Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 *ĞUS"»S 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Miçn
Keraal Derviş
Burcan 120 yıl önce Osmanlı Im-
paratcruğu'nun alacaklısı ülkeler, bir
Muhanm ayında çıkanlan kararna-
me ile kandi temsilcileri tarafından yö-
netiler 3üyunu Umumiye Idaresi'ni
kurduryak Osmanlı borçlarının dü-
zenli ösnmesini güvence altına al-
mışlardı Rastlantının bu kadarı! 120
yıl son-c. 2002 yılı başında yine bir
Muharrn ayında çıkanlan Kamu Fi-
nansmnı ve Borç Yönetiminin Dü-
zenlemesi Hakkında Yasa ile de
"Türkiyt Cumhuriyeti adına iç ve dış
borçlannayapma, Hazine geıi öde-
me gamtisi ile Hazine karşı garan-
tisi verrre, hibe alma, devir, ikraz ve
tahsis yo/uyla dış kredi kullandırma,
ikraz youyla kullandınlan dış finans
imkânlannın koşullannı beliıieme ve
yeni ma'i yükümlülük yaratma, bu
borç VB yükümlülüklerle, bundan
kaynak&ıan Hazine alacaklannı yö-
netme, uluslararası ve bölgesel ku-
ruluşlar ie yapılan ekonomik ve ma-
li anlaşrralardan doğan hak ve so-
rumluluUan kullanma" yetkileritek
bir kişiye devredildi: Hazine'den so-
rumlu Devlet Bakanı'na. Yani Ame-
rika'dan.DünyaBankası Başkan Yar-
dımcılığı'ndan gelen Kemal Der-
viş'e.
Kemal Derviş, kısa süreli Amerika
gezisinden dönerdönmez, görevini,
yani "Tü'kiye'nin borçlannın öden-
mesini aacaklılaradına güvence al-
tına alme" yetkisinı bırakma niyetin-
de olmadıgını vurguladı.
Kemal Derviş, erken seçim önce-
si partile' arasmda paylaşılamayan
isim. Kemal Derviş, "sağı ve sözde
solu kucaklayan" geniş bir bütün-
leşme istediğini sezdiren isim.
Kemal Derviş, Türkiye'nin alacak-
lıları adına iktidarda kalmak zorunda.
Derviş'in adı etrafında dolaştınlan
tüm kurguların altında yatan giz de
burada...
ankara kulısi
Atatürh'ün kabtına uymayan yapı
Atatürk'ün kalıtına aykırı olarak dev-
let dairesine dönüştürülmüş bir kurum-
dan kalıtlara saygı göstermesı beklenir
mi? Beklenemeyeceği mahkeme kara-
rıyla belgelenmiş oldu.
Atatürk Kültür Dil veTarih Yüksek Ku-
rumu Atatürk Kültür Merkezi; eğitimcl, ya-
zar, düşün insanı Ismayıl Hakkı Balta-
cıoğlu'nun "Türk'e Doğrv"yaptiıru, ka-
Irtçısı olan çocuklan Fadime Salman ile
Ali Baltacıoğlu ndan izin almadan bas-
tırmış. Hem de, yaprtın içeriğini bozarak.
Baltacıoğlu'nun çocuklan da haklı ola-
rak kurumu dava etmişler.
Demişler ki:
"Baltacıoğlu'nun ulusçuluk ve dev-
rim anlayışı Atatürk'ün Türk devrimi an-
layışıyla ûzdeştir. Türk'e Doğru'da vur-
gulanan, ülküleştirilen 'ulusçuluk: Türk-
çülük' ırkçı, Turancı, Osmanlıcı, Islam-
cı siyasal bir Türkçülük değil, toplum-
bilimsel gelişim sürecine uygun ve bu-
gün anayasamızda tanımını bulan Misak-
ı Milli sınırian içinde kalan Atatürk ulus-
çuluğudur. Yani iradi (istençsel) ve bi-
linçli ulusçuluktur."
Atatürk'ün kalıtına aykın yapılandınl-
mış kurum Ise, Baltacıoğlu'nun kitabını
"izinsiz" basarken tam terslni yapmış. Da-
va dilekçesinden okuyalım:
"Türk'e Doğru 'nun bûtûnûne egemen
olan yazınsal, düşünsel, bilimsel, gû-
zelduyusal özgünlükler; davalının biçlm-
sel, anlamsal, imgesel müdahaleleriyle
bozulmuştur. Davalı kurum, yapıt ûze-
hnde gerçekleştirdiği mûdahalelerle or-
taya koyduğu, zamanın gerisinde ka-
lan, gûnümûzün gereksinimlerine yanıt
vermeyen, toplumsal gelişim sûrecimiz
içehsinde bir evre olarak maziye göm-
düğümüz romantik, duygusal ulusçu-
luk anlayışını siyasallaştınp diriltmeye
çalışmaktadır. Bu, bir imge maniplasyo-
nudur. Dizgeli bir düşüncenin eksenin-
den kaydınlması eylemidir." Baltacıoğ-
lu'nun kitabı basılırken ne glbi anlam
kaydırmalan yapılmış? örneğin, kapak
resmi Selçuklu döneminden kalma Div-
liği Turan Melik Darüşşifası'nda bulu-
nan bir ayrıntıdan seçilmiş. Baltacıoğ-
lu'nun çocuklarının deyimiyle "Tûrk'e
Doğru'nun ortaya koyduğu bilinçli ulus-
çuluk anlayışı, Selçuklu görselliği öne çı-
kanlarak bulandınlmış, yutulmuş."
Daha başka ne yapılmış? Kitaba ek-
lenen sunuş yazıları ile Atatürk ulusçu-
luğuyla özdeşleşmiş "Türk'e Doğrv'öü-
şüncesi siyasallaştnlıp Ihraç edilmeye kal-
kışılmış. "Sadeleştirme" adına da bü-
yük yanlışlar yapılmış. Söz gelimi, Bal-
tacıoğlu'nun "nısıf kûreleri" nitelemesi
"yapı kubbesi" anlamına gelirken "Ek-
vatorun bir tarafı" dhye sadeleştirtlmişl
Sonuç? Atatürk'ün kalıtına aykın ya-
pılanan kurum, Baltacıoğlu'nun kalıtına
da saygı göstermediği için toplam 1 mil-
yar 425 milyon lira maddi ve manevi taz-
minata mahkûm olmuş. Yargıtay da ka-
ran onamış...
Yıllardır Anadolu liseleri ile
yabancı dil programı
uygulayan liselerde,
yurtdışından dışalımı
yapılan kaynak ve eğitim
araçlan kullanılıyordu.
Hitit Yayınevi, "eğitim
aracı" da değil, "ders
kitabı" olarak okutulacak
bir Ingilizce kitabı
yayımladı. Talim Terbiye
Kurulu da kitabı inceledi,
Pahalı kltapta ısrar
"ders kitabı" olarak
onayladı. Milli Eğitim
Bakanlığı, geçen Haziran
ayında bir genelge
yayımlayarak gelecek
eğitim-öğretim yılında
okuilarda okutulacak ve
listesi verilen "ders"
kitaplannın dışında
öğrencilere kitap
kullandınlamayacağını tüm
okullara iletti.
Kimi illerdekl Milli Eğitim
müdürleri ise yasalara,
onaylara, genelgelere
rağmen okuilarda "tthal"
yabancı kitaplann
okutulmasına karar
verdller. Hem de Hitit
Yayınevi'nin bastırdığj
kitabın ederinin 5 milyon
olmasına, yabancı
kitaplann ise 30-50 milyon
lira arasmda değişmesine
rağmen... Ucuz kitap
varken, öğrencilere niye
pahalı kitaplar satılmak
istenir ki? Bilmem..
yabancı kltaplarda ısrar
edenlere sormalı.
Dikkat Kan AranıyorL
SÖNMEZTARGAN
Körfez Savaşı'ndan bu ya-
na sürekli gerilim içinde bulu-
nan Ortadoğu yeni bir savaşın
eşiğinde görünüyor. ABD,
Irak'ta Saddam'ı devirmek ge-
rekçesiyle bu kez kara harekâ-
tınınyoğunluktaolacağı birsa-
vaş çığırtkanlığını uzun zaman-
dır yapıyor ve bu savaşa Tür-
kiye'yi de doğrudan bulaştır-
mak için özel bir çaba harcı-
yor.
ABD Irak'tan ne istiyor?..
Saddam'ın devrilmesinin ger-
çekten ABD'nin çıkarlan açısın-
dan stratejik bir önemi var rrw?
Bu sorulara gerçekçi ve doğ-
ru yanıtlar verebilmek için
ABD'nin bir bütün olarak böl-
gedeki konumuna ve etkisine
bakmak gerek. öncelikle be-
lirtmek gerekirse baştaTürki-
ye olmak üzere ABD, Ortado-
ğu ve Kafkaslar'a, hatta Hazar
Havzası ve Orta Asya'ya de-
ğin uzanan geniş bir coğrafya-
yı hem siyasal, hem ekono-
mik -Afganistan'da yaşanan
son silahlı kanşmalarla- hem de
askersel olarak yönlendirebil-
mektedir. Buralardaki doğal
enerji kaynaklarını, kendi ener-
ji politikalarının birer parçası
olarak, dünya pazarlannda de-
netim ve gözetim altında tuta-
bilmektedir.
Kaldı ki yukarıda değindiği-
miz bu geniş coğrafyadaki bir-
çok ülkede askersel üssü bu-
lunanABD, Irak'ıherbakımdan
abluka altına almış, petrol ürün-
lerine ambargo koymuş değil
midir?
Yeniden soruyoruz, o halde
ABD. Irak'tan ne istiyor? Biz-
ce bu sorunun değişik birçok
yanıtı olmakla biriikte önemli
olanlan şöyle sıralanabilir:
BinncisJ, ABD kendisine baş-
kaldıran birküçük üçüncü dün-
ya ülkesi olan Irak üzerinden
bütün dünyaya bir prestij der-
si vernek istiyor olabilir. Yine
bu tünceden olarak bir süper
güç olan ABD, Saddam üze-
rindeı bu bölgelerde olacak,
olası Saddam özenmelerine
gözdağı vermeyi de içine alan
gene1
bir gönderme yapmak is-
teyetilir.
lkircisi, ABD Başkanı Ge-
orgeW. Bush'un Irakoperas-
yonı/ıu içişlerinin bir malze-
mesı olarak kullanmaya daha
çok çereksinimi olduğu orta-
ya çı-ıyor. Dünyanın tek süper
güci. ABD'de yakın tarihin en
büyix ekonomik bunalımı ya-
şanoğı ve bu bunalımdan da-
ha ç:k savaş sektörünün et-
kilerJiği uzmanlarca belirtil-
mekadir. Ancak Amerikan top-
lurnLbu bunalımı bugün tüm
açık ğı ile algılayamamış olsa
bile o<yanusun göbeğinde bü-
yük :ır deprem yaşanıyor ol-
duğuıu duyumsamaktadır. Ör-
neğ- geçen günlerde ABD
borsiJarında yaşanan bunalı-
mınjunun ilk habercisi olma
özeliğini taşıdığı da son dere-
ce axtır. Bu nedente ABD yö-
neti-ı. Irak'ta bir savaş çıkar-
tarak Amerikan kamuoyunun
ilgisini ve dikkatini eksen kay-
dırarak dışa çekmeyi deniyor
olabilir.
Üçüncüsü, savaş, emper-
yalizmin doğasında vardır ve
emperyalizm özellikle düşüşe
geçtiği zaman kanla beslen-
mek zorundadır. Bu nedenle,
gerekçesi ne olursa olsun, sa-
vaşmak bir sonuç değil, em-
peryalizmin varlığının ta ken-
disidir. (Bu değişmez gerçek
anımsanırsa, küreselleşme
şampiyonlarının emperyalist
odaklannın ağzına bakarak ba-
rış ve demokrasi şarkıları söy-
lemeleri çok gülünç kaçıyor.)
Burada başka bir gerçeğin
daha altını çizmek gerekir. Ar-
tık emperyalist ülkeler kendi
halkını kolay kolay savaş mey-
danlarına süremiyor. ABD'nin
iki Körfez Savaşı'nda yaptığı gi-
bi ileri teknoloji kullanarak ha-
va bombardımanlan ile halkla-
ra korku salmaya çalışıyor. Ama
askerlik yapmış sıradan kişile-
rin bile bilebileceği gibi hede-
fe ulaşmak ve isteneni teslim
almak sonuçta kara birlikleri-
ne düşmektedir. Kara birlikle-
rinin katılımıyla genişleyen bir
savaşta da yenen taraf bile ol-
sanız bunun kan bedeli size
de yüksek olmaktadır. Bu sa-
vaşlarda her iki taraf ileri tek-
noloji kullanıyor olsa bile; sa-
vaş alanlan, her iki tarafın çok
sayıda askerlerine mezar ol-
maktadır.
Amaç Irak'ı bombalamak
değil de Saddam'ı devirmek-
se bunun da kaçınılmaz olarak
yolu, zorlu ve çetin bir kara ha-
rekâtından geçmek durumun-
dadır. ABD böylesi bir savaş-
taki kan kaybını en aza indir-
mek amacıyla kendine satılık
kan anyor!.. Kendine en ucuz
ve iyi kan merkezi olarak Tür-
kiye'yi seçtiğini görüyoruz.
Zaman zaman radyo anons-
larından duyarız: "Falan has-
tanedeyatmakta olan kanama-
lı birhasta için 'x' kana ihtiyaç
vardır. Kan vermek isteyenle-
rin hastanemize başvurmala-
n önemle rica olunur." Anon-
su duyar duymaz yurttaşlar
koşa koşa gider, bir yaşam
kurtarmanın mutluluğu içinde
seve seve kanını bağışlar. Dik-
kat ederseniz bağışlar diyo-
ruz, çünkü hiç tanımadığı bir
hastaya kan verenler, bunu bir
ücret karşılığı değil, bir iyilik
olsun diye yapar genellikle.
Bir insan ülkesinin bağım-
sızlığı için de seve seve kanı-
nı verir. Çünkü bu onurlu ve
haklı bir savaştır ve bu uğur-
da akıtılacak kan için ayrtca
bir anonsa da gerek yoktur.
Ama bir ulustan başka bir ulu-
sun bağımsızlığına gölge dü-
şürecek bir savaş için kan akrt-
ması isteniyorsa, bu ne iyilik-
tir, ne de yurtseverliktir. Çare-
sizlik içinde olan bir insanın
kanını satarak geçinmesini
çağnştıran bir eblehliktir.
önemli not: Pentagon, Sad-
dam'ın ABD için tehlike ol-
madığını söyledi. (Basından)
Uberal
saçma
Deyim Kemal Derviş'in.
Turfanda, pek yeni:
"Sosyal liberal
çoğunluk." Prof. Dr.
Korkut Boratav'a
sorduk:
- Hocam, sosyal liberal
ne demek?
Yanıtladı:
- Zırva tevil götürmez.
İçinde yaşadığımız
dünyada bu tür
saçmalıklar var
maalesef. Sosyal liberal
olmaz. Terminolojik bir
çelişki. Tüm Avaıpa
tarihi boyunca sosyal
demokratlar ile llberaller
karşı kamplarda yer
almışlardır ve
uzlaşmalan mümkün
değildir.
Bir soru daha:
- Hocam, bu söylemin
ardında ne yatıyor?
- Türkiye'de, yüzde
9.4'lük bir küçülme
sürecinin mimarisini
üstlenmiş bir zat,
kurtancı olarak lanse
ediliyor büyük medya
tarafından. Bu,
terminolojinin dışında
tek başına anlaşılmaz bir
pazarlama yöntemidir.
Bu pazarlamanın tutup
tutmayacağını
göreceğiz. Büyük
ihtimalle de tutmayacak;
çünkü halkın sağduyusu
büyük medyanın
pazarlama çabalannın
çok daha üstünde.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behtcak@turk.net
ÇÎZGtLİK KÂMtLMASARACl
KEDİ LEVO APTÜÜKA aptulika@studyoimge.com.
CMP*YE Üm OCAOİÜRİM.
-BAUA (SEN
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 3 Ağustos
UCAN KARYOLAİ.
fSS4'7E BUeÜN, "UÇAN tOV&OlA "DSNEN AMÇ
İLK KEZ SAŞA/&VİA DENSND/. TEKNİK ACH "/T/Ç ÖL-
ÇEN ARAÇ " OLAN BU GAHİP NESHE, İ900 KİLOLUtC
İKİ ROUS-KOYCE "NENE° TUÜBO JET MOTOftUNUH &IBT
etÜTA &ETİRJLMESİ
DA YUKAR&AN
8UULA&A/ E62OS
AŞAğl ÇEVR.İLMESİYLE £EB.-
' DEUEME
Pit-OTU R.T.SHEPHEBD YÖME-
TİUİNPE, D/k/A/E MA-
VALANlP İHEN üÇAH
ve. dikirm p
inglliz yapmı bir fkrrier
6*A4kf sava; uçoğı.
f
göriinûfii.
KAtZYOLA, 6ELEC£ĞİAI UÇAKLABIM MuJOEU-
YORIHJ. VTOL f/ngilizce *Ver+ical Tak£.-Off a-nd
LandUng "i» baç Uarfkn ~) ADI VE&LEAJ &U UÇA/OAK
VARIM FureOL SAHASI KADAR BİR. DÛ2JMĞE İNİP
KALKASİLECEKLE&&R. ABTtK..
Emekli Bağ-Kur cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
HACER SOYSAL
KIRŞEHtR SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'ÎSDEN
Sayı: 2002/26
Aşağıda cins, mevkii ve miktarlan yazılı ve tapuda Bayram Kabakçı ve arkadaşlan adına kayıtlı taşımmazın IİK. hükümleri uyannca
açık arttırma sureti ile ve umum arasında Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde 03.09.2002 günü saat 09.30-09.45 arasmda satışı
yapilacaktır. Aym gün alıcısı çıkmaz ve muhammen bedelin % 75'ini doldurmaz ise aynı yerde ve saatte 13.09.2002 tarihinde satışı ya-
pılacaktır. Bu satışa muhammen bedelin % 40 ve sahş masraflannı bulmak şartıyla en çok artırana ihale yapılacaktır.
Mahallesi: Yenice: Mevkii: Garipler; Cinsi: Arsa-Ev; Ada Parsel: 2922 A.3 R; Miktan: 339 m2; Tutan: 11.775.600.000.-TL.; Saati:
09.30-09.45. 1- Satış peşin para ile olup talep halinde alıcıya 20 gûne kadar kanuni mehil verilir. 2- Satışa iştirak edeceklerden mu-
hammen bedelin % 20'si oranında teminat ahnacaktır. Paydaşlann payının bu bedeli karşılamaması halinde onlardan da teminat alına-
rak % 20'ye ulaştınlacaktır. 3- Taşınmaz imar planı içerisinde ajnk 3 kata müsaadeli konut alanında kalmakta olup inşaat sahası 90
m2'dir. Taşınmaz üzerinde 9.741.600.000.-TL. değer biçilen tek katlı ev bulunmaktadır. 4- Satışta damga resmi tellaliye ücreti, tapu
masraflan ve % 1 KDV alıcıya aittir. 5- Şartnamesi ilan tarihinden itibaren açık olup, 2002/26 satış sayılı dosya ile adresi tespit edile-
meyen paydaşlardan Recep Yılmaz'a satış ılanının tebliği yerine geçmek üzere ilanen duyurulur. 19.07.2002. Basın: 46128
GÖRÜg
EMÎN GÜRSES
Demokrasllep
Savaş Üpeöp ml?
Yaklaşık 50 yıldır dünyanın çeşitli bölgelerinde
meydana gelen birçok savaşta dolaylı ya da do-
laysız Batılı ülke yönetimlerinin parmağı olduğu bi-
linmektedir. Liberal demokrasiyle yünetilen Batılı
ülkelerin aralarında savaşmadıkları tezi sık sık iş-
lenir, fakat bunlann kendi dışındaki ülkeierde libe-
ral demokrasiyi yayma adı altında egemen kılma-
ya çalıştıklan emperyal projeleri ve bu yoldaki gay-
ri ahlaki çabalan gizlenmeye çalışılır.
Batılı liberal demokrasilerde bu kılıcın gölgesin-
den yararlanan ülke insanlarının önemli bir kesi-
minin Bağdat'a, Belgrad'a hava saldmsını, Afga-
nistan'ın bombalanmasını liberal demokrasinin ya-
yılması için yararlı bir çaba olarak görmesı için ya-
pılan çalışmalarda önemli oranda başanlı olundu,
Emperyal projelerine uygun olarak liberal de-
mokratik devletler (Ingiltere, Fransa, ABD gibi)
kendi şirketlerinin uluslararası operasyonlarına
destek vermek için silahlı kuvvetlerini de devreye
sokarlar. Shell ve Exxon gibi şirketler, uluslarara-
sı ticari faaliyetlerinde ABD istihbarat birimlerinin
desteğini alırlar. CIA, ABD'li uluslararası şirketle-
rin yöneticilerine operasyonlan için ön bilgi des-
teği sağladığını gizlemez. Dünya Bankası, IMF ve
özel bankalardan bilgi almada imkânlar sağlanan
RAND gibi kuruluşlar ülkesel, bölgesel, uluslara-
rası ekonomik raporlar hazırlatmada kullanılır.
Kışkırtıcı faaliyetleriyle de Şili ve Nikaragua gibi
birçok ülkede olduğu gibi liberal demokrasi adı al-
tında seçilmiş yönetimleri tasfiye etmek için yerii
işbirlikçilerin kullanılmasına özellikle öncelik ve-
ren Batı'nın liberal demokratikdevletleri cebri, ida-
ri, ideolojik uygulamalarla değişik projelerini uygu-
lama çabalarını sürdürürler. Çevre ülkeierde libe-
ral demokratik normları kutsallaştıran etkin grup-
lar önemli roller üstlenmişlerdir bu süreçte.
Batılı emperyal liberal demokrasiler liberal ka-
prtaiist ekonomik alanlar yaratmak ve bunlan kont-
rol etmekte yanşıriar. Kendi aralannda savaşmak-
tan kaçınmalan, ilişkilerinde barışçı olduklan an-
lamına gelmez. İç siyasi sistemlerinin bu tutumda
bir etkisi olduğu kadar hegemonya yarışında ça-
tışma ve paylaşmanın kâr-zarar hesabını yapma-
larının etkisi de önemlidir. Aralarında olası bir ça-
tışmanın olanı da kaybetme riski taşıdığını bilirler.
BM sözleşmesinin 2/4. maddesine göre BM'ye
üye ülkeler birbirinin coğrafi bütünlüğüne ve siya-
si bağımsızlığına karşı tehdit ya da güç kullanma-
yacaklarını kabul ediyorlar. Batılı liberal demokra-
siler Yugoslavya konusunda bu kuralı dikkate al-
mamış, Yugoslavya'dan bağımsızlığını ilan eden
Hırvatistan ve Slovenya'nın Almanya tarafından ta-
nınması ile adeta bir bölgesel etkinlik yanşına gi-
rerek çatışmalann önünü açmışlardır. ABD'nin Irak
coğrafyasını yeniden biçimlendirme çabası bun-
dan farklı değildir. Londra ve VVashington'da plan-
ların açıkçayapılması, emperyal merkezlerin ken-
di kurallannı başkalan uysun diye dayattığı kanı-
sını güçlendirmiştir.
Batı'nın propagandasının etkili olduğu açık. Em-
peryal merkezler liberal demokrasiyle maskelen-
miş ganimet kapma düzenine toz kondurmuyor.
Bu sürece karşı çıkanlan anti-demokratik olarak
tanımlamalan sonucu şiddet kullanma hakkı da ya-
ratılmış oluyor. Liberal alanların genişletilmesi ça-
bası diğer ülkelerin sınırlarını yeniden düzenlemek
için güç kullanmayı içermeye kadar vardınlıyor.
Soğuk Savaş döneminin özgür dünya-komünist
blok aynmının yerine bugün liberal demokrasiler-
serseri devletler (ve adaylar) anlayışının ikame edil-
meye çalışılması Batı cephesinde değişen pek bir
şey olmadıgını göstermektedir.
Emperyal liberal demokratik devletlerin, çıkar-
larını korumak için sürekli silahlanırken, birbirieriy-
le savaşmadıklarından dolayı övünmeleri ilginçtir.
Batı'nın emperyal liberal demokrasileri, aralann-
da yağma konusunda anlaşmazlıklar sürse de li-
beral demokrasi projelerine uygun olarak Latin
Amerika, Ortadoğu, Güneybatı Asya gibi kendi dı-
şındaki coğrafyalarda savaş üretmeye devam edi-
yorlar.
E-posta: emingurses@yahoo.com
Fax:0212 513 85 95
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/Bodrumil-
çesi yakınla-
nnda turistik
bir yöre. 2/
Din işlerini
devlet işlerine
kanştırma-
yan... Tane. 3/
Acı portakal
esansı ve kı-
nakına özütü
içerensodati-
pi... Maksim Gor-
ld'nin bir romanı. 4/
Sahip... Iskambilde
bir kâğıt... Bir aka- „
demik unvanın kısa
yazılışı. 5/ Nükleer
etfcinlığın ölçümünde
kullanılan birim. 6/
Serbest meslek
adamlarını içinde
toplayan resmi bir-
lik... Tarımda kullanılan azotlu gûbre. 7/Çanta ve
ayakkabı yapılan sepilenmiş dana derisi... Argo-
da esrar. 8/ Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bö-
lümü... Saz, kamış. 9/Yatak doldurmaya yarayan
yün, pamuk gibi şeyler.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı turistik bir
belde. 2/Kanşıklık, kargaşa... DoğuTimor'unbaş-
kenti. 3/Çin felsefesinde, birbirini tamamlayıcı iki
karşıt güçten biri... Bakla. fasulye, bezelye gibi ta-
ze sebzelerde, içinde tohumlann sıralanmış bulun-^
duğu kabuk. 4/Ağızda güç eriyen bir cins şeker...
Birdenbire. 5/Alnınüzerinedüşenkısakesilmişsaç.
6/Birnota... Şüpheci, kuruntulu. 7/SüreyyaDnru'nun
bir fılmi... Bir nota... Ilkel bir silah. 8/ Tahtalann
pûriizlerini gidermekte kullanılan araç... Trabzon'un
bir ilçesi. 9/Kimi giyeceklere sertük vermek için
kullanılan bir tür kumaş.