Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3AYFA CUMHURİYET 9TEMMUZ2002SAU
10 D Ü N Y 4 V E T Ü R K Î Y E dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
TCoç Boynuzu' Ödülünün Bedeli!
Cuma günü An-
kara'da yabancı bir
konukvardı.Konuk
çokonemlioimalry-
dı! Rahatsızlığı ne-
denıyle, Cumhur-
başkanı Ahmet
Necdet Sezer'in
duzenledığıABDo-
ruğu'na, Milli Gü-
venlik Kurulu toplantısına katılamayan,
yabancı başbakanların ziyaretlerını er-
teleyen Başbakan EUilent Ecevit bu
konuğu kabulde bir an bile tereddut et-
medi.
Konuk. dünya Yahudi lobisinin başı
sayılan "B'naı B'rith" örgütünün Başka-
nı Richard Heideman idı. Dunyada 58
ülkede örgutlenen kuruluşun merkezi
New York'tadır. Nevv York'un 1. Cadde-
sı'nden 46. Sokağa ginldiğinde sol baş-
takı bına "Türk Evi", sağ baştakı ise
"B'nai'B'nth'ın karargâhıdır. B'naı B'rith,
yalnızca ABD'de değil dünyadakı tüm
Yahudilenn sıyasal, dıplomatik, ekono-
mik ve kültürel hak ve çıkarlannın koru-
yucu şemsıyesıdir.
Ecevrt'i hastayatağından çıkıp Heide-
man'la buluşturan neden Nevv York'ta-
kı bu komşuluk değildir Son 15 yılda bu
örgüt, ABD Kongresi'nde ve medya-
sında Türkiye'ye önemli destek vermış,
Enmenı tasanlannda bir Türk lobı kuru-
luşu gibı Türkiye'ye yardımcı olmuştur.
Ancak, Heideman, iki yıl önce bir konuş-
masında açık seçik olarak "Ermeni ta-
sanlan karşısında herzaman destek ve-
rilmesının olanağı olmayacağı" gibi bir
açıklama yapma gereğini de duymuş-
tu. Bu açıklamada, her olasılığa karşı-
lık kendılerinı güvence aJtına almak ol-
duğu kadar, ABD'de sık sık ortaya çı-
kan Ermeni tasanlanna karşı Türkiye'ye
desteklenni sürdu-
rebilmek ıçin Anka-
ra'nın dakarşıhğın-
daOrtadoğu'da Ya-
hudi sorunlanna her
zaman destek ver-
mesinisağlamakgı-
bi bir siyasa geçer-
liydi.
B'nai B'rith, bu
olguyu pekiştırmek için Ecevit'in ABD'ye
yaptığı ziyarette Ritz Carlton Oteli'nde
özel bir tören düzenledi. Heideman,
Ecevit'e o gun "Devlet adamlığı ödü-
lü" olarak bir pınnç plaket üzerine ko-
nulmuş bir "Koç Boynuzu" hediyeet-
ti. Heideman, törende "Bu boynuzun es-
ki çağlarda dağ tepelennde sabahın
gelişini karşılamak ıçin kullanıldığını,
özgüıiük ve demokrasiye ulaşmak için
insanlann bıraraya gelmesinı simgele-
diğinı" söyledı. Ecevit, teşekkur ko-
nuşmasında "Türider ve Yahudiler, ta-
rihte hep terorızme ve baskıya karşı
gelmişlerdır. Bölgemızin olumsuz öğe-
lerini birlikte aşabiliriz." dedi. Aynı tö-
rende ABD Yahudi Komıtesi Başkanı
Harold Tanner de Ecevit'e "Hüküme-
tin gerçek amacı özgürtüktûr" yazılı bir
plaketı "Türkiye- ÂBD-lsrail dostluğu
adına" verdı.
Israil'ın, Filistın'e baskı uygulamaya ve
masum sivillen öldürmeye başlaması
uzerine Ankara'da yöneltılen bir soru-
yu Ecevit, "Israilsoykınm uyguluyor" di-
ye yanıtlamıştı. Ecevit, daha sonra, de-
diğinediyeceğınebinpışmanoldu, art
arda yaptığı açıklamalarfa tükürdüğünü
yaladı, durdu. Işte bu nedenle Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanı hasta yatağın-
dan çıkıp Heideman'ı kabul ettı ve gü-
ven tazeledi. Heideman'ı Cumhurbaş-
kanı Sezer de kabul etti.
Atma 17 Kasım skandalı arifesinde!
Atına'da 23 Aralık 1975'te ABD'nin
Atina Istasyon Şefi Richard Wells, evi-
nin önünde öldürüldü. Dört yıl süre ile
o evin çapraz köşesindekı bir evde ya-
şadığım için olayın sonrasını veyöreyi
çok iyi bılirim. Cinayeti o ana kadar adı
duyulamayan "17 Kasım" örgûtü üst-
lendi. örgüt adını, 17 Kasım 1973te Ati-
na Ünıversrtesı onündeki öğrenci ayak-
lanmasının Yunan cuntasınca kanlı bir
biçimde bastırması olayından almıştı.
O günden bu güne geçen 27 yıl bo-
yunca, aynı örgüt 23 cınayetı kabul-
lendi. Bunlar arasında Türk Basın Ata-
şesi Çetin Görgü ve Büyükelçilik Müs-
teşarı Haluk Sipahioğlu da var. Bir
başka saldında Müsteşar Deniz Böiük-
başı yaralı kurtuldu. öteki yabancı kur-
banlar arasında Ingiliz Askeri Ataşesi
Tuğgeneral Stephen Saunders de bu-
lunuyor.
Işın ilginçyanı, eylemlennçoğunda
aynı 45'lik silah kullanılıyor. Orgut, bir
anlamda; dizi cinayetler işleyen, ken-
disini "Zorro" gibi kurtancı sanan, an-
cak ruhsal bozukluk içindeki birkişinin
aynı tabancayı kullanarak ımzasını bı-
rakması gibi bir özgüvene sahip. Yu-
nanıstan'ın yakın siyasal tanhinın en
karanlık sayfalannın en önemli ıpucu
olan bu 45'lik tabanca da henüz ele geç-
miş değil. örgüt, Alman Büyükelçili-
ği'ne olduğu gibı bazı hedeflere uzak-
tan roketatarlarla saldınyor. Kurbanlar
arasında Yunan kökenli Ingiliz vatan-
daşı Costis Peratikos gibi zengin ar-
matörler de var.
Yabancılarda ve Yunan aydınlarda,
27 yıldır 23 cinayet ve aynca çeşitli he-
deflere yapılan saldırılarda tek ıpucu-
nun dahi elegeçmeyişinde 17 Kasım'ın
özellikle kollanıp korunduğu gibi bir
genel kanı var. Bir zamanlar adı KYP
olan, şımdiki Yunan Ulusal Istihbarat ör-
gütünün (EİP), geçmişteki bir sabıka-
sını çağnştırıyor. 1965'te, Kıbns konu-
sunda kurulan ASPİDA adlı gızlı bırör-
gütün KYP içinde odaklandığı bugun-
kü Dışişlen Bakanı Yeorgios Papand-
reu'nun babası eski başbakan Andre-
as Papandreu'nun da üye olduğu son-
ra saptanmıştı.
Şimdi benzen birdurumun 17 Kasım
için de geçerii olduğu ve KYP'de baş-
layan odaklanmanın gun ışığına çık-
ması ile Abdullah Öcalan olayından
sonrakıne benzer yenı bir skandalın
daha yaşanacağı one sürülüyor. Bu
çevreler, daha önce elınde bomba pat-
layan bırterörıstin açlık grevıne başla-
yınca serbest bırakıldığını anımsatıyor-
lar. 17 Kasım olaylanna karıştığı açık-
lanan Avraam Lesperoğlu adlı birte-
röristın de mahkemede 17 yıl hapse
mahkûm edildiği, ancak sonrakı yargı
aşamalarında özgürtüğünun verildiği
de unutulmuş değil.
Geçen hafta, Pire Limanı'nda er-
ken patlayan bir bomba nedeniyle tu-
tuklanan Savvas Ksiros'un başka bir
adla kiraladığı evde yapılan aramada,
silah, roketatar, el bombalan, 17 Ka-
sım'ın simgesi olan bir kızıl bayrak, es-
ki bir daktilo bulundu. Ksiros'ta ele
geçen tabancanm Ingiliz generalinın
öldürülmesinde kullanıldığı, parmak
izleri ile örtüştüğü belirtendi. Aynca, ör-
gütün yaptığı yazılı açıklamalannda-
kı Yunan (R) harfinin karşılığı olan (P)
harflerinin bu daktilodaki (P) nin içi gi-
bi kirli olduğu da saptandı.
Bir emekli papazın oğlu ve ikona res-
samı olan Ksıros 40 yaşında. Dolayı-
sıyla 27 yıl önce kurulan 17 Kasım ör-
gütünün ilk kuşağından değil. örgü-
te artık ikinci kuşak teröristlerin de
alındığı anlaşılıyor. Yine detoplam üye
sayısının bir düzineyi bile bu\madığı
söyleniyor.
Batı, 2004 Olimpiyatlan öncesinde
Yunan polisinin kendi onurunu koru-
yacak bir başan gösterip 17 Kasım gi-
zeminı aydınlatmasını bekliyor. Dü-
rüst bir yargılamaya ABD, Ingiliz ve Türk
ailelenn de müdahil olarak katılmala-
n kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla böy-
le bir davanın uluslararası arenadaki
çapı ve yankısı da en az Olimpiyatlar
kadar ilginç olacaktır. Gerçekler aydın-
latılmazsa, suç ortaklığı konusunda-
ki söylentilerin geçerliliği gündeme
gelecektir.
Hükümetin sahtecilik damşmanı!
Dünkü Cumhuriyet ile birlikte bazı
gazetelerde, Anadolu Ajansı'nın geç-
tiği bir haber ve bir resim vardı. Ha-
berde, Genelkurmay Başkanlığı Sanat
Damşmanı Mehmet Özel'in eline 10
Aralık 1877 tarihli bir fotoğraf geçmiş-
ti. Fotografta, Rus Çarı Aleksandr,
yendiği Plevne Kahramanı Ga2i Os-
man Paşa'yı yaralı olarak ıki kişinın yar-
dımıyla kabul ederken gösteriyordu.
Resrni görünce kahkaha ile gül-
düm. Ünlü genel müdür yine sahne-
ye çıkmıştı. "Picasso Skandalı" dizi-
sinde Kültür Bakanlığı'nda 28 yıl de-
ğişmeden Güzel Sanatlar Genel Mü-
düıiüğü koltuğunda oturma becerisi-
ni gösteren Mehmet özel'in adını
Cumhuriyet okurlan çok iyi anımsa-
yacaklardır. Hani, sahte Picasso tab-
blannı Ankara Devlet Resim ve Hey-
ke! Muzesı'nde sergileyen, Küftür Ba-
kanı Istemihan Talay'a yanlış bilgi
verip aldatan, Başbakan Ecevit'e Is-
panya'da "Bizde çok Picasso tablo-
su var" dedirten bu kişi yine sahneye
çıkmıştı. AA'nın geçtiği resim bir fotoğ-
raf değil bir Rus ressamınca yapılmış
bir tablonun kartpostalı idi, Özel, bu
resmi AA aracılığı ile kamuoyuna yut-
turmuştu..
Müzedeki bazı tablolann kaybın-
dan sorumlu olduğu halde kovuştur-
madan kurtulan, Macaristan'da baş-
ka ressamlann resimlerini kendi imza-
sıyla sergileyen.fotoğrafve resmi ayırt
edemeyen bu sanat adamı (!) emek-
li olduktan sonra Başbakanlığa
732.510 .000 lira net aylıkla danış-
man olarak atandı. Haberdeki şu nok-
tayı anlayamadım: Bu, sahte resimler-
le ilgili uzman olarak adı geçen kişi,
Başbakanlık dışmdaaynca Genel Kur-
may Başkanlığı'na da mı sanat danış-
manlığı yapıyor? Bakalım, devletin
kandırılmasına kim ve ne zaman son
verecek?
Elmek: oacar@superonline.com Fax:0312-442 79 90
AIDS
TREATMENT
NOW1
Konferansa e\ sahipHği yapan Barcelona'da düzenknen gösterilerde, herkesin ucuz ilaca sahip olması gerektiği savunuldu. (Fotoğraflar: AP RELTERS)
Barcelona konferansında hastalığın devletleri iç savaşa sürükleyebileceği vurgulandı
AIDSterör estirecekEhş Haberler Senisi - AIDSin yarat-
tığı ekonomik ve sosyal çöküntünün.
hastalığın en çok etkilediği ülkeleri, ge-
lecek on yıl içinde anarşi ve iç savaşın
içine sürükleyebileceği belirtiliyor. Ta-
rihin en büyük AIDS konferansına katı-
lan uzmanlar "geleceğiıı Usame bin La-
din'iolabflir mi" diye sordiiklan AIDS'in
ulus-devlet sistemi için büyük bir tehdit
oluşturduğuna dikkat çekiyorlar.
AIDS'in toplumlar üzerindeki etkisi-
ne, günümüz ve gelecek tehlikelerine ve
ülkelerin verdiği yardımlara dikkat çek-
mek üzere düzenlenen AIDS konferan-
sı, Ispanya'nın Barcelona
kentinde önceki gün başla-
dı. Konferansta konuşan uz-
manlar, AIDS'in bu hızlı
ilerleyişinin özellikle de yok-
sul ülkelerde yaratacağı
anarşi tehdidini vurguladı-
lar.
Somali, Kongo Demok-
ratik Cumhuriyeti ve Afga-
nistan, kâğıt üzerinde adla-
n olan, hatta Birleşmiş Mil-
letler'de (BM) birer sandal-
yeye de sahip olabilen, an-
cak gerçekte hiçbir kanunu,
ekonomisi ve hükümeti ol-
mayan "devletsiz" ülkeler-
den sadece birkaçı.
Bu ülkeler, uyuşturucu
baronlannın, kaçak suçlu-
• 2020'ye kadar 68 miryon kişinin ölümüne yol açması beklenen AIDS,
ulus-devletler için tehdit oluşturuyor. Bü>aik devletlerin, hastalığın
önlenmesi ve tedavisi için ellerini daha fazla ceplerine atmalan gerekiyor.
iann ve Afganistan'da olduğu gibi El Ka-
ide benzeri uluslararası örgütlerin bann-
ma yeri olabilir. Dünyadaki pek çok ül-
ke, önlem alınmadığı takdirde "deviet-
siz" ülke sayısının artmasından ve insa-
nın geleceğine yönelik tehditlerin büyü-
mesinden kaygı duyuyor.
Yonetimler itibar ka\bedi\
r
or
BM AIDS programı UNAIDS'nin ge-
çen hafta açıkladığı raporda, 20 milyon
kişinin AIDS nedeniyle öldüğü, çoğun-
luğu Sahra altı Afrika'da olmak üzere
40 milyon kişinin HIV virüsü taşıdığı ve
harekete geçilmezse 2020 yılına kadar 68
milyon insanın yaşamınj yitireceği vur-
gulanmıştı.
AIDS nedeniyle ölümlerin, aileleri par-
çaladığı, çalışma gücünü yok ettiği ve
tehlikenin aşılmaması durumundayöne-
1985te2kişidebulunan HIV virüsünü bugün 1325 kisi taşıyor
Türkiye'dehastasayısı artıyor
İstanbul Haber Servisi - Yüzde
95'i gelişmekte olanülkelerde gö-
rülen AIDS'li hasta sayısı Türki-
ye'de I325'e ulaştı. Vaka sayısı
2000 yılında l I4l idi. Dünyada
büyük birhızla artan AIDS, en çok
Afrika btasında göriilüyor.
Türk toplumunun tutucu yapı-
sı ve AIDS'inbelirtilerinin geç or-
taya çıkması nedeniyle hastalığın
Türkiye'de görülme oranı çok dü-
şük, ancak giderek artıyor. Sağ-
lıkBakanlığı'nın Aralık200l ve-
rilerine göre ilk olarak 1985 yılın-
da l hasta ve l taşıyıcıda görülen
AIDS vakası bugün 1325'e ulaş-
tı. Bunlardan 404'ü hasta, 92l'i
ise taşıyıcı. Vakalardan 919'u er-
kek, 406'sı ise kadın.
Erkeklerde daha sık
AIDS Türkiye'de en sık 30-34
yaş arası erkeklerde göriilüyor.
Kadınlarda en sık görülme yaşı ise
20-24 arası. Hastalığın en sık bu-
laşma yolu ise heteroseksüel ıliş-
ki. Verilere göre hastalık 102 er-
keğe homo/biseksüel cinsel iliş-
ki, 89 erkeğe madde bağımlılığı
yolu, 374 erkek ve 301 kadına he-
teroseksüel ilişkı yoluylabulaştı.
En sık görüldüğü iller ise istan-
bul, Ankara ve Izmiroldu.
timlerin itibannı ortadan kaldırdığına dik-
kat çekilen raporda, en kötü durumdaki
ülkenin Botswana olduğu belirtiliyor. Ye-
tişkin nüfusun yüzde 38.8'i HTV taşıyan
ülkede ortalama yaşam süresi 39 yıl.
Araştırmada Botswana, Lesotho, Svvazi-
lanâ, Mozambik ve Güney Afrika'nın
20l0'dan sonra, ölüm sayısuun doğumu
geçtiği, negatif nüfus artışı yaşayacağı
kaydedildi. Zimbabve ve Namibya'day-
sa hiçbir artış gözlenmeyecek. UNAIDS
Genel Direktörü Feter Piot 6 gün süre-
cek olan ve 15 bin akademisyen ve araş-
tırmacının karıldığı konferansta yaptığı
konuşmada, AIDS'le sava-
şımda sozlerini yerine getir-
meyen siyasetçilere görevle-
rini bırakmalan çağnsında
bulundu. AIDS yardımı va-
at eden liderlerin, sozlerini
yerine getirip getirmedikle-
rini tekrar tekrar gözden ge-
çirmeleri gerektiğini kayde-
den Piot, "Başaramazlarsa
yerlerini başkalanna bırak-
sınlar" dedi. Gelişmekte
olan ülkelere yardımın
1998 'den beri 6 kat arttığını,
ancak bu miktann gereke-
nin ancak üçte birini karşı-
ladığını belirten Piot, "So-
runuo çözûlmesi için zengin
ülkeler, ellerini daha fazla
ceplerine sokmah" dedi.
ABDÜLKADİR'İN 'ÇETE' KURBANIOLDUĞUİLERİSÜRÜLDÜ
Suikasttakötükokular
Dış Haberler Servisi - Afganis-
tan'ın başkenri Kâbil'de cumartesi
günü uğradığı bir saldın sonucu öl-
dürülen Devlet Başkanı Yardımcısı
Hacı Abdülkadir'ın siyasi değil ad-
Ii bir cinayetin kurbanı olmuş olabi-
leceği bildırildi. Afgan yönetimi, Ab-
dülkadir'e düzenlenen suikastm so-
ruşturulması için, Türkiye komuta-
sındaki Uluslararası Güvenlik Des-
tek Gücü'nden (ISAF) yardım iste-
di. Abdülkadir'in Pakistan sınınnda
afyon yerişriren Nangarhar eyalerin-
de rakip savaş ağalan ve uyuşturucu
kaçakçılan arasında birçok düşma-
nı olduğunu söyleyen Batılı bir dip-
lomat, devlet başkan yardımcısının
bu nedenle adli bir cinayete kurban
gitmiş olabileceğini savundu. Nan-
garhar eyalet başkenti Gani Khiel 'de
afyon satıcılannın Abdülkadir'e düş-
man olduğu, çünkü adamlannın bu
yıl başında yöredeki afyona el koy-
duklan belirtildi.
Abdülkadir'in suikastıyla ilgili 2
şüphelinin yakalandığı bildirilirken
Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin
sözcüsü Sajid Fazıl Ekber, yaptığı
açıklamada, kabine toplantısı sıra-
sında alınan karara göre "tslamcı ge-
çiş hükümetinin,Haa Abdülkadir'in
şehit edilmesi ile ilgili yapılan soruş-
turmayayardımaobnasıiçinISAF'a
başvuruda bulunduğunu" kaydetti.
ABDORDUSLTVU\
'H.4LKLA
tLİŞKİLER'
FAALİYETLERİ-
Afganistan'daki ABD
ordusu yeüdlileri, son
dönemde oluşan
teptdleri hafıfletmek
amacıyla yerel
aşiretlerie ilişkUerini
geüştirmeye çakşıyor.
G«neral Dan McNeiD
liderliğindeki bir grup,
güneydeki Tarin Kont
ve Kakarak köylerini
zi>aretettL.\Bb
askerieri çocukiara
okul kitabı dağıtn.
(Fotoğraf: AP)
Anarşist Valpreda^nın kazara öliiıııü
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Italyan gazetelerinin tümünde dün, il-
ginç bir "birindsajfa haberi" vardı: "Pi-
etro Valpreda öldü"... Valpreda; "gla-
dlo'nun simgesi'' yani... Baştan sona in-
sani ve siyasi bir trajedi öyküsü...
"Insani" olanla, Pietro Valpreda ile baş-
layalım. Pietro Valpredo balerin, yani sa-
natçı. "Anarşisfmiş vaktiyle. "Anar-
şisfle Türkçede anlaşıldığı şekliyle dü-
zayak "terörist" değil, düşünsel planda bir
"anarşist'' kastediliyor. Yani "terör ey-
lemd^iyle'' ilgisi yok Valpreda'nın. "Feİ-
sefi düze\ de devleti reddediyor" Valpre-
da. Hepsi bu. Ancak Valpreda'nın bu "fel-
sefî" seçimi. 1969 Noel arifesinde ilk bü-
yük "terör şokuyla" sarsılan Italya'da; ki-
şisel trajedisinin de başlangıcı oluyor.
Milano'nun "Piazza Fontana" Meyda-
nı'ndaki "Ziraat Bankası'na" çünkü
I969'un 12 Aralık günü bir bomba ko-
nuyor. Olayda 17 kişi ölüyor, 84 kişi ya-
ralanıyor. Güvenlik güçleri harekete ge-
çiyor. Üç gün içinde Pietro Valpreda ile
GiuseppePineffi'nin de aralannda bulun-
duğu bir dizi "anarşisti'' yakalayıp kara-
kola çekiyorlar. Pinelli, "NobeT ödüllüya-
zar Dario Fo'nun ünlü "Bir Anarşistin
Kaza Sonucu Ölümü" adlı piyesine son-
radan konu olacak şekilde "emnij'etmü-
dürtüğü penceresinden adayarak intihar
ediyor" olayın akabinde. Ya da bir şekil-
de "mtiharetnnliyor!''.
Pinelli'ye, Valpreda'nın "şakıdığını"
ve kendisinin "Fontana Mejdanı" bom-
bacılan arasında olduğunu söylüyorpo-
lisler. Bomba olayıyla uzak yakın ilgisi bu-
lunmayan ve derin şoka giren Valpreda da
yaka paça turuklanıyor.
Nasılmı?CornelioRolandiadındarast-
gele bir taksi şoförüne aynı polisler Valp-
reda'nın bir resmini göstererek emir \e-
riyor: "Emniyete geiip bu adamı teşhis
edecekan" diye. Dehşete kapılan şoför söy-
leneni yapıyor. "Evefdiyor. "Elinde va-
iiziyle Fontana Meydanı'nda bu adamı
ben götürdüm. Bombavi koyan bu!n
"Düzmece deHDerie" Vaİpredo önce-
den öngörülen plan çerçevesinde, "Fon-
tana canavarT ılan ediliyor. Ama "düz-
mecehikâyeye" adı kanşan herkes, "lu-
tankamun'unlaned"ne uğramışçasına te-
kerteker ölüyor. Yalancı şahitlik yapan tak-
sici Rolandi, sirozdan gidiyor, Pinelli ile
Valpreda'nın sorgusunu yapan komiser,
evinin önünde "kurşunlanıyor". Valpre-
da 'nın tutuklama emrini veren savcı, bir
faşistin kurşunlanyla "can veriyoıf Mah-
keme edilmeden hapse nkılan Valpreda
üç yıl demir parmaklıklar arasında kalı-
yor. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra da,
dava yıllarca süriiyor. Yaldaşık on yıl son-
ra 1985 yılında temyiz mahkemesi niha-
yet "delfl yetersizüginden'' Valpreda'nın
beraatına karar veriyor. Ama sanatçının
adı yıllar boyu aklanmıyor. Milano'da
kimse Valpreda'ya ev kiralamak istemi-
yor mesela. "Valpreda" denildiği anda
herkes toz oluyor. "Sadevatandaş" Valp-
reda "Barikat" isimli müte\azı bir bar
açıyor sonuçta ve "Bakunin" adlı Jcedi-
sinin yanında sessiz sedasız, 69 yaşında,
akciğer kanserinden can veriyor. Cenaze-
si Mendeksohn ve cazla kaldınlan Valp-
reda'nın trajedisi, "Italyan demokrasisi-
nin de trajedisi'' aynı zamanda. Demok-
ratlara en büyük acıyı veren de bu. Valp-
reda ile özdeşleşen "gladio"; soğuk Sa-
vaş'ın sona ermesi ile "resmi dûzeyde"
lağvedilmiş olmasına rağmen "fîüen"de-
vam ediyor çünkü Çizme'de. Zaman za-
man bizde "derin deviet" anlamına gelen
"gerinnı stratejisi" ya da "devlet terörü"
adı altında halen kullanılıyor. Nasıl mı?
"Cenova G-8 göstericüerini" bastırmak
amacıyla mesela, "Nobd"li yazar Dorio
Fo.ScuolaDiaz'a "ınolotofl{Dkteyfi''sok-
tuklan için dayaktan geçirilen globalleş-
me karşıtlannın, "gerüîm stratejisi''nin
tipik örneği olduğunu söylüyor örneğin.
"Molotoflan 'Scuola Diaz'a -Valpreda
olayında düzmece delil düzenleyenler gj-
binpkı- bizzat G-8 göstericflerini döven gü-
venokgüçleri soktu" diyor örneğin. "Uni-
ta" yazan Nicola Tranfaglia ise parmağı-
nı yanlız geçen yazın G-8 olaylanna yö-
neltmekle kalmıyor.
Baharaylannda "Kml 1ugajiar''ın kur-
şunlanna kurban gittiği iddia edilen eko-
nomi profesörü Marco Biagi'run ölümü-
nün de -vaktiyle Valpreda'yı mahkûm
eden- aynı "derin devletstratejisüıin" par-
çası olduğunu iddia ediyor. Devlet için-
de "degJşime direnç göteren. değişun kar-
sıtı güçlerin devreye soktuğu bir strateji"
kastediliyor bu "derin devlet stratejisi''
ve Italya'daki ismi "gerilim stratejisi'' ile.
Söz konusu strateji çizmede '70'li yıllar-
dan bu yana "demokratik güçlerin önü-
nü kesmek" için kullanılıyor.