25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2003 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhunyet.com.tr EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bir Çocuk ŞaiPdi 0... "Sen hep boyle bır gurbetten otekıne yolcusun " Bu dızelen on yedı yaşında mı yazmıştı'? Yirmı bınnde şıırın kapısını kapadığına gore1 Kenan Harun'u tanıyan kalmamış Edremıt'te yaşıyordu son gunlerde Hasta mıydı, bezgın mıy- dı? Bır kez telefonda konuştuk Bır yardım ıstedı Sonra bır daha aradı, vazgeçmış Gazetelerde c\um ılanı çıktı Yetmış sekız yaşı- na gelmış1 tffaeılgeçırdı bunca yılı? Şıırsız hem de1 On beş yaşındş bâşladığı şıır seruvenını de unırt- muş muydu'? \ "Dortyol Ağzı.ı Tek kıtabı1 Zaman zaman yaz- mışımdır, anımsatrihışımdır, o guzel yolculuk nıye koptu, nıye durdu, hıç değılse eskı şıırlerını bır ara- ya topla, dıye "Dortyol Ağzı" bır anı olarak kal- dı On sekız yaşlndakı bır şaırın geleceğe bıraktı- *•• O 4O'lı yıllar, bızlenn yırmılı yaşları, sanata şııre gonulle, kafayla bağlandığımız zamanlar Ahmet ihsan Matbaası'ndakı loş oda Cahit Irgat, Su- avı Koçer, Orhon Arıburnu, Gavsı Ozansoy, Ca- vit Yamaç, Özdemır Asaf, Kenan Harun Bır ma- sal gıbı geçen gunler1 Bır yanda dunya savaşının kanlı yıllan, bır yanda ıçımızde buyuyen korkular, ama şıırle, oykuyle sarmaş dolaş bızler önce Mersın'dekı Denızcılık Okulu'na gırmış1 Baudelaire'ın Mallarme'nın denızle ılgılı şıırlennın ruzgârı almış onu suruklemış oralara Ama sıkıl- mış, gelememış okulun ağırlığına Öyle ya, on al- tı yaşındakı şaırımız sanmış kı yaşam bır şarkıdır, bırşıırdır Sonra bırakmış okulu, gelmış Istanbul'a, edebıyat dunyasına "Seyref kı aynasında mavı goklenn/ ruyalanma ağlayan şehır/ Bır gun bu harıkulade yeryuzune/ Elbette melekler ınecektır/ Saadet bahçemızde şakıyacakl Aydınlık dallardan gulecek bahtıyariıkl Nefesını taşıyacak bulutlar/ Guneş damla damla şehvetını emecek/ Uyanacak yorgun bır çıçek gı- bı/Hafızanın mahşennden tebessum eden çıçek ' Boyle başladı şaıriığe Yaş on sekızdı Bır Turk Rimbaud'su muydu? Yoksulluk, yalnızlık, zorluk- la lıseyı bıttrmetelaşı, ekmek derdı, ış bulmak Der- ken gazetecılık, Istanbul'da Vatan, sonra Ankara, evlılık Geçen yıllar, şıırden uzak mı uzak "Şaır Dostlanm" adlı kıtabımda (1960) Kenan ıçın bakın neler yazmışım "Hıçbır an geleceğın sıslı ufkuna bakmak ıste- meyen, herşeye rağmen daıma neşelı, o guleryuz- lu halıyle Turkıye'nın dort bır bucağında bıraktığı anıları, aşklan, sevgılılen hatırlamakta, belkı de bır cıgara ıçımı zamanda kımbılır hangı uzgun, huzun- lu anında yazdığı bır mısraı mırıldanmaktadır Sen hep boyle bır gurbetten/ Otekıne yolcusun " "Dortyol Ağzı"n\ seçmış tek kıtabına ad olarak Gerçekten de Çemışkezek'ten, Istanbul'a, Mer- sın'e, Ankara'ya savrulan bır yaşam, ekmek para- sı kazanmak, gazetecılık, bu arada unutulan şıır O on sekız yaşının şaın bır duş muydu? Hepımızın yaşadığı bır hayal mı? "Kıtapsız yaşarsın/ Şıır desen/ Yazamazsın/ Ana kardeş dost arkadaş/ Uzaktal Sevdığınden mek- tup gelmez/Al hançert goğsune saplal Yapamaz- sın " Kımı var, seksenınde şıır seruvenını surdurur Kı- mı var guzel bır başlangıcı unutur 1 Ya da unutma- nın acısını yaşam boyu çeker 1 Kenan Harun, o ço- cuk şaır, bıze yaşantımızda yer alan dızeler bırak- tı Belkı kendısı de o on sekız yaşın şaınnı unuttu Ama ben, zaman zaman o şıırlerı yırmı yaşlannda- kı gıbı yaşatıyorum, kendımce "Aydınlıklar ıçınde kararsızım Suru suru ınsanlar ıçınde Bu yeşıl bahar ıçınde Yalnızım " BÖYtf fcö/AM golge-kukia oyurn, birpante 4-5Ocak.Saat16 00 Yer Oyun Atoryesr Dr EsatlşıkCad No15Moda GışeTel 0216 345 39 39 Dog-Shop... Boyle tecımsel (tıcan) bır kaygı olabılır Ozellıkle top- lumlarda ıpm ucu kaçtı mı, devreye bu da gırer Geçen yuzyılın duşunuru Gabnel Tarde'm oğrettığı gıbı, zaten toplumlarda en belırgın bır ozellık, "taklıt' eğılımı ve olgusudur Bın bır şey başlatmaya gorsün Çelik GULERSOY Y ozlaşma, Taksim ıle başladı Epey- ce bır sure once, bınlen çıktı, 300 yıllık (bu eskı boş ve kırlık yer, bu adı, Belgrad Ormanı'ndan getınlen suyun buradan bırkaç yone akıtıldığı 1700'ler başına aıt bır ımardan alıyor ya) adı, bıldığımız bıçı- mı ıle değıl, bır x koyarak yaz- dı Her zaman olduğu gıbı, bu- nu da kımseler anlamadı Aslında yapılan degışıklık onemlı ıdı Çunku Arapça ko- kenlı bır sozcuğumuzu, yaban- cılar \e Beyoğlu'nun tatlı su frenklen, ışte oyle x ıle yazar- lardı Yenı yaşamımızda, bede- lı ne olursa olsun, daha ıyı bır yaşam surmeye merakınuz art- tı ya, "keyifli mekânlar" kaşesı altında pek çok aydın kışı, dun- ku kozmopolıt Beyoğlu'na da, ozlem duyuyor ya, varsın 300 yıllık Taksim de, Tarim olsun- du Bu ılk orneğı, Istanbul'un luk- se ozentılı yorelennde, hızla, oburlen ızledı Beyoğlu, oldum olası, yaban- cı kokenlı sozcukler ve adlarla ıç-ıçe yaşamış bır semtımızdır Ama bu geçmışle, onemlı bır faıklıbğa dıkkatı çekmek ıstenm Otellenn, lokantalann, pastane- lenn alışılmış eskı adları, uy- durma değıldı hemen hepsı Fransızca olmak uzere, yurtdı- şının unlu ve ozgun adlannın bırer kopyası ıdıler Luxembo- urg, Glona, Bon-Marche gı- bı Bunlar, yuzu-gozu çarpıhl- mamış, doğru-duzgun yer, şehır ve unlu kuruluş adlan ıdı Şehnmızdekı yenı akım ıse durmadan uyduruk sozcukler uretıyor Beyoğlu'nda, ozellık- le de karşıda Bağdat Cadde- sı'nde, Turkçe mağaza adı kal- madı gıbı bır şey Bır eğlence ku- lubunün adı, olmuş sana "Efendy" tçen gırenler, ıçkıyı fazla kaçırmasınlar, burunlan ıle değıl, ağızlan ıle ıçsınler, adam gıbı gınp, adam gıbı de çık- sınlar dıleğı % e ozlemı ıle mı bu ad konulmuş, bılemıyorum Ama efendılık, çok daha başka ve uzun surecek bınkımlenn so- nucu olacak bır nıtelıktır Aıle kokenınden başlar, oğrenım aşa- malanndan geçer Kazanç kay- naklan ıle de, sıkı ılgılıdır Oy- le kolay bır şey değıl Beşıktaş'ta, buhar ustunde bır dukkân levhası goze çarpı- yor Dönerchi! Geçen gun yolda onum sıra gı- den bır kamyonetın arkasında- kı yazının ne olduğunu çozme- yeçalıştım Artwinlee.Oncebu- nu yenı bır yabancı fırma san- dım Sonra kafama dank ettı kı, taşıtın -ve bu çok ozgun- bulu- şun sahıbı, ArtvinHbır vatanda- şımızdır Fakat tuy dıken dukkân adla- nndan bınne, Bostancı'da rast- ladım Ada vapurundan çıktık- tan sonra, Bağdat Caddesı'ne gırebılmek ıçın bırtakım yerler- dengeçılır Koca-koca bırtakım sevımsız yapılar Bunlardanbı- nnın altında, bır dukkânın lev- hası şoyleydı "Dog-shop" Bı- raz îngılızcem olduğu ıçın, dı- şandan alma ıthal malı kopek- ler satılan bır yer olduğunu an- layabıldım Ama ınsaf edılsın, bu alaturka semtımızde kaç kı- şı, dog'un ne olduğunu bıhr9 Bır tanhte, devlet televızyonu, bır ekıbını Bağdat Caddesı'ne gonderdıydı Çocuklar, ellenn- dekı mıkrofonu dukkân sahıp- lenne uzatarak sordular Bu ya- bancı ad dalgasının nedenı ne- dır*7 Hemen her dukkâncı, aynı gerekçeyı gosterdı "Türkçead- lar koyarsak, halk rağbet etini- vor. Saûş yapamıyoruz.'' Boyle tecımsel (tıcan) bır kay- gı olabıhr Ozellıkle toplumlar- da ıpın ucu kaçtı mı, devreye bu da gırer Geçen yuzyılın duşu- nuru Gabriel Tarde'ın oğrettığı gıbı, zaten toplumlarda en belır- gın bır ozellık, "taküt" eğılımı \e olgusudur Bın bır şey baş- latmaya gorsun Bunun yanında, kımı kuşku- cu dostlanm da (Suha Ann gı- bı), dış etkıler ve belırlı polıtı- kalar gormek eğılımındeler Sa- nınm Prof Dr Oktay Sinanoğ- lu da, uzun yıllardır aynı tezde Bır ulkeyı, asker, tank, bando, mızıkadan once, dıl yoluyla ış- gal edersın Ben, hıçbın nonnal olmayan bu yenı yabancı sozcuk salgını- nın ve modalannın, toplumsal, yanı kendımıze ılışkın kokenle- nnı de hesaba katmak gerektı- ğını duşunuyonım Tanh boyunca, enenısı, yo- nehm ve orgutleme becenlen, dovuşken ustunluklen ıle, bırçok toplumu yonetmış olan, ama za- manla, onlann dıl \ e kultur et- kılennın de altında kalıp, ulusal kımlığını v e ozellıklennı, yer-yer ve zaman-zaman çok yıhrdığı de bır gerçek olan Turk kavmının, acaba genlennde, kokenlenn- de. kanında ve kemığınde, bu taklıt ve etkılenme olgusu, za- ten yuzyıllardır yaşamadı mı9 Selçuk sultanlannın Acemce \e tantanalı adlan ıle başhyor, bu olay Irak \ e Suriye dıyarla- nnda, gucu \e yonetımı ele ge- çıren komutanlanndan. bılım- de ve sanatta parlayan Turkle- nn adlanna kadar, bu zıncır uza- yıp gıdıyor Mevlânâ Celâleddin e bağla- nan unlu "ashm riırkest, eğerçi hindû-gûyem" dızesı, çok şey anlatmıyor mu9 Ey mubarek bıl- gın, duşunur \e şaır, eğer aslın Turkest (Turktur) ıse, nıçm Acemce şakıdın9 Hele şu Dersaadet' "Âbad" ıle bıten butun tantanalı adlan, bu şehnn en guzel yerlennın boy- nuna, yuzyıllar boyu asmadı mı9 Bır donem Arapça % e Farsça, Batılılaşma çağlan gelınce, on- ce, Fransızca Sonra, VVühetaı bı- yıklanna kadar her şeyı ıle,"Ger- men" Ulkeye tren gelmış, bır katar dolusu Fransızca sozcukle bır- lıkte1 Bır duşunun, trene ılışkın hıçbır şey, ama hıçbır şey, Turk- çe değıl' Almanca"da boyle bır durumvarmı'7 Ahnış başını gıden bu koca katan ulusal topraklara çekme- yı, bır tek adam ıstedı \ e kendı donemınde başardı da Bana denecek kı "Be adam! Bolgemiz ne halde? Llkemiz ne- re> e gidi>or? Sen tutmuş, neler- le uğraşı\orsun?.." Yazdıklanm, boşuna değıl, a dostlar Cumhunyet tanhının ılk kez karşılaşhğı bır uçurumla, ıl- gısız de değıl Dog-shop'lar, nedensız değıl, etkısız değıl ve de sonuçsuz de- ğıl Türkler ve Victor Hugo... Kemal SUMAN Araştırmacı-\azar 2 002 buvuk Fransız yazan VictorHugo'nun 200 doğum > ılma denk geldı Bu neden- le Fransa başta olmak uzere bırçok ulkede Hugo hakkında çok sa\ ıda etkınlık \ e > ayın ya- pıldı Ulkemızde aralannda hocamız Sa\ ın Ser- ver Tanilli ve Ataol Befaramoğtu nunda bulu- nduğu bırkaç duşunur, buyukluğu gerçekten de tartışılmaz Victor Hugo hakkında kapsamlı araş- tırmalar ve yazılar yayımladılar Ancak kımse 2003 yılınm bu ılk gunlenne dek Hugo'nun Turklere hangı gözle baktığının ûzerınde dur- madı \caba Hugo aralannda Pierre Loti, Claude Farrere, Lamartine gıbı Turk dostu olduklanna ınanmak ıstedığımız Fransız yazarlannın mı yoksa Montesquieu,\bHaire, Chateaubriand gı- bı Turk dûşmanı sandıklanmızın mı safinda yer alıyordu 0 Aslında ne bınncıler sandığımız ka- dar dost. ne de ıkıncıler sandığımız kadar duş- mandı Derken. Sabah gazetesı yazarlanndan Sayuı Hıncal Uluç Hugo'nun hıç gormedığı Iz- mır hakkında yazdığı bır şıın koşesınde yayım- ladı Uluç'un, AB Kocatepe'nın arşıvınden gel- dığını belırttığı bu şıır kesıtını okuyanlar, Hu- go'nun ulkemıze, ozellıkle Izmır'e bayıldığını sandılar Uluç \e Kocatepe, şuphesız bu şıınn eksık ve yanlış tercûmesınm kurbanı olarak ve ıstemeden yanlış anlamaya yol açmışlardı Hın- cal Uluç Kasım 2002 sonlannda kendısıne bu konuda yolladığım mektuba, koşesınde yer \e- rerek şıınn anlamını duzelttı îzmır'de yıllar ön- ce basılan bır tak\ ımde yer alan bu kesıtte Hu- go'nun "Les Orientaks" kıtabında yer alan ve "La Captive" başlıklı şunnın bır bolumu nere- deyse baştan sona bozuk ve yanlış bırtercumey- le yer almış ve aslında Hugo'nun tamamen olum- suz duygulannı, çok olumlu duygulara çe\ ırmış- tı Aslı 12 adet sekızlıkten oluşan bu şıınn 5 se- kızlığını ısmını bılmedığım bır kalem şu şekıl- de tercume etmıştı "tzmir bır prensür çok güzel / küçük şapka- sı\1a.. / Mutlu ilkbaharlar durmaksızın /onun çağnsına vanrt \erir. / Ve nasıl > azodakı çiçekkr / gulumse\en gun batımı gibn se, / O da denı/Je- nn arasında ışıldan. / Hatta Arşıpd'ın varatıb- şından tutkunca." O>sa kı bu bolumun doğru tercumesı aşağı- da vapmava çalıştığım gıbı olmalıydı "İzmır sankı bır prenses / O güzel tacının aJ- nnda. / Mutlu bahar vanrt verir/Onun birmez çağ- nsına. / \ e bır çanakta duraa/Gükn çiçekler gi- bi / Şekilknır denizı ufükta,/ Canlı adalanndan da belırgıncer Bu şıınn başlığı olan "La Captive". dılımıze "Tutsak Kadın" v a da "Esire" olarak çevnlebı- lır Bu şıınn butunu okunduğunda, Hugo'nun Iz- mır'ı tutsak bır kadına benzettığı ve onun Yu- nanıstan ın değıl de, Turkıye'nın elınde olma- sından rahatsız olduğu anlaşılı>or Bu şıınn ve Les Onentales ıçınde bulunan neredevse tum şı- ırlenn çok açık bır Turk duşmanlığı sergıledığı duşunulurse. Hugo'nun en azından bır done- mınde bızı pek se\ dığı söylenemez Acaba ne- den kımse Hugo'nun bu yanı uzennde durmak gereğını duymadı7 Server Tanıllı hocamızın, "Çağdaşımız\TctorHugo" başlıklı kıtabının an- cak yarım sayfası bu konuya ucundan dokunu- yor Benım amacım, Hugo'nun bu yanını orta- ya koyarak bu buyûk adın ülkemde yara alma- sını sağlamak değıl, tersıne, Hugo'nun yaşantı- sı ıçınde bır sure bızden neden bu denlı nefret ettığını anlama>a ve bu gunlere dek pek çok Fransız aydınma musallat olan bu rahatsızlığın gerçek kaynağını bulmava çalışmak Voltaıre'den başlayan, Chaauteaubrıand'la yukselen ve Hugo ıle suren \ e y ıne donemın un- lu kalemlen Edgar \llan Poe \ e Lord Byron ta- rafından Amenka \ e tngıltere den de pompala- nan bu sevmezlık (antıpatı) son donem Fran- sız avdınlanndan sonra polıtıkacılanna da bu- laştı Bu kalemlerden çıkan ovku ve şıırlen oku- varak vetışen ve aralannda Avrupa nın Gele- ceğı Konvansıvonu Başkanı \alen Gıscard d'Estaing eskı cumhurbaşkanlardan George Pompidou v e bızden hıç hoşlanmayan eşınm et- kısınde kalan Mitterrand gıbı yonetıcılenn ve Fransa da dunv a ozgurluğunun onculuğunu v ap- tıklannı sanan bazı kurumların çabalan sonu- cu, duzeltmekte hala zorlandığımız bır ımaj oluştu Fransa cumhurbaşkanlığını yaptığı bır do- nemde kendıne hedıye edılmek ıstenen bır \u- nan adasını kabul etmeyı bıle duşunen \ G d'Estaing son olarak Turkıye nın Avrupa Bır- hğı'ne katılmasına karşı olduğunu belırterek bu gelışmevı engellemeye çalışıvor Bu ısımlerın hoşgörusu ve korumalan altında Turklere kar- şı ışlenen suçları da unutmamak gerek Hugo vu bu açıdan ırdelerken. Les Onenta- les'ı kaleme aldığı yıllarda (1827-28) Fransa da çok yav gın olan Yunan havranlığının v e somur- ge ımparatorluklanna karşı ulusal bılıncın uvan- masının ve halk a\ aklanmalannın da etkısınde kaldığını hesaba katmak gerekır O donemde Yu- nan bağımMzlık mucadelesı de Osmanlı Impa- ratorluğu'na karşı başlamıştı ve zaten hıçbır Avrupalı aydın bızım tarafımızı tutmuyordu llenkı vıllarda değışen tutumu ve çızgısı ne- denıyle Turk duşmanlan sınıfına koymak ıste- medığım buvuk yazann bırgazeteyazısınasığ- ma>acak bu vonunun. çok daha kapsamlı bır araş- tırmav a konu olmasını dılenm PENCERE AKP'nin Yaptığı lyi Iş... Işık Kansu AKP ıktıdarının kımlığını uç sozcuk- te vurgulamış "Kavgacılar Kararsızlar Takıyyecıler " Yerınde bır saptama1 Kavgacılar, çunku Kansu nun saptadığı gıbı da- ha dun bır bugun ıkı ıken Cumhurbaşkanı Sılahlı Kuvvetler burokrası unıversıtelerveKıbrıs Devlet Başkanı ıle ıtış kakışa gırdıler Kararsızlar çunku neyapacaklarını bılemıyorlar kendı kendılerıyle bıle uyuşamıyorlar soyledıklerı bırbırını tutmuyor Takıyyecı mı bu takım'' En buyuk soru ve sorun bu1 • Ancak ne olurtarsa olsunlar, AKP'lı yonetıcıler ıyı bır ış yaptılar Emeklıye zam yaptılar' Daha olmeden ustune toprak kuredığımız emek- lı yurttaşa yapılan zam odul değıldır Borç odemesıdır Başbakan Gul vearkadaşlan, bu devletın, bu hal- kın ve bu toplumun emeklıye olan borcunu yenne getırmekle ıyı bır ış yapmışlardır Ama hemen "ıtıraz" seslerı yukseldı • Dıyoriar kı - Bu odeme 6 mılyon kışıye yapılan toplam 3 kat- rılyonluk bır zamdır Ve eklıyorlar - Kaynağı nedır? Başbakan'a sormuşlar Gul kem kum etmış Kımılerıne gore emeklıye zam 3 katrılyondan çok daha buyuk bır yuk getırecekmış IMF buna ne dıyecekmış? "Faız dışı fazla ne kadarmış'? Ortalıkta bunca ışsız varken yatırımları eksıltmeyı ongorecek bu tur harcamaları yapmak doğru mu ımış'? Hesabımızı kıtabımızı yıne şaşınrsak, bu ışın sonu yokmuş Hepsı çok guzel Ama bır toplumda ınsanlar 6 mılyon emeklıyı ya- şarken oldurerek yaşayamazlar kı 7 • Insanlık Kureselleşme surecınde kımı kavram- ları unutmaya zorlanıyor Oysa o kavramlar uygarlığın uzun bırtarıhsel su- reçte kazandıgı ınsanı değerlerı vurgulamaktadır, bunlardan bırısı barış tır Eskıden barış sozcuğunu oven yoktu, banşın er- dem olduğuna ılışkın ınsan bılıncı yenı bır kazanım- dır Ya sosyal adalet? Emekçı sozcuğunun degerlenmesıyle bırlıkte ın- sanlık sosyal adaletsız bır toplumun aşağılık gerı uygaıiıktan nasıpsız bır duzende yaşadığını fark et- tı, servet-sefalet uçurumunu reddetmek bılıncı çok yenıdır Servet-sefalet uçurumunun dıbınde kıvranan bır toplumda "Insan Haklan Bıldırısı" lâfı guzaftan başka bır şey değıldır • Pekı, 6 mılyon emeklıye yapılan zammın kayna- ğı nereden bulunacak? Yuku paylaşalım arkadaş 1 İŞ İLANI Sendıkamız hukuk burosunda tam gun ça- lıştınlmak uzere en az 5 yıllık ceza ve ıdarı ru- kuk konularında meslekı tecrubesı olan, bılgı- sayar kullanabılen ve 3 ay ıçerısınde burosu- nu ve ışlerını tasfıye edebılecek 2 avukat 1 v(|- lık sozleşme ıle dolgun bır ucret ve ıkramye karşılığında ışe alınacaktır Koşulları ve şartarı uygun olanların ozgeçmışlerı ıle bırlıkte 10 Ocak 2003 tarıhıne kadar aşağıdakı adrese şahsen başvurmaları gerekmektedır Eğıtım Stn Merkez Yonetım Kuniu Adres: Eğıtım Sen Genel Merkezı Konur Sokak 29/3 Kızılay/Ankara Telefon:0312 120 DAKİKA 50 MESAJ 180 DAKİKA 75 MESAJ 270 DAKİKA 100 MESAJ 420 DAKİKA 150 MESAJ 810 DAKİKA 200 MESAJ 49 MİLYON TL 69 MILYON TL 99 MILYON TL 149 MILYON TL 249 MILYON TLT U M V E R G 1 l E R D A H İ L T U M V E R G İ L E R D A H İ L T U M V E R G İ L E R D A H I L T U M V E R G İ L E R D A H İ L T U M V E R G L E R D A H İ L CEPPAKET'TE, SEÇECEĞİNİZ PAKETE GÖRE TOPLU BİR SÜRE VE MESAJIN SAHİBİ OLURSUNUZ. VE HER AY SONUNDA SABİT BİR FATURA ÖDERSİNİZ. CEPPAKET'TE KULLANMADIĞINIZ DAKİKA VE MESAJLAR BİR SONRAKİ AYA DEVROLUR. CEPPAKET'İ İNCELEYİN. fcil I T I A 1/ A I •C e Pp *k e t fiyatları, 30 Haziran 2003 tirihine kadar sabitlenmistir. Bu tarihten sonra, enflasyon oranları icerisinde kalınarak fiyat artısı yapılacaktır. • ilk abonelik vergileri Telsim tarafından karsılanacaktır. • Konusma siiresi ve M U I L A K A ! mesaj hakkıni2, o hakkı kazandıgınız aydan itibaren, altı ay devredebüir. • S«ctiqiniz CspPaket tarifesinin ayhk konusma süresini asan aramalar ve mesajlar ile yurtdısı görüsmeler, yurtdısı mesajlar ve özel servisler ayrıca ücretlendirilir. AT (X
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear