25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Hamburg Üniversitesi öğretim üyesiProf.Dr. Harun Günırükçü, Avrupa ile Türkyükseköğretimini karşılaştirdı: S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOCLU Ieyla.tavsanoglu@ cumhuriyetcom.tr Son aylarda YÖK, hükümet marifetiyle yaygın biçimde tartışmaya açıldı. YÖK'ü 12 Eylül sürecinin ürünü olarak değerlendirip bunu reddedenler bile yobaz kafalara karşı çalışması vardı ve hiç kimse bunun üzerinde durmuyordu. savunma gereksinimi duydular. Ancak bu toz duman ve her Bu akıma önayak olanlardan Hamburg Üniversitesi kafadan ayrı bir sesin çıktığı orîamda mantıklı ve bilimsel öğretim üyelerinden Prof. Dr. Harun Gümrükçü 'yle bir bir tartışma zemini açılamadı. Oysa yeni binyıhn eşiğinde araya geldik ve Bologna süreci olarak amlan çalışmanın başlatılmış olan bir "Avrupa malı" yükseköğrenim ayrıntılarını enine boyuna konuştuk. w w 'YOK Yasası dar geliyor'- Bize Humboldt modeliyükseköğretimi ve Türkiye'nin bunun neresinde olduğunu an- latır mısınız? GÜMRÜKÇÜ - VVühebn von HumboMt gü- nümüzden 200 yıl kadar önce Prusya Devleti tarafindan kültür ve eğitim işlerinden sorumlu bölümün başına getırildığinde 39 yaşındaydı. Kendisinden, mevcut eğitim sisteminı kökten yenilemeye dönük radikal öneriler yapması ve devrim niteliğinde olacak şekilde sistemin de- ğişimine yönelik adımlar atması istendı. Daha önce Napolyon ordulan karşısında ağır yenilgiye uğrayan Prusya Krallığı, kendi dev- let ve eğitim sisteminde radikal değişikliklenn kaçınılmaz olduğu sonucuna varmıştı. Humboldt da oluşan bu siyasi iradenin kendısine verdiği yetkilere dayanarak on altı ay gibi bir zaman içın- de tüm eğitim sistemini bir bütünlük içinde ye- ni baştan düzenledi ve anahedefini "kendibaş- larma düşünecek yurttaşlar yaratmak" olarak belirledi. îkinci hedefi ise üniversite öncesindekı eği- tim aşamalannda öğrenciye "öğrenmeyi öğret- meyi" başarmaktı. Bu temel oluştuğunda üni- versite öğrencısinın artık pasıf bir öğrenen ko- numundan çıkarak araştıran bir konuma geç- mesi mümkün olacaktı. Bu durumda üniversi- te hocasına sadece öğrencisıru araştırmaya yön- lendirmek ve desteklemek görevi kalıyordu. Üç temel llke - Peki, Humboldt'a göre üniversitede eği- tim ve araştırma çalışmaları hangi ilkelere oturtulmalıydı? - Bu çahşmalar üç temel ilke çerçevesinde yü- rütülmeliydi. Bunlar eğitim ve araştırmanın birlikte ve aynlmaz bir bütün içinde olması, araştırmaların yeni bilgiler edinmek için üni- versitelerin bünyelerinde yapılması ve sonuç- lannın öğrencilere aktanlması ve üniversitele- rin öğrenme ve öğretme özgürlüğünü içeren akademik özgürlüklerinin sağlanması ve bu alanda gerek dinsel, gerekse siyasal gerekçe- lerle ilinti kurularak üniversitelerin şöyle ya da böyle bir şekilde yönlendirilmelerinin önünün kesilmesi. 200 yıl önce ortaya atılan ve 1810'da kuru- lan Berlin Üniversitesi örneğinde uygulama bulan bu ilkeler halen güncelliklerini korumak- tadır. Berlin Üniversitesi daha sonralan Hum- boldt Üniversitesi unvanını almıştır ve bugün de bu isimle bılinmektedir. Ancak bu ilkeler önemli bir sorgulamayla karşı karşıyadırlar. Humboldt eğitim modeli o zamankı yeni çağın berabennde oluşturduğu sanayi devnminin gereklerine cevap vermeye de dönüktü. Onun için de bu model zamanla baş- ka ülkelerce de kabul gördü; uygulamaya ko- nuldu ve evnmleşti. - Peki, bunu yenileştirme çalışmaları yapı- lıyor mu? - Evet. Son yanm yüzyılda yaşanan hızlı top- lumsal değişimler popüler isimlendirmelerle küreselleşme, bilgi çağı, bilgi ekonomisi ya da daha teknik deyimiyle dijital ekonomi şeklin- de ifadesini buluyor. Bu gelişmelerin ışığı altında Avrupa ülkele- ri, evrimselleşen Humboldt'un eğitim modeli- ni 2010' a kadar adım adım 'Avrupa Yükseköğ- retim Alam'nı oluşturarak 1999'da başlatılan Bo- logna süreciyle sorgulamaya başladılar. - Bologna toplantısına hangi ülkeler katıl- mıştı? - Belçika, Ahnanya, Fransa, Irlanda, Izlanda, Litvanya, Hollanda, Polonya, Slovakya Cum- huriyeti, Isveç, Bulgaristan, Estonya, Yunanis- tan, Letonya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Slovenya, Isviçre, Macaristan, Danimarka, Fin- landiya. Ingiltere, ttalya, Avusturya, Romanya, îspanya ve Çek Cumhuriyeti. Bakınız, acaba bu sorgulamanın temelinde ne yatmaktadır? He- def, onun oluşmakta olan küresel çağın gereklen doğrultusunda değıştirilerek günümüzün koşullanna daha uygun bir eğitim yöntemine dönüştürülmesı mi- dir? Yoksa, yaşadığımız zaman kesiti bi- zi daha radikal düşünmeye itmekte ve çok daha temele inmeye mi zorlamak- tadır? Bir yol aynmında olduğumuzun bi- linciyle Bologna-Prag-Berlin güzergâ- hı üzerinden giderek bir ara istasyon olan Berlin durağında 40 Avrupa ülkesinın eğitim bakanlannın toplantısuıda al- dıklan kararlara bir bakmak ve onlann Türkiye'de yoğun olarak, ama genelde de bilimsellikten uzak bir bazda tartı- şılan YÖK Yasa Taslağı'na nasıl etki- leri olabileceğinın ipuçlannı vermek yerinde olmahdır. Böyle bir bakış açısı siyasi otoritenin akademik özgürlüğü ve üniversitenin özerkliğıni ne derece içine sindirebil- diğinin ipuçlannın alınmasına yardım- cı olacaİctır. Öte yandan Prof. Dr. Ke- mal Gürüz tarafindan savunulan ginşim- ci üniversite modelınin geleceğe dö- nük, pratiğe dayalı, 40 katılımcı ülke ara- sında sınır tanımayan bir hedefle oluş- turulan Bologna-Prag-Berlin süreci il- keleriyle ne kadar bağdaşıp bağdaşma- dığı Berlin toplantısuıda alınan karar- lar ışığında ciddi bir eleştiriler süzge- cinden geçirilmesinin kaçuıılmaz olup olmadığı da göriilecektir. Bologna konuları - Bologna-Prag-Berlin sürecinde nelerya- pıldığını anlatır mısınız? - Bologna süreci kendi içinde uyumlu, birbi- rini karşılıklı olarak tamamlayan ve rekabet gü- cü yüksek olan 'Avrupa Yükseköğretim Alanı'nın 2010'a kadar birbinnı ızleyen reformlarla ve be- lirli zaman dilimlerine yayarak gerçekleştir- meyi öngörüyor. Bologna Deklarasyonu'na gö- re, imza sahibı ülkelenn milli eğitim bakanla- n iki yıllık periyotlarla bir araya gelecekler. Dolayısıyla ikinci toplantının 2001 'de Prag'da, Prof. Dr. HARUN GÜMRÜKÇC Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Teknik Okulu mezunu. 1973'te Almanya'ya gitti 1976'da Hamburg ÜniversitesiIktisatBölümü, 1980'de Siyasal Bilgiler'i bitirdL 1984'te doktorasını verdL 1989'da AB'nin Genç ve Yetenekli Bilim Adamlan Ödülü'nüaUh. 1996'da Hamburg'da Avrupa- Türkiye Araştırmalar Enstitüsü adlı bir kuruluşa aan az oımaması koşuluyla lisans ve yüksek lisans derecelerinin tüm Avru- pa ülkelerince tarunması. Türkiye'nin durumu öncülük ettu Bu kurumun çıkardığı yülığın editörlüğünü yapıyor. 15'i aşkın yayını, 30'ayaktn makalesi var. üçüncü toplantının ise Eylül 2003'te Berlin'de yapılması karar altına alınmıştı. Buna uygun ola- rak da Berlin zirvesi 33 ülkenin katılımıyla ger- çekleşmişti. Süreci başlatan Bologna toplantısuıda şu ko- nulara yer verilmişti: • Yüksekokul sıstemlerinin mümkün oldu- ğunca birbirlerine uyumlu olmalan ve kıyasla- ma olanaklannın sonuna kadar aranması, • 'Avrupa Yükseköğretim Alanı'nın rekabet gücünün arttınlması ve yaşam boyu öğrenme sürecini tüm ülkelere yayma, • Üniversiteler arası ortak genel bir yapının oluşması ve diploma eki (diploma suppİement) uygulamasının yürürlüğe konulması, • Üç yıl- - Peki bu sürecin hangi aşamasın- da Türkiye var? - 2001 'deki Prag toplantısına Türki- ye de katıldı. 33 ülkenin bakanlık tem- silcilerinin ve bakanlannın yaptıklan toplantıda şu kararlar alındı: • Küresel düzeyde 'Avrupa Yükse- köğretim Alanı'nın çekiciliğini arttırmak ve Bologna sürecine katılan ülkeler ara- sındaki hareketliliği özendirmek, • Bologna sürecine katılan ülkeler- dekı öğretimin kalite düzeyıni yükselt- mek. Aynca Avrupa Üniversiteler Birli- ği'nın Bologna sürecine katılımlannın memnunlukla karşılandığı bildirilmiş ve AB Komısyonu'nun bu alandakı çalış- malanndan övunçle soz edılmıştır. 'A\rupa Yükseköğretim Alanı'nı oluş- turma yolunun üçüncü durağını ise Ber- lin Zirvesi oluşruruyor. 18-19 Eylül 2003 'te yapılan Berlin Zirvesi'ne öbür 33 ülkenin yanında birçok ülke daha göz- lemcı olarak katıldı. Bunlardan 8 ülke daha sonra tam üyeliğe katıldı. Berlin Zırvesi'yle 'Avrupa Yükseköğretim Alanı'nın Bologna sürecinı izleyen aşa- malanndakı yeni amaçlan ve öncelik- leri karar altına alındı. Bologna süreci ve bu süreç sırasında ortaya çıkan yeni yönelişler ve öncelikler YÖK yasa taslağûun yeniden gözden geçirilmesıni zorun- lu kılmaktadır. Çünkü üniversitelerimiz için ar- tık mevcut YÖK Yasası dar geliyor. - Ya AKP hükümetinin önerdiğiyeni tasla- ğa ne diyorsunuz? - O da 1946 öncesının zihniyetine dönüş iz- lenimi veriyor. Ancak, Bologna sürecine ken- di isteğiyle katılan ülkemiz için bilgi çağının gereklerine uygun ve AB standartlannı göz önünde bulunduran yeni ve çağdaş bir YÖK Ya- sası kaçınılmazdır. 'Bologna süreci değerlendirilmeli' - Peki, 2010 'a kadar iiye ülkelerin üniversitelerinde nelerin yapılması öngörülüyor? - Berlin toplantısına katılan ülkelerin eğitimden sorumlu bakanlan 2010'a kadar üniversiteler arası eğitim birlikteliğini adım adım sağlamayı görevleri olduğuna karar vererek şöyle de ara çözüm önerileri geliştirdiler: • Ulusal ve kurumsal düzeyde 2005'e kadar yüksekokullarda kaliteyi garanti etme ve geliştirme sistemi kurma. • Yüksekokullann bu konuda kurulmuş ve kurulacak akreditasyon kurumlannca akredıte olmalan. Almanya'da halen resmen kabul edilmiş böyle beş kurum bulunuyor. Önümüzdeki aylarda bu sayının hızla artması beklenıyor. Hedef, yükseköğrenime popüler tanımla "Avrupa'da üretilmiştir'' damgasını vurmak. • 40 üye ülkede yapılan eğitim ve sınav sonuçlannın karşılıjklı olarak tarunması. Avrupa kredi sistemi olan ECTS'nin her ülke üniversitelerini kapsayacak biçimde , yaygınlaştınlması ve bu yolla da akademik hareketliliğin önünün açılması. • Eğitim döneminde kazanılan kalıfikasyonu ve tek tek ders sonuçlaruu belgeleyen Diploma Eki'nin yabancı dilde tüm ülkelerce verilen diplomalara eklenmesi. • Ömür boyu öğrenim koşullannın yaratılması ve bunun ıçın yükseköğrenime giriş koşullannın ve eğitim yollannın esnekleştinlmesi. • Doktora çahşmasmın lisans ve lisansüstü eğitimin üçüncü merdiveni olarak kabul edilmesi ve bu sistemin yükseköğretimin bir bölümü olarak planlanması. Yoflun çalışma temposu - Peki, bu süreç bağlayıcı mı? - Bologna sürecı kararlannı uygulamak katılımcı ülkelere bırakılmıştır. Hatta uygulamayan ülkelere bir yaptınm öngörülmemiştir. Başka bir deyişle AB hukukunun ulusal üstü olma özelliği bu sözleşmelerde bulunmamaktadır. Alınan bu kararlar uluslararası hukuk sınıflandırmasına da girmiyor. Ancak, üye ülkeler arasında sözleşmeler yapıbnıştır ve bu sözleşmelerin yerine getirihnesi için somut tarihler kararlaşrınlmış ve yapılması gerekenler , belirlenmiştir. Bu çerçeveden bakıldığında da 2010'a kadar ülkemizi çok yoğun bir çalışma temposu bekliyor. Türkiye'nin bilüne dayalı ekonomiye geçişte uluslararası esen rüzgâra karşı değil, onu arkasma alarak ilerleyebilmesi, yakalayabileceği en önemli şanslardan birisi olacaktır. Bu şans iyi değerlendiriuTielidir. Ancak bu yolla Türk ekonomisi uluslararası rekabette kendisinden beklenen performansı ortaya koyabilir. Bologna sürecinin hem rizikolan hem de önemli şanslan bulunmaktadır. Bu süreç içinde yer almak, gerekli çalışmalan yapma zorunluluğunu da berabennde getirmektedır. Ancak bu şekilde sürecin aleyhimize işlemesinin önüne geçihniş ve Türkiye'nin Ban'yla bütünleşmesinde önemli bir adım atılmış olur. KOOP-C'NÎN GELENEKSEL CUMHURÎYET YEMEĞÎ 'Soldaki dağınıklık gericilerigüçlendirdi' tstanbul Haber Serviâ - Bir Cumhuri- yet kuruluşu olan S.S. Okur, Çevre ve Kül- tür Kooperatifi'nin (KOOP-C) düzenle- dığigeleneksel *CumhuriyetYemeği''nde konuşan gazetemiz imtiyaz sahibi ve ya- zan Ühan Seiçuk, Türkiye'nin gerici ya- pılanmalann karşısında üniversitesiyle, ay- dınıyla. öğrencisiyle ciddı bir birikimi bulundugunu, ancak söz konusu kitlenin dağınık ve örgütsüz olduğunu söyledı. Armada Otel'de düzenlenen geceye çoksayıda Cumhuriyet okurunun yanı sı- ra Yenigün Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun ve yazanmız Er- dalAtabek de katıldı. Gecede bir konuş- ma yapan Ilhan Seiçuk, Cumhuriyet ga- zetesinin 1990'lardaSovyetler'inyıkıh- şıyla beraber esen küreselleşme dalga- sından bugünkü Irak işgaline kadar yaz- dıklannın doğru çıktığını, bunun nede- ninin insanı ınsan yapan "adalet, alın te- ri, bağımsıziık" gıbı değerlen özümseme- sinde aranması gerektiğıni belirtti. Konuşmasında Türkiye'de sol kamuoyu- nun dağınıklığına da dikkat çeken Seiçuk. "Gittiğim her yerde Cumhurijetin tenû- naU puıl pınl insanlarla karşılaşrvorum. AncakTürkiye'nin umudu bu insanlarbir arayagetemiyor.Buyüzden bugün birçok yergericilerineJinegeçtiKişiselproblem- lerimizi bir tarafa burakarak bu sorunu çözmemiz gerekJyflr" dedı. Geceye Ferit Aücı ve Grup Akdeniz de ezgileriyle renk kattı. Gazetemiz yazan Ataol Beh- ramoğhı gecede müzisyenHa- luk Çetin ik birlikte sahne ala- rak kısa bir şiir dinletisi sundu. (ÖZGÜRBURAK OZTÜRK) 3 yılda tamamlanan çalışma 150 bin dolara mal oldu Gökçenbelgeseli tanıtıldı tstanbul Haber Servisi- Dünyanın ilk kadın savaş pilotu ve Atatürk'ün ma- nevi kızı Sabiha Gökçen'ın hayatını anlatan "Türk Kızı, Gök Kızı,Atatürk Km: Sabiha Gökçen" adlı belgesel, üç yıllık bır çalışma sonu- cunda tamamlandı. Cumhu- riyetin 80. yıl etkinliklen kap- samında 21. Yüzyıl Eğjtim ve Kültür Vakfi (YEKUV), bursiyer öğrencileriyle Ata- türk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'yi buluşturdu. Sabiha Gökçen'in bilinme- yen görüntülerinin yer aldığı Ulkü Adatepe 52 dakikalık belgesel, 150 bin dolara mal oldu. Harbiye Askeri Müze'de, bel- geselın gala gösteriminden önce dü- zenlenen basın toplantısında konuşan yönetmen AIi Akyüz belgesel için baş- ta Rusya arşivleri olmak üzere pek çok ülkeden arşiv görüntüler kullanıldığı- nı anlatn. Toplantıya katılan Atatürk'ün manevı kızı Ulkü Adatepe de, Sabiha Gökçen'le 5 yıl birlikte yaşadıklannı be- lirterek "Atatürk, Sabiha Gökçen'in çok cesur olduğunu anladı ve onupflot olarak yetiştirdT di- ye konuştu. Atatürk'lü yıllar -YEKÜVün bursiyer öğ- rencilenyle buluşan Ülkü Adatepe. öğrencılere Atatürk ile ilgılı anılannı anlattı.Me- cidıyeköy Kültür Merkezi'nde yapı- lan toplantıda konuşan Adatepe, Ata- türk'ün manevi çocuklannı kızlar ara- sından seçtiğine değinerek bunun Türk kadınına verdığı değeri anlatan bir me- saj olduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear