23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IHAZİRAN2002SALI CUMHURİYET SAYFA JjjJVv^l ı U İ V J J L ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Ford'un yeni markası üretimde • GÖLCÜK (AA) - Koç Holding CEO'su Bülend Özaydınlı, Kocaeirndeİa Ford Otosan fabrikasının, Avrupa'nın en önemJi üretim merkezlerinden biri olduğunu söyledi. Özaydınlı, Ford Transit Connect'in üretim bandına alınması nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmadâ, 73 yıllık Ford-Koç işbirliğinde, bugüne kadar yapılan yatınmlann sonuçlannı aldıklannı kaydetti. MSNHotmaire Türkortak • ÎSTANBUL (AA) - Dünya çapında 118 milyon kullanıcıya hizmet veren e-posta servisi MSN Hotmail, Türkiye internet reklam pazannda iş ortağı olarak Sibername'yi seçri. Türkiye'de internet reklamcılığı alanında atağa geçen MSN'nin Avrupa, Ortadoğu ve Asya bölgelerinden sorumlu Stratejik Satışlar Direktörü Tom Bovvman yaptığı açıklamada, önümüzdeki dönemde internet reklam pazannda önemli bir büyüme beklediklerini bildirdi. Takütçılik figinde iflc 3'teyiz • İSTANBUL (AA) - Dünya Gümrük Örgütü (WC0) tş Ortaklan Komitesi Başkanı Roger Smith, korsan ürünlerin piyasaya sürülmesinin milyarlarca, trilyonlarca dolarhk bir kayba neden olduğunu belirtti. Tescilli Markalar Derneği'nin loırucusu Vehbi Kahveci de sahte ve taklit ürünlerin Türk ekonomisine yılda yaklaşık 3 milyar dolar kaybettirdiğıni söyledi. Kahveci, "Dünya Taklitçilik Ligi"nde Türkiye'ninilk3'e yerleşmiş durumda olduğunu, bu durumun Türkiye ekonomisini çok rahatsız ettiğini kaydetti. KOBherden e-ticarete ilgi • BURSA (AA) - Küçük ve orta boy işletmelere (KOBl) ticari platform sağlamak amacıyla iki yıl önce kurulan turkticaret.net'in üye sayısının 26 bine ulaştığı bildirildi. Turkticaret.net Genel Müdürü Murat Yanıker, 2001 yıhndaki cirolannın bir önceki yıla göre yüzde 200 arttığını, 2002 yılında da büyümeyi sürdürmeyi hedeflediİderini bildirdi. Komilr'ye alıcı yok • BALIKESİR (AA) - tşadamı Halis Komili'nin Balıkesir'in Ayvalık ilçesınde kunılu tarihi zevtnyagı fabrikasının icrayoluyla satışı, ikinci ihalede de alıcı çıkmaması nedeniyle iptaledildi. Ayvalık tcra Mûdürlüğü yetkililerinin verdıği bilgiye göre, 15 trilyon 27 milyar liraya satı<a çıkanlan fabrikaya, dün yapılan ikinci ihalede de alıcı çıkmadı. 30hn361 metrekarelik alan üzerinde kurulu bulunan fabrikanın bedeli, Ayvalık tcra Miniürlüğü'nce 15 trilpn 27 milyar lira olarak belirlenmişti. 9 halka açık bankanın geçmiş yıl zararlannın toplamı 4.6 katrilyon liraya ulaştı Geçmişinizleri ağırY4VTJZBARLAS Enflasyon muhasebesine göre düzen- lenmiş bilançolar, bankaların yıllardır *yapay' kârlar elde ettiklerini ortaya koy- du. Sadece halka açık 9 bankanın 2001 yılı net zaran 1.9 katrilyon lirayı aşarken, geçmiş yıl zararlannın toplamı 4.6 kat- rilyon liraya ulaştı. Bankalann geçmiş yıl zararlannın söz konusu boyutlara ulaşması ise bankala- n gelecek yıllarda zor bir dönemin bek- lediğini ortaya koydu. Geçmiş yıl zararlannın ciddi boyutla- ra taşınmasında özellikle tahsil edileme- yen kredilere aynlan karşılıklann etkili olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre geçmişten gelen zararlar kapaülana ka- dar yatınmcı ve tasarruf sahibinin kâr payı almalan da hayal gibi. Bankacılık • Bankalan gelecekte zor bir dönemin beklediğine dikkat çeken Iş Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özyürek, "Verimli çalışanlann zararlan eriyecek.Verimliler ayakta kalacak" dedi. Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 1976 yılını baz alarak banka- lann geçmiş yıllarda elde ettikleri dö- nem kâr-zarar hesaplanru kendi belirle- diği fiyat artış oramndan (enflasyon) anndırarak güncelledi. Böylece yıllar- dır kârlı görünen bankalann bir yandan 9 Bankantn topJam Halka açık bankalar Iş Bankası Finansbank Garanti Bankası AJtematifbank Tekstilbank Şekerbank Dışbank Akbank TEB Toplam zaran 1.9 katrilyon lira (Milyar TL) Net Zarar 31.12.2001 762.000 316.000 226.700 201.099 165.900 153.507 48.557 15.015 13.283 1.902.061 {Milyar TL) Geçmiş Yıl Zarartan 509.000 244.414 1 712.872 ( 73.350 103.727 199.129 315.944 2.291.325 196.217 4.645.978 zarar ettiği, diğer yandan da elde edilen söz konusu suni kârlardan vergi ödedik- leri ortaya çıktı. Bankalan gelecek yıl- larda zor bir dönemin beklediğine işaret eden Iş Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özyürek, "*Bu zararlann eriye- bümesi için bankalann daha verimli ça- hşmalan gerekir. Verimli çahşanlarayak- ta kalacak" dedi. Geçmiş yıllardan gelen zararlann yük- sek olması nedeniyle kâr payı dağıtma- yacaklan gerçeği nedeniyle hisse sene- di almış yatınmcılar açısından olumsuz bir yanı olduğunu belirten Özyürek, "Ancak geçmiş yıl zararian göründüğü kadarbüyiik boyufla değü.Bu rakamlar gelecek yıDann kârianndan düşülüyor" ifadesinde bulundu. Sermaye yeterliliği yüzde 8'in üzerinde olan her bankanın iyi durumda olduğunun söylemeyeceği- ne dikkat çeken Özyürek. "BDDK bu- nu böyle kabul etti.Ancak enflasyon mu- hasebeshıin devreye gjrmesiyle iştiralde- rin, gayrimenkuöerin değerteriartti.Öz- kaynaldar ytiksek göründü. Bu durum bankalann güDük gütistanhk olduğunu ortaya çıkarmaz" dedi. Ozhaynakları 3 katrilyon liraya çıkan ış Bankası 'ndan tarihi bilanço arar 762 trilyon liraEkonomi Servisi - Türkiye Iş Bankası, enflasyon etkilerinin anndınldığı 2001 yılı mali bilançosunda. 762 trilyon lira zarar açıkladı. Iş Bankası'ndan yapılan açıklamada, 2001 yılı ile birlikte toplam geçmiş yıllar zarannın 1 katrilyon 271 trilyon lira olduğu belirtilerek "2001 yıh dahil geçmiş yıllar zararlannın tümünün mahsup edilmesinden sonra özkay- nağımız 2.9 katrilyon lira olarak şeldDen- miştir" denildi. Yapılan açıklamada, bankanın sermaye yeterlilik oranının yüzde 20.52 olduğu, konsolide bilançoda ise bu oranın yüzde 24.96 olarak gerçekleştiği bildirildi. Ban- ka denetim sonuçları şöyle değer- Iendirildi: "Üçlü denetim ardmdan Iş Bankası elde edilen sonuçlarla güç kazanmıştır. tş Bankası Türkiye'nin risk- lerini kuruluş misyonu doğrultusunda sırtiamaya çahşma ve paylaşmaya öteden beri olduğu üzere devam etmekte kararbdır." Zararlar önemli deflll Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Iş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, çok ağır bir ekonomik program değişikliği nedeniyle herkesin çok fazla hırpalandığmı \ r urgulayarak "Bu hırpalanmalann sonrasında otorite böyfc bir denetimi yapoktan sonra, Bu tamam' diyorsa. artik buna inanacağız, Unut- mayahm ki bugüne kadar hiçbir zaman otoritelerbu ökrüde uluslararası kritener- le denetim yapmamışö" dedi. Özince. banka bilançolanna ilişkin olarak, "Zarar açıklamak çok önemta* değil. Zarar üzerinde durmamak lazmı. Bu bilançolar bundan sonra hep zararla sürerse, herhalde o bankalar birtakım önJemler alırlar" dedi. Türkiye de Italyan Ticaret Odası tarafından düzenlenen "Finans Sek- töründeki Yeniden Yapılanmanın Reel ' eçen yıl dahil geçmiş yıllar zararlannın tümü mahsup edildikten sonra özkaynaklan 2.9 katrilyon liraya çıkan Iş Bankası'nm açıklamasında, bankanın ülke risklerini kuruluş misyonu doğrultusunda sırtlamaya devam edeceği belirtildi. Sektör Üzerindekj Etkyeri" konulu pan- el öncesinde gazetecilerin sorulannı yarutlayan Özince, çok ağırbir ekonomik program değişikliği nedeniyle herkesin çok fazla hırpalandığını vurguladı. " Zarar açıklamak çokönemli değiL Za- rar üzerinde durmamak lazım. Bu bi- lançolar bundan sonra hep zararla sür- erse, herhalde o bankalar birtakım ön- lemler atariar. Yani zarar eden müessese YAVUZCANEVÎ: illa kapabhr diye bir şey yok" diyen Öz- ince, artık bankacılık yapmak veya başka konularda sermayedar olmak için, daha güçlü sermaye yapısı, daha güçlü kredi- bilite gerektiğini belirtti. Özince, tüm ku- ruluşlann imkânlan oranında, özvarlıklannı kullanarak uluslararası ku- rallara ve uluslararası rekabete uya- bilmek için, kendilerini güçlendirmeleri gerektiğini de sözlerine ekledi. uzatmayalım Ekonomi Servisi - Türk Ekonomi Bankası (TEB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, siyasi belirsizliğin artık bitmesi gerektiğini belirterek "Bo belirsizliğin sonunda ne olacaksa olsun, o zaran hazmedebiliriz. Ama belirsizhği daha fazla nzatmayahm'' dedi. "Finans Sektöründeki Yeniden Yapılanmanm Reel Sektör İ zerindeki Etldleri" konulu panele konuşmacı olarak katılan Canevi, toplantinın ardından gazetecilerin sorulannı yamtlarken gerçek bankacılığm mevduat toplamak ve kredi vermek olduğunu, bunun dışındaki faaliyetlerin ise yan faaliyetler ve tamamlayıcı kârlar olduğunu vurguladı. Canevi, siyasi belirsizliğin süresinin sektöre vereceği zararla birebir orantılı olduğunu ifade ederek "Onun için ben diyorum id; bu belirsizliğin sonunda ne olacaksa olsun. O zaran hazmedebiliriz. Ama beUrsiztiği daha fazla uzatmayahm. Beürsizüği bitirmek için herkese döşen görevvar" diye konuştu. Çağlar ve Aksoy 'un şirketlerinin ardından Dardanel ve Gümüşsuyu da atakta YaklaşımMa trafik hızlanıyor Ersin Özince: Zararlar, yaklaşımı etkilemez Bankalann zararlannın Istanbul Yaklaşımı'nı etkilemeyeceğini ileri süren Iş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince göriişlerini şöyle özetledi: Banka zararlannın önemli bir bölümü enflasyon muhasebesinin yanı sıra özellikle karşılık kararnamesinin getirdiği ağır kredi risk prensipleridir. Neye göre ağır? Bugünkü kriz ortamına göre ağır. Uluslararası kredi kriterlerini sadece şirketlere değil, şahıslara dahi uygulasanız, belkı birçok Türk tüketicisi de kredibil çıkmayabılir. Bankalar, böyle bir geçiş döneminde, özellikle sorunlu kredilerle ilgilı zararlannı azaltmak için Istanbul Yaklaşunı veya bankanın kapasitesi doğrultusunda yöntemler kullanacaklar. Bu da her tarafin lehinedir. OLCAYBCnıTKTAŞ Istanbul Yaklaşımf nın uygulanmasına olanak sağlayan Çerçeve Anlaşması'nın ta- mamlanmasının ardından başlayan görüş- meler, bu hafta hakem kurulunun tamam- lanmasıyla hızlanacak. Toplam 7 bankaya 77.9 milyon dolar borcu olan Dardanel, borçlannın yeniden yapılandınlması ama- cıyla birkaç gün içinde görüşmelere başla- yacağım açıklarken 3 7 milyon dolar anapa- ra borcu olan Gümüşsuyu da Iş Bankası ve IFC ile görüşmelerini sürdürüyor. îstanbul Yaklaşımı'nın çözüm olmasını bekleyen bir başka şirket de ÇBS. Bir Japon firması ile ortaklık kurmak için îstanbul Yaklaşımı'nın sonucunu bek- leyen Dardanel bu süre içinde bankalarla görüşmelere başlayacak. Dardanel Önentaş Gıda Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Ni- yazi Önen, başta Iş Bankası olmak üzere toplam 7 bankaya borçlu olduklannı hatır- latarak "Yeni kredi istemiyoruz. Tüm plan- lanrnta tamamladık. Elde edilecek katnıa değerin nıiktan görüldüğünde isteklerimi- zin karşılanacağını düşünüyoruz" dedi. Borçlann yeniden yapılandınlması kadar faizlerin de gözden geçirilmesi gerektiği- nin altıru çizen Önen, şirket olarak tNŞAAT SEKTÖRÜNDE 850 BÎN KÎŞt AYAKTA Almanya'daişçiler grevde BERLİN (AFP) - Almanya'da inşaat işçileri yüksek ücret talebiyle greve başladılar. inşaat sektöründe tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez düzenlenen greve katılımın beklenenden yüksek olması dikkat çekiyor. inşaat sendikası IG Bau, 850 bin işçi adına işverenler tarafindan belirlenen yüzde 3 'lük ücret artışını kabul etmeyerek talep ettiği oranı yüzde 4.5 olarak belirlemişti. Aynca çahşanlar arasındaki ücret farklıhğı ^konusunda da bir anlaşmazlık söz ^ konusuydu. Görüşmelerin kesintıye uğraması sonucu grev karan alan sendika, yüzde 98'lik bir katılımla destek buldu. Ülkede banka ve perakendecilik sektörlerinde örgütlü sendikalar da işvereni greve gitmekle tehdit ediyorlar. tüm planlannın tamamlanmış olduğunu di- le getirdi. Görüşmeleri hızlandınnayı plan- layan bir diğer şirket de ÇBS Boya. Şirket, Halkbank ve Vakıflar Bankası'na olan borçlann yeniden yapılandınlması amacıy- la harekete geçti. Ana borçlannın Iş Ban- kası ve IFCye olduğunu ve görüşmelerin uzun bir süredir devam ettiğini söyleyen Gümüşsuyu Finansman Müdürü NejatGü- ler, 37 milyon dolan anapara olmak üzere 45 milyon dolar borçlan olduğunu belirtti. Istanbul Yaklaşımı için gerekli koşullan yerine getiraıelerine karşın, yaklaşımın ye- terli olması için yeni işletme sermayesi ge- rektiğini dile getiren Güler, durumu şöyle özetledi: "Projeden yararlanmak için 15 miK on dolarhkihracat yapıhnası gerekh or. Biz,20 milvon dolann üzerindeyapıyorduk. Fabrika kapanmadan önce çalışan sayısı 1500 kişi idi. Bu açılardan koşullara uyuyo- ruz. En büyük alacakhmız 17 milyon dolar ile tş Bankası. İkinci büyük alacakh ise I F C . Pek çok şirketin kendileri gibi işletme sermayesine gereksinim duyduklannı ileri süren Güler, hakla açık şirketlerde başka sorunlar olduğunu da hatırlatarak "Yakla- şını, varsa şirketlerin ortaklannuı da serma- ye koyması gerektiğini öngörüyor, ancakbi- zim hissderimizin yüzde4O'ı halkaaçık" de- di. Yaklaşımın daha iyi işlemesi için Icra If- las Yasası'nın değişmesinin şart olduğunu ifade eden Güler, vergi ve SSK primlerin- de de yeniden yapılanma gerektiğini söz- lerine ekledi. İŞÇİINİNEVRENİNDEIV ŞÜKRAN SONER Uçupum Bir ülkenin nereden nereye gittiğinin en önemli göstergelerieğitim.sağlık, gelirdağılımı, işsizlikve- rileridir. Gerçi yıllardır gelişme olarak yutturulan kü- reselleşme, yeni dünya sömürü düzeni içinde bu veriler, göreceli zengin kuzeyde bile bozuluyor. Ama Türkiye'de bu iş geometrik düzende, katlanarak oluyor. Dünkü gazetemizin manşetinde ÖSS'deki fırsat eşitsizliği vardı. 1 milyon 540 bin 405 adaydan an- cak 177 bin 26'sının lisans programlarına yerleşti- rilebileceğini, 1 milyon 363 bin 379 öğrencınin açık- ta kalacağını, başarısız duruma düşeceğini anlatı- lıyordu. "Adaletsizyanş, fırsat eşitsizliği" sözcükleri kul- lanıla kullanıla aşındılar, alışkanlıkla anlamlannı mı yftirdiler? Haberler, ilişkili programlann tümünde, sı- nava katılan çocuklar ve ailelerde, doğal ve kaçı- nılmaz, başarılı olma ya da olamama koşullanma- sı vardı. 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl öncesindeki gibi. Kım- se on yıllık dilimler içinde başarılı olabilme şansın- daki katlanan büyük kaybı sorgulayamıyordu. Bir üç yıl sonraki katlanmayı düşünmek bile ürkütücüy- dü. öğrenciliğe ilk merkezi sınavla başlamış (1964), gazeteciliği ünıversite haberciliği ile geliştirmiştim. O dönemlerde de sınava girenler ve kazanama- yanlargerçeğini "fırsateşitsizliği" sözcükleri ileta- nımlıyorduk. Henüz siyasilerin ar damarı çatlama- mıştı. Toplumsal duyarsızlık, vurdumduymazlık ya da çaresizlikten kaynaklanan kadercilik bugünkü boyutlarda değildi. Universite sınavlanna katılan ve açıkta kalan öğrenci sayılan önemliydi. Üniversite- ye giremeyenler örgütleniyor, toplumsal tepki, ey- lemleriyle etkın kamuoyu yaratabiliyoriardı. O tarihlerde siyasi irade açıkta kalacak öğrenci sayısını saklayarak tepkiyi en aza indirmeyi geçer- li yol olarak gördüğünden kimi rakamlar saklanma- ya çalışılıyordu. Eldeki verilerden yola çıkarak haf- talar süren çalışma yapmış ve sonuçta 10 bin öğ- rencinin açıkta kalacağını hesaplamıştım. O günün gazete tekniğinde, şimşir başlıkla, gazetenin man- şetinde haber olmuştu. (1967) Dönemin Milli Eği- tim Bakanı, haberi yalanlayamamış, sadece "Ba- zen matematik hesaplart gerçeğe uymaz" diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmıştı. Elbette dünyanın en zengin ülkelerinde bile tüm lise mezunlan universite de okumuyor, yükseköğ- renim göremiyorlar. Ancak sistem üniversıteye ya da yaşama, mesleğe hazırlama üzerine oturtuldu- ğundan, üniversiteye girememek gençleri üzse de büyük bir toplumsal sorun, açmıyor. Bizde 10 bin kişinin açıkta kaldığı alarm çanları- nın çaldığı 20-30 yıl öncesinden bu yana hiçbir çö- züm üretilmedığinden, hem açıkta kalanlann sayı- sı geometrik düzende büyüdü, ikinci milyona yak- laştı, (2005 yılı için hesaplamalar öyle gösteriyor) hem de lise mezunlarının yaşama uyumu giderek zorlaştı. Universite mezunlarının taksicilik, pazar- cılık yaptığı; uzmanlaşmış, lisansüstü eğitim gö- renlerin işsiz kaldıklan bir düzende, milyonlarca li- se mezunu hem yoksulluğa, işsizliğe hem de "ba- şarısız" olarak toplumdan dışlanmaya mahkûm ediliyoriar. Bir ülke, hem de yoksul bir ülke, büyük özveri- lerle, maddi, manevi, çok pahalıya mal olan genç- lerini, milyonlarcasını birden böyle kolay harcaya- bilir mı? Harcarsa sosyal, toplumsal, ekonomik, si- yasal bedelleri neolur? Ailelerin çocuklarını univer- site kapısına getirene kadar ödedikleri bedellere, eşitsiz koşullardan gelenlerin böylesine acımasız bir eleme sınavından geçirilmelerindeki haksızlıklara hiçdeğinmek istemiyorum. Her yıl milyonlarca gen- cin birden başansız, yaşama hazırlıksız, toplumsal dışlanmaya mahkûm edilmeleri, aileleri ile birlikte geleceğe yönelik çaresizlik içine gömülmeleri ya- nında, bütün önemli diğer eşitsizlikler, haksızlıklar hafif kalıyor. ÖSS, 1-2 milyon gencin içinden ancak 1-2 yüz bininin, isteyıp istemediği, işe yarayıp yaramadığı bile sorgulanmayan bir yükseköğrenım kurumuna girebilmek üzere yarıştırıldığı bir sistem tabii ki cid- di bir kazanç kaynağı, vazgeçilemez pazar. Aıleler yükseköğrenim şansı olabilsin yaklaşımı ile, ilkokula başlarken çocuklannı yanş atı gibi gör- mek zorunda kalıyoriar. Medyatik yönlendirmeler de elbette bu doğrultuda, çocuklann çocuklukldn, yaşamları kayıyor. Yanş atı kültürü yaşamın bütün alanlarında, kişi- liklerin oluşumunda belirleyici oluyor. Acımasız eleme sınavı elbette medya için de çok önemli bir pazar. ÖSS öncesi, sonrası madalyonun bir yüzünden öğrenciye destek, öteki yüzünde ra- ting, tiraj, reklam getirecekTV programları, gazete yayınları alıp başını gidiyor. Rehberlik hizmetleri, deneme sınavlan, uzman açıklamaları, sınav so- nuçları.. bir yanştır gidiyor. Ne olursa olsun sonucu değişmeyecek bir sınav için, çok önemli gelir getirici bir pazar için özel ders- haneler, okullar, öğretmenler.. acımasız bir yarışta kuralsız kapışıyorlar... soner@cumhuriyet.com.tr tss VADELİ İŞLEM VEOPSİYON BORSASIA.Ş. ANA SÖZLEŞME İMZA TÖRENİ İZMIf i % f ' f 11yıl sonra Izmir 'e vadeliborsa IZ.VÖR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Piyasada, özellikle pamuk, buğday benzeri temel ürünlerin fiyatındaki dalgalanma- lan kontrol altına almak amacıyla gündeme ge- len Vadeli Işlem ve Op- sıyon Borsası AŞ'nin anasözleşmesi imzalan- dı. Borsada işlemler, Sa- nayi ve Ticaret Bakanlı- ğı ve SPK'den onay alın- masmın ardından 1 yıl içinde pamukla başlaya- cak. Buğday, ayçiçeği, üzüm gibi ürünlerin de işlem görmeye başlama- sının planlandığı borsa- da, sanayicı, ürünü beür- li fiyat ve tarihte alma garantisi verecek. Üreti- ciler de vadeli olarak ürünlerini satabilecekler. Tasamıf sahipleri de bi- rikimlerini mal alıp sat- ma yöntemiyle burada değerlendirebilecekler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear