Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-I8HAZİRAN2002SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
AJVAP, AB'yi
değeplendipecek
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
A^JAP Başkanlık
Divanı'nındünkü
toplantısında kamuoyunda
tartışılan giincel konular
ele alındı. ANAP iideri ve
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, kendisinin
ülke barajının düşürülmesi
yönünde bır açıklaması
olrnadığını, sadece seçim
öncesinde koalisyon
ittifaJdannın
açıklanmasma olanak
sağlanmasını istediğini
söyledi. Toplantıda AB ile
ilgili gelinen aşamanm
değerlendinleceği bir grup
toplantısının yapılması
kararlaştınldı.
Yargıtay'da
seçim
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sami Selçuk'un emekliye
ayrılmasıyla boşalan
Yargıtay Başkanlığı için
seçimler bugün yapılacak.
Seçimde, Yargıtay
Başkanvekili Mater
Kaban'ın da aralannda
bulunduğu 6 daire başkanı
yanşacak. Seçimlerde, 250
Yargıtay üyesinin en az
126'sının oyunu alan aday,
başkan seçilecek.
BeyazEnerji
dosyaları
• ANKARA
(Cumhumet Bürosu) -
Ankara Cumhuriyet
Başsavcısı Fahri Kasırga,
Beyaz Enerji davasında
TEAŞ ile AKTAŞ ve
Kayseri Elektrik
arasındaki usulsüz
mahsuplaşmayla ilgili 6
Idasör dosyanın
kaybolmadığını bildirdi.
Başsavcı Kasırga, söz
konusu dosyalann
'"yanlışlıkla" Ankara 3.
Ağır Ceza Mahkemesı
kalemine teslim edildiğini.
bu dosyalann Ankara 4.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne
ulaştınldığını kaydetri.
1.9 trilyonluk
kaçakçılık
• ANKARA
(Cumhumet Bürosu) -
Devlet Bakanı Mehmet
Keçeciler'in makamından
yapılan yazıh açıklamada,
Izmifte 1.9 tnlyon lıralık
sac kaçakçılığının ortaya
çıkanldığı belirtildi.
Düzenlenen operasyonJa 3
milyon 277 bın 750 kg.
sac eşyaya el konulurken
olayla ilgili olarak 5 kişi
Gebze Cumhuriyet
Savcıhğına sevk edildi.
Taralar silaha
harcanmasın'
• ANKARA (AA) - tnsan
Haklan Derneği Ankara
Şubesi, " Dünya
Silahsızlanma Günü"
dolayısıyla Botanik
Park'taki Banş Çanı'nın
yanında basın açıklaması
düzenledi. Burada
konuşan Şube Başkanı
Ender Büyükçulha,
"Dünyada savaşa ve
silahlanmaya aynlan
ka>"naklann, yoksul
halklann eğitim, sağlık,
bannma. beslenme gibi
temel ihtiyaçlanna
harcanmasını"
istediklerını bildirdi.
BgeMendim'
• BURSA (Cumhumet) -
Şaır Yılmaz Odabaşı,
Bursa'da bugün
"Aydınlarla Yüz Yüze"
konferansındaki
konuşmasının "uç"
olduğu gerekçesiyle
Uludağ Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Mustafa
Yurtkuran tarafindan
engellendiğini ileri sürdü.
Orgeneral Büyükanıt, AB'ye KADEK'i de terör listesine alması için çağnda bulundu
TeröreortaktanımANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) -Genelkurmay 2. Başka-
nı Orgeneral Yaşar Büvükanrt,
Avrupa Bırliğı'ne (AB),
PKK'nın devamı KADEK'i de
terör listesine alması çağnsın-
da bulundu. PKK'nin, terör ör-
gütleri listesine dahil edilmeden
isim değişikliğıne gıttiğine işa-
ret eden Orgeneral Büyükanıt.
"Dolayısryla bu noktada
PKK'nin bütün mirasmı devral-
dığmı açıkla> an KADEK'in .AB
tarafindan PKK'nin uzantısı
olarak kabul görmesi ve terör
örgütleri Bstesinde yer alması,
bu örgütier için sö/Jeşmede ön-
göriilen önlemlerin yaşama ge-
çirflmesi önenı arz etmektedir''
dedı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
Banş İçin Ortaklık Eğitim Mer-
kezi (BtOEM) Komutanlı-
ğı'nca, Barış için Ortaklık
(BlO) ülkeleriyle ilişkileri ge-
liştirmek. bu ülkelerin NATO ile
ışbirliğini artırmak, güncel NA-
TO ve BlO konulannda bilgi
alışverişinde bulunmak ama-
cıyla düzenlenen "îpek Yohı-
2002 General/Aminü Semine-
ri" Ankara'da başladı.
Genelkurmay 2. Başkanı Or-
general Büyükanıt, Kara Kuv-
vetleri EEX)K Komutanlığı'nda
gerçekleştirilen seminerin açı-
lışında, yeni gelişmeler ışığın-
da güvenlik sorunlan ve Tür-
kiye'nin rolünü değerlendirdi.
Soğuk savaşın sona ermesiyle
Doğu ile Batı arasındaki çatış-
ma ortamından banşa dönül-
düğünü, ancak yeni risk ve gü-
• Terorizme karşı küresel bir mücadelenin gerekli olduğunun artık
anlaşıldığını vurgulayan Büyükanıt, bu konuda rol üstlenecek yeni bir
uluslararası örgüt kurulmasını önerdi.
venlik sorunlannın da ortaya
çıktığını anlatan Büyükanıt, ge-
nel kabul gören bu risk ve so-
runlan, terorizm. süahveuyus-
rurucu kaçakçıhğı, köktendin-
ciMckitkimhasilahlannınyay-
gınlaştırılmasu mülteci akuu.
bölgesel çabşmalar ve etnik te-
mizfikler" olarak sıraladı.
Yeni nsk ve güvenlik müca-
delelerinın üstesinden gelmek
için insani yardnn, banşı koru-
ma, terorizmle mücadele, do-
ğal afetlerde yardım, illegal si-
lah ve uyuşturucu trafiği ile
mücadele gibi yeni görevlenn
ortaya çıktığını dile geriren Or-
general Yaşar Büyükanıt, şöy-
le konuştu:
*28 Mayıs 2002'deRoma Dek-
larasyonu'yla tesis edflen NATO-
Rusva Konseyi'nin bu risk ve
tehditJerin üstesinden geünme-
sindegöstereceği başarmm dün-
ya banşma önemli katkılar sağ-
İa>acağına inanıyorve Türkiye
olarak bu inisivan'fi desteklrvo-
1pek Yohı-2002 General/Amiral Semineri'nin aç.ıhşını Orgeneral YaşarBüyükanıt yapo. (Fotoğraf: AA)
ruz. Terörün herhangi bir cog-
rafvasv düi,dini ve millheti yok-
tur. Terorizm, çağuıuzm veba-
sıdır.
Aynızamanda terorizm,tüm
ülketer için ghükç,e büyüyen bir
uhısal güvenlik ve güç kuDanı-
mı sorunudur. Sınırtannnayan
ve fıziksd sınniaması obnayan
terorizmle mücadele için ülke-
lerin politik kararhlıklannı or-
taya koyacakian uluslararası iş-
birliği hayati bir ihtiyaç olarak
kendini göstermiştir. tnanıyo-
ruz kt tüm dünvada terörle mü-
cadele konusunda yapdan çahş-
malann gerçek amacına ulaş-
ması bu konuda ortak bir an-
layışa varmakla mümkün ola-
câktnf
Küresel mücadele gerekli
Büyükanıt, terorizmle mü-
cadelenin küresel olması ge-
rektığini vurgularken, bu ko-
nuda yeni bir öneri getirdi. Te-
rorizmle mücadele doküman-
lannı, doktrinlerini ve ana nok-
talan gözden geçirecek, merke-
zi bir bilgi deposu görevi göre-
cek, BM gözetiminde, NATO
nezdinde uluslararası bir orga-
nizasyon öneren Büyükanıt, te-
rörle mücadelenin başanya ulaş-
ması için göz önünde bulun-
durulması gereken diğer nok-
talan da şöyle sıraladı: "Ortak
bir terörist tanımının yapdma-
SL lluslararası hukukta,tero-
rizme yöneükboşluklann gkfc-
rilnıesL Karara uymayan dev-
letlere karşı uygulanacak yap-
tjnmlann açıkça benrlenmesf
Sevilla Zirvesi'ne sunacağı belgede Türkiye'nin kaydettiği ilerlemeleri övecek
Ispanya'dan ABHaberMerkezi-Avrupa Birliğı (AB)
dönem başkanlıgını üstlenen Ispanya'nın
Sevilla Zirvesi 'nde genişleme ve Türki-
ye konusunda sunacağı belgede, Türki-
ye'nin kaydettiği ilerlemelerin memnu-
niyetle karşılanması gerektiği kaydedil-
dı.
AB dönem başkanlığını üstlenen Ispan-
ya'nın genişleme sürecine ilişkin olarak
Sevilla Zirvesi'nde sunacağı belgenin
taslak metni açıkJık kazandı. NTV'nin
haberine göre 4 sayfalık taslak metınde
Türkiye konusunda şu ifadeler yer alıyor:
Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini ye-
rine getirmeye yönelik olarak kaydettiği
ilerlemeler memnuniyet ile karşüanma-
h. Türk yetkflilerin kanlım ortaklığı bel-
gesinde öngörülen öncelikleri yerine ge-
tirmesinin bemteş\ikedttmesi bem dedes-
teklenmesi gerekiyor. Gerçekleştirilecek
siyasi ve ekonomik reformlar Türkiye'ye
diğer AB adaylanyla aynı ilkeier ve kri-
terler çerçevesine dayanan kaahm pers-
pektifini getirecektir. Laeken Zirvesi'nde
kararlaşonlan yeni ön kanhm stratejisi
uygulanmaktadır. Türkiye'nin Sesilla ile
Kopenhag Zirvesi arasında meydana ge-
lecek getişmekr \e komisyonun ekim avın-
da açıklayacağı ilerleme raporu ışığuıda
Türki>e'nin adayhğuun gelecek aşama-
SJ hakkuıda yeni karaıiar ahnabilecektnf
Kıbns Rum kesiminin AB'ye üyeliğı-
ne değinen belgede. "A\Tupa Birligi Bir-
leşmiş MiDederGenel Sekreteri'nin Kıb-
ns sorununun çözümüne yöneük çabala-
nnı destekliyor. Kıbns adasının AB ku-
rumlan içerisinde tek ağı/dan konuşma-
sı gereki>or. Kıbns sorunu çözümkndi-
ği takdirde büieşmiş bir Kıbns adasuım
kuzey kısmını kalkuıdırmak amacryla
esash maddi yardımda bulunulacakür"
ıfadeleri yer alıyor.
Danimarka Başbakanı Anders Fogh
Rasmussen, Türkiye'nin henüz .AB için
hazır olmadığına inandığını söyledi. AB
Dönem Başkanhğı "nı devralacak Dani-
marka'mn başbakanı Resmussen, "Aday
olarakTürkiye'nin diğer adaviarla eşit mu-
amele görmesi gerekir. Bunun anlamı şu-
dur: Türkije sijasi kriterleri yerine ge-
tirdigitakdb-demüzakerelerehemenbaş-
lanılnıalıdır" dıye konuştu
Türkiye kavşak noktasındaDevlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, yıl sonuna kadar üyelik müzakereleri başlamazsa
Ankara'nın AB ile olan ilişkilerini gözden geçirme hakkının doğacağını ileri sürdü
BARIŞ DOSTER
Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Avrupa Birliği
(AB) ve Kıbns meselesinin gündemde olduğu bir
dönemde, Türkiye'nin bir kavşak noktasında oldu-
ğunu \Tirgulayarak "Türkhe, ya kendi ulusal çıkar-
lanna en uygun tavn alacak ya da başkalarmın çı-
karlan doğnıltusunda değişecektir" dedi.
AB'nin. Türkiye'ye karşı en esash yükümlülük-
lerini dahi yerine getirmediğini arumsatan Gürel, "Biz
Ulusal Program'da yer alan adımlan attıktan sonra,
AB \il sonuna kadar tam üyelik müzakerelerini baş-
latmazsa AB ile olan Uişkilerimizi gözden geçirme hak-
lamızdoğar" dıye konuştu.
Ulusal Sanayici ve İşadamlan Derneğı'nın (USl-
AD) 2. Genel Danışma Kurulu'na katılmak için gel-
dığı Kızılcahamam'da sorulanmızı yanıtlayan Gü-
rel, Türkiye'nın AB'ye üye olmadan, gümrük bir-
liğine giren tek ülke olduğuna dikkat çekerek AB 'nin,
toplam dış ticaret fazlasuıın yansından çoğunu Tür-
kiye ile olan ticaretinden sağladığını anlattı. '
"Gahba AB ile ilişküerimizi ulusal çıkarlanmıza
göre düzenleyemedik ve jürütemedik Var olan iHş-
kiler sistemini doğru yürütme konusunda takple-
rüniz olmalı" dıyen Gürel, AB üyeliğinin başta
Kıbns olmak üzere, başka konularla kanştınlma-
masını istedi.
Gürel. AB'nin, Güney Kıbns Rum Kesimi'ni üye-
liğe kabul etmesinin, Türkiye'ye karşı iyi niyet sa-
hibi olmadığını kanıtlayacağını da sözlerine ekledi.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Adamla... (Aslında içimden "he-
rifle" demek geliyor, ama kendi-
mi tutuyorum).
Adamla 12 Mart günlerine da-
yanan bir hukukumuz var. Aynı
mapushane koğuşunu bölüşmüş-
lüğümüz; epeyı ortak vorta atmış-
hğımız var.
O yıllarda. o da kendini "sos-
yalist" olarak tanımlıyordu; satt
sosyalist demekle yetinmiyor
"Marksist-Leninist" diye altını çi-
ziyordu.
Onun "sosyalistliği"nde anti-
emperyalizm vurgusu daha güç-
lüydü. Bütün "ulusal güçlerin"
emperyalizme ve onun yerli işbir-
likçiliğine karşı ortak mücadele
vermesini amaçlayan bir onceli-
ğın altını çıziyor; bu mücadeleyi
''milli demokratik devrim" ola-
rak tanımhyor ve bu devrim ta-
mamlandıktan; emperyalist kıs-
kaç kınldıktan, yerli işbirlikçileri def
edildikten sonra sıranın "prole-
tarya ile burjuvazi" arasındaki
sonul çatışmaya geleceğini sa-
vunuyordu.
Yargılannı savunmak, düşün-
cesini açıklamak için sık sık baş-
vurduğu bir örneği vardı:
Çamlıca gazozlannın sahıbi ulu-
sal burjuvaydı; Coca-Cola em-
Biiiiiir.... Ikiiiiiii... Uüüüüç!..
peryalist saldınyı temsil etmek-
teydi; Coca Cola'yı Türkiye'de şı-
şeleyip pazarlayanlar da "yerli iş-
biriikçi" takımını oluşturuyordu.
Bize düşen, Çamlıca gazozla-
nnın sahibi ile el ele verip Coca
Cola'yı püskürtmek, Coca Cola
şişeleyıp pazarlayanları iktidar-
dan temelli uzaklaştırmak; Çam-
lıca gazozlannın sahibi ile "millibir
iktidar" oluşturmaktı.
Sonra mücadelenin ikinci aşa-
ması başlayacaktı. Biz yenersek
-ki bundan en ırfak kuşkusu yok-
tu- Çamlıca gazozlan üreten fab-
rikaya (da) el koyup devletleştire-
cek ve eğer isterse patronu da fab-
rikaya yonetici tayin edip maaşa
bağlayacak, fabrikadakı işçi ko-
mitesinin buyruğunda ve deneti-
minde ülkesine yarariı bir emek-
çiye dönüşmesi için ona olanak
sağlayacak, fırsat tanıyacaktık.
Bu fırsatı kullanırsa ne âlâ; kulla-
namazsa proletaryanın demir
yumruğu onun da...
• • •
Yıllardan 1971'dı. 68 gençliği-
nin önde gelenleri Istanbul'da
Maltepe, Ankara'dakiler Mamak
askeri cezaevlerinde vorta atıyor
ve tartışıyorlardı.
Aradan 31 yıl geçmiş. Çok uzun.
çok sancılı bir otuz bir yıl. Türki-
ye 12 Mart'ı "masum" sayacak
şıddet ve hunharlıkta bır 12 Eylül
darbesi ve sonrası yaşamış. O
yılların kanlı tetikçıleri bugün par-
lamentonun burun farkıyla ikinci
partisi oiup hükümet koalisyo-
nundayeralmış. Sol yine param-
parça. Sosyal demokrasi hem
paramparça, hem parlamento dı-
şında kalmış.
1989'da önce Berlın duvarı yı-
kılmış, ardından sosyalist sistem
dağılmış: Sovyetler Birliği dahil
sosyalizm kuruculuğu deneyen
ülkeler "izlenen yoldan sosyaliz-
min kurulamadığını" görup go-
nüllü ya da gönülsüz kapıtalizme
geri dönmüşler. Tek kutuplu dün-
yada, sermayenin ulusal sıntrlan
iplemeden dörtnala dolanabilece-
ği küreselleşme rüzgârları eser
olmuş.
20. yüzyıl bitmiş. Yinmi birinci-
sinden yıl alınmış...
• • •
31 yıl sonra karşılaştık. Bir ye-
mekte yan yana düştük.
Kendini bugun de "687/" ola-
rak tanımhyor. Safında yer tuttu-
ğu siyasal çizgiyi ise değiştirmiş;
"Atatürkçüyüm" diyor. Yemeğin
başlangıa karşılıklı 'nostaljik anım-
satmalar"\a geçti:
- Ne günlerdi be değil mi?..
- Biz bunlarla ('Bunlar' dediği
ben ve kimi arkadaşlanm oluyor)
hapishane avlusunda futbol ma-
çı yapardık. Bizim takım: Dev-
rimdlen bunlann takımı: Revizyo-
nistler... Hep bizyenerdik...
Falan filan...
Amayemek ilerledikçe "nostal-
jik takılma "ya son verip bugünün
sorunlarına yöneldi. AB, Kıbrıs,
Ortadoğu, emperyalizm, antiem-
peryalızm...
Bütün bu konularda kesin yar-
gılan varve kesın yargılannın "doğ-
rvluğundan" hiç kuşkusu yok.
Sonra sıra bu yazının yazılma
nedeninegeldi. Masadakilerin tü-
müne duyurmak ıstercesine se-
sini yükseltti:
- Bak!.. Şu üç noktayı kafana
sokmazsan sen iflah etmezsin.
Zaten sokmadığın için iflah etmi-
yorsun...
Oysa masanın konusu ben de-
ğildim; ben olmam için de hiçbir
neden yoktu. Ama o öyle kararver-
miş. Ben zorunlu, masadakiler is-
ter istemez dinlediler:
Kafama sokmam gereken üç
noktayı art arda sıraladı:
- Türk-Yunan dostiuğu senin gi-
bilerinin uydurduğu bir masal.
Yunan yayılmacılığını göz ardı
ediyorsun. Öyle sirtaki oynayıp,
uzo içip, suyun iki yakasındaki
halklann dostiuğu edebiyatıyla
bu iş olmaz. Bu biiiiiri.. Avrupa Bir-
liğibizialmakistemiyor, Atatürk'ün
kurduğu ulus-devleti yok etmek
istiyor. AB üyeliği bunu savaşsız
elde etmenin yolundan ibaret.
Bu ikiiii... TürkiyeABD ve AB em-
peryalizmine karşıAvrasya'daye-
ni bir odak yaratmak zorunda.
Bunu göremiyorsun. Bu da üü-
üççç!..
• • •
O yemekten bu yana üç gun
geçti. Ben hâlâ "Biiiiir... Ikiiiiii...
Uüüüüç" dıye saymaktayım.
Belki ilginizi çeker, siz de sayar-
sınız hesabıyla da bu Tırmık'ı yaz-
dım...
Siz okuyadurun. Ben...
Biiiiirrr... Ikiiiii... Uüüüüç!..
POLİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Zeytin Ülkesinin Kızı...
Keşan'dan Eceabat a doğru yol alırken doğanın
dokusunu derme çatma yazlık konutlar bozuyor...
Gelibolu ve ardından Saroz Körfezi!..
Mavi bir gökyüzü, mavi bir deniz!..
Yanıbaşınızda çirkinlik anıtı iki-üç katlı yapılar!..
Kim dur diyecek bu yozlaşmaya!
Gelibolu'dan Çanakkale'ye; Behramkale'den Ak-
çay'a; Ören'den Dikili'ye; Foça'dan Çeşme'ye; Gü-
müldür'den Kuşadası'na; Didim'den Bodrum'a; Mar-
maris'ten Fethiye'ye; Kaş'tan Kalkan'a dek kıyılan-
mız betonlaşmanın yanı sıra kirleniyor...
Çanakkaie dünyanın sanayileşmiş tek boğaz ken-
ti...
Çevre kirliliği burada başlıyor, Ege ve Akdeniz kryı-
lannda daha olumsuz bir biçimde kendini gösteriyor...
Salt Akçay, Ören, Altnoluk, Ayvalık'ta yüz bin yaz-
lık konut var...
Körfez giderek yok oluyor...
Kendisini doğaya, insana adamış Birsel Lemke
şöyle diyor
"Kimyasal atıklar bizleri ölüme götürüyor..."
Birsel Lemke kim?
Kimilerıne göre bir Alman ajanı, kimilerine göre Al-
man vakrflarının köstebeği!..
Birsel Lemke'ye ilk suçlamayı birtarikat şeyhinin des-
teğindeki gazete yapmıştı!..
Yıllar sonra DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Sefa
Taşkın, Oktay Konyar, Birsel Lemke ve 27 kışi için
soruşturmaaçtı!..
Suçlan neydi bu kişilerin?
Almanya'daki bir örgütle bağlantısı olmak!..
Yaşamı mücadeleyle geçmiş 52 yaşındaki Birsel
Lemke, Bergama Ovacık ta sıyanurlu altın çıkanl-
masına ilktepki koyanlardan birisi...
Cebinde Alman pasaportu yok onun, Türkiye Cum-
huriyeti pasaportu vaıi..
Yıllarca ABD de yaşamış, şimdilerde attı ay AJman-
ya'da, altı ay Ören'de yaşıyor...
Doğa tutkunu Birsel Lemke körfezin kirlenmemesi
için çaba harcıyor...
Elbet tek başına değil!..
Ege'nin yürekli eski ve yeni belediye başkanlany-
la...
Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, Gömeç eski
Belediye Başkanı Nahit Varol, Bergama eski Beledi-
ye Başkanı Sefa Taşkın... Bergama köylülerınin söz-
cüsü Oktay Konyar... Küçükdere Muhtarı Ahmet
Dinç...
Bir önemli isim de. bu demokratik eylemde halkın
avukatlığını üstlenen Senih Özay...
• • •
Güneş, ida Dağı (Kaz Dağı) uzennden batarken, kör-
fez gümüş rengini yitiriyor...
Bir saat sonra ay doğuyoıt.
Homeros'un vatanı ışık sahillerinde gece bir baş-
ka güzel!..
Birsel Lemke, anlatıyor:
"Ben ne casus ne de ajanım. Ben Tünkiye sevda-
lısıyım. Zeytin ve incir ağaçlannın kızıyım. Cebimde
ne ABD, ne de Alman pasaportu var. Şunu söylemek
istiyorum: Siyanürlü altın madenleri çevrede ağırha-
sarlar meydana getirir. 1995 yılında British Guya-
na'da, daha sonra Romanya'da Baia Mare'de fela-
ketler yaşandı. Siyanür çamuru nehirlere ulaştı. Her
türtü yaşamı mahvetti."
Birsel Lemke, körfezin lacivertsulanna bakarken da-
lıpgidiyor...
Birse) Lemke, "Size bir şey söyleyeceğim" deyip
ekliyor:
Doksanlı yıllann başında, bazı çokuluslu şirketler
Türkiye'yi dünyanın en büyük altın üreticisine çevir-
mek için 560 siyanürlü altın madeni açmak istediler.
llginçtirbunlann 72'si Ege bölgesinde olacaktı. Yanı
siyanürlü altın madenlehnin 72 si Truva ile Pergamon
arasında açılacaktı. Biz bu planlara karşı harekete
geçtik. Mitolojik Kaz Dağı'nı, Işık Sahili adı verilen
Zeytin Rivierası'nı, Homeros'un Msto'nun vatanını,
kaplıcalannı, turizmini, kısacası güzel ülkenin birpar-
çasını nasıl olur da çokuluslu şirketlerin insafına bı-
rakabilirdik..."
• • •
IMF ve Dünya Bankası na teslim olmuş bir Türki-
ye, siyanürlü artında geleceğini anyor...
İnsan sağlığını, çocuklanmızın geleceğini yok etme
pahasına siyanürlü altına 'evet' diyor!
Gelibolu'dan başlayan betonlaşma ve çevre kirlili-
ği Kaş'a, oradan Antalya ve Silrfke'ye dek uzanıyor...
Edremit Körfezi'nde yaşayanlar ne diyor:
"Bizim altonımız, bizim zeytinimizdir..."
Ay. İda Dağı üzerinden denize iniyor sanki...
Homeros'un ve Aristo'nun doğup büyüdüğü top-
raklarda mücadele sürüyor!..
52 yaşındaki Birsel Lemke'nin gözlerinde hüzün
var!..
Kızlarını, torunlannı özlüyor!..
Troya ve K/onya düşleriyle avunuyorum bir gece ya-
nsı...
Asklepeion Hastanesi'nin duvanndaki yazıyı anım-
sıyorum:
"Buradan ölüm geçemez!.."
hikmet.cetinkayaCacumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
kadınlar yağmurve kuşlar
€ U n i Z i ı A Y ı n C
Tel: 0212-512 42 19 F;ıU r
'