Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4AYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2002 PAZAR
8 PAZAR KONUGU
JTÜMimarhk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.Dr. Erol Kulaksızoğlu ilehtanbuVdaki olası depremi konuştuk
S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞAIMOCLU
leylatavsanoghı® cumhuriyetcom.tr
line bir tstanbul ya da Marmara depreminden söz ediliyor.
Y".M herkafadan ayrı sesler çıkıyor. însanlarpaniğe
kapılıyor. A ma can kaybına karşı, binaların yıkılmasına
karşı hiçbir önlem alma çalışmaları yapılmadığı gibi
böylesine ciddi bir îehlike karşısında bile kadercilikten
vazgeçilmiyor. Güçlü ve büyük boyuthı olası bir Marmara
depreminde belki de Istanbul 'ıın tamamı yerle bir olacak.
Ama aldıran yok. Zamamnda yapılmış veyetkililerin göz
yumduğu bunca çüriik çarık bina ne olacak? Buralarda
oturan insanlara nasılyol gösterilecek? Kitnin umuru? Bu
sorular ve kaygılar kafamı kurcalarken İTÜ Mimarhk
Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu
ile bir araya geldik. Onunla İstanbul daki binaların
durumunu, alınan ya da ahnmayan önlemleri, yetersiz
deprem izleme çahşmalarını konuştuk. Kulaksızoğlu da
benim gibi devletin hâlâ ciddi, tutarlı, sorumlu bir politika
ortaya koymadığını, hâlâ kaderciliğe bağlı kaldığını
düşünüyordu.
Kadercilik
ve suskunluk
egemen
- Marmara depremi durumunda insanlann
cangüvenliklerinigüvenceye almak için ne gi-
bi çalışmalar yapıhyor? Ya da bu konuda bir
çalışma var mı?
- Büyük depremin haberrisi sayılan son 4.8'lik
Mannara depreminden sonra dahi insanlann can
güvenliği konusunda somut girişim yine yok. Bir
kadercilik ve suskunluk egemen. Oysa, bekle-
nen depremde büyük can kaybının azalnlabil-
mesi en önemli konu. Bunun için erken uyan
çözümlerine başvurulınası bir zorunluluk ve bu
konuda yapılabilecek işler şöyle sıralanabiliyor:
• Erken uyan izfeme ağı ve gerekü deniz araş-
tn-nuüan araçlan: {Cuzey Anadolu Sınır Fayı
boyunca, aynca Çınarcık çukurundaki faylarda
hatta Güney Sırur Fayı boyunca kritik noktala-
ra OBS sismograflan yerleştirilmeli, faylann
kalp atışlan 24 saat sürekli izlenmelidir. Bu sis-
rnograflan yerleştirebümek ve alınan verileri iz-
lemek üzere Le Suroit donanımında, en son tek-
nolojiye sahip bir araştırmagemisi sann alınma-
lıdır. Aynca. deniz dibinde kamera gözlemleri
sağlayacak. deniz dibi deformasyonlarını, heye-
lanları. gaz çıkışlannı. deniz suyu sıcaklığmı
vb. behrtileri izleyebilecek. karotla deniz dibin-
den örnekler alabilecek bir batiskaf da alınma-
h, deniz dibinde sürekJi gezmeli, veri toplama-
hdır.
• Kayaçlarda elektrostatik gerilim ölçme ağı
için yeni bir öneri:
Dr. Berk Üstündağ yönetiminde kayaçlarda
elektrostatik gerilim ölçme projesi kapsamında.
istasyon sayısınm 9'dan 30 ve 60'a çıkanlması
planlanmış. Çünkü, bu sisteme göre depremin
önceden bilinebilmesi ve erken uyanda bulunu-
labilmesi için bu istasyonlardan alınan gerilim
kuvvetlerinin farklılıklanna göre deprem mer-
kezine uzaklık kestirimlerinin örtüşmesi halin-
de, depremin yeri. uzaklığı ve büyüklüğü belir-
Ienebiliyor.
Diğer yandan. Marmara Araştırma Merkezi
(MAM) tarafından araştırma gemisiyle fay hat-
tı üzerinde gidilerek bu aygıtla yapılan ölçme-
lerde etkinliklerin çok daha kuşkusuz bir biçi-
de izlenebilmiş olduğu belirtiliyor. Buradan gi-
derek, 60 istasyon ağı kurarak bu istasyonlardan
ahnacak verilerin örtüştürülmesi yoluyla deprem
merkezini bulma çalışmalannın yanı sıra önce-
likle kritik fay noktalan üzerinde denizde yüzer
istasyonlara bu aygıtı yerleştirmek suretiyle de
bu sorun daha güvenilir bir şekilde çözülebilir
görünüyor. Bir başka seçenek olarak bu tür is-
tasyonlar gerekirse aynı noktalara sabitlenecek
araştırma balonlanna bu aygıtlann monte edil-
mesi suretiyle de oluşturulabilir. Marmara'da
fay üstünde belirli noktalarda kurulacak bu tür
araştırma dubalan veya araştırma balonların-
dan ahnacak verilerle fay etkinliklerinin 24 sa-
at izlenebileceği ve sağlıİdı erken uyan kararla-
nna ulaşılabileceği kanısındayım.
• Diğer ölçümler
Diğer deprem belirtileriyle ilgili ve erken uya-
n kararlanna katkı sağlayıcı ölçümler de deniz
dibi izlemelerine paralel olarak sürdürülmelidir.
Kayaçlarda. elektromanyetik gerilim ve özdi-
renç ölçümleri, yeraltı su seviyesi. kaynak suyu
boşalmıı, sularda kimyasal değişim, radon ga-
zı. sismik dalga hızı. depremcik sayısı vb. ölçüm-
ler sürekli yapdmalı. bunlardeniz dibi verileriy-
le hep birlikte değerlendirilmelidir. Dr. Berk Üs-
tündağ"ın geliştirdiği kayaçlarda elektrosttik ge-
rilim izleme ağı deniz istasyonlan dışuıda kara-
da da gerektiği biçünde yaygınlaştınlmahdır.
Uydu ağlan. USGS gibi kuruluşlarla da ulusla-
rarası düzeyde işbirliği yapılmab. veri ve öngö-
rü iletişimi sağlanmalıdır.
Erken uyan slsteml
- Erken uyan sisteminegeri ddnersek... Siz-
ce bu alanda neleryapüabilir ya da yapüma-
hdır?
- Deprem belirtileriyle ilgili tüm verileri bir
arada değerlendirerek halkın erken uyanlması
için öneride bulunmaya yetkili bir Erken Uyan
Uzmanlar Kurulu oluşturulmalıdır. Aynen Japon-
lann Tokai bölgesi erken uyan projesinde oldu-
ğu gibi bir sistem kumlmalıdır. Japonlarbu pro-
je kapsamuıda 4%
ü okyanus dibinde olmak üze-
re toplam 67 noktada izleme istasyonu ile dep-
rem etkinliklerini sürekli izlemektedirler. Istas-
yonlarda tiltmetre, ses şiddeti ölçeT. ekstensomet-
re. sismograf ölçümleri ve diğer ölçümler yapıl-
maktadır. Bu istasyonlardan saglanan verileri
değerlendiren 5-6 kışilik yetkili bir uzmanlar
kurulu vardır. Bu kurul 30 dakika içinde topla-
narak gerektiğinde erken uyan alarmı önerisini
doğrudan başbakana ıletmekte. başbakan en çok
iki saat içinde bakanlar kurulunu toplayarak
alarm karan alabilmekte, bu alarm her türlü ile-
tişim yoluyla derhal halka ulaşunlmaktadır. Böy-
lece önceden belirlenmiş kurallara göre trafik dur-
duruhnakta, öncelikle okullar, gerektiğinde ko-
nutlar boşaltıhnakta, tam bir seferberlik halin-
de önlemler yerine getirihnektedir. tstanbul böl-
gesi için de böyle bir erken uyan örgütlenmesi
gereklidir. Alarm halüıde panik yaşanmaması için
provalar yapılmalıdır.
İstanbul yeniden
yapılanmak zorundadır- Herkes İstanbul'da, tarihi kestirilemeyen bir
depremin olacağım biliyor ve bu gerçeği kabul-
lenmiş görünüyor. Ama bu depreme karşı, en azın-
dart İstanbul dakiberbat yapılaşma açısından ne
gibi önlemler almıyor?
KULAKSIZOĞLU -1999 depreminden bugü-
ne kadar üç yıl geçti ve artık Kuzey Anadolu Fa-
yı'nın dogudan batıya, deniz içindeki kısmı, yani
Armutlu Yanmadasrrun ucundan denize dalıp Te-
kirdağtaraflanndadenizdençıkhğıyere kadar olan
izi belirlendi. Veri olarak elde bu var.
Bir de yabancı uzmanlann deniz dibine yerleş-
tirdikleri "OBS" denilen deniz gibi sismografla-
n var. Bunlar sadece diskete kayıt yapıyor. Bu sis-
mograflar sayesinde fayın kalp
atışlan bir süre izlenebilmiş,
denıyor. Ama bu yabancı uz-
manlar daha sonra gemileriy-
le birlikte aygıtlannı da alıp
gittiler.
- Peki bizim bilim adamla-
rı bu aygıtlardan edinmedi-
ler mi?
- Edinmişler ki belirli yerler-
de izleme yapıhyor. Ama sü-
rekli bir kaİp atışı izlenmesi söz
konusu değil. Bu bir teknik
yoksunluk ortaya çıkanyor.
Biz teknik donanımımızı ta-
mamlayamazsak veri topla-
ma. deprem izleme işleri da-
ha da aksayacak.
tkincisi, fay senaryolan var.
Yenl senaryolar
- Bu senaryoların ne ka-
darı doğru, ne kadarı yan-
lış?
- Senaryolar şuna dayanı-
yor:
Kınlacak olan fayın nere-
den, hangi uzunlukta, parçalı
mı parçasız mı olacağı yerbi-
limcilerin hesaplamalarıyla
deprem büyüklüğünü veriyor. Şiddeti ıse ayn ko-
nu. Şiddeti yer kabuğunun davranışına göre söne-
biliyor ya da daha da artabiliyor. Belirleyici, ke-
sin bir şey yok. Hep izliyoruz. Deniyor ki. "Ku-
zey Anadolu Fayı doğuda kınkü, şimdi sıra bah-
da."
Başka bir senaryo da şu:
"Doğu ve baüda kınlan kısımlar arasuıda hiç-
bir etkinlik görülmedL O nedenle doğu ve baü k>
sımlan ayn ayn kuılacakur."
Bir de polemik doğurmamak için isim vermek
istemiyorum, başka arkadaşlar da fayın orta kıs-
mının kınlacağını. hatta Çınarcık çukurunda di-
key faylann tsunami yaratacağmı savunuyorlar.
- Sizce bunların doğruluk payları nedir?
- Onu bilemem. Fakat senaryolar bunlar. Senar-
yolar beni ve halkımızı ancak depremin büyüklü-
ğü bakımından ilgilendirir. Gerisi bilimsel araş-
tıımalardır.
28 Şubat Ereğli açıklannda meydana gelen dep-
remden sonra artan endişeler oldu. Sıra Marma-
ra'ya geldi, kanısı yerleşti. Dolayısıyla uyarma-
lar arttı.
Çevre yolu viyadüklerinin onanlması daha önem-
li vurgulanarak gündeme geldi. Kamu binalan,
hastaneler, okullar mutlaka onanlmalı. güçlendi-
rilmeli, dendi.
Bir de beş bin tane konut var. Bunlar hangileri-
dir. nasıl saptanmış? Tabii onu ben bilemem, ama
uzmanlar bu konutlar için, kadayıf misali göçecek,
diyorlar.
Bir depremden önce bu kadayıf konutlann mut-
laka boşalhlarak yıkıknalan gereği üzerinde du-
ruluyor. Çevre yolu viyadüklerinin onanm ve güç-
lendirilmesinde projeler hazırmış. Ancak henüz uy-
gulamaya geçilememiş.
- Peki, ya deprem sonrası hazırlıklar konu-
sunda neler yapıhyor?
- Hep bir erken uyan sisteminden söz edilir.
Ama bu depremin katmanlar arasuıda ortalama 2.8
kilometresaniye hızla yayılması esasına dayalı
bir hesaplamadır. Bu faylara 15-20 kilometrelik
bir kent yayılması olduğuna göre bunun kentin bel-
li santrallanna vanş süresi hesaplandığında 5 ile
10 saniye gibi bir süre kazanılıyor. Bu da çok az
bir zaman. Bu ancak elektrik santrallanna, doğal-
gaz santrallanna şalter indirmeye yanyor.
Yani halkın binalardan kaçıp kurtulmalannı sağ-
layacak bir erken uyan sıstemi değil. Bunun böy-
lece bilinmesi lazım.
- Peki, kent kültürünü geliştirmek ve İstanbul
halkını depreme karşı neler yapüması gerekti-
ği konusunda bilgilendirmek için neler yapılma-
lı?
- Bir kere tüm kentin zemin yapısının haritala-
ma çalışmalan zorunlu. Bu, büyük ölçüde yapıl-
mış, ama bitirilmemiŞj Öte yandan zemin davra-
nışı haritalan yok. Şiddeti, ona göre de hasar mer-
tebesini ortaya koyan haritalar mevcut değil.
Bu ikili haritalar bitirilmediği için deprem mas-
ter planı da yapılamıyor. Izmir'in yapılmış, oysa
Istanbul'un deprem masterplanı yok. Bir de şu sa-
kınca var:
Daha önceki planlara göre kentimiz, ne aksi bir
rastlantıdır ki doğuda Gebze'ye, batıda Tekirdağ'a
kadar, faylara çok yakın ve faylara paralel olarak
geliştirilmiş. Bu da 1950'lerden sonra gelen plan-
lama ilkeleri doğrultusunda yapılmış.
- Yoksa plansızlama ilkeleri doğrultusunda
mı yapılmış?
- Incelememe dolayısıyla ohnuş. Bu da tabii ki
olacağım bile bile bu rezilyapılanmaya gözyu-
muldu. Şimdi yeni İstanbul depremi öncesinde
sizce kenti yeniden yapılandırma olanağı var
mı?
- Kenti yeniden yapılandırma olanağı var; yal-
nız bu çok uzun süreli bir olanak. Cstelik de çok
zahmetli. Öyle 0-30 yılda bitecek bir olay da de-
ğil. Yeni teknolojiler var. Kenti yeniden yapılan-
drnrken bunlann da dikkate alınması lazım. Kent
yeniden yapılandınlırken kentin bugün kuruluş
sistemi başka ilkelere doğru yeniden etüt edilebi-
lir. Önemli olan bundan 100 ya da 250 yıl sonra
gelecek depremlere göre kenti yeniden inşa et-
mektir. Örneğin bir Hippodamos/satranç sistemi
Prof. Dr. EROL
KULAKSIZOĞLU
Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi'nde,
yükseköğrenimini İTÜ Mimarlık
Fakültesi'nde tamamladu İTÜ Mimarlık
Fakültesi'nin 1973 ve 1982 eğitim reformu
atıhmlarında etkin rol oynadu
Endüstrileşmiş Bina Tasarımı Yüksek
Lisans Programı ve aynı adlı kürsünün
kurucusu oldu. Vekil dekanlık ve bölüm
başkanlığı görevlerinde bulundu. İTÜ
Taşkışla binasımn tarihi kimliğinin yok
edilerek otele dönüştürülmesine karşı çıktı;
yakın arkadaşlarıyla bu girişime karşı dava
açtı ve Taşkışla kurtarûdu Türkiye
Mimarlar Odast Genel Başkanlığı görevini
bir süre yürüttü. 17 Ağustos 1999
depreminden sonra deprem konusunda
yoğun incelemelerde bulundu. Vardığı
sonuçlan 30 Mart 2000 tarihli bir rapor
halinde ilgili makamlara iletti.
çok büyük bir handikap. O işaret ettiğim yayıl-
ma bölgesinde 6 milyon kentli bannıyor. Bu da ne-
redeyse kent nüfusunun yansı anlamına geliyor.
Burası da en fazla tahribata ugTayacak kuşak. Oy-
sa kent. kuzeye doğru, Sultanbeyli'ye doğru fılan,
kaçak olarak da yapılaşmış. Oralarda da daha sağ-
lam zeminler var; üstelik oralan faya daha da uzak.
Bir kere, kenti yeniden yapılandınrken buna
dikkat etmek gereİciyor.
- Yanifaydan uzak olmaya mı?
- Evet, öyle.
- Orada bir şey sormak istiyorum. Bir deprem
yapılanması var. Bu kentte orta avlulu, bitişik ni-
zam yapı adalan var. 100-250 yıl sonrası için bun-
lan yeniden yapılandınrken yeni bir imar düzeni
gerçekleştirilebüir. Otopark sorununu bodrum kat-
larda çözen, çe\Te yollann park edilen araçlarla
daraltılması sakıncalannı ortadan kaldıran, ada-
lar arası bina uzaklıklannı arttıran \t bitişik ol-
mayan binalardan oluşan bir kitle düzeni sağlana-
bilir. Zemini elverişsiz yapı adalan. yeşil alan ve
ortak tesisler için kullanılabilır. Bu suretle kentin
merkez kesimlerinde dahi yeşil alan kazanılabi-
lir. Böylesine bir annma ve yeniden yapılanma so-
nunda, konınacak yapı adalan zorunlu olarak be-
lirli ölçüde daha yoğunlaşsa bile araya gırecek bu
yeşil alanlarla kent bütünü daha soluklu, daha sağ-
lıklı bir kent halinı alabilir.
- İyi de bu işin maliyeti ne olacak?
- Bu tabii kı çok önemli. Kentin tutarlı bir mas-
ter planına ulaşılsa bile bu master plana göre ye-
niden yapılanmanın maliyeti ve kaynak sorunu
boşlukta kalmamalıdır. Bazı yetkililer bu konuda
her şeyin devletten beklenilmemesi gerektiğini, bu
sorunlan halkın da düşünmesi gerektiğini vurgu-
lamakla yetinmektedirler. Ancak kentin yeniden
yapılanmasında halkın katkısı yadsınmamakla bir-
likte bu konunun çözümünün ve düzenlenmesinin
yerel yönetimleri aşan boyutlanyla bir devlet po-
litikası ve devlet görevi olduğu unutulmamalıdır.
Deprem eşgüdüm slsteml yok
- Peki, örgütlenme yeterli mi? Yapı denetimi
düzeni çalışmaları nasıl gidiyor?
- Clke çapında örgütlenme olarak bilinen durum
şöyle: 20 üyeli, kalabalık bir Ulusal Deprem Kon-
seyi kuruhrıuş. Konseyin raporu en sonunda açık-
landı; bu bir genel strateji raporundan ibaret, uy-
gulama raporu henüz yok.
Bayındırlık ve Iskân Bakanhğı'na bağlı Afet İş-
leri Genel Müdürlüğü var. Bir de Acil Durum Yö-
netimi Genel Müdürlüğü var. Bunlann Marmara
depremiyle ilgili işlevleri ve programlan bilinmi-
yor.
Deprem sorunlannın çözümünde bu organlann
her birinin nasıl çahşacağı, nasıl yönetilecekleri
belirsiz. Hepsini kapsayan bir deprem eşgüdüm sis-
temi yok. 1975 deprem yönetmeliği yetersiz. Ye-
terli sayılar son deprem yönetmeliği ise 1998 ta-
rihli. Bu nedenle, 1998'ekadarki yapılaşma teorik
olarak depreme karşı eksik dirençli.
Bunun dışında, yapı stoku yaşlanmış. Yapı de-
netimsizliği ek olumsuzluklar getirmiş. Yeni ya-
pı denetim düzeni ise îmar Kanunu'na aykın ola-
rak kamu kurumlanmn yasal sorumluluklannı
özel sektöre terk eden, bürokrasiyi çoğaltan bir doğ-
rultu çizmekte. Zorunlu deprem sigortası düzeni-
nin uygulanmasında da sorunlar var.
Can güvenliği
için önlem
alınmalı
- Konuşmamızın başında kadayıf
halindeki,yıkümasıgerekenbeşbin
konuttan söz etmiştiniz. Bunlar ne
olacak?
- Depremden önce mutlaka çevre
yollanndaki viyadükler hızla onanl-
malı ve güçlendirilmelidir. Kamu bi-
nalan. okullar, hastanelerin güçlen-
dirilmesi bitirilmelıdir.
Aynca sözünü ettiğimiz, tamamen
göçeceği öngörülen o beş bin bina bo-
şaltılarak yıkılmalı. içinde oturanla-
nn geçici bannma sorunu çözülme-
li, bu konutlar hızla yenilenebilmeli
ya da yeni yerleşim bölgelerinde ye-
niden yapılandınlmahdırlar.
Beş bin binanın yıkılarak hızla ye-
nilenmesi kaynak ve zaman açısın-
dan başanlamayacaksa, aynca bu bi-
nalarda oturan insanlann erken uya-
n yoluyla depremden önce binalar-
dan kaçabilmeleri de sağlanamaya-
caksa, o takdirde kurtarma uzman-
lannın öğütledikleri önlemlerden da-
ha tutarlı bir başka çözüme başvuru-
labilir.
Bu binalardaki dairelerin yatak ho-
lü, giriş holü gibi merkezi hacimle-
ri iç taraftan birer çelik çerçeve konst-
rüksiyonla donatılmah. bu mekân-
larda oda ve salon kapısı yerleri ser-
best bırakıhnalı, hane halkı deprem
anında hemen bu kapılardan geçerek
çelik profillerle takviye edilmiş bu
alanlara sığınmalıdır. Uçaklann ka-
ra kutulannın benzeri bir çözümdür
bu.
Bu çelik hücreler binanın her ka-
tında oluşturulabilmelidir. Binalar
tamamen göçse bile bu çelik kutula-
ra sığrnanlar kurtulabilecektir. Böy-
le bir çözüm çaresiz insanlann dep-
rem başlarken beyaz eşyalann, gard-
roplann, masalann altma sığınma-
lannı öneren, normal binalar için ya-
rarlı birtakım öğütlere nazaran göçe-
cek binlarda herhalde daha güven
verici olacaktır.
Uzun vadeli çalışmalar yıllarca sü-
rebilecektir. Bu çalışmalar kesinti-
siz, hızla yerine getirüirken, depre-
min her an olabileceği dikkate alına-
rak can güvenliğıni sağlayıcı ivedi
önlemler olarak sıraladığım girişim-
ler ve erken uyan düzeni için hiç za-
man yitirilmemelidir.
Program hazırlanmalı
- Sizce devlet nasıl etkin ve tutar-
lı bir deprem politikası izleyecek?
- Beklenen büyük deprem karşısın-
da suskunluk, belırsizlik ve kaderci-
lik artık terk edilmeli, tutarlı bir dev-
let politikası ortaya konmahdır.
Ulusal Deprem Konseyi, Afet tş-
leri Genel Müdürlüğü, Acil Durum
Yönetimi Genel Müdürlüğü, aynca
yerel yönetimlerin ilgili organlannın
ülke çapında bir politika bütünü için-
deki yetki ve sorumluluklan gözden
geçirilmeli, gerekirse yeniden tanım-
lanmah veya bunlann yerine yepye-
ni bir örgütlenmeye gidilmeli, bu or-
ganlar sorunlann çözümünde uyum,
hız, kararhlık sağlayıcı bir üst eşgü-
düm birimine bağlanmalıdır. Bu or-
ganlarda yarnız yerbiümciler ve mü-
hendislere değil, kent plancısı, mimar,
ekonomistvb. diğer disiphnlere de yer
verilmelidir. Gerek öncelikli girişim-
ler ve gerekse uzun vadeli çalışma-
lar için kaynak sorunlannın çözüm-
lenmesi zorunludur. Depremden ön-
ce yapılacak her yatınm depremden
sonraki can kaybını ve giderleri bü-
yük ölçüde azaltıcı olacaktır. Can
kaybı dışuıda depremden sonra kar-
şılaşılacak yıkım felaketi, hemen he-
men ülke bütçesine yakın ve belki de
onu aşacak bir kaynak sorunu geti-
recek, bu durum yeni ve büyük bir
ekonomik kriz yaratabilecektir. Dev-
let bu gerçeği önemsemelidir. Dep-
rem öncesi zorunlu yahnmlar ile dep-
remden sonraki büyük giderleri kar-
şılayacak aşamalı bir mali program
hazırlanmahdır. Bu kapsamda, Dün-
ya Bankası, diğer dış yardım. deprerfT"
sigortası, halkın özkaynağı gibi ola-
naklann tümü değerlendirilmelidir.
Dünya Bankası gibi kurumlardan
sağlanacak kredilerin geri dönme-
mesi için örgütlenme ve proje üret-
menın önkoşul olduğu unutulmama-
lıdır.