22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 4- CUMHURİYET 23 KASIM 2003 PAZAR HABERLER DUNTADABUGUN ALİ SİRMEN Teröpc Karşı Uğur Mumcıı Örneği Sevgili, Son terör s^ldınlan meydana geidiğinde, ben Is- tanbul'dan Psris'euçuyordum. Ve buradan, Fransa'daki son gelişmeleri, yeni beaujolais'yi, garip olaylan yazmayı kuruyordum. Ama daha havaalanından kente doğru yol alır- ken telefondan geldi acı haber. Sonra da b<jtün gün boyunca yabancı gazeteci- ler, radyolaravayıpdurdular. Fransa'da bütün gazetelenje manşet, bütün ka- nallarda birinci haberdi Türkiye. Ancak yavaş yavaş, arka sıralara kayacağız ve her zaman ol<duğu gibi, felaket haberleri ve skan- dal olaylan dı şında yine Türkiye hatırlanmayacak, merak edilmesyecek, Doğu ile Batı arasında açılmış boş bir parantez gibi unutulup gidecek. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bizde terör daha uzun süre tartışılacak. Ben ise bu yazıdan sonra terör olayına değinme- yeceğim. Başka bir deyişle, teröristlerin aleti olmayaca- ğım, ekmekleHine yağ sürmeyeceğim. ••• llk bakışta ç o k çelişkili gibi görünse de medya istemeyerek, terörün en büyük destekçilerinden biri konumuna giriyor hep. Istanbul'da son olayda 27 kişi öldü. Türkiye'de her bayram tatilinde buna yakın veya fazla insan ölüyor; kimsenin de kılı kıpırdamıyor. Oysa terör olayındaki 27 ölü, Türkiye'yi allakbul- lak etti. Herkes onu konuşuyor, borsa kapanıyor, turizm rezervasyonlan iptal ediliyor, sokaklar boşa- lıyor. Teröristlerin amaçlan da bu. Medyanın yaydığı haberier bu sonucu almalan- na yardımcı oluyor. Son yıllarda bu konularla ilgilenen gazeteciler, hep şu soruyu sormuşlardır kendi kendilerine: - Olaylan yansıtırken acaba terörün aleti mi olu- yoruz? Le Monde'un Yazjişleri Müdürü ve Fransa'nın te- rör konusunda uzmanlaşmış, önde gelen gazete- dlerinden Edvvy Ptenel ile 1992'de yaptiğım bir gö- rüşmede o d a aynı kaygıyı dile getiriyor ve, - Tabii ki, haberi verrnek zorundayız, ama ben şah- sen büyütmerneyi yeğliyorum, diyordu. ••• Terörün faillerini bir anda yakalamak, arka ptan- daki tetikçileri, kısa sürede etkisizleştirmek çok güç, hatta çoğu halde imkânsız olduğuna göre, te- rörden yılmamayı öğrenmek, onunla yaşarken gün- lük yaşamımızı değiştrmemek, ona karşı yenik düş- memenin tek yolu. Bu konu ne zamar gündeme gelse, teröre kur- ban verdiğimiz UğurMumcu'yu anımsanm. UğurökJürüleceğiri bilryordu.yanındataşıdığıta- bancanın, caydıncılıöının sınırlı otduğunu da... Ama, korkmuyordu diyemeyeceğim de, kork- muyor gibi davranıyor, korkusunu aşmayı beceri- yordu. Kendisine korkup korkmadığını soranlara da iç- ten içe sinirieniyor, konuşmalanmızda sık sık, - Korkak her gün öür, ben bir kere öleceğim, di- yordu. Korkak bin kere ölür, cesur bir kere diyerek ken- disi için cesur srfatınıkullanmryordu. Böbürienmeyi sevrnezdi. Sanınm terör karşsındaki tavnmızı belirierken Sevgili, Uğur Mumct'yu ömek almamızda sayısız yarar var. Mücadeledeki kara"1ılığımız ile korkumuzu yene- rek aşmamızdır terörj dize geörecek olan. Uğur Mumcu örnegini iyi özümsersek, bütün ya- şamı boyunca terör ie mucadele etmiş olan Uğur, bize verdiği ömek vetuttuğu ışık ile ölümünün üs- tünden 11 yıl geçtikten sonra bile, ona bir darbe daha indirip birzafer caha kazanacaktr, tabii onun- labirlikte bizde... TCC ve Basın Konseyi'nden tepki 'Cerrah kendi işiniyapsın9 İSTANBUL/ANKA RA(Cumhuriyet)-îstaa- bul Emniyet Müdürû Ce- lalettin Cerrah' uı basnı suçlayan sözleri büyik tepki çekti.Türkiye Gas- teciler Cemiyeti Başla- nı Orhan Erinç, açıka- mayı "başansızhğı ört- me" çabası olarak nie- lendirdi. Basın Konseyi Başkanı OktayEkşi, *Sh yın Cerrah, kendi işni doğru yapsın yeter. Baa- na karişmakonun btro- nuaşar" dedi. Başbakan Recep Tv- yip Erdoğan ve Istanlul Emniyet Müdürü CelaJrt- tin Cerrah'ın, bombüı saldınlarda yaşamını kav- beden polis memurlaı Hûseyin Apaydm ve S*- HhÇapkmıncenaze ö- renlerinde, "basına y>- nefik" suçlamalan büyik tepki çekti. Törende Başbakm Recep Tayyip Erdoğjn, basına yansıyan göninü ve fotoğraflardan rahit- sızlığını dile getirirkm Cerrah ise "Medyamn faillerin adını açıklara- rak soruşturmayı zcra soktuğu"nu savundu. Basın Konseyi Başla- nıOktayEkşi, "Mr em- niyet müdürünün bas- nın özgürce görev yap- mîyanın kKrttanmaam t>- lep etmesi,önce konumu- nu ve haddini bibnediği- nigösterir. Cerrah ken- di işiniyapsm,basm onun boyunu aşar" dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç de "Daha önce de örneklerinigördüğünıüz gibikolaycılıkterahedfl- miş ve başansızlıklar medyaya fatura edümeye kalkışılmıştır. Emniyet Müdürü konuşmasmda kendisine yöneJİk deştiri- lere kızdığı ve bunu yan- srtmakrçintörenortaını- nı seçtiği de anlaşıbnak- tadn*.Ama bu suçlamala- nn haksız, yersiz, huku- ka ayian olduğu ortada- dn-""dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı DoğanTıhç ise terörolay- lannın "medyaYebasnm sorumsuzhığuna" bağ- lanmasını "işinigereğin- ceyapamadığıiçinsoğuk- kanhhğmıvitirme,sorum- luluğu üzerinden atma psikolojia" olarak nite- ledi. Ikinci saldında kullanılan aracın sahibi görünen C.Ö. de kimliğini kaybettiğini söylüyor Adres Uğurlu'yaçıkıyor• Sinagog saldınsındaki aracın sahibi görünen Metin Ekinci gibi kimliğini kaybettiğini söyleyen C. Ö. gözaltına alındı. C.Ö. adına kayıtlı ruhsattaki adres ile sinagog saldınsında kullanılan aracın ruhsatındaki adresin aynı caddede bulunması, gözlerin Feridun Uğurlu'ya çevrilmesine neden oldu. tLHANTAŞCI ANKARA - tstanbul'da Ingiltere Başkonsolosluğu'na yönelik saldı- nda kullanılan aracın C.Ö. adlı ki- şiye ait olduğu belirlendi. Edinilen bilgiye göre gözaltına alınan C.O.'nün de sinagog saldınsındaki aracın sahibi görünen Metin Ekinci gibi kimliğini kaybettiğini söyleme- si dıkkat çekti. Sinagog saldınsında- ki kamyonetin Metin Ekinci'nin ka- yıp dediği kimliğiyle kardeşi Azad Ekinci'nin satın aldığı belirlenmiş- ti. Ruhsattaki adrese giden pohs, ad- reste C.Ö. adında bir kişinin yaşa- madığını öğrendi. Ancak C.Ö. adı- na kayıtlı ruhsattaki adres ile sina- KENTGtRlŞt \^ÇIKIŞLARIb^AGÜVENLİKKQNTROLÜNDr^GEÇtRlLİYOR Kamyonetler mercek altında ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) - Istanbul'da 5 gün arayla bomba yüklü araçlarla gerçekleştirilen saldınlann ardından alarma geçen polis, kamyonet ve panelvan tipi araçlan kente kontrolsüz sokmuyor. Ankara'nın özellikle İstanbul ve Eskişehir yolundan giriş-çıkış yapan araçlarda arama yapılıyor. Saldınlann ardından emniyet birimlerinde izinler kaldınlırken polis, güvenlik seviyesini en üst düzeye çıkardı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekdpler, kent giriş-çıkışlannda ve kent içinde ise belırli sokaklann başında araçla devriye geziyor. Hassas koruma kapsamındaki bölgelerdeki devriye kontrollerinde yeni düzenlemeleryapıldı. Daha önce nöbetçilerin kontrolü başkomiser düzeyinde yapıluken, saldınlann ardından bu seviye şube müdürüne kadar çıkartrldı. Avrupa ve ABD büyükelçiliklerindeki koruma görevlileri yeni ekiplerle takviye edildi. Büyükelçilik önlerinde araçlann durmasına ve hız kesmesine izin verilmiyor. Bazı büyükelçiliklere çıkan sokaklar, yaya ve araç trafığine kapatıldı. gog saldınsında kullanılan aracın ruhsanndaki adresin aynı caddede bu- lunması, gözlerin kılıt Feridun Uğur- lu'ya çevrilmesine neden oldu. El-Kaide'nin üstlendiği duyurulan Istanburdaki saldınlar için düğme- ye basan ve bomba yüklü araçlann nasıl harekete geçirildiği hâlâ orta- ya çıkanlamazken, olayı Türkiye va- tandaşı olan bombacı teröristlerin bağlantılannın çözeceğine dikkat çekiliyor. Levent'te bulunan HSBC Banka- sı'na yönelik saldınya ilişkin bir- çok soru işaretınin yanıtı ise bulu- namadı. Patlamanın ardından yaşa- mını yitirenler arasında kimliği be- lirlenemeyen ceset bulunmadı. Bu ne- denle, saldınyı düzenleyen kişinin, hareket halindeyken aracı terk et- miş olabileceği kuşkusu üzerinde duruluyor. Saldırganm aracı terk et- mesinden kısa bir süre sonra patla- manın gerçekleşmiş ve eylemcinin de yaralı olarak saldından kurtul- muş olabileceği olasılığı irdeleni- yor. Beyoğlu'ndaki Ingiltere Baş- konsolosluğu eyleminde kullanılan aracın C.Ö. adlı kişiye ait olduğu belirlendi. Harekete geçen polis, ruh- satta yazılı adrese baskın yaptı. Bu adreste başka bir kişinin yaşadığı ve C.Ö. ile bağlantısı olmadığı belirlen- di. Ancak C.O.'nün ruhsata işletti- ği adres ile sinagog saldınsındaki aracı sağlayan Feridun Uğurlu'nun bildirdiği adreslerin aynı cadde üze- rinde olması dikkat çekti. Polis, so- ruşturmasını bu kapsamda da yo- ğunlaştırdı. Gözaltına alınan C.Ö. sorgusunda, kimliğini kaybettiğini, bunu polise de bildirdiğini söyleye- rek suçsuz olduğunu anlaftı. Polis C.O.'nün olayla bağlantısı olup ol- madığı ve Feridun Uğuriu ile ilışki- sini araştınyor. Beth tsreal Sinagogu'na yönelik saldında Mesut Çabuk'un kullan- dığı aracın. kimliğini kaybettiğini söyleyen Metin Ekinci adına alındı- ğı ortaya çıkmıştı. Araştırmalar so- nunda, aracın Ekinci'nin şeriatçı te- rör örgütleriyle ilişkisi olan kardeşi Azad Ekinci tarafından alındığını belırledı. Sorgusunun ardından mah- kemeye çıkanlan Metin Ekinci ise tutuklandı. Neve Şalom Sinagogu'na yöne- lik saldında Gökhan Elaltuntaş'ın kullandığı bomba yüklü araç. Ahmet Uğurlu adına kayıtlıydı. Sorgulanan Ahmet Uğurlu, aracı, kendi kimli- ğiyle oğlu Feridun Uğurlu'nun aldı- ğını söylemişti. Sinagog saldınlannda kullanılan araçlan alan Feridun Uğurlu ile Azad Ekinci'nin 28 Ekim tarihinde Du- bai'ye kaçtıklan belirlendi. Alınan bilgiye göre Ekinci ile Uğurlu hak- kında henüz açılan bir dava olmama- sı nedeniyle kırmızı bülten çıkanla- madı. Başbakan Erdoğan ve Cerrah, teröristleri bulmak yerine kolay yolu seçtiler ve basını suçladılar OKmüerden medya soruınhıyıraış! ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN tSTANBUIVANKARA (Cumhuri>«t) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İs- tanbul Emniyet Müdürü CeJalettin Cer- rah, tstanbul Emniyet Müdürlügü'nde şehit polis memurlan HüseyinApaydm ve Salih Çapkm için düzenlenen törende, medyaya yönelik agır eleştiri ve suçlama- lar yönelttiler. Başbakan Erdoğan, konuşmasında, "ts- tanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin (DGM) terör olaylanna flişküı yavın vasağı karar- lanna rağmen medyanın hâlâ insanı dehşete düşü- recek sahneleri yayımla- maya devam ettiğini n be- lirtti. Erdoğan, Türkmed- yasının son 6 gün içeri- sinde meydana gelen olay- lara ilişkin verdiği haber- leri eleştirdi. Erdoğan, medyaya şöyle seslendi: "Biz ülkede mumıluğtL, huzuru hep beraber tesis edipyaşayacağız.Aınaşu- nu unutmavm, dünya bir 11 Eylül yaşadı. Acaba dünya medyasmın elinde2 kuleden başka bir şev \^r mi? Yok. Bize neoluyor ki, bu bilgi akışlannı şu veya bu şekilde temin edip bu- nu ifşa etmenin med>-aya kazandırdtgı nedir? MiHe- te kaytedirdiği nedir? tl EmnivetMüdürü'nün fer- • Sinagoglar bombalandığı gün Letonya'da maç seyreden Cerrah, görevini yapmak yerine suçu medyaya atarak eleştirilerden kurtulmaya çalışıyor. vadL, bu tespitin çok acı bir tablosudur." Erdoğan, "bu ülkenin bir evladı, ken- disine yüldenmiş kutsal emaneün bekçi- siolarakyasalann verdiği göreviyerinege- tirmek üzere bir dmııru y-apacağmı" da ifade ederek şunlan kaydetti: "İstanbul DGM Başsavcısı, bir mahke- me karan aldL Bunu açıkladı. Buna rağ- men medya, hâlâ insanı dehşete düşüre- cek o sahneleri yayımlamaya devsun edi- yor, isimleri vermeje devam edhor. Allah aşkma biz bununla, terörle nasıİ mücade- leedeceğiz? Bu bir sorumluluk. mesulryet ister. Bu anlamh günde sizleri sorumlulu- ğa davet ediyonım." tstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da medyaya yönelik ağır suçlama- larda bulundu. "Birinci olayda olduğu gi- bi faifleri çok kısa sürede tesprt ettik" di- ye konuşmasına başlayan Cerrah konuş- masını şöyle sürdürdü: "Uzannlannı da takip ettik. Ancak so- rumsuzca davranan med- yavebasınımız, faflleri ma- alesefdeklare ertiler.uzan- ölannı da deklare ertiler. Eğer sorumsuzhık ohna- sa\dı, şu anda bu şehitleri- miz burada yatmıyordu, şehitvermeyecektik, 27va- tandaşınuz ölmeyecektL Ancak sorumsuz yapılan bu ya\ımlar, özgür basm adına, maalesef 27 \atan- daşunızm şehit olmasına sebep olmuştur. Yakala- mak üzerey dik. takip et- mek üzere>dik. Şu anda buradaki şehitierimize tö- ren yapmıyor olacakokJ" Cerrah, w Bunun için mudaka Basm Yasası'nda bazı değişikliklerin ouna- sı lanm Saym Başbaka- nım" diye Erdoğan'a ses- lenerek konuşmasını şöy- le tamamladı: 11 Evlül terör olavian taldpedfldiğjndeABD'de basm üzerinedü- şeni\apû.Herşe\ivuzmamtşör,failleri\az- manuşdr. Ancak burada yapmış olduğu- muz her şe>' faile uzanmak üzereyken, 1 saat ann la veikinci olaym failinin de kaç- masınasebepolmuştur. Bu mudur basm? Ve arkasmdan bazı basuı mensuplan, so- nunsuzca benimle ilgiK baa yazdar yaz- makta tereddüt göstermemişlerdir. Bu- nun en ryi cevabını \atandaşımız verecek- tir. Aranuzdan aynlan şehitierimize rah- met dürvorum." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Türkiye'de yayımlanan radikal Is- lamcı dergilerden birisinin eylül sa- yısını kanştınyorum. Yazılardan biri- sinin başlığı şu: "ölüme gûlenler ol- dukça..." Haber önce bir din adamın- dan, Imam Rabbani'den bir alıntıy- la zenginleştiriliyon "Imam Rabbani Hazretleri buyunıyor: 'Allahutaala, büyük ahlakla donanmış Habibine, küffarla cihadı ve onlara karşı çık- mayı emrettiği vakrtte anlaşılır ki, on- lara karşı çıkmak en büyük ahlak- tır.'(763. mektup.)" Yazıyı yazamn "ölüme gülüyor" de- diği kişi geçen yıl Endonezya'nın Ba- li Adası'nda en kalabalık sokaklar- dan birisine bomba atıp 202 masum insanı öldüren Nurhaşim isimli birte- rörist. Bakın neyazmışlar "Veajans- lardan düşen bir haber: 'Endonez- ya'nın Bali Adası'nda geçen yıl dü- zenlenen ve 202 kişinin öldüğü bom- balı saldınnın zanlılanndan Amrozi Bin Nurhaşim, hakkında verilen idam karannı gülerek karşıladı'." Din Adına Cinayeti Savunanlar... Bu haber üzerine derginin yazan Imam Rabbani'nin sözlerine atıfta bulunarak şunlan yazıyon "Işte 'bü- yük ahlaka' sahip olan ve ölümû gü- lerek karşılayan ümmetin evlatlan, Hı- ristiyan-Yahudi ittifakına dünyayı dar ediyor... Ve tabii unutmadık, Bali Adası 'ndaki saldın nedeniyle tutsak edilen Samudra'n/n, hakkında idam istenmesi nedeniyle savcılara, ölü- mü kendisine hatıiiattıklan için teşek- kûr etmesini ve ancak ölümle Alla- ha yaklaşabileceğini söylemesinü.." Dergi ölümü ve vahşeti kutsama- yı şu sözlerie sürdürüyor: "ölüme gülerek gidenler veyakınlannın ölüm habeherini şükürle karşılayanlar ol- dukça, nasıl umutsuz olabiliriz ki?..." Burada açıkça bir inanç adına toplu katliam savunuluyor. Din adına, Isla- miyet adına büyük bir felaket yara- tanlara arka çıkılıyor. Son bombalama eylemleriyle, bu yazılanlar birtikte düşünülünce, kor- kutucu bir tablo ortaya çıkıyor. Bu ya- zıda da görüldüğü gibi masum insan- lan topluca öldürenler bir inanç adı- na övülüyor, destekieniyor, büyük bir ahlak örnegi olarak sunuluyor. Bu dergileri okuyanlann ne kadan aca- ba buna inanıyorlar? Hiçbir şeyden haberi olmadan sokaktan geçen in- sanlan öldürüp, kendisinin de bu ara- da ölürse "şehit" olacağını düşünmek, garip ve korkutucu bir duygu değil mi! Şu gerçeği kabul edip görelim: Sinagoglan ve Ingiliz hedeflerini bom- balayıp onlarca insanın kanına gi- renler, yukanda yazılannı alıntıladı- ğım dergidekilerden farklı düşünmü- yoriar. Böyle bir anlayış yıllardan be- ri bazı gruplann damarianna kadar iş- ledi. Bu cinayetleri işleyenler, anla- yış olarak o tür dergilerden etkileni- yoriar. Bu kez başka ülkelerin cani- leri, onlan "Hıristiyan- Yahudi ittifa- kına dünyayı daretmek" gerekçesiy- le kendi halklarına, kendi insanlan- na karşı kullanıyor. "Teröhstin Islamcısı olmaz" mı? Bal gibi olur. Hizbullah'ın katilleri, ne adına işlediler bütün o cinayetleri, o vahşi katliamlan? Yıllarca dindar ke- simlerin içine yuvalanıp Konca Ku- riş'leri insanlık dışı yöntemlerie öldür- mediler mi? Gerçekten Hizbullah'a ne oldu? Domuz bağıyla cinayet işleyen katil- ler nereye gittiler? Gaffar Okan'ı öl- dürenler neredeler? Son bombalama- lann arkasında Türkiye'deki radikal Islamcı gruplann olduğu anlaşılıyor. Kimdir bunlar, hangi örgütlerle bağ- lan var, ya da vardı? Orneğin Hiz- bullah'la ya da başka bilinen Islam- cı terör örgütleriyle ilişkileri olabilir mi? Hizbullah'ın önde gelen birçok önemli ismi yakalanamadı. Bir süre- direylemsiz gibi görünüyoriardı. Böl- gedeki kargaşalık onlara yeniden can vermiş olabilir mi? El Kaide gibi ör- gütlerin tek tek insanlan kullanması mümkün değil. Bunun arkasında Tür- kiye'de belli bir örgütlenme olma- dan bu kadar büyük eylemler yapı- lamaz. Akıl buna hükmediyor. Terör ve ölüm... Birbirini tamam- layan iki sözcük. Vahşi saldınnın ol- duğu perşembe günü, Cumhuriyet gazetesinde bir ölüm ilanı vardı. O günden tam 24 sene önce öldürülen bilim adamımız Profesör Ümit Do- ğanay'ın ölüm ilanı. Terör, bu ülkenin çok kıymetli ay- dınlannı yok etti. Şimdi, daha acı- masız, daha kitlesel bir saldınyla yüz yüzeyiz. Bütün toplumu hedef alan bir büyük vahşetle karşı karşıyayız. ölümün değil, yaşamın kutsandığı birkültüre...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear