25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2003 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI GUNCEL CUINEYT ARCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada te kestirmek olanaksız. Kurucularının, bugünkü yönetici kadrosunun si- cillerini dikkate alarak; Arap ülkeleri, AKP iktida- rını gelmiş geçmiş hükümetlere oranla daha faz- la Islamcı etikete sahip bir iktidar diye tanımlıyor. Bu bakış açısı, Başbakan'ı gezi boyunca Türki- ye'nin Müslüman Irak'ın vurulmasına yardımcı ol- masındaki nedenleri anlatmaya, açıklamaya zor- layabilir. Kuşku yok; aynı sıkıntıyı içeride de çekiyor AKP ve hükümeti. NTV'deki son söyleşisinde Dışişle- ri Bakanı Yaşar Yakış, "Amerika için savaşacak değiliz" dedi. Fakat nedense Bakan Yakış, gereksinilen ve gerektiği yerde Başbakanı Gül'ü "Barış Girişi- m/"nde yalnız bıraktı. Mazereti hayli ilginç. Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Çin gezisinde RTE'ye re- fakat edecek. Genel Başkanı'nı Başbakan'a ter- cih ediyor. • • • "Türkiye ne biremiriik ne de krallık" diye demok- rasimizi yücelten Başbakan; ne ki, Suudi Arabis- tan'la Ürdün krallıklarını, Suriye gibi babadan mi- ras diktatörlüğü ziyaret ediyor. Üstelik "zulüm yapan bir diktatör" diye tanım- ladığı Saddam'a ticaret heyetine başkanlık eden Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen aracılığıyla mesaj göndermeyi ihmal etmiyor. Böylesi garip tezatlarla başlayan gezide Başba- kan Gül; herhalde görüştüğü devlet başkanlarına ABD'nin Irak'ın kuzeyden cephe açma gerekçe- sini Dışişlerı Bakanı Yakış'ın veciz anlatımını yine- leyerek açıklayacaktır. Yakış'ın sözlerini anımsayalım: "Eğerbizbu sa- vaşa katılmazsak daha çok Amerikan askeri öle- cek, Amehkalılar ömrü billah 'Eğer Türkler katıl- saydı bu kadar (sıradaki sözcük Bakan'a ait) şe- hit vermezdik' diyecek. Bu da ABD ile yol aymmı demek". Oysa, ABD'nin yol ayrımıyla ilgili kaygılarını de- ğişik faktörler etkiliyor. Kaygı sadece "fazla zayi- af/a"sınırlı değil. ABD, Saddam'ı düşürme operasyonunu güney- den açacağı cephe ile başlatıp sonuçlandırırsa; savaş maliyetinin "çok yüksek" olacağını hesap- lıyor ve görüşmelerde bu öğeyi de Ankara'nın önüne koyuyor. Kısacası ABD'ye göre kuzey cephesi hem za- yiatı azaltacak hem savaş maliyetini düşürecek! Sıra bizim zararımıza geldi mi, ABD hem hasis (biz diyoruz zararımız en az 28 milyar, o diyor ki 4-15 milyar) hem de dayattığı istekleri yerine ge- tirmediğimiz zaman aba altında sopa gösterme- yi pekâlâ biliyor. "Çok zayiat ve yüksek maliyet" -ABD'ye göre- ilişkileri öyle bir yol ayırımına getirir ki; örneğin, Türk ekonomisinin gereksindiği ve gereksinece- ği IMF kredilerindeki Washington destegi kalka- bilir. ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'a Ankara'da Irak operasyonunun ekonomiye vura- cağı darbe anımsatıldığında, "Zaten ekonominiz partak değil" demiş. Bu söz, ABD çıkarlarına karşı olmamayı öğüt- lediği gıbi, Pentagon'un da açıkladığı "Savaşa or- tak olmazsanız siz bilirsiniz" söylemiyle aynı kapı- da buluşmuyor mu? Ama dostumuza haksızlık etmeyelim: Büyükelçileri Robert Pearson, iki ül- ke arasmdaki çok düşük olan ticaret seviyesini arttırmak için Amerikan tekstil şirketlerine "mek- tup yazmayı" planlıyor. Işte zarardan kurtuluşun yolu. Daha ne istiyoruz! • • • Çankaya, Irak ve Kıbrıs sorunlarında devlet po- litikalarını anlaşılır biçimde ve ıçerikte açıkladı. Cumhurbaşkanı adına Dışişleri Başdanışmanı Ta- can lldem; ABD'nin yeni bir BM kararına gerek- sinmeden kullanmayı düşündüğü "Güvenlik Kon- seyi'nin 1441 sayılı kararının 'otomatikbirşekilde' askeri operasyon başlatılmasına olanak tanımadı- ğını" ifade etti. RTE de bir iki gün önce ABD'nin 26 Ocak'ta ye- ni bir BM kararı olmadan Irak'a saldırması duru- munda; Türkiye'nin bu savaşa katılmayacağını söyledi. Başbakan Gül, dört Arap ülkesinde Türkiye'nin bu kararına ve kararlılığına koşut bir sonuç alma- ya çalışacak mı acaba? Alabilir mi? Şahin'in 'siyasi yasak' değeriendirmesi Engeli çift dikiş atarak kaldırdık tstanbul Haber Ser- visi - Başbakan Yardım- cısı Mehmet Ali Şahin. siyaset yapan msanla- nn "eften püften" ge- rekçelerle önlerinin ke- silmemesi gerektiğini vurgulayarak "Bu en- geli anayasa değişikli- ğiyle kaldırdık. Hem de çift dikiş atarak" dedi. Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlan- nın yargı denetimine açılmasının, tek başına hükümetin davası ol- madığını öne süren Şa- hin, konunun muhale- fetin de desteğiyle mu- tabakatla Meclis'ten geçmesi gerektiğini söyledi. AKP îstanbul îl Baş- kanlığı'nca düzenlenen ve akademisyenlerin ders vereceği bir yıllık "Siyaset Akademi- si"nin ilk dersini veren Şahin, Türkiye'nin önüne taş koymak iste- yenlerin heveslerini kursaklannda bıraka- cak azim ve kararlılık- ta olduklannı ifade etti. Siyasal yaşamın özgür- lükler açısından sorun- lu olduğunu, tam özgür olmadığını vurgulayan Şahin, "AKP, toplum- sal mutabakatın pozi- tif zeminini iyi yaka- ladı. Cumhuriyeti, ulusal bütünlüğü, ül- kemizin güvenliğini, ulusal simge ve değer- lere önem vermeyi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bilincini, anayasal laiklik anla- yışını ve bunun gerek- çesini savunuyoruz" diye konuştu. *KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la perspektif olarak farklı düşünme- dikJerini savunan Şa- hin, "Denktaş'ın Gö- revine devam etmesini dilerim" dedi. Türki- ye'nin bir dünya devle- ti olduğunu belirten ve AKPhderiRecepTay- yip Erdoğan'ın gezile- rinin bu çerçevede de- ğerlendirilmesini iste- yen Şahin, bu gezilerin Avrupa Birliği'ne alter- natif yaratma amacını taşımadığını belirtti. Şahin'in konuşmasın- dan sonra, TAYADtem- sılcileri,AKPÎlBaşkan Yardımcısı Abdullah Pehlivan ile görüştü. Suriye Cumhurbaşkanı ile görüşen Gül 'Savaşsız çözüm herkesin arzusu' dedi Irak gayret göstermeliŞAM (AA) - Başbakan Ab- dullah Gül, ABD'nin Irak'a karşı olası operasyonuyla ilgili olarak "Şayet barışçı yollarla bir netice alınamaz ve arzu edilmeyen bir savaş ortaya çı- karsa, bunun tüm bölgedeki olumsuz yansımaları herkesi çok yakından ilgilendirmekte- dir""dedı. Gül. "Irak'ın olağa- nüstü bir gayret içinde olması lazımdır. Yapacağı şeylerin da- ha fazlasını yapması gerekir. Çok şeffaf olması gerekir, hiç- bir tereddüde mahal bırakma- ması gerekir" diye konuştu. Küresel ve bölgesel barış Gül, Ortadoğu"ya yaptığı ge- zinin ilk durağı olan Suriye'nın başkenti Şam'da Cumhurbaşka- nı Beşir Esad ve Başbakan Mus- tafa Miro ile görüştükten sonra basın toplantısı düzenledi. Küre- sel ve bölgesel banşla istikrara çok önem verdiklerini belirten Gül şurüan söyledi: "Hâlâ ina- nıyoruz ki savaşsız şekilde bu sorun çözülebilir. BM'nin, Baş- kan Bush'un son açıklamaları hep bu yönde. Bu sorunun, sa- vaşsız çözümü herkesin arzu- su. Herkesin arzusu olduğuna göre, bunun için gayret etmek gerekir. Bu önce bölgedeki ül- kelere düşen bir görevdir." Başbakan, basın toplantısının ardmdan gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Bir gazetecinin "Görüşmelerden sonra bölge ülkeleri adına ABD ve Irak'a bir mesaj mı vereceksiniz?" sorusu üzerine Gül, "Bu mesaj olabilir, mesajın ötesinde ilişki- ler olabilir, karşıhklı görüşme- ler şeklinde olabilir. Bunlan konuşuyoruz" dedi. Gül gazetecilerin sorulanna şu yanıtlan verdi: Soru: Buraya bölgenin silah- tan arındırılması ve Irak'ın uluslararası camiaya katılma- sını içeren bir planla mı geldi- niz? Suriye ile ikili ilişkileri ele aldınız mı? Bunlar arasında su ve Hatay sorunu var mı? Abdullah Gül: Şüphesiz ki çe- şitli düşünceler vardır. Bu dü- şünceleri karşıhklı olarak dile getirdik. Bu düşünceler içerisin- de savaşı önlemek için olabile- cek olanlan, dikkatli bir şekilde hep beraber çahşalım. Eşgüdüm içinde hareket Yeni düşünceler ortaya çıkabi- lir. Fikirler ortaya atılmıştır, bu fikirler tartışılmıştır ve bunlann içinde olabilecekler ile ilgili eş- güdüm içinde hareket etme nok- tasına gelinmiştir. Diğerülkelere de bunlar söyle- necektir. Tabii ki Türkiye ile Su- riye ilişkileri de konuşuldu. Ge- leceğe çok olumlu bakıyoruz. Türkiye ve Sunye'nin işbirliği bölgeye örnek olacaktır. Soru: Bazı Arap gazetelerine manşetten giren bir haber var. Türkiye'nin, Saddam Hüse- yin'in sürgün edilmesi yönün- de tavrı olduğu yönünde Dışiş- leri Bakanlığı'nın açıklaması- na binaen böyle bir haber ya- pılmış. Böyle bir şey var mı? Gül: Dışişlen Bakanımızın böyle bir açıklaması yoktur. Yap- tığı açıklamalar sizler taraftndan çok iyı bilinmektedir. Soru: Çözüm arayışlan içeri- sinde Saddam Hüseyin'in I- rak'ı terk etmesi de var mı? Gül: Bunu konuşmadık. Soru: Sizce Irak'ta denetim yapan elçüerin BM'ye sunduğu raporlar olumlu çıkarsa o za- man bölgesel inisiyatif vakti gelmiş olur mu? Gül: Şüphesiz bu raporlar BM Güvenlik Konseyfne sunulacak. BM'nin daimi üyeleri ve diğerül- keler vardır. Tam tatminkâr olur- sa savaşın olmaması için en bü- yük adımlar atılmış olacaktır. ABD'ye ziyaret Soru: Önümüzdeki günlerde ABD'ye de ziyaret yapacaksı- nız. ABD yönetimine temaslan- nızla ilgili bilgi verecek misiniz? Gül: Şüphesiz ki krizin savaş- sız bir şekilde önlenmesi için kat- kı sadece bu tarafta değil, ABD yönetimi nezdinde de olacaktır. Düşüncelerimizi, gördüklerimi- zi aktarmak yararlı olacaktır. Bu- nun çeşitli yollan vardır. KKTC'li gençlerden protesto tstanbul Haber Servisi - Kıbnslı Genç- lik Platformu'ndan birgrup genç, Kıbns'ta banşın sağlanması için Annan Planı 'nın ka- bul edibnesini ve KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş'ın istifa etmesini istediler. îstanbul'da yaşayan KKTC'li gençlerden oluşan 50 kışilik bir grup adına açıklama yapan Hıvsiye Öztoprak, Kıbnslı gençle- rin gelecekleriyle ilgili kararlarda söz sahi- bi olmalan gerektiğini söyledi. Öztoprak, "Ada'da uygulanan 'çözümsüzlük çö- zümdür' politikası geleceğimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Bugün Denktaş ve çözümsüzlükle zenginleşen yandaşları tarafından halka rağmen sürdürülen po- litikalar, halkın iradesini bir avuç ku- marhane, fuhuş, kara para patronu ve toprak ağası uğruna hiçe saymaktadır" dedi. Annan Planı 'nın hem Kıbnslı Türkler hem de Türkiye'nin geleceği için bir aşa- ma olduğunu belirten Öztoprak, anlaşma- mn 28 Şubat'a kadar imzalanmasını iste- diklenni söyledi. Öztoprak konuşma yaparken ellerinde "2003 barış yılı olsun", "Inadına barış, inadına özgüriük" yazılı dövizleri taşıyan grup, "Denktaş istifa" , "Kıbns'ta banş engellenemez", "Vardık, vanz, var ola- cağız" sloganlan attı. Beşar Esad ABD'ye tepkili Gül: Pandoranın kutusu açılmasın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Abdullah Gül. Sunye Devlet Başkanı Beşar Esad'la görüşmesinde I- rak'ın "sınırlannın değişmemesi ge- rektiğini" vurguladı. Gül. "Irak'ta pandoranın kutusu açılmamalıdır. Açılırsa bir daha kapanmayabilir" dedi. Beşar Esad da ABD'nin Irak'a kar- şı tavnnın objektif ve tutarlı olmadığım belirterek petrol konusunun savaşı kö- rüklediğini savundu. Başbakan Gül, Suriye gezisinde, Dev- let Başkanı Beşar Esad'la bölge ülkele- ri olarak inisiyatifin ele alınması görü- şünde birleşti. Gül, görüşmede, Irak'ın toprak bütünlüğü konusundaki hassası- yetini vurgularken "Kuzey Irak'taki her oluşum, Suriye, Türkiye ve Iran'ı yakından ilgilendirecektir. Irak dağıl- mamalı" diye konuştu. Gül'ün bu hassasiyetini paylaştığını belirten Beşar Esad ise Arap Birliği'nin, Birleşmiş Milletler (BM) silah denetçi- lerini kabul etmesi konusunda Saddam yönetiminin ikna edildiğini, ancak bun- dan sonraki süreçte ABD'nin tavnnın objektif ve tutarlı olmadığını kaydetti. E- sad, ABD'nin, bölgede yapmayı planla- dığı geniş çaplı bir dizaynın bölge ülke- lerini rahatsız edeceğini "açıkça bilme- si gerektiğini" \-urguladi. ABD'nin iç kamuoyu beklentileri ve Başkan George W. Bush'un hesaplan- nın Irak'a yönelik savaşı körükledığini dile getiren Esad, bu krizin altında "pet- rol rezervlerinin yattığı" mesajını ver- di.Irak muhalefetinin çok güçlü ve ör- gütlü olmadığına dikkat çeken Beşar E- sad, "Operasyon olursa kaosun uzun sürnıesi en büyük endişemiz" dedi. KKTC Başbakanı, kendilerine karşı psikolojik savaş yürütüldüğünü söyledi Eroğju: Amaç yavruvatam koparmak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - KKTC Başbakanı Der- viş Eroğlu, Kıbns müzakere sü- recinde hem KKTC hem de Tür- kiye'de kendilerini hedef alan psikolojik bir savaş yürütüldü- ğünü belirterek "Bu kampan- yanın temel amacı, Kıbns'ı Türkiye'nin etki alanı dışına çıkararak AB'nin stratejik çı- karlarına hizmet etmek. An- nan planını şirin gösterme gay- retinin amacı budur" dedi. Kıbns sorununun çözümüne ilişkin gelinen süreci değerlen- dirmek üzere Aydınlar Ocağı, "Kıbrıs Meselesi ve KK- TC nin Dünü, Bugünü, Gele- ceği" konulu bir panel düzenle- di. Panele bir mesaj gönderen Eroğlu, Kıbns sorununun çözü- mü için yürütülen "ver-kurtul" kampanyalannın gerçek amacı- nın yavnı vatanı Türkiye'den ko- parmak olduğunu bildirdi. Adanın tamamının AB'nin stratejik çıkarlanna hizmet ede- cek konuma getirihnek istendi- ğini kaydeden Eroğlu mesaj ında şu görüşleri dile getirdi: "Bizler yalnız 200 bin Kıbns Türk'ünün değil 70 milyonun hak ve çıkarlarını savunuyor olmanın ağır sorumiuluğu ve gururuyla mücadelemizi sür- dürmekte kararhyız." Panele katılan KKTC Büyü- kelçisi Ahmet Zeki Bulunç da Annan planının sakıncalannın görmezden gelinmesine tepki göstererek şunlan söyledi: "Plan, Kıbrıs Türklerini 1960 yılında tanınan haklann da gerisine düşürecek ve Kıb- ns'ta Türk kimliğini ortadan kaldıracak bir belge ile karşı karşıyayız." "Çözümsüzlük çözümdür" anlayışında ohnadıklannı vurgu- layan büyükelçi Bulunç, şöyle konuştu: Annan planının parça devletler tanımı getirdiğini anımsatarak şu görüşleri dile ge- tırdi: "KKTC'den toprak ödü- nü isteniyor. Bu çerçevede 60- 65 bin Rum,Türk tarafına yer- leşirken Türk nüfusunun yüz- de 53'ünün de 4 yıl içinde göç etmesi öngörülüyor. Yani KK- TC'nin ekonomik, psikolojik ve siyasal yikımı isteniyor. Öngörülen toprak verilirse 13 bin Türk işsiz kalacak, 1474 işyeri kapanacak, 21 bin tarım işyeri kapanacak ve milli geli- rimizin yüzde 22'sini yani 202 milyon dolannı kaybedece- ğiz." AİHM'DE YENİ DAVALAR AÇTILAR Rumlar taztninatistedi LEFKOŞA (Cnmhuriyet) - Kıbns Rumlan, bir yandan KKTC lideri Rauf Denk- taş'ın devrilmesi ve Kıbns so- rununun istedikleri şekilde çözümlenmesi için mücadele verirken, diğer yandan Türki- ye aleyhindeki girişimlerini sürdürüyorlar. AİHM'nin geçmişte Loizi- du isimli Rum kadının, KK- TC'de kalan mülkleri için aç- tığı davayı sonuçlandırarak Türkiye'yi ağır para cezasına mahkûm etmesini firsat bilen Rumlar, yeni tazminat dava- lan açtılar. AtHM'ye başvuran Rumlar arasında, 1974'te hayatını kaybedenlerin yakınlan da var. Mağusa ve Karpuz'daki mülklerine 28 yıldan beri ula- şamadığını iddia eden Marul- la-Adamos Miliotis çifti, Gü- zeryurt'tan Evgenia-Andreas Mihailidis çifti, yine Güzel- yurt'tan Vladimbros Baru- tis, avukat aracılığıyla AÎH- M'ye başvurarak Türkiye'den tazminat talep etti. GÜNEY KIBRIS'TA MÎTİNG Muhalefete destekyağtyor REŞATAKAR LEFKOŞA - Güney Kıb- ns'taki siyasi partilerin yani sıra çok sayıda sendika ve ör- güt, Kıbns'ın yeniden birleş- mesi ve Denktaş'ın görevden uzaklaştınlması için mücade- le veren Türk muhalefetine destek kampanyalannı arttıra- rak sürdürüyor. Fileleftheros gazetesinin haberine göre Kuzey Kıb- ns'taki muhalefete destek amacıyla hazırlanan yazılı metne imza koyan Rum ko- münist AKEL, DÎSÎ, DlKO, KİSOS ve EDÎ isimli siyasi partilerin yani sıra SEK isim- li sağcı Rum Işçi Sendikalan Konfederasyonu, PEO isimli solcu Işçi Sendikalan Fede- rasyonu ve çok sayıda sivil toplum örgütü, imza kampan- yasının genişletümesi için mi- ting karan aldı. Karar gereği Rum kuruluşlar bugün saat 17.00'de Eleftheria (Özgür- lük) Meydanı'nda toplanarak Denktaş'ı protesto edecek. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Yola çıksam birkaç yüz bin adamla, Aynı gün Bağdat önlerindeyim. Neydi o deyim: Sora sora Bağdat bulunur. Saddam'ın tüylerı yolunur. Petrol kuyuları buşa sunulur. Bilıyorum, buna karşı bazı ülkeler. Güç bende; benim el, hepsini eler. Işe Birleşmiş Milletler'den başlamalı. Bilsinler ki o kurum, baybuşun malı. Adını da değiştıreceğım bundan böyle, Bakın daha güzel değil mi şöyle: Buşlaşmış Milletler! Bu adla daha bağımsız karar verir. Karşı çıkanlar kararın içinde erır. Düzeltilmesi gereken bir kavram var: Devletler hukuku... Bu 'devletler' tanımı ne demek? Boşa mı gidiyor bizım emek. Bu kavramı da kaldırmayacağız, BM gibi, küçük bir oynama yapacağız. 'Devretler hukuku' diyeceğiz. Devletler haklarını bize devredince, Adı doğal olarak değişmiş olacak. Tabii bu devır işlemleri de Devretler hukuku çerçevesinde olacak. Her devletin kendi meclisi. başkanı, Milletvekili, kurumları olmalı, Ama buralarda benim kuralım uygulanmalı. Liderler her karar öncesi benı anmalı. Kısacası devlet onların. Kaynaklarsa benim olmalı! Saddam bunu anlamamakta direniyor, Ulan yola gel, ne kendini ne beni yor. Irak'ın üstünde bir ülke daha var. Her alanda tam mürtefikimiz. Altta Saddam'lı Irak, Üstte bu bizim çırak. 3 Kasım'da bir seçim oldu. Çırak yeni bir yönetim buldu. Başındakı tam kafama göre. Ben Teksaslı o Kasımpaşalı. 'AK'\m diye geldi iktıdara. Bakın bakalım dedim, 'AK'\m derken ne diyorlar? Fazla zaman girmeden araya, Çağırdım onu Beyaz Saray'a. Havası benim havamda, Tam istediğim kıvamda. Kayıt dışı konuşmayı seviyor, Sözümüz söz, dediğimiz dedik diyor. Bize böyle liderler lazım. Anlatmaktan kurumamalı ağzım. Bazan nara atasım gelıyor: heeeyt, Hizaya gel, Ürdün, Mısır, Kuveyt. Tepemı attırıyor, çıkan çatlak sesler. Formül şu kuracağımız düzende: Teksaslı baybuşun tek sesli dünyası! Ekonomi de buna göre işleyecek. Sistem, borsayı düşüreni fişleyecek. öteki kurumları da elden geçireceğim. Örneğin; uluslararası para fonu. İçinde ulus geçen şey hoşuma gitmiyor. Borsalararası para fonu, fena mı olur? O ulusu da bağlarız borsaya, Yaşamları sürüp gider dolarları saya saya. Ayrı bir planımız var, Giderek fakirleşen ülkeler için. Oraya başkası girmemeli; mesela Çin. Kaynaklarını tümüyle biz kullanırız, Arada insani yardım yapar, alkışlanırız. Biraz büyümeye çalışan olursa, Sıcak parayla girer, yakar çıkarız. Eyy buşlaşmış milletler: Benden sorulacak önümüzdeki milenyum. Ben söyleyeceğim sen gözlerini yum. Gücüme güç katmak az geliyor. Tavuk ıstesem kaz gelıyor. Hani diyorum yazsam uzun bir kitap. Desem insanoğluna; artık buna tap! ankcum@ttnet.net.tr AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK *Öteki Türkiye GurmesV • Baştarafı Arka Sayfada tiği öteki Türkiye mutfağında besleyici ve lezzet- li şeylerin nasıl yapıldığını göreceksimz. Öncelikle bir zamanlar küçümsediğimiz, çok başanlı (!) IMF programlan sayesinde şimdi Hın- distan'dan ithal ettiğimiz mercimek üstünde du- ralım. O da oldukça fiyatlandı, ama et kadar de- ğil. Mercimek, içinde ete neredeyse eşit \e a^Tiı özellikte proteın bulunduran bir gıda. O zarran evimizin baş köşesine kurulmayı hak ediyor. Peki mercimekten neler yapacağız. Birinasi mercimeği haşlayıp börek yapabılinz. Yani böe- ğin içine et ya da peynir yerine mercimeği ko\u- yoruz. Hem çok lezzetli oluyor hem de et ıhtna- cı karşılanıyor. Aynca bütün Türk kadınlan bılr.. mercimek, çorbadan turşuya kadar her yerde kıl- lanılır. Şimdi bir ince nokta söyleyeceğim. çocık- luğumda Antep'te eğer evde et yoksa, şipşak çğ- köfte yerine mercimek köftesı yapılırdı. Sıze ie tavsiye ederim. Muhteşem bir tadı vardır. Mercimekten sonra sıra otlara geliyor. Pek ç>k otu kaynatıp yemek yapmak mümkün. Üstelik m otlar tstanbul çevresinde pek çok. kendiniz topk- yabilirsiniz. En çok olduğu yeri söyleyeyim, 15 karayolunun iki yanındaki yeşillikler. Her türlü >t var ve annelerimiz gurmelerden önce de bunlan en güzel yapmayı büirlerdi, şimdi de biliyorlaı Dikkat şimdi çok önemli bir not. Sakın ama s- kın balıktan vazgeçmeyin. Çünkü balık gerçekto ete göre ucuz ve çok daha besleyici. Bir kilo har- siyle ya da istavritle çok güzel bir sofra kurmanz mümkün, biraz emek ister o kadar. Evet evet.. t- vuğu da unutmayın. Bir arkadaşım üç miryona £- dığı tavukla tam dört kişiyi iki gün doyurma y- teneğine sahiptir. Siz de bir düşünün. su>-una ço- ba. pilav, ardından patetes ve diğer sebzelerle h- rika bir yemek. Üstüne, süt de ucuz sayılır, şöyr güzel bir sütlaç. Efendim bu kadar gurmelik yeter, benim ka- nım acıktı, hemen en yakın tatlıcı dükkânma k* şup dibi tutmuş bir sütlaç söyleyeceğim. Sizi bi mem...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear