22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
T KASIM 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA DtZİ Maliye ve Sayıştay bürokrasisi uluslararası kurumların güdümüne bırakılıyor Kamubürokrasisinin son kaleleridetehlikede Köklü bir geleneğe sahip kamu bürokratı ve bürokrasisi, hasar görmesine karşın en iyi çalışan sistemlerden birisi. Tasarı, kamu bürokrasisinin son kaleleri olan Maliye ve Sayıştay'ı uluslararası sisteme teslim etme operasyonuna hizmet edecek. S BF Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Alpay Dikmen. kamu yönetimi reformu kapsamın- da hazırlanan Kamu Malı Yönetım ve Kontrol Kanunu tasansı ile kamu yöne- timinin, işletme ölçütlerine dönüştürül- düğünü, devletin mali yönetiminin de "borçlannkolayödenebiHrliğı" hedefine yöneltildiğini söyledi. Maliye ve Satıştay bürokrasisinin ulus- lararası kurumların güdümüne bırakıldı- ğını kaydeden Alunet Alpay Dikmen'in tasanya ilişkin görüşleri şöyle: AMU YÖNETİMİ İŞLETME ÖLÇÜTLERİNE DÖNÜŞÜYOR Tasan, kamunun denetlenmesi süreci- nı performans değerlendirmesi, verimli- lik, etkihlık amaçlanna bağlamakta, ka- mu yönetiminin başan ölçütü olarak iş- letme yönetimlenyle aynı ölçütleri be- nimsemektedir. Oysa kamu yönetimi ve kamu hizme- ti, kamu adına, kamusal süreçlerde kamu için hizmet verme ve bu hizmetleri yö- netme anlamını taşımaktadır. Performans kriterlen çerçevesinde değerlendinne söz- leşmelilığe mahsustur, ekonomiktir. Oysa kamusal alan siyasi bir alandır, ka- mu personeli olma hakkı da anayasamız- da, ekonomik bir hak olarak değil, siya- si bir hak olarak tanımlanmıştır. Tasarının gerçek anlamda önerdiği tek denetim Sayıştay denetimi, yani dış denetim. Sayıştay görev alanı içerisindeki kurumların işlemlerinin, yüzde 13'ünün denetimini yapabiliyor. Denetimin Sayıştay ile sınırlandırılması aslında devletin fiilen denetim ödevinden vazgeçmesi demek. K BORÇLAR1N KOLAY ÖDENEBİLİRLİĞİ Performans denetimi anlayışı ve bu an- layışın getirdiği "ekononüknk,etkilUik,ve- rimtilik anlayışlarT doğrudan kamu gi- derlerinin daraltıhnasına yönelik olarak kurgulanmış gibidir. Kamunun ve kamu harcamalannın da- raltılması anlamına gelen bu yaklaşımla önümüzdekı yıllarda "perfonnans kri- terfcri çerçevesinde" daha kârh, ekonomik olarak daha etkili kamu hizmetlerine yö- nelinmesi, stratejik yönetim anlayışı, viz- yon-misyon tasanmlan yardımıyla ka- munun kârhhğının arttınlması, dolayı- sıyla da devletimizin iç ve dış borçlan- nın daha kolay ödenmesi, yerli ve yaban- cı rantiye kesime kaynak transfer edile- bilmesi olanaklan yaratılmaktadır. Buna göre, AKP iktidan borç aldığı kesimlere, rantiyelere ve IMF politikala- nna öncelik vermektedir. Devletin önce- liği sosyal harcama yapmak, işsizliği azaltmak, eğitimi arttırmak gibi yaklaşım- lardan kaymıştır. Bu kayma elbette yeni değildir. Ancak, tasan bu öncelikleri "yasalbirçerçeveye" oturtmaya yönelmektedir. DÜNYABANKASI KAVRAMLARI Kamu mali yönetim ve kontrolünün di- li, Dünya Bankası kavramlan ile donatı- hyor. Tasannın dili, "toplam katite, viz- yon-misyon, şeffafhk, açıklık, hesap vere- binrlik, stratejikplanlama, stratejikyöne- tim" gıbi Dünya Bankası kavramlanyla donatılmıştır. ATMA BÜTÇELİ İDARELER VRAMI KALDIRILIYOR |#ATI IVKA Tasan, katma bütçeli ıdareler kavramı- nı ortadan kaldırmakta. katma bütçeli ku- ruluşlannbır kısmı özel, birkısmı da ge- nel bütçe başhğı altmda gösterilmekte aynca düzenleyici kurum ve kurullar mer- kezi bütçe kapsamına dahil edilmektedir. Yeni sistem kurumlan dörtlü bir cervel sis- temi yardımıyla tanımlamaktadır. 1 Sayılı Cetvel eski genel bütçeli ku- rumlan ve katma bütçeli kurumların bir kısmını içermektedir. 2 Sayılı Cetvel es- ki katma bütçeli kurumlann kalanını ve Istanbul Altın Borsası Başkanlığı, îhra- catçı Bırlikleri vb. ek bazı kurumlan, 3 Sayılı Cetvel düzenleyici ve denetleyici Denetçiler siyasi atamayla geliyor Tasarı ile, temeldenetim işlevini yürüten ve üyelerinin üçlü kararname ile atandığı hesap uzmanhğı, Maliye Teftiş Kurulu gibi kurullar tasfîye edilmekte, Mülkiye ve milli eğititn teftiş kurulları gibi geleneksel denetim yapılan ise üçlü kararnameyle atanma ve devleti temsil eden Cumhurbaşkanhğı onayından mahrum bırakılmakta; bu kurullar için siyasi atama gündeme getirilmektedir. Tasarı, Maliye Bakanlığı 'na bağlı çalışan ve üyelerinden birini başbakamn, birini DPT Müsteşarı'nın, birini Hazine'nin bağlı olduğu Devlet Bakanı 'nın, birini Içişleri Bakanı 'nın, başkan dahil üç üyesini ise Maliye Bakanı 'nın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu 'nun atadığı yedi üyeden oluşan "İç Denetim Koordinasyon Kurulu " adında yeni bir kurul oluşturulmaktadır. İç denetçi olarak atanacak kişiler, bu kurulun koordinatörlüğünde Maliye Bakanlığı 'nca eğitimden geçirilerek sertifika almış kişiler arasından müsteşarlar veya genel müdürler tarafından atanacakîır. Yasa tasansı buyolla biryandan Türk kamu yönetimi sistemine renk veren çok önemli bazı teftiş kurullarmı ortadan kaldırmakta ya da siyasi atama yoluyla özelliklerini yitirmelerine neden olmakta, diğeryandan da klasik denetim sürecinin kendisini ortadan kaldırarak, danışma kurulları işlevine büründürmektedir. Tasarının gerçek anlamda önerdiği tek denetim Sayıştay denetimi, yani dış denetimdir. Sayıştay halihazırda görev alanı içerisindeki kurum ve kuruluşların işlemlerinin, ancak yüzde 13 'ünün denetimini yapabilmektedir. Dolayısıyla, denetim sürecinin salt Sayıştay denetimi ile sınırlandırılması aslında devletin fiilen denetim ödevinden vazgeçmesinden başka bir şey olarak yorumlanamaz. kurumlan, 4 Sayılı Cetvel ise sosyal gü- venlik kurumlannı kapsamaktadır. Büt- çeler ve denetlemeler de bu yeni sınıflan- dırma temelinde yürütülecektir. Yeni sınıflandırmada hemen göze çar- pan, üst kurullann ve sosyal sigorta ku- rumlannın ayn birer kategon olarak bu sistemin içerisıne alınmış olmasıdır. Özel- likle düzenleyici ve denetleyici kurulla- nn (üst kurullar) bütçe sistemi içensine alınması ve bu çerçevede gözlenebilme- si olumlu bir gelışmedir. Üstelik üst kurullar ve sosyal sigorta kurumlan gibi iki hassas alanın ayn uy- gulamalara tabi tutulabilmesi için bu sı- nıflandırma uygun bir zemın hazırla- maktadır. LUSLARARASI KURUMLARIN CÜDÜMÜ Tasan gehşkın bir muhasebe, bütçele- me ve analiz tekniği önermektedir. Bu bag- lamda analitik bütçe tekniği vb. bazı tek- niklerin daha önceki sistemde gözlenen bazı eksiklikleri ve yanlışlan ortadan kal- dıracağı tahmin edilmektedir. Ancak bu teknikler uluslararası stan- dartlara bağlı bir örgütlenmeyi de haya- ta geçırmektedir. Kamu bürokratı ve bürokrasisi köklü bir geleneğe sahiprir ve bu yapı, bırçok hasar görmesine rağmen en iyi çalışan sis- temlerimizden binsidir... Günümüzde Türkbürokrası geleneği- nin hâlâ bozulmadan kalmış örnekleri olarak Maliye Bakanlığı ve Sayıştay ve- nlebılir. Bu kurumlardaki denetçiler, meslek etiği çerçevesinde ve kurumsal kültürle yetişmiş, mesleki güvenceyi haiz üçlü kararnameyle atanan, bu alanda kamu adına kamusal iş yapan kışilerdir. Bu bürokratlar, belki biraz ketum, ama mevzuatı ve işlerinı iyi bilen kişilerdir; hepsi aynı yetkinliktedir. Tasan, kamu bürokrasisinin son kale- leri olan bu kurumlan da uluslararası sis- teme teslim etme operasyonuna hizmet edecektir. Bunun önemli araçlanndanbi- nsinı de uluslararası standartlar oluştu- racaktır. Yeni sistemi öğrenmek ve gelişmeleri takip etmek için uluslararası standartla- ra bağlı çahşacak Maliye Bakanhğı ve Sa- yıştay bürokratlan kurumsal gelenekle- rini de büyük oranda yitirecektir. uÇYILLIK BÜTÇE SİSTEMİNE GEÇİŞ Tasanya göre, bütçe 3 yıllık harcama tahminlerini aynı anda ıçerecektir. Bu sistem, en çok IMF programlannın ışine yarayacak bir düzenleme getirmek- tedir. 3 yıllık bütçe planı, otomatik ola- rak bir sonrakı hükümetin bir önceki hü- kümet tarafından bağlanması, yeni hükü- met politikalannın önceki hükümet büt- çesi yoluyla sınırlandınlması anlamını taşımaktadır. Prof. Dr. Alpaslan işıkli: 'Yugoslavya ders olmair Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, son yılların sihirli deyimlerinden biri olan özeüeştirmenın süreç içinde cüasının döküldüğünü, işsizlik, üretimsizlik ve uluslararası sermayeye bağımlıhk demek olduğunun ortaya çıktığını belirterek, şımdi de yerelleşmenin icat edildığini belirtti. Işıklı, u Şimdi de yereBeşme denflince, merkezi devletten atanacak iktidann bir bömmünü baa yöreterin eie geçireceğini savunanlar ve sananlar var" dedı. AKP hükümetinin "yerel yönetim reformu" adı altında sundugu ve savunduğu önlemler yerel sorunlann yerel çerçevede çözülmesi yönünde bir dönüşümü içerdiğine değinen Işıklı, "Herkesin kcndi başının çaresme kendisinin bakması. gerçek bir çare mkMr U her yörenin kendi sorunİanna kendisinm çare bulmaayla çözüme vanlabilsin'' sorusunu yönelterek şu değerlendirmeleri yaptı: "Llkemizin sonmbnnnı başmda böigeler arası adaktsiziik getir. Bu sorun, her bir bolgeyi kendi kadern le baş başa bırakarak çözülmez. Sorunun çözümünde temel görev merkezi hükümete düşer. Oysa, benimsenmiş otan modetin temefi, devletin ekonomik ve sosyal yaşama müdahalesmin en aza indirgenmesi esasma dayanmaktadır. Geri kalmış bölgelere uygarhğm nimetlermi taşuna ve bu bölgelerde üretimi, istibdamı artnrma görev ve sorumluluğunu taşryan, tasacaa Fırat kenarmda ka\1x)lan bir oğlağm besabmı bfle vermek zorunda olan bir devlet anlayışı taribe gömuhnek istenmektedir." Atatürk döneminde ülkeyi demir ağlarla örme ve ekonomiyi topyekûn kalkındırma yönünde başlatılan devletçi ve halkçı kalkınma hamlelerini kesıntıye uğratmak için birbirini izleyen iç isyanlar kışkırtıldığını; çoğunda, başta Ingilizler olmak üzere yabancüann parmagmın bulundugu açıkça kanıtlanmış bulunan bu isyanlar, en büyük kötülüğü bu bölgelerin yoksul insanlanna yapüğını dile getıren Işıklı şu göriişlere yer verdi: Içl boş bir umut verlllyor... "Bölgekrden devtetin etinin çekümesi için her şeyi yapanbr, bu yüzden doğan boşhığun dokturuhnası yönünde boş bir umut vermeyi de ihmal etmiyoriar. Bu konuda başrolü oynayan Dünya Bankaa'dır. Dünya Bankası, bir yandan da>-atmalarun sürdürürken bir >andan da akdenizfoklannı korumak gibi konularda şovtar yapmaktan da geri kalmamaktadn*. Bu oyunda, bazı bekdhelere veya yerei yöneticflere, Ankara'yı devreden çıkararak sağlanan avantajlann da beffi bir önemi olduğu anbşılmaktadn-. Ankara küçülürse, Tekirdag'm, Trabzon'un veya Dryarbakır'ın bü>üyeceğini zannedenler ortaya çüamşor. Oysa, Ankara devreden çıkankhğı olçüde büyümekte olan, buralar değüdir. Olacak olanın, VVashington'un veya Brûkserin buralardaki iktidarnun biraz daha büyümesmden başka bir şey obnayacağı şimdiden beüi obnuştur." Böigeler arası adaletsizlığin varlığının, her dönemde. emperyaüst bölücü kışkırtıcılann ekmegüıe yağ süren bir ortam sağladığına değinen Işıkh, Yugoslavya'nın b'aşına gelenlerin bu alanda bir öraek oluşturdugunu anlatü: Zenglnler sahnede... "Wıgosla\>"a, değişikmflnyetkr, düder ve mezhepler arasında emsahtz bir uyum saglanuş gibi görünüyordu. Ama, ¥ugoslav>a'nm temelde ciddi bir sorunu vardL Yugoslav^-a'da böigeler arasnda ciddi bir ekonomik dengesiziik hüküm sürmektevdi. Baoh sermaye çevreleri bu durumu kurnazca istismar ettfler. Bir >^nda, Beıün dm-an yüahrken ve AB, Avrupa'nm zenginkrinin kulübü olarak takviye edürken öte yanda, \^ıgoslavya paramparça edümiştir. Bu sonucun sağlanmasında \'ugoslavya'nın zenginlerinin AB'ye dahil ohna tutkulanndan. ustaca yararianıldL Yugoslas-v-a'nın en zengin cumhurr>etleri olan Slovem-a ve Hırvatistan'm egemen unsurian, ülkenin yoksul kesimlerini sırtianndan atüklan takdirde AB'ye kabul edilecelderi vaadini alduar. Bu yüzdendir id Yugoslavya Federasyonu'ndan ilk aynlanlar onlar oldular ve iç savaş bu yüzden başladL Bugûn bizde de bölücülük eğiumlerini kaştyan raporlann. önerilerin üikemizin en zenginlerinin örgütierinden kaynaklanmakta olması düşündürücü değO midir?" Işıİdı, bu konuda da sorumluluğun önceükle çahşan kesimlere ve onların örgütlerine ait olduğuna vurgu yaparak "Omar. okçı, meznepçi, bölgcci aynhklarm üstüne çıkarak kendi aralanndaki kardeşçe birügi güçkndirdikleri olçüde, ülkeyi kaosa sünikleyebikcektertipkrinboşaçıknıasındadabeuiie\idbn-n4 ovnavabuûier" dedi. BİTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear