01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 2002 SALI 8 HABERLER Adı ve genel başkanı eski olsa da SHP lideri Murat Karayalçm partisinin yeni olduğunda ısrarlı Hedef,soldaseçimiV1İVASEİLKNUR C HP'den aynl anlarla mevcut hiçbir sol partıye katılmamış gruplann Erdal Inönü'nün etrafında yeni bir oluşum ıçin uzun süre yaptığı çalışmalar hüs- ranla sonuçlandı. Önce Inönü 'Benyokum' dedi. Ar- dından da Inönü ismı etraünda toplananJar mikro gruplara aynldılar. Bu gruplardan önce Murat Karayalçm ve Fikri Sağlar bıraraya gelerek SHP'yi oluşrurdular. Böy- lece soldakı partılere bır yenısi daha eklendı. Adı ve genel başkanı eskı olsa da SHP Genel Başkanı Murat Karayalçuı partisinüı yeni olduğunda ısrar- lı KarayaJçın'Ia partisinin neresinin yeni olduğu- nu ve dile getirdiği seçim ittifakıru konuştuk. - Solda yeni oluşum bir büyük proje olarak sunul- dn, İnönö'nün çekiJmesivle grupçuklar ohıştu. Bu birtiği sağlamak çok mu zordu? KARAYALÇEV: Aslında solda bir büyük proje ih- tiyacı hâlâ sürüyor. Bunun sağlanması için her tür- lü neden vardı. O sırada bunu Erdal Bey'in öncülü- ğünde gerçekleştıreceğimiz düşünülüyordu, hatta Erdal Bey'in görüştüğü insanlarca program taslağı. tüzük taslağı çok da aynntılı bir biçimde tartışılma- dan kabul görmekteydi. Bununla birhkte Erdal Bey'in 28Kasım2001 tanhınde bu projenin öncülüğunden vazgeçtiğıni açıklaması cıddi bir düş kuıklığına ne- den oldu. Kıtleyi bir arada tutmak içın benim çaba- lanm oldu, başka arkadaşlann çabalan oldu ama maalesef sonuçta o düzeydekı bir birlıktelık sağla- namadı. Bir de burada geciJcmenın getirmış olduğu psikoloj ik sorunlan da anmak gerekiyor. Ben bugün bile SHP'nin kurulmasından önce ve kurulmasından sonra yaşadığımız günlerde bile gecikmenin yarat- mış olduğu moral bozukluğunun etkisi olduğunu düşünüyomm. Biraz önce ifade ettiğim gibi büyük sol projeye olan gereksinme hâlâ durmakta. Yapıl- ması gereken mevcut malzemeden bu büyük proje- nin nasıl gerçekleştirileceğinı araştırmak ve tartış- maktır. - Bu büyük sol projenin ne olduğu da tardşma ko- nusu. Kimisi bu projeden solun büyük birligini. ki- misi de Türkiye sonınlannın çözümlerini içeren bir program ve projeler manzumesini kastediyor. Size göre nedir bu proje? KARAY4LÇIN: Büyük proje ile ben şunu kas- tediyorum. Türkiye solu, Türkiye'nin sol ve sosyal demokrat partilen ıhtilaf düzeyi çok yüksek olrna- yan gerçekçi bir program çerçevesinde toplanabı- lirler. Bir başbakan adayı ve yerel yönetimlerde or- tak belediye başkan adaylan çıkarabilirler. Türki- ye'nin yönetımı solun eline geçer. Büyük proje bu- dur. Ama bugünkü şekillenmelere göre bu büyük projeyi tasanmlamak gerekiyor. Artık eskiden ol- duğu gibi tek çatı altında toplanarak bunun gerçek- leşmesini beklemek olanaklı değildir. Çok sayıda sol ve sosyal demokrat partı var. Buna eklenecek yeni sol ve sosyal demokrat partiler de olacak ya da ola- bilecek. Burada tek çatı dualannı etmenin artık bir anlamı yok, Ama tek gövde, bir seçim ittıfakı an- layışı ile pekâlâ sağlanabilir. - Son genel seçimlerden önce de sol partiler ara- smda bir seçim itrifakı olabileceği tarnşılnuştı ama obnadL Bu kez olması için bir neden var mı? KARAYALÇIN: Bence bundan önceki seçimler- de bunun olmaması ve bunun gerçekleşmemesinin yarattığı tablo bundan sonra olabılmesinın de gü- vencesidir. Bundan önce yapılan seçimlerde bunun olamaması Türkıye solunu amiyane deyimle darma- duman etmıştır. Bu da Türkiye'yi darrnaduman et- mıştir. Bunun sonuçlannı hep birlikte yaşıyoruz. Bence halkımız böyle bir gözlemi yapmak durumun- dadır. Sol siyasi partiler özeleştirilerini yapmalıdır- lar. Tabii Türkiye solu bu konuda yeni bir başan- sızlığı yaşarsa bunun fafurası çok dahaağır olur. Ben- ce bu gerçeğı görmeyenlerin vebali ağır bir biçim- de ortaya çıkar. Ama ben iyimserim. Hiç olmazsa bir program ya da bir siyasi proje çevresinde bir ara- ya gelebilecekler bunu yapmalıdırlar. - Kamuoyu yoklamalannda kendini önde gören partiler buna hiç yanaşmayacakür. Sadece seçim it- tifakına bel bağlamak doğru bir politika mı? KARAYALÇIN: Tabiı bunun garanhsı yok. Bir ınsan kerıdi yanlışlığından ders çıkartmazsa, çıkar- tamazsa onun için yapacağınız çok fazla bir şey yoktur. Ama yıimadan usanmadan gerçekler anla- SHP fttrfak kaçınılmaz ; SHP Genel Başkanı Karayalçın. solda tek çatı " dualannı etmenin artık anlamı kalmadığını, bu nedenle Türkiye'de solun yönetime gelmesi için seçim ittifakının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Partisinin Türkiye'nin 45.'inci partisi olmadığını belirterek "Kendimizi 44 artı 1 olarak tanımlıvoruz" dedi. SHP • İki önemli proje 'Yoksulluğu yenmek" ve "devletin reformu' -*"-•—•—-"—•' adını taşıyan iki büyük projenin sonuçlanmak üzere olduğunu belirten Karayalçın, yoksulluğun yenilmesi projesi içinde tam istihdamın hedeflendiğini ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilerek mali milat uygulamasına geçileceğini söyledi. rılmalıdır. Şımdı yeni kurulmuş bir partinin seçim ittıfakından bahsetmesı belki kimılerınce bir zaafı- yet gıbı görülebılır. - Size, 'Erdal İnönü çekildikten sonra kendi ara- nızda büieşemediniz, diğer grup ve partilerle nasıl birleşeceksiniz' djye sorulmayacak mı? KARAYALÇIN: Aslında benım dedığim siyasi optımizasyon çözümü. Yani hem büyüğün büyük- lüğünü hem küçüğün küçüklüğünü gösteriyor hem de tümünün temsil edümesini saghyor. Benden son- ra bana en yakını kimdir sorusunu yanıtlıyor. Son sıralarda moda olan deyimiyle Win Win tanımıdır. Her ıkı taraf da kazanıyor. - Adı SHP, genel başkanı Murat Karayalçın olsa da partimizyeni demiştiniz. DelegeGksisteminin kal- dınlması ve genel başkanhk süresinin yedi yüla SH nırlandınlması dışuıda SHP'nin neresi yeni? KARAYALÇEV: Bir defa bizim 176 tane kuru- cumuz var. Bunların yüzde 9O'ı yenidir. Ama tümü de eski olabilirdi. Bence önemli olan isimlerin es- kiliğı yeniliği değıl önemli olan örgüt yapısının ve programın yeniliğıdır. Partıyi kurduğumuzda 45' in- cı partı olduğumuz söylendi. Biz kendimizi 45'ın- ci parti olarak tanımlamıyoruz; 44 artı 1 diye tanım- lıyoruz. Çünkü bız Türkiye'de temsıli demokrasi- den, partı içinde doğrudan demokrasıye geçen tek partiyız. Var olan tüm partilenn. bu arada eskı SHP'nin de programlan bir tür kallonma planı gi- bidir. Hatta bazen sektör analizi diyebileceğimiz bölümler vardır. O programlan bir siyasi metin ya KÖY ENSTİTÜLERÎ ANLAYIŞINDA PARTİ OKULUNUN tNŞAATINA BAŞLANIYOR Genel başkanı üyeler seçecek-Hatta SHP'nin bir pazarükpar- tisi olarak kurulduğu da iddia edi- Hyor. KARAYALÇEN: BU konuda bır kompleks taşımıyoruz. Bizim var olan partilerden çok farklı bir ya- pımız ve programuruz var. Bir yan- dan bu farklılıklanmızı sergiliyoruz. Belkı henüz tam olarak görülmedı. Çünkü örgütlenme çalışmasının içındeyiz. Ama insanlar örgütsel farklıhğımızı da çok kısa bir süre içinde görecekler. Parti okulunu kurduk. MYK üyemiz Mustafa Kul bıze Haymana yolunda 5 dönümlük bu" arsasını bağışladı. Orada parti okulunun ınşaatına başlayacagız. Bunu da böyle Köy Enstıtüleri an- layışı içinde yapmak istiyoruz. Par- tilılerimizı inşaatta çalıştıracağız ama eğıtim çalışmalannın başlatıl- ması için inşaatın bitmesini de bek- lemiyonız. Şimdıden çalışmalara başlayıp üyelerimizi eğiteceğiz. Tür- kiye eylül ayında yapacağımız ku- rultayda genel başkanın delegeler ta- rafindan değıl üyeler tarafindan se- çildığıne tanık olacak. Öte yandan program farklılıklanmızı da sergı- lemek ıçin çalışmalanmızı yüriitü- yoruz. Ikı tane önemli projemız var. Bir tanesi 'yoksulluğu yenmek' id- diasını taşıyan projemız. Bu proje üzerinde çahşmalar hemen hemen son noktaya geldı. îkıncı projemiz bu devlet yapısının değiştirilmesı- ni öngören devlet reformu proje- miz. Her iki projeyi de eylül kurul- tayından önce MYK'ye ve lcurucu- lar kuruluna sunacağız ve Türki- ye'ye açıklayacağız. Bir yandan bunlan yapıyoruz, öte yandan da hıç- bir kompleİcs taşımadan solun bir- likteliğini sağlayacak siyasi proje- lerüzerinde değerlendirmelerde bu- lunuyoruz. Ben aslında bu seçim ittifakını ta 1996-97 yıllanndan bu yana savunuyorum. îtalyan solu- nıuı gerçekleştirdiği zeytındalı ıtti- fakrnuı programmı bir örnek ohna- sı ıçin Sosyal Demokrat Hareket dergisinde Türkçeye çe%irmıştik. 1999 seçimlennden önce bunu çok yüksek sesle dile getirdım, hatta Ufiık Uras ve Doğu Perinçek'le de bu konuda görüşmelenm olmuştu. Maalesef o apar topar süreçte hıç- bir girişım \e görüşme yapılmadan seçime gidildı. Sonuç ortada. Biz si- yasetçıyiz, kötümserolamayız. I>Tm- ser olmak zorunda>'iz. - Sizden daha önce kurulmuş sol partiler bu önerryi görürdüğünüz- de, 'Aman ne iyi ettiniz de böyle bir tekhfle geldiniz, biz de bunu bekü- yorduk' demejecekler herhalde.Bi- raz havalci bir proje değil mi? KARAY4LÇEV: Burada yapıla- cak tasarun önemli. Seçim ittifak- lan genelde hem yönetimde istik- ran hem de temsilde adaletı sağla- mak amacıyla geliştirümiş olan ku- rumlar. Ittifaklar değışik bıçimler- de yapılabiliyor. Bir partinin, *Ben zaten barajı aştırrT gerekçesıyle bundan uzak durması o partinin ya- ranna olmaz. Seçim ıttifakı şöyle de yapılabılmekte: Bütün partiler se- çıme bir program etrafında toplana- rak giriyorlar ama her parti kendi oyunu alıyor, sonra bu oylar birlik- te sayılıyor. Böylelikle oy \enmli- liği en üst duzeye çıkanlıyor. Eğer bu tasanm benimsemrse o zaman, 'Ben zaten barajuı üzerinde>im' dı- yen parti kendi gücünu sergıleyebı- leceğı bir sonucu alıyor ama ötekı partilerle de bir ıttifak ıçine girdi- ğı ıçin hem kendi verımlilığı artı- yor hem de öteki partilenn de Mec- lis'te temsil edilmesını sağlıyor. Böyle bir tasanma rasyonel hiçbir akluı, hatta dar kapsamda kendi par- tisinin çıkarını düşünen hiçbir par- ti yöneticisinin hayır demesi müm- kün değildir. da bir siyasi manifesto olarak görmek, nıtelemek ola- naklı değildir. Bız ise bir siyasi manifesto ortaya koy- dugumuzu düşünüyoruz. Çok kısa. 15-16 sayfalık bir metin. Kım olduğumuzu ve neye dayandığımı- zı. ne yapacağunızı. hayallerimizin ne olduğunu or- taya ko>'uyoruz. iki tane çok çarpıcı farklılığı göre- ceksiniz. Bir defa çok açık bir biçimde 'tam istih- danu saglavacağımızı ve gefir dagılunını hileştirece- ğimizi' öne sürüyoruz. Ama daha önemlisi kısa dö- nemde yoksulluğu yeneceğimızi bır temel taahhüt olarak açıklı\oruz. PTOgramımızda bu amaçla bir sos- yal refah bütçesi hazırlıyoruz. Buna ikınci bir dev- let bütçesi de diyebılırsinız. Tipik bır bütçe hazırlı- yoruz. .^maçlan var. harcama kalemleri var, gelir kalemlerinın nereden sağlanacağı ortaya konmuş. Bir defa amacı sosyalist, sosyal demokrat termino- lojide çok ağırlıklı bır yere sahip bir ka\Tama da- yandınyoruz. Emeğin röprodüksiyonu. emeği ayak- ta tutmak. yaşatmak. e bir düzenlemenin yapılma- suıı gerekli görüyoruz. Ondan son var olan devlet bütçesinde sunulmakta olan harcamalannı sıralı- >oruz. Bunlarayeni harcamakalemlerinı ekliyoruz. - Bütçenin gider kalemlerinde öncelikler mi deği- şivor? KARAYALÇIN: Evet. Harcama kalemlerini çı- karttıktan sonra kayıt dışının vergılendinlmesi yo- luyla bunu karşılayacağımızı söylüjoruz. Türki- ye"de vergi ve vergi benzeri harcamalann milli ge- lir içındeki payı yüzde 30 dolaylannda. Bunun da- ha fazla arttınlamayacağı düşüncesındeyız. Onun yenne 'Başka kaynaklar kullanılmalı' dıyoruz. Ön- celikle kayıt dışuıı göz önünde tutuyoruz. Şımdi 2003 yıluıda başlayacak mali milat uygulamasına hazırlık olmak amacıyla sessiz sedasız bır biçimde bır vergi affı gibi olan ya da kayıt dışı gelir affi olan bır düzenleme yapıldı. Bunun büyükJüğünün 50 milyar dolar olduğu basına yansıdı. Müthış bir mik- tar. Bundan hiçbir vergi alınmadı. Binde 2'lik bır vergi alınacağı söylenmişti. Hiçbir vergi ahnma- dan bu yapılıyor. Buna dikkatı çehyoruz. 'Biz ol- sa>dık bundan vergi alırdık' diyoruz. Mademki dev- letle vergı mükellefi arasında bir helalleşme var, bu helalleşmeye bır de toplumsal helalleşme faktörü- nü eklemek gerekir. Üdncisi de yeni bir devlet yapısını öngörüyoruz. Burada sivil toplumun, siyasal toplumun, bireyin ve > p urttaşın yerlerini tanımlıyoruz. Burada temel yak- laşun, yurttaşın vönetim paydaşı olmasıdır. Çünkü yurttaşın içinde bulunmadığı bır yapının yolsuz- İuklara. kayıt dışı gelişmelere açık olduğunu düşü- nüyoruz. Yurttaşın yönetim paydaşı olması düşün- cesinı özel sektöre de taşunak gerektigi inancında- yız. Çok ılginç, bütün siyasi partiler döviz kuru ik, faiz hadleri ile, borsa endeksi ile ilgih düşünceleri- ni söylüyorlar, anlatıyorlar da devlet yapısının de- ğiştirilmesi ile ilgili hiçbir çalışma yapan yok. Biz bö\ie bır çalışmayı getiriyoruz. - Siyasetin finansmanı konusunda getirdiğiniz ye- ni bir anlayış \ar mı? Parti kuruluşunu hangi fi- nansman >oüarnla gerçekleştirdiniz ve bundan son- ra nasıl yürüteceksiniz? KARAYALÇEN: Var. Bence siyasi partilerin yö- neticılerinın servetleri ve partilenn maddı varlıkla- n tam anlamıyla saydamlaştınlmalıdır. Partilere ya- pılacak bağışlar kısıtlanarak konuya yaklaşılma- malı, bağış ne olursa olsun bu kamuoyuna sunul- malı. Mıktan >üksek de olabılmeli. Yeter ki kamu- oyu bunu bılsın. Şu anda partılere yapılan bağışlar 7 milyar lira ile sınırlı. Ben ve eşim 7 milyar lira ba- ğışta bulunduk. Arkadaşlanrruzdan da bağışlan topluyoruz. Ama bağışlarla bu ışin götürülmesı çok zor. Türkiye ta- rihinde ılk defa bız kuruculanmızın mal varlığını intemet sitemizde açıklayacağız. Böylelikle SHP Ge- nel Başkanı Murat Karayalçın'ın mal varlığı nedir, herkes ınternet sitemizde görecek. Ben, eşimin de mal varlığuıı açıklayacağım bu si- tede. Dolayısıyla benim ve eşimin mal varlığının ne olduğunu herkes görecek. Ben bunu bütün partile- re tavsıye edıyorum. - Oğiunuzun, henüz e\!i değil ama, sünnet döğü- nünde takılan alünlannı da açıklavacak mısınız? KARAYALÇIN: Haklısınız, çocuğumdan kaç kı- lo altın borç aldığımı da açıklamak zorundayım. Biz bunu açıklayacağız ve kurulduğumuz andan iti- baren yurttaşlanmız bizim mal varhğımızı öğren- miş olacaklar. Süreldi güncelleşecek bu. Lenterj ENTERNET /MEHMETSUCU mehmet(âcumhuriyet.com.tr Dünyanın Merkezi MEHMET SlCl Bilgisayarların ve internetin günlük yaşamımıza iyice girmesiyle pek çok işkolunda çalışma koşulları değışmeye başladı. Özellikle medyada, ilişKiler ve iş bıçimleri yeniden şe<ıllenmeye başiadı. Internet üzerinde yayın yapan haber sitalerini güncetieyen editörlerin bir kısmı bu ışi artık evden çıkmadan yapıyor. Gazete yazarlarının bir bölümü de yarılarını evden, kurumun bil^isayarına yolluyor. Daha sonra garetenin biten sayfalarını yine ele<tronik ortamda kerdi bilgisayarlarına yükleyerek ıncâliyorlar. ArK dünyanın dört bir köşesinde olıo bitenleri evinizden izleyebilmeniz ve bL<onular üzerinde yazdığınız yazıları yirs evden çıkmadan, çatıştığınız ya'n organına göndermeniz olası. BL sadece medya için değil pek ço ofis işi için de geçerli. Evinizde otırduğunuz yerden muhasebe ka.ıtlannızı ızleyip ürün siparişi veıbilir ve bunları alıcılara gönderebilırsiniz. Bu ve benzeri gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Kısaca söylemek gerekirse artık bır internet bağlantısı bulabildiğiniz her yer, sizin için dünyanın merkezi olabiliyor. Ama bazen öylesine dünyanın merkezinde oluyorsunuz ki, etrafınıza ve söylediklerinize yabancılaşıyorsunuz. • • • Birçok yazar Başbakan Ecevit in hastalığı nedeniyle devlet işlerıni yürutemedığini söyleyerek istifa çağrısında bulunuyor. Gerçekten de Ecevit'in rahatsızlığının boyutlan izlenebildiği kadarıyla devlet çarkının işlemesini engelliyor ve yavaşlatıyor. Ecevit'e istifa çağrısında bulunan yazariann sıklıkla vurguladıkları arguman şu: "Devlet evden yönetilemez." Unutulmamalı ki bu çağrıyı yapan yazarların da büyük kısmı, suçladıkları Ecevit gibi evlerinde oturup yazı yazıyorlar. Işte teknoloji ve beraberinde gelen dünyanın merkezi benım bulunduğum yerdiranlayışı. Kullamcılar artıyor Taylor Neslon Sofres Interactive tarafindan üç yıldır her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve 2002 yılında 37 ülkenin dahil edildrği Global e-Ticaret Araştırmas^'na göre^ Tnîernet kullânahların oranı 2001 yılında yüzde 31 iken 2002 yılında yüzde 34'e çıktı. Internet kullananlar içerisinde online alışveriş yapanlarını oranı yüzde 15 seviyesinde kalırken internet nüfusunun artışı, online alışveriş yapan nüfusun artışının da bir göstergesi durumunda. Türkiye, internet kullanımında yüzde 20 oran ile 37 ülke içerisinde 24. sırada yer alıyor. Ancak geçen yıla göre bir artış söz konusu. Geçen yıl Türkiye'de internet kullanım oranı yüzde 16 idi. Internet kullanma oranının en yüksek olduğu ülkeler yüzde 60 ve üzeri ile Danimarka, ABD, Hollanda ve Kanada. Bilgi'den 'üniversite danışmanlığr Istanbul Bilgi Üniversitesi, üni- versite adayları ve velilerinin, üni- versite seçme sınavı öncesi ve sonrası karşılaşabilecekleri soru ve sorunlarını çözümleme aşama- sında yardımcı olabilmek için "Üni- versite Danışmanlığı Birimi" oluş- turdu. Tanıtım Koordinatörü Oktay Aydın yönetimindeki bir ekip ta- rafından yürütülen Üniversite Da- nışmanlığı Hizmeti, Öğrenci Seç- me, Yabancı Dil ve Dikey Geçiş sınavlarında; başvuru formunun doldurulmasından ünıversiteye ka- yıt aşamasına kadar olan tüm sü- recı kapsıyor. Danışmanlık hizme- ti tüm aday ve velilere ücretsiz ola- rak veriliyor, Sitenin adresi şöyle: oss.bil- gi.edu.tr En tehlikeli virüs Yayılmaya başladığı mart ayından bugüne sekizinci versiyonu ortaya çıkan Klez-H'nin rekor kırdığı ifade ediliyor. Virüsün bu kadar yaygın olmasının nedenı, farklı şekillere bürünebilme özellığine bağlanıyor. Uzmanlar, Klez-H'nin hâlâ ciddi bir tehdıt olduğuna dıkkat çekerek kullanıcılan uyarıyor. Geçen yıl ortaya çıkan virüslerin bu yıl da ilk on listesinde yer aldığı görülüyor. Işte 2002'nin ilk yarısında en çok görülen virüsler: 1. Klez-H 2. Badtrans-B 3. EIKern-C =^=^= 4. Magistr-B 5. MyParty-A 6. Klez-E 7. Sircam-A 8. Magistr-A 9. FBound-C 10. Nimda-A En iyi gezinti günü VVebSideStory'nin dünya çapında yaptığı araştırma, internette en çok gezintinin yapıldığı günün pazartesi olduğunu ortaya koydu. Dünya genelindeki internet trafiğinin yüzde 15'inin çalışma haftasının ilk gününde yaşandığını belirieyen araştırmaya göre, bu oran salı ve çarşamba günleri yüzde 14.3, perşembe yüzde 14.5, cuma günleri ise yüzde 14.6. Hafta içi yoğunlaşan_ = fnternet kuiranımT hafta sonlannda ise düşüyor. Cumartesi ve pazar günleri kullanıcılann yaklaşık yüzde 13.5'i internete giriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear