29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2002 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER s@cumhuriyet.com.tr AÇI MUMTAZ SOYSAL Plansızlık Olimpiyadı MAKET çok çpüzel olmalıydı: Ferahlık duygu- s u verecek biçimde sahanın üç yanını çevrele- yen apaçık tribünler ve tek bir kapalı tribün. Fe- rahlığın üzerine gökyüzünde süzülürcesine kon- durulmuş fiyakaJı bir yarım ay. Neredeyse hilal gibi incelip sporseverlerle birtikte havalanacak. Görenler hayran kalmıştır. Projenin mimarı, mutlaka, başka türlü ger- çekleştirerneyecegi birfantezisini ortaya koymuş olmaktan memnundu hertıalde. Olsaolsa, baş- ka mimariar ara-sında, hilalvari tek tribün da- mından esinlenerek "Bon pour l'Orient", yani "Şark için iyi sayılır" diyenler çıkmış olabilir. "Peki, yağmurlu ya da kızgın güneşli havalar- da o tribünde oturmayan öbürseyircilerne ya- pacak? Rüzgâr cfaha çok hangiyönden esiyor? Bunlar hesaplandı mı acaba?" diye içlerinden sorarak. Birincisi kadar "esfe&7c"olmayan ikinci tribün belki böyle sorular üzerine yapılmıştır. Işlevsel- lik, elbette estetik kadar önemli. Mimar, hertıalde, ulaşım sorununu, stada on binlerce kişinin nasıl gelip gideceğini düşünmekle görevli değildi. Ona, arsa gösteril- miş, kapasrte veri Imiş, buna göre proje önerme- si istenmiştir. Yol konusunu düşünmek başka- larının işiydi. BeJediyenin, devletin, bakanlıkla- rın. En başta da, Istanbul'un olimpiyat adaylığı do- layısıyla böyle bi r stat yapımına önayak olan Olimpiyat Komitesi'nin, daha doğrusu herkes- ten önce "Olimpfyat Hazırtama ve Dûzenleme Kurulu'nun. Artık başka dünyalara göç eden Metin Toker, sorunlarkarşısında rahat durmayan aklını bu ko- nuya da takmıştı: Olimpiyat adaylığını yakın ge- lecekte Istanbul'a verdirtmeye çalışmak ne de- rece gerçekçi bir çabaydı? Bu amaçla çıkanlan yasanın sağladığı kaynaklar ne ölçüde yerinde kullanılmaktaydı? Binbir hesabın döndüğü böy- le bir adaylık yanşması ortamında fıldır fıldır dünyayı dolaşıp durmak akıl kârı mıydı? Kay- naklann her şeyden önce sporcu gençlik yetiş- tirmek ve sonra d a tesisleriyle adayhğa layık bir Istanbul yaratmak için uzun vadede daha doğ- ru harcanması mümkün değil miydi? Kısacası, iyi bir planlama demekti bu. Her şey- de olduğu gibi. Ekonomik ve sosyal kalkın- mada da, AB ilişkilerinde de, Kıbrıs sorununda da, eğitimdede, spordada. En azından, anaçiz- gileriyte "stratejikplanlama" olarak. Geçen akşam, eşgüdüm sağlanıp gerekli alt- yapı tamamlanmadan, 80 bin insanı "kobay" ye- rine koyarak girişilen apar topar "stataçma" de- nemesi böyle bir eksik yaklaşımın ne gibi du- rumlara yol açacağını feci biçimde gösterdi. Yine de yararsız sayılmaz. Ders alınabilmiş- seeğer. Captain Dragırf GÜMÜŞLÜK-BODRUM Bodnun'un do&ai kalaa »on koylarutdan KOYUNBABAT)A lKişiT.P -28.000.000 TL 0 - 6- yaj ücrettiz, 6 • 12 yas % 50 indirünli, açık bfife kahvalfa öğle yemegi, 5 çayı, açık büfe akf un yemeği, Çocuk ve büyükler için havuz, TV Salonu - Bar - Şark köşesi Gazeteniz, kitaplanıur bizden Tel: (252) 388 66 25 - 26 Fax (252) 388 66 27 Cep(O532)265 7845 Sağlık. Danışmanlık ve Estetik Merkezl HÜLYA ŞENAKTAŞ (yeni adresinde) Şeyhresmi Mahallesi, BaşhocaSok.No:61,lnciApt Yavuzselim/Fatih/ISTANBUL Tel. Iş: (0 212) 635 74 53, (0 212) 525 38 03 GSM: (0532) 324 3312 Kıbns... Av. Sadlk ERDOGAN Ankara Barosu Başka A nkara Barosu, ge- çen yü Aralık ayın- da Sayın Denk- taş'ın da katıldığı bir ulusal konfe- rans düzenlemişti. Nisan ayında Lefkoşa Barosu ile birlikte Kıb- ns'ta, geçen Haziran ayında da Mersin ve Giresun'da gerçekleş- tirilen etkinliklerden sonra 16-20 Temmuz 2002 tarihleri arasında Antalya'da 4 gün süren bir ulus- lararası konferans, Istanbul'da da bir panel düzenleyerek "Kıbns sonınaw nu ele aldı. Antalya Barosu'nun da deste- ğiyle gerçekleştirilen uluslarara- sı konferansa, Portekiz'den Çin'e kadar dünya ûlkelerinin baro baş- kanlan, uluslararası hukukçu bi- lim adamlan ile Türkiye barola- nrun başkanlan ve bilim adamla- nmız katıldılar. Keza, Yeditepe Üniversitesi ile birlikte düzenlenen îstanbul'daki panelde de yine Kanada'dan în- giltere'ye değin çeşitli ülkelerin bilim adamlan, KKTC Yüksek Mahkemesi ile KKTC basınının temsilcileri hazır bulundular. Her iki toplantıda gerek Doğu Akdeniz'de banş, istikrar ve gü- venliğin sağlanması ve gerekse Avrupa Birliği ile ilişkiler bağla- mında "Kıbns sorumı"nun öne- mi üzerinde duruldu. Konu, ulus- lararası hukuk ve Kıbns'a ilişkin uluslararası sözleşmeler kapsa- mında ele alınıp tartışüdı. Peki neden "Kıbns''? Bu top- lantilarda ortaya çıkan sonucun da gösterdiği gibi, bugün Kıbns, dün- yanın ön cephesi konumundadır. Gerek Türkiye'nin Batı ile ilişki- lerinde, gerek bölgede ve gerek- se dünya çapında sürdürülen he- gemonya mücadelesinde bugün "Kıbns sorunu* tayin edici önem- dedir. Batı, Türkiye'yi 4 cepheden sı- bştınyor: 1) Ermeai sorunu, 2) Ege so- runu, 3) Kuzey Irak sorunu ve 4) Kıbns sorunu. "Enneni sorunu" konusunda Türkiye'nin geçmişte bir "Enne- ni soykmmı"nı gerçekleştirdıği- m nin kabul edilmesi istenmekte, giderek bunun için tazminat öde- mesi talep edilmektedir. Plana göre, şayet bu kabul ettirilebile- cek olursa arkasından toprak ta- lebi gelecektir. "Ege sorunu''nda karasulan, kıta sahanlığı ve Ege adalannın Lozan'la belirlenen statüsü ko- nusunda Türkiye'nin taviz ver- mesi istenmekte, gerekirse bu ko- nulann Lahey gibi uluslararası kuruluşlara götürülerek, buralar- dan çıkacak kararlann peşinen kabul edileceğinin Türkiye tara- findan ilanı istenmektedir. "Kuzey Irak sorumTnda ise Türkiye'nin olası bir Irak müda- halesine destek vermesi, Kuzey Irak'ta kurulacak kukla bir Kürt de\'letininhamisi olması, kısaca- sı Ortadogu'da ABD'nin jandar- mahğı rolünü üstlenmesi daya- hlmaktadır. "KJbnssorunu"nagelince, Tür- kiye'nin Kıbns devletine vücut veren Londra ve Zürih antlaşma- lanndan doğan garantörlük hak- lanndan vazgeçmesi, Kıbns'taki Türklere azınlık hakla verilmesiy- le yetinmesi istenmektedir. Güney Kıbns Rum kesimini tüm adanın tek meşru temsilcisi kabul eden Batı'nın bu konudakı planı şu- dur: Güney FCıbns Rum kesimi- nin Avrupa Birliği üyeliği için yaptığı tek taraflı başvuru esas ahnarak Kıbns Avrupa Birliği'ne alınacak ve böylece tüm Kıbns Adası, AB topragı kabul edile- rek, zaten şimdiden "işgald" ilan ettikleri Türkiye'nin Ada'dan çe- kilmesi, Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin adayı terketmesi istenecek- tir. Bunu kabul etmeyecek olan Türkiye'ye AB üyeliğini ret ve ekonomik ambargolar dahil her türlü yaptınm uygulanacaktır. Bu dört sorun, yani Ermeni, Ege, Kuzey Irak ve Kıbns sorun- lannın hepsi, asünda bir paketin unsurlandır. özellikle Kıbns ve Kuzey Irak sorunlan birbiriyle yakından bağlantıhdır. Zaten dik- kat edilirse ne zaman Kuzey Irak sorunu alevlenirse Kıbns da gün- deme getirilmektedir. Veya Kıb- ns söz konusu olduğunda, Kuzey Irak sorunu da hemen devreye sokulmaktadır. Kısacası Türkiye, AB üzerin- den tehdit edilerek Kıbns'taki meşru haklanndan vazgeçmeye zorlanmakta; Kıbns konusunda sıkıştınlarak Kuzey Irak'a yapı- lacak olası bir müdahalede aknf rol alması istenmektedir. Türkiye direniyor: Işte bütün bu tehditlere karşı Türkiye dire- niyor. Bugün, ekonomisinden si- yasetine kadar Türkiye'nin bir çıkmaz içine düşürülmeye çalışıl- masının nedeni budur. Türkiye nasıl direniyor? Somut olarak ifade edecek olursak; iki temel konuda, yani Kıbns ve Ku- zey Irak konusunda Türkiye 'nin, Milli Güvenlik Kunılu karan ola- rak da ortaya çıkan ve resmen açıklanan tutumu şudur. 1) Kıbns Rum kesiminin tek taraflı başvurusu ile tüm Kıbns Avrupa Birliği'ne alınacak olur- sa Türkiye, KKTC ile entegras- yon, yani bütünleşme dahil her tür- lü önlemi alacaktır. 2) Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğünü ısrar- la savunmaktadır. Irak'a yapıla- cak bir müdahale ile bunun ihlal edilip Kuzey Irak'a kukla bir Kürt devletinin kurulmasmı Türkiye savaş nedeni saymaktadır. Işte, Ankara Barosu'nun "Kıb- ns sorunu''nun hukuksal ve si- yasal boyutlanyla böylesine ya- kından ilgilenmesinin nedeni bu- dur. Bazılan "AB'yegidenyohm Di- yarbakn"'dan geçtiğmi" söylese- ler de gelişmeler gösteriyor ki "AB'ninyoluLeftoşa'dabitmek- tedn-" Hukuksal boyutbn: Gelelim düzenledığımız uluslararası kon- feransta konunun ortaya çıkan hukuksal boyutlanna: Güney Kıb- ns Rum Yönetimi'nin, AB'ye yapnğı tek taraflı başvuru Zürih ve Londra antlaşmalan ile Kıbns Anayasası'na aykındır. Bu bel- gelere göre Kıbns'ın bu ulusla- rarası kuruluşa katılabilmesi için, Kıbns halkının her iki kesiminin de onayının almması ve katılına- cak kuruluşun Türkiye ve Yuna- nistan'ın eşzamanlı olarak üye bulunduklan bir kuruluş olması gerekir. Yani, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin AB'ye katılmak üzere yaptığı başvuru, başvuran bu yönerimin tüm Kıbns'ı tek ba- şına temsile yetkili ohnamasının yani sua, Kıbns devletine vücut veren temel belgelere de aylon- dır. Böyle birbaşvurunun bırakı- nız kabul edihnesini, görüşülme- si dahi uluslararası anlaşmalann ihlalidir. AB'nin roiü: Temel sorun, Kıb- ns gibi konulara emperyalistlerin müdahalesini kabul edip etme- mektir. Kıbns sorununun Kıb- ns'ta yaşayan Türk ve Rum halk- lannın sorunu olduğu, bunlar ve Türkiye ile Yunanistan arasında -haydi bilemediniz Kıbns'ta ya- şayan halklar ile "garantör dev- leöer" olarak anılan Türkiye, Yu- nanistan ve Ingiltere arasında- ele alınıp çözümlenmelidir. Nitekim konuya Avrupa Birli- ği taranndan el atildıktan sonra çö- züm daha da güçleşmiştir. AB yetkilileri bugün, taraflar arasuı- da sürdürülen ikili görüşmeler bir çözüme ulaşmasa dahi Güney Kıbns Rum kesiminin üyelik baş- vurusunun kabul edileceğini açık- ça ilan etmekte ve bu sorun çö- zümlenmediği sürece Türkiye'nin üyelik başvurusunun ise kabul edikneyeceğini belirtmektedirler. Bu koşullarda, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin ve Yunanistan'ın çözüme yöneuk adımlaratması za- ten mümkün değildir. Çünkü, an- laşmakta bir yararlan kalmamış- tır. Anlaşılan o ki, Kıbns ve Ege gi- bi ulusal sorunlan, uluslararası platformlardan uzak tutmak zo- rundayız. Küresefleşmenin seçeneği: Bu- gün AB'ye bel bağlayan güçler tüm planlannı dünyanın "tekkn- tuphı" olacağı varsayımına da- yandırmaktadırlar. Yanılgılan bu- radadır. Oysa, bilinen deyimle, "Yenibirdünyakurubcakve Tür- kiye deyerinialacaknr". Sanıldı- ğı gibi "küresdkşme''nin alterna- tıfî, daranlamda milliyetçiük de- ğil, emperyahst tehdit alnnda bu- lunan mazlum ülkelerin enternas- yonalist dayanışmasıdır. Yaşlılık - İhtiyarlık... MEDISA CEM YAYEVEVİ Küçükparmakkapı Ipek Sokağı No:10 80060 Beyo^u-lstanbul Tel: (0212) 293 41 70 Faks: (0212) 244 15 33 Mtabın geliri Nâzım Hıkmet Kültür ve Sanat Vakfı'na bırakılacaktır. Dr.KritonDİNÇMEN B elki de, başhktaki üdkelimeninbirbi- rinin aynısı oldu- ğunu zannedenler vardır. Ancak, önemle belirtilme- si gerekir ki, özellikle bi- yolojik açıdan, her kelime bir diğerinden farklı, iki ayn kavramı ifade etmek- tedir. Yaşhfak'ın fizyolojik bir sureç olmasına karşı, ttıtf- yarhk patolojik bir anlam taşımaktadır. Yaşlanma'yı herhangi bir organizmanuı, hatta, canlı ya da cansız herhan- gi birmaddenin, belirgin bir zaman süresi içinde, ken- di temel yapısının yıpran- ması sonunda, kendisinde mevcut özellikleruı ve do- layısıyla kendisinin bir za- manlar göstermekte oldu- ğu işlevlerin (fonksiyonla- rm) kaütesinin düşmesi ola- rak tanımlayabiliriz. Kolayca anlaşüıyor ki, cansızlarda yaşlanmanın tamamen maddi alanda az ya da çok bir kaybın ifade- si olmasına karşın, canlılar- daki düşüş fizyolojik, ruh- sal ve toplumsal alanda kendisini gösterir. Vurgulanması gerekir ki, yaştanma'dagerçek anlam- da ve mutlak bir kayıp hiç görühnez; olay bir yavaş- lama, birzayıflamadan iba- rettır. Kaldı ki, kişinin, ya- şamının ilk yıllannda edin- miş olduğu kavrama, de- ğerlendirme, benzerleri bi- rini öbüründen ayırabilme, düşünme ve de düşüncele- rini topariayıp onlan söz- sel ifade edebilme, hiddet ve hzgınlık dürtülerini op- timal bir düzeyde tutabil- me, kendi öz dûrumunu al- gılayabilme gibi üst düzey ruhsal yetilerinin (meleke- lerinin) ve de edinilen bil- gi yükünün oranında ruh- sal alandaki bu "yavaşla- ma" ve "zajTflama" süre- cinin olabildiğince geç baş- ladığı ve hafif geçtıği gö- rülür. Ne var ki, yetersiz bir ego, yetersiz bir kişilik organizasyonu gösteren, düşünme yetisi yoksul ve sığ olan kimselerle ileri yaşlarda bencillik, inatçı- hk, hırçınhk, birbirini takip eden saldırganlık ve riya- kârlık halleri, etraftakile- rine karşı kuşku (şüphe) halleri görülür. Sadece canlılan ilgilen- diren ihtivarhk'a gelince, olay, tamamen farklıdır. Burada belirgin anatomo- patolojik ve de psikopato- lojik bulgunun varlığı söz konusudur; yani fızyolo- jikbir yıpranma değil, tam tersine, patolojik bir yıkım- dan söz edilir. Beyinde, yaşhhkta gö- rülmesi beklenen bazı or- ganık, anatomopatolojik değişikliklerle kıyaslan- mayacak ve ancak ihtiyar- lık durumunda ortaya çdcan ve ihtiyarlık'a özgü belir- riler saptanır. Ve, bu orga- nik belirtilerin, yani sıra gitgide artan ve geri dönü- şümü söz konusu olmayan bellek (hafiza) ve dikkat bozukluklan, yenüeşme ve değişmeden korkma, söz- cük (kelime) bulamama, konuşma güçlükleri, ço- cuklaşma, çocukça bir za- vallılık içinde acayip gü- lümsemeler, kişilik gücü ve organizasyonunda yı- kım, olaylan değrelendir- mede kayıp ve de kendisin- de gelişmekte olan vahim değişikliklerin farkına var- mama, aptalca bir kendine güven, çevresinden kuşku- lanma ve suçlamalarda bu- lunma, bir tür düşüncele- rini çekinmeden açıklayıp çevresinden yardun dilen- me gibi psikiyatrik ve de onlaraeşlik eden çeşitli nö- rolojik kayıplar klirıik tab- loyu tamamlar. Yukarda belirttiğimiz gi- bi hasta tüm bunlann far- kındadeğildir. Ancak, has- talığın başlangıç aşama- sında, bazen hasta kendin- de oluşmakta olun bu ka- yıplan hissedebüir ve bu durum nedeniyle -psiki- yatride yıknn reaksiyonu olarak tanımlanan- bir pa- nik dönemi geçirebilir. Yanyı bitirmeden önce, olayın adb psikiyatrik cep- hesi hakkında da ufak bir açıklamada bulunmamız gerekmektedir. Yaşhhk, tek başına, hu- kuk ya da ceza ehliyetini et- kileyecek mahiyet ve dere- cede herhangi bir psikiyat- rik ya da nörolojik yıîom belırtisi göstermediğine gö- re, kişinin hukuksal ve ce- zasal ehliyetini etkilemez. Bu dunıma göre, şahsın sözü edilen ehliyetleri tam olup kendisinin müşaveret ya da hacir altına alınma- sında, ya da cazai ehliye- rinin azaltılmasında ya da ortadankaldırümasına her- hangi tıbbi bir neden de yoktur. thtiyarhk'ta ise, durum tamamen farklıdır. Kişide- ki psikiyatrik ve nörolojik yıkım derecesine göre, bu- mımahalinin ciddi boyut- lar almaya başlamış oldu- ğu safhada kişinin gerek hukuk gerekse ceza ehliye- tının azahnış olması nede- niyle, hastaya müşavt- te- yÛyadaazalbhnşcezaeb- Bytdkaran verilir, bunama- nın tam yerleşmiş ohnası halinde ise, vadtyM yada- cezal sorumsuzluk karan verilir. Vurgunlanması gerekir ki, hukuksal ehliyet tayini ve dolayısıyla kişinin hu- kuksal sorumluluk yüklen- mesinin ehliyeti karan ve- rilirken kişinin yüklenme- si beklenen sosyal sorum- luluğun öneminin de göz önüne alınması şarttır. Ve, bir yazının kısıtlı sınırlan içinde irdelemeye çalıştığı- mız Yaşhhk- dıtrvuıtk ko- nusunu bitirirken, hiç kim- semizin ihrJytrhk'ı ytşa- mamaa dileğinde buluna- hm. GAYRİMENKULÜN AÇ3K ARI1RMA İLANI MUĞLA1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 1998/505 Tal. Gayrimenkulün tapu kaydı, cinsi, evsafi ve kıymeti: 1. TAPU KAYDI: Mugla ili, Keranıettin Mah., 36 ada, 51 parsel, 6 cilt, 564 sayfa no'lu arsa vasıflı ta- şınmaz. lmar durumu: Taşınmaz koruma imar planı içerisinde bölge dışında, inşaat düzerü serbest nizam, kat adedi 2, bina yüksekligi h: 6.50 m, yapı yoğunlu- ftu (TAKS) % 60'tır. GEEAY Kurulu'na 19.09.1981 gün ve A-3129 sayîh karanna uygun proje düzenlenecektir. Projeleri fzmir II nuraaralı Kültur ve Tabiat varlıklannı Koruma Kurulu'nca onaylandıktan sonra insaa izni verilecektir. Adresi: Keramettin Mah. Dere Sokak - MUGLA. önemli özellikleri: Tasınmaz Muğla merkez Keramettin Mahallesi, 11 pafta, 36 ada, 51 sayılı parsel olup arsa vasflndadır. Arsanın yüzölçümü 212.53 m2'dir. Parsel Muğla Koruma lmar Planı içinde, bölge dışında serbest nizam, 2 kat, yapı yoğunluu % 60 olacak şekilde yapılaşmaya elvenşli konumdadır. Parsele yapılacak binanın projelerinin Koruma Kurulunca tasdiklenmesini takiben ruhsat venlmesi mümkün olacaktır. Parsel eğimli bir arazide olup, parsel içinde ekonomik değer taşımayan muhte- lif meyve ağaçlan bulunmaktadır. Parselin bulundugu mevkii, imar durumu ve mevcut piyasa koşullan göz önüne alınarak değeri: 212.53 m2X20.000.000.- TL. = 4.250.600.000- TL. olarak hesaplanmıştır. Muhammen bedeli: Satışa konu taşınmaz 4.250. -600.000.- TL.'dır. 2. Tapu kaydı: Mugla ili, Müştakbey Mah., 100 ada, 47 parsel, 3 cilt, 273 sayıa, zemin kat, 5 no'lu girişte, 6 (5/B) no'lu taşınmaz, Imar durumu: Taşınmaz koruma imar planı - Ticaret alanı içerisin- de, inşaat düzeni serbest nizam, kat adedi 3, bina yüksekliği h: 9.50 m., yapı yogunluğu (TAKS) 0.75'tir. GEEAY Kunılu'nun 19.09.1981 gün ve A-3129 sayılı karanna uygun proje düzenlenecektir. Projeleri Izmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'nca onaylandıktan sonra inşa izni verilecektir. Adresi: Müştakbey Mah. Yayla Sokak No: 6 (5/B) - MUGLA. önemli özellikleri: Taşınmaz mugla merkez, Müştakbev Mahallesi, 24 pafta, 100 ada, 47 no'lu parselde bulunan zemin kat, 5 no'lu girişte, 6 (5/B) no'lu dükkândır. Dükkânın bulundugu parsel 248 m2 olup, içinde bodrum, zemin, 1 ve 2 katlardan oluşan nenüz tamamlanmamış betonarme bina bulunmaktadır. Zemin katta bulunan dükkân tamamlanmış olup, alanı 29 m2dir. Dükkânın 6/78 hissesi oranına karşılık 19 m2 arsa payı bulunmaktadır. Dükkânın kapı ve pencere doğramalan demir, zemin döşemesi mozaik, duvarlar kireç badanalıdır. Halihazırda kullanıhr du- rumda olup yaklaşık 8-10 yıllıktır. Muhammen bedeli: Saüşa konu taşınmaz 7.120. 000.000.- TL.'dır. SaOş şartlan: 1) Taşınmazlann birinci satışı 24. 09.2002 Salı günü olup, 51 parsel, saat: 14.00 ile 14.10 arasında, 47 parsel, saat: 14.15 ile 14.25 arasında. Mugla 1. Icra Müdürlügü Odası'nda açık artırma yoluyla ya- pılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok artüra- na ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok armranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 04.10.2002 Cuma günü aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkan lacaktır. tkinci arttırmada ise rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve tahmin edilen kıymetin %40'ını ve satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2) Artnrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temi- nat mektubunu vermeleri lazırndır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediginde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Resmı ihale pulu, tapu alım harcı ve masraflan, şayrimenkulün teslim masraflan, K.D.V. alıcıya aittir. Tapu satım harcı, taşınmazın aynmdan dogan birikmiş vergiler ile delJaliye resmi satış bede- linden ödenır. 3) Ipotek sahibi alacaklılar ile diger ilgililerin ve irtifak hakkı sahiplerinin bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair id- dialannı dayanağı belgeler ile 15 gün içerisinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakı- lacaklardır. 4) Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içerisinde ödenmezse l.l.K.'nun 133. maddesi geregince ihale feshedilir. iki ihale arasındaki farktan ve temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5) Şartname ilan tarihinden itibaren her- kesin görebilmesi için Muğla 1. Icra Müdürlüğu'nde açık olup, masrafı verildigi takdirde isteyen alıcıya bir ömegi gönderilebilir. 6) Iş bu saüş ilanının gazete- de yaymlanan ilanı, tapuda adresi olmayanlar için IlK'nun Mad. 127 gereguıce teblig yerine kaim olmak üzere ilan ve tebliğ olunur. 7) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bılgi almak is'teyenlerin 1999/505 Tal. sayılı dosya numarasıyla Müdürlügümüze baş- vurmalan ilan olunur. Basın: 47053 PENCERE 'Olii Bizim Olmayınca...' Anadolu gibi bir ilginç coğrafya yerkürede var mı, bilmiyorum; birkaç kez yazmıştım, yinelemekte za- raryok; gezegenimizde bütün anlı şanlı yarımada- lar kuzeyden güneye sarkar: Italya, Ispanya, Ara- bistan, Hindistan, Hindiçini, Kaliforniya, Peloponez, Kore, Florida vb... Bir tek Anadolu doğudan batıya "bir kısrak ba- şı gibi" uzanır... Coğrafyasıyla tarihi zaman içinde Anadolu gibi yoğrulmuş bir başka toprak var mı?.. Vaktiyle kimler yaşamış bu toprakta?.. Say say bitiremezsin!.. Kaç soy sop birbirine kanşmış, kaç uygarlık üst üste katmanlaşmış?.. Göçlerle kaçla- rın sayısını tutmak olanaksız!.. Kaç din, kaç mez- hep, kaç tarikat, kaç inanç, geçmişten gelecege, Anadolu'yu tohumlayıp güzelleştirmiş?.. • Pınarbaşı Kayseri'nin bir ilçesi; Tufan Doğan Avşargil kentin eski belediye başkanı, CHP'den milletvekili!.. Köy Enstitüsü çıkışlı Avşargil bir kitap yazmış: "CHP'Iİ Yıllar.." Kitapta Pınarbaşı'nın etnik yapısını da anlatıyor; başta Çerkezler var.. Kafkasya'dan gelmişler.. Kafkasya'da soylar yediveren gülleri gibi kat kat, renk renk; Abazalar, Inguşlar, Adigeler, Şabşığlar, Ahıskalar, Çeçenler, Tabartolar, Kabartaylar; say sayabildiğince, Çerkezleri de ekle... 1965'te Pınarbaşı'na göç yoluyla gelip iskân edi- len Avşarlar var.. Oguzlarvar.. 1936'da Bulgaristan'dan gelenler var.. 1878'de Kars'tan goçüp Pınarbaşı'na konan Ko- çaklar'ın simgelediği toplum var.. Kürtler var.. Beğen beğendiğini.. OrtaAnadolu'nun göbeğinde bir küçük ilçede tam birmozayik... Anadolu'nun zenginliği bu!.. • Gelelim kitapta okuduğum harika bir mizahı vur- gulayan öyküye... Uzun Yayla'nın Çerkez köylerinden birinde ha- tın sayılır bir kişi sizlere ömür... Çerkezlerin yaşlılan Türkçe bilmiyorlar; ne yapa- caklarını düşünmüşler... İçlerinden biri demiş ki: - Bir Avşar kadını getirelim, bizimki için hiç ol- mazsa ağıt yaktıralım... Çağırmışlar.. Avşar kadını gelmiş.. Yörede ölünün sırtından çıkan çamaşırfara 'soy- /ca'derlermiş.. Avşar kadını soykalardan birini eline almış, baş- lamış ağıt yakmaya: "Ne deyim de, ne söyleyim ölû bizim olmayınca Birer biner tükenir mi Üçer beşer ölmeyince" Çerkez kadınları söyleneni anlamadıklan için hüngür hüngür ağlarlarmış... • Mizahın bu türiüsüne "kara mizah" derler, özel birtürdür, hercoğrafyada raslanmaz, Anadolu hal- kının yaratıcılığını vurgular, ölümü bile kapsar... ölüme gülümsemesini bilenlerin Anadolu yaşa- mında etnikçilik, ırkçılık, şovenlik yaparak insanla- n birbirine düşürmeye çalışması, Anadolu'nun ta- rihine de cografyasına da aykın bir tutum... T.C. MARMARA ÖNlVERSİTESİ SÛREKLİ EĞİTİM MERKEZİ M Ü S E M SCHOOL OF BUSINESS ENGLISH Program, Ingilizceyi iş ve yönetim terminolojileri ile yoğunlaşarak öğrenmeyi amaçlayan (banka, şirket v.s. çalışanlan gibi ) ldşilere yöneliktir. Program, işletme disiplinleri olan Muhasebe, Pazarlama, Finansman v.s. gibi konularla ilgili terminolojik bilgileri içeren metinlerle bezenmiştir. Ayrıca, ingilizce olan MBA programlannın ingilizce proficiency sınavlannı başararak ana programa kattlmak isteyenler içinde uygundur. Hiç ingilizce bilmeyenler ve muhtelif seviyelerde bilen kişiler, programa katılabilirler. Program 4 modOl olup, 1 yarıyıl 2 modül içerir. Haftada 12 ders saatidir. Bir akademik yılda toplam 2 dönem olup, 1 dönem 246 ders saatini içermektedir. Her bir modul bir seviyeyi atlatmaktadır. (Elementary - Pre.Intermediate-Imermediate ve Upp.Int.) Programı başarı ile tamamlayanlara ÜNİVERSİTE onaylı sertifika verilecektir Ders saatleri: Hafta içi: Pzt.-Çrş.-Cuma 19:15 —21:00 Salı-Pcrş. 19:15-22.00 Haftasonu: Cts.-Pazar 10:00-15:25 3002 - 2003 YILI AKADEMİK TAKVİMİ BASLANGIC BÎTİS LDönem : H.sonu 01 Eylül 2002 26Ocak2003 H.içi 02 Eylöl 2002 28 Ocak 2003 ILDönem: H.sonu OIMart2003 19Tcm. 2003 H.içi 03 Mart 2003 22 Tem. 2003 Not: Dönem arası Şubcl ayı, yazın ise Temmuz-Ağustos ayları tatildir. Alınacak öğrenci sayısı sınırlt olup tuu/lar kayıt sırası esas alınarak olusiurulacaktır. * Sevîye tespit sınavı için lütfen randevu alınız. Kavıt ve Detavfı Bilgi tcin Başvuru Adresi Marmara Üniversitesi Sûrekli Eğitim Merkezi MÜSEM jöztepe Kampüsü ~ 0216348 7257-3494732(Direkt) 0216 414 05 45 (Dahili 1281 - 1282) 0216 349 00 13 (Fax) Bahçelicvler KampflsO 10212 556 10 43-556 80 78 B 0212 507 99 25(10hat,iç 1119) <: Bu ilM Mtnnan Oflrvcrsite« Dörter Scrmayr Iflctmcti t*rifınd«n vrrilmipir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear