23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURfYET 29 OCAK 2003 ÇARŞA HABERLER AKP lideri, Davos ziyaretine ilişkin eleştirileri kaldıramadı: Hazımsız, şizofren tipler Erdoğan'dan çirkinyanıt AKPGenelBaşkanı Tayyip Erdoğan. ANKARA (CumburiyetBö- rosu)-AKP Genel Başkânı Re- cepTayyip Erdoğan, Başbakan, bakanlar ve türbanlı eşleriyJe gittiJderi Davos gezisini eleşti- renJere "hazımsız, şizofren tip- ler" nitelemesiyle tepki gös- terdi. Bakan ve millervekilleri- ne "O makamlar sadece otur- ma makamlan olursa, bu gökkubbenin aiünda hicbir hoş sada bırakamayız*" diyen AKP Genel Başkanı, sözlerini "Öz- ienenhedefe koşmak vemenzü- i selamete varmakzorundayız" diye sürdürdü. Tayyip Erdoğan, partisinin • Davos toplantılannın hiçbir önemi olmadığını söyJeyenJerin "bazı hazımsız tip]er" olduğunu ileri süren Erdoğan, "Tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş. Bu tipler zaten biliyorsunuz şizofren tiplerdir" dedi. grup toplantısında, bazı muha- lefet partileri ile köşe yazarla- nnınDavosgezisinedönük eleş- tirilerine suçlamayla yanıt ver- di. Davos toplantılanrun hiçbır önemi olmadığuu söyleyenle- rin "baa hazmısız tipler" oldu- ğunu söyleyen Erdoğan. sözle- rini şöyle sürdürdü: "Tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş.Şaştuuzdep mi, nasıl oldu da AKP Davos'a gi- der deDavos'ta Türkiye'yi an- latır. Evet siz anlatamadmız, ama bizanlatacağız. Kökü ma- zide olan bir miOetin nasıl aya- ğa kalkbğuu anlatacağız. Bun- lar bra anlamaktan aciz. ama sadece mifletinıizin kafasını bu- landnrnakistejentipler.Bu tip- ler zaten biliyorsunuz şizofren tiplerdir. Buniarherzaman ola- cak, ama biz yolumuza emin adımJaria yürüyeceğiz." "Biz bu ülkenin bürtin renk ve kokulannı taşıyoruz. Hatta yeryüzünün biifün renk ve ko- kuJanna da uiaşmak istiyonız" diyen Erdoğan. "Biziyormaça- basınagirenleranlamakzorun- daJar. kaygı oluşturmak iste- yenJerin kendileri yoruiaeak- tir" görüşünü dile getirdı. Erdoğan, Türkiye'nin yok- sulluk envanterini çıkardıklan- m belirterek, "Hiçbir beyanda bulunmayan en öcra köşedeki ibtiyaç sahipleri ilk kez deviet elrvîe tespit ediliyor. Gün gele- cek devletin şefkat eli onlara ulaşacaknr" dedi. Pearson: Niyet mektubu yetersiz Yardımpaketi için ekonomik program koşulu 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN HACER BOYAOOĞLÜ ANKARA - Irak ope- rasyonu için Türkiye'nin a tttda" karar vermesı ko- nusundabaskısını arfhran ABD, Türkiye'yeyapma- yı öngördüğü ekonomik yardım için "uygulanan EMFprogramma bağtahk" koşulu getirdi. ABD Bü- yükelçisi RobertPearson. olası bir Irak operasyonu sırasında verilecek eko- nomik yardım paketinin IMF'nin 4. gözden geçir- me çalışmalan sonrasında netleşeceğini belirtti. ABD'nin verecegi yardım paketininKongre'de onay- lanacağını söyleyen Pear- son, "Bu nedenJe progra- ma uymane çok önemli. Paketin içe- riğüseprog- rama uyul- ması ve ya- pacağnuzas- keriişbirfiği- ne bağh ola- rakdeğjşir" dedi. Pear- son, hükü- metin JMF'yegön- derdiği niyet mektubunun yetersiz ol- duğunu ve hükümetin programa uyumu konusunda soru işareti yarattığını söyledi. Büyükelçi Robert Pe- arson, dün Devlet Baka- nı ve Başbakan Yardımcı- sı AbdüUatif Şenerie gö- rüştü. BaşbakanJık Mer- kez Bina'da yapılan ve yaklaşık 45 dakika süren görüşme sonrasmda bir açıklamayapılmadı. Edi- nilen bilgiye göre Pear- sonile Şenerarasında ger- çekleştirilen görüşmede Pearson, Şener'e Pamuk- bank'a ilişkin son gelişme- lerisordu. BDDK'yleÇu- kurova Grubu arasında an- laşma sağlandığını söyle- Şener, "Anlaşma ge- Brfflno 3 şııbafta ABDBüyükelçisi Pe- arson'un BMdenetçi- lerinin raporu ve ABD Başkanı George W. Busb'un "uiusa sesle- niş" konuşmasını ge-. rekçe göstererek erte- lediği Irak brifinginin, 3 Şubat'ta yapılması planlanıyor. Brifing Dı- şişleri Komisyonu'nun tamamı,Plan ve Bütçe, Insan HaJdan ve Milli Savunma Komisyo- nu'ndan da 18 millet- vekiline verilecek. reğt grup bankacıhktan çekflecek" dedi. Pearson, uygulanan program ve ABD'nin ver- meyi taahhüt ettiği eko- nomikyardım paketine de değindi. Hükümet tarafin- dan IMF'yegönderilen ni- yet mektubunun fonda ra- hatsızlığa neden olduğu- nu vurgulayan Pearson şunlan söyledi: "Niyet mektubu soru işaretieriya- rattı. Unutmayın ki ABD'nin verecegi yardım paketi Kongre'den onay alacak. Bu nedenJe prog- rama u>manızçokönem- İL ABD'nin destek paketi, IMF'nin 4. gözden geçir- me çaitşmalannı tamam- lamâsnunarduidannetie- şecek.lçerik, programa uyulması ve askeriişbırB- ğinegöreşe- kiDenecek." Pearson 'ın uyanlan kar- şısında Şe- ner'in de "Programbi- zfan için çok önemli" de- diğı öğrenil- di. Progra- mın öngör- düğü uygula- malan4-5yı- la yayarak "^ yapma ama- cında oldukiannı belirten Şener, "Makro ekonomik dengeninönemininfarkm- dayız. Bozuhırsa bir daha topariayamayız'' dedi. Gül: Kongre desteğine gerek yok Pearson'm, ekonomik yardım paketi için Kong- re'nin onayı gerektiği yö- nündeki açıklamalan, Baş- bakan AbduIJah GüTün açıklamalanyla da çelişti. Gül önceki gün bir TV r ka- nahyla yaptığı açıklama- da, ABD'nin Türkiye'ye yapacağı yardımın Kong- re'den geçmesine gerek olmadığını söylemişri. BELDEDE YILMAZ'A AİT OLMAYAN YALNIZCA120 TAPUBULUNUYOR Imam, Akfirat'ı parseflemiş OKTAYAPAYDEV îstanbul 5 No'lu DGM Yedek Hâkimliği'nce ruruklanarak ce- zaevine gönderilen "Edep tarika- d" kurucusu imam Yaşar Yıl- maz'ın. Tuzla'nın Akfirat belde- sindeki arazilerin tamamınayakı- nına sahip olduğu ortaya çıktı. BeldedeYılmaz'aaitolma- yanyalnızca 120tapubulun- duğu,bunlanndaküçükpar- seller olduğu saptandı. DGM Başsavcılığı ve jandarma tarafuıdan yürü- tülen soruşturmada, bel- dede 1141 ve 1142 parsel- lerdeki toplam 550 dönüm arazinin Yılmaz üzerine kayıth olduğu ortaya çıktı. Bu arsala- nn değerinin triryonlarla ifade ediiebileceği bildınldi. Ibrahün Koyuncu adh şahıstan 1141 parsele kayıtlı 500 dönüm araziyi satm aldığı belirlendi. Koyuncu, geçen günJerde yap- üğı açıklamada, tarlayı metreka- resi 10 liradan sattığmı belirtti. Yılmaz'm, tapuya adına kayıt- lı bu tarlayı alrnasının ardından, 1980'de 1142parselde50dönüm • DGM Başsavcılığı ve Jandarma tarafmdan yiirütû'len soruşturmada şeriatçı imam Yılmaz'ın Akfirat'ta değeri trilyonlarla ifade edilen 550 dönüm araziye sahip olduğu ortaya çıktı tığı arazilerinde yer aldığı böl- genin adının 'Gazi Mustafa Ke- mal Mahallesi" olarak 1983 yı- h îstanbul Belediyesionaylı 'Ha- 0°haar haritalar'a işlendiği be- lirlendi. Haritalara işlenmiş haliyle kö- yün 150 hektarhk biralanı kap- sadığı ortaya çıktı. 12 Eylül sı- kıyönetim döneminde, planJann daha kolay geç- mesi içinve örgütlenmenin dikkat çekmemesi amacıy- la ad değişikiiğine gidil- mediği de öne sürüldü. YıJambugûn Arazüeri satm aldı Tapu kayıtlannın incelenme- si sonucunda, Yılmaz'ın I978'de araziyi de üzerine geçirttiği sap- tandı. Yılmaz'ın, kurduğu "Edep Cumhuri Yapı Kooperatifi" adı aitında parselasyona giderek yandaşlanna, 'tapusu kendi üze- rinde olmak kaydıyla' 500'er metrekarelik arsalan tahsis et- tiği anlaşıîdı. Yılmaz'm kapat- Yılmaz'm malikâneleriyle do- nattığı 170 dönüm kamu arazi- sinde yıkım işlemine de bu sa- bah başlanacağı bildirildi. Yıl- maz'm kamu alaruna inşa etti- ği evleri ve türbe haiine getirdi- ği binadaki villasmm da yer al- dığı 11 parça binanın tamamı- nın yıkılması bekleniyor. Tayyip Erdoğan. Irakiçin karar masasında olmahyız ANKARA (Cumha- riyetBürosu)-AKP Ge- nel Başkanı RecepTay- yip Erdoğan, Irak lide- n SaddamHûseyin son- rasındaki Irak için Tür- kiye'nin karar masasın- dayer alması gerektiği- ni sa\nnarak Afganis- tan'da yaşanılanlann, Irak'ta yaşanılmasın- dan yana olmadığını be- lirtti. Erdoğan, "Afga- nistan'daki karar sûre- cinde Türkij e yer ala- madı. Irak'ta Türkiye karar sürecinde yer al- mabdır'' dedi. Irak ko- nusunda bu hafta yaşa- nacakgelişmelerin "çok önemli'' olduğunu söy- leyen Erdoğan, "Banş yz da savaş arasmdaki yoi a>nmında işin ne- reye doğru seyredece- ' ğınde Irak liderliği bü- yiik rol ojTiajacakür" diye konuştu. Erdoğan, , ABD'denIrakkonusun- da farklı açıklamalar l yapılmasını değerlen- i dirirken u baa muğlak görüntükrin, hatta ba- zıgizüanlaşmalann bu- lunduğunu" söyledi. Erdoğan, dün önce partisinin grup toplan- tısında, sonra da NTV'- de, ABD'nin olası Irak operasyonu hakkında açıklamalarda bulundu. Hükümetin Irak politi- kasıyla Türkiye'nin sa- . , vaş konusundaki geliş- ,• ': melerinbeliıieyicikonu- ma ulaştığını savunan Erdoğan, Irak'la ilgili karar konusunda BM . Güvenlik Konseyi'nin "sürecetam, kapsayıave sürekb' müdahii obnas- nı" koşul gördüklerini yineledi. Ybl haritaa çıkacak Erdoğan, "Bush'un açıkJamasıvç.VfGKtop- iannsmdansonrabirso- nuç çıkacak.Bizbn par- ti organfan toptmöaola- cak. Bunlardan sonra yolharitasuııçizeceğiz'' • dedi. Saddam Hüsejin'e de "geüşmelerin şaJİao*- madıgını iJettiklerini" belirten Erdoğan, Sad- dam'ın ülkeyi terk et- ı mesine ilişkin önerilere grup toplantısında ör- tülü biçimde değindi. Erdoğan, "Banşyada savaşarasmdaki yol a>- nmında Irak liderliği büytik rol o>navacak- or" dedi. Irak konusun- da süre daraldıkça sı- kınhlann büyüdüğunü belirten Erdoğan, "ABD kendi büyüldüğüne ya- Jaşır şekOde banşçı yoi- laçözmen- dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.con Gazeteler, Pülümür'de bir kadının ölümüne yol açan depremin ardın- dan geçtikleri haberlerde özetle şu noktaya dikkat çektiler: "Tunceli'nin Pülümür ilçesinde sabah saat 7.26'da meydana gelen ve Kandil- li Rasathanesi'ne göre 6.5 büyûk- lüğündeki deprem, yine inanıimaz birihmali ortaya çıkardı. Bazıköyev- leri çöktü, ama en büyük hasarı ka- mu binalan gördü." Manzara bu. Birçoğu daha önce- ki deprem nedeniyle yıkılan ve ye- niden inşa edilen kamu binalannın IV görüntülerine yansıyan manza- •aları can sıkıcı. Bu konu, bazı ga- :etelerin yazdığına göre gerçekten Ihmal" mi? Bu soruyu sorduktan onra körfez depremi sonrası yap- ğımız bir tartışmayı anımsadım. Körfez depremi sonrası, Istanbul'u >hdit eden ve yaklaşan bir deprem idişesi içindeydik. Zaman geçtik- i bu endişeler azalıyor, ama dep- m tehlikesi azalmıyor. Istanbul'u Jdi bir deprem tehdit ediyor. Bu 'prem sonrası, "Istanbul'u yıkıp Pülümür'deki Devlet Binalan... yenidenyapalım" başlığıyla anıla- cak bir tez öne sürmüştük. Bu tezin esası şuydu: Körfez dep- remi sonrası, Istanbul'un bazı böl- gelerindeki binalarda ciddi hasarlar meydana gelmişti. Istanbul'daki bi- naların üçte birine yakını hasar gör- müştü. Bunların bir kısmı alınacak önlemlerle giderilebilirdi, bazıları an- cak yıkılıp yeniden yapılarak güven- li hale gelebilirdi. 0 zaman yapdacak olan, köklü bir değişim pianı yapmaktı. Bu plan ba- zı çürük zemine sahip bölgelerin ta- mamen boşaltılmasıydı. Bu boşal- tılan yerler yeşil alana dönüştürü- (ürken yeni yapılanmalariçin devle- tin arsa tahsis etmesi gerekiyordu. Bu tahsis edilen alanlara dünyanın çeşitli kredi kuruluşlarından alına- cak kredilerle ve yurttaşların da kat- kısıyla depreme dayanaklı, çok kat- 1/ yeni büyük sitelerkurulabılirdi. Bu iyi organize edilebilirse, yeni inşaat- lar yoluyla ekonomi de canlanırdı. Bu konuda ben o dönemde bir- kaç yazı yazdım. Soruna ilgili bir- çok bilim insanı ve kuruluştan bu konuda olumlu tepkiler aldım. Bu- nun için bir örgütlenme gerekiyor- du. Böyle bir organizasyonun tama- men devlete bağımlı olması başka sorunlar yaratabilirdi. Bu nedenle sivil toplum örgütlenmesinde güven kazanmış bazı isimlerin bu projenin başına geçmesi şarttı. Bu amaçla dü- şündük ve bu işte yararlı olacağına inandığımız bir isme böyle bir konu- yu açtık. Tepkisi ilginçti: "Bu türpro- jede inşaatıyapacakolanlara güve- nemiyorum. Büyükbirgayretle böy- le birprojeyihayata geçiririz. Fakat bir bu inşaatlarda da hırsızlık olur, gereken özen gösterilmez. Ben bu konuda tam bir gûvensizlik ı'çinde- yim." İlk adımımızda böyle bir tepkiyle karşılaşmak bizi şaşırttı. Aslında Tür- kiye'de yaşananlara bakınca ona hak vermemek mümkün değildi. Aradan birkaç yıl geçti, ben hâlâ böyle bir projenin îstanbul için ge- rekli olduğuna inananlardanım. Bir gün birileri bu konuda bir şey yap- maya kalkarsa bütün gücümle des- teklemeye de hazırım. • • • Pülümür depremi sonrası hasarlı devlet binalarını görünce, "inşaatla- rı yine kötü yaparlar" diyen arka- daşımı anımsadım. Zaman onu hak- lı çıkarmıştı. Evet devlet adına ya- pılan binalar çürük çıkmaya devam ediyordu. Bunun nedenleri üzerin- de hepimiz çeşitli fikirler yürütebili- riz. Müteahhitler, projeye onay ve- renlerle birleşip bizim paralarımızı aralannda paylaşıp eksik malzeme kullanmış olabilirlerdi. Para az gel- miş olabilirdi. Daha başka gerekçe- ler bulabilirdik. Sonuç olarak bu bi- nalar çürük yapılıyordu. Daha önce- ki depremlerdede benzersonuçlar- la karşılaşmamış mıydık? Bütün bunların nedeni üzerinde kafa yormak en iyisi. Demokratik, şef- faf ve denetlenebilir bir devlete sa- hip olmadıkça böyle yolsuzluklar kaçınılmaz. Dünyanın en büyük yol- suzluklarının en baskıcı rejimler al- tında gerçekleştirildiğini hepimiz bi- liyoruz. Filipinler diktatörü Marcos ailesinin öykülerini yılladır izliyoruz. Benzer birçok örnek daha kısa sü- rede bulabiliriz. Temel sorun, devletin demokratik- leştirilmesi. Ancak bunun bugün- den yarına gerçekleşmesi de müm- kün değil. O zaman ne yapacağız? Elimizden geldiğince sivil denetimi güçlendireceğiz. Bu kadar kalitesız bir sisteme mahkûm olmadığımızı, buna karşı mücadele etmemiz ge- rektiğini düşüneceğiz. Bu kadar güvenilmez binalar in- şa eden bir sistemin, bu halkın da hayatını mahvedebıleceğini kabul edeceğiz. Sorun sistemde. Siste- min değişrnesinde... GLOBALpOLÎTtKÜLTl ERGİN YILDIZOĞLU Davos mıı Dedıniz? Küreselleşme rüyası vardı, hatırlıyor musun Heryerdeserbest piyasa kuralları egemen olu) du. Devletlerin ekonomiye müdahale olanaklar nırlanıyordu. Artık politikacılar piyasalann talef rine uymak zorundaydılar. Siyaset ikinci plana lince, baskı, savaş olasılığı da azalıyordu. Serbı piyasa eşitlik, demokrasi demekti ve de barii Davos, bu yeni dünyanın temsilcilerinin, "Dav man"\n heryıl toplanıp küresel ekonomiye yön vı diği bir toplantıydı. Adeta küreselleşmenin bey kalbi vb... Piyasalar iktidarsız! Şimdi, artık katılımı çok daha çeşitli, geniş, ka bi daha doğru yerde ve aklı da çok daha gelişkı Porfo Alegre, Davos'tan daha fazla ilgi çekiyo Ama bu, kendini dünyanın merkezi sanan "Davo men"innarsisizminde önemli bir aşınma yarataca birgelişme değil. "Davos man"\ ancak kendi dün yasındaki sarsıntılar uyandırabilir. Sanınm öyle dı oluyor! "Davos man" farkında mı bilinmez ama, eğeı ABD Dışişleri Bakanı Powell uğramasaydı Da- vos'la pek kimsenin ilgilendiği yoktu. Basında ak- tarılanlardan görebildiğim kadanyla Davos toplan- tısına katılanlar esas olarak iki konu üzerinde yo- ğunlaşmışlar: Uluslararası ilişkileri daha yüksek bir istikrarsızlık platosuna taşıyacak olan Irak savaşı ve zaten yerierde sürünen dünya ekonomisine yö- nelik deflasyon / resesyon tehdidi. Ama her iki ko- nuda da Davos man'in yapabileceği bir şey yok. 1 Piyasalann da yapabileceği bir şey yok. Bu neden- le artık Davos'un bir anlamı kalmadı. Siyaset belirieyici Savaş olasılığı arttıkça borsalar geriliyor. Pazar- tesi günü, 1999 sonunda 7000'e vurmak üzere olan Londra Borsası 12 gündür düşüyordu. Açılır açılmaz hemen yüzde 3.5 düşerek psikolojik ola- rak önemli olan 3500 sınırının altına indi. Avrupa borsalan da aynı nedenlerle düşmeye devam edi- yordu. ABD'de 2001 başında, 11.000 düzeyinde dolaşan Dow Jones sanayi endeksi ve 2000 Mar- tı'nda 5000 düzeyinde dolaşan Nasdaq teknoloji endeksi, 10 gün aralıksız geriledikten sonra cuma gününü sırasıyla 8100 ve 1360 düzeyinde kapat- tılar. Pazartesi, Wall Street Journal'sn aktardığına göre uluslararası piyasalar, bir yıl öncesine göre, Euro'ya göre yüzde 20 yen ve vvon'a göre de yüz- de 14 gerileyen dolardaki gerilemenin cari açık ve borçlanma istatistiklerine bakarak, kalıcı olduğu- na karar verme eğilimindeydiler. Hong Kong'daki State Street Bank'ın Mali Bölüm Başkanı Steve Chang, "Görünen o ki dolar güçlü para konu- mundan zayıfpara konumuna geçiyor" diyor ve ekliyor, "Kimse elinde dolartutmak istemiyor". Di- ğer bir deyişledünya bir siyasi belirsizlik dönemin- den geçerken, böyle dönemlerde geleneksel ola- rak dolara sığınan yatınmcı bu kez dolardan kaçı- yor. Ama bir imparatorluk projesiyle meşgul Bush hükümetinin, piyasalann sinyallerine aldırdığı yok; kendi yolunda gidiyor, siyasi önceliklerini »zliyor, piyasalann verdiği sinyalleri değil! Dünya piyasalannda peş peşepatlayan "köpük- ler", artan deflasyon tehlikesi de piyasalann ken- di kendine dengeye gelemediğinin, aksine olağa- nüstü aşınlıklara neden olduğunun kanıtı. ABD'nin etkili araştırma kurumlarından Conference Bo- ard'ın başekonomisti Gale Foster'a göre, "Piya- salardördüncüüçaylıkdönemdeşirketierinne yap- tığına değil bu yıl hangisinin ayakta kalacağına bakıyoriardt". Dünyanın en büyük şirketlerinden DuPont'ün Yönetim Kurulu Başkanı Charles Hol- liday, "Büyükbir küresel istikrarsızlık var: Ekono- minin nereyegittiğini kimse bilmiyor" diyor ve ek- liyor: "Birkararfılıkya da sorunlarda çözülme gör- mediğimiz takdirde istikrarsızlık devam eden " Pi- yasalann da bu konuda yapacağı bir şey yok, göz- leri siyasetçilerin alacağı kararlarda. Piyasalar, si- yasilerden dünya ekonomisini deflasyondan kur- taracak, serbest piyasa ortamında yaratılan kapa- srtefazlasını(aşın üretim) emecek bir genişleme baş- latmasını bekliyoriar. Umutlanserbest rekabet, da- ha fazla küreselleşme değil ekonomiye siyasi mü- dahale... Ve savaşlar Bu görüntüye bir başka açıdan bakmak da fay- dalı olabilir. Birincisi, küreselleşmenin iki ayağı ulus- lararası ticaret ve sermaye hareketleri, 1990'ların sonundagerilemeye başladı. Dünya ticareti200O'de yüzde 4.2 küçüldü. Gelişmekte olan ülkelere giden sermaye 1996'da 228 milyardolardan 2001 oJe 25 milyar dolara geriledi. Bu sonuncusu ve borssüar- daki düşüş mali genişlemenin sona erdiğini g ö s - teriyordu. Ikincisi, son aylann en çok satan ulusla- rarası ilişkiler kitabının (Achilles Shield, Pençjuin, 922 sayfa) yazan Prof. Bobbitt e göre serbest pi- yasanın (küreselleşmenin) etkisiyle, ulus devletler "piyasa devletlerine" (kavramın zayıflığına şirndi- lik takılmayalım) dönüşüyor. Ama bu bir banş or- tamına değil böyle "tarihseldeğişim" dönemlöfin- de olduğu gibi, en azından sıklaşan yerel savaşla- ra, en kötü senaryoda da genel savaşlara yol a ç a n bir süreç. 19. yüzyılın sonunda, o zaman da bir yıkıma yol açan serbest piyasa deneyiminideğerlendiren F*o- lanyi, Büyük Dönüşüm kitabında, "Bir kez rr»ali genişleme brtince siyasi süreçler, devletler ö n e çıktı.Artık kimse savaşı engelleyemezdi" diyor- du. O zaman daOrtadoğu'da haritalaryeniden *ş\- zilmişti. Serbest piyasa dünyayı yine bir felake-'tin eşiğine getirdi. Tarihten hiçmi bir şeyöğrenmemi^giz. Üst komisyonda ele alınacak Gazetepromosyonlanna 'kühürürünü 9 sınuiaması ANKARA (Cumhuri- jöBürosu)-Tüketicinin korunmasına ilişkin ya- sa tasansı, TBMM Sa- nayi ve Ticaret Komis- yonu'nda alt komisyona sevkedildi. AKPhükü- meti, tasanda yapdacak değişikJîkle gazetelerin düzenledigı promosyoiı- lara 'Jcû^njrdüran'jincar- laması getirilmesi, de~v- re tatiller ile paket turl'-a- nn da yasa kapsamuma ahnmasını planlıyoı /%».Jt komisyonun hazırladıaSı rapor, bugün üst konrûss- yonda eie alınacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear