Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TELSİM'DEN
TURKIYE'YE
BİR İLK.
Telsim, dünyanın en biiyiik uydu telekomünikas-
yon operatörü Globalstar ile yaptığı işbirliği sonu-
cunda, Türkiye'nin uydu destekli hizmet veren ilk
GSM operatörü olmuştur. Kısaca, Telsim-Globalstar
birlikteliği, dünyanın her noktasındaki dağ, açık
deniz, ova, orman gibi yerleşim merkezlerinden
uzak olan ve GSM, yani hücresel telekomünikasyon
sistemlerinin, kapsama alanı dışında kalan böl-
gelerde dahi mobil iletişim olanağı sunmaktadır.
GSM ve uydu telefon sistemini birlikte kullana-
rak dünyanın hemen her yerinde, uydu destekli
kesintisiz iletişimden yararlanmak için, aşağıdaki
Telsim CepShop'lardan herhangi birine gelerek
GSM ve uydu sistemine uyumlu Telsim-Globalstar
SİM Kartı ve uydu telefonu almanız yeterlidir.
CUMHURİYET 18 OCAK 2003 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
UYDU DESTEK-
Lİ KESİNTİSİZ
İLETİŞİM.ADANA Bülent iletişim W. (0322) 36313 51. Uluçîy Tıcaret Tel (0322) 458 77 50 Seylun Astel Telekom Tel- (0322) 4581818
AFYON Telemat Tel (0272) 213 92 25 ANKARA Akköprü-Migros Çağlar Te! (0312) 54115 25 Batıkent GSM Center lletışım
Tel- (0312) 278 39 96 Biltent Bırak Çımento Tel. (0312) 266 28 80 Çanktya Kule lletışım Tel (0312) 440 72 73 KavakMare
Kahveci Telekom Tel (0312) 466 22 68. Vızyon lletışım Tel (0312) 468 76 02 Kızılay Beyaz Mobıl Telekomünikasyon
Tel: (0312) 418 2618. Özşeker Tıcaret Tel (0312) 232 48 33 Sthhiye Erdoğan Telefon Tel: (0312) 229 8916. Kürkçü lletışım
Tel (0312) 230 23 13 ANTAIYA Cengız Telekom îel (0242) 247 68 68. Oata-Com Tel (0242) 316 33 62. Kayhanlar
Tel- (0242) 244 24 00 Orsıs Tel (0242) 2441112 BURSA Bursa Ekşıler Tel (0224) 27122 22. Esen lletışım Tel (0224) 220 72 82,
Nakıpoğlu Tel- (0224) 272 87 77 TTS Telekom Tel (0224) 224 85 05 ÇORUM Aysu Tıcaret Tel (0364) 224 23 35 DENİZLİ
KıDnslıoğlu Tel: (0258) 24164 91 DİYARBAKIR Star Te! (0412) 223 20 67 ELAZIĞ Bemas Tel (0424) 236 43 43 ESKİŞEHİR
Eldem Tel: (0222) 230 88 91ERZURUM Erdata Elektronık Tel (0442) 233 33 88 GAZİANTEP Babacan Tel (0342) 22100 90.
Tütüncöler Tel. (0342) 220 80 80 Konak Tel- (0342) 220 27 27 HAttY Akpınar Tel. (0326) 614 48 58 ISPARTA Onseren
Tel- (0246) 232 20 66 ISTAttBUL Altıtnizade Opaş-Par Tel- (0216) 65102 02 AtakörAtrium Şolt lletışım Tel (0212) 66147 75
Avctltr Erkom Tel (0212) 593 27 42 AvcılarMiçros Segün Tel (0212) 638 39 96 Bayrampaşa Toyaş Tel' (0212) 674 24 44
Beyotyu Bırak Akaryakıt Tel (0212) 249 77 11 Toyaş Tel. (0212) 251 88 96 Beyazıt llhan lletışım Tel. (0212) 548 45 72
Beyllkdözü-Miflros Segün Tel (0212) 852 45 75 Etller-Akmertez Merter Kuyumculuk Tel (0212) 282 15 92 Erenkdy
Sıs-Pa iletışım Tel. (0216) 302 08 82 Kadıkiy Panofıs Tel: (0216) 33011 22 Kozyatağı-Carrefoursa Balaman iletişim
Tel: (0216) 448 00 35 Şafkınbakkal Dumaş İletişim Tel: (0216) 47816 71KAHRAMANMARAŞ Doğan Tel (0344) 22104 02
Inci Saat Tel. (0344) 22154 00, Akmansoy Tel: (0344) 223 2131 KASTAMONU Bülsan Tıcaret
Tel. (0366) 214 11 30 KAYSERİ Ihtısas Telefon Tel. (0352) 222 44 33, Zırve Telekom
Tel. (0352) 2221615 KONYA Polat Pazarlama Tel- (0332) 35315 76 Akjehir Ûnlu Oay Tûk. Mal
Te!: (0332) 812 48 57 MAUTYA Sadıkoifulfan Tel (0422) 323 01 77 MANİSA Baysal Ltd Ştı
Tel- (0236) 239 92 34. Cihan Tel (0236) 232 04 47 MERSİN Mersın Telekom Tel- (0324) 238 96 00
NİĞDE Turan Elektronık Tel (0388) 23317 97 ORDU Güvenel Tıcaret Tel (0452) 22i 36 67
RİZE Merkez lletışım Tel (0464) 214 67 55 SAMSUM Kosıfler Tel- (0362) 43597 02 Se-Fa
Tel (0362) 43100 30 SİİRT Ebım Tel (0484) 224 2010 SİVAS Ooğaner Tel (0346) 223 23 24
ŞAHUURFA TaşTel-Kom Tel (0414) 315 75 23. Eyyüpo^lu Tel (0414) 216 46 68 TOKAT Toktel
Tel. (0356) 213 20 70 UŞAK Çağrı Tel. (0276) 227 42 09 VAN Yazçıçekler Tel- (0432) 215 51 01
444 0 542
www.telsim.com.tr
MENDİREĞİN ucundakı
düzlükte rakı şışelen, yemek ar-
tıkları bulmuşlar. Biraz da, yo- _ —
lunmuş kuş tüyü.
Iç Anadolu'nun soğuyan göl-
lerinden denizin henüz yumu-
şaklığına sığınıp birkaç gün-
dür limanın sularında süzülen
kuğunun tüyleriymiş bunlar.
Belli ki, vurup ya da yakalayıp
kesmişler, kurdukları çilingir sofra-
sı ıçin pişirip yemişler.
CahitSıtkı, "Haydi Abbas vakit
tamam I Akşam diyordun, işte ol-
du akşam I Kurbakalım çilingirsof-
ramızı I Dinsin artık bu kalp ağnsı"
demişti. Bu kalpsizliği, bırdeğil bir-
kaç çilingirsofraa da dindiremez her-
halde.
Eski Zonguldak limanı, Trabzon,
Samsun, Ereğli ve öbürierinden
de önce, Anadolu'nun Karadenız
kıyılanndaki ilkyapay limandı. Fran-
sız-Belçika karması şirketin on do-
kuzuncu yüzyıl sonlarında yaptığı o
yüksek mendireğin gerisinde ge-
milere kömüryüklenir, ambarları ör-
tülüp denize açılan şileplerin ardın-
dan çalınan selamet düdüklerı ge-
rideki Fransız Mahallesi'nin tepele-
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Kuğu
rinden yansırdı.
Büyük limanın veyeni kömür lav-
varlarının yapılışından önceki Zon-
guldak, o alçakgönüllü mendireği ve
küçük nüfusuyla bile, Anadolu'nun
başka yerlerinde az rastlanan bir
çağdaşlığın ve kültürün kentiydi.
Muzaffer Tayyip, Rüştü Onur, Ok-
tay Rifat, Behçet Necatigil gibi
şaırlerin, MehmetSeyda, Irfan Yal-
çın gibi yazarların adlannı saymak
bile yeter o havayı anlatmak için.
Kaldı ki, neredeyse o incelik gün-
lerini anımsatırcasına, bugünün çir-
kinleşmişZonguldak'ının Hükümet
Meydanı yakınlarında, bir de beyaz
kuğu heykeli vardır. Böyle bir yerde
çilingir sofrası için kuğu cinayeti iş-
lenmiş olması daha da acı ve utan-
dırtcı değil mi?
Okuğu ki, upuzun boynu, bem-
beyaz rengi ve kurum kurum
kurularak süzülüşüyle hep za-
rafet timsali olagelmiştir. Uçar-
— ken, boynunu dümdüz uzata-
rak ve vücudunun gerisine ya-
— tıp kanatlarını yavaş yavaş çır-
parak süzülüşü son model uçak-
iann mühendislerini bile kıskan-
dıracak bir güzelliğin sergileni-
şidir. Sürülerinin "V" biçimi de us-
ta pilotlan kıskandınyordur herhal-
de.
Kuğu kesip yiyenlerin "Kuğu Gö-
lü" balesini seyredip seyretmedik-
lerini ya da "Kuğunun Şarkısı"n\
dinleyip dinlernediklerini bilmiyo-
ruz. Beyaz tül giysili ve uzun boyun-
lu incecik balerinlerin dans edişini
görselerdi ya da Kuğunun Ölümü'ne
ağlasalardı o cinayeti işleyebilirier
miydi acaba?
Kabahat onlann mıdır, yoksa on-
lan o yan-vahşi halleriyle bırakanla-
rın mı? Bir kömür kenti olmasına
karşın elli-altmış yıl öncesinde bile
orada yeşeren incelik filizlerini da-
ha da büyütememek, Zonguldak gi-
bi yemyeşil tepelerden denize zevk-
le bakan bir kenti bugünün sıkışık,
iç karartıcı binalaryığını haline sok-
mak onlann suçu olmasa gerek.
Egeli Üreticinin Çığlığı!..
İktidar yetkilileri tarafindan fındık konusunda yapılan
girişimlerin Egeli üzümcüden, pamukçudan esirgenmesi, üzüme
ve pamuğa sahip çıkılmaması, Egeli üreticiyi hepten yıktı.
Mehmet Şakir ÖRS tktisatçı
• zmir ve Ege, güzel yanlanyla
I
sürekli gündeme gelır. Sürek-
li Ege kıyılannın doğal güzel-
liğinden söz açılır... Ülkemi-
zin öbür yörelerinde yaşayan
pek çok yurttaşımız için, Izmir ve Ege
bir 'tatil cennetTdir. Oysa bu görün-
rülerin ardında ne dramlar, ne so-
runlar gizlidir, kimse bilmez...
Izmir'in, Ege'nin tanmsal üretim-
deki işlevini, önemini pek çoğumuz
düşünmeyiz. Hele îzmir'den ve öbür
kıyı kentlerinden biraz içerilere doğ-
ru gittikçe önümüze çıkıveren Bü-
yük Menderes, Küçük Menderes ve
Gediz ovalannda yaşanan dramlan
ise hiç bilmeyiz... Televole kültürü-
nün işgali altındakı basın yayın or-
ganlannda bu dramlar, bu görüntü-
ler hiç mi hiç gündeme gelmez, ge-
tirilmez. Kimilerine göre onlann ha-
ber değeri bile yoktur!..
EgeH üreticinin
mağduriyeti gjderüsin
tzmir ve Ege Bölgesi üreticileri,
2002 yılını çok körü koşullarda ya-
şadılar. Bir yandan ekonomik buna-
Iınun (krizin) etkileri, öte yandan
tanmsal girdilerde artan maliyetler,
üreticinin belini büktü. Bütün bu
olumsuzluklara bir de körü iklim ve
doğa koşullan eklenınce; Egeli üre-
tici tümüyle mağdur oldu, belini hiç
doğrultamaz duruma geldi. Hasat
döneminde yaşanan yoğun yağışlar,
üzümün kurumasını geciktirdiği, çü-
rüttüğü, nitelik yitimine (kalite kay-
bına) yol açtığı gibi, bir de pazarla-
ma sorunu yarattı. Birçok üretici,
yağmur yemiş üzümünü yok paha-
sına eünden çıkarmak zorunda kal-
dı. Satamayanüreticilerin ürünleri de
elinde kaldı. Pamukta da benzer so-
runlar yaşandı. tzmir ve çe\Tesinde
yaşanan afetler, pamuğun tarlada
kalmasına yol açh. Pamukta nitelik
düştü. Üretici perişan oldu. Günler-
ce tarlalara girilmedi. Ak pamuk ka-
rardı!.. Bugünlerde Ege'deki pamuk
tarlalannda hâlâ görülen, toplana-
mayıpdoğaya terk edilmiş pamuk ko-
zalaklan; sanki üreticinin tarlalara
akıp da donmuş gözyaşlan gibi, üre-
ticinin hüzün simgelerini oluşturu-
yor... Egeli üretici, ilgililerin ilgisiz-
liğuıe ve duyarsızlığuıa isyan ediyor!..
Üzümcüye de doğrudan geür des-
teği: îktidaryetkılılen tarafindan fin-
dık konusunda yapılan girişimlerin
Egeli üzümcüden, pamukçudan esir-
genmesi, üzüme ve pamuğa sahip çı-
kılmaması, Egeli üreticiyi hepten
yıktı. AKP iktidannın adeta tzmir'i
ve Ege'yi cezalandırmak istercesi-
ne sonınlara ilgisiz kalması, üretici
için büyük üzüntü kaynağı oldu.
EgeBüretici,iktidardan,yetkflfler-
den; kendisine, üriinkrine, emeğine
ve ahnterine sahip çıkılmasıru isti-
yor.
Sunum (arz) fazlası olduğu ge-
rekçesiyle findıkta uygulanmak is-
tenen doğrudan geür desteği formü-
lü, Egeli üzüm üreticileri için de uy-
gulanmalıdır. Fındığın dunımu ile
üzümün durumu birbirine benze-
mektedir. Üstelik üzümün hasat dö-
neminde Ege'de, Gediz Ovası'nda ya-
şanan doğa afeti dikkate alındığin-
da, üzümcünün desteği daha çok hak
etti^i görülecektir.
Ote yandan tüm işlemleri tamam-
lanan geneldeki doğrudan geür des-
teği ödemelerinin, birçok üretim yö-
resinde hâlâ gerçekleştirilmemiş ol-
ması, neredeyse uçan kuşa borçlu
üreticiyi 'Hacıyohı bekter' gibi, ban-
kayolunugözletiyor!.. Mazotuucuz-
latacağız drve korsal kesimin o>1an-
malanAKFıiin,iD<işininrna2»tazarn
yapmakobnasmaise,doğrusuyaza-
cak sözcük bubnakta zorianrvomz.
Prim daha fazla geciktirilmenıeH:
Kamuoyunun dikkatini h-ak'taki ge-
lişmelere çeken ve ABD'nin Orta-
doğu politikalannuı peşüıe takılan
AKP iktidan, halfamızı kendi eko-
nomik, toplumsal, yaşamsal sorun-
lan ile baş basa bırakıyor. Bol kese-
den vaatlerini unutarak insanımızı
kendi yazgısına terk ediyor. 3 Kasım
seçimlerinde tek başma iktidara ge-
len AKP kadrolan ve bu partinin
milletvekili adaylan, oysa seçim
kampanyasında ne sözler vermişler-
di... AKP'liler sözlerini çabuk unut-
tular ama Egeli üreticiler onlann
verdiği sözleri unutmadı...
Şimdi tzmirli, Egeli ürenciler AKP
iktidanndan \erilen sözlerin tutulma-
suıı istiyor. Pamuğa, zeytinyağına
prim verilmesini talep ediyor. Ta-
nmsal üretimde büyük önem taşıyan
mazotun, öncelıkle ucuzlatılmasuıı
bekliyor.
Özelde Egeli, genelde tüm üreti-
cilerin mağduriyetlerini giderecek
kararlar bir an önce almmalı ve ive-
dilikle uygulamaya sokulmalıdır. Ta-
nm afet sigortası konusundald ya-
sal eksikliklergiderilmelidir. Seçim
döneminde söz verilen pamukta prim
uygulaması, daha fazla geciktiril-
memelidir. Bir an önce prim mikta-
n açıklanarak derhal ödemelere baş-
lanmahdır. Zeytinyağında da prim
uygulanmalıdır. Dökme zeytinyağı
dışsatımı ile ilgili tüm engeller ve sı-
nırlamalar kaldınlmalı, üreticinin
emeği ve alınteri, gereğince ve hak-
ça değerlendirilmelidir.
tkridan ve sonımlulan, bu konu-
larda göreve çağınyoruz. Egeli üre-
ticinin çığlığına, daha fazla duyar-
sız kalınmamalıdır.
AB ile Yeni Dönem Uzerine Tartışma
Burak COP Gazeteci
A
vrupa Bü-liği'nin,
Türkiye'nin aday-
hksüreciyleilgih,
Kopenhag doruğunda ver-
diği karar, Türk medyası
tarafindan önce ölçülü bir
hayal kınklığı, sonra da
"Daha aülacak çok adım
var, ha>di işe kojTiIalım"
diye özetleyebileceğimiz
bir ta^ırla karşılandı.
Pek çok köşe yazan, ka-
muoyunu iyimser kılmak
istercesine, "Türkiye'nin
üydiğinin arük AB açısın-
dan da geri dönülemez bir
noktadaokhjğunu'' ve "Bir
tarihten bahsedilmesinin
bile, önemli bir kazanım
oiarakgörükbfleceğiru*" sa-
vundu. Türk basınının bü-
yük bir kesimi, Türkiye-
AB ilişkilerini ilgilendiren
öbür olaylarda yaptığı gi-
bi, Kopenhag doruğunu da
"ABlobicfliği'' çerçevesin-
de değerlendirdi. Cumhu-
riyetgazetesi ise, bu konu-
da (ve öbür pek çok alan-
da olduğu gibi) bir istisna
oluşturdu. Her ne kadar,
Türk basını bugünlerde
Irak'taki sa\aş rüzgârlan-
nakapıtmışda oba\çAB'ye
üyetik süreci gündeminin
arka sıralanna düşse de,
Türkrve-ABilişkflerininiçj-
ne girdiği bu yeni dönem-
de, nı«fvanın genel tavnnı
incetemekte yarar var.
Türkiye"nin AB'ye üye
olmasmı saMinmak ile AB
lobiciliği yapmak; birbiri-
n-den çok ayn iki tutumdur.
Türkiye'nin daha demok-
ratik bir ülke olması, 12
Eylül darbesinin, siyaset
ve yasalar üzerinde kalan
izlerinin tamamen süinme-
si, bireysel hak ve özgür-
lüklerin genişlemesi, işken-
cenin tamamen ortadan
kalkması bağlamında yapı-
lacak düzenlemelere rehber
olması açısından; Türki-
ye'nin, AB'ye üyelik sü-
recinde önemli kazanım-
lan olacakîır.
Ancak medyamız, söz
konusu çerçeve içinde ka-
larak, Türkiye'nin AB'ye
üyeliğini savunmakla ye-
tinmemektedir. Yapılan ya-
yınlarda, bazj gerçeklere
değinilmemekte, olaylan
sorgulamakvekamuo>ıınu
aydıniatmakyerine,kamu-
o>u oluşturubnaya çahşd-
maktadır. Dahası, Kıbns
sorunu gibi üyelik müzake-
relerine başlanması için te-
mel koşul olan Kopenhag
siyasal ölçütleriylehiçbiril-
gisi bulunmayan birkonu-
da, Ankara'ya ve Lefko-
şa'ya baskı yapılmaktadır.
Büyük birmedya grubuna
bağh birgazetenin 14 Ara-
lık günü yayunladığı ha-
berin başlığında, hastane-
de tedavi gören KKTC
Cumhurbaşkanı Denktaş'ın
bir demeciyle ilgili, alaycı
bırbiçimde; ^âtt^ıyerden
kükredi" ifadesinin kulla-
nılması, bu durumun va-
him örneklerinden biridir.
Kıbns sorunununçözümü
içineageç28Şubat2003ta-
rihinin öngörülmesi, med-
yanm bu baskıcı tutumu-
nuaçddamaktayeterszka-
lıyor.
Kopenhag doruğunun
anlından kalemeafanan çe-
şitli köşe yazılannda, Tür-
kiye ile üyelik müzakere-
lerinin önündeki temel en-
gellerden birinın Kıbns so-
runu olduğu belirtildi. An-
cak, müzakereler için ge-
reken koşul; Kopenhag si-
yasal ölçütlerinin (kriter-
lerinin) yerine getirilmesi
olduğu halde, Kıbns soru-
nunun AB tarafindan üstü
örtülü bir biçimde Türki-
ye'nin önüne getirilmesi-
nin, ne kadar adil bir tu-
tum olduğu medyada hiç
sorgulanmadı.
Benzer bir şekilde, Tür-
kiye'nin müzakerelere ha-
zır olup olmadığının AB
Konseyi tarafından değer-
lendirilmesi için. neden
Aralık 2003 yerine Aralık
2004"ün kararlaştınldığı
da sorgulanmadı. Sorun,
Türkiye'nin yaptığı yasal
reformlan hayata geçirme-
si ise, Kopenhag kararlan-
nın alındığı tarüı ile 2003
yılının Aralık ayı arasın-
daki 1 yılhk dönem, fazla-
sıyla yeterli bir süre değil
miydi?
Türkiye ile müzakerele-
rin başlangıcının 2004 son-
rasına bırakıhnasının bazı
nedenleri var. AB'nin ilk
genişleme dalgasında yer
alan 10 ülke, 1 Mayıs
2004'te birliğe üye olacak.
Bu çerçevede, 2004'ün so-
nuna dek, AB'de önemli
yapısal reformlar gerçekleş-
tirilecek.
Türkiye ile müzakerele-
rin Aralık 2004'ten önce
başlaması durumunda ise,
Türkiye'nin de bu reform-
larda dikkate alınması ge-
rekecek. Ancak, AB bunu
istemiyor. Kopenhag do-
ruğunda Türkiye 'ye "ran-
devu" tarihi olarak 2004
sonunun verihnesinin bir
başka nedeni de, Avrupa
Parlamentosu seçimlerinin
Haziran 2004'te yapılacak
ohnasıdır. Türkiye ile mü-
zakerelerin başlamasının,
muhalefet partilerince bir
seçim malzemesi olarak
kullanılması ve aşın sağın
güçlenmesinden korkulu-
yor.
Medyanın kamuoyu
oluşturmak yerine, kamu-
oyunu aydınlatması gereki-
yor. Dış politikada yeni se-
çenelderin ve yeni açıhm-
lann yaratılması için, siya-
sal iktidara yol gösterme-
si gerekiyor. Ancak ne ya-
zık ki, "AB lobicfl©''yak-
laşımında ısrareden, AB 'yi
eleştiren görüşlerin yayın-
lanmasının yöneticiler ta-
rafindan engellendiği med-
ya, böyle bir işlevi yerine
getirmekten uzak görünü-
yor.
PENCERE
Diinya Dönüyor!..
Osmanlı'daki atalanmız Müslümandılar ve namaz
kılariardı...
Onlardan bize bir özdeyiş kaldı...
Ne demişlerdi:
"- Ibadet de mahfidir, kabahat de..."
'Mahfi' ne demek?..
Gizli!..
Peki, Tayyip ve şürekâsı AKP'Iİ politikacılar, bir
yandan siyaset yaparken neden öte yandan gös-
teriş olsun diye toplu namaz kılıyoriar?..
•
Yazının tam burasında telefon çaldı...
Reşit Aşçıoğlu
Sandım ki her zamanki gibi Galileo Galilei'den
söz açacak; ama bu kez başka bir şey söyledi...
Ne söylediğini yazının sonunda açıklayacağım;
önce Galileo'ya gelelim...
Aşçıoğlu, Galileo'nun 476 sayfalık yapıtını Türk-
çe'ye çevirdi.
Çeviri sürecinde sürekli konuştuk, tartıştık, mu-
habbetettik...
Pek mi önemli?..
Evet!..
Çünkü Galileo'nun yapıtı 370 yıldan beri ilk kez
Türkçe'ye çevrildi.
•
Yapıt 'Çizme'de Latince'den Italyanca'ya dönü-
şümün başlangıcında yazılmış; öyle bir zaman ki
dilin incelikleri ve kurallan daha pekişmemiş; ilk Kal-
yanca kitap Machiavelli'nin, ikincisi Galileo'nun...
Kitabın adı şöyle:
"Dünyanın İki Ana Sistemi,
Dönen ve Duran Sistemler
Hakkında Diyalog"
Reşit, çeviri sürecinde hem bir uzmanla iletişim
içindeydi, hem de bir Italyan'la al takke ver külâh
çeviriyi tartışıyoriardı.
Italyan kızıyordu:
- Reşit, benim anlayamadığım metni sen nasıl
anlarsın?..
Yanıt belliydi, Reşit hem Italyanca, hem Latince
biliyordu; ama, Italyan Latince'yi bilmiyordu. On-
lann kaç yüzyıl önce yaşadıkları bu sorun, Osman-
lıca'dan Türkçe'ye geçerken bizim başımıza gele-
cekti.
Galileo ne diyordu?..
Duran dünyanın bilimi başkaydı, dönen dünya-
nın bilimi başka!.. Evren insan aklıncayeniden keş-
fediliyordu; bu arada Ingiltere'de çok saygın ünlü
Thomas Hobbes, Galilei'yi görmek için Italya'ya
geliyordu.
Hobbes ne demişti:
"- İnsan insanın kurdudur."
(Homo homini lupus)
Sözün doğruluğu, kilisenin papazları Galileo'yu
yemeğe kalkışınca kanıtlandı.
•
Telefonda Reşit'in sesini duyunca yine Gali-
leo'dan söz açacak sandım...
Ama ilk kez başka bir şey söyledi:
- Çoküzüldüm, dedi, sahte fatura düzenlemek-
ten yargılanan Maliye Bakanı Kemal Unakrtan
Meclis 'te AKP tarafindan affedilmiş; sanırım dün-
yanın hiçbir pariamentosunda böyle bir şey ola-
maz.
Güldüm...
Toplu namazlanyla ünlenen AKP'lilerin cüretle-
rini düşündüm; bunlarda ne ibadet mahfi, ne de ka-
bahat; ikisi deaçık!..
Kendilerini dönen değil, duran dünyada sanı-
yorlar.
ZA GUNUİMZA GÜNÜlMZA GUHU İMZA 6ÜMU İM
Semih BalcıoğIu
unıuaukıtabıyîa-*
Remzi Kitabevi
18 Ocak 2003 Cumartesi • 1S.00-İ6.00
Yapı Kredi Yayınları
KIRMIZIBALIK ÇOCUK EVİ
12. YIL
AİLE OKULU-4
Dr.ErdalATABEK
"ÇOCUKYFTİŞTtiME KÜUÜRÜMÖZ DEÖÇMBJ Nİ?"
Yer : KadıköyEvMimeSalonuüstû-SÖGÛTLÛÇEŞME
Taıih : ?9Oca/f2003-fto-
Sast : 12.00-14.00
İLGİ DLfYANLAR ÇAĞRIUDIR.
0-6v-aş-Bostascı : 021641" 1636-raks-Td:02163661431
0-6yaş-Mecidiyeköy: 02122139588-Faks-Tel:02122138740
aİI: İjrmizîbaJik a snperoaiine.com
wnn.kinnizibalik.coni