çok güzel, iyi de gi- tar çalıyor. "Oliver"da Bill Sikes'ı oynarken söylediği şarkılarla dikkat çekip, 1970'lerin mü- zik piyasasında "Kerem Yümazer" olarak ün- lenecek. 1969 yılının o 16 Şubat günü tiyatroya yeriş- meye çalışıyorum. Altan Erbulak'ın sahneye koyduğu Eski Çamlar Bardak Oldu"nun matine- sı var. Bill Naughtonun Melih ve Gündüz Vassaf taraftndan Türkçeye uyarlanmış bu oyu- nunda, dekor-kostüm Osman Şengezer imza- sını taşıyor. Babayı Cahit Irgat, anneyi Göksel Kortay oluyor. İkisi de sahnede çok usta. Sah- ne dışında ise Cahit Baba (Irgat) hiçbir şeyden ve hiç kimseden sözünü sakınmaması, Göksel Kortay ise Dormen Tiyatrosu'nun temel direk- lerinden biri olmasıyla kalmış aldımda. Ailenin iki kızını Tülin Oral ve ben, iki oğlunu ise Ali Poyrazoğlu ile Hadi Çaman canlandınyor. Ke- \ rem Yılmazer ise damat adayı rolünde... Gaze- telerde çıkan eleştirilerde Haldun Dormen'in , Yılmazer'ıAnkaraMeydan Sahnesı'nden trans- ; fer etmekle çok isabetli bir iş yaptığı belirtilmiş, 1 genç oyuncunun "ezik, çekingen. monoton, fa- kat sırası gelince cerbezeli ve isyankâr damat kişiliği"ndeki başansı dile getirilmiş. 16 şubat Pazar... Dolmuş Harbiye'ye geliyor, yol tıkanıyor. Po- lis trafiği durdurmuş, araçlann Taksim Meyda- nı'na doğru gitmesine izin vermiyor. Gürültü- ler geliyor, bir olay olduğu kesin, ama nedir bil- miyorum. Aklımda bir tek şey var: Tiyatroya yetişmem gerek. Dolmuştan inip önce yürüme- ye, sonra da koşmaya başlıyorum. Taksim'e yak- İaştıkça insanlar, kaçanlar, koşanlar, sopalar, taş- lar, çok korkuyorum, ama bir yandan da sanki transa girmiş, tiyatroya yetişme telaşı içinde çev- ıemde olup bitenden soyutlanmışım, yoluma de- vam ediyorum. Taksim'e yakın bir yerde polis- ler yolu kapatmış, kimseyi bırakmıyorlar, yar- dun istiyorum onlardan, bir komiser halime acı- ^ "îyi" sıfatının bedenlenmiş haliydi sanki. Onu hep o aydınlıkyüzüyle, ta içinden gülen gözleriyle anımsıyorum. Sevgili Kerem Yılmazer 7 tüm diğer masum insanlarla birlikte aramızdan alan kanlı oyuna, din bezirgânlarından ABD şakşakçılarına kadar bu oyunda rol alan tuhaf aktörlere baktıkça Cahit Baba 'nın sözleri çınlıyor kulaklanmda: "Bunlar aktör değil, faktör..." yor herhalde, polis arabasıyla tiyatroya bırakı- yorlar benı. Perdenin açılmasına on beş, yirmi dakika kalmış. Ali al moru mor dalıyorum içe- ri, herkes merak içinde. Olup bitenı, farkına var- dığım kadanyla anlatıp "Az daha yetişemeye- cektim oyuna. ödüm koptu" diye noktalıyo- rum sözlerimi. Cahit Baba'nın sesi yükseliyor orurduğu yerden: "Kızım Ernel, hayatta tiyat- rodan daha önemli şeyler de var. Ğözünü aç, etrafına bak biraz." Hadi, Ali, Kerem de tuhaf tuhaf bakıyorlar bana. Sanki dünyadan bu den- li habersiz oluşumu garipsiyorlar. Ya ben öyle yakıştınyorum, bugünden bakarak... Kerem Yılmazer Ankara Meydan Sahne- si'nden gelmişti Dormen'e. Sanınm üniversite öğrencisiydi aynı zamanda. Tiyatro kulislerinin hırslı. rekabetçi yapısından uzak, sakin, dürüst bir kişihği vardı Kerem'm. "tyi" sıfatının be- denlenmiş haliydi sanki. Onu hep o aydınlık yüzüyle, ta içinden gülen gözleriyle anımsıyorum.Oyundan sonra yakalı- yorum Cahit Babayı. "Neymiş bu tiyatrodan daha önemli şey" diye soruyorum. "Kızım, memleketinde olup bitene, yaşanan ıstıraba başını çevirip bakmayan insan sanatçı filan olanıaz" diye yanıtlıyor beni: "Belki tarihe yazıldı o içinden geçtiğin olay, sen hâlâ tiyat- roya geç kaldım diye sızlanıyorsun." O gün 16 Şubat 1969"du. yakın tarihimize "Kanlı Pazar" diye geçti. Amerikan 6. Filo- su'nun tstanbul'a gelişini protesto etmek için valilikten izin alınarak yapılan yürüyüşe, geri- ciler "AUah Allah" haykınşlanyla saldırdı. Po- lisin göz yumduğu, hatta çanak tuttuğu saldın- da 2 kişi bıçaklanarak öldü, 200 'den fazla insan da yaralandı. O sırada Türkiye gibi ileri kara- kollarda ABD emperyalizminin önündeki koru- yucu kalkandı Islamcı hareket. Sevgili Kerem Yılmazer'i tüm diğer masum insanlarla birlikte aramızdan alan kanlı oyuna, din bezirgânlann- dan ABD şakşakçılarına kadar bu oyunda rol alan tuhaf aktörlere baktıkça Cahit Baba'nın sözleri çınlıyor kulaklanmda: "Bunlar aktör değil, faktör..." Sevgili Göksel Kortay"ın acısını hiçbirşey azaltamayacak olsa da bir tıyatrocu için aslolan şu gökkubbede bir hoş seda bırakmak giderken Kerem gibi... GABRIEL G. MARQUEZ'İNKALEMİNDEN3 BÖLÜMLÜK OTOBİYOGRAFİ Kolombiya kıyısındageçen çocukluk..,Kültür Servisi - Gabriel Garcia Marquez'in hayatının 3 dönemini anlatacağı dizinin ilk kitabı olan 'Living To Tell The Tale' çıktı. Marquez, bu kita- bında Kolombiya kıyısında ge- çen çocukluğunu, yazar olana dek yaşadıklannı, hayatının ilk sekiz yılını geçirdiği büyükan- nesinin ve büyükbabasınm evi- ne yaptığı yolculuğu konu alı- yor. Kitap, aynca doğduğu ker- piçten eve adım atar atmaz bey- ninin derinliklerindeki tüm ha- tıralan canlanan yazann büyük- babasmm bir adamı öldürdüğü odayı, iyi yürekli büyükannesi- nin ona aktardığı ve 'Kolera Yıllannda Aşk'ta anlattığı an- ne \e babasmm birbirlerine aş- kını, evin yakınında intihar eden sakat Belçikah adamı anlatıyor. 'Yüz Yıllık Yalnızlık' adh kita- bı Debussy'nin Preludes ve 4 A Hard Day's Night' (Zor Bir Günün Gecesi) adh yapıtlannı dinleyerek yazdığı, kitapta yer verilen aynntılardan. Ne var ki, ailesinin onu neden Aracata'ya büyükanne ve büyükbabasınm yanına gönderdiğinden ve geri- de kalan kardeşlerine ne oldu- ğundan bahsetmiyor. Yazar "Bu olaydaki estetik kaygımın ya- zın hayatındaki ilk deneyimim olduğuna inanryorum" diyor. SONKATILIM1 ŞUBAT 2004 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Odülü ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ceyhun Atuf Kansu Şiır Ödülü'ne 2004 yılı için katılma ko- şullan açıklandı. Her yıl düzenlenen Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'ne, katıl- ma koşullan şöyle: - Ödüle aday olan yapıtlarda Ceyhun Atuf Kansu nun şiir anlayışı göz önüne alınarak çağdaş bir dünya görüşü ve dil bilinci temel ölçüt olacaktır. - 1 Şubat 2003-1 Şubat 2004 tarihleri arasında yayımlanan bütün şiir kitaplan ödüle katılabilir. Ay- nca, Ödül Yazmanlı- ğı, bu kitaplar arasın- dan, çeşitli nedenlerle katılamayan kimi ya- pıtlan da ödüle aday olarak gösterebilir. - Çeşitli nedenlerle kitap halinde basıl- mamış, ancak kitap bütünlüğü taşıyan şi- ırlerle de ödüle aday olunabilir. - Seçici kurul; Ad- nan Binyazar, Salih Bolat, Abdülkadir Budak, Müslim Çe- lik, Refik Durbaş, Bahar Gökler (aılesi adına), Emin Özde- mir'den oluşmakta- dır. - Ödül kazanan ya- pıt, Ceyhun Atuf Kansu'nun ölüm yıl- dönümü olan 17 Mart 2004tarihindeaçıkla- nacaktır. - Ödüle son katılma ve aday gösterilme ta- rihi 1 Şubat 2004'tür. - Ödül, tek bir şiir yapıtına (kitap ya da kitap bütünlüğü taşı- yan şürlere) verile- cektir. - 2004 yılı için ödü- lün parasal rutan 500 milyon Türk Lira- sı'dır. - Ödüle aday olacak yapıtlar, şairin adı, açık adresi ve kısa ya- şamöyküsüyle birlik- te 7 adet kitap ya da 7 kopya dosyayla Ay- han Gökler, Selanik CaddesiNo:48/3,Kı- zılay ANKARA ad- resine gönderilecek- tir. - Ödüle katılan ya- pıtlar, sahiplerine ge- ri gönderilmeyecek- tir. 1986 yılında konu- lan Ceyhun Atuf Kan- su Şiir Ödülü'nü, 2003'te "Kumral Gökkuşağı" ile Tur- gay Fişekçi almıştı. Tay Hattı'na ironik bakış •Kültür Servisi - Dostlar Tiyatrosu sezonu, çizgi ustası Behiç Ak'ın 'Fay Hattı' adh oyunuyla cuma günü saat 20.30'da Muammer Karaca Tiyatrosu'nda açıyor. Genco Erkal'ın yönettiği oyunda Genco Erkal, Erdem Akakçe ve Sumru Yavrucuk rol alıyor. Ülkemizin korkulu rüyası, her zaman güncel olan deprem konusuna ironik bir yaklaşım getiren oyun, genelde insanlann kendi küçük dünyalannı güvenceye almak adına düştükleri gülünç dunımlan sergilerken absürd tiyatronun sınırlannda dolaşıyor. 'Fay Hattı'm cumartesi saat 18.00, pazar saat 15.00'te izlemek mümkün. (0 212 252 59 35) Öhneden önce imzalanan albüm •Kültür Servisi - Efsanevi Beatles grubunun suikasta kurban giden üyesi John Lennon'un, ölmeden 5 saat önce katiline imzaladığı albüm, açık arttırmaya çıkanldı. Lennon'un, kansı Yoko Ono ile çıkardığı 'Double Fantasy' albümünün, katiline imzaladığı kopyasının, internette 'http://www.momentsintime.com' adresindeki sitede 525 bin dolardan açık arttırmaya çıkanldığı bildirildi. Sitenin sahibi Gary Zimet, plak kapağında Lennon'un katili Mark David Chapman'ın parmak izlerinin bulunduğu albümün, Beatles'a ait eşyalara gösterilen büyük ilgi nedeniyle açık arttırmaya çıkanldığını söyledi. Chapman, Lennon'u, 8 Aralık 1980 tarihinde Manhattan'da yaşadığı apartmanın önünde \nrarak öldürmüştü. Albüm. daha sonra apartmanın yakınında bulunarak Chapman aleyhinde delil olarak kullanılmıştı. Zeltra Yıldız anısına konser •Kültür Servisi - Izmit Şehir Tiyatrosu Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde soprano Zehra Yıldız anısına 7 Aralık'ta konser düzenlenecek. Saat 20.00'de gerçekleştirilecek konserde, bariton Güvenç Dağüstün, Borusan Filarmoni Orkestrası üyesi viyolonselci Gülyar Say ve besteci-piyanist Sabri Tulug Tırpan sanatseverlerle buluşacak. Uçlü, Yıldız anısına konserlerini, Boğaziçi Üniversitesi Sonbahar Konserleri bünyesinde Istanbul ve Izmir'de de sürdürecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear