22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 OCAK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J\_ U J_j J_ LJ M\ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Deniz Kavukçuoğlu son kitabında 1950'li yıllann tstanbul'unu ve insanlannı anlatıyor ir dönemin anatomisi • Kültür Servisi - Fil Yapım'ın düzenlediği konserler ocak ayında tüm hızıyla devam edecek. 11 Ocak'ta Bostancı Kültür Merkezi'nde yapılacak olan ilk konserin sanatçısı Candan Erçetin. Aynı gün saat 20.00'de ise Bülent Ortaçgil sevenleriyle Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde buluşacak. 10 Ocak günü saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde ise Metin Uca'nın tek kişilik interaktif gösterisi yer alacak. 18 Ocak saat 20.30'da ise Bostancı Kültür Merkezi'nde Pentagram'ın konseri izlenebilecek. (0 216454 15 55) Kültür Servisi - Gazetemizin müzik yazarlanndan DJ Murat Beşer ve Murat Abbas, çarşamba akşamı saat 21.30'da Babylon'da çalacaklan gecede 70'lerden 90'lara doğru uzanan yelpazede farklı duraklarda mola verecekler. Müzikseverler bu yolculııkla ABBA'yla 7O'lere, Alphaville'le 80'lere, Simply Red'le 90'lara yolculuğa çıkacaklar. Biletler Babylon ve Biletix'ten temin edilebilir. (Biletix:0 216 454 15 55, Babylon: 0 212 292 73 68) Karadayı'nm kitabı Abnancada • Kültür Servisi - Şair, denemecı ve hukukçu Ismet Kemal Karadayı'nm 'Hukuksuz Yönetimler - Suskun Insanlar' adlı deneme - ınceleme kitabı Almanya'daki Fouque Literaturverlag Yaymevi'nce Almanca olarak yayımlandı. Hülya Söder'in Almancaya çevirdiği kitap, Uluslararası Frankfurt Kitap Fuan'nda da tanıtıldı. Karadayı'nm hukuka, eğitime, kültüre ve politikaya ilişkin yazılanndan oluşan bu çalışması Türkiye'de 2000 yılında Güldiken Yayınlan tarafından basılmıştı. Tair Play Kapikatünlepi' • Kültür Servisi - Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Fair Play Konseyi'nin düzenlediği yanşmalarda dereceye giren eserlerden oluşan 'Fair Play Karikatürleri', UNESCO'da sergilenecek. Sergi, UNESCO'nun Paris'teki binasında 8-10 Ocak tarihleri arasında izlenebilecek. Karikatür sergisi, yaklaşık 160 ülkenin spor bakanmın ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annanın katılacağı UNESCO Yuvarlak Masa Toplantısı ve Uluslararası Fair Play Komitesi (CFIP) ödül töreni nedeniyle Paris'e davet edildi. Yuvarlak masa toplantısına, TMOK Başkan Yardımcısı Erdoğan Anpınar ve genel sekreter Togay Bayatlı'nın yanı sıra CFIP Konsey üyeleri katılacak. 'Terminator 3' yolda • Kültür Servisi - Bilimkurgu sinemasmda klasik yapımlar arasında kabul edilen 'Terminator' serisinin uçuncusu ıçın hazırlıklar sürüyor. Başrolünü Arnold Schwarzeneger'ın üstlendiği ve yine James Cameron'm yöneteceği 'Terminator 3: Rise ofThe Machines'ın, serinin ilk ikisinden farklı olarak mitolojik öğeler taşıyacağı belırtiliyor. Nick Stahl, Kristanna Loken ve Claire Danes'in de rol alacağı filmin makyaj efektleri ve animasyonlan, Terminator tiplemesüıin de yarahcısı olan Stan Witson'a ait olacak. Füm 2 Temmuz'da öncelikle Güney Amerika'da gösterime girecek. UZAKDOĞU FİLM FESTİVAÜ'NDE BUGÜN • tZMtR SANAT BÜYÜK SALONU'nda saat 16.00'da Akira Kurosava'nın 'Sanjuro', 21.15'te de Hsiao Hsien Hou'nun 'Nanguo Zanjan' fılmi gösterilecek. (0 232 483 63 34) NENA ÇALİDİS Deniz Kavukçuoğlu Doğan Ki- tap'tan çıkan 'Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?'da ilk gençlik yıl- lannm heyecanını, yaşadığı çevre- yi ve 1950'li yıllann o eşsiz Istan- bul'unu, aynlmak zorunda kaldığı bu olağanüstü kenti şiirsel bir dil- le anlatıyor. - Belli bir dönemden sonra bu kitabınuJa yaşamınızın bu kadar derinine inmek neden? DENİZ KAVUKÇUOĞLU - Bunu çok düşündüm 'Alageyik So- kağı Bir Liman mıydı?'yı yazar- ken. Düşündükçe de birçok neden buldum... Altı yıldır Cumhuriyet'te yazıyorum. Her alanda bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Sonra dö- nüp bakıyorum, çoğu zaman her- kesınakdediğıne'kara' demişim. Çoğunluğun düşüncesine aykın düşmüşüm... Düşüyorum... Bu ay- kınhğın, çocukluk, ilk gençlik yıl- larımda tanık olduklanmla. o yıl- lardaki deneyimlenmle ilişkisi var mı? Eğer varsa, nedir bu ilişkiler, bağlantılar? Düşündükçe, anımsa- dıkça gördüm ki 50'li yıllardaki, 6O'lı yıllann başlanndaki toplum- sal olaylardan fazla etkilenmişim. Kitap, böyle bir iç sorgulamanın sonucunda ortaya çıktı. 'Bllmeyenln mutluluflu' - Türkiye'nin yasaklarla geçen yıllarından söz ediyorsunuz, tüm bunlara karşın insanların daha mutlu olduğu da gözden kaçma- yan bir diğer öğe. Yasaklar mut- lulukları, özgürlükler mutsuz- lukları mı getirivor? KAVUKÇUOĞLU - Insanlann o yasakh yıllardaki mutluluklann- dan söz ederken bunun 'bilmeyen- lere' özgü bir mutluluk oldugunu vurgulamak istedim. Gerçekten de çok şey bilinmiyordu televizyonun, internetin olmadığı o yasakh yıllar- da... tnsanlar yaşamı, dünyada ne AlAGEYİK SOKAĞI MIYDI? Deniz Kavukçuoğlu, bir iç sorgulamanın sonucu ortaya çıktığını söylediği 'Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?' adlı kitabında içe dönük küçük hayatlar yaşayan namuslu, dürüst, erdemli insanların günlük mutluluklanm aktanvor. olup bittiğini yalnızca ıktidann se- si olan Istanbul, Ankara, Izmir rad- yolanndan, tepelerinde basın sav- cılannın kılıcı sallanan gazeteler- den öğrenırlerdi. "Bilmeyenin mutluluğu" dıye bir şey gerçekten var. Örneğin, Ruanda Afrika'nın en yoksul ülkesi... Ama aynı ülke- de çekilmiş 'insansız' doğa fotoğ- raflanna bakın, hayran olursunuz. Bu bağlamda bilmek, insanı özgür- leştırdiği kadar 'mutsuz' da kıla- biliyor. Altını çizdiğim, içe dönük küçük hayatlar yaşayan namuslu, dürüst, erdemli insanlann günlük mutluluklanydı... Her şeye karşın mutlu olmasını bilmeleriydi... - 50'lerden sonra insanlarda yozlaşma başladı. Siz bunu han- gi nedenlere bağlıyorsunuz? KAVUKÇUOĞLU - Toplumu- muz son elli yılda önce Adnan Menderes, sonra da Turgut Özal ile birlikte iki büyük 'sosyal dep- rem' yaşadı. Ahlaksal değerleri- miz altüst edildi. Bunun için başta îstanbul olmak üzere büyük kent- lerimizin talana, yağmaya açılma- sı gerekiyordu. Bu yapıldı. Gece- kondu mahalleleri çoğaldıkça kentler de büyümeye, şişmeye baş- ladı. Kentlerin nüfusu arttıkça kentlilere mal satan toprak ağalan da zenginleşti. Sonra kendileri de gelip kentlere yerleştiler. Tüccar oldular, sanayici oldular. Kentin yerlisi sanayiciyi, esnafı, tüccarı ezip, yutup, kovalayıp mallannı, mülklerini ellerine geçirdiler. 6-7 Eylül 1955 olaylannın tek nedeni Kıbns değildi kuşkusuz. 1955- 1964 arası dolaysız ya da dolayh olarak Yunanistan'a göçe zorlanan on binlerce Rumun malının mülkü- nün kimlerin eline geçtiğine bakı- hrsa bu olaylann nedeni daha ko- lay anlaşılır. Köken 'kır', varsıl- laşma yöntemi de 'yağma, talan' olunca kentlileşme, burjuvalaşma olamıyor. Dolayısıylakentkültürü, burjuva ahlakı da oluşmuyor. Bu kültür, bu ahlak oluşmayınca 'li- beralizm' de oluşmuyor doğal ola- rak. Hele üzerine bir de 'Ameri- kancılık' gelince ortaya tam anla- mıyla bir 'rezillik' çıkıyor. 1950'li yıllar işte bu rezilliğin, bu yozlu- ğun toplumumuzu sarmaya başla- dığı yıllardır. - Kitapta düne duyulan bir öz- lem var. En çok neier özleniyor bugün? KAVUKÇUOĞLU - Bir kentin büyümesi, nüfusunun artması, de- ğişmesi çok doğal, fakat îstan- bul'un büyümesi de, nüfusunun artması da, değişmesi de çarpık! Bu kenti ellerine geçiren barbarlar, daha fazla rant için, daha fazla pa- ra için denizine, kıyılanna, tepele- rine, alanlanna kıymışlar. Kıyabil- mişler... Çünkü îstanbul'a karşı duygusal, içsel bir bağları yok... Duygusuzluk insanı daha acıma- sız, daha kıyıcı kılıyor... Geçenlerde bir yerde okudum, Îstanbul'da yaşayıp da Boğaz'ı gör- memiş insanlann sayısı bir milyon- muş! Yani böyle 'ilginç' bir nüfus yaşıyor bu kentte. Yaşadıklan ken- tin denizini hiç merak etmemiş, merak etmeyen bu 'ilginç' insan- larla paylaşıyoruz Istanbul'u. En çok bu kenti merak eden insanlan özlüyorum... Çünkü aynı şeyleri merak etmeyen insanlarla yaşam paylaşılamıyor. Böyle olunca ken- te ilişkin ortak anılar oluşmadığı gibi geleceğe ilişkin ortak düşler de kurulamıyor ne yazık ki... Sap- lantı derecesinde bir semt nostalji- si yok bende, ama Tünel-Taksim arasında 80'in üzerinde döner, dü- rüm, gözleme, hamburger 'merke- zi' varken mönüsünde uskumnı dolması, beyin tava olan tek bir ye- re bile rastlayamamak üzüyor beni. celeceğe Inançla bakıyor - Gelecekten ne kadar umutlu- sunuz? KAVUKÇUOĞLU - Çok umut- luyum... Türkiye yanm yüzyıldır bir 'geçiş süreci' yaşıyor. Tanm toplumundan sanayi toplumuna, görece kapalı bir ülkeden dünyay- la bütünleşen bir ülkeye, kutsal bir devletten ışlevsel bir devlete geç- mek kolay değıl. Bu geçiş bizde bi- raz daha zor oluyor. Ülkemizin çektiğı sancılardan bizler de payı- mızı alıyoruz bireyler olarak. Ge- leceğe hep inançla baktım, gene öyle bakıyorum. L'efkoşa Belediye Tiyatrosu, Dario Fo'nun ünlü yapıtı 'Ödenmeyecek! Ödemiyoruzl'u sahneliyor. Füsun Demirel'in Türkçeye çevirdiği oyunu Yaşar Ersoy yönetiyor. KıbrıslılarDario Fo 'yu sevdiKültür Servisi - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Lefkoşa Be- lediye Tiyatrosu, Dario Fo'nun yazdığı 'Ödenmeyecek! Ödemi- yoruz!' adlı oyununu her hafta cu- ma ve cumartesi günleri saat 20.30'da sahneliyor. Füsun Demirel'in Türkçeye çe- virdiği oyun, toplumsal, ekono- mik ve politik sorunlara korkusuz- ca değinerek yanılgılan, eksiklik- leri, çelişkileri düzeyli, çarpıcı ve ironik bir güldürü konusu haline getiriyor. Lefkoşa Belediye Tiyat- rosu Genel Sanat Yönetmeni Ya- şar Ersoy'un sahneye koyduğu oyunda, Kıymet Karabiber, Os- man Alkaş, Özgür Oktay, Barış Refikoğlu, Rıza Şen, Hakan Türkel, Cem Aykut rol alıyor. 23. kuruluş yılını kutlayan Lef- koşa Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Yaşar Ersoy, özellikle Kıbns'ın içinde bulun- duğu bunalımlı dönemde, mey- danları iş, aş, banş talepleriyle dolduran Kıbnshlann 'Ödenme- yecek! Ödemiyoruz!' oyunuyla müthiş bir bütünlük kurduğunu, şimdiden bir aylık biletlerin tü- kendığini, seyircinin bu oyundaki toplumsal, siyasal, ekonomik taş- lamalardan büyük keyif aldığını söyledi. Lefkoşa Belediye Tiyatro- su'nun davetlisi olarak Kıbns'a giden oyunun çevirmeni Füsun Demirel ve yazar temsilcisi Nu- rettin Şen, oyunun Dario Fo çiz- gisinde son derece başanlı yorum- landığını, seyirciyle mükemmel birbuluşma sağlandığmı, bu başa- nnın Türkiye'de de görülmesi, al- kışlanması gerektiğini vurguladı- lar. (0 392 227 87 82) ÎRÇOK ETKİNLİĞE EV SAHÎPLÎĞÎ YAPIYOR Yapı KrediKültür'de boş gün yok XJ Kültür Servisi - Yapı Kredı Kültür Merkezi bu aydan ıtibaren sinemadan tiyatroya, plastik sanatlardan grafik sanatlara, müzikten edebiyata, bilime, hayatı kuşatan her alanda etkinliklere ev sahipliği yapacak. Yapı Kredi Yayınlan tarafından çıkanlan kitap-lık dergisi kitap ve yazın dünyasını, Sanat Dünyamız sanatın her alanım, Cogito düşünce dünyası ve bilimi, panel, seminer ve atölye çalışmalanyla gündemde tutacak. Bir diğer yenilik ise her ayın son pazartesi günü yapılacak olan 'Nöbetçi Dershane' programı. Verdikleri derslerle ünlenen eski _ ^ ^ ^ ^ ^ hocalar, bu programda eski öğrencileriyle bir araya gelecekler. Etkinlikler, Yapı Kredi Kültür Merkezi içindeki mekânlann yanı sıra Istiklal Caddesi'nde bulunan Turkcell binasmın konferans salonunda da izlenebilecek. Bu haftaki program ise şöyle: Bugün yapılacak kıtap-lık yapılacak kitap-lık panelinin konusu 'Türkiye'de Bilimkurgu, Fantastik ve Korku Edebiyatı'. panelinin konusu 'Türkiye'de Bilimkurgu, Fantastik ve Korku Edebiyatı'. Orkun Emin Uçar'ın yöneteceği panele Barış Müstecaplıoğlu, Ferhan Ertürk ve Doğu Yücel katılacak. Yann ki Salı Toplantısf nın konusu ise Yaşamöyküm: John Frelly çarşamba günü yapılacak Sanat Dünyamız panelinde ise Modern Dansta Dünyanın Neresindeyiz? konusu tartışılacak. 'Politikayı Bırakmak, Meclis Dışında Politika Yapmak' başlıklı Cogito panelı cuma günü izlenebilecek. Cumartesi günkü Belgesel Günleri kapsamında Sabahattin Eyuboğlu Belgeselleri Toplu Gösterimi saat 14.00'te başlayacak. Bu kapsamda 'Siyah Kalem', Hitit Güneşi', 'Anadolu'nun Roma Mozaikleri', 'Eski Antalya'mn Suları' gösterilecek. Pazar günü ise 'Surname', 'Ben Asitavandas', 'Nemrut', 'Ana Tannça' ve 'Ahtamar'. (0 212 252 47 00) CRR'de müziğin farklı renkleri Kültür Servisi - Cemal Reşit Rey Kon- ser Salonu, 7-10 Ocak tarihleri arasında müziğin farklı renklerine ev sahipliği ya- pacak. Rumen keman sanatçısı Tsicolai Tudor, yann 19.30'daki resitaliyle îstanbullu mü- zikseverlerin karşısına çıkacak. Keman çalmaya 6 yaşında başlayan sanatçı, eği- timıni Bükreş Konservatuvan'nda tamam- ladı. 198O'de katıldığı 'Paganini Yarış- ması'nda ikinci oldu ve bir solist olarak büyük beğeni topladı. Amerika ve Avru- pa'da birçok kentte izleyıciyle buluşan Tu- dor, 1984 yılından bu yana Carrara Kon- servatuvan'nda yöneticılik ve hocalık gö- revlerini yürütüyor. Anadolu halk müziğinin en önemli tem- silcilerinden olan ve 'âşık' geleneğıni gü- nümüzde yaşatan Ali Ekber Çiçek, 8 O- cak Çarşamba günü saat 19.30'da bir kon- ser verecek. Kendine has saz çalışı ve yo- rumuyla, özgün birhalk müzıği ustası olan Çiçek, 'Âşık Tarzı Deyişler', 'Semah- lar', 'Coş Havaları' gibi bu türün farklı örnekleriyle özdeşleşmiş bir isim. Konse- rin ilk bölümünde, halk müziğinin diğer önemli yorumculanndan Erdal Erzin- can, Yusuf Benli, Makbule Oral, Sema Yadigar, Mercan Erzincan ve Zafer Gündoğdu, Çiçek'in eserlerinden bir seç- ki sunacaklar. Sanatçı, ikinci bölümde mü- zikseverlerle buluşacak. Alihan Samedov ve Balaban Orkestra- sı. 9 Ocak Perşembe günü saat 19.30'da sahneye çıkacak. Balaban, klarnet, tüfek, zurna, obua, saksofon gibi birçok nefesli sazı ve ülkesinin etnik sazlannı ustalıkla kullanan Azerbaycanlı sanatçı Alihan Sa- medov, tstanbul Kafkas Dance Com- pany'nin müzik yönetmenliğini yapıyor. Sanatçının, 2001 yılı içerisinde yöresel bir saz olan 'balaban'la yorumladığı eserlere yer verdiği bir de albüm yayımladı. 10 Ocak Cuma günü saat 20.00'de îstan- bul Büyükşehır Belediyesi Cemal Reşit Rey Opera Orkestra ve Korosu, Cemal Reşit Rey ve Ekrem Reşit Rey'in 'Deli Dolu' operetini sahneleyecek. Genel sanat yönet- menliğini Arda Aydoğan'ın yaptığı eserde, orkestrayı Orhan Şallıel yönetecek. (0 212 232 98 30) 'Deli Dolu' opereti 10 Ocak Cuma günü sahnelenecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear