25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 2003 PERŞEMBE HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEIS A.Gül Duyup GiİPdüğünü Anlamıyor mu Yoksa?... AKP ilk lükümet olduğunds, önce o makamda yani Dışişieri Bakanı koltuğun» da, ismiyle müsem- ma olmayıo, yakışıksız sözler ecden Yaşar Yakjş var- dı. Garip sözler söyler, örneğim, - Savaş uzamasın, daha fa_zla Amerikan askeri şehıt olmasın diye kuzey cepMesini açacağız, der- di. Sonra yerine, kendi ilk yeri EKaşbakanlık koltuğu- nu asıl iiderine bırakmış olan Abdullah Gül Dışiş- ieri Bakanı oldu. Onun da, birçok konuda söyledikleri Yakış'ı arat- mıyor. önce ilerleme raporunu "gstyet objektif" buldu- ğunu söyledi. Hani şu Türkleri TI çoğunluğunun ka- nlannı dövdüğünü söyleyen, üerleme raporunu... ŞimdiSayınGülRoma'daki ABTroykasıToplan- tısı'na giderken uçakta verdigi demeçte, ilerleme raporunda bir eksiklik bulduğunu da ileri sürüyor. Vediyorki, - Raporda başörtüsü konu^undaki eksikliğin ıs- ka geçilmiş olması talihsizliktir-. ••• Yani Türkiye'nin Dışişieri Bakatnı, AB'nin Türkiye'de- ki türban uygulamasından vazgeçılmesi için ülke- mize baskı yapmasını istiyor. VeTürkiye'yi eşinin açtoğı türtaan davasında, AİHM karşısındabu Gül'ün yönetimindeki bakanlık savu- nacaktır. Ört ki ölem! Neyse, işin bu yönünü bıralohm bir yana. Ama acabaTürkiye'nin Dışişieri Bakanı, AB üye- si ülkelerin bırbirJeri ardına, türtoan konusunda, Tür- kiye'de var olan ve kendilerinin karşı çıktıklan uy- gulamalann benzerini yasalaştı.Tmaya başladıklann- dan habersiz mi? AKP kamuoyunda, bütiin Avrupa'da türbanı ka- musal alana sokmamakta direnen tek cumhurbaş- kanının Ahmet Necdet Sezer olduğu izlenimini yaratmak istiyor. Ama gerçek öyle değil. önce Fransa Cumhurbaşkajnı Jacques Chirac, ardından da Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau aynı davranışı benimseyip, türbanın kamusal alanda yeri olmadığını belirten açıklamalaryaptılar. Fransa'da iktidardan sonra» muhalefetteki sos- yalist parti de, türban konusunda bir yasa önerisı hazıriığı içinde. Bu ülkede türban uygularrtasında (ama yalnız onda değil. okullardaki bütün dinsel simgeler ko- nusunda) konsensüs sağlanıyor. • • • öte yandan medya ve AKP Türkiye'nin AB üye- liği ve müzakere tarihi konusurıda, kamuoyumuza boş umutlar aşılama çabasını sürdürüyorlar. Once Schröder'in açıklanrvalan geldı, ardından da, Blair'in umut pompalayan sözleri. Tann bilirya, Roma dönüşünde, Abdullah Gül de, iyimser demeç- ler verecek. Ben genelde, "al çocuktan haberi" deyişi doğ- rultusunda, AB'nin genişiemeden sorumlu komise- ri, Verheugen'e kulak veriyor v e "al Verfıeugen 'den haberi" diyorum. Bakınız Gül Roma'da iken, arkadaşımız Ntlgün Cerrahoğtu'yla, Italyan başkentinde birsöyteşi ya- pan Veurheugen, ne diyor: - Siz öncetüm koşullan yerine getirin, sonra üye- liğiniz Avrupa ülkeleri kamuoyunda tartışılacak. Dünkü Cumhuriyet'in 10. sayfasındayayımlanan söyleşide Verheugen, böyle bir davranışın "Türki- ye'dekireformlan baltalamamasıgerektiğini" de söy- lüyor. Bilindiği gibi, Almanya'da Hınstiyan Demokrat- lar, Türkiye'nin üyeliği konusunu halkoyiamasına gö- tüımek istiyortar. Verheugen böyle bir davranışın, Türkiye'nin re- form çabalannı zedeleyeceğini düşünüyor. Yani komiserim diyor ki, - Biz kamuoyumuz istemezse, sizi alamayız, ama bizimkiler de, bu isteksizliği çok açığa vuımasınlar ki, istediğimizi, size yaptırabilelim. NilgünCerrahoğlu'nun, "Bu nasıl eşit davranma" sorusuna da yanıt vermiyor Verheugen. Kıbns'ta çözüm yolunda ilerlemeler olacağını bir kez daha Roma'da açıklayan, Abdullah Gül de Herr Günther'in, - Kıbns'ta çözüm olmazsa tarih olmaz, ama bu çözüm olursa tarih veririz anlamını datasımıyor, yol- lu açıklamasını da tam kavramamış görünüyor. Bütün bunlar, "Sayın Abdullah Gül görüp işittik- lerini tam olarak anlamıyor mu, yoksa anlıyor da bhn dolduruşa mı getirmek istiyor" sorusunu hak- lı olarak sormamıza neden oluyor. Ben AKP'lilerin birikimsiz ve donanımsız olma- lanna rağmen, hiç de akılsız olmayıp, tam tersine cin gibi olduklannı düşünüyorum. Takıyyenin üstatlan, bunun kefere versiyonunu an- lamayacak kadar saf olabilirler mi ki? Türkiye Cazeteciler Cemiyeti w Yayın yasağı anayasaya aykırı' Istanbul Haber Ser- \isi - "SporMüsabaka- larmda Şiddet ve Dü- zensiz&ğin Onlenmesi- ne Dair Kanun Tasan- a"run basınla ilgili bö- hîmlerinin hukukun ge- nel ilkelerine ve ana- yasaya aykın olduğu belirtildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) yapılan açıklamada, spor karşılaşmalannda yaşanan şiddet olayla- nnın tırmanmakta ol- duğu, ancak bu duru- mun basının kısıtlan- masına neden olama- yacağı belirtildi. Açıklamada özetle şu ifadelere yerverildi: "Tahrik edici, aşağı- layıcı ve şiddeti özendi- ren yayınlar bugün de TCK'de suç sayıhnak- tadır. Ayncaözelradyo ve televizyonlarla ilgili yasa da yaym ilkelerinin Maliniutfğındedir.Tas- lağın yorurna açık ol- masınedeniylespor ha- berierinin yayınını da engelleyecek niteükte yeni sınırlandırmalar getirilnıesi kabul edile- mez."Yayın yasağının hangi koşullarda ko- nulabileceğinin ana- yasada belirlendiğinin belirtildiği açıklama- da, taslaktaki "yayın yasağuu" düzenleyen maddenin anayasaya aykm olduğuna da de-' ğinildi. Akbulut, Kamu Yönetimi Tasansı'yla Türkiye'nin kendi çadınnda yaşayan ilkel topluma döneceğini vurguladı AKP sanata darbe vuracakIŞIK KANSU ANKARA-AKP'nin Kamu Yöne- timi Temel Kanunu Tasansı, kültür ve sanat alanına da daıbe vuruyor. Eski Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardım- cısı Hasan Hüseyin Akbulut tasany- la kültür ve sanatin yurttaşlara sunu- lacak bir görev olmaktan çıktiğını be- lırterek. "Kültür sanat alannun tü- müyle yerel yönetimlere ve özel sek- töre bırakümasL, ulusal ve evrensel kültûre yönehniş olan Türkiye'yi ken- di çadınndayaşayan bir ilkeltopluma donüştürür" dedi. Tasan ile "KüKürveTurizmBakan- hğı taşra teşküannın görev ve yetkile- ri, ulusal nrtelik taşımayan kütüpha- ne ve müzeler ile halk kütüphaneleri, kültür merkezleri bina, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz nıallaru alacak ve borçlan, bütçe ödenelderi ve kadrola- • Eski Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hasan Hüseyin Akbulut, tasanyla kültür ve sanatin yurttaşlara sunulacak bir görev olmaktan çıktiğını belirterek, sanat alamnın tümüyle yerel yönetimlere ve özel sektöre bırakılmasının. ulusal ve evrensel kültüre yönelmiş olan Türkiye'yi geri götüreceğini ifade etti. n ile birlikte olmak üzere personeti belediye sınırlan içinde belediyelere, belediye sınırlan dîşında il özel idare- lerine, ören yerleri ise il özelidareleri- ne" devTediliyor. Hasan Hüseyin Akbulut, tasannın Kültür Bakanlığı' nın Turizm Bakan- lığı ile birleştirilerek, bir anlamda tas- fiye edildigi bir süreçte getirilmesi- nin çok anlamlı olduğunu dile getir- di. Tasannın 7. maddesinde merkezi idare tarafindan yürütülecek görev ve hizmetler arasında kültür ve sanatin sayılmamasına dikkat çeken Akbulut. "Kültûrve sanat böyleukleyurttaşla- nımza sunulacak bir kamu görevi ol- maktan çıkanhyor" diye konuştu. Akbulut'un tasanyla ilgili değerlen- dirmeleri şöyle: - Kültür ve sanat çağdaş dünyada devletin bir kamu görevi olarak algı- ladığı bir alandır. Insanlığın gelişme- si tamamen kültürel değişme ve ge- lişmeyle eş anlamlıdır. Kültürel geliş- me olmadan insanlığın çağdaş uygar- lıkta yerini alması da söz konusu de- ğildir. Daha özlü bir ifadeyle biz in- sanı kültür yaratan bir varlık olarak tanımlıyoruz. Bu denli önemli bir ala- nı kamunun kendisıne görev olarak ta- nrmlamaması düşünülemez. - Cumhuriyetimizin kuruluşu, ye- rel kültürü aşarak ulusal kültürün olu- şumu, son noktada ise bu alanda ulus- lararası açılımı ve e\Tensel kültüre katılımı hedefine dönüktür. Bugün çağdaş dünyada kendimize yer bula- biliyorsak, bu konuda iddialanmız var ise, ulaştığımız ve daha da yük- selmemiz gereken bu hedef sayesin- dedir. Bu alaru tümüyle yerel yöne- timlere ve özel sektöre bırakmak kor- kanm ki. bizi tersine bir sürece soka- caktır. Ulusal ve evrensel kültürden geri dönerek yerel kültüre mahkûm ol- mak, Türkiye'yi bir dünya ülkesi ol- maktan alıkoyacak ve kendi çadınn- da yaşayan bir ilkel topluma dönüş- türecektir. - Cumhuriyetimizin kuruluşuyla büyük ölçüde ilerleme kaydettiğimiz bu alanın geliştirilmesi ve yine Cum- huriyet ile kurulan çağdaş sanat ku- rumlanmız, senfoni orkestralanmız, devlet opera balemiz ve devlet tiyat- romuz, kütüphanelerimiz, müzeleri- mizin Türkiye ölçeğinde yaygınlaş- tınlması beklenirken bu kurumlanmı- zın merkezi yönetimin sorumluluk alanından çıkması onlann daha da sa- hipsiz kalmalanna yol açacakhr. Akbulut, tasannın içindeki kimi ifa- delerin ilk duyuşta güzel tınladığına vurgu yaparak, "Ancak, o güzel ünla- manın yanına Türkiye'nin gerçelderi, insan unsuru ve çok da poütize olabi- len yerel unsurlarve yönetimler konu- lunca, geririlmek istenen yeni modetin nasıl kötü kuflanılabueceğini de ckldi olarak irdelemek gerekir'" dedi. Tüzmen CHP'lüeri 'dışartya* dovetetti • TBMMlzmitSu Projesi ve Yuvacık Barajı Araştırma Komisyonu raporunun görüşmeleri tartışmah geçti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Izmit Su Projesi ve Yuvacık Barajı Araştırma Komisyonu ra- porunun görüşmeleri tartış- malı geçti. Devlet Bakanı KürşatTüzmen, açıklama- lanna tepkı gösteren CHP'li milletvekiUerine, "Konuşa- cak bir şeyiniz varsa getuı buradan konuşun. Yoksasi- zinle dışanda görüşeum" dedi. TBMM Genel Kuru- lu'nda, dün Izmıt Su Proje- si ve Yuvacık Barajı Araş- tırma Komisyonu'nun ra- poru görüşüldü. Rapordaki iddialann doğru olmadığı- nı söyleyen CHP'li Sefe Sr- men, 15 yıl sonunda Hazi- ne tarafindan ödenecek pa- ranın 2.3 milyar dolar oldu- ğunu belirterek barajın ya- pılması için daha düşük tek- lifler olduğu iddiasını ya- lanladı.Tüzmen'in konuş- ması sırasında ise sık sık CHP sıralanndan tepki gel- di. Tüzmen, bunun üzerine CHPTılere, "Konuşacakbir şeyiniz varsa gefin burada konuşun. yoksa sizinle dışa- nda konuşalım" dedi. CHPTiler, "Özürdfle, yok- sa dışan çık" diyerek tepki gösterdi. CHP'liler, görüş- melerin tamamlanmasının ardından hükümet sıralan- na yönelen Tüzmen'i dışa- nya davet etti. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Prof. Akçamete, imam hatiplere katsayı ayncalığını eleştirdi 6 KaBleyi göz ardı etmeyin' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-İmam hatip okullannı özendir- mek için meslek liselerine üniver- site sınavında katsayı eşitliği geti- ren tasannın TBMM Millli Eğitim Alt Komısyonu'nda görüşülmesi- ne başlandı. Tasannın yasalaşma- sıru isteyen AKP'lilerin görüşleri- ne karşı, Ankara Üniversitesi Eği- tim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. GönülAkçamete tasandaki kat- sayılann hiçbir "binmsel \e man- ûktemelibulunmadığınr söyledi. CHP'nin üye vermediği alt ko- misyon, ilk toplantısuıı AKP mil- letveldlleri, bazı dernek temsilcile- ri ve öğrerim üyelerinin katılımıy- la dün yaptı. Eğitimciler Birliği Sendikası. bazı meslek lisesi mü- dürlen ve AKP milletvekillerinin görüşlerine komisyonda Prof. Dr. Akçamete karşı çıktı. Akçamete tasanya şu eleştirileri yöneltti: - Eşitlik istiyorsak temel alanda öğrenci donanımlı olmalı. Katsayı desteği olmasına karşm meslek yüksek okullannın birçoğu kon- tenjanını dolduramıyor. Bu okullar- daki başan oranı da çok düşük, yüzde 40-50 arasında. - Meslek hselerinın önü kapalı di- yorsunuz, nerelere gıdemiyorlar, benim bilmedığim bir şey mi var? Yani "bir meslek lisesi mezumı np fakültesine gitsin, meslek ttsesinde gördüğü pahah eğitim de bir kena- ra anlsın" diyorsunuz. .\ncak ala- cağınız kararlarda kaliteyi de göz ardı etmeyin. DIŞİŞLERİ BAKANI'NDAN YİNE ÇARK: AB büyük, türban küçük mesele ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Dışişieri Bakanı Âb- dullah Gül, türban konusun- da Roma yolunda farklı, An- kara'da farklı konuştu. AB Troykası toplantısı için Ro- ma'ya giderken özel uçağın- da köşe yazarlanna türban so- rununa ilerleme Raporu'nda yer vermediği için AB'yi eleştirdiğini anlatan Gül, An- kara dönüşünde "AB büyük, türban küçükmesete" de- di. Dışişieri Baka- nı Gül, CNN Türk'te Manşet programına yaptığı açıklamada türban ko- nusunda yine çark etti. Ba- kan Gül, kendisine yönelti- len "AKP'nin önceligi nedir? AB mi, türban nu, YÖK mü?" sorusuna, "Bir tarafta tarihi bir olayvar, diğerieri küçük kü- çük olaylar var. Mukayese bi- le edflemez. AB büyük bir me- AbdullahGül sele" yanıtını verdi. Gül, tür- ban konusuna ilerleme Rapo- ru'nda yer verilmemesini eleş- tirdiğinin anımsatılması üze- rine de şunlan söyledi: "Bana soruhınca böyle bir soru ben görmemezlikten mi gelecektim? Böyle bir sorun da var Türldye'de,gör- memişler, dedim. Av- rupa'da,üniversiteler- de \a da bizim tarüş- bğmuz yerlerde böyle bir sorun yok. Fran- sa'nın hangi ünhersi- tesinde böyle bir yasak var." Dışişieri Bakanı Abdullah Gül, eşinin Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine türban ne- deniyle açtığı davanın anım- satılması ve bu davanın sürüp sürmeyeceğinin sorulması üzerine de "Bilmiyorum,ona deginmek istemiyorum. Her- kesinbireyselhakkı* 1 demek- le yetindi. CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ HALUK KOÇ 'Gül'ün sözleri aczin ifadesidir' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Dışişieri Bakanı Abdul- lah Gül'ün AB tlerleme Rapo- ru'nda Türkiye'deki türban ya- sağının eleştirilmemesine, "AB fotoğraf çekmiş ama bu eksik bir fotoğraf diye sitem etme- si CHP'nin tepİdsine yol açtı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Er- dem, Gül'ün tavnnı kı- narken "Cumhuri- >etten rövanş abna an- la>ış içindeler" dedi. CHP Grup Başkanve- kilı HalukKoç, Gül'ün sözlerinin "aczifadesi olduğunu, ülkeyi dışarda şikâ- yet etme anlavışını sürdürdük- lerini" söyledi. CHP Genel Başkan Yardım- cısı Erdem, dün Merkez Yöne- tim Kurulu (MYK) adına yap- üğı açıklamada, türban konusun- da Türkiye'yi dışanya şikâyet eden Gül'ün tavnnı yadırgadık- lannı söyledi. Bu konuyu Tür- kiye'nin kendisinin çözmesi ge- rektiğini, dışanya ithal edile- meyeceğini anlatan Erdem, şöy- le konuştu: "Bazı kesünler hâ- lâ demokratik laik hukuk dev- leti anlayışını hazmedememiş görünüyor. CumhuriyerJe he- saplaşma, rövanş alma anlayişı içindeler. Bu girisimler, sistem- den, demokratik yapıdan toğia sökme gHTşjmleridir." CHP Grup Başkan- vekili Haluk Koç dün düzenlediği basın top- lantısında, "Ülkesinişj- kâyet etmek bir dışişie- ri bakanının takınaca- ğı tavu~ mıdır? Açıkla- ma, bu siyasi hareketin kendi çıkarlannıülke çıkarlan- nm önündegördüğününbir gös- tergesL Ürkütücü bir getişme" dedi. Koç, AKP'lilere "Efelen- mesnüer,pişkinliktaslamasınlar. Baükişadamlarmın hefikopter- lerine binerek de bu gerçekler- den kaçamazlar. Türkiye, AKP'ye rağmen onlann özle- dikleri bir Ortadoğu ülkesi ha- Bne getaıeyecektir" diye tepki gösterdi. AKP'lilere seminer AhlakıABD'li upnandan öğrendüer BARIŞDOSTER ABD'de hükümete bağlı yönetim etiği bürosunda danışman olarak çalışan DavidJ.Apoi, AKP'lilere "siyasi etik" dersı verdi. Başbakan Recep Ta\ytp Erdoğan başta olmak üzere, yolsuzluk sanığı çok sayıda ismi TBMM'ye taşıyan ve seçimlerden David J. Apol önce dokunulmazlıklann kaldınlması yönünde verdiği sözü tutmayan AKP'nin, ahlak konusunda, yabancı bir uzmandan ders alması dikkat çekerken Apol, her ülkenin yapısının, kültürünün, sorunlannın ve çözümlerinin farklı olduğunu söyledi. AKP Istanbul tl Merkezi'nde geçen cuma sabahı il yöneticılerine, akşam ise Siyaset Akademisi Yerel Yönetimler Okulu öğrencilerine "etik" semineri veren Apol'u dinleyen AKP'lilerin, dış politika ve ekonomiden sonra, siyasal ahlak konusunda da bir ABD'li bürokrattan ders almayı tercıh etmeleri, Türkiye'de, temiz siyasetin geleceği adına dikkat çekiciydi. Üstelik. her firsatta "muhafazakâr" olduğunu söyleyen bir partinin, pek çok konu gibi, ahlakı da yabancılardan dinlemesi, Türkiye'nin ahlaki açıdan getirildığı nokta adına da kaygı vericiydi. Beyaz Saray ve Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleri için etik eğitimleri planlayıp yürüten. özellikle de, çıkar çahşmalan, finansal ifşaatlar, hediyeler ve kamu göre\i sonrası ilişkiler hakkında çalışan Apol, ABD'yi yönetenlerin, kak"ı bombalamalannı, hangi insani ve siyasi ahlak anlayışına sığdırdıklannı ise açıklamadı. Siyasal ahlak konusunda, sicili tartışmah olan ve özellikle Irak'ı işgal ettikten sonra çok sert biçimde eleştirilen ülkesindeki çalışmalan anlatmakla yetınen Apol, Türkiye'nin sorunlanna, Türkiye'nin çözüm bulabileceğini vurguladı. Komisyon Baskanvekili Öymen: tlerleme değil getileme raporu ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- AB Ge- nel Sekreterliği yetkili- leri TBMM AB Uyum Komisyonu'na "ilerle- me raporu" hakkında bilgi \erirken; Komis- yon Baskanvekili Onur Öymen, "Bu, ilerleme değil, gerüeme raporu. Türki\«'yiaşağılar»anbu raporu kabul edemejiz" de- di. Toplantida önce AB Ge- nel Sekreter- liği yetkilile- ri milletvekil- lerine rapor hakkında bil- gi verdi. Ko- mısyonBaş- kanveküı, CHP'li Onur Öymen ra- porun Türkiye'ye yöne- hk hakaretler içermesi- ne karşın, hükümetin ge- rekli tepkiyi gösterme- diğinı söyledi. Oymen, "Türkiye'de kadınlann yüzde SO'sinin eşlerin- den da>akyediği, işken- ce yapanlann devlet ta- rafmdan korunduğu, doktorlara baskıyapıla- rak işkence \ < apıhnastna ilişküi raporlar hazırla- ükhğıveRumOrtodoks Pafriği'ninekümenliksı- fatmın tanmmadığı gibi pek çok konu yer alryor. Bunu, yol haritası, diye sineyeçekemeyiz" dedi. Öymen, "Türkmffletini aşağıiayanbu raporu ka- bul edecekbir tekTürkinsa- nı var diye sordu. Kıbns konu- sunun da ra- porda yer al- dığuıa dikkat çeken Oymen, "AB çevrele- rinde Türk hukümeti ile il- gili şu iddia yer alryor KİMTSkonusunuraporu- nuza yazın ki biz de ta- viz verelinı. Bunu hiçbir Türk hükümetinin ya- pacağuu zannetmiyo- rum" açıklamasını yap- tı. Söz alan diğer üyeler de rapora tepki gösterdi. Raporun Türkçe çeviri- si de eleştirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear