Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 OCAK 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur « cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU
Umursanmasa daüretmişRessam, yazar ve bestecı Ertuğ-
rul Oğuz Fırat 80 yaşında.
Asıl mesleği yargıçlık olan Ertuğ-
rul Oğuz Fırat, bir rönesans adamıdır.
Ressam, şair, öykücü ve bestecidir.
Yapıtlannı kaçımız tanırtz, kaç sen-
fonısini dinletniş, kaç sergisine git-
miş, hangi öykülerini ya da şiirlerini
okumuşuzdur, bılmiyorum.
'Umursanmamış'lığın kınkhğı
içinde olsa da hiç pes etmeden sanat
tutlcusundan caymamış; yazmış, bo-
yamış. bestelemiş durmuş. Şöyle
böyle değil, sayısız yağlıboya tablo,
bir dolu öykü, destansı uzunlukta di-
zeler ve bugün opus sayısı 94'e varan
beste! Çalması ve dinlemesi zor olan
besteleriyle ve kendine özgü Türkçe
sözcükleriyle zaman zaman itıci ol-
muş, yine ilkelerinden ödün verme-
den sürdürmüş yaratıcıhğını. Çokses-
li müzık karşılığında 'küğ' sözcüğü-
nü; beste yerine 'bağda', solo yerine
'yalkın' sözcüklerini yeğ tutmuştur.
'Okullu'lar dışlıyorlar
Türkiye'de besteciliğın kurumsal-
laştığı dönemde yetişip tümüyle ku-
rumlann dışında olduğundan 'okul-
lu' besteciler ve yorumcular tarafin-
dan genellikle dışlanmışrır. Içındeki
yaratma dürtüsüyle ortaya çıkan ya-
pıt, ya müzık olup notalara dökül-
müş, ya da bir resim olup renklere
bürünmüş ya da şiir/öykü sözcükle-
rini üretmiş.
Yirmili yaşlanndan başlayarak
onu sanp sarmalayan sanat tutkusu
her dalda karmaşık duygulannı,
karmaşık bir dille sergilemiş; ken-
di kendini eğitirken iç dünyasını
durmadan zenginleştirmiş. tlhan
Usmanbaş'tan gördüğübüyük des-
tekle yazdıklannı onunla paylaş-
mış. Dahası mektuplarla bir dünya
lcurmuş Usmanbaş'la arasında. O
mekruplar yalnız müziğin teknik
yapısı üstüne değil, bir yaşam biçi-
minin felsefesi, yenı çağın, yeni sa-
nat dilinin irdelenmesidir.
Ertuğrul Oğuz Fırat hiçbir çalgı
çalmadan, okullardan, kurumlar-
dan uzak, kendi el yordamıyla, ta-
rihin derinliğinden günümüzün ses-
lerine kadar inceleyerek sağlamış
bilgi donanımını.
Yapıtlannın değerı/değersizliği üs-
sıl mesleği yargıçlık olan Ertuğrul
Oğuz Fırat, bir rönesans adamıdır.
Ressam, şair, öykücü ve bestecidir. Hiçbir
çalgı çalmadan, okullardan, kurumlardan
uzak, kendi el yordamıyla, tarihin
derinliğinden günümüzün seslerine kadar
inceleyerek sağlamış bilgi donanımını.
tüne karar verecek olan yine tarihtir.
Ancak şu anda onun evinde ver-
diğı derslerden, söyleşilerden ışık
alan öğrenciler artık birer olgun
besteci olarak dünyaya sesleniyor-
lar. (Fazıl Say, Mehmet Nemutlu
ve niceleri) Kurumlann eksik kalan
yönünü onun evındeki söyleşilerde
bulmuşlar. 'Çağdaş Küğ Tarihi
İçin İmler' başhklı kitabı
(1999/Yapı Kredi Yayınlan) ön ro-
mantiklere dek bütün bir müzik ta-
rihini kapsar, yazann tarihi öznel
bir gözle değerlendırmesidir.
Firat'tan sltemH bir mektup
1 Şubat 1923'te Malatya'da doğ-
muş bir cumhunyet çocuğu. Hukuk
okumuş, avukatlık ve Anadolu'nun
çeşitli köşelerinde yargıçlık yapmış
yıllarca. Birkaç hafta önce bir yazım-
da 80. yılında onun yapıtlannı değer-
lendirmelıyiz, onu onurlandırmalıyız
demiştim.
Ertuğrul Oğuz Bey'den aşağıdaki
mektubu aldım:
"Sayın Evın Ilyasoğlu, Cumhuri-
yet gazetesinin 8 Ocak günü çıkan
yazınızı bana y ardımcım okudu. İl-
giniz ve temenniniz için çok teşek-
kür ederinı. lki yıla yakın süredir
gözlerimde sarı tabakanın bozul-
ması (macul? degeneration) nede-
niyle artık hiçbir şey okuvamadı-
ğım ve yazamadığım için, doğru-
dan bir mektup yazarak teşekkür-
lerimi size iletemiyorum. Bir öğ-
rencimin yardımıyla, internet yo-
luyla bu birkaç satın yazdırıyo-
rum. Temenninizin küğ dünyanuz-
da bir yankı bulabileeeğinden ne
yazık ki umutlu değilim. Türki-
ye'de 'çağdaş kuğ' denildiğinde din-
İeyicinin tüylerinin diken diken ol-
duğunu biliyorum. Bu nedenle ya-
şım kaç olursa olsun küğle ilgili
olanların yapıtlarıma karşı bir ilgi
duyabileceklerine güvenli değilim.
Çalmak istemeyen
çalgıçalanlar
Tüm sanat yaşamımda (her alan-
da; yazın, resim, küğ) ilgisizlik yü-
zünden kendi ülkemde yeterince ta-
nınır bir duruma hiç gelemedim.
Bunun kanıtı olarak son iki olayı
burada bilginize sunmak isterim:
1998 yılında Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrası, çembaloçaları-
mız Sayın Leyla Pınar'a eşlik ederek
'Sevi Çığlıklanyla Geçıyor' adlı
çembalo yapıtunı Sayın Cem Man-
sur yönetiminde seslendirmişti. Ne
ki bu seslendirme CSO'daki çalgı-
çalarlarımızı öylesine öfkelendir-
miş olmalı ki, dinletiden bir ay ka-
dar sonra vönerime verdikleri bir
dilekçeyle benim hiçbir yapıtımı
seslendirmek istemediklerini ve o
yılın izlencesine koyulmuş olan
ikinci bir yapıtım bulunan ve yalkın
kemancı Sayın Cihat Aşkın'ın çala-
cağı 'Üçüncü Keman Konçerto'mun
izlenceden çıkanlmasuu istemişler-
dir. Yönerim kurulu da sanatçılann
bu isteğine saygı göstererek daha
önceden izlenceye alınmış ve duyu-
rulmuş olan söz konusu yapıtımı,
bana hiç haber vermek gereğini bi-
le duymadan izlenceden çıkarmış-
lardır. Sayın Leyla Pınar'm seslen-
dirmiş olduğu bu yapıtım Anka-
ra'daki sanatçılanmızın öfkelerini
ortaya çıkarmasına karşılık, bir yıl
sonra 1999'da söz konusu yapıtımı
Sayın Leyla Pınar Tansever bu kez
Belçika'da Brüksel Krallık Konser-
vatuvan Orkestrası eşliğinde Kon-
servatuvar Müdürii J. Bali yöneti-
minde yeniden seslendirmiştir. Sa-
yın J. Bali, yapıtımın '21. yüzyıl kü-
ğü' örneği bulunduğunu belirterek
Brükselli dinleyicilere sunmuştur.
Ne ki, bu olaydan hiçbir gazetemiz,
hiçbir dergimiz tek satırla olsun söz
etmiş değildir. Fransa'da yaşayan
değerli klarnetçimiz Sayın Nusret
Ispır, Radyo France'dan kendisine
gelen öneri üzerine vereceği dinle-
tide benim 'Yivcil Morun Seslenışi'
yapıtımı seslendirmek istediğini
bildirmiş ve söz konusu bu yapıtım
Sayın Nusret İspir tarafından bir
Fransız piyanoçaların eşliğinde
Radyo France'da canlı olarak ya-
yımlanmıştır. Bu olaydan da söz e-
den olmamıştır. Yine de her şeye
karşın yazınızın küğcülerimiz üze-
rinde bir etkisinin olmasım umar ve
dilerim."
Ben de bu yazımı onun birkaç di-
zesıyle bıtireyim. 'Anılar Yaşatmaz,
Öliinür Onlarla' başhğını taşıyan,
Bilge Karasu'ya adanmış bir şıırden:
"(...) Çocuklann anıları yoktur/
Anılan yoktur çocuklann/ Gizem
sözcükleriyle saklıdırlar/ Elgin öz-
lemini yaşarlar başkamanın/ Gele-
ceğin tortusudur ağladıklan/ Ço-
cuklar saklambaç oynariar aranın-
ca/ Körebe oyununda Tannyla ba-
nşıktırlar. (...)"
evini(S boun.edu.tr
www.evinilyasoglu.com
AKP iktidarının üç basamaktan oluşan reformlarla ilgili çalışmalan tamamlamak üzere
Kültiir Bakanlığı devirlerlegenişliyorEBRU TOKTAR
ANKARA - AKP iktidannın "Merkezi
idare reformu. yerel yönetimler reformu
ve devlet personel rejimi reformu" olmak
üzere üç basamaktan oluşan çalışmalan ta-
mamlanma aşamasına geldi.
"Kamu Yönetimi Reformu" adı altın-
da çalışma yürüten komisyon, dün bir ara-
ya gelerek hazırladıklan Yerel Yönetim
Yasa Tasansı'nı gözden geçirdi. Başbakan
yardımcılan Ertuğrul Yalçınbayır ve
Mehmet Ali Şahin,
Devlet Bakanı Beşir
Atalay, Içişlen Baka-
nı Abdülkadir Ak-
su, Adalet Bakanı
Cemil Çiçek, Milli
Eğitim Bakanı Er-
kan Mumcu, Kültür
Bakanı Hüseyin Çe-
lik'ten oluşan komis-
yon; önce merkezi
idarenin yerel yöne-
timlere ilişkin ilke ve
standartlar geliştir-
mesini, ulusal ve böl-
gesel planlar oluştu-
rulmasını ıstedi. Ko-
misyon, bu çerçevede
yerel yönetimlerin kendi kaynaklannı
oluşturan ve kararlannı alan bir yapı için-
de örgütlenmesi gerektiğine işaret etti.
Komisyon, böylece "denetleme ve eği-
tim etkinlikleri dışında" uygulamaya yö-
nelik her türlü görev, yetki ve kaynaklann
valilikler ile il özel idareleri ağırlıklı olmak
üzere mahalli idarelere de\Tedilmesini ka-
rarlaştırdı.
"Merkezi tdare Reformu" altında ise
MÎT, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter-
liği ve Genelkurmay Başkanlığı dışında Baş-
ANKARA (ANKA) - ABD'nın
Irak'a saldırması halinde, Türkiye,
tarihi ve kültürel varlıklann
savaştan zarar görmemesi için
UNESCO sözleşmesi çerçevesinde
tarihi ve kültür varlıklanna işaret
koyacak. Kültür Bakanlığı'ndan
edinilen bilgilere göre, tarihi ve
kültürel varlıklara, boyuruna
uygun olarak havadan ve karadan
görülebilecek şekilde koruma
işaretlemeleri takılacak.
bakanlık'a bağlı olan 57 ilgili kuruluşun ic-
racı bakanlıklara dağıtılması öngörüldü. Bu
çerçevede de Vakıflar Genel Müdürlüğü,
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ile Milli
Saraylar'ın Kültür Bakanlığı'na devredil-
mesi kararlaştınldı. Kültür Bakanı Hüseyin
Çelık, görev alanının genışlığı ve tanhı so-
rumluluğu nedeniyle bakanlığmın Tunzm
Bakanlığı ile birleştirilmesi önensine karşı
çıktı. Orman, ÇevTe ve Turizm bakanlıkla-
nnın birleştirilmesi gündeme geldı.
Bakan Çelik komisyondaki konuşmasın-
da da kültür alanında-
kı çok başlılığa işaret
ettı. Topkapı ve Yıldız
Sarayı'nın Kültür Ba-
kanlığına, Beylerbe-
yi ve Dolmabahçe sa-
raylan ile Kasırköş-
kü'nün ise TBMM'ye
bağlı olduğunu vurgu-
layan Çelik, yalılar
konusunda da aynı
karmaşanın yaşandı-
ğuıı anlattı. Çelik, Sa-
ıt Halim Paşa Yalı-
sı'nın Kültür Bakanlı-
ğı'na, Küçüksu Kas-
n'nın ise TBMM'ye
bağlı olduğuna dıkkat
çekti. Bu durumun tarihi yapılann onanmı,
baknnı ve gelirlerinın kullanımrnda da so-
runlar yarattığının altım çizen Çelik, Anka-
ra'nın eğlence ve drnlenme merkezlerinden
olan Gençlik Parkı'nda yaşanan soruna da
işaret etti. Çelik, Gençlik Parkı'nın Kültür
Bakanlığı'na, ancak ışletme hakkının bele-
diyeye ait olduğunu belirterek "Kültürle il-
gili tüm birimlerin tek elde toplanması,
dağınıklığın giderilmesi ve tarihi-külrürel
miraslar konusunda yaşanan karnıaşaya
son verümesi gerekir" dedi.
İSTANBUL, BAROK
CÜNLERİYLE RENKLENİYOR
ÖDEMİŞ KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 2002 164
Da\acı hazıne vekılınce davahlar tsmaıl Sezgın vs alevhıne açilan tesbıte ıtıraz dasasının yapılan
açık vargılamasında Davalılar Emıne Can, Güler Şen ve Ismaıl Sezgın'e bıldınlen adreslennde tebh-
gat yapılamadığından, tüm aramalara rağmen teblıgata \arar açık adreslen de temın edılemedığınden
da\a dılekçesının kendılenne ılanen teblıgat yapıldığı, Yapılan yargılama sonunda davacının davasının
reddme. dava konusu edılen Ödemış ılçesı Bozdağ Köyiı Çardaklr me\kjınde kâın 269 ada, 1 parsel
No 'lu taşınmazın tesbıt gıbı tescılene karar venldığı, Da\acı vekılı "Kadastro Mah 'nın eksık ınceleme
sonucu vermış olduğu karann bozularak mahkemesıne ıadesını" ıstemış olmakla. Işbu ılanın yayınlan-
ma tanhınden ıtıbaren 15 gün ıçınde davalılar Emıne Can. Güler Şen ve Ismaıl Sezgın'ın ışbu mahke-
me karannı temyız edebıleceklen gıbı yukanda belırtılen tem\ız dılekçesıne ıstedıklennde ce\ap vere-
bıleceklen. aksı takdırde belırtılen süre sonunda karann kendılen yönünden kesınleşeceğı hususu teb-
lığ yenne kaım olmak üzere ılan olunur. 20 12 2002 Basın 3564
Kültür Servisi - Gemal
Reşit Rey Konser Salonu bu
yıl üçüncü kez Istanbul
Barok Günleri'ne 2
Şubat'a dek ev sahiplıği
yapacak. Barok Günleri dün
Chamber Collegium Tutti
Soli'nın konseriyle başladı.
Bugün saat 19.30'da Kara
Karayev Azerbaycan
Devlet Oda Orkestrası
tstanbullu müzikseverlerle
buluşacak. Besteci Kara
Karayev'ın adını taşıyan
orkestranın şeflığını 1998
yılından bu yana
ünlü vırtüöz
Teymur Göyçayev
üstleniyor.
Yannsaat 19.30'da
Luc De Bernardi -
Stefano
Intrieri'nın konsen
izlenebilır. Bugüne
dek önemli isımle
çalışan kontr-tenor
Bernardi, Henry de
Rouville ile yıllar
süren çalışmalan
sayesınde Elısabeth
dönemi
repertuvannda
uzmanlaştı. Stefano
Intrieri, A\Tupa
Birliği Barok
Orkestrası'nın 1990
yılı turnesi için
seçildi, daha sonra
da Kraliyet
Vakfı'nda şan şefi
olarak çalıştı. Halen
Versay Barok
Müzik Merkezi ve
Pans GNR'de
öğretmenlık yapmakta.
31 Ocak Guma günü ÇRR
Konser Salonu saat 19.30'da
Ensemble Barocco
Italianonun konserine ev
sahiplıği yapacak. 1981
yılında kurulan topluluk,
özgün enstrümanlarla
Barok dönem başta olmak
üzere, eskı dönem
müziklerinı çalan ilk Italyan
gruplar arasında yer alıyor.
Eskı dönem müziklenni o
döneme uygun
enstrümanlarla çalma
Venedik Madrigalistleri'nin konseri 1 Şubat'ta.
konusunda topluluk, müzik
eleştırmenleri ve önemli
müzik dergilerince övgüyle
söz edilen çeşitli GD
çalışmalan yaptı.
Barok Günleri kapsamında
1 Şubat günü saat 19.30'da
Venedik Madrigalistleri
müzikseverlenn karşısında
olacak. Bugüne dek pek çok
festivale katılan topluluk,
ulusal ve uluslararası
düzeyde konserler verip
önemli ÇD kayıtlan yaptı.
Mario Y\o yönetunindeki
Venedik
Madngalıstlen
Belçıka'daki
Avnıpa Kültür
Festivali
Uluslararası
Sanat
Komisyonu'nun
'kusursuz
artistik yorum'
ödülünü
almışlardı.
Barok Günleri
2 Şubat
Pazar günü
tstanbul Oda
Orkestrası'nın
vereceği konserle
son bulacak. Şef
Koral Çalgan
yönetimindeki
orkestranın
solistleri Ahmet
Altınel (viyola)
\eEfdalAltun
(viyola).
(0 212 232 98 30)
Biletbc: (0 216
45415 55)
GUZELİN ARDINDA
BERTAN ONARAN
İlgi Adalan
llgi'yi sanki, kendimi bildim bileli tanıyorum: Hep
yakışıklı, hep ama hep güleryüzlü.
Oysa, Akademi'ye film izlemeye gittiğim, dolayı-
sıyla örneğin Utku Varlık'ı, Mehmet Güleryüz'ü,
Alaaddin Aksoy'u canlı olarak da tanıyıp arkadaş-
lık etmeye başladığımda, aralarında onun anısı, gö-
rüntüsü yok. Meğer, güzelim ana babasının inanıl-
maz bir sezgiyle seçtikleri ada uygun olarak o da-
ha işin başında, resim eğitiminin yanına, yığınla il-
gi'yi katmaya çoktan başlamış: Akademi Tiyatro-
su'nda oynuyor.
Doğrusu, bu döneminden en küçük bir iz, anı yok
belleğimde: Çünkü film gösterilerinin dışında, bir
de oyunlara gidecek ne zamanım var, ne de bunun
için özel bir dürtü.
Gerçi güzel sanatların bütün türlerine ben de o-
nun gibi küçük yaştan vurgunum; tiyatroya gitme-
ye de başlamışım; nitekim, Akademi Tıyatrosu'nda,
hatta belki Cep Tiyatrosu'nda değil, Arena Tiyatro-
su'nda yollanmız çakışıyor.
Arena Tiyatrosu'ndan belleğimde, ağzımda unu-
tulmaz tatlar var; tiyatro eğitimimin temel taşlann-
dan biri, belki birincisi bu yuva.
Ee, boşuna dememiş Demokritos: evrendeki her
şey rastlantı (olasılık) ve gerekliliğin ürünüdür diye.
flgi de benim gibi Atatürk'ün, cumhuriyetin, dev-
rimlerinin değerini bilen, tadını çıkaran, onlara sa-
hip çıkan birfelsefe öğretmeninin oğlu; dolayısıyla,
4O'lı yılların gözde uğraşları mühendisliğe, hekimli-
ğe değil de, sanata yönelmesine engel çıkarılmak
şöyle dursun, yürekten destek buluyor. Kusursuz,
yakışıklı bir bedenle, tutacağı yola uygun zihinsel
yeteneklerle doğmuş olmaya bu toplumsal talih de
ekleniyor.
Yalnız tiyatroya değil, bütün sanat etkinliklerine
vurgun ya; ellili yıllarda yurdumuzda, belki Halkev-
leri geleneginin uzantısı olarak, yazınsal toplantı dü-
zenleme çok yaygın, büyük ilgi görüyor. Adı üstün-
de, İlgi, bu etkinliğin dışında kalır mı, kalabilir mi?
Dinçer Erimez'le birlikte güzel şiir okuma ödülü
var. llgi'nin, ne mutlu ki bitip tükenmeyen yaşama
enerjisi, coşkusu, tek bir etkinlikle, tek bir kurumla
yetinebilir mi? Cep Tiyatrosu'nun yanına Talebe Fe-
derasyonu tiyatrosu da ekleniyor hemen; orada
Tuncel Kurtiz'le, Şemsi Inkaya 'y\a tanışıp el ele
veriyor; bu el eleliğin içinde, doğal ve kaçınılmaz
olarak, hem de yine o günkü parasal konumlanna
uygun, otobüsle buradan kalkıp Londra'da oyun
oynamaya gidişleri var; aman Tanrım! Benim öte-
den beri her şeyin temeli saydığım YAŞAMA SANA-
Tl'nın ta kendisi, canlı örneği!
Daha öğrenciyken cep harçlığını, belki geçimini
bile gelip geçici işlerle sağlamaya alıştığından, Aka-
demi'yi bitirince, o yıllarda herkesi bekleyen yolu iz-
lemeyi, ortaöğretime öğretmen olmayı usundan bi-
le geçirmez; bitip tükenmeyen ilgisiyle, zaten ara-
da Eczacıbaşı'nın açtığı kısa süren seramik dersle-
rine gitmişti; dönemin ilk seramik üretimliklerinden
birine, Gorbon'a girer.
Ardından askeriik, Mersin'de Astsubay Hazırlama
Okulu'nda resim ögretmenliği; Alev Ermiş in ba-
bası, asker kalmayı seçmiş ressam Kani Ermiş'le
tanışma: Olasılık gereklilik kozasını örmeyi sürdü-
rüyor. Nitekim, resim öğretmeni olmak istemese de,
Fatih Koleji'nde tam beş yıl bu görevi üstlenmek zo-
runda kalıyor Yaşamı böylesine dolu dolu seven için
o da kimbilir ne zengin bir deneyim olmuştur!
50'li, 6O'lı yıllarda, şimdi ancak Kadıköy'deki kü-
çücük yerine sığınmak zorunda kalan Baylan' ın Be-
yoğlu'ndageniş, derinbiryerivardı;lstanbul'dasa-
natın bütün alanlannda etkinlikte bulunanlar ya da
sanatseverler, Beyoğlu'daki öbür ünlü kahve ve
pastaneler gibi, oraya sığınır, toplaşır, yaşardı. Be-
nim çıraklığım da orada geçti, ama ne Arena Tiyat-
rosu'ndan, ne de Baylan'dan belirgin çizgilerie
anımsıyorum llgi'yi; demek ki ilgilerim henüz baş-
ka yerlere yönelikmiş.
Tiyatro sevdası bitiyor derken, kalıcı olarak sera-
mığe yöneliyor; yaşamın her alanına ilgi ve merak
temel ilkesi olduğundan, toprağı pişirip boyamak-
ta, biçimler tasarlamakta, doğal olarak, başka yo-
rumculann pek denemediği aramalara yöneliyor ve
çarpıcı sonuçlar elde ediyor. İlk eşiyle Ümraniye'de
bir seramik işliği açıp çalışmaya girişiyor; ancak ar-
tık demiryolları çöplüğe atılıp çok para getirecek
araba yollarının yapımına geçilmiştir: Işlik kazınıp
atılıyor. Neyse ki Eczacıbaşı Seramik var; Erdinç
Bakla ve Güngör Güner'le yeni bir yolculuk, yeni
bir serüven başlıyor.
Şöyle diyor oradaki çalışması konusunda: "Ecza-
cıbaşı 'nı ben seçtim, ama endüstriyel tasanma ken-
di çizgimi ve biçim anlayışımı getirerek çalıştım. Ec-
zacıbaşı işletmesine girerek, ustalarfa çalıştım. En-
düstriyel malzemeyi kendi çizgim içinde geliştirme-
ye uğraştım. Bir bakıma Dada, ama tam o da de-
ğil-'
1
Bu yaşama serüvenine, onun kadar çok yönlü bir
sanatsever olarak, Arena yarı bilinçsiz, onu çevre-
sinden ayırmadan katılışımdan sonra, sergilerde,
başka sanatsal etkinliklerde, hem birey hem yo-
rumcu olarak aynmına vararak katıldığım yıllara gel-
dik.
Hangi tekil ya da ortak sergisine gitsem, hangi
sergi açılışında karşılaşsak, hangi etkinlikte buluş-
sak, yakışıklılığınaeklenen deneyim çızgileriyle, ak-
lanyla, sevgi içinde olgunlaşmasına tanık oldum ca-
nım dostumun. Doğrusu, Demokritos'un onu yo-
luma çıkanması, ömrüme katması besbelli ki kaçı-
nılmazmış; ah! ne iyi böyle oldu!
Sevgili Nevzat Metin, önce eşiyle kendine, son-
ra bize verdiği armağanların arasına İlgi Adalan ki-
tabını da kartı. Yapıtın sözel yanını Ümit Gezgin; çi-
zimsel tasarımıyla uygulayımsal yönetimini Adalet
Bilgin üstlenmiş; fotoğraflan Erdal Aksoy'la Nec-
det Kaygın çekmiş; tngilizceye Suzan Mıhladız
çevirmiş.
Keşke bu yazılar görüntülü de olabilseydi ve llgi-
ciğimin o soylu yaratılanndan birinin imgesini şaıraya
koyabilseydim. Seninle yoldaş olabilmek ne mut-
luluk canım!
sbonaran@hotmail.com
BUGUN
• AKM'de 20.00'de İDOB Orkestra ve
Korosu'nun 'Gala Konseri'. Şef: Antonio
Pirolli. (0 212 251 56 00)
• YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ SERMET ÇİFTER SALONITnda
'Yeni Başiayanlar 1çin' kapsamında 18.30'da
Zuhal Focan'ın caz üzerine söyleşisı, Turkcell
Salonu'nda 19.30'da '50 Yıl Önce Türk
Sineması Toplu Gösterimi' kapsamında Atıf
Yılmaz Batıbeki'nin 'Kadın Severse' fılmınin
gösterimi. (0 212 252 47 00)
• İŞ SANAT'ta 19.30'da Elena Prokina'nım
(soprano) konseri. (Biletvc: 0 216 454 15 55)-