22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 6 OCAK 2003 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI Savaş karşıtı eylemler yurt geneline yayılıyor ABD askeri olmayacağızH Baştarafı 1. Sayfada narak referanduma gidilmesini istedi. Bursa'da, çeşitli sivil toplum örgütlerince oluşturulan "Bursa Savaş Karşıtı Platformu", Fomara Meydanı'nda "Savaşa Hayır" slogaruyla miting düzenledi. "ABD askeri olmayacağız", "Babalar ölmesin" ve "Irak halkı yalnız değil" yazılı pankartlann taşındığı mi- tingde, Platform Sözcüsü Iskan Yıldız. savaşm dur- dunılabilmesi için herkesin büyük çaba harcaması gerektiğini, açlık ve sefaletin ancak banş ortamında son bulabileceğini vurguladı. Samsun'da Istiklal Cadddesi'nde toplanan bir grup Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi de "Samsun Limanı'na Amerikan askeri giremeyecek" yazılı pankart açtı ve "Irak'ta savaşa hayır" ve "Ameri- ka limanlardan elini çek" sloganlan attı. TKP tl Başkanı Gamze Özdemir, "Savaşı önlemek için gerekli adımlar atmayanlar.halkımıza bunun he- sabını savaş suçlusu olarak verecektir" dedi. îs- tanbul Sangazi Meydanı'ndaki Atatürk heykeli önünde toplanan "Sangazi Savaş Karşıtı Plat- form" üyeleri de "Kahrolsun ABD emperyalizmi. ABD askeri olmayacağız" yazılı pankart astılar. Platform Sözcüsü Ergin Ay, ABD'nin "elinde kit- ie imha silahlan olduğu" gerekçesiyle Irak'ı işga- le hazırlandığını belirterek "Kitle imha, biyolojik ve kimyasal silahların en büyük üreticisi ve satı- cısı da ABD'dir" diye konuştu. Kampanyalar Türkiye Banş Girişimi, TBMM, ABD'nin Irak'a yapacağı saldında Türkiye'nin üs, havaalanı ve liman kullanımı talepleriyle ilgili önemli kararlan oylaya- cağı haftaya girerken uluslararası bir kampanya baş- lattı. Girişimden yapılan açıklamada, Irak'a karşı açüan savaş kampanyasının uluslararası hukuk ku- rallannın ve dünya kamuoyunun tüm itirazlanna kar- şrn sürdürüldüğüne dikkat çekildi. Trabzon Savaş Karşıtlan Platformu, savaşa karşı dikkat çekmek amacıyla "Banş İçin Beyaz Kurdele" kampanya- sı başlattı. Kampanyanın yurt genelinde yayılması amacıyla da telefon ve internet zinciri oluşturuldu. Kamuoyu- na yapılan çağnda da her banş yanhsının savaş teh- didi ortadan kalkana kadar yakasına beyaz kurdele takması istendi. ABD'nin Irak'a düzenleyeceği operasyon için Türkiye'yi üs olarak kullanmak ve savaşın içine çek- mek istemesine tepki gösteren ADD Söke Şubesi Yönetım Kurulu, referanduma gidilmesini istedi. Kapalı kapılar ardında 'çirkin pazarhklar yapıldı- ğı' vurgulanan açıklamada, "Savaş hakkında halk oylamasına gidilmesini istiyoruz. Çünkü olası bir kirli savaşta canını ortaya koyması ve savaşın do- ğal sonucu olarak ekonomik krizde tekrar zorian- ması istenecek bizler, kendi gelecefimiz hakkın- da karar vermek istiyoruz" denildi. NUMAN ESÎN: 1961 Anayasası'nı benimsemeliyiz Haber Merkezi -1961 Anayasası ve Demokrasi- si Vakfı Başkanı Numan Esin, 1961 Anayasası yü- rürlükte olsaydı, Türkiye için Kopenhag kriterlerine cevap vermenin çok kolay olacağını belirtti. Esin, yaptığı açıklamada, 6 Ocak tarihinin Türk anayasa tarihinin en ilerici anayasasını hazırlayan Kurucu Meclis'in ilk toplantısını yapmasının 42. yıl- dönümü olduğunu anımsatarak 1961 Anayasası'mn parlamenter demokrasınin esaslanm ve insan hak- lanna dayalı çağdaş hukuk devleti ilkelerini toplum- sal yaşama taşıdığına dikkat çekti. u Ne yazık ki bu anayasa popülist yaklaşımlar, oy alma kaygüan nedeniyle uzun süre yaşatılama- mıştır" değerlendirmesinde bulunan Esin, eğer 1961 Anayasası bugün yürürlükte olsaydı, Türkiye için Kopenhag kriterlerine cevap vermenin çok ko- lay olacağım kaydetti. Esin şunlan söyledi: "1961 Anayasası, " Sosyal devlet', "Haklann özüne doku- nulamayacağı', 'Idarenin hiçbir karar, işlem ve ey- leminin yargı denetimi dışında tutulamayacağı', 'Hukukun üstünlüğü' gibi ilkeleri ilk kez siyasal ve toplumsal yaşamımıza geçirmiştir. Bugünlerde anayasa değişiklikleri düşünen ve planlayan bu- günkü siyasal iktidara hatırlatınz ki anayasanın temel iikelerinden geriye dönüş doğru değildir. Türkiye Cumhuriyeti özünde laik ilkelere daya- nan demokratik bir hukuk devletidir. 1961 Ana- yasası da Türkiye Cumhuriyeti'nin insan hakla- nna dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti' olduğu kurahnı kesin biçimde vurgula- mıştır. Bu ilkelerden aynlmak tüm toplumu hüs- rana uğratır. 1961 Anayasası ve Demokrasi Vak- fı olarak belirtmek isteriz ki, siyasal yaşamımı- zın çoğulcu demokratik sistemin gereklerine uya- bilmesi için, 1961 Anayasası'mn ilkelerini benim- semeliyiz." Esin, son seçimde seçmenin üçte bir oyunu alan iktidar partisinin Meclis'te üçte ikilik bir sandalye- ye sahip olduğunu da anımsatarak adalet ve eşitlik kavramlanna aykın olan bu durumun düzeltilmesi için öncelikle Siyasal Partiler ve Seçım yasalannın ele alınarak düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Çılgın hava korsanı iki saat sonra Frankfurt Havalimanı'na iniş yaptı Resnik için uçakkaçırdıFRANKFURT (AA) - Alman- ya'nın Frankfurt kentinde dün si- lahlı bir kişi tarafından kaçınlan ve kent üzerinde uçan küçük uçak Frankfurt havaalanına indi. Polis uçağm yere inmesinden sonra gözaltma alınan korsanın adının Franz Stefen Stramm- bach adh 31 yaşında bir Alman olduğunu kaydetti. Strammbach, pilotu silahla tehdit ederek Frankfurt'un güney- doğusundaki Babenhausen Havaala- nı'ndan kaçırdığı uçağı Frankfurt üze- rinde yaklaşık 2 saat uçurarak kentteki Avrupa Merkez Bankası kulesine çarp- makla tehdit etmişti. Ahnan hava trafik kontrol yetkilileri, uçağın kaçanlmasında herhangi bir terö- rist bağlantı görülmediğini kaydetti. Al- Ocak Franz Stefen Strammbach'ın 1986'da Amerikan uzay mekiği Challenger'ın kalkışından kısa bir süre sonra düşmesi sonucu ölen kadın astronot anısına uçağı kaçırdığım söylediği belirtildi. man ntv televizyonu, korsanın Ocak I986'da Amerikan uzay mekiği Challen- ger'ın kalkıştan kısa süre sonra düşmesi sonucu ölen kadın astronota dikkat çek- mek için uçağı kaçırdığını kaydetti. Korsanın, "Taptığım astronot Judith Resnik'i ünlü yapmak istedim. tlk Ya- hudi kadın astronota dikkat çekmek is- tedim" dediği belirtildi. Daha önce uçaktan ntv televizyonunu arayan Strammbach, kimseyi öldürmek isterne- diğini, yakıtı bitince intihar edeceğini söylemişti. Polis, Strammbach'ın "şaşkmhk intibası yaratmaya çalıştığı- nı" belirtti. Frankfurt Emniyet Müdürü Harold VVeiss-Bolandt dü- zenlediği basın toplantısında, uçak kaçırma olayı ile ilgili bilgi verdi. Bolandt, Frankfurt havaala- nı itfaiyesi ile işbirliği içerisinde çalış- üklannı, hava korsanının yerel saatle 17:1 l'de Frankfurt havaalanına üıdik- ten sonra gözaltına almdığuıı kaydetti. Frankfurt itfaiyesi yetkilisi de kentte başta Avrupa Merkez Bankası olmak üzere yüksek binalann bulunduğu yer- ler ve metro bölgelerinde güvenlik ön- lemleri aldıklannı belirtti. Cemaatlere yeşil ışıkH Baştarafı 1. Sayfada deme getiriyor. Devlet Bakanı MehmetAydın'ın, "özerkDi- yanet İşleri Başkanlığı" için 3 ayn komisyon eliyle çalışma başlattı. Akademisyenlerin üzerinde durduğu proje, din işlerinin devlet eliyle yürütülmemesini öngörüyor. Proje kapsamında, kurumun "tslami düşünce üretme" etkinliğinin arttırıl- ması ve ilahiyat fakülteleri ile arasında koşutluk sağlanması düzenleniyor. ilahiyat fakülte- lerinin Diyanet ile ortak çalış- ma yapması için mevzuat deği- şikliğine de gidilecek. Projeye göre, ilahiyat fakül- telerine ek olarak dini daha çok psikoloji, sosyoloji, antropolo- ji, uluslararası ilişkiler ve siya- set açısından araştıran, incele- yen ve bulgulan teoloji alanına aktaran merkezler ve enstitüler kurulacak. Özellikle, sosyal bilimlerin okutulduğu üniversitelerde öğ- renci almasa da diğer bilimle- re katkıda bulunma hizmeti su- nan birkaç dini etüt bölümleri kurulması da amaçlanıyor. Anglikan modeli Bakanlığm projesi, Diyanet îşleri Başkanhğı'nın, AB başta olmak üzere dış kamuoyunda "Anglikan Kilisesi" ile ben- zer statüde kabul görmesi ama- cını da içeriyor. Böylece Istan- bul'u ziyaret eden devlet adam- lannın Rum Patrikliği yerine Diyanet'i ziyaret etmesi hedef- leniyor. Anglikan Kilisesi'nin tarih- sel kökeni 16. yüzyıla uzanı- yor. Ingiltere'de Vlll. Henri ve yerine geçen krallar, Anglikan Kilisesi'ni devlerin resmi mez- hebi olarak kabul ettiler. Ang- likan Kilisesi'nin Papalık'a bağlı olmaktan çıkması, devlet çıkannı korumak için alınan bir kararla oldu. Daha sonra Kato- liklik temelinde ulusal, bağım- sız ve özerk kiliselerin oluş- turduğu Anglikan Kiliseler Topluluğu gelişti. Bakan AydııTdan ilginç yorumlar Diyanet tşleri Başkanh- ğı'ndan Sorumlu Devlet Baka- nı Mehmet Aydın, bakan olma- dan önce kaleme aldığı bir ma- kalesinde, "yeniden yapılan- dırma" modelinin ipuçlannı verdi. "Türkiye, devlete ba- ğımh din modelinden vazgeç- mek zorunda" diyen Bakan, şu görüşleri savundu. "tslam dünyasında din kurumlan si- yasetin güdümünde. Din hiz- meti özü itibarıyla sivil bir hizmettir. Bundan dolayı di- ni kurumlar sivil hizmetler üreten kurumlara dönûşmek zorundadır. Bazen kendi ver- diği bir fetvanın bile arkasın- da durma gücü olmayan bir kurum Ue Türkiye 21. yüzyı- Iı yaşayamaz. Hayati konular- da yeterince yazmayan bir ilahiyat ve akıllı uslu oturan bir Diyanet ile bir yere van- lamaz. Türkiye, devlete bağlı ve bağımlı bir din hayatını ge- leceğe taşınıayı nasıl düşüne- bilir? Teoloji yapma, yani ts- lami düşünce üretme ve ona göre bir tutum ortaya koyma yok. Bu yok da başka yoklar- İa ilgili. Evvela üniversitele- rimizde yeterli miktarda aka- demik özgürlük yok, kurum- sal otonomi vok." Irak'ta katliam korkusu• Baştarafı 1. Sayfada ta zorlanıyorum) çocuk hastane- sinde gördüğüm çocuklan... Kentteki benzeri 3 hastaneden bi- rinde... Onlann gözleri de gülmüyor, konuşmuyor. "ABD'nin bize ar- mağanı" diyor, beni dolaşnran doktor Ahmet Fahdeh. Onlar kanserli, tümörlü çocuklar. Ge- çen savaşın etkileri. Tümörler, be- bek bedenlerini kaplamış; löse- mi, karanlığın, umutsuzluğun, acının adı ohnuş. Bir anne iyice anlamam için bin kez tekrarlıyor: "Bu anormallikler genetik de- ğil. Bizim çocuklanmız böyle değildi. Radyasyondan oldu." Ana rahminde kapılan, yiye- cekten, içecekten soluduklan ha- vadan yayılan.. minicik bedenle- ri esir alan hastahk değil, şiddet politikalannı, çıkarlannı, güç odaklannı savaşla noktalayanlar. Savaşın faturasını en ağır biçim- de ödeyenler ise çocuklar. 1991 'den bu yana 750 bin bebek ve çocuğun savaş sonrası etkiler- den öldüğü belirtih'yor. Güney I- rak'ta geçen savaşta çölde dene- nen uranyum taşıyan fuzelerin et- kisi daha çok uzun yıllar sürecek. Hastanede bir anne avaz avaz haykınyor: "Asıl, kitle imha si- lahlan onlarda, Amerikalılar- da. Gelsinler, görsünler çocuk- lanmızı!" "Bizde olmayan bir şeyin varhğını nasıl ispat edebi- Savaşın faturasını en ağır biçimde ödeyenler çocuklar. (Fotoğraf: AP) liriz ki!" diyor, burada konuştu- ğum herkes. Birleşmiş Milletler'in silah de- netçilerine, tüm kapılan açtıkla- rını söylüyorlar. Denetçilerinbu- güne dek inceledikleri 230 bölge- de hiçbir şey bulamadıklannı an- latıyorlar. ABD'nin savaş gerek- çesi saydığı Irak'ın kitle imha silahlanna sahip olduğu varsayı- mına karşılık sokaktaki adam bi- le asıl nedenin "ABD'nin petrol ve Ortadoğu'da güç tutkusu" olduğunu belirtiyor. Bir yandan "Biz, burada sanki savaş çık- mayacakmış gibi yaşamaya mecbunız" derlerken bir yandan da yiyecek ve içecek depolama- ya devam ediyor aileler. Dd aylık yiyecek depolayan bir aile, 3 ay- lık daha depolama çabası için- deydi. Ve herkes bahçesindekuyu ka- zıyor. Su depolamak, yiyecek de- polamaktan çok daha zor! Kendi- lerini savaş olmayacağına inan- dırmaya çahşırken, buna inan- mak isterken, arada ağızlanndan kaçınveriyorlar: "Bu sefer sığı- naklara gitmeyeceğiz." 199 l'de El Amiriye Sığınağı bombalandı- ğında (ABD'ye göre "yanlışbk- la bombalandığında") ölen 405 kadın ve çocuğun anısı, unutula- cak gibi değil. O dehşeti bir başka yazıda an- latmalıyım. Çünkü şimdi Tank Aziz'le randev'umuza yetiş- meliyim. Nemalara 6 özeP oyun hazırbğı • Baştarafı 1. Sayfada lışanın beklentisine karşı AKP Genel Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 katrilyon lirayı nakit ödernenin güçlüğüne dikkat çekmiş ve hükümetin bu beklentiyi hemen karşılayamayacağını belirtmişti. Parti yönetimince Babacan'a sunulan bil- gi notunda, "gönüllülük" temeline dayan- ması öngörülen sistemin kazanımlan şöy- le anlatıldı:"Hazine, yetküi şirketlere tah- vil şeklinde ödeme yapacağı için ana pa- ra borcundan kurtulmuş olacak. Sigor- tacılık sistemi bir anda sigortab sayısının artmasıyla derinleşmiş ve sistemin daha çabuk oluşturulmasına zemin hazırlan- mış olacak. Çalışanlar emeklilik dönem- lerinde ikinci bir maaş daha alacaklan için daha mutlu, gelirleri dolayısıyla re- fah düzeyleri artmış olacak. Çalışanlar ana para ödeme takvimine kadar geçen sürede nema almaya devam edecekleri için sistemin mevcut uygulamanın deva- mı olma niteliği korunacak. Sigorta şir- ketleri pazarlama faaliyetlerine hız vere- rek çalışanlann yakın akraba, eş ve dost- larına da ilk elden ulaşmış olacak." TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Vicdan Baykara ise Zonguldak'ta düzenlediği ba- sm toplantısmda, "Nemalann tamamının bir seferde ödenmesini istiyoruz ve bu konuda ülke genelinde eylemler yapaca- ğız" dedi. Kamu çalışanlannın yoksulluk sınırının çok altında yaşamak zorunda olduklannı ve bunun üstünde bir yaşam standardına kavoışabilmeleri için yasada değişiklikler yapıbnası gerektiğini vurgulayan Başkara, 58. hükümetin 3 aylık geçici bütçe hazırla- dığmı ve 2003 bütçesinin ise mart ayından sonra yapılacağının kendilerine aktanldı- ğını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Önümüzdeki süreçte, gerek nemala- nmızın gerekse 2003 ile ilgili taleplerimi- zin karşılanması için görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Nemalann taksitli öden- mesi konusunda açıklama yapıldı. Ana- paranın bu yıl ödenmesi, geri kalanın ise uzun bir süreye yayılması. paranın pul ol- ması anlamına gelecektir. Biz ise yıllar- dır kesilen nemalann tamamtnın bir se- ferde ödenmesini istiyoruz ve bu konuda ülke genelinde eylemler yapacağız." Baykara, yapılan ücret atışlan konusun- da da, "Bu yüın ilk 3 ayıyla ilgili zamma baktığınız zaman, çok düşük bir artışa tekabül ediyor. Biz, toplusözleşme ve grev hakkımızı özgürce kullanabileceği- miz bir yasal düzenlemenin mutlaka ge- cikmeden yapümasım talep ediyoruz" dedi. G U N P E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bu tür durumlarda öncelikle şu sorunun yanıtını vermek gerekir: - Sorumlu noktadakiler neyapıyor, ne düşünüyor? Hükümetten sorumlu AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, her konuda olduğu gibi Kıbns'ta da hemen çözüme yönelik düşüncelere sahip. Memleketi Rize dolaylarından temiz havayı içine çektikten sonra koyverdi: "Kıbns'ta 40 yıllıkpolitikalaria biryere vanlamaya- cağı görüldü. Bunda ısrar etmemek lazım... Kıbns, Denktaş'/n şahsi meselesi değildir!" Aynı şeyi Türkiye'den ayrılmadan önce Denktaş da söylemiş, "Kıbns, Denktaş'ın şahsi meselesi de- ğil, ulusal bir davadır" demişti. Denktaş'la Erdoğan aynı şeyleri söyleyerek birbirlerini "düzelttiler". Ama burada asıl olan Erdoğan'ın, Kasımpaşa Uluslara- rası Stratejiler Enstitüsü'nde konuşur gibi, toptancı değerlendirmeler yapıp, bunun nereye varacağını görmemesi, görememesi ya da bilinçli olarak bu tu- tumdaolması. Erdoğan, "40 yıllıkpolitikalar" derken rakamı na- sıl seçti bilmiyoruz ama, bu sürecin içine 1963 son- rasında Rumların adada estirdiği teröre karşı Tiirki- ye'nin yaptığı banş harekâtı da giriyor. Hal böyle olunca 1974'te yüzlerce şehit veren askerier soru- yor: "Acaba Erdoğan, banş harekâtına da mı karşı?" Bu sorunun, Genelkurrnay katlarında da soruldu- ğunu vurgulayalım! KKTC'de yazılı diyalog Gelişmelerin KKTC cephesınde yaşananlar da şık değil. Ortaya öyle bir tablo çıktı ki, Türkiye'den ko- nuşanlara KKTC'den yanıt geliyor, oradakiler birbir- lerini doğrulayıp-yalanlıyor... Durum böyle olunca, ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: KKTC'de Denktaş'la muhalefet karşı karşıya, Tür- kiye'den bir kesim Denktaş'a destek veriyor, bir ke- sim muhalefeti göklere çıkarıyor... Ve Yunanistan da hakem rolünde, "Sorun çözülmezse, kötü olur" di- yor! Denktaş geçen hafta siyasi parti liderleriyle görüş- tü. Onlara Annan planına ilişkin görüşlerini içeren 8 sayfalık bir değerlendirme verdi. Değerlendirmede şu noktalann altı çiziliyor: - Siyasal eşitlik kısa bir süre sonra bizim aleyhi- mize bozulacak. Planın içinde buna ilişkin yaptırım- lar farklı yeriere serpiştirilmiş. - İki bölgelilik tümüyle sulandırılıyor. - Bizden istenen toprak tavizleri çok fazla. - Güvenlik ve garantörlük konusundaki değerlen- dirmeler açık değil. Zamanla aleyhimize değişecek bir süreç öngörülmüş. - Içimize alacağımız Rumlar bir süre sonra 'Türk tarafını' temsil eden kişiler arasında olabilecek. Bu durumda 'Türk tarafı' tanımı havada kalacak. Artık iş, karşılıklı güven aşamasını geçtiği için Denktaş da tarafların görüşlerini 'yazılı' olarak ver- melerini istedi! Son anda bir değişiklik olmazsa Denktaş'la parti liderieri bugün bir kez daha bulu- şacaklar. Yazılı görüşlerini verecekler. Bunları biz de merak ediyoruz ama, KKTC'de 19 Aralık'ta Denktaş'la birlikte çalışması için kurulmuş olan Parlamento Konseyi'ne üye verecek partilerin de kendi içinde görüş ayrılığına düştüğünü görüyo- ruz. Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Genel Başka- nı Hüseyin Angolemli, "etkili olmazsa biz bu kon- seye üye vermeyiz" diyor. Cumhuriyetçi Türk Parti- si (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, 28 Şu- bat sürecinin uzayabileceğini, anlaşmanın nisan ba- şında olması gerektiğini söylüyor. Yenilikçi Atılım Partisi (YAP) Genel Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu, TKP ile CTP'yi ucuz politika yapmakla suçluyor. KKTC'deki partilerin kendi aralanndaki müzake- reler, Rumlarla müzakereden daha zor hale gelrniş- se, her şeyden önce oturup bunu düzeltmek gere- kir! Aksi halde, 'banşı bozacak bir banş antlaşması' dayatılacak! ankcum@ttnet.net.tr Yunan To Vıma gazetesi: Ocolan h silah tüccarı getirdiATİNA (AA) - Yu- nanistan'da yayımla- nan To Vima gazetesi, terörist başı Abdullah Öcalan'm Suriye'den aynldıktan sonra Yuna- nistan'a gelişinde, uluslararası alanda fa- aliyet gösteren bir silah tüccannın kendisine yardımcı olduğunu yazdı. Gazetenin "Kö- tü düzenlenmiş bir operasyonun şahsi- yetleri" başlıklı yorum haberinde, ismi açık- lanmayan silah tüccan- nın, terör örgütü eleba- şının Yunanistan' a ge- tırilmesinde önemli rol oynadığı belirtildi. Bu kişinin isminin açıklanmamasının "büyük soru işaretle- ri yarattığı" kaydedi- len haberde, aynı kişi- nin, Yugoslavya'nın Devlet Başkanı Slobo- dan Miloşeviç döne- minde Belgrad ve Moskova'da faaliyet- lerde bulunduğu ve "özel işleri" için, Ati- na Havaalanı'ndan sık- ça, hangi amaçlarla kullanıldığı belli olma- yan özel uçaklar kirala- dığı belirtildi. Sigara tüketimi her geçen gün artıyor Dünya bırakıyor biz içiyoruz• Baştarafı 1. Sayfada ki TEKEL payının ise yüzde 51 civannda ol- duğu ifade edilerekTür- kiye'nin toplam sigara tüketiminin yüzde 70'inin TEKEL tarafın- dan karşılandığı kayde- dildi. TEKEL'in sigara sa- tışlanmn yüzde 93'ünü oluşturan filtreli sigara- lar incelendiğinde, 2000 yılında 75 bin 276 ton olan satışlann 2001 yı- lında yüzde 3 'lük bir ar- üşla 77 bin 503 tona çık- tığı gözlendı. 2001 yı- lında uzun filtreli sigara satışlannda ilk sırayı yüzde 33.1 ile TEKEL 2000 alırken bunu yüz- de 32.4 ile TEKEL 2001 ve yüzde 24 ile uzun Samsun izledi. Kısa filt- reli sigara satışlannda ise ilk sırayı yüzde 47.6 ile Maltepe, ikinci sıra- yı yüzde 34.6 ile Sam- sun ve üçüncü sırayı da yüzde 11.9 ile TEKEL 2000 aldı.Bu arada, TE- KEL Sigara Sanayii ve îşletmeleri Müessesesi 2001 yılını 1.7 triryonli- ra kâr ile kapattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear