01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3AYFA CUMHURİYET 9TEMMUZ2002SAU 10 D Ü N Y 4 V E T Ü R K Î Y E [email protected] KAVŞAK OZGEN ACAR TCoç Boynuzu' Ödülünün Bedeli! Cuma günü An- kara'da yabancı bir konukvardı.Konuk çokonemlioimalry- dı! Rahatsızlığı ne- denıyle, Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'in duzenledığıABDo- ruğu'na, Milli Gü- venlik Kurulu toplantısına katılamayan, yabancı başbakanların ziyaretlerını er- teleyen Başbakan EUilent Ecevit bu konuğu kabulde bir an bile tereddut et- medi. Konuk. dünya Yahudi lobisinin başı sayılan "B'naı B'rith" örgütünün Başka- nı Richard Heideman idı. Dunyada 58 ülkede örgutlenen kuruluşun merkezi New York'tadır. Nevv York'un 1. Cadde- sı'nden 46. Sokağa ginldiğinde sol baş- takı bına "Türk Evi", sağ baştakı ise "B'nai'B'nth'ın karargâhıdır. B'naı B'rith, yalnızca ABD'de değil dünyadakı tüm Yahudilenn sıyasal, dıplomatik, ekono- mik ve kültürel hak ve çıkarlannın koru- yucu şemsıyesıdir. Ecevrt'i hastayatağından çıkıp Heide- man'la buluşturan neden Nevv York'ta- kı bu komşuluk değildir Son 15 yılda bu örgüt, ABD Kongresi'nde ve medya- sında Türkiye'ye önemli destek vermış, Enmenı tasanlannda bir Türk lobı kuru- luşu gibı Türkiye'ye yardımcı olmuştur. Ancak, Heideman, iki yıl önce bir konuş- masında açık seçik olarak "Ermeni ta- sanlan karşısında herzaman destek ve- rilmesının olanağı olmayacağı" gibi bir açıklama yapma gereğini de duymuş- tu. Bu açıklamada, her olasılığa karşı- lık kendılerinı güvence aJtına almak ol- duğu kadar, ABD'de sık sık ortaya çı- kan Ermeni tasanlanna karşı Türkiye'ye desteklenni sürdu- rebilmek ıçin Anka- ra'nın dakarşıhğın- daOrtadoğu'da Ya- hudi sorunlanna her zaman destek ver- mesinisağlamakgı- bi bir siyasa geçer- liydi. B'nai B'rith, bu olguyu pekiştırmek için Ecevit'in ABD'ye yaptığı ziyarette Ritz Carlton Oteli'nde özel bir tören düzenledi. Heideman, Ecevit'e o gun "Devlet adamlığı ödü- lü" olarak bir pınnç plaket üzerine ko- nulmuş bir "Koç Boynuzu" hediyeet- ti. Heideman, törende "Bu boynuzun es- ki çağlarda dağ tepelennde sabahın gelişini karşılamak ıçin kullanıldığını, özgüıiük ve demokrasiye ulaşmak için insanlann bıraraya gelmesinı simgele- diğinı" söyledı. Ecevit, teşekkur ko- nuşmasında "Türider ve Yahudiler, ta- rihte hep terorızme ve baskıya karşı gelmişlerdır. Bölgemızin olumsuz öğe- lerini birlikte aşabiliriz." dedi. Aynı tö- rende ABD Yahudi Komıtesi Başkanı Harold Tanner de Ecevit'e "Hüküme- tin gerçek amacı özgürtüktûr" yazılı bir plaketı "Türkiye- ÂBD-lsrail dostluğu adına" verdı. Israil'ın, Filistın'e baskı uygulamaya ve masum sivillen öldürmeye başlaması uzerine Ankara'da yöneltılen bir soru- yu Ecevit, "Israilsoykınm uyguluyor" di- ye yanıtlamıştı. Ecevit, daha sonra, de- diğinediyeceğınebinpışmanoldu, art arda yaptığı açıklamalarfa tükürdüğünü yaladı, durdu. Işte bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hasta yatağın- dan çıkıp Heideman'ı kabul ettı ve gü- ven tazeledi. Heideman'ı Cumhurbaş- kanı Sezer de kabul etti. Atma 17 Kasım skandalı arifesinde! Atına'da 23 Aralık 1975'te ABD'nin Atina Istasyon Şefi Richard Wells, evi- nin önünde öldürüldü. Dört yıl süre ile o evin çapraz köşesindekı bir evde ya- şadığım için olayın sonrasını veyöreyi çok iyi bılirim. Cinayeti o ana kadar adı duyulamayan "17 Kasım" örgûtü üst- lendi. örgüt adını, 17 Kasım 1973te Ati- na Ünıversrtesı onündeki öğrenci ayak- lanmasının Yunan cuntasınca kanlı bir biçimde bastırması olayından almıştı. O günden bu güne geçen 27 yıl bo- yunca, aynı örgüt 23 cınayetı kabul- lendi. Bunlar arasında Türk Basın Ata- şesi Çetin Görgü ve Büyükelçilik Müs- teşarı Haluk Sipahioğlu da var. Bir başka saldında Müsteşar Deniz Böiük- başı yaralı kurtuldu. öteki yabancı kur- banlar arasında Ingiliz Askeri Ataşesi Tuğgeneral Stephen Saunders de bu- lunuyor. Işın ilginçyanı, eylemlennçoğunda aynı 45'lik silah kullanılıyor. Orgut, bir anlamda; dizi cinayetler işleyen, ken- disini "Zorro" gibi kurtancı sanan, an- cak ruhsal bozukluk içindeki birkişinin aynı tabancayı kullanarak ımzasını bı- rakması gibi bir özgüvene sahip. Yu- nanıstan'ın yakın siyasal tanhinın en karanlık sayfalannın en önemli ıpucu olan bu 45'lik tabanca da henüz ele geç- miş değil. örgüt, Alman Büyükelçili- ği'ne olduğu gibı bazı hedeflere uzak- tan roketatarlarla saldınyor. Kurbanlar arasında Yunan kökenli Ingiliz vatan- daşı Costis Peratikos gibi zengin ar- matörler de var. Yabancılarda ve Yunan aydınlarda, 27 yıldır 23 cinayet ve aynca çeşitli he- deflere yapılan saldırılarda tek ıpucu- nun dahi elegeçmeyişinde 17 Kasım'ın özellikle kollanıp korunduğu gibi bir genel kanı var. Bir zamanlar adı KYP olan, şımdiki Yunan Ulusal Istihbarat ör- gütünün (EİP), geçmişteki bir sabıka- sını çağnştırıyor. 1965'te, Kıbns konu- sunda kurulan ASPİDA adlı gızlı bırör- gütün KYP içinde odaklandığı bugun- kü Dışişlen Bakanı Yeorgios Papand- reu'nun babası eski başbakan Andre- as Papandreu'nun da üye olduğu son- ra saptanmıştı. Şimdi benzen birdurumun 17 Kasım için de geçerii olduğu ve KYP'de baş- layan odaklanmanın gun ışığına çık- ması ile Abdullah Öcalan olayından sonrakıne benzer yenı bir skandalın daha yaşanacağı one sürülüyor. Bu çevreler, daha önce elınde bomba pat- layan bırterörıstin açlık grevıne başla- yınca serbest bırakıldığını anımsatıyor- lar. 17 Kasım olaylanna karıştığı açık- lanan Avraam Lesperoğlu adlı birte- röristın de mahkemede 17 yıl hapse mahkûm edildiği, ancak sonrakı yargı aşamalarında özgürtüğünun verildiği de unutulmuş değil. Geçen hafta, Pire Limanı'nda er- ken patlayan bir bomba nedeniyle tu- tuklanan Savvas Ksiros'un başka bir adla kiraladığı evde yapılan aramada, silah, roketatar, el bombalan, 17 Ka- sım'ın simgesi olan bir kızıl bayrak, es- ki bir daktilo bulundu. Ksiros'ta ele geçen tabancanm Ingiliz generalinın öldürülmesinde kullanıldığı, parmak izleri ile örtüştüğü belirtendi. Aynca, ör- gütün yaptığı yazılı açıklamalannda- kı Yunan (R) harfinin karşılığı olan (P) harflerinin bu daktilodaki (P) nin içi gi- bi kirli olduğu da saptandı. Bir emekli papazın oğlu ve ikona res- samı olan Ksıros 40 yaşında. Dolayı- sıyla 27 yıl önce kurulan 17 Kasım ör- gütünün ilk kuşağından değil. örgü- te artık ikinci kuşak teröristlerin de alındığı anlaşılıyor. Yine detoplam üye sayısının bir düzineyi bile bu\madığı söyleniyor. Batı, 2004 Olimpiyatlan öncesinde Yunan polisinin kendi onurunu koru- yacak bir başan gösterip 17 Kasım gi- zeminı aydınlatmasını bekliyor. Dü- rüst bir yargılamaya ABD, Ingiliz ve Türk ailelenn de müdahil olarak katılmala- n kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla böy- le bir davanın uluslararası arenadaki çapı ve yankısı da en az Olimpiyatlar kadar ilginç olacaktır. Gerçekler aydın- latılmazsa, suç ortaklığı konusunda- ki söylentilerin geçerliliği gündeme gelecektir. Hükümetin sahtecilik damşmanı! Dünkü Cumhuriyet ile birlikte bazı gazetelerde, Anadolu Ajansı'nın geç- tiği bir haber ve bir resim vardı. Ha- berde, Genelkurmay Başkanlığı Sanat Damşmanı Mehmet Özel'in eline 10 Aralık 1877 tarihli bir fotoğraf geçmiş- ti. Fotografta, Rus Çarı Aleksandr, yendiği Plevne Kahramanı Ga2i Os- man Paşa'yı yaralı olarak ıki kişinın yar- dımıyla kabul ederken gösteriyordu. Resrni görünce kahkaha ile gül- düm. Ünlü genel müdür yine sahne- ye çıkmıştı. "Picasso Skandalı" dizi- sinde Kültür Bakanlığı'nda 28 yıl de- ğişmeden Güzel Sanatlar Genel Mü- düıiüğü koltuğunda oturma becerisi- ni gösteren Mehmet özel'in adını Cumhuriyet okurlan çok iyi anımsa- yacaklardır. Hani, sahte Picasso tab- blannı Ankara Devlet Resim ve Hey- ke! Muzesı'nde sergileyen, Küftür Ba- kanı Istemihan Talay'a yanlış bilgi verip aldatan, Başbakan Ecevit'e Is- panya'da "Bizde çok Picasso tablo- su var" dedirten bu kişi yine sahneye çıkmıştı. AA'nın geçtiği resim bir fotoğ- raf değil bir Rus ressamınca yapılmış bir tablonun kartpostalı idi, Özel, bu resmi AA aracılığı ile kamuoyuna yut- turmuştu.. Müzedeki bazı tablolann kaybın- dan sorumlu olduğu halde kovuştur- madan kurtulan, Macaristan'da baş- ka ressamlann resimlerini kendi imza- sıyla sergileyen.fotoğrafve resmi ayırt edemeyen bu sanat adamı (!) emek- li olduktan sonra Başbakanlığa 732.510 .000 lira net aylıkla danış- man olarak atandı. Haberdeki şu nok- tayı anlayamadım: Bu, sahte resimler- le ilgili uzman olarak adı geçen kişi, Başbakanlık dışmdaaynca Genel Kur- may Başkanlığı'na da mı sanat danış- manlığı yapıyor? Bakalım, devletin kandırılmasına kim ve ne zaman son verecek? Elmek: [email protected] Fax:0312-442 79 90 AIDS TREATMENT NOW1 Konferansa e\ sahipHği yapan Barcelona'da düzenknen gösterilerde, herkesin ucuz ilaca sahip olması gerektiği savunuldu. (Fotoğraflar: AP RELTERS) Barcelona konferansında hastalığın devletleri iç savaşa sürükleyebileceği vurgulandı AIDSterör estirecekEhş Haberler Senisi - AIDSin yarat- tığı ekonomik ve sosyal çöküntünün. hastalığın en çok etkilediği ülkeleri, ge- lecek on yıl içinde anarşi ve iç savaşın içine sürükleyebileceği belirtiliyor. Ta- rihin en büyük AIDS konferansına katı- lan uzmanlar "geleceğiıı Usame bin La- din'iolabflir mi" diye sordiiklan AIDS'in ulus-devlet sistemi için büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekiyorlar. AIDS'in toplumlar üzerindeki etkisi- ne, günümüz ve gelecek tehlikelerine ve ülkelerin verdiği yardımlara dikkat çek- mek üzere düzenlenen AIDS konferan- sı, Ispanya'nın Barcelona kentinde önceki gün başla- dı. Konferansta konuşan uz- manlar, AIDS'in bu hızlı ilerleyişinin özellikle de yok- sul ülkelerde yaratacağı anarşi tehdidini vurguladı- lar. Somali, Kongo Demok- ratik Cumhuriyeti ve Afga- nistan, kâğıt üzerinde adla- n olan, hatta Birleşmiş Mil- letler'de (BM) birer sandal- yeye de sahip olabilen, an- cak gerçekte hiçbir kanunu, ekonomisi ve hükümeti ol- mayan "devletsiz" ülkeler- den sadece birkaçı. Bu ülkeler, uyuşturucu baronlannın, kaçak suçlu- • 2020'ye kadar 68 miryon kişinin ölümüne yol açması beklenen AIDS, ulus-devletler için tehdit oluşturuyor. Bü>aik devletlerin, hastalığın önlenmesi ve tedavisi için ellerini daha fazla ceplerine atmalan gerekiyor. iann ve Afganistan'da olduğu gibi El Ka- ide benzeri uluslararası örgütlerin bann- ma yeri olabilir. Dünyadaki pek çok ül- ke, önlem alınmadığı takdirde "deviet- siz" ülke sayısının artmasından ve insa- nın geleceğine yönelik tehditlerin büyü- mesinden kaygı duyuyor. Yonetimler itibar ka\bedi\ r or BM AIDS programı UNAIDS'nin ge- çen hafta açıkladığı raporda, 20 milyon kişinin AIDS nedeniyle öldüğü, çoğun- luğu Sahra altı Afrika'da olmak üzere 40 milyon kişinin HIV virüsü taşıdığı ve harekete geçilmezse 2020 yılına kadar 68 milyon insanın yaşamınj yitireceği vur- gulanmıştı. AIDS nedeniyle ölümlerin, aileleri par- çaladığı, çalışma gücünü yok ettiği ve tehlikenin aşılmaması durumundayöne- 1985te2kişidebulunan HIV virüsünü bugün 1325 kisi taşıyor Türkiye'dehastasayısı artıyor İstanbul Haber Servisi - Yüzde 95'i gelişmekte olanülkelerde gö- rülen AIDS'li hasta sayısı Türki- ye'de I325'e ulaştı. Vaka sayısı 2000 yılında l I4l idi. Dünyada büyük birhızla artan AIDS, en çok Afrika btasında göriilüyor. Türk toplumunun tutucu yapı- sı ve AIDS'inbelirtilerinin geç or- taya çıkması nedeniyle hastalığın Türkiye'de görülme oranı çok dü- şük, ancak giderek artıyor. Sağ- lıkBakanlığı'nın Aralık200l ve- rilerine göre ilk olarak 1985 yılın- da l hasta ve l taşıyıcıda görülen AIDS vakası bugün 1325'e ulaş- tı. Bunlardan 404'ü hasta, 92l'i ise taşıyıcı. Vakalardan 919'u er- kek, 406'sı ise kadın. Erkeklerde daha sık AIDS Türkiye'de en sık 30-34 yaş arası erkeklerde göriilüyor. Kadınlarda en sık görülme yaşı ise 20-24 arası. Hastalığın en sık bu- laşma yolu ise heteroseksüel ıliş- ki. Verilere göre hastalık 102 er- keğe homo/biseksüel cinsel iliş- ki, 89 erkeğe madde bağımlılığı yolu, 374 erkek ve 301 kadına he- teroseksüel ilişkı yoluylabulaştı. En sık görüldüğü iller ise istan- bul, Ankara ve Izmiroldu. timlerin itibannı ortadan kaldırdığına dik- kat çekilen raporda, en kötü durumdaki ülkenin Botswana olduğu belirtiliyor. Ye- tişkin nüfusun yüzde 38.8'i HTV taşıyan ülkede ortalama yaşam süresi 39 yıl. Araştırmada Botswana, Lesotho, Svvazi- lanâ, Mozambik ve Güney Afrika'nın 20l0'dan sonra, ölüm sayısuun doğumu geçtiği, negatif nüfus artışı yaşayacağı kaydedildi. Zimbabve ve Namibya'day- sa hiçbir artış gözlenmeyecek. UNAIDS Genel Direktörü Feter Piot 6 gün süre- cek olan ve 15 bin akademisyen ve araş- tırmacının karıldığı konferansta yaptığı konuşmada, AIDS'le sava- şımda sozlerini yerine getir- meyen siyasetçilere görevle- rini bırakmalan çağnsında bulundu. AIDS yardımı va- at eden liderlerin, sozlerini yerine getirip getirmedikle- rini tekrar tekrar gözden ge- çirmeleri gerektiğini kayde- den Piot, "Başaramazlarsa yerlerini başkalanna bırak- sınlar" dedi. Gelişmekte olan ülkelere yardımın 1998 'den beri 6 kat arttığını, ancak bu miktann gereke- nin ancak üçte birini karşı- ladığını belirten Piot, "So- runuo çözûlmesi için zengin ülkeler, ellerini daha fazla ceplerine sokmah" dedi. ABDÜLKADİR'İN 'ÇETE' KURBANIOLDUĞUİLERİSÜRÜLDÜ Suikasttakötükokular Dış Haberler Servisi - Afganis- tan'ın başkenri Kâbil'de cumartesi günü uğradığı bir saldın sonucu öl- dürülen Devlet Başkanı Yardımcısı Hacı Abdülkadir'ın siyasi değil ad- Ii bir cinayetin kurbanı olmuş olabi- leceği bildırildi. Afgan yönetimi, Ab- dülkadir'e düzenlenen suikastm so- ruşturulması için, Türkiye komuta- sındaki Uluslararası Güvenlik Des- tek Gücü'nden (ISAF) yardım iste- di. Abdülkadir'in Pakistan sınınnda afyon yerişriren Nangarhar eyalerin- de rakip savaş ağalan ve uyuşturucu kaçakçılan arasında birçok düşma- nı olduğunu söyleyen Batılı bir dip- lomat, devlet başkan yardımcısının bu nedenle adli bir cinayete kurban gitmiş olabileceğini savundu. Nan- garhar eyalet başkenti Gani Khiel 'de afyon satıcılannın Abdülkadir'e düş- man olduğu, çünkü adamlannın bu yıl başında yöredeki afyona el koy- duklan belirtildi. Abdülkadir'in suikastıyla ilgili 2 şüphelinin yakalandığı bildirilirken Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin sözcüsü Sajid Fazıl Ekber, yaptığı açıklamada, kabine toplantısı sıra- sında alınan karara göre "tslamcı ge- çiş hükümetinin,Haa Abdülkadir'in şehit edilmesi ile ilgili yapılan soruş- turmayayardımaobnasıiçinISAF'a başvuruda bulunduğunu" kaydetti. ABDORDUSLTVU\ 'H.4LKLA tLİŞKİLER' FAALİYETLERİ- Afganistan'daki ABD ordusu yeüdlileri, son dönemde oluşan teptdleri hafıfletmek amacıyla yerel aşiretlerie ilişkUerini geüştirmeye çakşıyor. G«neral Dan McNeiD liderliğindeki bir grup, güneydeki Tarin Kont ve Kakarak köylerini zi>aretettL.\Bb askerieri çocukiara okul kitabı dağıtn. (Fotoğraf: AP) Anarşist Valpreda^nın kazara öliiıııü NİLGÜN CERRAHOĞLU Italyan gazetelerinin tümünde dün, il- ginç bir "birindsajfa haberi" vardı: "Pi- etro Valpreda öldü"... Valpreda; "gla- dlo'nun simgesi'' yani... Baştan sona in- sani ve siyasi bir trajedi öyküsü... "Insani" olanla, Pietro Valpreda ile baş- layalım. Pietro Valpredo balerin, yani sa- natçı. "Anarşisfmiş vaktiyle. "Anar- şisfle Türkçede anlaşıldığı şekliyle dü- zayak "terörist" değil, düşünsel planda bir "anarşist'' kastediliyor. Yani "terör ey- lemd^iyle'' ilgisi yok Valpreda'nın. "Feİ- sefi düze\ de devleti reddediyor" Valpre- da. Hepsi bu. Ancak Valpreda'nın bu "fel- sefî" seçimi. 1969 Noel arifesinde ilk bü- yük "terör şokuyla" sarsılan Italya'da; ki- şisel trajedisinin de başlangıcı oluyor. Milano'nun "Piazza Fontana" Meyda- nı'ndaki "Ziraat Bankası'na" çünkü I969'un 12 Aralık günü bir bomba ko- nuyor. Olayda 17 kişi ölüyor, 84 kişi ya- ralanıyor. Güvenlik güçleri harekete ge- çiyor. Üç gün içinde Pietro Valpreda ile GiuseppePineffi'nin de aralannda bulun- duğu bir dizi "anarşisti'' yakalayıp kara- kola çekiyorlar. Pinelli, "NobeT ödüllüya- zar Dario Fo'nun ünlü "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü" adlı piyesine son- radan konu olacak şekilde "emnij'etmü- dürtüğü penceresinden adayarak intihar ediyor" olayın akabinde. Ya da bir şekil- de "mtiharetnnliyor!''. Pinelli'ye, Valpreda'nın "şakıdığını" ve kendisinin "Fontana Mejdanı" bom- bacılan arasında olduğunu söylüyorpo- lisler. Bomba olayıyla uzak yakın ilgisi bu- lunmayan ve derin şoka giren Valpreda da yaka paça turuklanıyor. Nasılmı?CornelioRolandiadındarast- gele bir taksi şoförüne aynı polisler Valp- reda'nın bir resmini göstererek emir \e- riyor: "Emniyete geiip bu adamı teşhis edecekan" diye. Dehşete kapılan şoför söy- leneni yapıyor. "Evefdiyor. "Elinde va- iiziyle Fontana Meydanı'nda bu adamı ben götürdüm. Bombavi koyan bu!n "Düzmece deHDerie" Vaİpredo önce- den öngörülen plan çerçevesinde, "Fon- tana canavarT ılan ediliyor. Ama "düz- mecehikâyeye" adı kanşan herkes, "lu- tankamun'unlaned"ne uğramışçasına te- kerteker ölüyor. Yalancı şahitlik yapan tak- sici Rolandi, sirozdan gidiyor, Pinelli ile Valpreda'nın sorgusunu yapan komiser, evinin önünde "kurşunlanıyor". Valpre- da 'nın tutuklama emrini veren savcı, bir faşistin kurşunlanyla "can veriyoıf Mah- keme edilmeden hapse nkılan Valpreda üç yıl demir parmaklıklar arasında kalı- yor. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra da, dava yıllarca süriiyor. Yaldaşık on yıl son- ra 1985 yılında temyiz mahkemesi niha- yet "delfl yetersizüginden'' Valpreda'nın beraatına karar veriyor. Ama sanatçının adı yıllar boyu aklanmıyor. Milano'da kimse Valpreda'ya ev kiralamak istemi- yor mesela. "Valpreda" denildiği anda herkes toz oluyor. "Sadevatandaş" Valp- reda "Barikat" isimli müte\azı bir bar açıyor sonuçta ve "Bakunin" adlı Jcedi- sinin yanında sessiz sedasız, 69 yaşında, akciğer kanserinden can veriyor. Cenaze- si Mendeksohn ve cazla kaldınlan Valp- reda'nın trajedisi, "Italyan demokrasisi- nin de trajedisi'' aynı zamanda. Demok- ratlara en büyük acıyı veren de bu. Valp- reda ile özdeşleşen "gladio"; soğuk Sa- vaş'ın sona ermesi ile "resmi dûzeyde" lağvedilmiş olmasına rağmen "fîüen"de- vam ediyor çünkü Çizme'de. Zaman za- man bizde "derin deviet" anlamına gelen "gerinnı stratejisi" ya da "devlet terörü" adı altında halen kullanılıyor. Nasıl mı? "Cenova G-8 göstericüerini" bastırmak amacıyla mesela, "Nobd"li yazar Dorio Fo.ScuolaDiaz'a "ınolotofl{Dkteyfi''sok- tuklan için dayaktan geçirilen globalleş- me karşıtlannın, "gerüîm stratejisi''nin tipik örneği olduğunu söylüyor örneğin. "Molotoflan 'Scuola Diaz'a -Valpreda olayında düzmece delil düzenleyenler gj- binpkı- bizzat G-8 göstericflerini döven gü- venokgüçleri soktu" diyor örneğin. "Uni- ta" yazan Nicola Tranfaglia ise parmağı- nı yanlız geçen yazın G-8 olaylanna yö- neltmekle kalmıyor. Baharaylannda "Kml 1ugajiar''ın kur- şunlanna kurban gittiği iddia edilen eko- nomi profesörü Marco Biagi'run ölümü- nün de -vaktiyle Valpreda'yı mahkûm eden- aynı "derin devletstratejisüıin" par- çası olduğunu iddia ediyor. Devlet için- de "degJşime direnç göteren. değişun kar- sıtı güçlerin devreye soktuğu bir strateji" kastediliyor bu "derin devlet stratejisi'' ve Italya'daki ismi "gerilim stratejisi'' ile. Söz konusu strateji çizmede '70'li yıllar- dan bu yana "demokratik güçlerin önü- nü kesmek" için kullanılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear