25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 OCAK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JliJvUI^I I_J1VJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Tankerci eylemi sona erdi • BATMAN(AA)- Batman'daki Türkiye Uluslararası Petrol Şirketfne (TPIC) ait tesislere Irak'tan ham petrol taşıyan 2 bin tankercinin düşük ücret nedeniyle önceki gün başlattığı ham petrolü boşaltmama eylemi sona erdı. Taşeron firmalar, . tankercılere günlük 15 milyon lira ödeyecekler. Raylı sistem Hazine'yi bekliyor • İZMİT (AA) - İzmıt'in 200 milyon dolarlık Hafıf Raylı Sistem Projesi, 12 yıldır ihale aşamasına bile getirilemedi. Büyükşehir belediyesi, öz kaynaklan yetersiz olduğu için dış kredi imkânıyla bitirmeyi planladığı yap- işlet-devret modelli proje için, Hazine'nin onay vermesini bekliyor. HES Kablo 30 iükeye ulaştı • KAYSERİ(AA)- Kayseri'de kurulu Hacılar Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ (HES Kablo) geçenyıl, 30 ülkeye kablo ıhraç etti. HES Kablo Genel Müdür Yardımcısı Adem Özcan Gündoğdu, "Dünyaya 57 milyon dolarlık enerji, telefon, fiber optik ve landata kablolanyla emaye bonin teli ihraç ettik" dedi. Şekerbank'tan esnafa kretü • BEYŞEHİR(AA)- Beyşehır Ticaret Odası, Şeİcerbank'la yaptığı protokol ile üyelerine düşük faizli, aylık taksit ödemeli ticari kredi kullanım imkânı sağladı. Oda Başkanı Mehmet Şenol, kredinın limitinın 50 milyar lira oldugunu kaydettı. Ulubaş'tan • KAYSERİ(AA)- Kayseri'de kurulu Ulubaş Madeni Eşya ve Makine Sanayi'nin yan kuruluşu Ulus Dayanıklı Tüketım Mallan, buzdolabı fabrikası laıruyor. Ulubaş Madeni Eşya Genel Müdürü Ahmet Büyükmutlu, "40 ayn tipte ev tipi buzdolabı üreteceğiz. Fabrikamızın yıllık kapasitesi 1 milyon adet" dedi. Sipariş üzerine fabrika • İZ.MÎR (AA) - CMS Jant ve Makine Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Tonguç Ösen, dünya otomotıv devleri General Motors ve Volkswagen'in jant talebini karşılayabilmek amacıyla yeni bir yatınma geçtiklennı dile getirdi. 2002'de dış pazarlarda önemli bir büyüme atağına geçtiklerini söyleyen Ösen, haziranda bitmesi planlanan tesisin, yaklaşık 9 milyon dolara mal olacağını kaydetti. Yoğun yağış ekim yapttrtmıyor • AYDIN (Cumhuriyet) - Ekonomik krize yenilen üretici kesimi, bu kez olumsuz hava koşullanndan etkilendi. Bölgeye düşen yoğun yağış nedeniyle Menderes Nehri'nin taşması, Söke Ovası'nda buğday ekimrni engelledi. Aydın Ziraat Odası Başkanı Kemal Çetin, her yıl Söke Ovası'nda 12 bin hektarlık alana buğday ekimi yapıldığını anımsatarak "Bugüne kadar bölgede 4 bin hektar alanda buğday ekimi yapılabildi" dedi. Yasada değişiklik ısrannı sürdüren AKP, yandaşlanna kazanç alanı yaratmanın peşinde Şeffaf değilyandaş ihaleFATMA KOŞAR Ilgili kuruluşlarca karar aşamasına getirilen öncelikli, dev projeleri yaptı- racak AKP hükümeti, îhale Yasası'nı değiştirerek 'duble yol'u kapsam dışın- da tutmaya çalışıyor. Bazı bölümlerde temeli atılmaya başlanan 'duble yol'un fizibilitesi olmadığına dikkat çekiliyor. Hükümet, yandaşlanna rant sağlamayı hedeflediği yolu, İhale Yasası'ndaİd özellikle "yüzde 10'Iuk kaynak zorun- luhığu ile kamulaştırmanın yapdması ve parasının yaünlmış olmasT koşullann- dan kaçırmaya çalışıyor. 'Duble yol'u "emanet işler" kapsamına alarak yatı- nmcı kamu kuruluşlannın olanaklany- la "taşeron şirketiere" yaptırmayı plan- • Ihaleye çıkanlacak projeler için yüzde 10 kaynak sağlama koşulundan kurtulmaya çalışan hükümetin, atılan 'duble yol' temellerinde yürürlükteki İhale Yasası'na aykın da\Tandığı öne sürüldü. Yolun fizibilitesi ve maliyet hesabı yapılmadı. layan hükümet böylelikle, daha çok uluslararası kreditörlerin söz sahibi ola- cağı dev projelerde yaratılması daha güç kazanç alanını buradan sağlamaya hedefliyor. Değişiklik ısrannı sürdüren ve çalış- malannı hızlandıran AKP hükümetinin aynca 2004'te yapılması beklenen ilk yerel seçimler için hazırlık yaptığı bil- diriliyor. Toplam maliyeti 30 milyar do- lan bulan "öncelikli ve karar aşamasın- dald" dev projeler konusunda hareket alanını genişletmek isteyen AKP, büyük projelerde de hareket alanını genişlet- meye çalışıyor. Eglk değerler yükseltllsin' AKP'nin eksiklikleri gidermek yeri- ne kapsamını daraltmaya çalışmasrna tepki gösterilerek dünyanın en liberal ülkelerinde bile kamu alımlannın, kal- kınma planlan doğrultusunda yapıldığı belirtiliyor. Türk Mühendis ve Mimar Odalan (TMMOB) Genel Başkanı Kaya Gü- venç, yasada yabancı firmalann kamu ihalelerine katılmalannın sadece "eşik değerlerle" sınırlandınldığını, üstelik eşik değerlerin düşük tutulduğunu anımsattı. îhaleleri yabancı finnalara açan ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin dikkate alınması gerektiğini vurgula- yan Güvenç, "Değişiklik yapılacaksa bu nok1adüzeltilmeu\Karşıİıklıükilkesite- mel bir ilke olarak yer almalı" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Eş- ref Erdem, AKP'nin yoğun baskılar so- nucunda değişildikten vazgeçmesinin beklendiğini belirtti. Erdem, maliyeti belli ohnayan yolla ilgili uygulamalan eleştirdi. Yürürlükte olan yasa ne içeriyor? / Beledı.eie'ce yuruulen şler /asa kapsanında Yasa kapsamdakı kuruluşta' i kendı olanaklanyk) yaoacaklar veya erranet komısvonu elıyle vapf r ocakla r ı kazı, dolao asfatt ve betoi kaptama yama ıledevet, koy volıarının sanat yapıiar ıteyapın ışlerı kar mucadelesı arazı Mİeştırme, oâapanaırma, erozyon konrol .şierıne ılışkın mal ve h.zmet alımlan ,e yapımı gıb. ışler, Yasaya tabı ihale edılecek kurum ve kuıuluşlarının yıllara yavgm yatırım pro|elennde ılk yıl ıçın ongoru>er odenek toplam malıyetın yuzde 10 undan az olamayocaV / Kamuda dave^ye jsuluyle ihale /apılmavocak / Ihalelere <atılma kaiusunda 3 derecedekı akrabalık duzeyı sınır olaran kaDul edıııyof •k karnes u\cjubrnasına son butau hclelere ^afıiccak rruteahhıt ve fırmabrın yeterlılıkıer-ne ılışkın yeni koşullar getırıyor / 1 oca"; 2OO3'ten ıtıba'en vururlukten kalkacak Devlet İhale Kanunu na gore getırıimış kamu ıhalelerıne katı ma yasakbnnın yeiı /asa o-an Kamu Ibale Kanu"u'nun yuaırluğe '•*, .y gıreceğı bu sarıhter sonra da geçeriılığını koruyacağı hukme ooğlanıyor *~ AKP neleri değiştirmek istiyor? / Beledıyeletce \u r jtue" ışlerır ouvuk DOIJTJ ,asa tapsan a şıno çiKanlıyo; Kamu ku'jrr ue Kufüuşıar T n rasa /a tabı olnayacak mal ve hıznet alırr ile yapın 'Şİe'inın kapsanı genısletılı/o' Kamuda baz' ışler arada t> • yuklenıcı olmabızın ıdarenın kendı olanaklarıvla /eva luure go r e ihale /etnıiısın - ca/iv'a en az uç k>şıyie kurulan emanet komısyonıarı elıyle /aptınlabılecek / Kamu kurum ve kurulüşiarmm yatırım pro|eennae ılk /ıl ıçın ongorulen odeneğın toplam rralıyetın yuzde lOurdan az olcma>acağra ılıjkın kosul 2 0 0 J yılında u/gubnmayacak / Ihalelere katılmakta sınır olan 3 derecedekı akrabalık duzeyı 2 defeceye çe^ılıyor / Ihalelere katılmaktan /asakbma esasbnnı düze"byen maddeve TBf.V/ Cjrrhurbaşkaniğı ve Savıstay ile ıl ozel darelen .e beledıyee 1 ta'afmda- /ap an "alelere ılısmn yosaklatra korarla'ının bu ıdorelerının r ale letkılılerınce ver Imesı hukmu e^ e p yor / tdarelenn /abancı ulkelerdekı <uru usbrının mal »e hızmet alımlan ile yopm ıslennın yünjıulnes ne ılışkın usui ve esasbnn Bakanbr Kurulu rtca belırlenmesı ongorulır/or / v asa kapsamı dısında tutubn ulusal Ar-Ge kurumiann.n yuru tfuâj ve desteniedığı ^ pro|elet içm gerekiı mal ve h.zmet alımbrmda hangı po|enın ufcsal nıtelıkte ~ olduğunun tespıline ılijkin yetkılendır-ne duzeyı Bakanla' Kjrulu olara«; belırlenıyorjŞ' İlgili kuruluşlarca yatırım programına alına- rak karar aşamasına getirilen öncelikli projele- rin gerçekleştirilmÇsine yönelik nihai karan vermek AKP hükümetine kaldı. Yaklaşık toplam tutan 30 milyar dolan aşan projelerin büyük bölümünü ulaştırma, enerji ve savunma sanayii amaçlı yatınmlar oluşturu- yor. Söz konusu projeler arasında fırma seçi- mi aşamasına gelen taktik-taarruz savaş heli- kopterleri, 3. Boğaz Köprüsü, Çanakkale Köp- rüsü, Istanbul tüp geçit, Izmit körfez geçişi ile Kars-Tiflis, Ankara-Istanbul çift hat demiryo- lu ile Göcek tüneli gibi yatınm projeleri de var. Tüp geçiş ve banliyö hatlannın iyileştirilme- sini içine alan 2 milyar dolar tutanndaki Mar- maray'ın ihale sürecinin bu ay içinde başlama- sı bekleniyor. Ankara-Istanbul çift hat demir- yolu yapımı ile mevcut hattın rehabilitasyonu aynca Istanbul Boğazı"na kurulacak olan ve yaklaşık 1 milyar dolara mal olması planlanan 3. köprü projesi ile 1 milyar dolar rutannda bir maliyeti bulunan Çanakkale Köprüsü'nün ka- deri ıse yeni hükümetin alacağı karar doğrul- tusunda gerçekleştırilecek. Yaklaşık 400 mil- yon dolar tutanndaki Kars-Tiflis demiryolu hattının da ihale edilmesi bekleniyor. Seçim hediyesi 'DubleyoV yasadan kaçmldı Bundan sonraki kısımlan için yapılacak ihaleleri yasa kapsamı dışına çıkarmaya çalışan AKP'nin 'duble yol' projesi, yandaşlara "seçinı hediyesi'' oluyor. Aralık ayının son günlerinde ihalesi yapılarak işe başlanan Aydnı- Horsunlu-Denizli yolunun 44 kilometrelik Aydın-Horsunlu kesiminin iki yönlü bölünmüş yol haline getirihnesi ile 7 adet köprü yapımı ve alt ve üst yapı işleri 8 ayn taşeron firmaya verildi. Aynca projenin Aydın bölümünün de temeli atıldı. 15 bin kilometrelik duble yol projesinin ilk uygulaması olan Kulu Aynmı- Şereflikoçhisar- Aksaray Devlet yolunun 71 kilometrelik bölümünün yapımı işi kapalı teklıf usulüyle ihale edildi. Konya'da bir yerel gazeteye ilanı verilerek ihalesine çıkılan söz konusu işler yeni yasaya tabi biçimde yapılsaydı, sonradan fıyat arttınhnasının yolu kapanacaktı. Ancak eski yasaya göre yapıldığı için firmalar fıyat arttırabilecekler. Şereflikoçhisar-Aksaray 'duble yolu'nun sanat yollan ve toprak tasfiye ihalesi de aynı biçimde yeni yasa > r ürürlüğe girmeden önce yapılırken, hükümet şu anda diğer ihaleleri de "kuıtarmanın'' derdinde. Bir yolun metropollere yakınlık gibi özelliklere göre maliyetinin değişebileceğini belirten Yapı Yol Sendikası Başkanı Cengiz Faydah, kamulaştırma yapılmadan, fızibilite hazırlanmadan temeller atıldığını ifade etti. DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA Kuzey Kore diktatörü Kim, ABD'ye şantaj yapmaya çalışır- ken, Bush yönetiminin impara- torluk projesinin yumuşak karnı- na da ışık tuttu: ABD, "Ulusal Güvenlik Stratejisi" doküma- nında, "Şahinlerin" ve onlann sözcülerinin yazılannda iddia edildiği kadar güçlü değil! 'Tek başına yaparmış', 'ön- leyici vuruş yaparmış' ...mış ...mış... Geçen yıl, Bush hükümetinin açıkladığı "Ulusal Savunma Stratejisi" belgesinde dünyayı sarsan saptamalar vardı: örne- ğın, ABD, gerekırse, müttefikle- rınin ıtirazlarına aldırmadan tek başına davranacak, potansı- yel tehdıtlerı, gerçekleşmelerıni beklemeden, gidermek için "engelleyici vuruş" yapabile- cekti. Bu saptamalar, ulus dev- letlerin meşruiyetine dayalı 400 yıllık uluslararası sisteme o ka- dar yabancıydı ki Kissinger bir yazısında, biraz da müstehzi bir ifadeyle, "Gerçekleşirse ulus- lararası ilişkilerde devrim an- lamına gelir" dıyecekti. Uluslararası ilişkilerde diplo- masiyi, ittifaklar halinde davran- mayı, birilerine vurulacaksa bu- nu "uluslararası topluluk" fan- tezisi, NATO, BM "meşmiyeti" arkasına saklamayı tercih eden Avrupa Birliği ülkeleri, ABD'nin bu yeni yöneliminden çok rahat- sız oldular, ama Şahinlerin söz- cülerine göre bu durumu kabul etmekten başka çareleri yoktu. VVeekly Standart editörlerin- den, Paul Kagan'ın Policy Re- vievv'da yayımlanan ve hemen bir "klasik" haline gelen maka- lesinde ve Avrupa'nın çeşitli "think-tank" toplantılarında yaptığı konuşmalarda vurgula- dıgı gibi, yaşlı Avrupa, askeri açıdan zayıftı, dış politika yak- Kim Neyi Gösterdi? laşımını da bu zayıflık beliıiiyor- du. Halbuki genç, dinamikABD, rakıpsiz askeri gucüne dayana- rak sorunları hemen, daha ge- lişmeden çözebilecek güce ve istence sahıptı. Avrupa'nın tec- rübelı diplomatları, Financial Times yazarlarının da dikkatli bir dille aktardığı gibi, Kagan'a fazla yüksekten uçtuğunu, boş yere anlatmaya çalıştılar. O za- manlar Irak tartışılıyordu. ABD, Avrupa'ya "canınız isterse; ge- rekirse yakın 'dostlarımla' (siz başka sıfatları da uygun bulabi- lirsiniz!) yalnız yapanm" diyor, Yemen'de suikast düzenliyor, uluslararası nükleer anlaşmalar- dan çıkıyor, dünya uzerındeki askeri üslerinın sayısını hızla art- tırıyordu. Körfez'easkeryığma- ya başlamıştı bile. Dünya çapın- da yükselmeye başlayan (artık kamuoyu yoklamalarında ken- dini açıkça göstermeye başla- yan) ABD karşıtı hava ise Bush yönetiminin umurunda bile de- ğildi. Perken Kuzey Kore Derken, ABD'nin "şerekseni" içine alarak resmini hedef tahta- sınaçivilediği Kuzey Kore, "şu kısa boylu tuhafadamın" (CNN) yönettiği yoksul ülke, dünyaya kitle imha silahlanna sahip ol- duğunu açıkladı. Arkasından nükleer santralını yeniden aktif hale getirmeye başladı, BM si- lah denetçilerini ülke dışına çı- kardı. Üstelik biyolojik, kimya- sal silahlar konvansiyonunu hâ- lâ imzalamamış olan K. Kore'nin 1300 km. menzilli, harta belki de kıtalararası balistik füzeleri (In- ternational Herald Tribune 3/01/03) vardı. Bütün gözler ABD'ye çevrildi. Öyle ya, "Bende kitle ımha si- lahlanyok" diyen, bunu kanıtla- mak ıçın BM silah denetçilerini ülkesine kabul eden, Irak'ı bile sırf şüpheye dayanarak işgal et- meye hazırlanan ABD, Kuzey Kore'ye kim bilir ne yapacaktı? Ancak ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in "Biz iki cephede savaşabiliriz" tehdıdinın, Bush'un Kim'e sövup sayması- nın ardından yönetime bir ses- sizlik çöktü. Sonra plak değişti. Bambaşka bir şarkının namele- ri duyuldu. Bush, Kuzey Kore'ye karşı askeri operasyon planla- madıklarını açıkladı. Powell ise "Kriz mi? Ne krizi, diplomatik bir süreç içinde çözeriz" (CNN) diyecekti. Bundan sonra, birçok yorumcu uluslararası ga- zetelerin köşelerinde "ama Ku- zey Kore çok daha tehlikeli cte- 5//m/?"diyesorarken, Financi- al Times'ta bir uzman, "Kuzey Kore'nin de haklı olduğu nok- talar var", derken, bir başkası Bush yönetiminin "iç çelişkile- rine" dikkat çekerken (03/01/03), The Guardian baş- yazısından "Bush'un Kore'yi tehdit etmeye hakkı yok" (0401) diye yazarken biz ABD'yi Çin, Rusya, Japonya ve Gü- ney Kore'den yardım isterken gördük. Çaresizliğin en ilkel ör- negını ıse VVashington Post'un "kazma" muhafazakâr yazarı Krauthammersergiledi. Kraut- hammer, "Japonya kartını oy- nayalım" dedi ve ekledi: Nükle- er silahlar konusunda Japon- ya'ya yeşıl ışık yakalım, o zaman Çin korkar, Kuzey Kore'yi engel- ler. Ya engelleyemezse "o za- man da kâbuslarımızı paylaşmış oluruz." "Önleyici vuruş", "tek başına yapanm" politikaların- dan ıse pek söz eden yoktu. Kükreyen fare Kuzey Kore'nin durumu bıraz da 1950'lerin popüler komedisi Kükreyen Fare filmini anımsa- tıyordu. Bu filmde çok küçük bir ülke iflas edince, ABD'nin yen- diği ülkelere mali yardım yaptı- ğını duyduğu için, ABD'ye sa- vaş açmaya, savaşı da hemen kaybederek teslim olmaya karar verir. Ama süreç bambaşka bir yönde işlemeye giderek karma- şıklaşmaya başlar. Kim de ABD'yi pazarlık masasına oturt- mak ve ondan bir ekonomik yar- dım bir de güvenlik anlaşması kopartmak için şantaj yapmaya başladı. Ama süreç hemen kar- maşıklaşmaya başladı, ABD dış politikasının dayandığı varsayı- mın dünyanın gerçek durumuy- la pek de uyum halinde olmadı- ğı, salt askeri gücün imparator- luk kurmaya yeterli olamayabi- leceği ortaya çıktı. Bu arada Güneydoğu Asya'da jeopolitik taşlar yerinden oynadı. Bush, Kuzey Kore'yi "şerek- senine" katarken Kuzey-Güney yakınlaşmasını sabote etmeyi amaçlıyordu; ama, tam aksine ABD-Güney Kore ilişkilerini da- ergin.yildizoglunblueyonder.co.uk ha da zayıflattı, Güney Kore'de zaten yükselmekte olan ve 37.000 ABD askerinin varlığını sorgulayan muhalefeti güçlen- dirdi. Bu muhalefete dayanarak seçilen yeni devlet başkanı, Ko- rean Herald'ın bir başyazısına göre "artık ABD'nin dümen su- yunda gidılmeyeceğinin bir göstergesıydi". Kuzey, Güney'e ABD karşıtı bırlik çağrıları yapar, bölgede diplomatik atağa kal- karken, Güney, gerginliğin eko- nomisi üzerindeki olası etkiler- den yakınmaya, ABD politikası- nı giderek artan bir tonda eleş- tirmeye başladı. Hafta sonunda Güney'in yeni devlet başkanı, ABD'yi ve Kuzey'i karşılıklı ta- vizler vermeye (ABD güvenlik anlaşması imzalayacak, Kuzey nükleer programını durduracak) çağıran bir önenyi masanın üze- rine koyunca da ABD'nin duru- mu daha da çetrefilleştı. ABD, Güney'in istediğini kabul eder- se, "tükürdüğünü yalamış" Ku- zey'le masaya oturmuş olacak- tı. Kabul etmezse, Güney Ko- re'yle arası daha da bozulacak, bölgedeki en eski ve yakın müt- tefikıni kaybetme noktasına bi- raz daha yaklaşacaktı. Üstelik, Güney Kore'nin, Kuzey'e baskı yapmaları için Çin ve Rusya'yı devreye sokmaya başlaması, Japonya'nın nükleer konularda- ki huzursuzlukları, bölge ülkele- rinin inisiyatiflerinin, ABD'nınki- nin önüne geçmeye, özellikle de Çin'in yeni manevra alanlan el- de etmeye başladığını gösteri- yordu. Üstelik, büyük bir olası- lıkla, süreci izleyen, örneğin Iran gibi ülkeler, ABD dış politikasın- daki delikleri gördüîer ve süreç- ten, özgüvenlerini güçlendire- cek dersler çıkardılar: Kükre- yen bir fare, zamanını iyi ayar- layabilirse, filin yönünü değiş- tirebilir! ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK YÖK'ii Yok Etmek (II) Ülkenin her alanda, yükseköğretim dahil, demok- ratikleşme gereksinimi var. Öbür nıtelıklerinin yanın- da demokratikleşmenin laiklik temeline dayanma- sı çok önemlidir. Bu, işin abecesidir; bunun ötesin- de, örneğin, din derslerinin zorunlu değil, seçmeli ol- masının istenmesi karşısındaki tutumu; evrim kura- mına bakış açısı; kadın-erkek eşitliği anlayışı; iç ve dış tutucu çevrelerle ilişkileri; kadrolaşma girişimle- ri vb. göstergeler, iktidarın gerçek rengini belli eder. Kendisini "muhafazakâr demokrat" olarak ta- nımlayan, ancak genellıkle Islamcı olarak nitelenen AKP iktidan, ülkenin demokratikleşmesini daha ileri noktalara taşıyabilir mi? Türkiye'nin ikilemi; daha açığı genel olarak eğitimde, özel olarak da YÖK konusunda yapılan tartışmaların düğüm noktası budur. • • * Bilim ve din ihşkilerinde, yüzyıllar süren kavga ve savaşımların kanıtladığı bir gerçek var. Bilim, dinin egemenliğinden kurtuldukça, özgürleştıkçe ve tek- nolojinin ılerlemesıni sağlayarak ınsan aklını özgür- leştirdikçe, gelişebilmiştir. Bilim tarihi bu sürecin öy- küleriyle doludur. Bunlardan biri L. Pasteur'dür (1822-1895) Koyu dindar olan ünlü bakterioloji bil- gini, öğrencilerine: - Laboratuvara girerken Incil'i kapıda bırakmayı unutmayın! dermiş. Bilimsel araştırma ve bulgulara önyargısız yak- laşım; ayrımsız her konuya eleştirel bakabilme; öz- gün ve bağımsız olma bilimselliğin temel nitelikleri- dir. Hiç kuşkusuz din ve bilimin kesiştiği alanlar var- dır, ancak bu kesişme, bilimi, baskı altında tutma, yönlendirme ve engelleme anlamına gelmemelidir. Bilim tanımı gereği özgürlük ortamında gelişir. Cum- huriyet Aydınlanması bunu sağlamaya çalıştı; 1950 sonrasında, kendi özel çıkan için halkın din duygu- lannı sömüren siyaset tacirlen ve özellikle de 12 Ey- lül 1980 sonrası askeri yönetimi ve izleyicileri, bilim dünyasını biçimlendiıme yolunu seçtiler. O dönemın ürünü olan YÖK, son yıllarda, gerek kadrolaşma ge- rekse içerik ve nitelik yönleriyle, bilim alanını güçlen- dirmeye çalışıyor. Hepsi bu. • • • Gerçekte, YÖK ile ilgili tartışmalar yanlış bir düz- lemde başlatıldı ve öyle gidecek gibi görünüyor. Oy- sa, hükümet, saygın bir sınav merkezi olan ÖSYM ile ya da üniversiteleri bölmek gibi yüzeysel işler- le uğraşacağına yükseköğretimin çok daha ciddi ya da köklü sorunlanna el atılmasını sağlamalıdır. Bu arada belırtelim ki, günümüzde, bilimsel çalışmalar bilimlerarası bir nitelik kazanmış bulunuyor. Bu ne- denle başarısızhğı kanıtlanmış ıhtisas üniversiteleri- nı gündeme getirmenin de haklı bir gerekçesi yok- tur. Yıllardır. üniversite çalışanlarının maaşları ile di- ğer kamu, özellikle bağımsız kurullar, finans kesi- mı, askeriye ve adlıye çalışanlarının maaşlan arasın- daki göreli denge aşırı oranda bozulmuştur. Hü- kümet, işe bu dengesizliği gidererek başlayabilirdi. Giderek yoksullaşan bilim insanlanndan bilimsel üre- tim istemek büyük bir haksızlık oluyor. Ve asıl bu ne- denle üniversiteler, nitelikli öğretim üyesi kaybına uğruyor. Büyük ölçüde bu nedenle, yurtdışında dok- tora öğrenimi görenler de yurda dönmüyor. Yükseköğretimin en büyük sorunu kalrteli öğ- retim üyesi sağlanması, yani, bilim insanı yetiş- tirilmesidir. Ülkemızde, üniversite sonrası eğitimin, yani yüksek lisans ve doktora programlannın, etkin, verimli ve uluslararası bilimsel ölçülere göre yürü- tüldüğü söylenemez. Bu konuda tam bir kargaşa yaşanmaktadır. Oysa, yükseköğretimin de ülkenin de orta ve uzun dönemli gelişmesi açısından yeni- den düzenlenmesi ve uluslararası ölçülere çıkanlma- sı gereken alan budur. Bu bağlamda, iki noktanın altı çizilmelidir. Birinci- sı, öğretim elemanlannın akademik yükselmelerin- de uluslararası yayınlarının esas alınması doğru- dur ve yerindedir. Ancak bunun kadar önemli bir nokta da, bilimsel araştırma ve yayınların, geliştiri- lecek ölçütlere bağlı olarak ya da kaliteden ödün vermeden, Türkçe yapılması yoluna gidilmesidir. Türkçe, bilim dili olarak bu yaklaşımla gelişir; bilimin toplumsallaşmasına buradan gidilır. ikınci önemli nokta, üniversite dünyası kadar ekonomik girişim- lerin de araştırma ve geliştirmenin önemini ya da sağlayacağı yaraıiarı anlamalan; bunun bilincine var- malarının sağlanmasıdır. Bu bağlamda yüksek li- sans ve özellikle doktora programlarıyla kamu ve özel araştırma geliştirme faaliyetlerinin eklem- lenmesi. özellikle de bu süreç bir ulusal yenilik sistemine yerleştırilebilirse, çok yönlü olarak yara- ralı olur. özetle, Türkiye yükseköğretimınin geliştirilmesi gereklidir. Ancak bunun doğru yöntemlerle ve kilit noktalarından başlanarak yapılmasında yarar var. yakup@metu.edu.tr Çin, Türkiye'nin damping duvanna çarptı .4NKARA (ANKA) - Türkiye'nin dampingli fiyatlarla yapılan itha- lata karşı aldığı önlem- lere şimdiye kadar en fazla çarpan ülke Çin ve Çin Tayvanı oldu. Dampingli fiyatlarla Türkiye pazanna gir- meye çalışan ülkelerin başında Çin geliyor. Türkiye halen Çin men- şeli doldurulabilir ve doldurulmaz gazlı cep çakmaklan, doldunıla- bilen manyetolu gazlı cep çakmağı ve parça- lan, bonı bağlantı par- çalan, sentetik veya su- ni de\amsız liflerden dokunmuş mensucat, sentetik filamentten mensucat; pilli, akümü- latörlü duvar saatleri, akrilik mink battaniye ve cırt bant gibi ürünler- den gümrük vergi ve fonlanna ek olarak çe- şitli miktarlarda ya da oranlarda damping ver- gisi alıyor. Türkiye'nin halen antidamping so- ruşturması yürüttüğü altı üründen üçünü de yine Çin menşeli olan- lar meydana getiriyor. i J StC&M&Mİ 1997: Kamu-Sen'in araştırmasına gö- re, Türkiye'de 'yoksulluk sının', 62 mil- yon 910 bin lira olarak belirlendi. 2001: Eti Holding ile Şeker Fabrikala- n, Çelbor ve MKEK'in bazı işletme- leri özelleştirme kapsamına alındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear