22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2003 PERŞEMB 14 JVLJJ-iJ. \J MX kultur@cumhuriyet.com.tr M Postmodernliğin sınır tanımazlığıyla mutlak bir yabancılaşmanın tuzağına düşüldü eredeÛ güzelresimler?ERHAN KARAESMEN Uzaklarda, bilgisayar ekranında yakaladığım Cumhuriyet'in ilk say- fa görüntüsünde NeşetGünalresim- leri görünüyordu. Kafamdan "Ya- şasm,NeşetAbi sergiaçacakgücü ken- dinde bulmuş" türünden keyifli bir düşünce geçti. Aynı gün, Barcelona Miro Müzesi'ndeki Fernand Leger sergisine süriiklediğim yabancı ve Türk dostlara büyük ressamımız Ne- şet Günal'ın bir dönem Leger'den nasıl etkilendiğini hararetle anlat- mıştım. Neşet Abi ile yaz başında uzun bir telefon konuşmasında, yakınlarda raslaşma arzumuzu karşdıklı dile ge- tirmiştik. Dönüşte hemen kendisini aramayı ve ziyaret etmeyi planlıyor- dum. Ama döndüğümde, Cumhuri- yet'in o ön sayfasının Neşet Bey'in bir sergisinin açılışını değil, yaşa- mının kapanışını duyurdu- ğunu çok kederlenerek öğ- rendim. Sadece büyük res- sam değil, büyük adamdı. Anısına derin saygılarla. Barcelona'daki Leger'ler, Miro'lar ve elbet Pkasso'Jar, Paris'teki iç içe ve karşılaş- tırmah Matisse-Picasso'Iar, Voillard'lar, Beckman'lar. VVashington'daki Bon- nard'lar üç haftaya sıkışın- ca geçen yüzyıhn ilk yan- sını yeniden irdeleme fır- satı doğdu. Gördüm ki 1930'lar falan ayna gibi par- layarak canlanıyor. Resim sanatı yoluyla bir şeyler an- latmanın, söylemenin yü- celiğine yeniden inançla sanlıyorsu- nuz. Ama biraz da hüzünle: Ey ogü- zet resim, sen nerelerdesin şimdi, ne- reye kaybolduıı? O ciddi ve güvenilir "Art Press" dergisüıin birkaç yıl önceki bir özel sayısında 'resiın'in gittiği yerin ne- fis bir irdelemesi yapılıyordu. Mo- dern bir yerleştirmede kullanılan ge- çici birmerdrvenin basamakJanna mı takılıpkalmıştı?.. Bilgısayarekranı- nın saniyede binlerce görüntü fiş- kırtan sanal dinamizmi içinde dağı- Iıp ufalanmış mıydı?.. O minimalist tuğla parçalan yere saçılmadan ön- ce tablolan mı delip geçmişti?.. Plas- tik sanatlar dünyasına heyula gibi çökmüş bulunan 'her ne pahasına olursa olsun yeni,deği- odern bir yerleştirmede kullanılan geçici bir merdivenin basamaklanna mı takılıp kaldı?.. Yoksa o minimalist tuğla parçalan yere saçılmadan önce tablolan mı delip geçti?.. Plastik sanatlar dünyasına heyula gibi çökmüş bulunan 'her ne pahasına olursa olsun yeni, değişik bir şey yumurtlama arayışının traji komik zorlamacılığı'nda nerelere sürüklendi o güzel resim? şik bir şey vumurtlama arayışının traji-komik zorlamacıhğı'nda nere- lere sürüklenmişti o güzel resim? Koca Matisse ile karşılaştınlmalan olanaksız ama.. hâlâ resim yapmak- ta ısrarlı JasperJohns'lar, Ansel Ki- efer"ler falan da kurtaramıyor, dunı- mu. Sakıncalı yabancılaşma Corot ile Basdrtz'ın kapsamh bi- rer sergisini aynı günde gezme fır- satı bulduğum bir dış gezinin izle- nimlerini Cumhuriyet okurlanyla paylaşırken Corot'un saf, duru bir güzellikle beslenmiş dinginliğinin ardından hırçın konuşkanlığı içinde Baselitz'in birkaç yüzyıl sonradan gelıyor ızlenimi verdiğini dile ge- tirmiştim. Esprili fikirler kapsayan yenilikçiliği için- de, izleyiciyi çok küçümseyen, alay eden bir tavır bo- zukluğu sergili- yordu Baselitz. Yüzyıhn ilk yansındaki Duchamp ile ikinci yansmdaki Beuys'un değişik kişi- liklerinde temsil edilen kaba şaka- cılık ve izleyiciyi aşağı görme tavn sanat dünyasında alabildiğine davul çalar oldu. Sanatsal yaratıcılıktan yoksun olanlar değişik fikir arayışı- nın spekülatif entelektüalizmine sa- nldı. Bunu benimsemeyenler "çağ- dışı cahiDer, alay edilroeye layık za- valblar" olarak görüldü. Post post- modernliğin sınır tanımaz serbesti- ciliği çerçevesinde, izleyiciyi kü- çümseyen, ondan kopma mertebesin- de uzaİdaşan yeni sanat insanJan tü- redi. Mutlak bir yabancılaşmanın tuzağına düşüldü. Sanatçı; sezgisiyle, analizciliğe ve sentezciliğe egemenliğiyle toplum- lann önünde giden aydınlatıcıdır. Geleceği onlarhaber verir. Yaşanmış bir dönemin kesiti çıkanlırken on- lann varlığı önplandadır. Uygarlık- lardan tarihe düşen izler sanattan ve bilimden kalan ayak sesleridir. Uy- garlık Phidias'tır, Archimedes'tir. Ta- rih Galflei'dir. Leonardo'dur, Koper- nik'tir. Rembrand'dır. Daha yakın- lara gelirsek Srravinsky'dir, Picas- so'dur. Einstein'dır. Bu çizgide. toplumların yol gös- tericileri, çağdaşlannın bir miktar ilerisinde gider, gitmiştir. Öncü ta- vır ve anlahm biçimlerinin bazan biraz yadırgandığı da olur. Ama, gü- nümüzdeki olay yadırganmanın fa- lan çok ötesindedir. Hastalıklı ve sa- kıncalı bir yabancılaşmadır. Buz ke- sen bir ürpertidir. Spekülatif bir ge- vezeliktir. Yltik bir kugak... Yerleştirmecilik. küratörcülük, mi- nimalcilik, çok malzemelilik ile hap- peningcilik falan. birlikte koparttık- ian biryirmi yıl kadar süren fırtına- dan sonra, e\Tensel ölçekte ciddi bir yoğunluk azalması ve prestij ufa- İanması yaşar oldular. Bu alanda ya- zılı ve görsel dokümantasyon oluş- rurma yolunda oluşturulmuş büyük endüstri de duraksamaya girdi. Dün- yadan habersiz birkaç yerli müridin buralardaki tozu dumana karıcılığı- na da yakında herhalde kimse kulak asmayacak. Ancak. olan o benim güzel resimlerime oldu. Bir bütün ku- şak Bottjcelli'den. TTziano'dan Velas- quez'den, Rubens'ten, Vermeer'den, Guardi'den, Tumer'den, Goya'dan uzak yaşadı. Yazık ki, ne yazık! Bu hüzün verici durum saptarna- sını yine de tutkulu meraklılar için bir iki izlenim kınntısıyla bitirmek isterim. Bonnard, Paris sokak ya- şantısının şiirsel şıkırdaklığını, yıl- lar sonra Hemingvvay'in sözcüklere dökerek yapacağı gibi, müthiş bir inandıncılıkla verirdi. Beckmann, Nolde, Kirschner üç ayn pencere- den bakarak gündelik yaşamın sade aynntılanna yoğun ve çok etkileyi- ci bir dışa dönük konuşkanlık geti- riyorlardı. Leger bilgisayar çağına ye- tişseydi, günümüzün kırık dökük teknisyenlerinin yaptığının çok öte- sinde bir yaratıcı pencereden baka- caktı ekrana. ARİFDAMAR Ocak 2003 edebıyat der- gilerinden; Adam Sanat, Agora, Akatalpa, Aries, Ay, Berfin Bahar, Bulancak, Dİ- ze, E, Edebijat ve Eleştiıi, Evrensel KüJrür, Gösteri,In- sancıl, Kavram Karmaşa, kitap-lık, Kum, \ araû. Yedü tküm ve V^rhk'ta yer alan şı- irleri okudum, inceledım. Bu şiirlerin içinden Cevat Çapan'ın Adam Sanat der- gisindeyayımlanan "KüBe- ri Soğumadan" adlı şiirini 'Ajın Şöri' olarak değerlen- dirdim. Cevat Çapan, bu kısacık yalın şiirinde özgün imgeler ve uzak çağnşımlarla, kimi- lerinin onlarca dizede belır- temediği güzellikleri sezdi- riyor. Şiirde sadeliğin de de- rinleşnrilebileceğini kanıt- lıyor. ••• Geçen haftalarda çok teh- likeli bırrahatsızlık geçiren Lâle Müldûr'ün bir an önce sağlığına ka\Tişmasını ve o incelik ve zarafetiyle aramı- za, edebiyata ve şiire dönme- sini sabırsızlıkla bekliyoruz. Fazıl Say müzik dinleyicilerini eleştirdi: Repertuvara değil sanatçıya geliyorlar Külleri Soğumadan Desenler çiziyordum o günler defterime akkuğular, cerenler. Sesini dinler gibi dinliyordum gecenin sessizliğini, ağlayan salkımsöğütleri. Kartaca yanıyordu çok uzak bir zamanda tek başına. Bir yandan bir şarkryı düşfûyordum birlikte söylerken aranağmesryfe nerdeyse bir gülümseyişi ölümsuzleştireceğimizi. CEVAT ÇAPAN Çay Kuarteti ben seni hiç üzemem papatya çayı yapmak isterim sana sonra portakal çayı füme lapsang souchong çayı ama ben seni hiç üzemem deliririm yalnızca sessizce tek başıma deliririm beni La Pais'ye koyariar koyu Türk çayı içerim orada yalnızca LÂLEMÜLDÜR kitap-lık / Ocak 2003 /MKÎMDlR?/CEVAT ÇAPAN Şair ve çevirmen Cevat Çapan 1933 yılında Danca / Gebze'de doğdu. Robert Kolej'i ve Cambridge Üniversitesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde profesörken Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne (Şimdi Mimar Sinan Üniversitesi), oradan da, şimdi Fen- Edebiyat Fakültesi dekanı olduğu Yeditepe Üniversitesi'ne geçti. Şiir, hikâye, eleştiri ve çevirileri 1951'den başlayarak Varfak, Yeditepe, Seçilmiş Hikâyeler, Yücel, Pazar Postası, Dönem, Şiir Sanaü, Miffijet Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Seferis, Ritsos, Kavafis, EBtis başta olmak üzere pek çok dünya şairini ve bazı önemli oyunlan dilimize çevirdi, çeviri seçkileri hazırladı. Dön Güvercin Dön adlı ilk şiir kitabıyla 1986'da Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü kazandı. Çapan'ın aynca İrlanda Inatrosu'nda Gerçekük, Değişen Tiyatroı ve John \\Mtiug adlı inceleme kitaplan var. Şiir kitaplan: Dön Güvercin Dön (1985), Doğal Tarih (1989), Sevda Yaratan (1994), Seçme Şiiıier (1998). Bir Güzel Yolculuktu Akhmdan Çıkmaz (Adam Yayınlan - 2001). Seçkileri: Çin'den Peru'ya (değişik şairlerden, 1966), Çağdaf Yiınan Şiiri Anfolojisi (1982), Çağdaş Ingiliz Şiiri Antolojisi (1985), Çağdaş Amerikan Şiiri Antolojisi (1988), Dıûıya Yazuundan Seçümiş Aşk Şiirleri (1993), Çin'den Peru'ya Dünya Şörinden Çeviriler (1998), Şiir Atlası (6 cilt, 1994 - 2000), Kaptanm ŞiirDefteri (ErdalAlova ile birlikte yerli ve yabancı şairlerden seçki - 2000). ÎZMİR (Cumhurijet Ege Bürosu) - Izmir Sanat'ın düzenlediği oda müziği dinletisi için Izmir'de bulunan tanınmış piyanistimiz FaaJ Say, ülkemizde oda müziği gruplannın yeterli desteği görememesi nedeniyle uzun süre yaşamadığını söyledi. Say, Türkiye'de repertuvar için gelen dinleyici kitlesinin henüz oluşmadığını, çoğunluğun sadece tanınmış isimler için geldiğini belirterek "Repertuvar için gelen dinleyici kitlesinin oluşması gerekivor. Fazıl Sa> ne çalarsa çalsın olmamalı. Bunu bir kültür olarak algılamak lazun. Kitknin de bunun için hazırianması gerekryor" dedi. Türkiye'de oda müziği gruplannın azlığtndan yakınan sanatçı, oda müziğinin insanın iç dünyasının zenginliğini dile getirdiğini, senfonik konserlerden daha az ve süzülmüş bir dinleyici kitlesine sahip olduğunu belirtti. Oda müziği dinletilerinin yaygınlaştınlması taraftan olan Fazıl Say, bu amaçla Izmir Devlet Senfoni Orkestrası (IZDSO) sanatçılanndan Kartal Akıncı (keman), Çetin Aydar (viyola), Fulya Ergüden (viyolonsel) ve Prof. Dr. Tahir Sümer (kontrbas) ile birlikte fsmet tnönü Kültür Merkezi'nde bir konser verecek. 1 Şubat Cumartesi akşamı. saat 20.30'da başlayacak olan konserde Brahms'ın 'Trio op.8 No.l' ve Schuberfin Alabahk Beşlisi' seslendirilecek. Ünlü piyanist oda müziği dinletilerinin yayguılaştuTİmasuıdan yana. dZihan & Kamien Babylon'da • Kültür Servisi - Miller, 'Millering The Nite@Babylon' etkinliği ile 31 Ocak-1 Şubat tarihlerinde dZihan & Kamien featuring Mısırlı Ahmet'i ağırlıyor. Müzik yaşamlanna Avrupa'nın çeşitli caz kulüplerinde gezgin birer baterist ve kontrbas sanatçısı olarak katılan ikili, dijital ortamın mucizelerini keşfettikten sonra DJ'liğe başlamış. Ancak 2002'nin sonunda birlikte çıkardıklan ikinci ve son albümleri "Gran Riserva'da ikilinin hem caz kökleri, hem de müzikal rezervlerinin habercisi niteliğinde. Viyana, Toscana ve Jstanbul'da 365 günde kaydedüen albümün esas esin kaynağı 60'lı, 70'li yılJann vazgeçilmez caz parçalan. Viyanalı ikili, bizi aiıştırdıkJannın tersine fazlasıyla organik bir sound'a sahip bu yeni albümünü Istanbul'da görücüye çıkanyor. Albüme sıcaklığını ve mistik havasını getiren ise îtalya'dan vurmalı çalgılar ustası Sammy Figueroa ve Mısırlı Ahmet. (0 212 292 77 3 8) Prag'da Havel onuruna gala • PRAG (AA) - Çek Cumhuriyeti nin başkenti Prag'daki Ulusal Tiyatro'da bugün, birkaç gün sonra görevi devredecek olan Cumhurbaşkanı Vaclav Havel onuruna bir gala gecesi düzenlenecek. Dagmar Havlova'nın, aynı zamanda tiyatro yazan olan eşi Vacla\' Havel için düzenleyeceği gecede 30 kadar şarkıcı, müzisyen ve oyuncu sahnede Ha\el'e 'saygılannı' sunacak. Organizasyon yetkililerinden Janis Sidovsky, gecede Havel'in kaleme aldığı piyeslerden de alıntılann yer alacağını söyledi. 'Bildirim', 'Buruk Ezgi' ve 'Şeytan Çelmesi', Havel'in Türkçeye çevrilmiş yapıtlan arasuıda yer alıyor. Haydi çocuklar sarılın katemlere • Kültür Servisi - Izmir'de bulunan Özgiir Eğitim Yayınlan'nın eğitimci yazar Mevlüt Kaptan'ın adına düzenlediği 'ödüllü kitap yazma yanşması', bu yıl 'çocuk öyküleri' daiında gerçekleştirilecek. Yanşmanın amacı çocuklan özendirmek ve yapıtlannı değerlendirmek. llkokul çocuklanna yönelik olan bu yanşmada konu ve öykü sayısında herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Yanşmanın Seçici Kurulu Talip Apaydın, Tank Dursun K, Sami Karaören, M. Yaşar Bilen ve Mevlüt Kaplan'dan oluşuyor. Yanşmacılann dosyalaruıı en geç 9 Eylül saat 17.00'ye kadar yanşma adresine ulaştırmış olmaian gerekiyor. Yazışma Adresi Özgür Eğitim Yayınlan 858 Sokak Paykoç Han No:9/B-C Konak - Izmir. (0 232 484 10 39) Kontrbas ile gitarın dansı • Kültür Servisi - Borusan Kültür ve Sanat Merkezi etkinlikleri çerçevesinde 4 Şubat Salı günü saat 19.00'da Schneidertempel Galata'da Arjantinli gitar sanatçısı Ricardo Moyano v e kontrbas sanatçısı Yaz Baltacıgil bir konser verecekler. 1992 yıhndan ben tanışan ikili ortak çalışmalara geçen yıldan itıbaren başladılar. flcilinin îstanbul'da verecekleri konserin repertuvan Kolombiya, Venezuela, Meksika, Arjantin. Bolivya, Brezilya ve Porto Riko ezgilerinden oluşuyor. Baltacıgil halen Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Borusan Istanbul Filarmonı Orkestrası'nda kontrbas çalıyor. Madrid'de müzik eğitimi alan Moyano tüm dünyada konser veren bir sanatçı.(0 212 292 06 55) AJegria'da flamenko piizgârı • Kültür Servia - Tamamı Türklerden kurulu Anda-Luz flamenko grubu yarın akşam saat 22.30'da Alegria'da kendine aıt koreografiJerinden oluşan gösterilerini sergileyecek. 1998 yılında kurulan ve geleneksel Çingene müziği çerçe^'esinde flamenkonun köklerine sadık kalarak oluşturulmuş zengin bir repertuvara sahip olan grup Alper Kargın (flamenko gitar), Ata Erdoğrul (vokal, gitar, ud), Asime Can Özözer (dans), Kerem Kırca (perküsyon), Özcan Yılmaz (keman) ve Ulaş Engin'den (bas gitar) oluşuyor. (0 212 245 13 06) Hacettepe'den 'Mevsimler Şöfeni1 • Kültür Servisi - Hacettepe Senfoni Orkestrası, 5 Şubat Çarşamba günü saat 20.00'de Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi 'M' Salonu'nda 'Mevsimler' yorumuyla Ankaralı müzikseverlerle buluşacak. Şef Prof. Erol Erdınç orkestra, A. Piazzolla ve A. Vivaldi'nin eserlerini seslendireceği üçüncü konserinde dünyaca ünlü keman solisti Togrol Ganiev Tarasova'ya eşlik edecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear