25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 *ĞUS"»S 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Miçn Keraal Derviş Burcan 120 yıl önce Osmanlı Im- paratcruğu'nun alacaklısı ülkeler, bir Muhanm ayında çıkanlan kararna- me ile kandi temsilcileri tarafından yö- netiler 3üyunu Umumiye Idaresi'ni kurduryak Osmanlı borçlarının dü- zenli ösnmesini güvence altına al- mışlardı Rastlantının bu kadarı! 120 yıl son-c. 2002 yılı başında yine bir Muharrn ayında çıkanlan Kamu Fi- nansmnı ve Borç Yönetiminin Dü- zenlemesi Hakkında Yasa ile de "Türkiyt Cumhuriyeti adına iç ve dış borçlannayapma, Hazine geıi öde- me gamtisi ile Hazine karşı garan- tisi verrre, hibe alma, devir, ikraz ve tahsis yo/uyla dış kredi kullandırma, ikraz youyla kullandınlan dış finans imkânlannın koşullannı beliıieme ve yeni ma'i yükümlülük yaratma, bu borç VB yükümlülüklerle, bundan kaynak&ıan Hazine alacaklannı yö- netme, uluslararası ve bölgesel ku- ruluşlar ie yapılan ekonomik ve ma- li anlaşrralardan doğan hak ve so- rumluluUan kullanma" yetkileritek bir kişiye devredildi: Hazine'den so- rumlu Devlet Bakanı'na. Yani Ame- rika'dan.DünyaBankası Başkan Yar- dımcılığı'ndan gelen Kemal Der- viş'e. Kemal Derviş, kısa süreli Amerika gezisinden dönerdönmez, görevini, yani "Tü'kiye'nin borçlannın öden- mesini aacaklılaradına güvence al- tına alme" yetkisinı bırakma niyetin- de olmadıgını vurguladı. Kemal Derviş, erken seçim önce- si partile' arasmda paylaşılamayan isim. Kemal Derviş, "sağı ve sözde solu kucaklayan" geniş bir bütün- leşme istediğini sezdiren isim. Kemal Derviş, Türkiye'nin alacak- lıları adına iktidarda kalmak zorunda. Derviş'in adı etrafında dolaştınlan tüm kurguların altında yatan giz de burada... ankara kulısi Atatürh'ün kabtına uymayan yapı Atatürk'ün kalıtına aykırı olarak dev- let dairesine dönüştürülmüş bir kurum- dan kalıtlara saygı göstermesı beklenir mi? Beklenemeyeceği mahkeme kara- rıyla belgelenmiş oldu. Atatürk Kültür Dil veTarih Yüksek Ku- rumu Atatürk Kültür Merkezi; eğitimcl, ya- zar, düşün insanı Ismayıl Hakkı Balta- cıoğlu'nun "Türk'e Doğrv"yaptiıru, ka- Irtçısı olan çocuklan Fadime Salman ile Ali Baltacıoğlu ndan izin almadan bas- tırmış. Hem de, yaprtın içeriğini bozarak. Baltacıoğlu'nun çocuklan da haklı ola- rak kurumu dava etmişler. Demişler ki: "Baltacıoğlu'nun ulusçuluk ve dev- rim anlayışı Atatürk'ün Türk devrimi an- layışıyla ûzdeştir. Türk'e Doğru'da vur- gulanan, ülküleştirilen 'ulusçuluk: Türk- çülük' ırkçı, Turancı, Osmanlıcı, Islam- cı siyasal bir Türkçülük değil, toplum- bilimsel gelişim sürecine uygun ve bu- gün anayasamızda tanımını bulan Misak- ı Milli sınırian içinde kalan Atatürk ulus- çuluğudur. Yani iradi (istençsel) ve bi- linçli ulusçuluktur." Atatürk'ün kalıtına aykın yapılandınl- mış kurum Ise, Baltacıoğlu'nun kitabını "izinsiz" basarken tam terslni yapmış. Da- va dilekçesinden okuyalım: "Türk'e Doğru 'nun bûtûnûne egemen olan yazınsal, düşünsel, bilimsel, gû- zelduyusal özgünlükler; davalının biçlm- sel, anlamsal, imgesel müdahaleleriyle bozulmuştur. Davalı kurum, yapıt ûze- hnde gerçekleştirdiği mûdahalelerle or- taya koyduğu, zamanın gerisinde ka- lan, gûnümûzün gereksinimlerine yanıt vermeyen, toplumsal gelişim sûrecimiz içehsinde bir evre olarak maziye göm- düğümüz romantik, duygusal ulusçu- luk anlayışını siyasallaştınp diriltmeye çalışmaktadır. Bu, bir imge maniplasyo- nudur. Dizgeli bir düşüncenin eksenin- den kaydınlması eylemidir." Baltacıoğ- lu'nun kitabı basılırken ne glbi anlam kaydırmalan yapılmış? örneğin, kapak resmi Selçuklu döneminden kalma Div- liği Turan Melik Darüşşifası'nda bulu- nan bir ayrıntıdan seçilmiş. Baltacıoğ- lu'nun çocuklarının deyimiyle "Tûrk'e Doğru'nun ortaya koyduğu bilinçli ulus- çuluk anlayışı, Selçuklu görselliği öne çı- kanlarak bulandınlmış, yutulmuş." Daha başka ne yapılmış? Kitaba ek- lenen sunuş yazıları ile Atatürk ulusçu- luğuyla özdeşleşmiş "Türk'e Doğrv'öü- şüncesi siyasallaştnlıp Ihraç edilmeye kal- kışılmış. "Sadeleştirme" adına da bü- yük yanlışlar yapılmış. Söz gelimi, Bal- tacıoğlu'nun "nısıf kûreleri" nitelemesi "yapı kubbesi" anlamına gelirken "Ek- vatorun bir tarafı" dhye sadeleştirtlmişl Sonuç? Atatürk'ün kalıtına aykın ya- pılanan kurum, Baltacıoğlu'nun kalıtına da saygı göstermediği için toplam 1 mil- yar 425 milyon lira maddi ve manevi taz- minata mahkûm olmuş. Yargıtay da ka- ran onamış... Yıllardır Anadolu liseleri ile yabancı dil programı uygulayan liselerde, yurtdışından dışalımı yapılan kaynak ve eğitim araçlan kullanılıyordu. Hitit Yayınevi, "eğitim aracı" da değil, "ders kitabı" olarak okutulacak bir Ingilizce kitabı yayımladı. Talim Terbiye Kurulu da kitabı inceledi, Pahalı kltapta ısrar "ders kitabı" olarak onayladı. Milli Eğitim Bakanlığı, geçen Haziran ayında bir genelge yayımlayarak gelecek eğitim-öğretim yılında okuilarda okutulacak ve listesi verilen "ders" kitaplannın dışında öğrencilere kitap kullandınlamayacağını tüm okullara iletti. Kimi illerdekl Milli Eğitim müdürleri ise yasalara, onaylara, genelgelere rağmen okuilarda "tthal" yabancı kitaplann okutulmasına karar verdller. Hem de Hitit Yayınevi'nin bastırdığj kitabın ederinin 5 milyon olmasına, yabancı kitaplann ise 30-50 milyon lira arasmda değişmesine rağmen... Ucuz kitap varken, öğrencilere niye pahalı kitaplar satılmak istenir ki? Bilmem.. yabancı kltaplarda ısrar edenlere sormalı. Dikkat Kan AranıyorL SÖNMEZTARGAN Körfez Savaşı'ndan bu ya- na sürekli gerilim içinde bulu- nan Ortadoğu yeni bir savaşın eşiğinde görünüyor. ABD, Irak'ta Saddam'ı devirmek ge- rekçesiyle bu kez kara harekâ- tınınyoğunluktaolacağı birsa- vaş çığırtkanlığını uzun zaman- dır yapıyor ve bu savaşa Tür- kiye'yi de doğrudan bulaştır- mak için özel bir çaba harcı- yor. ABD Irak'tan ne istiyor?.. Saddam'ın devrilmesinin ger- çekten ABD'nin çıkarlan açısın- dan stratejik bir önemi var rrw? Bu sorulara gerçekçi ve doğ- ru yanıtlar verebilmek için ABD'nin bir bütün olarak böl- gedeki konumuna ve etkisine bakmak gerek. öncelikle be- lirtmek gerekirse baştaTürki- ye olmak üzere ABD, Ortado- ğu ve Kafkaslar'a, hatta Hazar Havzası ve Orta Asya'ya de- ğin uzanan geniş bir coğrafya- yı hem siyasal, hem ekono- mik -Afganistan'da yaşanan son silahlı kanşmalarla- hem de askersel olarak yönlendirebil- mektedir. Buralardaki doğal enerji kaynaklarını, kendi ener- ji politikalarının birer parçası olarak, dünya pazarlannda de- netim ve gözetim altında tuta- bilmektedir. Kaldı ki yukarıda değindiği- miz bu geniş coğrafyadaki bir- çok ülkede askersel üssü bu- lunanABD, Irak'ıherbakımdan abluka altına almış, petrol ürün- lerine ambargo koymuş değil midir? Yeniden soruyoruz, o halde ABD. Irak'tan ne istiyor? Biz- ce bu sorunun değişik birçok yanıtı olmakla biriikte önemli olanlan şöyle sıralanabilir: BinncisJ, ABD kendisine baş- kaldıran birküçük üçüncü dün- ya ülkesi olan Irak üzerinden bütün dünyaya bir prestij der- si vernek istiyor olabilir. Yine bu tünceden olarak bir süper güç olan ABD, Saddam üze- rindeı bu bölgelerde olacak, olası Saddam özenmelerine gözdağı vermeyi de içine alan gene1 bir gönderme yapmak is- teyetilir. lkircisi, ABD Başkanı Ge- orgeW. Bush'un Irakoperas- yonı/ıu içişlerinin bir malze- mesı olarak kullanmaya daha çok çereksinimi olduğu orta- ya çı-ıyor. Dünyanın tek süper güci. ABD'de yakın tarihin en büyix ekonomik bunalımı ya- şanoğı ve bu bunalımdan da- ha ç:k savaş sektörünün et- kilerJiği uzmanlarca belirtil- mekadir. Ancak Amerikan top- lurnLbu bunalımı bugün tüm açık ğı ile algılayamamış olsa bile o<yanusun göbeğinde bü- yük :ır deprem yaşanıyor ol- duğuıu duyumsamaktadır. Ör- neğ- geçen günlerde ABD borsiJarında yaşanan bunalı- mınjunun ilk habercisi olma özeliğini taşıdığı da son dere- ce axtır. Bu nedente ABD yö- neti-ı. Irak'ta bir savaş çıkar- tarak Amerikan kamuoyunun ilgisini ve dikkatini eksen kay- dırarak dışa çekmeyi deniyor olabilir. Üçüncüsü, savaş, emper- yalizmin doğasında vardır ve emperyalizm özellikle düşüşe geçtiği zaman kanla beslen- mek zorundadır. Bu nedenle, gerekçesi ne olursa olsun, sa- vaşmak bir sonuç değil, em- peryalizmin varlığının ta ken- disidir. (Bu değişmez gerçek anımsanırsa, küreselleşme şampiyonlarının emperyalist odaklannın ağzına bakarak ba- rış ve demokrasi şarkıları söy- lemeleri çok gülünç kaçıyor.) Burada başka bir gerçeğin daha altını çizmek gerekir. Ar- tık emperyalist ülkeler kendi halkını kolay kolay savaş mey- danlarına süremiyor. ABD'nin iki Körfez Savaşı'nda yaptığı gi- bi ileri teknoloji kullanarak ha- va bombardımanlan ile halkla- ra korku salmaya çalışıyor. Ama askerlik yapmış sıradan kişile- rin bile bilebileceği gibi hede- fe ulaşmak ve isteneni teslim almak sonuçta kara birlikleri- ne düşmektedir. Kara birlikle- rinin katılımıyla genişleyen bir savaşta da yenen taraf bile ol- sanız bunun kan bedeli size de yüksek olmaktadır. Bu sa- vaşlarda her iki taraf ileri tek- noloji kullanıyor olsa bile; sa- vaş alanlan, her iki tarafın çok sayıda askerlerine mezar ol- maktadır. Amaç Irak'ı bombalamak değil de Saddam'ı devirmek- se bunun da kaçınılmaz olarak yolu, zorlu ve çetin bir kara ha- rekâtından geçmek durumun- dadır. ABD böylesi bir savaş- taki kan kaybını en aza indir- mek amacıyla kendine satılık kan anyor!.. Kendine en ucuz ve iyi kan merkezi olarak Tür- kiye'yi seçtiğini görüyoruz. Zaman zaman radyo anons- larından duyarız: "Falan has- tanedeyatmakta olan kanama- lı birhasta için 'x' kana ihtiyaç vardır. Kan vermek isteyenle- rin hastanemize başvurmala- n önemle rica olunur." Anon- su duyar duymaz yurttaşlar koşa koşa gider, bir yaşam kurtarmanın mutluluğu içinde seve seve kanını bağışlar. Dik- kat ederseniz bağışlar diyo- ruz, çünkü hiç tanımadığı bir hastaya kan verenler, bunu bir ücret karşılığı değil, bir iyilik olsun diye yapar genellikle. Bir insan ülkesinin bağım- sızlığı için de seve seve kanı- nı verir. Çünkü bu onurlu ve haklı bir savaştır ve bu uğur- da akıtılacak kan için ayrtca bir anonsa da gerek yoktur. Ama bir ulustan başka bir ulu- sun bağımsızlığına gölge dü- şürecek bir savaş için kan akrt- ması isteniyorsa, bu ne iyilik- tir, ne de yurtseverliktir. Çare- sizlik içinde olan bir insanın kanını satarak geçinmesini çağnştıran bir eblehliktir. önemli not: Pentagon, Sad- dam'ın ABD için tehlike ol- madığını söyledi. (Basından) Uberal saçma Deyim Kemal Derviş'in. Turfanda, pek yeni: "Sosyal liberal çoğunluk." Prof. Dr. Korkut Boratav'a sorduk: - Hocam, sosyal liberal ne demek? Yanıtladı: - Zırva tevil götürmez. İçinde yaşadığımız dünyada bu tür saçmalıklar var maalesef. Sosyal liberal olmaz. Terminolojik bir çelişki. Tüm Avaıpa tarihi boyunca sosyal demokratlar ile llberaller karşı kamplarda yer almışlardır ve uzlaşmalan mümkün değildir. Bir soru daha: - Hocam, bu söylemin ardında ne yatıyor? - Türkiye'de, yüzde 9.4'lük bir küçülme sürecinin mimarisini üstlenmiş bir zat, kurtancı olarak lanse ediliyor büyük medya tarafından. Bu, terminolojinin dışında tek başına anlaşılmaz bir pazarlama yöntemidir. Bu pazarlamanın tutup tutmayacağını göreceğiz. Büyük ihtimalle de tutmayacak; çünkü halkın sağduyusu büyük medyanın pazarlama çabalannın çok daha üstünde. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behtcak@turk.net ÇÎZGtLİK KÂMtLMASARACl KEDİ LEVO APTÜÜKA aptulika@studyoimge.com. CMP*YE Üm OCAOİÜRİM. -BAUA (SEN TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 3 Ağustos UCAN KARYOLAİ. fSS4'7E BUeÜN, "UÇAN tOV&OlA "DSNEN AMÇ İLK KEZ SAŞA/&VİA DENSND/. TEKNİK ACH "/T/Ç ÖL- ÇEN ARAÇ " OLAN BU GAHİP NESHE, İ900 KİLOLUtC İKİ ROUS-KOYCE "NENE° TUÜBO JET MOTOftUNUH &IBT etÜTA &ETİRJLMESİ DA YUKAR&AN 8UULA&A/ E62OS AŞAğl ÇEVR.İLMESİYLE £EB.- ' DEUEME Pit-OTU R.T.SHEPHEBD YÖME- TİUİNPE, D/k/A/E MA- VALANlP İHEN üÇAH ve. dikirm p inglliz yapmı bir fkrrier 6*A4kf sava; uçoğı. f göriinûfii. KAtZYOLA, 6ELEC£ĞİAI UÇAKLABIM MuJOEU- YORIHJ. VTOL f/ngilizce *Ver+ical Tak£.-Off a-nd LandUng "i» baç Uarfkn ~) ADI VE&LEAJ &U UÇA/OAK VARIM FureOL SAHASI KADAR BİR. DÛ2JMĞE İNİP KALKASİLECEKLE&&R. ABTtK.. Emekli Bağ-Kur cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. HACER SOYSAL KIRŞEHtR SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'ÎSDEN Sayı: 2002/26 Aşağıda cins, mevkii ve miktarlan yazılı ve tapuda Bayram Kabakçı ve arkadaşlan adına kayıtlı taşımmazın IİK. hükümleri uyannca açık arttırma sureti ile ve umum arasında Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde 03.09.2002 günü saat 09.30-09.45 arasmda satışı yapilacaktır. Aym gün alıcısı çıkmaz ve muhammen bedelin % 75'ini doldurmaz ise aynı yerde ve saatte 13.09.2002 tarihinde satışı ya- pılacaktır. Bu satışa muhammen bedelin % 40 ve sahş masraflannı bulmak şartıyla en çok artırana ihale yapılacaktır. Mahallesi: Yenice: Mevkii: Garipler; Cinsi: Arsa-Ev; Ada Parsel: 2922 A.3 R; Miktan: 339 m2; Tutan: 11.775.600.000.-TL.; Saati: 09.30-09.45. 1- Satış peşin para ile olup talep halinde alıcıya 20 gûne kadar kanuni mehil verilir. 2- Satışa iştirak edeceklerden mu- hammen bedelin % 20'si oranında teminat ahnacaktır. Paydaşlann payının bu bedeli karşılamaması halinde onlardan da teminat alına- rak % 20'ye ulaştınlacaktır. 3- Taşınmaz imar planı içerisinde ajnk 3 kata müsaadeli konut alanında kalmakta olup inşaat sahası 90 m2'dir. Taşınmaz üzerinde 9.741.600.000.-TL. değer biçilen tek katlı ev bulunmaktadır. 4- Satışta damga resmi tellaliye ücreti, tapu masraflan ve % 1 KDV alıcıya aittir. 5- Şartnamesi ilan tarihinden itibaren açık olup, 2002/26 satış sayılı dosya ile adresi tespit edile- meyen paydaşlardan Recep Yılmaz'a satış ılanının tebliği yerine geçmek üzere ilanen duyurulur. 19.07.2002. Basın: 46128 GÖRÜg EMÎN GÜRSES Demokrasllep Savaş Üpeöp ml? Yaklaşık 50 yıldır dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen birçok savaşta dolaylı ya da do- laysız Batılı ülke yönetimlerinin parmağı olduğu bi- linmektedir. Liberal demokrasiyle yünetilen Batılı ülkelerin aralarında savaşmadıkları tezi sık sık iş- lenir, fakat bunlann kendi dışındaki ülkeierde libe- ral demokrasiyi yayma adı altında egemen kılma- ya çalıştıklan emperyal projeleri ve bu yoldaki gay- ri ahlaki çabalan gizlenmeye çalışılır. Batılı liberal demokrasilerde bu kılıcın gölgesin- den yararlanan ülke insanlarının önemli bir kesi- minin Bağdat'a, Belgrad'a hava saldmsını, Afga- nistan'ın bombalanmasını liberal demokrasinin ya- yılması için yararlı bir çaba olarak görmesı için ya- pılan çalışmalarda önemli oranda başanlı olundu, Emperyal projelerine uygun olarak liberal de- mokratik devletler (Ingiltere, Fransa, ABD gibi) kendi şirketlerinin uluslararası operasyonlarına destek vermek için silahlı kuvvetlerini de devreye sokarlar. Shell ve Exxon gibi şirketler, uluslarara- sı ticari faaliyetlerinde ABD istihbarat birimlerinin desteğini alırlar. CIA, ABD'li uluslararası şirketle- rin yöneticilerine operasyonlan için ön bilgi des- teği sağladığını gizlemez. Dünya Bankası, IMF ve özel bankalardan bilgi almada imkânlar sağlanan RAND gibi kuruluşlar ülkesel, bölgesel, uluslara- rası ekonomik raporlar hazırlatmada kullanılır. Kışkırtıcı faaliyetleriyle de Şili ve Nikaragua gibi birçok ülkede olduğu gibi liberal demokrasi adı al- tında seçilmiş yönetimleri tasfiye etmek için yerii işbirlikçilerin kullanılmasına özellikle öncelik ve- ren Batı'nın liberal demokratikdevletleri cebri, ida- ri, ideolojik uygulamalarla değişik projelerini uygu- lama çabalarını sürdürürler. Çevre ülkeierde libe- ral demokratik normları kutsallaştıran etkin grup- lar önemli roller üstlenmişlerdir bu süreçte. Batılı emperyal liberal demokrasiler liberal ka- prtaiist ekonomik alanlar yaratmak ve bunlan kont- rol etmekte yanşıriar. Kendi aralannda savaşmak- tan kaçınmalan, ilişkilerinde barışçı olduklan an- lamına gelmez. İç siyasi sistemlerinin bu tutumda bir etkisi olduğu kadar hegemonya yarışında ça- tışma ve paylaşmanın kâr-zarar hesabını yapma- larının etkisi de önemlidir. Aralarında olası bir ça- tışmanın olanı da kaybetme riski taşıdığını bilirler. BM sözleşmesinin 2/4. maddesine göre BM'ye üye ülkeler birbirinin coğrafi bütünlüğüne ve siya- si bağımsızlığına karşı tehdit ya da güç kullanma- yacaklarını kabul ediyorlar. Batılı liberal demokra- siler Yugoslavya konusunda bu kuralı dikkate al- mamış, Yugoslavya'dan bağımsızlığını ilan eden Hırvatistan ve Slovenya'nın Almanya tarafından ta- nınması ile adeta bir bölgesel etkinlik yanşına gi- rerek çatışmalann önünü açmışlardır. ABD'nin Irak coğrafyasını yeniden biçimlendirme çabası bun- dan farklı değildir. Londra ve VVashington'da plan- ların açıkçayapılması, emperyal merkezlerin ken- di kurallannı başkalan uysun diye dayattığı kanı- sını güçlendirmiştir. Batı'nın propagandasının etkili olduğu açık. Em- peryal merkezler liberal demokrasiyle maskelen- miş ganimet kapma düzenine toz kondurmuyor. Bu sürece karşı çıkanlan anti-demokratik olarak tanımlamalan sonucu şiddet kullanma hakkı da ya- ratılmış oluyor. Liberal alanların genişletilmesi ça- bası diğer ülkelerin sınırlarını yeniden düzenlemek için güç kullanmayı içermeye kadar vardınlıyor. Soğuk Savaş döneminin özgür dünya-komünist blok aynmının yerine bugün liberal demokrasiler- serseri devletler (ve adaylar) anlayışının ikame edil- meye çalışılması Batı cephesinde değişen pek bir şey olmadıgını göstermektedir. Emperyal liberal demokratik devletlerin, çıkar- larını korumak için sürekli silahlanırken, birbirieriy- le savaşmadıklarından dolayı övünmeleri ilginçtir. Batı'nın emperyal liberal demokrasileri, aralann- da yağma konusunda anlaşmazlıklar sürse de li- beral demokrasi projelerine uygun olarak Latin Amerika, Ortadoğu, Güneybatı Asya gibi kendi dı- şındaki coğrafyalarda savaş üretmeye devam edi- yorlar. E-posta: emingurses@yahoo.com Fax:0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/Bodrumil- çesi yakınla- nnda turistik bir yöre. 2/ Din işlerini devlet işlerine kanştırma- yan... Tane. 3/ Acı portakal esansı ve kı- nakına özütü içerensodati- pi... Maksim Gor- ld'nin bir romanı. 4/ Sahip... Iskambilde bir kâğıt... Bir aka- „ demik unvanın kısa yazılışı. 5/ Nükleer etfcinlığın ölçümünde kullanılan birim. 6/ Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmi bir- lik... Tarımda kullanılan azotlu gûbre. 7/Çanta ve ayakkabı yapılan sepilenmiş dana derisi... Argo- da esrar. 8/ Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bö- lümü... Saz, kamış. 9/Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk gibi şeyler. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı turistik bir belde. 2/Kanşıklık, kargaşa... DoğuTimor'unbaş- kenti. 3/Çin felsefesinde, birbirini tamamlayıcı iki karşıt güçten biri... Bakla. fasulye, bezelye gibi ta- ze sebzelerde, içinde tohumlann sıralanmış bulun-^ duğu kabuk. 4/Ağızda güç eriyen bir cins şeker... Birdenbire. 5/Alnınüzerinedüşenkısakesilmişsaç. 6/Birnota... Şüpheci, kuruntulu. 7/SüreyyaDnru'nun bir fılmi... Bir nota... Ilkel bir silah. 8/ Tahtalann pûriizlerini gidermekte kullanılan araç... Trabzon'un bir ilçesi. 9/Kimi giyeceklere sertük vermek için kullanılan bir tür kumaş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear