Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2003 PAZAR
10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr
Elysee anlaşmasınıntorunlanTsmi güzel, kendi yoğun ve zengin deneyimli,
Itarihi bir yılı, 2002'yi de geride bıraktık. 2003'ü
eli kulağında bekleyen tûm kaygılara karşın, banş
ve mutluluk dolu olması dileğyle açtık. Bu dileğe
yaraşır bir haberle devam edelim. "Office franco-
aflemand de la jeunesse (OFAJ) / Fransız- Alman
GençfikBârosu", Elysee Anlaşması'nın 40. yılı
vesilesiyle Ren Nehri'nin iki yakasında, dünkü
düşman kardeşlerin çocuklannın birbirlerine
bakışını yoklamış. Fransız gençlerin yüzde 95'i
Almanya'ya, Alman gençlerinde yüzde 80'i
Fransa'ya olumlu bakıyor... Asırlar süren Katolik-
Protestan çatışmalannın ardından, son 300
yüzyılda daracık Avrupa topraklannı, emperyalist
amaçlı hanedanlık paylaşımı ve iktidar
kavgalanyla kan gölüne çeviren Fransa Krallığı,
Prusya ve Avusturya-Macaristan Imparatorluklan
(Ispanyol, tngiliz ve diğerleri konumuz dışı) ve de
1871 'den sonra oluşturduğu birliğiyle Almanya,
20. yüzyılda insanlığın en yüz kızartıcı sayfalannı
yazdı. Oteki Avrupalılann duygu ve düşüncelerini
bir kenara bırakırsak, 70'li yıllarda, yaşlı-genç,
"Derin Fransa"da, bizzat tanık olduğumuz olgu,
"Anti-Almanalık"ın şaşırucı yaygınlığıydı.
Ortalama Fransız, en kiban "FrMz yukan, Bocbe
aşaj^" argosuyla sinema, televizyondan tiyatroya,
radyo, gazeteden bar-kahveye, fabrika, büro, okul
ve evine, 2. Dünya Savaşı'nda Naziler ve Fransız
işbirlikçilerinden yediği darbelerin acısını mizahla
kanşık, aşağılayıcı bir tavırla "Teuton- Alman"dan
PARİS
UGUR
HÜKÜM
çıkanyordu. Savaş
sonrası dönemin
yöneticilerinin
yerinde sezgisi ve
"Savaş bir daha asla*
toplurnsal refleksiyle
başlayan, çağdaş
kapıtalizmin
dokusuyla da örtüşen
Avrupa Birliği fikri, Fransa- Almanya sinerjisinde
ete kemiğe büründü. Siyasi simyası, Fransa
Cumhurbaşkanı Chartes de GauDe ile Alman
Şansölyesi Konrad Adenauer tarafından, 22 Ocak
1963'te Paris devlet konağı Elysee Sarayı'nda
"Elysee AndaşmasT ile kanlan AB, bir takım
somurtuk ve uyuşuklara karşın, bir dünya kutbu
olma yolunda "kaphımbağa seban" ile ilerliyor...
Geçtiğimiz salı akşamı yine Elysee'de buluşan
Jacques Chirac ve Gerhard Schröder, resmen
gelecek haftaki kutlamanın son rötuşlannı
tamamlıyorlardı. Aslında "kırktflkii'' iki kafa,
uzun vadeli hesaplann dökümünü çıkartıp kendi iç
hesaplannı "kardeş kardeş" halletmenin yollannı
anyorlardı. iki yıl sonra 25 devletli 455 milyon
nüfuslu, 7-8 yıl içinde de muhtemelen 28 devletli
ve 600 milyon nüfuslu bir ABD (Avrupa Birleşik
Devletleri) nasıl çalışacaktı? Türİdye'ye 2004
sonuna soru işaretli davetiye çıkaran mimarlar, bu
kez AB'ye uzlaşma (!) ürünü "Çifte Başh" bir
yönetim öneriyorlardı. Avrupa Komisyonu'na bir
Gerçekdışı
bir dünya
Noel geride kaldı.
Yılbaşı kutlamalan
da kazasız belasız
atlatıldı! Geçen yıllara
göre daha az havai-fişek
gecenin karanlığmda
göğe yükseldi. Kamuoyu
araştırmalanna inanmak
gerekirse, Almanlar
2003'e oldukça karamsar
girmiş... Kışın
ortasındayız, ancak
güney Almanya'da kar
fılan yok. Isı on
derecenin üzerinde.
Neredeyse ilkbahar!
Ağaçlar yapraksız, ancak
güzel bir yeşil
Schlossgarten'i örtüyor.
Kentin ortasmdaki büyük
parkın yollannda çocuklu
aileler geziniyor. El ele
tutuşmuş âşıklar. Erken
emekli ya da işsiz kalmış
yabancılar. Göllerdeki
kuğularla ördekleri başka
yere
taşımamışlar.
Hava ılık.
Doğa bu yıl
kış uykusuna
yatmamış...
Parkınkuyru
bir köşesinde
genç kızlarla " * ^ ~ ~ ^ ~
delikanlüar
toplanmış. Bir
koşuşturma, hareket var.
Gençler yürüyor,
duruyor, gülümsüyor,
kıvnlıyor ve kıntıyor.
Ellerinde kocaman
makineler iki fotoğrafçı
onlara sesleniyor, bir
şeyler söylüyor. Işi biten
iki ağacın arasma
gerilmiş perdenin
arkasmda kayboluyor,
çabucak giysi
değiştiriyor.
Gerçekdışı bir dünyanın
aktörleri. Yaşlıca iki
erkek durmuş olup bitene
bakıyor.
Daha güzel, daha
beğenilir olma özlemi
insanoğlunda her zaman
vardı. Moda
fotoğrafçılan ve aktörleri
STUTTCART
AHMET
ARPAD
bizlere gerçekdışı o
dünyayı inandıncı
yapmaya uğraşıyor.
Stüdyolarda ya da
doğadan çekilen
fotoğraflarla insanlar
gençliğin ölümsüz,
güzelliğin sonsuz
olduğuna inandınlıyor.
En güzel giysileri
üzerlerine geçiren ince,
zarif, fidan gibi genç
kızlar, çakı gibi yakışıklı
delikanlüar, kuklası
olduklan fotoğrafçınm
elinde bizleri bir düşler
dünyasına sürüklüyor.
Gerçekdışı bu dünyanın
ustalan Hehnut
Newtonl'lar,Guy
Boudin'ler, Oiiviero
Toscani'ler. Dakikası
yüzlerce dolar onlann.
Alman asıllı Newton'un
fotoğraflan kapış kapış.
Fiyatı kendi belirliyor.
Catherine
Den'euve'den
Palotna
Picasso'ya
ıstedığı
modeli
karşısına
ahyor.
~ ~ ~ ^ ^ ~ Önemli olan
kadının
Newton stiline uyması.
Fotoğraflan erotizmi ağır
basan sanat eserleri.
Onlan izleyenler modelin
taşıdığı giysiye pek
bakmıyor. Fotoğraftan
taşan büyüleyicilik,
çekicüik önemli.
Yaşlı adamlar yola
devam ediyor.
Fotomodellerin dünyası
onlar için pek çekici
değil gibi. Az ötedekı
satranç alamna doğru
yürüyorlar.
Orada mutlaka kimi
dostlara rastlayacaklar,
çene çalacaklar, satranç
oynayan hemşerilerini
izleyecekler.
Onlann düşler dünyası
orası. Anavatandan bir
parçâ...
Asya'dasoğuk
can alıyor
Hindistan, Bangladeş ve
Nepal'de, soğuktan
ölenlerin sayısı 1250'yi
aşö. Hindistan yetldnîeri,
1%2'den bu yana en
soğuk kışın yaşandığnu,
önümuzdeki birkaç gün
içinde de hava
sıcakhğmın düşûk
oimaya devam edeceğini
beürttiler. Ölümlerin
çoğu Hindistan'da
meydana gelirken ölü
sa>ısı Bangladeş'te 642,
Nepal'de ise55'eçıkti.
Fotoğrafta, BangladeşH
evsiz çocuk, köpeğine
sanlarak tsınmaya
çabşırken görühıyor.
(Fotoğraf: AP)
tane, Avrupah Konsey'e ikinci bir tane başkan.
Tepegözlerin bakışı iktidar hırsıyla tasandan
tasanya, öneriden öneriye kayadursun, has
konumuzun baş aktörleri, Eh/see Anlaşması'nuı
çocuklan, yaşlan 15-30 arası değişen genç Alman
ve Fransızlann yüzde 20'si OFJA'nın
gerçekleştirdiği kamuoyu araşnrmasına göre,
Fransa ile Almanya'nın başuıda tek ortak hükümet
görmek istiyorlar. 500 Alman, 511 'de Fransız
gencinin katılımıyla yapılan araşurma
sonuçlanndan çıkan tüm veriler ilk verdığimız
izlenim kadar toz pembe değil. Bir kere komşular
birbirlerini doğru dürüst tanımıyorlar. Gençlere
açık sorular yöneltıhnış. Almanlara "FransE veya
Fransa dendj0 zaman akinııza Ok ne gefiyor" diye
soruldugunda, cevaplann tam yansı "yiyecek
iliııtiir(yüzde 50): Baget (Fransız ekmeği),
Fransız mutfağı ve peynir. Sonra sırasıyla Paris
(yüzde 26), Eyfel Kulesi (yüzde 25), içkiler
(yüzde 25Xşarap, konyak, şampanya), ülke
Fransa (yüzde 11), Fransız yaşama biçimi
(yüzde 9), Fransız dili (yüzde 8) ve yüzde 13
suskunlar geliyor. Yüzde 5 tarih, yüzde 3
tanınmış devlet adamlan, ancak yüzde 1 'i de
demokrasi veya siyasetten söz ediyor. Nehrin
sol yakasında durum daha da vahim. Genç
Fransızlara "Almanya veya Ahnan denince ne
düşünüyorsunuz" dendiğinde, yüzde 54'ü
cevap vermiyor, veremiyor. Yahıızca yüzde
18'i bir ülke, bir halk, Almanlar, diyebiliyor.
Yüzde 14'ü Avrupa, AB derken, yüzde 13'ü 2.
Dünya Savaşı'nı zikrediyor. Yüzde 10'u
gastronomi, yüzde 8'i araba markalan, yüzde
8'i dili, yüzde 4'te Berlin ile Ahnan imajını
hatırlıyor. Ahnanlann yüzde 30'u Fransızlann
kendilerinden çok farklı, yüzde 49'u da
oldukça farklı olduğuna inanırken Fransızlann
ancak yüzde 13'ü Ahnanlann kendilerinden
çok farklı, yüzde 44'ü de oldukça farklı
oldugunu savunuyor. Öci gençhk arasrnda hiç
fark görmeyen Alman oranı yüzde 16, Fransız
oranı ise yüzde 42. Neme lazım umut yine de
güneyde. Her iki ülkenin gençlerine de "hangi
ülkede yaşamayi düşlersmiz" diye
soruldugunda, Almanlar da, Fransızlar da,
"îspanya" diye cevap veriyor. tkinci sırada da
"ttalya" yer alıyor. "Güneyin gerçek ülkesT
henüz "keşfedflnıeyi" bekliyor. O da bu gidişle
Elysee Anlaşması'nın çocuklanna değilse büe,
torunlanna kısmet olacak elbette...
ugur.hukum@paris.com
Belçika 6 haftada 450 ton zayıflayacak
Bilgisayann başına geçmeden önce
tartıldım. Evet, hâlâ aynı kilodayım.
Pantolonlanmın artık dar gelmeye başladığını
fark edince kasun başında başladığım
"sağhksız beslenme ahşkanhklarunı
değjştirme" uğraşım sonunda, 1.5 ayda 10 kilo
zayıflamayı başarmış ve bununla da etrafa hava
atar olmuştum. Bu işi nasıl başardığımı
soranlara bilgiç bilgiç "diyet yapmanıza gerek
yok kötü beslenme ahşkanhklanru/dan
vazgeçin yeter. Bol bol sebze ve meyvç yiyin,
bolca su içm" diye öğüt venrken bazen ıyice
kaptınp kendimi sağlıklı beslenme uzmanı
sandığım bile oluyor. Bazı kıskanç arkadaşlar
ise bu önemli başanmı küçümseyip "Kilo
vermek kolav. önemli olan \çrflen kilolan
fazlasıyla geri almamak_" diye uyanyor, moral
bozuyorlar. Daha biraz önce tartıldım ve hâlâ
verdigim kilolardan bir gramını bile geri
almamışım.. Bir de spor yapmaya
başlayabilsem, bir 10 kilo da o zaman veririm.
Nüfusunun yüzde 60'ı Flamanlardan oluşan
Belçika'da bir buçuk milyon Flaman fazla
kilolu. Bu, 10 milyon nüfuslu bu ülkede iki
buçuk milyon kişinin normalın üzerindeki
kilolanyla tartılmayı pek sevmediği ve
Belçikalılann yüzde 25'inin kilosuyla başının
dertte olduğu anlamına geliyor. Fazla kilolar
sağlık için çok ciddi bir tehdit oluşturuyor;
şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıklan ve
kansere bile yol açabiliyor. Eğer fazla kilolar
verilir ve sağlıklı bir yaşam biçimi seçilirse
kanser riski oldukça azalıyor. Bunu
gerçekleştirmek düşündüğünüzden çok daha
kolay. Dengelı beslenin ve yeterince hareket
edin yeter. Hafta içinde.
"Kanserie mücadele edüT adı
altında kampanya başlatan
Flaman Kanserie Mücadele
Kurumu ve Flamanca yayın
yapan Belçika resmi kanah VRT,
Flamanlann 6 haftada 450 ton
zayıflamasını hedefliyor. tki
yılda bir düzenlenen ve bu yıl ^ ^ ~ ~ ~ " ~
sekizincisi "kahn bağmak
kanseri teması üzerine" gerçekleşecek olan
eylem boyunca ünlü Fiamanlar da yer alıyor ve
halka örnek oluşturarak konuya duyarhhğı
arttırmaya yardımcı oluyor. Hatta televizyonda
hava durumunu sunan Frank Deboosere
kampanyanın başkanlığını üstlenmiş durumda.
"Kansere yakalanmamak için çok şey
yapabilirsmiz, Eğer bergun ilrî-üç tane meyve ve
300 gram sebze yerseniz, kanser riski yüzde 30
düşüyor" diyen Deboosere, bu yılki
kampanyanın mesajını "sağhkfa beslenme ve
zayıflamak'' olarak özetliyor Ünlülerin sağhkh
beslenme konusundaki öğütlerinin ve yemek
tariflerinin yer aldığı kitapçık da gazetecilerde
5 Euro'dan satışa sunuldu. Elde edilen gelir
kanserie mücadelede kullanılacak. Resmi
kampanya açılışı, 21 Şubatta TV1 'de
yayınlanacak eğlence ve bilgilendirme amaçlı
2 saatlik gösteriyle yapılacak. 23
Şubat'tan itibaren de TV1 25 hafta
boyunca yerel para toplamayı
amaçlayan çeşitli kanserie
mücadele kampanyası
etkinhklerinden haftalık haberler
verecek. "Hep birfikte tarühnaya''
sloganıyla ve sağlıklı beslenme
~ ^ ~ ^ ^ ~ kitapçığı satışıyla, 13 Ocak'ta
gayriresmi olarak başlayan
kampanya kapsamında, 27 Ocak - 9 Mart
tarihleri arasındaki 6 hafta boyunca Flamanlar
kıtlesel olarak teraziye (tarhya) çıkacaklar ve
450 bin kg zayıflayacaklar. 450 ton, uzay
istasyonu ISS ya da Brüksel'in simgesi
Atomium'un 7 atom küresinin ağırhğına eşit.
Kilo sorunu olan Flamanlardan yüzde onuna,
yani 150 binine ulaşmayı hedefleyen kampanya
yöneticileri, bu eyleme katılanlann 6 haftada
3'er kilo vermesini istiyor. Kahcı ve sağlıklı
zayıflamak isteyenlerin haftada en fazla yanm -
BRUKSEL
ERDÎNÇ
UTKU
bir kilo arsında kilo vermesinin doktorlarca
önerildiğini söyleyen organizatörler "sanki
daha önce 6 haftada 10 kaowren" sağlıklı
beslenme uzmanı benim cahilliğimi, yüzüme
vurur gibiydiler. Kampanyanın web sitesinde
kayıtlar 27 Ocak'ta başlayacak. ilk gün
başvuranlann kilosu kaydedilecek ve 6 hafta
boyunca zayıflayan katılımcılar yeni kilolannı
web sitesine girebilecek ve isterlerse tüm
katılımcılann kaç kilo verdiğini görebilecekler.
Katıhmcılann e-posta adreslerine her hafta
sağlıklı beslenme öğutleri ve yemek tarifleri
gönderilecek. Bu zayıflama kampanyası sadece
bir başlangıç. Tüm Flamanlann sağlıklı bir
kiloya ulaşmalan için en az 10 milyon kilo,
tüm Belçikahlann ise 17 mih/on kilo vermesi
gerekiyor ve zihniyet değişikliği isteyen bu
hedefe 6 haftada ulaşmak olanaksız. "Bir
ktkma daha az, bir basamak daha fazb"
slogaru\la mentalıte değişüdiğine giden yolda
ilk adımı atmaya karar verdim. 27 Ocak'ta
kampanyaya kaydolup 6 haftada 3 kilo
zayıflayacağım. Bugüne bugün, hem de
kampanyasız-manpanyasız, 6 haftada 10 kilo
vermiş adamnn. 3 kilonun lafi mı olur? Bana
müsaade, gidip tarolacağım, bakalım kilo almış
mıyım? Yazıyı yazarken sütlü çay içtim ya!
(erdincutku@yahoo. com)
Rio deyince aklınıza neler geliyor
Rio de Janeiro de>ince aklınıza
neler geliyor? Futbol, plajlar,
tangalı kızlar, samba ve karnaval. 4
ayda bu unsurlann hakikaten
Cariocalann hayatında çok önemli
oldugunu gördüm. Carioca
(Kariyoka) "Rio'da doğan"
anlamında kullanılıyor. Aslmda
"Carioca" kelimesi "be>uz adamın
evi" demekmiş. 1502'deRio'yagelen
Portekizlilerin yaptıgı ilk eve oranın
yerlileri olan Tamoya kabilesi bu adı
takmış. Futbol hayatlannda temel bir
boyut. Ve sadece maç izlemek. takım
tutmak değil; her gün mutlaka futbol
oynayan genç ve yaşh gruplar
görebilirsiniz. Evet, hafta içi 23.00'te
bile maçlar devam ediyor. Antrenman
için her yerde ufak sahalar vaı, yer
bulamayanlar için plajlar. Ve plajlar!
Hakikaten inanılmaz: sekizden çok
cennetlik plajı olan bir şehir.
Plajlardan yılın neredeyse her günü
yararlanmak mümkün. Burada denize
gitmeyi engelleyecek unsur soğuk
değil, sıcak. Evet, bazı günler öğlen
çıkmak pek zekice deği, ama koruma
sürerseniz, şapkanız da varsa
tamamsınız. Plajlar sadece yüzmek
ve güneşlenmek için değil, spor
etkinlikleri de var; bedava spor
dersleri veriliyor. Gelelim "tangalı
ktdara" Evet, eğer Brezilyahysanız
ve kadınsanız, bikini altınız ya tango
olacak ya da üçgen şeklinde.
Kimsenin aklında seksapellik ya da
RİO DE JANEİRO
BARIŞ
GÜNERSEL
teşhircilik yok, bu, ülkenin bir
geleneği. Mesela plajda konuştuğum
birçok kişi bana. "Siri önce BrezDyah
sannuşam, sonra bikininia gördüm"
ya da "Bikininiz bü\ük otmasa herkes
sizi Bredhalı sann-" dedi (bize göre
"normal" bikiniler onlara göre
"büyük''). Üstelik bu bikinileri
giymek için incecik, manken gibi
olmanıza gerek yok. Normal. sağlıklı
kadın ölçüleri olan veya topluca
olanlar rahatlıkla giyiyor. Kimse
onlan hor görmüyor, yargılamıyor,
yadırgamıyor. 40-50 yaşında birçok
kadın da giyiyor bu tarz bikinileri
(ama bu yaşta daha çok "normal"
bikini tercih etmeye başhyorlar).
Erkekler için de tangalı kadınlan
görmek arnk cinselliği çağnştıran bir
şey değil; gayet alışıklar buna. (Ama
tabii ülkelerindeki bu gelenekten pek
de hoşnutlar!) Sambaya gelince. Bu
insanlar doğuştan sambacı ve her an
sambaya hazır. Hızla kıpırdayan
ayaklar, kıvnlan beller ve kalçalar
bizim göbek dansını hatırlatıyor.
Hatta tavernalardaki muhabbet
bizdeki fasıllara çok benziyor! Bir
grup çalgıcı var, çalıp söylüyorlar;
masadaki müşteriler de içiyor, eşlik
ediyor, arada ayağa fırlayıp dans
ediyor... Tabii müzik, dans ve dil
farİdı: ama insanlann tavırlan,
ortamdaki enerji a\nı. Tavernada
elimdeki içkiyi kaldınp rakı oldugunu
hayal ettiğim, hatta arada "Hiç
avrdamam derkeeennn, kavuşmak
hayal oooiduuu!" diye bu (henüz)
sözlennı bılmediğim şarkılara
katıldığım da olmuyor değil! Ve
karnavaL Kamaval Cariocalar için
her zaman beklenen bir olay. Eylül
sonunda provalar başlıyor. İsteyen
pro\aya gidip izleyebilir, hatta eşlik
edebilir. Karnavalın güzel tarafı
profesyoneller veya dansçılar değil.
halk tarafuıdan hazırlanıyor olması.
Herkes karnavalda yer alabiliyor. Her
mahalle -ya da birkaç mahalle bir
arada- kendi gösterisini hazırhyor;
her grubun kendi teması ve şarkısı
var. Hazırlık aylan çok önemli. Her
grubun bir öğretmeni var; dans
dersleri verip koreografıyi
yönlendiriyor. 5 ay heyecanlı hazırlık
devam ediyor ve şubatta, buranın
sonbahannda, karnaval hayata
geçiyor. Karnavaldan sonra heyecanı
aylarca devam ediyor, hep
konuşuluyor, ta ki yeni provalar
başlayana kadar. Yani burada
yaşadıkça gördüm ki Rio denince
akla gelen ilk şeyler gerçekten
önemli.
'tt BIZIM İÇİN ASLOLAN9flBMIRAS
NE MAZİDEDİR ^ İ NE GARPTADIR.
BATI DA^DOGU DAHGERÇEK-
İ Ğ İ İ İ İİLİĞİMİZİN İÇİNDEDİR. Ahmeî Hamdi TANPİNAR
KÜLTÜR ve KİMLİK
NTV'den Türkiye'nin tarih ve kültür birikimine adanmış özel program dizisi
Şakir Eczacıbaşı - Oktay Ekinci - Emre Kongar ve Hıfzı Topuz'un katıIımıyla
Esra Sert ile BUGÜN 11:05 CANLI
IV
2 saat boyunca
www.ntvmsnbc.com