Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 5 HAZİRAN 20O2 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cökçek hakkında
suçduyırusu
• ANKARA (ANKA) -
EEski Trabzon
Vlilletvekili, avukat
Rahmi Kumaş, Ankara
Biiyükşehir Belediye
Ba^kanı Melıh Gökçek
rmakkında Yargıtay
Cıımhuriyet
Başsavcıîığı'na suç
duyurusunda bulunarak
cezalandınlmasını istedi.
Kumaş, Gökçek'in
göreve gelir gelmez
değiştirdiği Ankara'nın
simgesinin eski halıne
donüştürülmesi için dava
açmış ve uzun bir
yargilamanın ardından
Ankara 2'nci Idare
Nlahkemesi'nden çıkan
iptal karan Danıştay
tarafındanda
onaylanarak
kesinleşmişti. Hitit
Güneşi'nın yerine kabul
edilen "camı motifli"
simge bu karara karşın 5
aydır değiştirilmemişti.
Bunun üzerine Kumaş,
dün Yargıtay
Başsavcılığı'na 2
sayfalık bir suç
duyurusu verdi.
Vural ve Özden'm
yolları ayrıldı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Vural Savaş, parti
kurmaya hazırlanan
Yekta Güngör Özdenin
hareketinden aynldı.
Savaş, verdiği
konferanslara büyük ilgi
olduğuna işaret ederken
bir siyasi hareket içinde
olursa bu 'aydınlarma
görevini' yerine
getiremeyeceğini
düşündüğünü belirtti.
Bekir Aksoy
MHP'ye katılıyop
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP'den istifa eden
Çorum Milletvekili
Bekir Aksoy, bugün
MHP'ye katılıyor.
DYP'den bir süre önce
istifa eden Bekir Aksoy,
bugünkü grup
toplantısında MHP'ye
katılacak. Bu katılımla
MHPnin milletvekili
sayısı 127'ye çıkacak ve
DSP ile arasındaki
milletvekili farkı tekrar
l'e inecek.
Sigaraya yüzde
8-11 zam
• İSTANBUL(AA)-
Japan Tobacco
International (JTI),
Izmır Torbalı
tesislerinde üretilen
Camel, Salem. Winston
ve Monte Carlo
iigaralanna zam yaptı.
Yüzde 8 ile yüzde 11
ırasında değışen zamh
/eni fiyatlar, bugünden
tibaren geçerli olacak.
\rtış sonrası kısa
Camel 2 milyon liraya
/ükseldi.
AÇIKLAMA
I Haber Merkezi -
3azetemizde dün,
Kürtçe yasak, Arapça
>erbest" başlığıyla
yayımlanan haberle
ılgili dün bir açıklama
yapan RTÜK Başkanı
Fatih Karaca, "Mesaj
I"V logosuyla yayın
yapan Orta Anadolu
Mesaj TV ve Rad. Yay.
AŞ unvanlı kuruluşla
ilgili bir şikâyet üzerine
konu takibe alınmış,
tzleme ve
Değerlendirme
Dairemiz tarafından
uzman raporu
hazırlanmış, aynca Milli
Eğitim Bakanlığı'ndan
ve Diyanet Işleri
Başkanlığı'ndan görüş
istenmiştir. tlgili
kuruluşlardan alınan
görüşler çerçevesinde
konu Üst Kurul
tarafından
değerlendirilmiş ve
yapılan yayının uzaktan
öğretim amacına
yönelik olduğu
anlaşıldığından,
kuruluşa müeyyide
uygulanmasına gerek
görûlmemiştir" dedi.
Fogg'la görüşen Bahçeli, PKK'nin istemlerinin AB'yle örtüştüğünü söyledi
KADEK listeye ahnsınANKARA(Cumhuri\etBürosu)-ABKomis-
yonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, PKK ile
Kopenhag ölçütlerinin örfüştüğüne dikkat çe-
ken Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli" ye.
"PKK istismar ediyor diye AB reformlanndan
vazgeçmeyin" uyansında bulundu.
Devlet Bahçeli, dün Karen Fogg'u Başba-
kanlık'ta kabul etti. Alınan bilgiye göre yakla-
şık 1.5 saat süren görüşmede, Bahçeli, Kopen-
hag ölçütleriyle terör örgütü PKK'nin istemle-
rinin örtüştüğünü savundu. Kopenhag ölçütle-
ri çerçevesinde Ulusal Program hazırlandığını
anımsatan Bahçeli, bunu AB'nin kabul ettiği-
ni kaydefri. Bahçeli, "Ancak LTusaJ Program'a
rağmen, şimdi anadiide öğretim veyayın ile ida-
nıın kaldınhnası konulan gündeme getirildi.
MHP'nin bunlan kabul etmesi söz konusu de-
ğil" diye konuştu.
Karen Fogg ise MHP'nin duyarhlıklannı an-
ladığmı kaydederken "Ancak PKK istismar
ederdiye gerekMAB refbrmlannı yapmaktan vaz-
geçmeyin" diye konuştu. MHPnin AB hede-
fıne bağlı olduğunu bildiğini belirten Fogg, AB
konusunun, anadiide yayın ve öğretimle birlik-
te idama kilitlenmesine anlam veremediğini
kaydetti.
Idamın kaldınlmasının hemen gerçekleşti-
rilmesi istenen bir düzenleme olmadığını, bu-
na karşın AB üyeliği için mutlaka gerekli ol-
duğunu vurgulayan Fogg, "Türkhe'nin üyetik
sürecinde yapacak çok şeyi var. Eğer Kıbns'ta
Uerieme sağtanırsa Türkh e'nin üyelik sürecine
katla sağlayacakür" diye konuştu.
Ecevit, Başbakanlık muhabirlerinin yazılı sorulannı yazılı yanıtladı
Doktorlanma güvenim tamANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Bülcnt Ece\it
idam ve anadilde yayın, eğitim
gibi konularda muhalefetle hü-
kümet arasındaki uzlaşmanın
zorlaşuğını, ancak umudunu ko-
ruduğunu söyledi. Uzlaşma sağ-
lanırsa Meclis'i olağanüstü top-
lantrya çağırabileceğini söyleyen
Başbakan Ecevit, bankacüık sek-
törüyle ilgili operasyonlara hü-
kümetin karar vermediğine de
dikkat çekerek bu konuda özerk
ya da bağımsız kuruluşların so-
rumlu olduğunu söyledi.
Sağlığı konusunda da doktor-
lann olumlu görüş bildırmesi
halinde bu hafta içinde sabırsız-
lıkla göreve başlamak istediği-
ni aktaran Ecevit, doktorlara da
güveninin tam olduğunu söyle-
dı.
Başbakan Bülent Ecevt dün
Başbakanlık muhabirlerinin si-
yaset, ekonomi ve sağlığı ko-
nusunda yönelttigi yazılı soru-
lan yanıtladı. Ecevit, yanıtlan
Basın Müşaviri Cem Avcı ara-
cılığıyla basın mensuplanna ilet-
tı. Sorulara net yanıt vermekten
kaçman Başbakan, ekonomi ve
siyasi konularda "umutdohı me-
sajlar" verdi. Başbakan Ecevit,
sağlığı konusundaki spekülas-
yonlara son veremezken verdi-
ği yanıtlar Başbakanlık'taki me-
saisine ne zaman başlayacağını
^Z İr —••HMtreTlt: "•*-<*« m.+*fî,
Başbakan BülentEcevit vazüı >
ı
anıünda, AB konusunda umuthı oMuğunu. koaüsyonda uzlaşma sağlanırsa
Meclis'i olağanüstü toplanüva çağırabileceğini belirtti. (Fotoğraf: AA)
da netleştiremedi.
Başbakan Ecevit'e yöneltilen
sorular ve yanıtlan şöyle:
- İdam gibi konularda muha-
lefetle uzlaşmanız zortaşb. Av-
rupa Birtiği ile ilgili düzenleme-
ler ekun ayuıa mı kalnor?
- Avrupa Birliği ile ilgili ko-
nularda muhalefetle henüz bir
uzlaşmaya varamadık. Ama yi-
ne de umutluyum. Çünkü AB,
hükümetin ve ulusun sorunu-
dur. llke olarak başlıca bütün
partilerAB'ye üyelik amacını be-
nimsediklerine göre mutlaka
aralannda uzlaşmalan gerekir.
DSP diğer partilerle bu konuda
başlattığı diyaloğu sürdürüyor...
- Avrupa Birliği ile ilgili dü-
zenlemeler konusunda muhale-
fetle uzlaşma sağlanırsa Meclis'i
olağanüstü toplanüvaçağmr nu-
sınız?
- Muhalefetle uzlaşma olana-
ğı sağlanırsa Meclis'in olağa-
nüstü toplantıya çağnlması da el-
bette düşünülebilir.
-Dışjşleri Bakanı îsmail Cem,
"AB ile ilgili düzenlemeler se-
çimden sonra kurulacak hükü-
metçe yapılabilir" dedi Bu gö-
riişe kamrvor musunuz?
- Dışişleri Bakanı İsmail Cem
ile henüz bu konuyu görüşebil-
miş değilim.
-Bankaafcksektöriiieflgîison
operasyon. sektörefljşldnkaygh
lannızı giderdi mi? Benzer ope-
ras\onlar sürecek mi?
- Bankacılık sektörüyle ilgili
operasyonlara hükümet karar
vermez. Çünkü bu konudan so-
rumlu özerk veya bağımsız ku-
ruluşlar kurulmuştur. Ancak
bunlann işleyişinde bazı aksak-
lıklar olursa hükümet bu aksak-
lıklann giderilmesine yardımcı
olur.
- 27 Haziran'daki sağük kont-
rolünün ardından Başbakanlık
mcsaisine başlavabilecek misi-
niz? Doktoıiar olumsuz görüş
verirse ne yapacaksuıız?
- Bu hafta içinde değerli dok-
torlanmızdan olumlu görüş ge-
lirse çalışmalarıma derhal baş-
layacağım. Bunu sabırsızlıkla
bekliyorum.
- Doktorlannıztarafından u>-
gulanan tedavinin > anlış olduğu
iddialanna yanıtuıız nedir?
- Benim sağlık durumumla il-
gilenen değerli doktorlann hep-
sine tam güvenim var. Bu konuda
gelişigüzel haberler veya
spekülasyonlar çok yersiz ve
üzücüdür.
Sağlar:AByasalan
hemen çıkartdmalı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel
Sekreteri Fîkri Sağlar, Meclis'in tatile
girmeden önce AB için gerekli olan yasal
düzenlemeleri çıkarması gerektiğini belirtti.
Sağlar, "Başta DYP ve AKP olmak üzere
AB'yi saMinur görünür bazı partilerimiz, bir
adım ileri iki adım geri' taktiği uygula>arak
Kopenhag kriterieruıe uygun düzenlemelerin
yasaüaşmasuu ertektmeye çauşryoriar" dedi.
Sağlar. yaptığı açıklamada, Meclis'in yeni bir
karar almaması durumunda 1 Temmuz'da 3
aylık tatile çıkacağını anımsatarak
TBMM'deki partilerin AB için gerekli
düzenlemeleri yeni yasama dönemine
bırakma eğilimine girdiğini kaydetti.
Ahmet îyimaya, TBMM Başkanı İzgi'nin inisiyatif almasını istedi
DYP'den 'içtüzük boşluğu' uyarısı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- DYP Amasya Millervekıli Ahmet
İyimaya. Anayasa Mahkemesi'nin
içtüzük değişikliği için 18 Eylül 2002
tarihine kadar süre verdiğini, bu sü-
re içinde yeni bir düzenleme yapıl-
maması durumunda ekim ayında hu-
kuki boşluk doğacağını söyledi.
TBMM Başkanı Ömer İzgiin inisi-
yatif alması gerektiğini belirten
DYP'li Ahmet iyimaya. dün düzen-
ledıği basm toplantısmda, içtüzük
konusunda hükümeti uyardı. Anaya-
sa Mahkemesi'nin TBMM İçtüzü-
ğü'nün bazı maddelerini iptal ettiği-
ni ve yeni düzenleme için 18 Eylül
2002 tarihine kadar süre verdiğini an-
latan iyimaya, bir düzenleme yapıl-
maması durumunda iptal karanmn
yürürlüğe gireceğme dikkat çekti.
iyimaya. iktidar partilerinin bu ko-
nudaki suskunluğunun "hayretveri-
d" olduğunu söyledi.
iyimaya, içtüzüğün iptal edilen
maddeleri konusundaki hukuksal
boşluğun giderilmemesi durumun-
da 1 Ekim'den iribaren genel kurul-
da süresiz konuşma döneminin baş-
layabileceğini, sonsuz sayıda öner-
ge \erilebileceğini, sırursız sorular
sorulabileceğini ve temel yasalann
artık görüşülemeyebileceğini sa\Tin-
du. Bu durumda genel kurulun ça-
lışma yöntemine ilişldn geçici karar-
lar alabileceğinı ya da çoğunlukçu
parmak anlayışuıa dayalı olarak 7-8
maddelik bir içtüzük oluşturulabile-
ceğini, ancak bunlann sürdürülebi-
lir ohnayacağını kaydeden iyimaya,
yeni içtüzük hazırlanırken "çoğun-
hıkçu değil çoğulcu yöntemin esas
ahnması" gerektiğini söyledi.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Seattle, Prag, Nice, Davos,
New York, Porto Alegre, Sevil-
la...
Bunlar irili ufaklı, ünlü ünsüz
dünya kentleri...
Bunlar aynı zamanda ulusla-
rötesi(leşmiş) sermayenin si-
yasal, ekonomik forum ya da
toplantılannın son yıllarda öne
çıkan duraklarını daanlatıyor...
Ama bunlar uluslarötesi(leş-
miş) sermayeye karşı çıkanla-
rın buluştuğu, yürüdüğü, tar-
tjştığı, karşı "manifestasyonlar
yayımladığı direnç arenala-
n'nın da adlan...
"Küreselleşme "teriminin al-
datcı dlasını kazırsanızattndan,
çoktan vatansızlaşmış, kozmo-
politleşmiş sermayenin, "ulus-
devletlenn sınıriannı delerek,
kurallarını silikleştirerek, huku-
kunu hükümsüzleştirerek, ko-
aıyucu duvarlarını yıkarak kur-
maya başladığı yerküre düze-
yinde egemenliği çıkar.
Sermayenin vatansızlaşma-
sı geçen yüzyılın başına denk
düşüyor. Yani kapitalizmin em-
peryalizm aşamasına tırmanı-
şı...
Dünya pazannı eline geçirmek
için birbiriyte kıyasıya rekabet
eden, bu uğurda iki büyük dün-
ya savaşı patlatan, bir dizi ye-
rel savaşı kışkırtan "ulusal"
(=milli) şirketlerin uluslarüstü
Küresel Adalet - Küresel Direniş
şirketleredönüşmesi, büyükle-
rin küçükleri yutarak uluslarö-
tesine taşmış dev şirketler olu-
şumu ise daha yeni bir olgu. Bu-
nun "küreselleşme" denen aşa-
maya sıçraması için Sovyetler
Birfiği'nin yıkılması, sosyalist
sistemin dağılması gerekiyor-
du.
Duvar yıkıldı, Sovyetler dağıl-
dı, sosyalist sistem "kapitaliz-
me dönüş" yoluna girdi. Küre-
selleşme olgusu da ete kemi-
ğe bürünüp günlük yaşam ger-
çegine dönüştü.
Başı finans sermayesi çeki-
yor. Yarı iletkenler, uydu, bilgi-
sayarteknolojilerindeki devrim
nitelikli sıçramalar, finans ser-
mayesinin dünya ölçeğinde
dörtnala kalkmasının yolunu
açtı. Tokyo borsası, Frankfurt
borsası, Londra borsası, New
York borsası, Zürich borsası.
Singapur borsası (dandik Is-
tanbui borsasını saymadığım
gözünüzden kaçmamıştır) ar-
tık birbirine stmsıkı bağlı, ara-
daki saat farklarının anlamsız-
laştığı tek bir dünya pazarının
yerel tezgâhları.
Rnans sermayesi hangi coğ-
rafyada daha çok kâr (örneğin
faiz) varsa ışık hızında oraya
akıyor; kârdan payını alıyor ve
geldiği hızla daha kâr)) bir baş-
ka yerel tezgâha uçuyor.
Rnans sermayesi kaprtalizm-
deki geleneksel rolünü çoktan
terk etti. Kendi üretmiyor. Üre-
tenlere kredi olarak gidip. üre-
tim sürecinde el konan "artı-de-
ğer"den pay almayı bekleme-
yecek kadar da sabırsız. Üret-
miyor. Üretilenden ve üretenler-
den haraç alıyor. Aldığı haraç,
çekiciliğini yitirince bir başka
üretilenden pay almak üzere
yola çıkıyor.
(Türkiye bunu ikiz krizler sı-
rasında pek somut yaşadı. Al-
kışlaria, övgülerie, "yabancı ser-
maye akıyor" yaygaralanyla ge-
len uluslararası finans cambaz-
lan, Kasım 2000 krizini doğur-
dular; yetmedi Şubat 2001 'de
krizin ikiz kardeşini de dogur-
dular ve krizden etkilenmemek
için de -çoğu kanlı ve kirli- do-
larlannı yüklenip güvenli kıyıla-
ra doğru yola çıktılar. Türkiye
ekonomisi kaderiyle ve kede-
riyle ve çaresizliği ile baş başa
kaldı).
Küreselleşme henüz emek-
leme çağında. Henüz fethedil-
memiş ulus-devletler var. Afri-
ka'nın derinliklerinde, Orta ve
Uzak Asya steplerinde henüz
finans ve sanayi baronlan için
pazar olarak değer taşımayan
"kabile halklar" var.
Küreselleşme henüz emek-
lemedöneminde. Henüz eko-
nomik gücünü pekiştirme aşa-
masında. Bunun siyasal adım-
lan henüz pek cılız. Henüz ken-
di yasaları, kendi kurallan ge-
çerli, kendi polis ve asker gü-
cünün egemen olduğu "küre-
sel şirketler devleti" kurulma-
dı. Ama böyle bir devleti kur-
ma kararlılığının bütün alamet-
leh belirdi,
Insanı yok sayan, sosyal kay-
gılara budalalık gözüyle bakan,
sermayenin "kâr, daha çok kâr,
mümkün olduğu kadarçokkâr"
ilkesiyle kutsanmış uluslaröte-
si şirketler dünyasına karşı çık-
makta -en azından bu gazete-
nin okuriarı arasında- kesin ve
keskin bir görüş birliği olduğu-
nu sanıyorum. (Yanılıyor mu-
yum?)
Peki nasıl? -
Sermayenin küresel düzlem-
deki saldırısı nasıl püskürtüle-
cek? Insanlık ırmağının yanlış
yatakta akmaya başlayan yö-
nü "insana doğru, insan için, in-
sanla birlikte"ye nasıl çevrile-
cek?
•••
Sorunun birbirini tamamla-
yan, birbiriyte kesişen ya da bir-
biriyle çelişen, birbirini redde-
den birden çok yanıtı var.
Örneğin: Ulus-devlet'i canıy-
la, kanıyla savunmak. Uluslarö-
tesi sermayenin saldınsına ulu-
sal olanla, ulusal düzlemde kar-
şı koymak.
Örneğin: Küreselleşmiş sal-
dırıya küresel düzlemde yanıt
vermek. "Küresel adalet" iste-
mek. Küreselleşmiş sermayeye
dönüp, "Böyle giderse yoksul-
laştırdığınız dünya halklan ile
biriiktesizdeyok olupgidecek-
siniz. Küresel adalet istiyoruz.
Kâıiannızın bir bölümünü yok-
sullaşan halklann varsıllaşması
için harcayın..." diye yalvarmak...
Örneğin: Küreselleşmiş sal-
dırıyla küresel düzlemde karşı-
laşmak. Küresel direniş çağrı-
sını yükseltmek. Dil, din, ırk, ulus
farkı gözetmeksizin sermayenin
saldırdığı herkesin küresel düz-
lemde omuzdaşlaşıp direnme-
sini örgütlemek...
Türkiye de bu yol aynmına ge-
lip dayandı. Yukarıda sayılan
belli başlı üç seçenekten birini
yeğleyip kolları sıvama döne-
mecindeyiz...
Döneminde değil, döneme-
cinde...
POLİTİKA GÜIVLLĞÜ
HtKMET ÇETtlVKAYA
Yaşaraın İçinden
Tudar Arghezi. aşkın kanatlanıp uçuşunu, sevgi-
yi, barışı. dostluğu, tutkunun genç ormanlarda çoğa-
lışını yıllar önce anlatmamış mıydı?
Kübalı şair Nicolas Guillen, "Yaktım tanyerini, gi-
tann aleviyle" derken yitirmiş olduğumuz kanı, kap-
kara bir bıçak yarasını, yüreğin duruşunu anlatma-
mış mıydı?
Haziran güneşi vardı başımızın üzerinde...
Kırmızı kurdeleyle bağlı mektup desteleri arasında
kokusuz, ağırlıksız, güçsüz ve gerçek dışı. umudun
var olduğu yerde bir bahar çiçeği güzelliği, gölgede
olan her şeyi alıp götürüyordu...
Bu arada umutsuz bir canlıhk göze çarpıyordu...
Pier Paola Pasolini'nin Napolili askerlen, tıpkı Go-
dartfilmindeki gibi, neo-kapitalizmin acımasızlığında
binlerce yıllık puslu güneşin altında insanoğlunun se-
rüvenini anlatıyordu...
Toprak kölelerinin çalıştığı tarlalarda, dizi dizi ağaç-
lar, ateşe atılmış kamyon tekeıiekleri, tarlalardan çı-
kan insan iskeletleri faşizmin karayüzünü ortaya ko-
yuyordu...
Masal kahramanları, zorbalar fotoğraf karelerini
oluşturuyordu gözlerimi kapattığımda...
Şimdilerde o tarlalarda ıtır çiçekleri açıyordu...
Genç yıllarımızın pınl pırıl göğünde hüzün kapımızı
çaldığında, geçmişin dünyası üzerine süzülüyo-
ruz...
Şafağı türkülerie karşılamadık hiçbir zaman!..
Mutluolamadık!..
Hüznü ve acıları hiç silinmez sandık...
Ne zaman ki Senegal'i yenip Brezilya'yia yarı final
oynamayı hak ettik, türkücü kuşlar ve çocuklar gibi
yediden yetmişe dek meydanlara inip gülüp oynadık...
Yurdum insanı böyle bir coşkuyu, sevinci özlemiş
olmalıydı; Çünkü Türkiye'de yer yerinden oynadı...
O geceyi hiç unutmayacağım!..
• • •
Ay denize inerken sahil kalabalıktı. Insanlann yüz-
leri gülüyordu...
Dün sabah uyandığımda deniz kımıltısızdı...
Gökyüzü yeşildi otlann üzerinde...
Aklıma Brezilyalı şair Caıios Drummond de And-
rade'nin bir şiiri geldi:
"Kimin umurunda yaşlanmak, yaşlılık nedir ki?/
dünyayı taşıyoromuzlann/ ve bir çocuğun elinden da-
ha hafifdünya./ Savaşlar, kıtlıklar, evlerde aile kavga-
lanl hayatın sürüp gittiğini kanıtlıyor/ ve kimsenin öz-
gür olmayacağını./ Bu göstehyi acımasız bulanlar (o
yufka yürekliler) ölmeyi yeğ tutacaklardır./ Bir gün
gelir ölüm de işe yaramaz.l Bir gün gelır bir komut
olur yaşamak./ Yalnızca yaşamak, hiç kaçış olma-
dan."
Brezilyalı futbolculan yediden yetmişe dek tanınz
değil mi?
Rivaldo, Ronaldo, Lucio, Roberto Carlos, Ro-
naldinho, Denilson, Edilson, Juninho ve diğerleriL
Pekı, Brezilyalı şairleri tanıyor muyuz?
Jorge De Lima'nın bir şiirini buluyorum...
"Yaban balı aldım bitkilerden,
Sulardan tuz, gökten ışık aldım.
Dinleyin kardeşler. herşeyden aldım şiiri
Tann'ya sunmak için."
Denize bakıyorum ay bulutiann arasına girerken...
Toprak kölelerinin çalıştığı tarlaları düşünüyorum...
Puslu ve bitimsiz binlerce yıllık güneşi!..
Tudar Arghezi'nin aşkı kanatlanıp, uçup gitti mi yok-
sa?..
Geride gizli tazeliğin acı türküsü mü kaldı?..
• • •
Yann bir coşku daha yaşayacak mıyız Brezilya
önünde?
Yıldızlara bakıyorum!..
Sığ sulan değil, derin suları seviyorum...
Ne diyor Jorge De Lima:
"Altın almadım yeryüzünden
Kardeşlehmden kan almadım.
Hancılar beni bana bırakın.
Dilenciler, bankerler, uzaklıklaryaratabilirim
sizlerle aramızda.
Yaşam tıkanmış,
büyüsüne inanıyonım Tann'nın
Horozlar ötmüyor, sabah olmadı.
Teknelerin gidıp döndüğünü gördüm.
Mutsuzlann gidip döndüğünü gördüm.
Ateşte şişman adamlar gördüm.
Karanlıkta zikzaklar gördüm.
Komutan, Kango nerede?
Sao Brandao Adası nerede?
Komutan, gece nasıl karanlık!
Köpekler uluyor karanlıkta.
Siz istenmeyenler, hangi ülkeyi,
hangi ülkeyi istiyorsunuz?
Yaban balı aldım bitkilerden,
sulardan tuz, gökten ışık aldım.
Size verecek bir tek şiirim var.
Oturun kardeşler."
hikmet.cetinkaya'cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
kadınlaryağmurvekuşlar
<• u n i z i ı A Y ı n c ı r
Tel: 021 2-5 12 42 19 Faks: 512 11 72