23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAY=A CUMHURİYET 30 EYLÜL 2002 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLERolay.gorus@cumhuriyet.com.tr MTMTAZSOYSAJL. Giıisi GÖPÜImemiş Dgnek KNDİ KENDİMİZE "Türk'ûn aklı sonradan gelır derdikve "Yüzde aJtmışımız aptalızdır" diyen de çkmıştı. Ama, toplumdan seçilerek gelen ınsaıiann da kendilerini bu duruma sokacaklarını düşLıemezdik: Erken seçime niçin ve nasıl karar venlâ de şimdi nasıl ve ne amaçla o karardan oöniecek? Öve bir durum yaratıldı ki, iki ucundan da tutula- •nayscak bır değnek. Ana bir ucundan tutulması gerekiyor: Erken seçin yayapılmayacakyayapılacak. Yani, Çiller'in sık kJlandığı deyımle, "yayapılacak, yayapılacak" değil ertelenecek yahut yapılacak. Erelense, ancak barajı indirmek için e-telenebilecek. O bile, küskünler ve liste kavgıları yüzünden disiplinlerini yitirmiş partilerie, komsyonlarda ve genel kurulda kolay başanlacak bir ysama işi değil. Sivasal partiler ya da seçim yasalannı kökten değ&irmek ise hem çok kapsamlı ve zor iş, hem de petilerin ıçini büsbutün kanşbnr. Bunlan yapmak, bırka: haftalık ya da aylık ertelemeyle değil, ancak seçinleri normal zamanına, 2004 ilkbaharma braknakla olur. Peki, o zamana kadar, darmadağın olmuî, birbirinden kopmuş, dahadoğrusu birbirine gırmç siyasal kadrolarla birbuçuk yıl dahaTürkiye nasıl /önetilecek? Ko.koca bir ülkeyı bu duruma düşürmek, ya söylenenlerı doğrulayan toplu bir aptallıkla başailabilir ya da iyice zayıflatılmış bir ülkeye her şeyı yaptırtmak amacıyta ince dokunmuş bir komplo örgüaj ister. 0:aman, komplo teorilerinin sürekli muanzlan ie derlerse desinler, böylesine bir kaosu kimlein başlattığına bakmak gerekir. Arkalannda kimlerin, hangi güçlerin olabileceğine de. Yıni, AB içindeki. Manş ve Atlantik ötesindeki devleclerden başlayıp Istanbul'un bazı çevrelerine uzanan ilışkiler zincirine, o zincır üzerinde gidip gelenere. En baştada, Ecevif in "gibisini görmedim" öed\ğ\ kışiye. Şirrdi o kışi, getıreceği ve götüreceği oylar birbirini sıfırla-casına, tartışmalı biçimde CHP'ye girmişse; Erken seçımin birincisi, liderinin takıyyeciliğinden söz edilen bir AKP olacaksa ve AKP-CHP koalis- yonunun büyük olasılık olduğu söyleniyorsa; Öyle bir olasılığa 1974'te olduğu gibi iyi niyetle "tarihsel uzlaşma" olarak mı bakarsınız, yoksa kaosL yaratan zinciri düşünerek, "iyicezayıflatılmış bir üıkeye her şeyı yaptırtmak amacıyla ince dokunmuş örgü" mü aklınıza gelir? Yinede, "Heriştebırhayırvardır'diyerek "erken seçirr olsun, her şey netleşsin, hiç olmazsa o zaman akılsız ülkenin aklı başında güçleri uyanır ve gerekeni yapar" diye iyimserce düşünmek mi en iyisidir? Seçimlere Beş Kala Genel Görünüm... Son zamanlarda politikaya bulaşmış kişilere karşı toplumurnuzun güvensizliği nedeniyle, bazı liderlerimiz sıfir kilometre adaylardan söz ediyorlar. Ama bu sözleri eden liderlerimizin kendileri sıfır kilometrede değiller. Hatta yalnız eskimiş olduklannı değil, yıpranmış ve yozlaşmış olduklannı söylemek de haksızlık sayılmamalı. Doç. Dr. Tonguç GÖRKER Kasım 2002 günü seçime halkdeyiminianımsatırcasınaBa- 3gitme önerisini kahraman- ca benimseyıp oylannı bu | yönde kullanan sevgili par- lamenterlerimizin bugün- kü görünümleri, taklitten öteye özelliği olmayan demokrasimizin aynadaki görüntüleridır. Hukuk, adalet feryatlan ile mangalda kül bırakmayan din tüccarlanmız, yar- guıın balyozunu yiyince haksızlı- ğa uğramış masumlan oynamaya başladılar. Geçmışte "çokhukuk- luluk" diye savunduklan uygula- ma bu olsa gerek. Yasalann herke- se farklı uygulamalar getirmesi- ni, başkalanna suç sayılan eylem- lerin kendileri için suç sayılma- masını istedikleri anlaşılıyor. Bak- lava çalan çocuklann cezalandı- nlmasına tepki göstermeyenJer, kendilerinin hesabını veremeye- ceklen servetleredinme, laiklikten yana olanlara saldırma, din terö- ristlerini destekleme özgürlükleri- nin suç sayılmasını adaletsizlık olarak isimlendinyorlar ve Avru- pa'nın bu özgürlüklerini koruma- sını bekliyorlar. Din satıcılığını açıktan yapmayıp gizliden gizliye o yönde görünerek oy avına çıkan anlı şanlı politikacılanmızın gö- rüntüleri de çok farklı değil. Biri- si Avrupa Birliği'ni dilinden düşür- meyerek ve kendisini Avrupa'nın Türkiye temsilcisi imişçesine sa- tarak, darmadağın olmuş partisi- ni baraj kâbusundan kurtarmaya ça- hşıyor. Bır başkası ünlü "Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" yar, Menderes, Tûrkeş soy isimje- rini bir araya getirerek ve bunlara Susurlukkahramanı SedatBucak'ı da ekleyerek kır atıru şahlandır- maya ve düşûndeki hükümet ortak- lığıru gerçekleştirmeye çalışıyor. Başbakan olma düşleri ile dışişle- ri bakanlığını bırakan yanbuçuk solcu lidenmiz ise, Dim>r afa pirin- ce giderken e\'deki bulgurdan ol- manın telaşı içinde koşuşturuyor. Partisinin, sol parti kimliği içinde yıllarca bakanhk yapmış genel sek- reterinin "Bizsolpartideğffiz" açık- lamasının hafifliğini nasıl unuttu- rabileceğini bilemiyor. Atatürk'ün Partisi sloganı ile sol söylemleri kullanmaya çaba gösteren parlamento dışı muhale- fet partimizin lideri ise gaf üstüne gaf yapmaktan nedense vazgeçe- miyor. Tayyip Erdoğan ın düşün- ce suçundan değil, laik ve aydın- lanmacı düşünceye kubbelerden miğferi ve minarelerden süngüsü ile saldın suçundan hüküm gıydı- ğini ya bılmiyor, ya da sırtını sı- vazladığı sıkrna başlılara şirin gö- rünmek için bilmezden geliyor. Basın toplanusında "Sizin Ozai'dan nefarknuzvar" sorusuna, "Bizda- ha dürüstüz" yanıtını vererek, Özal'dan farklı hedefleri olmadı- ğını dolaylı şekilde kabul ediyor. Erken seçimin din tüccarlanna iktidar şansı verebileceğini açıkla- yan Sayın Başbakanımızın parti- si ise seçim yaklaştıkça dincilere göz kırpma çabalanndan vazgeç- miyor. "İnançlara saygıh laiktik" saçmalığı devam ederken, yargının din devleti kurmak için mevcut düzeni sabote etmeye yönelik ça- balan suç saymasına karşı olduk- lannı, başkanlannın yuvarlak söz- leri ve sabık adaletbakanlannın hu- kukçu kimliğinin değerini düşün- dürürcesıne yaptığı açıklamalan ile belirtip, baraj korkusunu gider- me umudunu taşıyor. Partisel eğilimin dışındaki bi- reysel görüntüler ise izlenen cur- cunanın tuzu biberi. Sol olduğu iddiasındaki DSP'den, AKP'ye ve MHP'ye geçenler, erken seçime oy verdikleri için pişman olup er- ken seçim karannın iptali için im- za toplayanlar, "vergisini ödeme- yenlere vüzsüz dryorlar, bize demi- yorlar" düşüncesi ile ekim ayında üç aylık peşin maaş alıp seçilme- diklen takdırde iade etmeye niyet- lı olmayanlar, bununla da kalma- yıp "bizbeşviliçinseçüdik'' düşün- cesi ile yeniden seçilmeseler de geri kalan iki yıllık aylıklannı is- temeye hazırlananlar her ay gözle görünür bir çalışma yapmadan 5.200.000.000.- TL. aylık almak- tan vazgeçmemek için parlamen- to üyeliği kimliğini ve onurunu zedelemekte sakınca görmeyen- ler, ılkokul çağlanmızdan bu ya- na Büyük Millet Meclisi denince içimiz titreyerek algıladığımız o yüce temsilci topluluğunun. bu- gün güvenilmez çıkarcılar toplu- luğu olduğu kanısının uyanması- na neden olanlar. Türkiye 'nin kuruluşundan bu yana Atatürk'ten başka sol düzen- leme getirmiş kimselerin veya top- luluklann var olmadığı gerçeğin- den hareketle, bugün seçimlere girme hakkıru kazanmış siyasi par- tilerimiz arasında hiçbir sol parti- nin bulunmadığını bilmek zorun- dayız. Sol kesim içinde bulundu- ğunu varsayabileceğimiz Türkiye Işçi Partisi'nin ise yazık ki seçil- me şansı fazla değil. Atatürkçü ke- simin bu gerçeği bilerek o>r kullan- ması gerekiyor. Son zamanlarda politikaya bu- laşmış kişilere karşı toplumumu- zun güvensizliği nedeniyle, bazı li- derlerimiz sıfır kilometre adaylar- dan söz ediyorlar. Ama bu sözle- ri eden liderlerimizin kendileri sı- fir kilometrede değiller. Hatta yal- nız eskimiş olduklannı değil, yıp- ranmış ve yozlaşmış olduklannı söylemek de haksızlık sayılma- malı. Liderler arasında sıfir kilo- metre olan sadece iki isim var. Bi- rincisi seçime girme hakkını kaza- namamış Cumhuriyetçi Demok- rasi Partisi'nin lideri sayın Yekta Güngör Ozden, ikincisi yeni ol- makla birlikte seçimlere katılma formülünü bulmuş olan Genç Par- ti lideri sayuı Cem Uzan. Her iki- sinin de seçimlere katüma olana- ğı bulunsaydı, sol kesimin de, sağ kesimin de, ruhsal sıkıntıya gir- meden oy kullanmalan kolaylaşa- bilirdi diyebilirim. Bugünkü görünüme göre bara- jı aşma şansı olan partiler, CHP, GP, MHP ve AKP olarak düşünülü- yor. Ancak CHP liderinin her ko- nuşmasında partisinin oylannın eksildiğı gerçeği ile, sol söylemli GP lideri Cem Uzan'ın sağ kesim- den nasıl oy alabıleceğinin tarOşı- lıyor olması, seçim sonucunu et- kileyecek gibi görünüyor. Atatürkçü siyasal parti olduğu kuşkusuz olan sayın MümtazSoy- sal'ın Bağımsız Cumhuriyet Par- tisi, Yekta Güngör Özden"in CDP'sı gibi gelecek seçimler için hazırlan- ma ve güçlenme şansına sahip gö- rünüyor. Atatürkçülerin beklenti- si, bu iki gerçek Atatürkçü parti- nin gelecek seçimlere kadar tek parti çatısı altında birleşmesidir. Solda birleşmenin son şansı bu beklentide saklıdır. Özgün Olabilmek... Tunca TUNAY oyurucuyanıtbula- jmadığım sorular- dan biri de yaşadı- ğımız olaylara, değişen ko- şullarda verdiğimiz ya da aldığımız ayn tepkilerdir. Di Bukonu kurcalardururusu- mu ve dönüp dolaşıp aynı yere gelir düşüncelerim. "Yaşama bakış açınuz sürekli degişmektedir." Davranışlann, süreç için- de değişeceğini bilmek bü- yük kolaylıktır aslında. Bir başka deyişle, davramşla- ra verilen ya da alınan tep- kileri yadırgamamak rahat- latıcıdır. Buna karşın deği- İ S T A N B I I b B U Y U K S E H I R B E L E O I Y E S I fRE$İTıREY • KOİÎRtSAbOHGEMAIıl şimin her zaman gelişme- yi de yanında getirmediği- ni görmekse çehşkisidirya- şamın. Değişim, gehşimin var- lığı için gereklidir. Geli- şimse daha ileriye atüan bir adımdır. Değişen davranış- lanmızın bizi geliştirebil- mesi için öncelikle öz de- netimimizi elimizde tutabil- memiz gerekir. Bunuyapa- bilmek, aklımıza estiği gi- bi da\Tanmamızı engelle- meyi öğretebilirbize. Gün- lük yoğun duygulanmızın etkisiyle, anhk tepkilerver- menin doğal olduğunu dü- şünebiliriz. Oysa bu dü- şünce, kendimize ya da kar- şımızdakine tanıyacağımız basit bir rahatlama yönte- mi olmaktan öteye gide- mez. Başlarda alsak da ver- sek de yadsımadığımız de- ğişken tepkiler, zaman için- de yaşamımızı zorlaştınr. Bence bu zorlamadan kur- tulabilmek için, öncelikle değer yaıgılanmızı geliş- tirmeyi düşünmeliyiz. Yaşama bakışımızın ve tepkilerimizin düzeyini ko- ruyabilmenin önkoşulu tu- tarlı olabilmektir. Tutarlı olmak, karşılaşacağımız davranışlan onaylamak ya da onaylamamak büincini verdiği için önem taşımak- tadıryaşamımızda. Özgün değerleri korumak ve et- kin talabilmek, ilk bakışta kuralcılık gibi görünüyor- sa da gerçekte, gelişimi en- gelleyici bir unsur değil- dir. tnsanlara, yaşamımızı etkileme hakkını nereye de- ğin verebileceğimizi bil- mek, onlardan alabileceği- mizin sınırlannı da çizmek- tedir. Sınırlan onaylamakve yadsıyacağımız yeri bil- mek, kimliğimizi koruma- mıza yardımcı olacaktır. Ne aa ki değişen bunca ki- şisel ve toplumsal değer karmaşasında, var olan ki- şüiğimizi koruyabümek bi- le başlı başına bir gelişim sayılıyorartık... Yaşamımızı, hak ettiği- miz ve onayladığımız dav- ramşlarla sınırlamayı öğ- renme bilincimizi sürekli açık tutmak zorundayız. Bir başka deyişle, özgün bir insan olabilmek adına. kimliğimize zorbahkla ek- lenmek istenen, bireyci tü- ketimin yozlaşmış değerie- rine ve duyarsızlığına, tu- tarlı tepkiler vererek yaşa- mayı becerebildiğimizde, bireyselliği de aşıp, özgün bir toplum olabiliriz yeniden. ttunay@superonline.coni YEMEJV (23 Ekim - 01 Kasım) Doğu'nun en gizemli. en egzotik, en pitoresk ülke- lerinden biri; YEMEN. Saba melikesı Belkıs'ın ya- rattığı cennet; MARIB. Çölün •'Manhattan"ı SHI- BAM San'a. Thula, Kawkaban, Al Tawila, Tanm, Seiyun... 4x4'lerle yapılan bu yolculukta "gezgin" olmanın tadına varacak, Bedevi çadırlarında yapılan konak- lamada çölün gizemli havasını soluyacaksınız... 1.3OO.-USD Tel: (212) 252 65 78-79-80 www.kulturgezileri.com www.kulturgezileri.com m www.ogzala.com Tel: 0.212. 293 91 95 DOĞA YÜRÜYÜŞLERİ 252 30 39 06 Ekim 2002 Sülüklügöl / Menekşe Yaylası / Aksu Deresi 13 Ekim 2002 Erikli Yaylası / Alıçyayla / Delmece / Çiğdem Yaylası E M R E K O N G A R Demokrasi ve Vampirler Hem insanlığın hem de Türkiye'nin 21. yüzyılda nereye gittiğini, politikacıların nasıl ve niçin vampirleştiğini Prof. Emre Kongar'ın kaleminden okuyacaksmız. R E M Z I K I T A B E V I Oglumuz ve kardeşimiz BURAK (Malkoçoğlu) aramıza hoşgeldin. SİNEM-BAHAR AStYE-HASAN ÎLHAN 29. Eylül .2002 ~ ^ BAKTRKOY 5. ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 2002 836 Karar No: 2002 946 lhbar eden Av. Murat Kırca örafından küçükler Idıl Gülnihal Saglam ve Nazlı Deniz Sağlam'a vası tayin edılmesıne karar verilmış olmakla. Davanın kabulü ile Muğla ıli, Fethiye ılçesi, Kemer Mahallesı. 67 cilt. 94 aile sırada nüfusa kayıtlı \e ha- len Merkez Mahallesı, Atatürk Caddesı, 1. Murat Si- tesi. Elıf Apartmanı No:35 D: 16,/ 21 Yenibosna-Bah- çelievler Istanbul adresınde oturan Süleyman ve Fat- rna kızı 14.09.1987 doğumlu tdıl Gülnihal Sağlam ile aynı yerde ikamet eden ve aynı yerde nüfusa kayıtlı Süleyman ve Fatma kızı 8.2.1989 doğumlu Nazlı De- nız Sağlam'a ayn ayn yetkilı olmak üzere Istanbul Barosu avukatlanndân Murat Kırca ile Muğla Fethiye ılçesi. Kemer beldesi 67 cilt. 94 hanede kayıtlı Hüse- yin ve Hatice oglu 1954 doğumlu amcalan Abdullah Sağlam'ın birlikte vasi olarak tayinine 18.09.2002 ta- rihinde karar verilmiştir. llan olunur. 18.09.2002 Basın: 58982 23 Ekim 2002, Carsanba 1130 EROL PARLAK KONSERI 24 Ekim 2002, Perşembc 19.30 -ŞİİR VE ŞARKILARLA NAZIM HİKMET ESİN AFSAR 2SEkn2002,SalıtSJt "CUMHURİYET KONSERİ" KENT ORKESTRASI CUMHURIYETIN KURULUŞUNUN 79. YILIETKİNLİKLERİ 2t Ekim 2002, Cumartesi 20.00 TİYİTRO ŞARKIUUU SEHIR TIYATROLARI 30 Brim 2002, Car?an*a 1SJ0 "CUMHURİYET DÖNEHİ SARKILART İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONŞERVATUARI TÛRK MUSIKİSİ İCRA HEYETİ VRadikal bilet/JV 02164541555 Dniversite Adayları! Haberiniz Var mı? 2003 ÖSS'deki son değişiklikler eki fına/ie ücretsız0 ayilerde Bu ılan ts\ıçre Hastanesı \e CumhuriySt gazelesmui kauVıları>la va>ınlaıunı$tır final'le kazanacaksınız.A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear