22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-I8HAZİRAN2002SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AJVAP, AB'yi değeplendipecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - A^JAP Başkanlık Divanı'nındünkü toplantısında kamuoyunda tartışılan giincel konular ele alındı. ANAP iideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, kendisinin ülke barajının düşürülmesi yönünde bır açıklaması olrnadığını, sadece seçim öncesinde koalisyon ittifaJdannın açıklanmasma olanak sağlanmasını istediğini söyledi. Toplantıda AB ile ilgili gelinen aşamanm değerlendinleceği bir grup toplantısının yapılması kararlaştınldı. Yargıtay'da seçim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sami Selçuk'un emekliye ayrılmasıyla boşalan Yargıtay Başkanlığı için seçimler bugün yapılacak. Seçimde, Yargıtay Başkanvekili Mater Kaban'ın da aralannda bulunduğu 6 daire başkanı yanşacak. Seçimlerde, 250 Yargıtay üyesinin en az 126'sının oyunu alan aday, başkan seçilecek. BeyazEnerji dosyaları • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Kasırga, Beyaz Enerji davasında TEAŞ ile AKTAŞ ve Kayseri Elektrik arasındaki usulsüz mahsuplaşmayla ilgili 6 Idasör dosyanın kaybolmadığını bildirdi. Başsavcı Kasırga, söz konusu dosyalann '"yanlışlıkla" Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesı kalemine teslim edildiğini. bu dosyalann Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştınldığını kaydetri. 1.9 trilyonluk kaçakçılık • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in makamından yapılan yazıh açıklamada, Izmifte 1.9 tnlyon lıralık sac kaçakçılığının ortaya çıkanldığı belirtildi. Düzenlenen operasyonJa 3 milyon 277 bın 750 kg. sac eşyaya el konulurken olayla ilgili olarak 5 kişi Gebze Cumhuriyet Savcıhğına sevk edildi. Taralar silaha harcanmasın' • ANKARA (AA) - tnsan Haklan Derneği Ankara Şubesi, " Dünya Silahsızlanma Günü" dolayısıyla Botanik Park'taki Banş Çanı'nın yanında basın açıklaması düzenledi. Burada konuşan Şube Başkanı Ender Büyükçulha, "Dünyada savaşa ve silahlanmaya aynlan ka>"naklann, yoksul halklann eğitim, sağlık, bannma. beslenme gibi temel ihtiyaçlanna harcanmasını" istediklerını bildirdi. BgeMendim' • BURSA (Cumhumet) - Şaır Yılmaz Odabaşı, Bursa'da bugün "Aydınlarla Yüz Yüze" konferansındaki konuşmasının "uç" olduğu gerekçesiyle Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran tarafindan engellendiğini ileri sürdü. Orgeneral Büyükanıt, AB'ye KADEK'i de terör listesine alması için çağnda bulundu TeröreortaktanımANKARA (CumhuriyetBü- rosu) -Genelkurmay 2. Başka- nı Orgeneral Yaşar Büvükanrt, Avrupa Bırliğı'ne (AB), PKK'nın devamı KADEK'i de terör listesine alması çağnsın- da bulundu. PKK'nin, terör ör- gütleri listesine dahil edilmeden isim değişikliğıne gıttiğine işa- ret eden Orgeneral Büyükanıt. "Dolayısryla bu noktada PKK'nin bütün mirasmı devral- dığmı açıkla> an KADEK'in .AB tarafindan PKK'nin uzantısı olarak kabul görmesi ve terör örgütleri Bstesinde yer alması, bu örgütier için sö/Jeşmede ön- göriilen önlemlerin yaşama ge- çirflmesi önenı arz etmektedir'' dedı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Banş İçin Ortaklık Eğitim Mer- kezi (BtOEM) Komutanlı- ğı'nca, Barış için Ortaklık (BlO) ülkeleriyle ilişkileri ge- liştirmek. bu ülkelerin NATO ile ışbirliğini artırmak, güncel NA- TO ve BlO konulannda bilgi alışverişinde bulunmak ama- cıyla düzenlenen "îpek Yohı- 2002 General/Aminü Semine- ri" Ankara'da başladı. Genelkurmay 2. Başkanı Or- general Büyükanıt, Kara Kuv- vetleri EEX)K Komutanlığı'nda gerçekleştirilen seminerin açı- lışında, yeni gelişmeler ışığın- da güvenlik sorunlan ve Tür- kiye'nin rolünü değerlendirdi. Soğuk savaşın sona ermesiyle Doğu ile Batı arasındaki çatış- ma ortamından banşa dönül- düğünü, ancak yeni risk ve gü- • Terorizme karşı küresel bir mücadelenin gerekli olduğunun artık anlaşıldığını vurgulayan Büyükanıt, bu konuda rol üstlenecek yeni bir uluslararası örgüt kurulmasını önerdi. venlik sorunlannın da ortaya çıktığını anlatan Büyükanıt, ge- nel kabul gören bu risk ve so- runlan, terorizm. süahveuyus- rurucu kaçakçıhğı, köktendin- ciMckitkimhasilahlannınyay- gınlaştırılmasu mülteci akuu. bölgesel çabşmalar ve etnik te- mizfikler" olarak sıraladı. Yeni nsk ve güvenlik müca- delelerinın üstesinden gelmek için insani yardnn, banşı koru- ma, terorizmle mücadele, do- ğal afetlerde yardım, illegal si- lah ve uyuşturucu trafiği ile mücadele gibi yeni görevlenn ortaya çıktığını dile geriren Or- general Yaşar Büyükanıt, şöy- le konuştu: *28 Mayıs 2002'deRoma Dek- larasyonu'yla tesis edflen NATO- Rusva Konseyi'nin bu risk ve tehditJerin üstesinden geünme- sindegöstereceği başarmm dün- ya banşma önemli katkılar sağ- İa>acağına inanıyorve Türkiye olarak bu inisivan'fi desteklrvo- 1pek Yohı-2002 General/Amiral Semineri'nin aç.ıhşını Orgeneral YaşarBüyükanıt yapo. (Fotoğraf: AA) ruz. Terörün herhangi bir cog- rafvasv düi,dini ve millheti yok- tur. Terorizm, çağuıuzm veba- sıdır. Aynızamanda terorizm,tüm ülketer için ghükç,e büyüyen bir uhısal güvenlik ve güç kuDanı- mı sorunudur. Sınırtannnayan ve fıziksd sınniaması obnayan terorizmle mücadele için ülke- lerin politik kararhlıklannı or- taya koyacakian uluslararası iş- birliği hayati bir ihtiyaç olarak kendini göstermiştir. tnanıyo- ruz kt tüm dünvada terörle mü- cadele konusunda yapdan çahş- malann gerçek amacına ulaş- ması bu konuda ortak bir an- layışa varmakla mümkün ola- câktnf Küresel mücadele gerekli Büyükanıt, terorizmle mü- cadelenin küresel olması ge- rektığini vurgularken, bu ko- nuda yeni bir öneri getirdi. Te- rorizmle mücadele doküman- lannı, doktrinlerini ve ana nok- talan gözden geçirecek, merke- zi bir bilgi deposu görevi göre- cek, BM gözetiminde, NATO nezdinde uluslararası bir orga- nizasyon öneren Büyükanıt, te- rörle mücadelenin başanya ulaş- ması için göz önünde bulun- durulması gereken diğer nok- talan da şöyle sıraladı: "Ortak bir terörist tanımının yapdma- SL lluslararası hukukta,tero- rizme yöneükboşluklann gkfc- rilnıesL Karara uymayan dev- letlere karşı uygulanacak yap- tjnmlann açıkça benrlenmesf Sevilla Zirvesi'ne sunacağı belgede Türkiye'nin kaydettiği ilerlemeleri övecek Ispanya'dan ABHaberMerkezi-Avrupa Birliğı (AB) dönem başkanlıgını üstlenen Ispanya'nın Sevilla Zirvesi 'nde genişleme ve Türki- ye konusunda sunacağı belgede, Türki- ye'nin kaydettiği ilerlemelerin memnu- niyetle karşılanması gerektiği kaydedil- dı. AB dönem başkanlığını üstlenen Ispan- ya'nın genişleme sürecine ilişkin olarak Sevilla Zirvesi'nde sunacağı belgenin taslak metni açıkJık kazandı. NTV'nin haberine göre 4 sayfalık taslak metınde Türkiye konusunda şu ifadeler yer alıyor: Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini ye- rine getirmeye yönelik olarak kaydettiği ilerlemeler memnuniyet ile karşüanma- h. Türk yetkflilerin kanlım ortaklığı bel- gesinde öngörülen öncelikleri yerine ge- tirmesinin bemteş\ikedttmesi bem dedes- teklenmesi gerekiyor. Gerçekleştirilecek siyasi ve ekonomik reformlar Türkiye'ye diğer AB adaylanyla aynı ilkeier ve kri- terler çerçevesine dayanan kaahm pers- pektifini getirecektir. Laeken Zirvesi'nde kararlaşonlan yeni ön kanhm stratejisi uygulanmaktadır. Türkiye'nin Sesilla ile Kopenhag Zirvesi arasında meydana ge- lecek getişmekr \e komisyonun ekim avın- da açıklayacağı ilerleme raporu ışığuıda Türki>e'nin adayhğuun gelecek aşama- SJ hakkuıda yeni karaıiar ahnabilecektnf Kıbns Rum kesiminin AB'ye üyeliğı- ne değinen belgede. "A\Tupa Birligi Bir- leşmiş MiDederGenel Sekreteri'nin Kıb- ns sorununun çözümüne yöneük çabala- nnı destekliyor. Kıbns adasının AB ku- rumlan içerisinde tek ağı/dan konuşma- sı gereki>or. Kıbns sorunu çözümkndi- ği takdirde büieşmiş bir Kıbns adasuım kuzey kısmını kalkuıdırmak amacryla esash maddi yardımda bulunulacakür" ıfadeleri yer alıyor. Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, Türkiye'nin henüz .AB için hazır olmadığına inandığını söyledi. AB Dönem Başkanhğı "nı devralacak Dani- marka'mn başbakanı Resmussen, "Aday olarakTürkiye'nin diğer adaviarla eşit mu- amele görmesi gerekir. Bunun anlamı şu- dur: Türkije sijasi kriterleri yerine ge- tirdigitakdb-demüzakerelerehemenbaş- lanılnıalıdır" dıye konuştu Türkiye kavşak noktasındaDevlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, yıl sonuna kadar üyelik müzakereleri başlamazsa Ankara'nın AB ile olan ilişkilerini gözden geçirme hakkının doğacağını ileri sürdü BARIŞ DOSTER Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Avrupa Birliği (AB) ve Kıbns meselesinin gündemde olduğu bir dönemde, Türkiye'nin bir kavşak noktasında oldu- ğunu \Tirgulayarak "Türkhe, ya kendi ulusal çıkar- lanna en uygun tavn alacak ya da başkalarmın çı- karlan doğnıltusunda değişecektir" dedi. AB'nin. Türkiye'ye karşı en esash yükümlülük- lerini dahi yerine getirmediğini arumsatan Gürel, "Biz Ulusal Program'da yer alan adımlan attıktan sonra, AB \il sonuna kadar tam üyelik müzakerelerini baş- latmazsa AB ile olan Uişkilerimizi gözden geçirme hak- lamızdoğar" dıye konuştu. Ulusal Sanayici ve İşadamlan Derneğı'nın (USl- AD) 2. Genel Danışma Kurulu'na katılmak için gel- dığı Kızılcahamam'da sorulanmızı yanıtlayan Gü- rel, Türkiye'nın AB'ye üye olmadan, gümrük bir- liğine giren tek ülke olduğuna dikkat çekerek AB 'nin, toplam dış ticaret fazlasuıın yansından çoğunu Tür- kiye ile olan ticaretinden sağladığını anlattı. ' "Gahba AB ile ilişküerimizi ulusal çıkarlanmıza göre düzenleyemedik ve jürütemedik Var olan iHş- kiler sistemini doğru yürütme konusunda takple- rüniz olmalı" dıyen Gürel, AB üyeliğinin başta Kıbns olmak üzere, başka konularla kanştınlma- masını istedi. Gürel. AB'nin, Güney Kıbns Rum Kesimi'ni üye- liğe kabul etmesinin, Türkiye'ye karşı iyi niyet sa- hibi olmadığını kanıtlayacağını da sözlerine ekledi. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr Adamla... (Aslında içimden "he- rifle" demek geliyor, ama kendi- mi tutuyorum). Adamla 12 Mart günlerine da- yanan bir hukukumuz var. Aynı mapushane koğuşunu bölüşmüş- lüğümüz; epeyı ortak vorta atmış- hğımız var. O yıllarda. o da kendini "sos- yalist" olarak tanımlıyordu; satt sosyalist demekle yetinmiyor "Marksist-Leninist" diye altını çi- ziyordu. Onun "sosyalistliği"nde anti- emperyalizm vurgusu daha güç- lüydü. Bütün "ulusal güçlerin" emperyalizme ve onun yerli işbir- likçiliğine karşı ortak mücadele vermesini amaçlayan bir onceli- ğın altını çıziyor; bu mücadeleyi ''milli demokratik devrim" ola- rak tanımhyor ve bu devrim ta- mamlandıktan; emperyalist kıs- kaç kınldıktan, yerli işbirlikçileri def edildikten sonra sıranın "prole- tarya ile burjuvazi" arasındaki sonul çatışmaya geleceğini sa- vunuyordu. Yargılannı savunmak, düşün- cesini açıklamak için sık sık baş- vurduğu bir örneği vardı: Çamlıca gazozlannın sahıbi ulu- sal burjuvaydı; Coca-Cola em- Biiiiiir.... Ikiiiiiii... Uüüüüç!.. peryalist saldınyı temsil etmek- teydi; Coca Cola'yı Türkiye'de şı- şeleyip pazarlayanlar da "yerli iş- biriikçi" takımını oluşturuyordu. Bize düşen, Çamlıca gazozla- nnın sahibi ile el ele verip Coca Cola'yı püskürtmek, Coca Cola şişeleyıp pazarlayanları iktidar- dan temelli uzaklaştırmak; Çam- lıca gazozlannın sahibi ile "millibir iktidar" oluşturmaktı. Sonra mücadelenin ikinci aşa- ması başlayacaktı. Biz yenersek -ki bundan en ırfak kuşkusu yok- tu- Çamlıca gazozlan üreten fab- rikaya (da) el koyup devletleştire- cek ve eğer isterse patronu da fab- rikaya yonetici tayin edip maaşa bağlayacak, fabrikadakı işçi ko- mitesinin buyruğunda ve deneti- minde ülkesine yarariı bir emek- çiye dönüşmesi için ona olanak sağlayacak, fırsat tanıyacaktık. Bu fırsatı kullanırsa ne âlâ; kulla- namazsa proletaryanın demir yumruğu onun da... • • • Yıllardan 1971'dı. 68 gençliği- nin önde gelenleri Istanbul'da Maltepe, Ankara'dakiler Mamak askeri cezaevlerinde vorta atıyor ve tartışıyorlardı. Aradan 31 yıl geçmiş. Çok uzun. çok sancılı bir otuz bir yıl. Türki- ye 12 Mart'ı "masum" sayacak şıddet ve hunharlıkta bır 12 Eylül darbesi ve sonrası yaşamış. O yılların kanlı tetikçıleri bugün par- lamentonun burun farkıyla ikinci partisi oiup hükümet koalisyo- nundayeralmış. Sol yine param- parça. Sosyal demokrasi hem paramparça, hem parlamento dı- şında kalmış. 1989'da önce Berlın duvarı yı- kılmış, ardından sosyalist sistem dağılmış: Sovyetler Birliği dahil sosyalizm kuruculuğu deneyen ülkeler "izlenen yoldan sosyaliz- min kurulamadığını" görup go- nüllü ya da gönülsüz kapıtalizme geri dönmüşler. Tek kutuplu dün- yada, sermayenin ulusal sıntrlan iplemeden dörtnala dolanabilece- ği küreselleşme rüzgârları eser olmuş. 20. yüzyıl bitmiş. Yinmi birinci- sinden yıl alınmış... • • • 31 yıl sonra karşılaştık. Bir ye- mekte yan yana düştük. Kendini bugun de "687/" ola- rak tanımhyor. Safında yer tuttu- ğu siyasal çizgiyi ise değiştirmiş; "Atatürkçüyüm" diyor. Yemeğin başlangıa karşılıklı 'nostaljik anım- satmalar"\a geçti: - Ne günlerdi be değil mi?.. - Biz bunlarla ('Bunlar' dediği ben ve kimi arkadaşlanm oluyor) hapishane avlusunda futbol ma- çı yapardık. Bizim takım: Dev- rimdlen bunlann takımı: Revizyo- nistler... Hep bizyenerdik... Falan filan... Amayemek ilerledikçe "nostal- jik takılma "ya son verip bugünün sorunlarına yöneldi. AB, Kıbrıs, Ortadoğu, emperyalizm, antiem- peryalızm... Bütün bu konularda kesin yar- gılan varve kesın yargılannın "doğ- rvluğundan" hiç kuşkusu yok. Sonra sıra bu yazının yazılma nedeninegeldi. Masadakilerin tü- müne duyurmak ıstercesine se- sini yükseltti: - Bak!.. Şu üç noktayı kafana sokmazsan sen iflah etmezsin. Zaten sokmadığın için iflah etmi- yorsun... Oysa masanın konusu ben de- ğildim; ben olmam için de hiçbir neden yoktu. Ama o öyle kararver- miş. Ben zorunlu, masadakiler is- ter istemez dinlediler: Kafama sokmam gereken üç noktayı art arda sıraladı: - Türk-Yunan dostiuğu senin gi- bilerinin uydurduğu bir masal. Yunan yayılmacılığını göz ardı ediyorsun. Öyle sirtaki oynayıp, uzo içip, suyun iki yakasındaki halklann dostiuğu edebiyatıyla bu iş olmaz. Bu biiiiiri.. Avrupa Bir- liğibizialmakistemiyor, Atatürk'ün kurduğu ulus-devleti yok etmek istiyor. AB üyeliği bunu savaşsız elde etmenin yolundan ibaret. Bu ikiiii... TürkiyeABD ve AB em- peryalizmine karşıAvrasya'daye- ni bir odak yaratmak zorunda. Bunu göremiyorsun. Bu da üü- üççç!.. • • • O yemekten bu yana üç gun geçti. Ben hâlâ "Biiiiir... Ikiiiiii... Uüüüüç" dıye saymaktayım. Belki ilginizi çeker, siz de sayar- sınız hesabıyla da bu Tırmık'ı yaz- dım... Siz okuyadurun. Ben... Biiiiirrr... Ikiiiii... Uüüüüç!.. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Zeytin Ülkesinin Kızı... Keşan'dan Eceabat a doğru yol alırken doğanın dokusunu derme çatma yazlık konutlar bozuyor... Gelibolu ve ardından Saroz Körfezi!.. Mavi bir gökyüzü, mavi bir deniz!.. Yanıbaşınızda çirkinlik anıtı iki-üç katlı yapılar!.. Kim dur diyecek bu yozlaşmaya! Gelibolu'dan Çanakkale'ye; Behramkale'den Ak- çay'a; Ören'den Dikili'ye; Foça'dan Çeşme'ye; Gü- müldür'den Kuşadası'na; Didim'den Bodrum'a; Mar- maris'ten Fethiye'ye; Kaş'tan Kalkan'a dek kıyılan- mız betonlaşmanın yanı sıra kirleniyor... Çanakkaie dünyanın sanayileşmiş tek boğaz ken- ti... Çevre kirliliği burada başlıyor, Ege ve Akdeniz kryı- lannda daha olumsuz bir biçimde kendini gösteriyor... Salt Akçay, Ören, Altnoluk, Ayvalık'ta yüz bin yaz- lık konut var... Körfez giderek yok oluyor... Kendisini doğaya, insana adamış Birsel Lemke şöyle diyor "Kimyasal atıklar bizleri ölüme götürüyor..." Birsel Lemke kim? Kimilerıne göre bir Alman ajanı, kimilerine göre Al- man vakrflarının köstebeği!.. Birsel Lemke'ye ilk suçlamayı birtarikat şeyhinin des- teğindeki gazete yapmıştı!.. Yıllar sonra DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Sefa Taşkın, Oktay Konyar, Birsel Lemke ve 27 kışi için soruşturmaaçtı!.. Suçlan neydi bu kişilerin? Almanya'daki bir örgütle bağlantısı olmak!.. Yaşamı mücadeleyle geçmiş 52 yaşındaki Birsel Lemke, Bergama Ovacık ta sıyanurlu altın çıkanl- masına ilktepki koyanlardan birisi... Cebinde Alman pasaportu yok onun, Türkiye Cum- huriyeti pasaportu vaıi.. Yıllarca ABD de yaşamış, şimdilerde attı ay AJman- ya'da, altı ay Ören'de yaşıyor... Doğa tutkunu Birsel Lemke körfezin kirlenmemesi için çaba harcıyor... Elbet tek başına değil!.. Ege'nin yürekli eski ve yeni belediye başkanlany- la... Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, Gömeç eski Belediye Başkanı Nahit Varol, Bergama eski Beledi- ye Başkanı Sefa Taşkın... Bergama köylülerınin söz- cüsü Oktay Konyar... Küçükdere Muhtarı Ahmet Dinç... Bir önemli isim de. bu demokratik eylemde halkın avukatlığını üstlenen Senih Özay... • • • Güneş, ida Dağı (Kaz Dağı) uzennden batarken, kör- fez gümüş rengini yitiriyor... Bir saat sonra ay doğuyoıt. Homeros'un vatanı ışık sahillerinde gece bir baş- ka güzel!.. Birsel Lemke, anlatıyor: "Ben ne casus ne de ajanım. Ben Tünkiye sevda- lısıyım. Zeytin ve incir ağaçlannın kızıyım. Cebimde ne ABD, ne de Alman pasaportu var. Şunu söylemek istiyorum: Siyanürlü altın madenleri çevrede ağırha- sarlar meydana getirir. 1995 yılında British Guya- na'da, daha sonra Romanya'da Baia Mare'de fela- ketler yaşandı. Siyanür çamuru nehirlere ulaştı. Her türtü yaşamı mahvetti." Birsel Lemke, körfezin lacivertsulanna bakarken da- lıpgidiyor... Birse) Lemke, "Size bir şey söyleyeceğim" deyip ekliyor: Doksanlı yıllann başında, bazı çokuluslu şirketler Türkiye'yi dünyanın en büyük altın üreticisine çevir- mek için 560 siyanürlü altın madeni açmak istediler. llginçtirbunlann 72'si Ege bölgesinde olacaktı. Yanı siyanürlü altın madenlehnin 72 si Truva ile Pergamon arasında açılacaktı. Biz bu planlara karşı harekete geçtik. Mitolojik Kaz Dağı'nı, Işık Sahili adı verilen Zeytin Rivierası'nı, Homeros'un Msto'nun vatanını, kaplıcalannı, turizmini, kısacası güzel ülkenin birpar- çasını nasıl olur da çokuluslu şirketlerin insafına bı- rakabilirdik..." • • • IMF ve Dünya Bankası na teslim olmuş bir Türki- ye, siyanürlü artında geleceğini anyor... İnsan sağlığını, çocuklanmızın geleceğini yok etme pahasına siyanürlü altına 'evet' diyor! Gelibolu'dan başlayan betonlaşma ve çevre kirlili- ği Kaş'a, oradan Antalya ve Silrfke'ye dek uzanıyor... Edremit Körfezi'nde yaşayanlar ne diyor: "Bizim altonımız, bizim zeytinimizdir..." Ay. İda Dağı üzerinden denize iniyor sanki... Homeros'un ve Aristo'nun doğup büyüdüğü top- raklarda mücadele sürüyor!.. 52 yaşındaki Birsel Lemke'nin gözlerinde hüzün var!.. Kızlarını, torunlannı özlüyor!.. Troya ve K/onya düşleriyle avunuyorum bir gece ya- nsı... Asklepeion Hastanesi'nin duvanndaki yazıyı anım- sıyorum: "Buradan ölüm geçemez!.." hikmet.cetinkayaCacumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlar yağmurve kuşlar € U n i Z i ı A Y ı n C Tel: 0212-512 42 19 F;ıU r '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear