23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 5 HAZİRAN 20O2 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cökçek hakkında suçduyırusu • ANKARA (ANKA) - EEski Trabzon Vlilletvekili, avukat Rahmi Kumaş, Ankara Biiyükşehir Belediye Ba^kanı Melıh Gökçek rmakkında Yargıtay Cıımhuriyet Başsavcıîığı'na suç duyurusunda bulunarak cezalandınlmasını istedi. Kumaş, Gökçek'in göreve gelir gelmez değiştirdiği Ankara'nın simgesinin eski halıne donüştürülmesi için dava açmış ve uzun bir yargilamanın ardından Ankara 2'nci Idare Nlahkemesi'nden çıkan iptal karan Danıştay tarafındanda onaylanarak kesinleşmişti. Hitit Güneşi'nın yerine kabul edilen "camı motifli" simge bu karara karşın 5 aydır değiştirilmemişti. Bunun üzerine Kumaş, dün Yargıtay Başsavcılığı'na 2 sayfalık bir suç duyurusu verdi. Vural ve Özden'm yolları ayrıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, parti kurmaya hazırlanan Yekta Güngör Özdenin hareketinden aynldı. Savaş, verdiği konferanslara büyük ilgi olduğuna işaret ederken bir siyasi hareket içinde olursa bu 'aydınlarma görevini' yerine getiremeyeceğini düşündüğünü belirtti. Bekir Aksoy MHP'ye katılıyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP'den istifa eden Çorum Milletvekili Bekir Aksoy, bugün MHP'ye katılıyor. DYP'den bir süre önce istifa eden Bekir Aksoy, bugünkü grup toplantısında MHP'ye katılacak. Bu katılımla MHPnin milletvekili sayısı 127'ye çıkacak ve DSP ile arasındaki milletvekili farkı tekrar l'e inecek. Sigaraya yüzde 8-11 zam • İSTANBUL(AA)- Japan Tobacco International (JTI), Izmır Torbalı tesislerinde üretilen Camel, Salem. Winston ve Monte Carlo iigaralanna zam yaptı. Yüzde 8 ile yüzde 11 ırasında değışen zamh /eni fiyatlar, bugünden tibaren geçerli olacak. \rtış sonrası kısa Camel 2 milyon liraya /ükseldi. AÇIKLAMA I Haber Merkezi - 3azetemizde dün, Kürtçe yasak, Arapça >erbest" başlığıyla yayımlanan haberle ılgili dün bir açıklama yapan RTÜK Başkanı Fatih Karaca, "Mesaj I"V logosuyla yayın yapan Orta Anadolu Mesaj TV ve Rad. Yay. AŞ unvanlı kuruluşla ilgili bir şikâyet üzerine konu takibe alınmış, tzleme ve Değerlendirme Dairemiz tarafından uzman raporu hazırlanmış, aynca Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ve Diyanet Işleri Başkanlığı'ndan görüş istenmiştir. tlgili kuruluşlardan alınan görüşler çerçevesinde konu Üst Kurul tarafından değerlendirilmiş ve yapılan yayının uzaktan öğretim amacına yönelik olduğu anlaşıldığından, kuruluşa müeyyide uygulanmasına gerek görûlmemiştir" dedi. Fogg'la görüşen Bahçeli, PKK'nin istemlerinin AB'yle örtüştüğünü söyledi KADEK listeye ahnsınANKARA(Cumhuri\etBürosu)-ABKomis- yonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, PKK ile Kopenhag ölçütlerinin örfüştüğüne dikkat çe- ken Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli" ye. "PKK istismar ediyor diye AB reformlanndan vazgeçmeyin" uyansında bulundu. Devlet Bahçeli, dün Karen Fogg'u Başba- kanlık'ta kabul etti. Alınan bilgiye göre yakla- şık 1.5 saat süren görüşmede, Bahçeli, Kopen- hag ölçütleriyle terör örgütü PKK'nin istemle- rinin örtüştüğünü savundu. Kopenhag ölçütle- ri çerçevesinde Ulusal Program hazırlandığını anımsatan Bahçeli, bunu AB'nin kabul ettiği- ni kaydefri. Bahçeli, "Ancak LTusaJ Program'a rağmen, şimdi anadiide öğretim veyayın ile ida- nıın kaldınhnası konulan gündeme getirildi. MHP'nin bunlan kabul etmesi söz konusu de- ğil" diye konuştu. Karen Fogg ise MHP'nin duyarhlıklannı an- ladığmı kaydederken "Ancak PKK istismar ederdiye gerekMAB refbrmlannı yapmaktan vaz- geçmeyin" diye konuştu. MHPnin AB hede- fıne bağlı olduğunu bildiğini belirten Fogg, AB konusunun, anadiide yayın ve öğretimle birlik- te idama kilitlenmesine anlam veremediğini kaydetti. Idamın kaldınlmasının hemen gerçekleşti- rilmesi istenen bir düzenleme olmadığını, bu- na karşın AB üyeliği için mutlaka gerekli ol- duğunu vurgulayan Fogg, "Türkhe'nin üyetik sürecinde yapacak çok şeyi var. Eğer Kıbns'ta Uerieme sağtanırsa Türkh e'nin üyelik sürecine katla sağlayacakür" diye konuştu. Ecevit, Başbakanlık muhabirlerinin yazılı sorulannı yazılı yanıtladı Doktorlanma güvenim tamANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Bülcnt Ece\it idam ve anadilde yayın, eğitim gibi konularda muhalefetle hü- kümet arasındaki uzlaşmanın zorlaşuğını, ancak umudunu ko- ruduğunu söyledi. Uzlaşma sağ- lanırsa Meclis'i olağanüstü top- lantrya çağırabileceğini söyleyen Başbakan Ecevit, bankacüık sek- törüyle ilgili operasyonlara hü- kümetin karar vermediğine de dikkat çekerek bu konuda özerk ya da bağımsız kuruluşların so- rumlu olduğunu söyledi. Sağlığı konusunda da doktor- lann olumlu görüş bildırmesi halinde bu hafta içinde sabırsız- lıkla göreve başlamak istediği- ni aktaran Ecevit, doktorlara da güveninin tam olduğunu söyle- dı. Başbakan Bülent Ecevt dün Başbakanlık muhabirlerinin si- yaset, ekonomi ve sağlığı ko- nusunda yönelttigi yazılı soru- lan yanıtladı. Ecevit, yanıtlan Basın Müşaviri Cem Avcı ara- cılığıyla basın mensuplanna ilet- tı. Sorulara net yanıt vermekten kaçman Başbakan, ekonomi ve siyasi konularda "umutdohı me- sajlar" verdi. Başbakan Ecevit, sağlığı konusundaki spekülas- yonlara son veremezken verdi- ği yanıtlar Başbakanlık'taki me- saisine ne zaman başlayacağını ^Z İr —••HMtreTlt: "•*-<*« m.+*fî, Başbakan BülentEcevit vazüı > ı anıünda, AB konusunda umuthı oMuğunu. koaüsyonda uzlaşma sağlanırsa Meclis'i olağanüstü toplanüva çağırabileceğini belirtti. (Fotoğraf: AA) da netleştiremedi. Başbakan Ecevit'e yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: - İdam gibi konularda muha- lefetle uzlaşmanız zortaşb. Av- rupa Birtiği ile ilgili düzenleme- ler ekun ayuıa mı kalnor? - Avrupa Birliği ile ilgili ko- nularda muhalefetle henüz bir uzlaşmaya varamadık. Ama yi- ne de umutluyum. Çünkü AB, hükümetin ve ulusun sorunu- dur. llke olarak başlıca bütün partilerAB'ye üyelik amacını be- nimsediklerine göre mutlaka aralannda uzlaşmalan gerekir. DSP diğer partilerle bu konuda başlattığı diyaloğu sürdürüyor... - Avrupa Birliği ile ilgili dü- zenlemeler konusunda muhale- fetle uzlaşma sağlanırsa Meclis'i olağanüstü toplanüvaçağmr nu- sınız? - Muhalefetle uzlaşma olana- ğı sağlanırsa Meclis'in olağa- nüstü toplantıya çağnlması da el- bette düşünülebilir. -Dışjşleri Bakanı îsmail Cem, "AB ile ilgili düzenlemeler se- çimden sonra kurulacak hükü- metçe yapılabilir" dedi Bu gö- riişe kamrvor musunuz? - Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile henüz bu konuyu görüşebil- miş değilim. -Bankaafcksektöriiieflgîison operasyon. sektörefljşldnkaygh lannızı giderdi mi? Benzer ope- ras\onlar sürecek mi? - Bankacılık sektörüyle ilgili operasyonlara hükümet karar vermez. Çünkü bu konudan so- rumlu özerk veya bağımsız ku- ruluşlar kurulmuştur. Ancak bunlann işleyişinde bazı aksak- lıklar olursa hükümet bu aksak- lıklann giderilmesine yardımcı olur. - 27 Haziran'daki sağük kont- rolünün ardından Başbakanlık mcsaisine başlavabilecek misi- niz? Doktoıiar olumsuz görüş verirse ne yapacaksuıız? - Bu hafta içinde değerli dok- torlanmızdan olumlu görüş ge- lirse çalışmalarıma derhal baş- layacağım. Bunu sabırsızlıkla bekliyorum. - Doktorlannıztarafından u>- gulanan tedavinin > anlış olduğu iddialanna yanıtuıız nedir? - Benim sağlık durumumla il- gilenen değerli doktorlann hep- sine tam güvenim var. Bu konuda gelişigüzel haberler veya spekülasyonlar çok yersiz ve üzücüdür. Sağlar:AByasalan hemen çıkartdmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Sekreteri Fîkri Sağlar, Meclis'in tatile girmeden önce AB için gerekli olan yasal düzenlemeleri çıkarması gerektiğini belirtti. Sağlar, "Başta DYP ve AKP olmak üzere AB'yi saMinur görünür bazı partilerimiz, bir adım ileri iki adım geri' taktiği uygula>arak Kopenhag kriterieruıe uygun düzenlemelerin yasaüaşmasuu ertektmeye çauşryoriar" dedi. Sağlar. yaptığı açıklamada, Meclis'in yeni bir karar almaması durumunda 1 Temmuz'da 3 aylık tatile çıkacağını anımsatarak TBMM'deki partilerin AB için gerekli düzenlemeleri yeni yasama dönemine bırakma eğilimine girdiğini kaydetti. Ahmet îyimaya, TBMM Başkanı İzgi'nin inisiyatif almasını istedi DYP'den 'içtüzük boşluğu' uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Amasya Millervekıli Ahmet İyimaya. Anayasa Mahkemesi'nin içtüzük değişikliği için 18 Eylül 2002 tarihine kadar süre verdiğini, bu sü- re içinde yeni bir düzenleme yapıl- maması durumunda ekim ayında hu- kuki boşluk doğacağını söyledi. TBMM Başkanı Ömer İzgiin inisi- yatif alması gerektiğini belirten DYP'li Ahmet iyimaya. dün düzen- ledıği basm toplantısmda, içtüzük konusunda hükümeti uyardı. Anaya- sa Mahkemesi'nin TBMM İçtüzü- ğü'nün bazı maddelerini iptal ettiği- ni ve yeni düzenleme için 18 Eylül 2002 tarihine kadar süre verdiğini an- latan iyimaya, bir düzenleme yapıl- maması durumunda iptal karanmn yürürlüğe gireceğme dikkat çekti. iyimaya. iktidar partilerinin bu ko- nudaki suskunluğunun "hayretveri- d" olduğunu söyledi. iyimaya, içtüzüğün iptal edilen maddeleri konusundaki hukuksal boşluğun giderilmemesi durumun- da 1 Ekim'den iribaren genel kurul- da süresiz konuşma döneminin baş- layabileceğini, sonsuz sayıda öner- ge \erilebileceğini, sırursız sorular sorulabileceğini ve temel yasalann artık görüşülemeyebileceğini sa\Tin- du. Bu durumda genel kurulun ça- lışma yöntemine ilişldn geçici karar- lar alabileceğinı ya da çoğunlukçu parmak anlayışuıa dayalı olarak 7-8 maddelik bir içtüzük oluşturulabile- ceğini, ancak bunlann sürdürülebi- lir ohnayacağını kaydeden iyimaya, yeni içtüzük hazırlanırken "çoğun- hıkçu değil çoğulcu yöntemin esas ahnması" gerektiğini söyledi. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr Seattle, Prag, Nice, Davos, New York, Porto Alegre, Sevil- la... Bunlar irili ufaklı, ünlü ünsüz dünya kentleri... Bunlar aynı zamanda ulusla- rötesi(leşmiş) sermayenin si- yasal, ekonomik forum ya da toplantılannın son yıllarda öne çıkan duraklarını daanlatıyor... Ama bunlar uluslarötesi(leş- miş) sermayeye karşı çıkanla- rın buluştuğu, yürüdüğü, tar- tjştığı, karşı "manifestasyonlar yayımladığı direnç arenala- n'nın da adlan... "Küreselleşme "teriminin al- datcı dlasını kazırsanızattndan, çoktan vatansızlaşmış, kozmo- politleşmiş sermayenin, "ulus- devletlenn sınıriannı delerek, kurallarını silikleştirerek, huku- kunu hükümsüzleştirerek, ko- aıyucu duvarlarını yıkarak kur- maya başladığı yerküre düze- yinde egemenliği çıkar. Sermayenin vatansızlaşma- sı geçen yüzyılın başına denk düşüyor. Yani kapitalizmin em- peryalizm aşamasına tırmanı- şı... Dünya pazannı eline geçirmek için birbiriyte kıyasıya rekabet eden, bu uğurda iki büyük dün- ya savaşı patlatan, bir dizi ye- rel savaşı kışkırtan "ulusal" (=milli) şirketlerin uluslarüstü Küresel Adalet - Küresel Direniş şirketleredönüşmesi, büyükle- rin küçükleri yutarak uluslarö- tesine taşmış dev şirketler olu- şumu ise daha yeni bir olgu. Bu- nun "küreselleşme" denen aşa- maya sıçraması için Sovyetler Birfiği'nin yıkılması, sosyalist sistemin dağılması gerekiyor- du. Duvar yıkıldı, Sovyetler dağıl- dı, sosyalist sistem "kapitaliz- me dönüş" yoluna girdi. Küre- selleşme olgusu da ete kemi- ğe bürünüp günlük yaşam ger- çegine dönüştü. Başı finans sermayesi çeki- yor. Yarı iletkenler, uydu, bilgi- sayarteknolojilerindeki devrim nitelikli sıçramalar, finans ser- mayesinin dünya ölçeğinde dörtnala kalkmasının yolunu açtı. Tokyo borsası, Frankfurt borsası, Londra borsası, New York borsası, Zürich borsası. Singapur borsası (dandik Is- tanbui borsasını saymadığım gözünüzden kaçmamıştır) ar- tık birbirine stmsıkı bağlı, ara- daki saat farklarının anlamsız- laştığı tek bir dünya pazarının yerel tezgâhları. Rnans sermayesi hangi coğ- rafyada daha çok kâr (örneğin faiz) varsa ışık hızında oraya akıyor; kârdan payını alıyor ve geldiği hızla daha kâr)) bir baş- ka yerel tezgâha uçuyor. Rnans sermayesi kaprtalizm- deki geleneksel rolünü çoktan terk etti. Kendi üretmiyor. Üre- tenlere kredi olarak gidip. üre- tim sürecinde el konan "artı-de- ğer"den pay almayı bekleme- yecek kadar da sabırsız. Üret- miyor. Üretilenden ve üretenler- den haraç alıyor. Aldığı haraç, çekiciliğini yitirince bir başka üretilenden pay almak üzere yola çıkıyor. (Türkiye bunu ikiz krizler sı- rasında pek somut yaşadı. Al- kışlaria, övgülerie, "yabancı ser- maye akıyor" yaygaralanyla ge- len uluslararası finans cambaz- lan, Kasım 2000 krizini doğur- dular; yetmedi Şubat 2001 'de krizin ikiz kardeşini de dogur- dular ve krizden etkilenmemek için de -çoğu kanlı ve kirli- do- larlannı yüklenip güvenli kıyıla- ra doğru yola çıktılar. Türkiye ekonomisi kaderiyle ve kede- riyle ve çaresizliği ile baş başa kaldı). Küreselleşme henüz emek- leme çağında. Henüz fethedil- memiş ulus-devletler var. Afri- ka'nın derinliklerinde, Orta ve Uzak Asya steplerinde henüz finans ve sanayi baronlan için pazar olarak değer taşımayan "kabile halklar" var. Küreselleşme henüz emek- lemedöneminde. Henüz eko- nomik gücünü pekiştirme aşa- masında. Bunun siyasal adım- lan henüz pek cılız. Henüz ken- di yasaları, kendi kurallan ge- çerli, kendi polis ve asker gü- cünün egemen olduğu "küre- sel şirketler devleti" kurulma- dı. Ama böyle bir devleti kur- ma kararlılığının bütün alamet- leh belirdi, Insanı yok sayan, sosyal kay- gılara budalalık gözüyle bakan, sermayenin "kâr, daha çok kâr, mümkün olduğu kadarçokkâr" ilkesiyle kutsanmış uluslaröte- si şirketler dünyasına karşı çık- makta -en azından bu gazete- nin okuriarı arasında- kesin ve keskin bir görüş birliği olduğu- nu sanıyorum. (Yanılıyor mu- yum?) Peki nasıl? - Sermayenin küresel düzlem- deki saldırısı nasıl püskürtüle- cek? Insanlık ırmağının yanlış yatakta akmaya başlayan yö- nü "insana doğru, insan için, in- sanla birlikte"ye nasıl çevrile- cek? ••• Sorunun birbirini tamamla- yan, birbiriyte kesişen ya da bir- biriyle çelişen, birbirini redde- den birden çok yanıtı var. Örneğin: Ulus-devlet'i canıy- la, kanıyla savunmak. Uluslarö- tesi sermayenin saldınsına ulu- sal olanla, ulusal düzlemde kar- şı koymak. Örneğin: Küreselleşmiş sal- dırıya küresel düzlemde yanıt vermek. "Küresel adalet" iste- mek. Küreselleşmiş sermayeye dönüp, "Böyle giderse yoksul- laştırdığınız dünya halklan ile biriiktesizdeyok olupgidecek- siniz. Küresel adalet istiyoruz. Kâıiannızın bir bölümünü yok- sullaşan halklann varsıllaşması için harcayın..." diye yalvarmak... Örneğin: Küreselleşmiş sal- dırıyla küresel düzlemde karşı- laşmak. Küresel direniş çağrı- sını yükseltmek. Dil, din, ırk, ulus farkı gözetmeksizin sermayenin saldırdığı herkesin küresel düz- lemde omuzdaşlaşıp direnme- sini örgütlemek... Türkiye de bu yol aynmına ge- lip dayandı. Yukarıda sayılan belli başlı üç seçenekten birini yeğleyip kolları sıvama döne- mecindeyiz... Döneminde değil, döneme- cinde... POLİTİKA GÜIVLLĞÜ HtKMET ÇETtlVKAYA Yaşaraın İçinden Tudar Arghezi. aşkın kanatlanıp uçuşunu, sevgi- yi, barışı. dostluğu, tutkunun genç ormanlarda çoğa- lışını yıllar önce anlatmamış mıydı? Kübalı şair Nicolas Guillen, "Yaktım tanyerini, gi- tann aleviyle" derken yitirmiş olduğumuz kanı, kap- kara bir bıçak yarasını, yüreğin duruşunu anlatma- mış mıydı? Haziran güneşi vardı başımızın üzerinde... Kırmızı kurdeleyle bağlı mektup desteleri arasında kokusuz, ağırlıksız, güçsüz ve gerçek dışı. umudun var olduğu yerde bir bahar çiçeği güzelliği, gölgede olan her şeyi alıp götürüyordu... Bu arada umutsuz bir canlıhk göze çarpıyordu... Pier Paola Pasolini'nin Napolili askerlen, tıpkı Go- dartfilmindeki gibi, neo-kapitalizmin acımasızlığında binlerce yıllık puslu güneşin altında insanoğlunun se- rüvenini anlatıyordu... Toprak kölelerinin çalıştığı tarlalarda, dizi dizi ağaç- lar, ateşe atılmış kamyon tekeıiekleri, tarlalardan çı- kan insan iskeletleri faşizmin karayüzünü ortaya ko- yuyordu... Masal kahramanları, zorbalar fotoğraf karelerini oluşturuyordu gözlerimi kapattığımda... Şimdilerde o tarlalarda ıtır çiçekleri açıyordu... Genç yıllarımızın pınl pırıl göğünde hüzün kapımızı çaldığında, geçmişin dünyası üzerine süzülüyo- ruz... Şafağı türkülerie karşılamadık hiçbir zaman!.. Mutluolamadık!.. Hüznü ve acıları hiç silinmez sandık... Ne zaman ki Senegal'i yenip Brezilya'yia yarı final oynamayı hak ettik, türkücü kuşlar ve çocuklar gibi yediden yetmişe dek meydanlara inip gülüp oynadık... Yurdum insanı böyle bir coşkuyu, sevinci özlemiş olmalıydı; Çünkü Türkiye'de yer yerinden oynadı... O geceyi hiç unutmayacağım!.. • • • Ay denize inerken sahil kalabalıktı. Insanlann yüz- leri gülüyordu... Dün sabah uyandığımda deniz kımıltısızdı... Gökyüzü yeşildi otlann üzerinde... Aklıma Brezilyalı şair Caıios Drummond de And- rade'nin bir şiiri geldi: "Kimin umurunda yaşlanmak, yaşlılık nedir ki?/ dünyayı taşıyoromuzlann/ ve bir çocuğun elinden da- ha hafifdünya./ Savaşlar, kıtlıklar, evlerde aile kavga- lanl hayatın sürüp gittiğini kanıtlıyor/ ve kimsenin öz- gür olmayacağını./ Bu göstehyi acımasız bulanlar (o yufka yürekliler) ölmeyi yeğ tutacaklardır./ Bir gün gelir ölüm de işe yaramaz.l Bir gün gelır bir komut olur yaşamak./ Yalnızca yaşamak, hiç kaçış olma- dan." Brezilyalı futbolculan yediden yetmişe dek tanınz değil mi? Rivaldo, Ronaldo, Lucio, Roberto Carlos, Ro- naldinho, Denilson, Edilson, Juninho ve diğerleriL Pekı, Brezilyalı şairleri tanıyor muyuz? Jorge De Lima'nın bir şiirini buluyorum... "Yaban balı aldım bitkilerden, Sulardan tuz, gökten ışık aldım. Dinleyin kardeşler. herşeyden aldım şiiri Tann'ya sunmak için." Denize bakıyorum ay bulutiann arasına girerken... Toprak kölelerinin çalıştığı tarlaları düşünüyorum... Puslu ve bitimsiz binlerce yıllık güneşi!.. Tudar Arghezi'nin aşkı kanatlanıp, uçup gitti mi yok- sa?.. Geride gizli tazeliğin acı türküsü mü kaldı?.. • • • Yann bir coşku daha yaşayacak mıyız Brezilya önünde? Yıldızlara bakıyorum!.. Sığ sulan değil, derin suları seviyorum... Ne diyor Jorge De Lima: "Altın almadım yeryüzünden Kardeşlehmden kan almadım. Hancılar beni bana bırakın. Dilenciler, bankerler, uzaklıklaryaratabilirim sizlerle aramızda. Yaşam tıkanmış, büyüsüne inanıyonım Tann'nın Horozlar ötmüyor, sabah olmadı. Teknelerin gidıp döndüğünü gördüm. Mutsuzlann gidip döndüğünü gördüm. Ateşte şişman adamlar gördüm. Karanlıkta zikzaklar gördüm. Komutan, Kango nerede? Sao Brandao Adası nerede? Komutan, gece nasıl karanlık! Köpekler uluyor karanlıkta. Siz istenmeyenler, hangi ülkeyi, hangi ülkeyi istiyorsunuz? Yaban balı aldım bitkilerden, sulardan tuz, gökten ışık aldım. Size verecek bir tek şiirim var. Oturun kardeşler." hikmet.cetinkaya'cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlaryağmurvekuşlar <• u n i z i ı A Y ı n c ı r Tel: 021 2-5 12 42 19 Faks: 512 11 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear