25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5AYFA -I- CUMHURİYET 13KASIM 2003 PERŞEMBE 14 \JM\ kultur@cumhuriyet.com.tr Yıldız Kenter'intok kişilik oyunu 'Oscar ve Pembeli MeleğV ilk kez yarın İzmir'de sahnelenecek On yaşındabirihtiyarECEBAKTIAYA înanç, cesaret, sabır, düş \e düş gücünûn yaşamı nasıl ıkiye, üçe katladığımn şiir colu öyküsü... 'Oscar ve Pem- befiMdeği'... YAhzKeııterın \önetip oynadığı, Fransız ti- yatrosunun genç yazarlarrn- can Eric Emmanuel Schmhi'in oyunu... 10 yaşında lösemi hastası bir çocuk Oscar... Gönüllü bakıcısı Pembeli Mummy'nin önerdiği oyunla her gününü 10 yıl gibi düşünüp tam 120 yıl yaşayan ihüyar bir çocuk.. Oscar, yaşamı katlaya kat- laya yaşarken dünyaya ük kez görüyormuşçasına bakabıl- meyi, nefes alabilmeyi, yaşa- dığının farkına varabilmeyi öğretiyor, yeniden... Çocuk- suluğunu yitirmeden, açtığı güler yüzlü penceresinden yepyenı bir yaşam sunuyor, akıp gıden zamanı yakala- mamızı anımsatıyor. Her şe- ye karşın gülümseyerek.. Önce yüz yaşına merdiven dayamış yaşh bir bakıcı, son- ra 10 yaşında bir çocuk olu- yor sahnede Yıldız Kenter... Pembeli Mummy'yle umut verirken Oscar'la umutlanı- yor, âşık oluyor, büyüyor, ya- vaş yavaş yaşlamyor usta oyuncu... Fonda ise küçücük bir çocuğıın koskoca 120 yı- lını sığdırdığı hastane odası. Tek Klşlllk bir sertfonl 'Oscar ve Pembeli Mele- ği'nin bozulmamış duygular- la dolu, çok saf bir oyun ve bir aşk öyküsü olduğunu \iır- guluyor Kenter... "Oscar'da bir çocuğun safiyeti, bir çocu- ğun şaşkınbğı, merakı, zekâ- sı varT Oyunu, Serap Babür öner- miş Yıldız Kenter'e, Genco Erkal ve Işık Yenersu da des- F ransız tiyatrosunun genç yazarlanndan Eric Emmanuel Schmitt'in yazdığı oyunda Yıldız Kenter hem yönetmen, hem de oyuncu. Önce yüz yaşına merdiven dayamış yaşlı bir bakıcı, sonra 10 yaşında lösemili bir çocuk oluyor sahnede Yıldız Kenter... Pembeli Mummy'yle umut verirken Oscar'la umutlanıyor, âşık oluyor, büyüyor, yavaş yavaş yaşlamyor usta oyuncu... Fonda ise küçücük bir çocuğun koskoca 120 yılını sığdırdığı hastane odası. tek vermış. Kenter ise ük oku- yuşta çok etkilenmış oyun- dan, felsefesinden... "Benien çok, oynndaki felsefe ilgOen- dirdi. Nadide bir çiçek var oyunda, ömrii kısacık. bir gün. Bunu küçük lösemili bir ço- cukla özdeşleştirmesi ve 10 yıllık bir hayati 100'e ulaşür- ma düşü. düşüncesi beni çok etküedL Bir çocukta bu duy- gulan etüt etmek hoştu." Oyunda geçen Fındıkkıran suiûne benzetiyor Kenter oyu- nu: "Onungibitekkişffikama çok kalabahk bir senfonL." Karakterler arasındaki ge- çişin oldukça zor olduğunu belirtiyor usta oyuncu; "Otur- ması için de zaman gereki- yor" diyor ve devam ediyor: "Oyun biraz da seyircinin karşısında pişryor. Çünkü biz ne yaparsak yapahm yanm kalryor. Seyirci düşüyk, düş gûcüyle, yaratıcı \önüyle bt- âmutlakatamamİanıah.Eğer tamamlayabitİYorsa oyun ba- şanya ulaşabüh or. Beninı bü- tün isteğim bir araya gefip bir- birimizi tamamlamak. aynı noktada buiuşmak. Oyunun ömrii bu şeküde uzuyor." Ödünç verllmlş zaman Oscar kendine yeni bir ya- şam şansı verirken izleyenle- re de yaşam bilgeliği üzeri- ne ders veriyor. Kendiyle yüz- leşebılenler, hesaplaşabilen- ler ve kendinı sorgulayabi- lenler içın... Yaşam, ölüm, inanç gibi kavramlann karşı- bğını ararken diğer taraftan ız- leyıcıyi cevaba yıne kendisi götürüyor; "Yaşammtekyo- lu onu yaşa> abiİmektirr "Bu kavramlann karşıhğı filozoflar, şairler, bilim adam- lan tarafindan taa binlerce yıl önceden beri araştinhyor ve bu nasıl bir giz ise hâlâ 'gız' ohnagücünü sakbyor. Çocuk- luğumuzdanbaşlavarakölüm fikriöriim duygusuyla büyü- yoruz, ölümü yaşıyoruz. Sa- vaşlarda görüyonız, hastahk- ta görüyoruz» Zaten yaşar- ken bin defa ölüyoruz. Ama buna rağmen ne olduğunu bUmiyoruz. Hiç olmazmış duygusuyla devam ediyoruz yaşamımıza. Oyun yaşamı yaşamak gerektigini vurgu- İuyor, 'Fazla kurcalamayın bunu, elinizdeki imkânı gü- zel, yaşanır ve anlamlı kılın. îzbırakın..' diyor. Bak,gör,işit, anla, degeriendir... Nâzım'ın 'TarantaBabu'ya Mektuplar'ı gibL." diyor Kenter; bir de yaşamın bir hediye değil, ödünç verilmiş zaman oldu- ğunu anlatıyor... Seyirciye umut dağıtarak var olabilme- nın ayncahğını hatırlatıyor... Böylece seyirci de Oscar'la birlikte büyüyor... Cerçek yaşamdan Izler Kenter ıçin oyunun özel bir yönü de hayatında önemli ye- n olan ıki insandan izler ta- şıyor olması; biri Talat Hal- man' ın oğlu Sah Habnan. dı- ğeri ise SeJçukKaskan'ın ab- lası Barika Hanım. "Selçuk Kaskan'ın aUası Barika Ha- nım 90'ın bir hayli üstünde. Pml pınl bir kafası var. hayat dolu bir kadın. Talat Hal- man'ın oğlu Sah Halman ise benim küçük dostumdu. Na- dide bir çiçek gibigeldivegit- ti. Oyunu çahşırken bana des- tek olduklannı hissettim. Bi- ri 100'üneyaldaşnBş sevgifim, diğeri küçücükken hayatiterk ettntşöbür sevgflnn_ Buoyun- da ikisi var. Oyunun bu yönü de beni çok etkfledL" Sezonu daha önce de 'Der- yagülü', 'Nükte' adlı oyun- İarla îstanbul dışında açan Kenterler Tiyatrosu, oyunun ilk gösterimini yann izmir'de Sabancı Kültür Merkezi'nde yapacak. Kasım ve aralık ay- lan boyunca izmir'de sahne- lenecek olan 'Oscar ve Pem- beli Meleğı' ocak ayında ise Ankara"da ızlenebilecek. Cenazesi bugün Selimiye Camisi 'nde hlınacaköğle namazının ardından memleketiMaçka ya götüriilecek Kültür adamıtsmet Zeki EyuboğluJ nuyitirdik Kültür Servisi - Uzun süredir kanser teda\isi gören yazar ve çe- \irmen İsmet Zeki Eyuboğlu (78) dün sabah saatlennde evinde ya- şamını yitirdi. Eyuboğlu'nun ce- nazesi bugün Selimiye Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa verilmek üzere memleke- ti olan Maçka'ya (Trabzon) götü- riilecek. 1925'te Maçka'dadoğan tsmet Zeki, Sabahattin ve B. Rah- mi Eyuboğlu'nun amcaoğludur Vefa Lisesı'ni( 1948), ardından îs- tanbul Cniversitesi Edebiyat Fakül- tesi Klasik Fıloloji Bölümü'nü (1953) bitırdi. 'Lucrethıs'ta Bilgi KavTamı' adlı Latince tezıyle ay- nı üniversitede yüksek lisans y_ap- tı. 1956-1958 yıllan arasında Özel Gazetecılik Okulu'nda felsefe ve edebiyat dersleri verdi. Çevirmen- lik ve serbest yazarhk üzerine yo- ğunlaştı. TürkheYazarlar Sendikası, Tür- kiye Felsefe Kurumu, Edebîyatçı- brDerneği,EyuboğIu Kültür ve$a- nat Vakfi ve Vefa Lisesi'ni Bitiren- ferDernegi üyesıydi. tlk ürünü Ta- rihten Sesler adlı dergide 1946'da yayımlandı. Ardından Yeşil Ay dergisinde yazdı; Cumhuriyet Dünya gaze- telen ile Varhk, Soyut, Yelken, Ye- •iUfuldar ve Insan dergilerinde ya- nlan yayımlandı. Edebiyat, felsefe, mitoloji, arke- oloji, dil ve folklor alanlarrnda öz- jün görüşler dile getirdı. Usta ya- ıar 1995 'te Hacı Bektaş Banş Ödü- ü'ne, 1996'da da Edebıyatçılar Demegi Onur Ödülü"ne değer gö- •ülmüştü. tsmet Zeki Eyuboğlu'nun gaze- remizin kültürhizmetlerinden Kla- sikler Dizisi'nde çevirileri, Tarih Dızisi'nde de incelemeleri yayım- lanrmştı. Başlıca yapıtlan: Divan Şiirinde SapıkSe\gi(1968),TürkŞiirinde TanrnaKafa1utanlar(1968). Ba- ki( 1972), Tann Yaratan Toprak: Anadolu (1973), Karadeniz Aşk Türküleri (1976), tnsarun Boyut- lan (1979), Şeyh Bedrettin ve Va- ridat (1980), Kendi Sözlerivie Ata- türk İlkeleri (1981), Anadolu Uy- garhğı (1981)," Bütün Yönleriyle Dostları, değerli yazar ve çevirmeni anlattılar Tekbaşınabir okuldu ADNAN ÖZYALÇINER ki kültürümüzü layıkıyla bilen önem- li bir ınsandı. Çok üzüldüm. tsmet Zeki Eyuboğlu, edebiyatı- mızın. dilimizin, gelenek ve göre- neklenmizin yetkin bir araştırmacı- sıydı. Onlarca kitap, yüzlerce maka- leyle, yazıyla, daha çok halk edebi- yatımızı ve halk kültürümüzü araş- tırdı. Tarihsel boyutlannı irdeledı. Is- met Zeki kadar bundan sonra bu işi yetkinlikle yapabilecek başka biri olur mu bilemiyorum... Büyük bir yazan, büyük bir araştırmacıyı, bü- yük bir dostu, büyük bir insanı kay- bettik. Acımız büyük. HULKİ AKTUNC Ç ok önemli bir kültür adamını kay- bettik. Bu dünyanın sağını da solu- nu da bilen. külrürlerin doğusunu da barısını da bilen. Böyle kültür insaj>- lan çok az. Onun Türk diliyle ilgili çahşmalannı da saygıyla anmak is- tiyorum. Başta 'Türkçenin Etimolo- jik Sözlüğü'. MUZAFFER ERDOĞDU AHMET OKTAY Eyuboğlu uzun süredir tedavi gördüğü kansere yenik düştü. Bektaşflikf 1981), Geçmişin Yaşa- ma Gücü (1982), Yedi Askı (Isla- miyet Öncesi Arap Şiirinden Seç- me'ler- 1985),TüıiiDöinmEtirno- k)jikSözlüp( 1988), Me\1anaCe- lalettin (1989), Hacı Bektaş Veli (1989), Uygartığın Çıkmazlan (1990), Pir Sultan Abdal (1991), \'unus Emre (1991), Sömürülen Alevilik (1991), Abdal Musa (1991),Hata>i(Şahîsmaıl, 1991), Kaygusuz Abdal (1992), Felsefe Açısmdan 12 Eviül -Boşhığun Ege- menüğil 19971" İslamdaBölunme- ler,Çeüşmeler (1997), AşıkSadık (1997), trticanın Ayak Sesleri (1998), Dflin Kemiği ("l 999). Top- lum Sarsıntılan (1999), DUin Ka- pısı (1999), Uygarhğuı Işıldaklan (1999). Anadolu Gerçeği (1999), Felsefe YazdarK1999). Usta yazarın bir de Andar (1999) başlıklı anı kitabı bulunuyor. Vergillius (1995), Iragedyanın Doğuşu (Nietzsche -1965), Seviş- me\bhı(O\ıdius -1965), Tarih Üs- tüne (Nietzsche, 1966), Gezginile Gölgesi (Nietzsche - 1966), Dü- şünceler (Pascale, 1966), Zer- düşt'ün Şürleri (1980), Felsefe Ne- dir (1986), Pratik Usun FJeştirisi (Kant - 1989), Erdemin Işığı: Ta- oculuk (1994), Dördükler (Mevla- na -1988) ve Dönüşümler (Ovidi- us - 1994), Eyuboğlu'nun çevın alanmdaki yapıtlannın başhcalan. Türk yazınının, Türk düşünce ha- yatının sözcüğün en açık anlamıyla gerçek bir ağır işçısiydı. Türkçeye kazandırdığı yapıtlann değerı, başta Nietzsche olmak üzere ortadadır Ba- tı düşüncesinın Türkiye'ye aktanl- ması içın elinden gelen her şeyi yap- mış. bu yolda çile çekmış bir ınsan- dır. Bu arada Ismet Zekı'nin düşün- ce ve felsefe dışında 'TürkDflininEu- moloji Sözlüğü' adlı kitabını da özel- likle anmak gerekir. Türkçenin bi- ünmesi, geliştirilmesi yolunda da yo- ğun çaba harcamış bir insandır. Anı- sı önünde saygıyla eğıliyorum. Çok ıyi bir dosttu, iyi bir arkadaş- tı her şeyden önce. Anadolu, yaşayan bilgelerinden birini kaybetti. Bir şey sorduğunuz zaman en ince aynntısı- na kadar anlatırdı, öğrermenlikten gelen bir özelliğıydi, yanlış bilgi ver- mekten kaçınan, bir tereddüdü varsa 'Bir gün sonra söyleyeyim' diyen bir ınsandı. Can dostuydu o anlamda da. Hastahğında da büroya gelmek is- terdı, farklı insanlarla bir arada olma- yı seven biriydi. Sohbeti severdi. SAMİ KARAÖREN AHMET ÖZTÜRK Çok kıymetli bir bilim adamıydı, aynı zamanda çok çahşkandı. Sessız kahramanlanmızdan biriydi. Kendı- sını hiç göstermez, sürekli çalışırdı. Çok dil bilırdi; Latince, Almanca, Ingilizce... Eserleriyle hepunıze de- ğerli kaynaklar bıraktı. CENAP KARAKAYA Bilgili. aydın, çalışkan bir kültür adamıydı. Bırçok kıtaplar çıkardı, es- tsmet Zeki Eyuboğlu tekbaşına bir okul gibiydi. Çalışkan, bilgili, yete- nekli. çözümleyici bir aydındı. Kö- kenbilım açısından yapıknış çok bü- yük Türkçe Sözlüğü vardır ki: şu an- da tek başvuru sözlüğüdür. Yaşamın bu bılge kişisi, yaşamını an gibi bil- ge bir çalışkanlık içinde sürdürdü, pek çok çeviriye ve telif esere imza- sını attı. Çevirileri ve yazdığı kitap- lann sayısı 50 'yi geçmiştir. Anado- lu"ya, kültürüne tutkun, ulusal kültü- rümüzü özümsemiş aydın bir kişiy- dı. Yaşama gözlerini yumması bü- >oik kayıp olan Eyuboğlu, Vedat Gün- yol - Eyuboğlu kuşağının anlayış ve öz bakimından sürdürücüsüydü de. Ölümü büyük kayıptır. İki gün sürecek 'Dil ve Dilimiz Türkçe' sempozyumu Kültür Servisi - An- kara Oniversıtesı Türk- çe ve Yabancı Dil Araş- tırma ve Uygulama Merkezi'nın (TOMER) düzenlediği'DflveDiK- miz Türkçe' başlıklı sempozyum bugün baş- lıyor. "AÜDüveTanhCoğ- rafya Fakültesi Farabi Salonu'ndakı sempoz- yumun. 'Türkçenin Ta- rih tçindeki Yokuluğu' başlıklı ilk oturumun- da; Prof. Dr. Dogan Ak- san, Prof. Dr. ÖmerDe- nürcan ve şair Hüseyin Atabaş, 'Dfl,Yaraüalık ve Ulusalnk' başlıklı ikinci oturumunda; Prof. Dr. Ayduı Kök- sal, Prof. Dr. Şerafettin Turan ve Prof Dr. Ca- hit Kavcar 'Eğitim, Bi- BmveSanatDfli Oiarak Türkçe' başlıklı son oturumda ise; Prof. Dr. Güney Gönenç, Prof. Dr. Aİunet İnam ve ya- zar FevzaHepçiMngirler bildiri sunacaklar. Yann saat 10.00'da başlayacak olan 'Bilim Dilleri Bağlamında Türkçenin Sorunları' başlıklı ilk oturumda; Prof. Dr Anıl Çeçen, Dr Mustafa Şerif Ona- ran ve Yusuf Çotuksö- ken; 'Kitle tletişim Araçlan ve Dil Yozlaş- ması' konulu ikinci otu- rumda Prof. Dr. Tür- ker Alkan, Mehmet Can Doğan ve Sevgi Özel; 'Dil ve Yaşama Kültürü' konulu son oturumda ise Prof. Dr. Sedat Sever, Dr Uhıs Baker ve Ar. Gör. Me- like Aktaş konuşacak- lar. (0 312 435 97 81) Teep Show' İstanbul'da • Kültür Servisi - Heykeltıraş, ressam, fotoğrafçı ve karikatürcü Peter Nieuvvendjik, mizah ve eleştıri öğelerini ağırhklı oiarak içeren 24 kutu ve 12 çizimlik 'Peep Show' adlı sergisıni bugün Schneidertempel Sanat Merkezi'nde açıyor. Sanatçı üç boyutlu ahşap kutulann ıçınde yaşamın gerçeklerinı ve savaşın nedenlerini sorguluyor. Çizimler ise Picasso, Van Gogh, Mondrian, Magntte gibi resım sanatının önde gelen ustalanna saygı amacını güdüyor. Nieuvvendjık, Hollanda Konsolosluğu'nun davetlisi oiarak sergi açılışına katılacak. Hafta içi her gün 10.30- 17.30, pazar günleriyse 12.00-16.00 saatlen arasında gezilebilecek 'Peep Show' sergisi, 12 Aralık'a kadar açık kalacak. (0 212 249 01 50) Kurtuluştan Kuruluşa 1 • ANKAR\ (ANKA) - Devlet Tiyatrolan'nın 13'üncü Bölge Sahnesi oiarak sürekli turne yoluyla temsıller verecek olan Gaziantep Devlet Tiyatrosu'nda Ankara Devlet Tiyatrosu'nun oyunu 'Kurtuluştan Kuruluşa' İ 5 Kasım'a kadar sahnelenecek. Oyunun yönetmenı Mehmet Ege, özellikle genç kuşağın Atatürk'ü tüm yönleriyle tanımadığına dikkat çekerek, oyunu hazırlarken Söylev'den yararlandığını belirtti. Oyunda, Adnan Başer, Adnan Erbaş, Aykut Ünal, Bahadır Özyurt, Cahit Oztüfekçı, Dara Tan, Günaydın Yaltırak, Mehmet Gürkan, Nezih Işıtan, N. Mert Tanık, Orhan Aral, Orhan Özyiğit, Özcan Pala ve Umut Karadağ rol alıyor. Galeri Xte bienal tartışılıyor • Kühür Servisi - Galen X, 15 Kasım Çumartesi günü saat 19.00'da 'İstanbul Bienali'nin Türkiye'ye ve Dünyaya Yararlan' başlıklı bir panel düzenliyor. Panele konuşmacı oiarak Arzu Berber, Denız Örnek, Ender Güzey, Genco Gülan, Gültekin Çizgen ve Kemâl Tufan katılacak. (0 212 249 37 39) Marcos Valle Babyton'un konugu • Kültür Servisi - Garanti Bankasrnın sponsorluğunda Babylon'da gerçekleştırilen 'Garanti Caz Yeşılı Konserleri', yann ve 15 Kasım'da saat 23.00'te Brezilyah vokalist, gitar ve piyano sanatçısı Marcos Valle'yle sürüyor. Valle'ye konserde; Mauro Berman (bas), Sidney Martines Moreira (perküsyon), Paulo Renato Franco (flüt, saksofon), Patricia Al\i (vokal perküsyon) ve Davıde Giovannini (davul) eşlik edecek. Bir yandan köklerine bağlılığını sergileyen sanatçı, müziğıru bir yandan da funk, samba. soul, caz ve rock türleriyle harmanlıyor. 1964'te ilk albümü 'Samba Demais"i çıkaran ve Brezilya Müzik Eleştirmenleri Birlıği tarafindan 'en iyi yenı sanatçı' seçilen Valle, Sergio Mendes ile çıktığı ABD turnesınden sonra en çok sevılen Brezilyah sanatçı konumuna ulaştı. 'Summer Samba' adlı şarkısı, aralannda Frank Sinatra ve Bebel Gılberto'nun da bulunduğu, dönemin tum caz vokahstlen tarafindan söylendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear