Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
4-
CUMHURİYET 23 KASIM 2003 PAZAR
HABERLER
DUNTADABUGUN
ALİ SİRMEN
Teröpc Karşı Uğur
Mumcıı Örneği
Sevgili,
Son terör s^ldınlan meydana geidiğinde, ben Is-
tanbul'dan Psris'euçuyordum.
Ve buradan, Fransa'daki son gelişmeleri, yeni
beaujolais'yi, garip olaylan yazmayı kuruyordum.
Ama daha havaalanından kente doğru yol alır-
ken telefondan geldi acı haber.
Sonra da b<jtün gün boyunca yabancı gazeteci-
ler, radyolaravayıpdurdular.
Fransa'da bütün gazetelenje manşet, bütün ka-
nallarda birinci haberdi Türkiye.
Ancak yavaş yavaş, arka sıralara kayacağız ve
her zaman ol<duğu gibi, felaket haberleri ve skan-
dal olaylan dı şında yine Türkiye hatırlanmayacak,
merak edilmesyecek, Doğu ile Batı arasında açılmış
boş bir parantez gibi unutulup gidecek.
Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bizde terör daha uzun süre tartışılacak.
Ben ise bu yazıdan sonra terör olayına değinme-
yeceğim.
Başka bir deyişle, teröristlerin aleti olmayaca-
ğım, ekmekleHine yağ sürmeyeceğim.
•••
llk bakışta ç o k çelişkili gibi görünse de medya
istemeyerek, terörün en büyük destekçilerinden
biri konumuna giriyor hep.
Istanbul'da son olayda 27 kişi öldü.
Türkiye'de her bayram tatilinde buna yakın veya
fazla insan ölüyor; kimsenin de kılı kıpırdamıyor.
Oysa terör olayındaki 27 ölü, Türkiye'yi allakbul-
lak etti. Herkes onu konuşuyor, borsa kapanıyor,
turizm rezervasyonlan iptal ediliyor, sokaklar boşa-
lıyor.
Teröristlerin amaçlan da bu.
Medyanın yaydığı haberier bu sonucu almalan-
na yardımcı oluyor.
Son yıllarda bu konularla ilgilenen gazeteciler,
hep şu soruyu sormuşlardır kendi kendilerine:
- Olaylan yansıtırken acaba terörün aleti mi olu-
yoruz?
Le Monde'un Yazjişleri Müdürü ve Fransa'nın te-
rör konusunda uzmanlaşmış, önde gelen gazete-
dlerinden Edvvy Ptenel ile 1992'de yaptiğım bir gö-
rüşmede o d a aynı kaygıyı dile getiriyor ve,
- Tabii ki, haberi verrnek zorundayız, ama ben şah-
sen büyütmerneyi yeğliyorum, diyordu.
•••
Terörün faillerini bir anda yakalamak, arka ptan-
daki tetikçileri, kısa sürede etkisizleştirmek çok
güç, hatta çoğu halde imkânsız olduğuna göre, te-
rörden yılmamayı öğrenmek, onunla yaşarken gün-
lük yaşamımızı değiştrmemek, ona karşı yenik düş-
memenin tek yolu.
Bu konu ne zamar gündeme gelse, teröre kur-
ban verdiğimiz UğurMumcu'yu anımsanm.
UğurökJürüleceğiri bilryordu.yanındataşıdığıta-
bancanın, caydıncılıöının sınırlı otduğunu da...
Ama, korkmuyordu diyemeyeceğim de, kork-
muyor gibi davranıyor, korkusunu aşmayı beceri-
yordu.
Kendisine korkup korkmadığını soranlara da iç-
ten içe sinirieniyor, konuşmalanmızda sık sık,
- Korkak her gün öür, ben bir kere öleceğim, di-
yordu.
Korkak bin kere ölür, cesur bir kere diyerek ken-
disi için cesur srfatınıkullanmryordu.
Böbürienmeyi sevrnezdi.
Sanınm terör karşsındaki tavnmızı belirierken
Sevgili, Uğur Mumct'yu ömek almamızda sayısız
yarar var.
Mücadeledeki kara"1ılığımız ile korkumuzu yene-
rek aşmamızdır terörj dize geörecek olan.
Uğur Mumcu örnegini iyi özümsersek, bütün ya-
şamı boyunca terör ie mucadele etmiş olan Uğur,
bize verdiği ömek vetuttuğu ışık ile ölümünün üs-
tünden 11 yıl geçtikten sonra bile, ona bir darbe
daha indirip birzafer caha kazanacaktr, tabii onun-
labirlikte bizde...
TCC ve Basın Konseyi'nden tepki
'Cerrah kendi
işiniyapsın9
İSTANBUL/ANKA
RA(Cumhuriyet)-îstaa-
bul Emniyet Müdürû Ce-
lalettin Cerrah' uı basnı
suçlayan sözleri büyik
tepki çekti.Türkiye Gas-
teciler Cemiyeti Başla-
nı Orhan Erinç, açıka-
mayı "başansızhğı ört-
me" çabası olarak nie-
lendirdi. Basın Konseyi
Başkanı OktayEkşi, *Sh
yın Cerrah, kendi işni
doğru yapsın yeter. Baa-
na karişmakonun btro-
nuaşar" dedi.
Başbakan Recep Tv-
yip Erdoğan ve Istanlul
Emniyet Müdürü CelaJrt-
tin Cerrah'ın, bombüı
saldınlarda yaşamını kav-
beden polis memurlaı
Hûseyin Apaydm ve S*-
HhÇapkmıncenaze ö-
renlerinde, "basına y>-
nefik" suçlamalan büyik
tepki çekti.
Törende Başbakm
Recep Tayyip Erdoğjn,
basına yansıyan göninü
ve fotoğraflardan rahit-
sızlığını dile getirirkm
Cerrah ise "Medyamn
faillerin adını açıklara-
rak soruşturmayı zcra
soktuğu"nu savundu.
Basın Konseyi Başla-
nıOktayEkşi, "Mr em-
niyet müdürünün bas-
nın özgürce görev yap-
mîyanın kKrttanmaam t>-
lep etmesi,önce konumu-
nu ve haddini bibnediği-
nigösterir. Cerrah ken-
di işiniyapsm,basm onun
boyunu aşar" dedi.
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Orhan
Erinç de "Daha önce de
örneklerinigördüğünıüz
gibikolaycılıkterahedfl-
miş ve başansızlıklar
medyaya fatura edümeye
kalkışılmıştır. Emniyet
Müdürü konuşmasmda
kendisine yöneJİk deştiri-
lere kızdığı ve bunu yan-
srtmakrçintörenortaını-
nı seçtiği de anlaşıbnak-
tadn*.Ama bu suçlamala-
nn haksız, yersiz, huku-
ka ayian olduğu ortada-
dn-""dedi.
Çağdaş Gazeteciler
Derneği (ÇGD) Başkanı
DoğanTıhç ise terörolay-
lannın "medyaYebasnm
sorumsuzhığuna" bağ-
lanmasını "işinigereğin-
ceyapamadığıiçinsoğuk-
kanhhğmıvitirme,sorum-
luluğu üzerinden atma
psikolojia" olarak nite-
ledi.
Ikinci saldında kullanılan aracın sahibi görünen C.Ö. de kimliğini kaybettiğini söylüyor
Adres Uğurlu'yaçıkıyor• Sinagog saldınsındaki
aracın sahibi görünen Metin
Ekinci gibi kimliğini
kaybettiğini söyleyen C. Ö.
gözaltına alındı. C.Ö. adına
kayıtlı ruhsattaki adres ile
sinagog saldınsında kullanılan
aracın ruhsatındaki adresin
aynı caddede bulunması,
gözlerin Feridun Uğurlu'ya
çevrilmesine neden oldu.
tLHANTAŞCI
ANKARA - tstanbul'da Ingiltere
Başkonsolosluğu'na yönelik saldı-
nda kullanılan aracın C.Ö. adlı ki-
şiye ait olduğu belirlendi. Edinilen
bilgiye göre gözaltına alınan
C.O.'nün de sinagog saldınsındaki
aracın sahibi görünen Metin Ekinci
gibi kimliğini kaybettiğini söyleme-
si dıkkat çekti. Sinagog saldınsında-
ki kamyonetin Metin Ekinci'nin ka-
yıp dediği kimliğiyle kardeşi Azad
Ekinci'nin satın aldığı belirlenmiş-
ti. Ruhsattaki adrese giden pohs, ad-
reste C.Ö. adında bir kişinin yaşa-
madığını öğrendi. Ancak C.Ö. adı-
na kayıtlı ruhsattaki adres ile sina-
KENTGtRlŞt \^ÇIKIŞLARIb^AGÜVENLİKKQNTROLÜNDr^GEÇtRlLİYOR
Kamyonetler mercek altında
ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) - Istanbul'da 5
gün arayla bomba yüklü araçlarla gerçekleştirilen
saldınlann ardından alarma geçen polis, kamyonet
ve panelvan tipi araçlan kente kontrolsüz
sokmuyor. Ankara'nın özellikle İstanbul ve
Eskişehir yolundan giriş-çıkış yapan araçlarda
arama yapılıyor. Saldınlann ardından emniyet
birimlerinde izinler kaldınlırken polis, güvenlik
seviyesini en üst düzeye çıkardı. Ankara Emniyet
Müdürlüğü'ne bağlı ekdpler, kent giriş-çıkışlannda
ve kent içinde ise belırli sokaklann başında araçla
devriye geziyor. Hassas koruma kapsamındaki
bölgelerdeki devriye kontrollerinde yeni
düzenlemeleryapıldı. Daha önce nöbetçilerin
kontrolü başkomiser düzeyinde yapıluken,
saldınlann ardından bu seviye şube müdürüne
kadar çıkartrldı. Avrupa ve ABD
büyükelçiliklerindeki koruma görevlileri yeni
ekiplerle takviye edildi. Büyükelçilik önlerinde
araçlann durmasına ve hız kesmesine izin
verilmiyor. Bazı büyükelçiliklere çıkan sokaklar,
yaya ve araç trafığine kapatıldı.
gog saldınsında kullanılan aracın
ruhsanndaki adresin aynı caddede bu-
lunması, gözlerin kılıt Feridun Uğur-
lu'ya çevrilmesine neden oldu.
El-Kaide'nin üstlendiği duyurulan
Istanburdaki saldınlar için düğme-
ye basan ve bomba yüklü araçlann
nasıl harekete geçirildiği hâlâ orta-
ya çıkanlamazken, olayı Türkiye va-
tandaşı olan bombacı teröristlerin
bağlantılannın çözeceğine dikkat
çekiliyor.
Levent'te bulunan HSBC Banka-
sı'na yönelik saldınya ilişkin bir-
çok soru işaretınin yanıtı ise bulu-
namadı. Patlamanın ardından yaşa-
mını yitirenler arasında kimliği be-
lirlenemeyen ceset bulunmadı. Bu ne-
denle, saldınyı düzenleyen kişinin,
hareket halindeyken aracı terk et-
miş olabileceği kuşkusu üzerinde
duruluyor. Saldırganm aracı terk et-
mesinden kısa bir süre sonra patla-
manın gerçekleşmiş ve eylemcinin
de yaralı olarak saldından kurtul-
muş olabileceği olasılığı irdeleni-
yor. Beyoğlu'ndaki Ingiltere Baş-
konsolosluğu eyleminde kullanılan
aracın C.Ö. adlı kişiye ait olduğu
belirlendi. Harekete geçen polis, ruh-
satta yazılı adrese baskın yaptı. Bu
adreste başka bir kişinin yaşadığı ve
C.Ö. ile bağlantısı olmadığı belirlen-
di. Ancak C.O.'nün ruhsata işletti-
ği adres ile sinagog saldınsındaki
aracı sağlayan Feridun Uğurlu'nun
bildirdiği adreslerin aynı cadde üze-
rinde olması dikkat çekti. Polis, so-
ruşturmasını bu kapsamda da yo-
ğunlaştırdı. Gözaltına alınan C.Ö.
sorgusunda, kimliğini kaybettiğini,
bunu polise de bildirdiğini söyleye-
rek suçsuz olduğunu anlaftı. Polis
C.O.'nün olayla bağlantısı olup ol-
madığı ve Feridun Uğuriu ile ilışki-
sini araştınyor.
Beth tsreal Sinagogu'na yönelik
saldında Mesut Çabuk'un kullan-
dığı aracın. kimliğini kaybettiğini
söyleyen Metin Ekinci adına alındı-
ğı ortaya çıkmıştı. Araştırmalar so-
nunda, aracın Ekinci'nin şeriatçı te-
rör örgütleriyle ilişkisi olan kardeşi
Azad Ekinci tarafından alındığını
belırledı. Sorgusunun ardından mah-
kemeye çıkanlan Metin Ekinci ise
tutuklandı.
Neve Şalom Sinagogu'na yöne-
lik saldında Gökhan Elaltuntaş'ın
kullandığı bomba yüklü araç. Ahmet
Uğurlu adına kayıtlıydı. Sorgulanan
Ahmet Uğurlu, aracı, kendi kimli-
ğiyle oğlu Feridun Uğurlu'nun aldı-
ğını söylemişti.
Sinagog saldınlannda kullanılan
araçlan alan Feridun Uğurlu ile Azad
Ekinci'nin 28 Ekim tarihinde Du-
bai'ye kaçtıklan belirlendi. Alınan
bilgiye göre Ekinci ile Uğurlu hak-
kında henüz açılan bir dava olmama-
sı nedeniyle kırmızı bülten çıkanla-
madı.
Başbakan Erdoğan ve Cerrah, teröristleri bulmak yerine kolay yolu seçtiler ve basını suçladılar
OKmüerden medya soruınhıyıraış!
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
tSTANBUIVANKARA (Cumhuri>«t)
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İs-
tanbul Emniyet Müdürü CeJalettin Cer-
rah, tstanbul Emniyet Müdürlügü'nde
şehit polis memurlan HüseyinApaydm ve
Salih Çapkm için düzenlenen törende,
medyaya yönelik agır eleştiri ve suçlama-
lar yönelttiler.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, "ts-
tanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin
(DGM) terör olaylanna
flişküı yavın vasağı karar-
lanna rağmen medyanın
hâlâ insanı dehşete düşü-
recek sahneleri yayımla-
maya devam ettiğini
n
be-
lirtti. Erdoğan, Türkmed-
yasının son 6 gün içeri-
sinde meydana gelen olay-
lara ilişkin verdiği haber-
leri eleştirdi. Erdoğan,
medyaya şöyle seslendi:
"Biz ülkede mumıluğtL,
huzuru hep beraber tesis
edipyaşayacağız.Aınaşu-
nu unutmavm, dünya bir
11 Eylül yaşadı. Acaba
dünya medyasmın elinde2
kuleden başka bir şev \^r
mi? Yok. Bize neoluyor ki,
bu bilgi akışlannı şu veya
bu şekilde temin edip bu-
nu ifşa etmenin med>-aya
kazandırdtgı nedir? MiHe-
te kaytedirdiği nedir? tl
EmnivetMüdürü'nün fer-
• Sinagoglar
bombalandığı gün
Letonya'da maç
seyreden Cerrah,
görevini yapmak
yerine suçu
medyaya atarak
eleştirilerden
kurtulmaya
çalışıyor.
vadL, bu tespitin çok acı bir tablosudur."
Erdoğan, "bu ülkenin bir evladı, ken-
disine yüldenmiş kutsal emaneün bekçi-
siolarakyasalann verdiği göreviyerinege-
tirmek üzere bir dmııru y-apacağmı" da
ifade ederek şunlan kaydetti:
"İstanbul DGM Başsavcısı, bir mahke-
me karan aldL Bunu açıkladı. Buna rağ-
men medya, hâlâ insanı dehşete düşüre-
cek o sahneleri yayımlamaya devsun edi-
yor, isimleri vermeje devam edhor. Allah
aşkma biz bununla, terörle nasıİ mücade-
leedeceğiz? Bu bir sorumluluk. mesulryet
ister. Bu anlamh günde sizleri sorumlulu-
ğa davet ediyonım."
tstanbul Emniyet Müdürü Celalettin
Cerrah da medyaya yönelik ağır suçlama-
larda bulundu. "Birinci olayda olduğu gi-
bi faifleri çok kısa sürede tesprt ettik" di-
ye konuşmasına başlayan Cerrah konuş-
masını şöyle sürdürdü:
"Uzannlannı da takip ettik. Ancak so-
rumsuzca davranan med-
yavebasınımız, faflleri ma-
alesefdeklare ertiler.uzan-
ölannı da deklare ertiler.
Eğer sorumsuzhık ohna-
sa\dı, şu anda bu şehitleri-
miz burada yatmıyordu,
şehitvermeyecektik, 27va-
tandaşınuz ölmeyecektL
Ancak sorumsuz yapılan
bu ya\ımlar, özgür basm
adına, maalesef 27 \atan-
daşunızm şehit olmasına
sebep olmuştur. Yakala-
mak üzerey dik. takip et-
mek üzere>dik. Şu anda
buradaki şehitierimize tö-
ren yapmıyor olacakokJ"
Cerrah,
w
Bunun için
mudaka Basm Yasası'nda
bazı değişikliklerin ouna-
sı lanm Saym Başbaka-
nım" diye Erdoğan'a ses-
lenerek konuşmasını şöy-
le tamamladı:
11 Evlül terör olavian
taldpedfldiğjndeABD'de basm üzerinedü-
şeni\apû.Herşe\ivuzmamtşör,failleri\az-
manuşdr. Ancak burada yapmış olduğu-
muz her şe>' faile uzanmak üzereyken, 1
saat ann la veikinci olaym failinin de kaç-
masınasebepolmuştur. Bu mudur basm?
Ve arkasmdan bazı basuı mensuplan, so-
nunsuzca benimle ilgiK baa yazdar yaz-
makta tereddüt göstermemişlerdir. Bu-
nun en ryi cevabını \atandaşımız verecek-
tir. Aranuzdan aynlan şehitierimize rah-
met dürvorum."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye'de yayımlanan radikal Is-
lamcı dergilerden birisinin eylül sa-
yısını kanştınyorum. Yazılardan biri-
sinin başlığı şu: "ölüme gûlenler ol-
dukça..." Haber önce bir din adamın-
dan, Imam Rabbani'den bir alıntıy-
la zenginleştiriliyon "Imam Rabbani
Hazretleri buyunıyor: 'Allahutaala,
büyük ahlakla donanmış Habibine,
küffarla cihadı ve onlara karşı çık-
mayı emrettiği vakrtte anlaşılır ki, on-
lara karşı çıkmak en büyük ahlak-
tır.'(763. mektup.)"
Yazıyı yazamn "ölüme gülüyor" de-
diği kişi geçen yıl Endonezya'nın Ba-
li Adası'nda en kalabalık sokaklar-
dan birisine bomba atıp 202 masum
insanı öldüren Nurhaşim isimli birte-
rörist. Bakın neyazmışlar "Veajans-
lardan düşen bir haber: 'Endonez-
ya'nın Bali Adası'nda geçen yıl dü-
zenlenen ve 202 kişinin öldüğü bom-
balı saldınnın zanlılanndan Amrozi
Bin Nurhaşim, hakkında verilen idam
karannı gülerek karşıladı'."
Din Adına Cinayeti Savunanlar...
Bu haber üzerine derginin yazan
Imam Rabbani'nin sözlerine atıfta
bulunarak şunlan yazıyon "Işte 'bü-
yük ahlaka' sahip olan ve ölümû gü-
lerek karşılayan ümmetin evlatlan, Hı-
ristiyan-Yahudi ittifakına dünyayı dar
ediyor... Ve tabii unutmadık, Bali
Adası 'ndaki saldın nedeniyle tutsak
edilen Samudra'n/n, hakkında idam
istenmesi nedeniyle savcılara, ölü-
mü kendisine hatıiiattıklan için teşek-
kûr etmesini ve ancak ölümle Alla-
ha yaklaşabileceğini söylemesinü.."
Dergi ölümü ve vahşeti kutsama-
yı şu sözlerie sürdürüyor: "ölüme
gülerek gidenler veyakınlannın ölüm
habeherini şükürle karşılayanlar ol-
dukça, nasıl umutsuz olabiliriz ki?..."
Burada açıkça bir inanç adına toplu
katliam savunuluyor. Din adına, Isla-
miyet adına büyük bir felaket yara-
tanlara arka çıkılıyor.
Son bombalama eylemleriyle, bu
yazılanlar birtikte düşünülünce, kor-
kutucu bir tablo ortaya çıkıyor. Bu ya-
zıda da görüldüğü gibi masum insan-
lan topluca öldürenler bir inanç adı-
na övülüyor, destekieniyor, büyük bir
ahlak örnegi olarak sunuluyor. Bu
dergileri okuyanlann ne kadan aca-
ba buna inanıyorlar? Hiçbir şeyden
haberi olmadan sokaktan geçen in-
sanlan öldürüp, kendisinin de bu ara-
da ölürse "şehit" olacağını düşünmek,
garip ve korkutucu bir duygu değil
mi!
Şu gerçeği kabul edip görelim:
Sinagoglan ve Ingiliz hedeflerini bom-
balayıp onlarca insanın kanına gi-
renler, yukanda yazılannı alıntıladı-
ğım dergidekilerden farklı düşünmü-
yoriar. Böyle bir anlayış yıllardan be-
ri bazı gruplann damarianna kadar iş-
ledi. Bu cinayetleri işleyenler, anla-
yış olarak o tür dergilerden etkileni-
yoriar. Bu kez başka ülkelerin cani-
leri, onlan "Hıristiyan- Yahudi ittifa-
kına dünyayı daretmek" gerekçesiy-
le kendi halklarına, kendi insanlan-
na karşı kullanıyor.
"Teröhstin Islamcısı olmaz" mı?
Bal gibi olur. Hizbullah'ın katilleri, ne
adına işlediler bütün o cinayetleri, o
vahşi katliamlan? Yıllarca dindar ke-
simlerin içine yuvalanıp Konca Ku-
riş'leri insanlık dışı yöntemlerie öldür-
mediler mi?
Gerçekten Hizbullah'a ne oldu?
Domuz bağıyla cinayet işleyen katil-
ler nereye gittiler? Gaffar Okan'ı öl-
dürenler neredeler? Son bombalama-
lann arkasında Türkiye'deki radikal
Islamcı gruplann olduğu anlaşılıyor.
Kimdir bunlar, hangi örgütlerle bağ-
lan var, ya da vardı? Orneğin Hiz-
bullah'la ya da başka bilinen Islam-
cı terör örgütleriyle ilişkileri olabilir
mi? Hizbullah'ın önde gelen birçok
önemli ismi yakalanamadı. Bir süre-
direylemsiz gibi görünüyoriardı. Böl-
gedeki kargaşalık onlara yeniden can
vermiş olabilir mi? El Kaide gibi ör-
gütlerin tek tek insanlan kullanması
mümkün değil. Bunun arkasında Tür-
kiye'de belli bir örgütlenme olma-
dan bu kadar büyük eylemler yapı-
lamaz. Akıl buna hükmediyor.
Terör ve ölüm... Birbirini tamam-
layan iki sözcük. Vahşi saldınnın ol-
duğu perşembe günü, Cumhuriyet
gazetesinde bir ölüm ilanı vardı. O
günden tam 24 sene önce öldürülen
bilim adamımız Profesör Ümit Do-
ğanay'ın ölüm ilanı.
Terör, bu ülkenin çok kıymetli ay-
dınlannı yok etti. Şimdi, daha acı-
masız, daha kitlesel bir saldınyla yüz
yüzeyiz. Bütün toplumu hedef alan
bir büyük vahşetle karşı karşıyayız.
ölümün değil, yaşamın kutsandığı
birkültüre...