Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S/CYFA CUMHURİYET 3 AÖUSTOS 2002 CUMARTESİ
HABERLER
PÖYKADA BUGUN
A1İSÎRMEN
Cem nte Yapmalı?
Dünkü Curnhuriyet'in birinci sayfasında "Der-
vlş'/'n umudu geniş iabanlı sol" başlıklı bir ha-
bervardı.
Benzer manşetlere başka gazetelerde de rast-
lanıyordu.
Bunlan okuyunca elimde olmadan geçmişi
anımsadım ve acı acı güldüm.
Benim delikanlılık ve gençlik yıllanm hep "sol-
da ilkeli biriik" teranesini dinlemekle geçti.
Gençlik geride kaldı, orta yaşa geldim, yine
solda biriik tartışması sürdü. Yaşım altmışı geç-
ti, hâlâ solda birtik konuşuluyor.
Sosyal dernokratlann solundaki kesim için ''sol-
da ilkeli birlif<"\n anlamı, "herkes gelsin, benim
şemsiyem altında toplansın" idi.
Kirnse kimsenin şemsiyesi altına gitmediği için,
çağıranlann bütün gelecek olanları kabul edip
etrneyeceği ise hiçbir zaman belli olmamıştı.
Sosyal demokratlann büyük aynşması sırasın-
da ise lider CHP'den, pek de haksız sayılama-
yacak nedenlerle, koptuğunda "gel ne istersen
yapalım!" diyenlere "düşün yakamdan!" diyor-
du.
Bülent Bey kendi partisini kurduktan sonra, öy-
le her geleni Kabul de etmedi.
Bülent Bey dışında kalan, sosyal demokratlar
da bir araya gelemediler. Hatta sol yelpaze için-
de Kemalist eğilimlerini öne çıkaranlar bile tek şap-
ka altına girnnediler.
Dünün sol militanları, genç, deneyimsiz, heye-
canlan analiz yetilerinin önünde giden çocuklar-
dı.
Ya bugünkü kelli felli adamlara ne demeli?
• • •
Solda birliğin hazin öyküsünün banagöreöze-
ti budur.
Ama solda birliğin oluşamamasını Türkiye pa-
halıya odedi.
Şu sırada da yeni bir biriik oluşturulamazsa ül-
keyi büyük badireler bekliyor.
Bence asıl üzerinde durulması gereken, solda
birliğin de ötesinde, merkezde çağdaşlaşma ve
yeniden yapılanmaya açık güçleri bir araya geti-
rerek ciddi bir çekim odağı oluşturmaktır.
Derviş bu gerçeği görmüştür, "sosyal-liberal"
deyimiyle kastetmek istediği de galiba budur.
Bir gerçeği görmek zorundayız. Bugün Türki-
ye'de hiçbir güç, katıksız sosyal demokrat poli-
tikalar uygulayabilecek durumda değil.
Bugün Türkiye'de hiçbir güç IMF'siz bir politi-
ka uygulama olanağına sahip de değil.
Bu gerçekleri görerek yola çıktığımız zaman, ya-
pılacak işin merkezdeki çekim odağını oiuştur-
mak olduğunu görürüz.
• • •
Bu odağın oluşturulması, YTP ile aralanna bir
yenisinin de katıldığı partilerimizin alışılmış yapı-
stnın ötesinde bir oluşumu zorunlu hale getiriyor.
YT'nin lideri Ismail Cem'in CNN'de yaptığı ko-
nuşmada, "...olmazsa, yolumuza Derviş'siz de-
vam ederiz..." sözü yeni oluşum için tehlikeli ve
yanlış bir yönelişin ifadesi gibi görünüyor. Yolu-
na Derviş olmadan tek başına devam edecek
YT, sosyal demokrat yelpaze içinde DSP'li küs-
künlerden oluşan, öbürlerinden nitelikolduğu ka-
dar, şans açısından da farksız bir kuruluş olacak
ve barajı aşma mücadelesi verecektir.
Oluşturulması gereken, merkezin güçlerini ya-
sal durumun elvereceği birformüile seçimden ön-
ce bir araya getirerek sandığa gitmektir.
Yeni oluşuma katılan kimi isimler, bu konuda
cesaret vericidir. örneğin Orhan Güvenen, yal-
nızTürk kamuoyunun değil, uluslararası camianın
da tanıyıp saygı duyduğu bir kişi. Böyle geniş ta-
banlı bir oluşum adım adım yasama geçmeye baş-
ladığı zaman gerçekleşecek katılımlar harekete
hızlı bir ivme kazandıracaktır.
Burada bir de CHP faktörü var. "Şu anda ikin-
cparti olduğu söylenen CHP'nin geniş tabana
aterji duyan lideri Deniz Bey neden böyle bir it-
tifaka yanaşsın" sorusu yabana atılamaz.
Ama daha seçime üç ay var. Bu süre içinde oluş-
turulacak çekim merkezi güçlendikçe, bunun dı-
şndakalanlar, kendi redci tavıriannın, seçim şans-
lannı tehlikeye düşürmekte olduğunu görebilir-
ler.
Bu oluşumun dinamiği ilk adımda YT'den gel-
nelidir.
Bu yüzdendir ki, YT'nin lideri Cem'in yapması
çereken, kuruluşun klasik parti şeması içinden çık-
nasını sağlarken solun klasikleşmiş liderlerinin
kişisel oyunculuk tavnna da düşmemektir.
tzmir Sanayici Dernekleri Platformu
Siyasetçüer ülkeııiıı
imünü açmah
ÎZMtR(Camhurivet nuşan Dönem Sözcüsü,
ige Bürosu)- Izmir Sa- tzmir Sanayici ve Işa-
ayici Demekleri Plat- damlan Derneği Baş-
brmu(lSDEP),çağdaş kanı Hüseyin Porsuk,
lünyanın üyesi olabil- herkesin siyasetçilerden
nek için AB kriterleri- ülkenin önünü açmala-
ıin yerine getiribnesi nnı beklediğini kaydet-
rerektiğini vurguladı. ti.
Ege, ayakkabı, deri, AB'ye üye olmanın
snç işadamlan, giyim ne ülkeyi bölmek ne de
anayicileri, otomotiv laik demokratik cum-
jektörümensuplan,sa- huriyeri yıkmak anlamı
-ayicive işadamlan, Iz- taşımadığını belirten
•nir Sanayici ve îşadam- Porsuk, "AB hedefi, on
an, Karşıyaka Sanayi- yıl sonra bu ülkenin in-
ü ve işadamlan dernek- sanlarmın ulusal getiri,
eri ile Atatürk Organi- bir Avrupah'ıunkinhî
% Sanayi Bölgesı Işa- 501de liohnasmdiyedD:
lamları Derneği'nin Bizimistediğimizbuül-
ihışturduğu tSDEP, se- kenin AB'ye üye ohna-
^mveAB konusunda- sıdır. Sonucu ne olursa
d görüşleri dündüzen- olsun irvelik için her is-
lediği bir toplannyla ak- tenfleninyapıbnaadeğl-
&rdı.Platformadînako- dir" diye konuştu.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı, "Reformlar kâğıt üzerinde kalmamah" dedi
AB uygulamaya dabakacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) •
Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist
grup üyesi Ozan Ceyhun, TBMM'nin
Kopenhag siyası kriterlerini karşıla-
tna konusunda önemli ve tarihi bir
adım atmakta olduğunu belirterek
K
Şlmdl AB Qe mflzakere tarihi abna
yönünde Türkiye avantajh konuma
geçtyor" dedi. Türkiye-AB Karma
Parlamento Komisyonu (KPK) Eş-
başkanı Hollandalı Yeşil parlamenter
Joost Lagendljk de çok önemli bir
sürecin aşılmakta olduğunu vurgula-
yarak tt
Şimdibunlannuygutam^age-
çirflmesi gerektyor. Reformlannyaşa-
ma geçirümestal vakmdan izkyece-
ğb" diye konuştu.
• TBMM'de reformlann kabul edilmesi ile her şeyin bitmediğine dikkat çeken
Hollandalı Yeşil parlamenter Joost Lagendijk, "Şimdi bunlann uygulanmasına
bakılacak, ondan sonra bir karar verilecek" diye konuştu.
TBMM'nin olağanüstü toplantısın-
da ölûm cezasının kaldınlması başta
olmak üzere Kopenhag siyasi kriter-
lerini karşılama konusunda aldığı re-
form kararlan AB'de memnuniyet
yarattı. ABHABER internet portalı-
nın haberine göre AP Sosyalist grup
üyesi parlamenter Ozan Ceyhun,
MHP'ye rağmen AB reformlanyla
önemli ve tarihi biradım ahldığını vur-
gularken TMF konusunda milüyet-
cfflgj rafa kakhran MHP, nasü ohiyor
da AB konusunda miDryetçflik yam-
yor" dedi. Reformlann TBMM'de
kabul edilmesi ile ilk defa Türkiye'nin
AB'yi sınama olanağına kavuştuğu-
na dikkati çeken Ozan Ceyhun şöy-
le konuştu:
"AB'den müzakere tarihi ahna yö-
nünde, Türkiye avantajh bir konuma
geçti. GeUşmeter çok olumlu. Türid-
ye AB'yi smama olanağı elde etti. AB
bundan sonra Türkiye ile Oişkuerin-
de daha da dermteştirid ve bağlayıa
adım atması gerektyor."
Türkiye-AB Karma Parlamento
Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Hol-
landalı Yeşil parlamenter Joost La-
gendijk de tasannın tümüyle kabul
edilmesiyle Türkiye'nin AB üyeli-
ğinde önemli bir dönemecin aşıl-
makta olduğunu dile getirdi. Bu re-
formlan memnuniyetlerini karşıla-
dıklannı belirten Lagendijk, "Bun-
lann son şekline bakmak gereldyor.
Bu reformlar AB normlannı ne ö\-
çüde karşıbyor, bunlara bakmak ge-
rek" dedi.
TBMM'de kabul edilen reform-
lann AB tarafından yakından ince-
leneceğini ve başta düşünce ve ifa-
de özgürlükleri ile hapishanelerde-
ki uygulamalann da AB standartla-
nna getirilmesinin önemli olduğu-
na işaret eden Lagendijk, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Kopenhag kriterierinln kâğıt üze-
rindekabnamasıgerek. Bunlann pra-
tiğe yansıülmaa da önemlL Türk ka-
muoyunu yanhş bektentflerden uzak
tutmak da gereldyor. Şimdi bu
reformlarm uygulanmasma bakılacak
ondan sonra bir karar verüecek."
CDP'den AB paketine eleştiri
Yangından mal
kaçmyorlar
ANKARA (ANKA) - Cumhuriyetçi
Demokrat Parti Genel Başkanı Yekta
Güngörözden, Avrupa Birligi'ne uyum
yasalannın "yangından mal kaçınr gBtri"
çıkanldığını savunurken kaülma
koşullannın "Türk uhısunun karan"
olacak biçimde sonuçlanmasuun,
demokrasi düzeninin en açık gerekçesi
olduğunu belirtti. Yekta Güngör özden
yaptığı yazılı açıklamada, Avrupa
Birligi'ne giriş koşullan konusunda temel
gerçeklerin Türk ulusundan gizlendiğini ve
koşullann Türkiye'nin yarannaymış gibi
sunulduğunu iddia etti. özden, söz konusu
koşullann, ulusal varlığı, ülke ve ulus
bütünlügünü, ulusal birliği ve dayanışmayı,
toplumsal gönenç ve gelişmeyi uygarlık
düzeyinin uzerine çıkarma isteğini
korkutucu boyutlarda çiğnediğini öne
sürdü. özden, daha önce uluslararası
hakemlik yolunun ulusal yargının üstüne
çıkanldığını, ulusal sanayi ve tanmın her
türlü devlet desteğinden yoksun
bırakıldığını kaydetti. özden, bunca
temelli bir toplumsal, ekonomik, siyasal ve
kültürel değişiklik tasansının, erken
seçimlere gidilirken tüm yönleriyle ulusun
önünde tarüşdıp onun bilgisine sunmanın
demokratik meşruluğun en temel gereği
olduğunu belirtti. özden AB'ye giriş için,
"uhısal biriik ve yurt bütünlüğüne aykm
hiçbir koşuhın kabul edflmemesiıün,
ekonomik geöşmeji engeüeykd herhangi bir
y
Bnüği gibi düzenlemelerin yeniden gözden
georflmesinin'' şart olduğunu söyledi.
IĞlSELtFlRÇA ZAFERTEMOÇİN
Agos gazetesinden kınama
Mehmet Gül'ün
sözleri ırkçı
Istanbul Haber Servisi - MHP Istanbul Milletveküi
Mehmet Gül'ün, azınlık vakıflannın Müslüman ve
Türk düşmanı olduğunu söylemesine azınlıklardan
tepki geldi. Agos Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni HırantDink, Gül'ün sözlerini "ırkçı ve
böhicü" olarak niteledi. NTV'de canlı yayına
katılan Hırant Dink, "Böyle bir lafi uhıorta kaDap
edemezsiniz. Eğer ederseniz bunun hesabuu sizden
sorarlar. Çünkü bu ırkçüıktn; bölücülüktür. Eğer
azmbJdann alacağı bu haklar Türldye'yi
baüracaksa, vermesinler bize ve Türkiye kurtubun
o zaman" dedi. Sorunlannı yıllardır Ankara'ya
taşıdıklannı, politikacılarla, parti liderleriyle
görüştüklerini anımsatan Dink, Ermeni PatriğTnin
konuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı ve
MHP lideri Deviet Bahçeli'den de randevu
istediğini belirtti. Dink, "Yanhş bilgüerle, kbü
bügilerle bu ülkede gerçek birer yurtsever olarak
yaşayan bizieri bu tür uluorta kamumıı önünde
Türk düşmanı, Müslüman düşmanı olarak
nitelendiriyor ve çok ayıp edryorlarB
diye konuşta
THE INDEPENDENT
Avrupa kapıhmm
Türkiye'ye açmah
LONDRA(AA)-Ingüiz
basını, TBMM'nin önce-
ki gün aldığı erken genel
seçimlerin 3 Kasım 2002
tarihinde yapılmasına iliş-
kin karanna geniş yer ve-
rirken, konuyu başyazısı-
na taşıyan The Indepen-
dent gazetesi, "Avrupa ye-
niTüridye'yekapdanmaç-
mah" diye yazdı.
Gazetenin başyaasında,
seçim karannın Türki-
ye'ye, AB yolunda gerek-
li bazı reformlan daha er-
ken yapma şansı tanıdığı
belirtildi.
Yakın zamana kadar Tür-
kiye'de benzer siyasi kriz-
lerin darbe taruşmalanna
yol açtığı savunulan başya-
zıda, son kriz koşullannda
durumun böyle gelişme-
diği, parlamentonun seçi-
mi yenileme karan aldığı
kaydedildi.
The Independent'ın baş-
yazısında, "Ankara'da
AB'yeüyeükyolundaki re-
form çabalaruun önceki
gün de gün boyu sürdüğü-
ne" dikkat çekıldi. Avrupa
Birligi'ne de görevler düş-
tüğü kaydedilen başyazıda,
"Süreç içinde AB de Tür-
ldye'yi iterek. yapdan re-
formian göz ardı ettiğine
dah*bir görüntüçbmeme-
U. Bizler Türk seçmenini,
AB üyeUgMn gerekrJrdiği
reformlann gercekleştiril-
mesihalhıde,BirHküyeH-
guıe kabul edileceklerlne
ikna eönehjiz" denildı.
Financial Times gazete-
si de, konuyla ilgili geniş
haberinde, Başbakan Bü-
lent Ecevit'in erken seçimi
engellemek için bazı teh-
likeleri işaret ettiğini,
DSP'nin erken seçime kar-
şı çıkan tek parti olduğu-
nu yazdı. The Times gaze-
tesi, haberi "Türk nüDet-
vekİDeri seçimgününütes-
pit etti" başhğıyla verir-
ken, Daily Telegraph gaze-
tesi, erken seçim karan-
nın, Başbakan Bülent Ece-
vit'in muhalefetine karşın
alındığını belirtti.
The Guardian gazetesi
ise daha ziyade Irak ile il- •
gjli gelişmelere dikkat çek-
ti. Gazete, Başbakan Ece-
vit'in, ABD'yi Irak'akar-
şı bir operasyondan cay-
dırmak için çaba gösterdi-
ğıne dair açıklamalanna
yer verdi.
Çiller, ölüm cezasının kaldınlmasıyla ilgili maddenin iptalini isteyecek
DYP Anayasa Mahkemesi yolunda
ANKAR\ (Cumhuriyet Büro-
su)-D\T. AB'ye uyum paketin-
de yer alan ölüm cezasımn kal-
duıbnasıyla ilgili maddenin ip-
tali için Anayasa Mahkemesi'ne
dava açmaya hazırlanıyor.
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, DYP milletvekillerinin
komisyon raporuna düştükleri
muhalif gerekçelere dayanarak
idamla ilgili maddenin iptal edi-
lebileceğini söyledi. Partili yö-
neticilerin Anayasa Mahkeme-
si yetkilileriyle de görüştüğünü
açıklayan Çiller, "Anayasa Mah-
kemesi bu maddeyi iptal edebi-
hr. Bu paket, endişe ederiz ki bu
yüzdenbir kazava gelebiUr. Ama
bu konuda DYP olarakMecnVte
durdurucu bir konumda olma-
yacağız, meseleyi anlatacağız"
diye konuştu.
Ölüm cezasının kaldınlma-
sıyla ilgili madde, "savaş, çokya-
km savaştehdkb' haDerindeişlen-
miş suçlar için öngörülen idam
cezalan dışında" diğer ölüm ce-
zalannın müebbet ağır hapis ce-
zasına dönüştürülmesüıi öngö-
lakaöKimcezasıvçrilir" anlamı-
na gehnediğini belirtiyor.
Adalet Komisyonu'nun
DYP'b üyeleri ise öneri rapo-
runa, anayasaya aykınlık iddiası
konusunda şu görüşleri kaydet-
• DYP, ölüm cezasının kaldınlmasıyla ilgili
maddede hangi suçlar için idamın korunduğu ve
hangi suçlar için idamın kaldınldığımn açıkça
belirtilmediğini ileri sürüyor.
rüyor. Anayasanın, bu düzenle-
meye dayanak olan 38. madde-
sinde "Savaş, çok yakın savaş
tehdidi ve terör suçlan halleri
dışında ölüm cezası verUemez"
deniyor. Bazı anayasa hukuk-
çulan, anayasada bu hükmün
bulunmasınm "bu haDerde mut-
tiler:
- Anayasamızın 38. maddesi,
suç ve cezalaraı yasayla düzen-
lenmesi ilkesini içermektedir.
Ceza Kanunu'nda hangi suçla-
nn savaş ve çok yakın savaş hal-
leri grubuna girdigi noktasında
bir sarahat (açıklık) yoktur. Söz-
gelimi, Türk Ceza Kanunu'nun
125. maddesindeki suçun, sa-
vaş ve çok yakın savaş tehdidi
kategorisinde olup ohnadığı ya-
sada düzenlenmemiştir.
- Bu duruma göre, hangi suç-
lartn bu gruba girdigi veya bu
grubun dışında kaldığı belirle-
mesini, yargıç yapacaktır. Ana-
yasanm yasama orgamna ver-
diği kanunla belirleme görevi,
yargı organına devredilemez.
Yasama organı, anayasanın 38.
maddesi değişikliğinde yer alan
ve idamın korunabilmesini ca-
iz gören bir formülü kanunda
tekrarlayarak görevini yerine ge-
tirmiş sayılmaz.
- Hangi suçlar için idamın ko-
runduğu ve hangi suçlar için ida-
mın kaldınldığı, madde atafla-
n yapılmak suretiyle kanunda
açıkça belirtilmeliydi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
TUNCELİ-Munzur Çayı, Tunce-
li'nin, orijinal adıyla Dersim'in orta
yerinden akar. Munzur Vadisi'nin
uzunluğu 85 kilometredir. Birdoğa ha-
rikası olan bu vadi, bitki örtüsü ve
hayvan çeşitleriyle büyük birzengin-
liğe sahiptir. Şimdi bu vadi ve çevre-
sine sekiz baraj ve hidroelektrik sant-
ralı yapılmak isteniyor.
Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş bü-
tün ülkeleri yitirdikleri doğal zengin-
likleri nasıl kazanınz diye uğraşırken,
Türkiye'yi yönetenlerin hâlâ doğa kat-
liamına devam etmesini bir türlü an-
layamıyoruz. Aslında anlıyoruz. Bir
ilkellik ve günü kurtarma anlayışı bu
ülkeyi yönetenlere egemen olmuş
durumda. Ne olursa olsun bir yer-
den bu ilkellikleri patlak veriyor.
Iki gün önce Almanya'daydım. Al-
manya hızta rüzgâr enerjistne geçi-
yor. Her gidişimde daha çok sayıda
rüzgâr değirmeniyle karşılaşıyorum.
Almanlar, giderek bütün enerji ihtiyaç-
lannı bununla karşılayacaklannı söy-
lüyorlar. Rüzgâr enerjisi doğayı kirlet-
Munzur'uma Dokunma
meyen, tahrip etmeyen ve yok et-
meyen bir enerji türü. Daha da önem-
lisi barajlar gibi 50 sene içinde yok olup
gitmiyor, sürekli yenilenebiliyor.
Munzur Vadisi'ne yapılacak baraj-
lann ömrü en fazla 50 yıl. 50 yılının
sonunda barajlar dolacak ve su al-
tında kalan tarih ve doğa yok olup gi-
decek. Bu barajlar tarih ve doğa kat-
liamının yanı sıra ciddi nüfus değişim-
lerine ve göçlere de neden olacak.
Tunceli ve çevresindeki yaşamın kül-
türel altyapısı suya ve dağa dayalı. Su-
yun barajlarda birikmesi ve tutulma-
sı suyu kirletecek ve hayat verdiği
canlılan yok edebilecek. Susuz kalan
vadtlerin ve sulan kestlen dağların
ekolojik dengesi bozulacak, bitki ve
hayvan türleri alabildiğine yoksulla-
şacak.
Barajların yapılmasıyla yöre insa-
nının tek yaşam kaynağı olan doğa
ortadan kalkacak. Vadideki 84 kö-
yün yaşam olanaklan tehdit altında
kalacak. Ayrıca yapılması düşünü-
len barajlar ve halen yapımı süren
barajlar bittiğinde de istenilen hede-
fe ulaşılması mümkün görünmüyor.
Çünkü bütün bu akarsulardan elde
edilecek enerji; üretilen toplam ener-
jinin ancak on binde 97'sini karşıla-
yacak. Yani bunca masrafa ve doğal
tahribata rağmen ortaya çıkacak ener-
ji de yaraya merhem olacak çapta
değil.
• • •
Munzur Vadisi'ni korumak ama-
cıyla kurulan Munzur Vadisi ve Do-
ğal Yaşamı Koruma Derneği'nin ku-
rucu başkanı avukat Özgür Ulaş
Kaplan, Tunceli'de turizm ve hay-
vancılık potansiyeline yönelik planla-
ma maliyetinin baraj ve hidroelektrik
santralların yapım ve işletme mali-
yetlerinden daha ucuz olduğunu be-
lirtiyor. Munzur Vadisi ulusal parkın-
da bilim açısından istisnai nitelikte
evrensel değeri olan jeolojik oluşum-
lar ile tükenme tehdidi altında hayvan
ve bitki türleri bulunuyor. Tunceli'nin
güneybatısında yer alan Keban Ba-
rajı havzasında elde edilen arkeolo-
jik bulgulara göre de, bölge paleoli-
tik dönem açısından zengin.
Başkan Kaplan, Türkiye'nin ilk mil-
li parkı olan ve dünyanın en güzel va-
dileri arasında gösterilen Munzur Va-
disi'nin Milli Park olarak kabul edil-
mesinin bu yörenin doğal halinin ko-
runması amacına yönelik olduğunu
dite getiriyor.
Tunceli'deki Tuncelililer Derneği
Başkanı Gürsel Erol iseşunları vur-
guladı: "Barajlar projesi doğru bir
proje değil. Dünyanın her yanında
rüzgâr enerjisine bir yöneliş varken
bizim hâlâ eski baraj sisteminde ıs-
raretmemiz, önlenmesi mümkün ol-
mayan tahribatlarayol açacak. Bubir
an önce durdurularak, rüzgâr ener-
jisi konusunda çalışmalara başlamak
gerekiyor. Biz bu yöndeki araştırma-
lanmıza hız vereceğiz."
• • •
Munzur'daki doğa yıkımına karşı
çıkmak ve barajların durdurulmasını
sağlamak amacıyla Tuncelililer
1999'dan bu yana Kültür ve Doğa
Festivali düzenliyor. Bu yılki festival
1 Ağustos - 4 Ağustos tarihleri ara-
sında yapılıyor. Festival boyuncaçev-
re sorunlan tartışılacak, konserler ve
söyleşiler düzenlenecek.
Bu yılki festivalin sloganı "Mun-
zur'uma Dokunma." Birecik barajının
yapılışı sırasındaZeugma kültür, do-
ğa ve tarih zengtnliğinin nasrt yok ol-
duğunu gördük. Onu önleyemedik.
Munzur felaketini önleyebiliriz. Bu
yüzden "Munzuru'ma Dokunma"
çağnsını çok anlamlı buluyor ve so-
nuna kadar destekliyoruz.