Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1HAZİRAN 2O02 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Zuhal Olcay 30 yılhk sanat birikimini Tayfun Pirselimoğlu'nun 'Hiçbiryerde' filminde sergiledi
Sinemamızın dilioluşmalı
Altıntakıtasanm
yarışması
• Istanbul Haber Servisi -
Dünya Altın Konseyı' nin
Türk kuyumculuğunca
tasanm konusunu
geliştirmek, sektöre }eni
yetenekler kazandırrrak
amacıyla düzenlediğ:
"Gold Trends 2002
Türkiye Altın Takı
Tasanm Yanşması"
sonuçlandı. Onceki gün
Ceylan Intercontinental
Otel'de düzenlenen
törende, birinciliği
Kurtulan KuyumculUc'tan
Meltem Kurtulan,
ikinciliğı Bros
Kuyumculuk'tan Handan
Keltek, üçüncülüğü ıse
Seda Mücevherat'tan
Hüseyın Başıbüyük aldı.
Orhan Kemal
Roman Armağam
• Haber Merkezi - ı ürk
edebiyatının usta ısrni
Orhan Kemal anısına
verilen Orhan Kemal
Roman Ödülü sahibv.ni
buluyor. Orhan Kemal
Kültür Merkezı ve Orhan
Kemal'ın ailesi taraftndan
düzenlenen anma ve ödül
töreni bugün saat 14.00'te
Atatürk Kültür
Merkezı nde
gerçekleştirilecek. Bu
yılkı Orhan Kemal Roman
Armağam'nı "Bu Yaz
Aynhğın îlk Yazı Olacak"
adh eseriyle Selim Ileri
kazanmıştı.
traflk
kazası geçirdl
• BOLU (Cumhuriyet) -
Papa'ya suıkast davasında
Oral Çelik ve Ömer Bağcı
ile birlikte yargılanan
ülkücü Musa Serdar
Çelebi, eşi Siret Çelebi ve
şoförü Bolu'da
geçırdiklen trafik
kazasmda yaralandı. Musa
Serdar Çelebi ve sürücü
Bahtiyar Çelik ayakta
tedavi görürken Siret
Çelebi, Bolu tzzet Baysal
De\let Hastanesi'nde
tedavi altınaalmdı. Siret
Çelebi'nin yaşamsal
tehlikesinin olmadığı
öğrenıldı. MHP
davasından yargılanırken
yurtdışına kaçan Musa
Serdar Çelebi 5 Kasım
1982"de ttalya'da
yakalanmıştı.Çelebi,
geçen hafta politikaya
atılarak Muhsin
Yazıcıoğlu'nun başkam
olduğu BBP'ye katılmıştı.
Yıldırım 2002
tathikatı
• ANKARA (AA) - Türk
Silahh Kuvvetleri'nın
2002 yılı planlı
tatbikatlanndan olan
Yıldınm-2002 Seferberlik
Tatbikatı'ının ilk bölümü
3-11 Haziran 2002
tarihleri arasında Izmir'de
gerçekleştirilecek.
Genelkurmay Başkanlığı
Genel Sekreterliği'nden
yapılan yazıh açıklamaya
göre, tatbikatta,
seferberlik sisteminin
denenmesi, yedek
personelin sefer
görevlerine yönelik
eğitilmesi hedefleniyor.
Ölümlü kazayı
ppotesto
• tZMtR(AA) - Izmir'in
Bornova ılçesi Çamdibi
semtınde önceki gün
meydana gelen trafik
kazasmda bir çocuğun
ölümü, bir çocuğun da
yaralanmasını protesto
eden yurttaşlar yol kesti.
Çamdibi Abdi îpekçi
Caddesi'ni yaklaşık bir
saat süreyle trafiğe
kapatan vatandaşlar, üst
geçit ve aralıksız trafik
kontrolü yapılmasım
istediler.
NENA ÇALİDİS
Zuhal Olcay sahnede ve sette nefes
alan bir sanatçı. 30 yıllık sanat yaşamı
boyunca yaptığı her şeyde kendinden
söz ettirmeyi başardı. Çizgisinden ve
kalitesinden asla ama asla ödün verme-
di. Son olarak Tayfun Pirselimoğlu'nun
ilk uzun metrajh fümi Hiçbiryenfc'de rol
aldı. Film sansürden son andateğet ge-
çerken bir yandan da Zuhal Olcay'ın
sergilediği başanlı oyunculuktan dola-
yı 21. Uluslararası Film Festivali'nde
en iyi kadın oyuncu ödülünün sahibi ol-
du. Olcay. onu ödüle götüren ve eylül
ayında vizyona gırecek olan 'Hiçbiryer-
de' fılminin senaryosunu okuduktan son-
ra çok etkilenip kabul etmiş. 30 yıllık sa-
nat birikimini bütün içtenliği ile inandı-
ğı bu filme koyduğunu söyleyen Zuhal
Olcay, filmde üstlendiği bu önemli ro-
lün her an istismara açık olduğunu ve bu-
nun bir kuyumcu gibi işlenmesi gerek-
tiği görüşünde. Pirselimoğlu'nun çok
iyi bir gözlemci olduğunu. ne yaptığı-
ru, ne yapmak isteyip ıstemediğini çok
iyi bildiğini söylüyor. Sanatçı, gerek ti-
yatroda gerek sinemada, özü sözü olan
güzel işler yapmaktan yana. Ticari si-
nemaya asla karşı olmadığı, ama
onun da iyisinin yapılması gerek-
tiği düşüncesinde. Kendi deyi-
mi ile üç beş mankenin ve bir-
kaç televizyon stannın içine
boca edildıği aşure gibi bir
filmde yer almaktansa
evinde oturup kitap
okumayı tercih edi-
yor. Her filminde
hayatın zorluk-
lannı derinden
yaşayan bir
kadın imajı
çiziyor. Çoğu zaman zorluklara serinkan-
lılıkla göğüs gererken kimi zaman da
olanı olduğu gibi kabulleniyor. Sanatçı,
filmlerinde canlandırdığı karakterlerle
gerçek yaşamdaki Zuhal Olcay'm hiç-
bir ilgisi olmadığını söylüyor. Çok kı-
nlgan bir yapıya sahip oldu-
ğunu ve her zaman dost-
lannın yanında ağla-
dığını belirten sa-
natçı, "Bildiğim
tekşey acüann ge-
çici olduğudur"
diyor.
Tiyatroköken-
li olan Olcay, ka-
riyeri boyunca
müziğe de sine-
maya da yönel-
di. Tiyatro eğiti-
minde öğrendik-
lerini, yaptığı di-
ğer sanat dallan ile
harmanladı.
Türkiye
standartlanna göre iyi bir eğitim aldığı-
nı vurgulayan Zuhal Olcay. bunun fay-
dasını gördüğünü ama eğiıimin her şey
olmadığını da söylüyor.
Öne sürdüğü fıkrini de şu sözlerle des-
tekliyor. "Öyle olsaydı eğitim görmüş
tüm oyuncuadayiannm çoki>i varhk gös-
termekri gerekn-di."
Sınema onun için bir tutku.
Kendi doğrulanna uyan ça-
lışmalara her zaman için sı-
cak bakan Olcay. Türk si-
nemasının geleceğini şu
sözlerle özetliyor: "Si-
nemanuzın hâlâ bir sek-
tör olduğunu düşünmü-
yorum. Şu anda daha
yeni yeni bir dil oluş^
turmaya başladı.Yargı-
lamak için değil, ama
yiBarcasinemaadınaya-
püan çok güzel işlerin
>anı soa genele bak-
ağunızda este-
• Olcay, kendi
deyişi ile üç beş
mankenin ve birkaç
televizyon stannm
içine boca edildiği
aşure gibi bir filmde
yer almaktansa evinde
oturup kitap okumayı
tercih ediyor.
tik ve sanatsal açıdan pek bir şey yapd-
nvadı. 80 döneminde poHtik içerikîi bir-
takım fılmler yapıku. Bunlann birçoğu
söz haykıran palavra fılmlerdi. Bir dö-
nemdi, yaşanması gerekiyordu, yaşandı
ve bittL Ardından gişeyapan fılmler gel-
dl Bu filmler hakkında, sanatsal açıdan
baktığımada birTürk sineması dili oluş-
turup oluşturmadığı değerlendirmesini
yapmakiçinbirazbeklemekgerek. lyiyö-
netmenlerin olduğunu söylemek gerek,
gerçekten bu sözünü ettiğhn dili oluşrur-
ma konusunda önemli adımlar atan çok
iyi fılmler var."
Zuhal Olcay, sinema dilinı oluşturma
konusunda önemli adımlar atan ilk isim-
ler arasında Tayfun Pirselimoğlu, Zeki
Demirkubuzve Derviş Zaim i sırahyor.
Nerede ise her dizinin ve filmin vaz-
geçilmez 'sanatçüan' arasında yer alan
oyuncu kökenli olmayan 'sözdeoyuncu-
lann' bu kadar gündemde olmalannı,
yıllann oyuncusu şöyle değerlendiriyor:
" Bir film içinde öylebir ortam vardır ki,
o kişilerin o roDeri oynamalan gerekebi-
fir, bunun örnekterini dünya sinemasın-
da görüyoruz. Eğer, bir filmin iş yapma-
sı için obnazsa ohnaz kurallan arasında
yer ahyorlarsa o zaman durum antipa-
tik oluyor. Seyircinin de buna çok fazla
rağbet edeceğini düşünmüyorum, zaten
etmiyor da."
Sarkılarınt oynuyor
Işü Kasapoğlu'nun yönettiği ve mü-
zik direktörlügünü Selim Atakan'ın üst-
lendiği Zuhal Olcay'ın Oyun Atölye-
si'nde sundugu Siyah-Beyazbaşhklı din-
letisi karakteristik özellikleri ve sesi üze-
rine kurulu. Bu sezonun son gösterisini
salı günü saat 20.30"da yapacak olan Ol-
cay, sevenleri ile yaz sonunda yeniden
buluşacak. Kimi zaman Shakespeare ile
kimi zaman da Attillâ Dhan'ın "Aynhk
da Sevdaya DahiT ıni yorumlarken ka-
ranlığın ve yalnızlığın soğuk yüzünü
hıssettiriyordinleyıciye. tkincibölüm-
de kırmızı bir tuvaletle çıkıyor. Kome-
diyi, trajediyi ve dramı sahnede kul-
landığı farklı aksesuvarlarla yaşamın
hem beyaz hem de siyah rengini yan-
sıtıyorASanatçı şarkıyı söylemiyor,
adeta yaşıyor. yaşadıkça da oynu-
yor. Zuhal Olcay, tiyatro sahnesin-
de, tiyatro dısiplini ile şarkı söyle-
mekten inanılmaz zevk aldığını
söylüyor. Aynı tadı konserlerde
ve gece kulüplerinde söylerken
ahnıyor. Yorumundaki sırnnı şu
sözlerle anlatıyor. "Şarkıcı gibi
şarkı söv1eme\i>eşarkKihkyap-
mayıse\ıni>
ı
orum. Şarküanmı
bir ovımcunun teksti>'orum-
ladığı gibi yorumla-
mayıse\iyorum.
Şarküanmı
söykrkenbir
o\Tincunun
rolünü oyTia-
dığı gibi içten-
Bkle oynuyonım."
Yaşadığımız
sürece burası
ayakta duracak
Yıllar önce Tiyatro Stûdyosu ile
çalışmaya başlayan sanatçı. o
dönemlerde özellikle daha önce hiç
oynanmamış oyunlarla ızleyici ile
buluştu. Bu, Oyun Atöh/esi'nde de
devam ediyor. Olcay, bunun bilinçli
bir tercih olmadığını, sadece her
zaman olduğu gibi içlerinden gelen
sese kulak verdiklerini söylüyor. Her
dönem popülaritesıni yitirmeyen
'tijatro öldü, ölüyor' söylentilerine
Zuhal Olcay hiç mi hiç inanmıyor. Bu
dedikodulan yayanlann etraflanna
bakmalannı söyleyerek yeni kurulan
Oyun Atölyesi ile Işü Kasapoğlu'nun
Kocamustafapaşa'da yeni açacağı
sahneyi örnek veriyor. "Tiyatro
ölmüyor, ölmeyecek de. Tıyatronun
yaşaması için hepimiz el birliğiyle
destek vereceğîz" derken, yeni tiyatro
adamlannın yetişmesi gerektiğini,
belki de yeni bir anlatım dilinin
oluşması gerektiğınin altını çiziyor.
Olcay-Bilginer çiftı ilk adımlannı
atışını izledikleri yeni bebekleri O>oın
Atölyesi'nin yaşamlanndaki önemini
şöyle anlatıyor: "Şu anda ikimiz de
savaştan çıkmış gibiyiz. Yorgunuz.
Buraya para yetiştirmek için \annuzi
yoğumuzu ortaya koyduk ve üç yıl
daha borç ödeyeceğiz. Çok plaıumız
var, amacumz yaşadığımız sürece
burayı ayakta tutmak."
Sanat sansürle
özgünleşemez
Zuhal Olcay, filminin önce
sansürlenmesini ardından da
ödüllendirilmesini şöyle
değerlendiriyor: "Ülkemizde sanat
böyle Ukelliklerle mücadele ediyor.
FUmimtzin yasaklanmasından
vazgeçilince biz hâlâ se>ini>oruz.
Umanm bu sondur. tnsanlar eDerine
kâğıtla kalemi aldıklannda yazmaya
başladıklan andan itibaren kendi
kendilerine otosansürü uyguluyorlar.
Bu çok acıkh bir şey. böyle bir ortamda
sanat özgünleşemez, yeşeremez ve
yaraöcıuğı her zaman güdük kalmak
zorunda kahr. Asıl savaş vermemiz
gereken durum bu."
Şükrü Türen'in Genel Sanat Yönetmenliği'nden almarak yerine Nurullah Tuncer'in getirilmesinin yankılan sürüyor
Şehir Tiyatroları'nda tartışmalı süreç
AYÇATEZER
ŞükrüTüren'in tstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi Şehir Tiyatrolan'nın Genel Sanat
Yr
önetmenliği'nden alınarak yerine Nu-
ruDah Tunco"'in getirilmesinin yankılan sü-
rüyor.
Şehir Tiyatrolan'nın yönetim kurulu
üyeliğine Albaraka Türk Yönetim Kurulu
üyesi ve Şehir Tiyatrolan"run repertuvarku-
rulu üyesi olan AB Göçer, Yeni Asya ga-
zetesinden Abdurrahman Şen'in de dahil
edileceği ve Zaman gazetesi yazan Hüse-
yin Sorgun'un ise basın bürosu sorumlu-
su olarak atanacağı söyleniyor. Yeni Şehir
Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nu-
ruUahTüncer"e bu atamalan sorduğumuz-
da cevap vermek istemediğini belirtti.
Önceki gün kuruma ve kendi sanatçı ki-
şiliğine zarar gelmemesi adına konuşmak
istemeyen Şükrü Türen, dün "Benim 'Top-
lam Tiyatro' adh bir çahşmam var. Bütün
dünyada'ToplamKalite Üretimi" adryia anı-
lan yöntenü oy*atroya adapte ettim. Bu ça-
hşmamı uygulanıanı için bu göreve getiril-
dinı ve bunlan uygulaînaya başladım. Da-
ha yapacak çokişim vanh. Gecemi gündu-
züme katarak çanşom. Bu kadar emeğim
havada kaldığı içinüzgünüm. Görevimden
almmamla Qgüıbiçbir şey tebliğedümedi"
diye konuştu.
Şehir Tiyatroları'ndanbirçok isim de bu
kararla ilgili görüşlerini bildirdiler. Yönet-
men OrhanAlkayakonuyla ilgili olarak "ts-
tanbul Şehir Tnatrolan, Cumhuriyet ide-
aUmizin hâlâ ayakta durmayı başaran na-
dirkunımlanndandır. tstanbul ŞehirTryat-
rolan, dünyanm en eski. en köklü sanatku-
rumları arasında yer ahr. Böylesine güçlü
bir geteneğedayanan kurumlannyapılany-
laoynamaya kalkışmak ise son derece risk-
Bdir. ÖzelMkle, bürokraüann ve sij-asetçi-
lerin, kurumun bünyesine müdahakye kal-
kışması. daima büyük huzursuzluklara ve
12 Eylül örneğinde olduğu gibl kahcı kimi
hasarlara yol açar. açmışnr. Salt bugünkü
beledKeyönetimi döneminde. dörtayn ge-
nel sanat yönetmeninin atanmış olmasını,
apaçık bir huzursu/iukla karşüadığımı ve
tasvip etmediğuni beürtmek zorundayun.
Dünyanm hiçbir yerinde, bir sanat kîıru-
atamalar.tryatrosanaonınkimi batım" ku-
raüannı da örselemektedir. tstanbul Şehir
TıyaüiolaıxCumhurivet'ehedr^edümişbir
bü>"ük kapitaldir. Körü yönetimlerle, dar-
beterle, dış müdahaleterieörselenmiş Cum-
huri>
ı
etideafimi2in,hâtâayakta durmajıba-
şarannadirkunımlanndandır. ŞehirTiyat-
rolan'ran, tiyatro sanatmın etik ve estetik
gefişimi doğrultusunda yeniden yapılandı-
rüması ve adenıi merkea\etçi bir sisteme
yönelerek yaraücı üretimin önündeki bü-
rokratik tikanmalan aşması için çahşmak
layıkolmalannıvekurumumuzu bürokra-
tik müdahalelerden sakınma yönündeki
gekneksel dasranış modetimizihayatta tut-
malaruu dflryorum" dedi.
Tiyatro sanatçısı Macit Koper ise "Şe-
hir Tiyatrolan'nın başma gelen her şey is-
tediği kadar özerkohnamasmdan kaynak-
lanıyor. Belediye başkanhğı atanmasryla
TiyatroGendSanat Yönetmenligi'nebuma-
kanıa uygun olan ya da ohnayan, hatta sa-
natçıbile ohnayanbirikriningetanesi müm-
kün. Şükrü Türen arkadaşımız Genel Sa-
(jf . 1 • Tiyatro sanatçısı
W \ Macit Koper.
mâ jm "Tiyatroya
K 'ft*, y P sanatçılann fikri
n t * 4 sorulmadan yapılan
• ^ ^ ^d9f 1 ^ e r
^ ^ atama,
^ H f '**W 1 belediyenin tiyatroyu
^ H h | ^ ^ ^ | denetlemek istediği
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H yönünde kuşkular
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ p uyandırmaktadır."
• Başar Sabuncu:
"Kılıçla gelen, her
defasında kılıçla
gitti, gıdecek"
• Yönetmen Orhan ^ ^ B P ^ ı
Alkaya: "Özellikle I ^ ^ 1
bürokratlann w^^ m
1
kurumun bünyesine HHf^flF^
müdahaleye I ^ H ]
kalkışması, daima j V H ^ ^ j ^ M
büyük L ^ ^ B R F
huzursuzluklara ve 1 ^ ^ H ^
kalıcı kimi hasarlara ^ ^ ^ ^ ^
yol açar, açmıştır." <. J
mununyöneticuiğnıe 1 yıl için atamayapü-
maz, böylebir yaklaşun onaygörmez. Böy-
le bir durumda,biryüönceyapüan atama-
nın hangi saiklere dayandıgı konusunda
kuşkular uyanması kaçınıhnazdır. Bir ge-
nel sanatyönetmeni,yalnızca bir sezon son-
ra görevden ahnırsa, Şehir Tîyatrolan''nın
bir yap-boz tahtası'na dönüştüğü izleni-
minin oluşmasını önlememizgüçleşir ve bu
da köklü bir sanat kurumuna yalnızca za-
rar verir. Ne yazık kL kurumun akil kişile-
rine danışma gereği duymaksızuı \apılan
gerektiğini düşünüyorum. Bürokratik mü-
dahalelerin tarihi boyunca Şehir Tryatro-
lan'nda sadece zaman yitimine ve karga-
şaya yol açûğı hususuna da dikkat çekmek
zorundayim. ŞehirTiyatroları'ndagörev al-
maya taİip olan bütün arkadaşlanmm, iyi
niyetkrinden hiçbir biçimde kuşku duy-
muyorum. Nedir, trvatro sanatmın ve mes-
leginin, iyi niyeti aşan bazı unsurlara, özel-
Mkkre,formasyonlara gereksindiği de bili-
nir. Göreve atanan çahşmaarkadaşlanmm,
en azından bugündtn sonra, konumlanna
nat YönetmenBği görevinden ahndı. Üste-
lik kendisine düşündükkrini yapabüeceği
yeteriı sürebiletaranmadı. O zamanbugö-
reve neden getirihnişti diye soruyor insan.
Belediye Kültür Dairesi Başkanhğı ile ge-
nel sanat yönetmeninin anlaşamadıldan
noktalar nedü-? Bu noktalar her iki taraf-
ça açıklanırsa anlaşmazhklann gerçek ne-
denleri de ortaya çıkar samyorum. Tiyat-
roya sanatçılann fikri sorulmadan yapılan
her türlü atama belediyenin tiyatroyu de-
netlemekistediği yönünde kuşkular uyan-
dırmaktadır. Umaom ki yeni atananlar bu
kuşkulan artnracak değiL giderecek yön-
de bb" çahşmaya ve üretime girişüier. Yok-
sa, sadece bugün değiL tiyatromuz bünye-
sindeiçerikleştirdigi sanatsaltepldsiyk ku-
rulduğugündenberi her türtüdenetimekar-
şı çıknuşur. çıkacakür" diye açıklamada
bulundu.
Yönetmen, oyun yazan. dramaturg Ba-
şar Sabuncu. Türen'in göre\inden alınma-
sıyla ilgili olarak U
12 Eylül 1980 darbesi-
nin yaratnğı değerler kargaşasuun izdüşü-
mü olarak.tiyatromuzda art arda aynıoyn-
nu izlivonız. Sanahnuzda yetkinleşmeye
çabalamak yerine. siyasal pazaruidarla
'mansıp' peşinde koşar olduk. Kıhçla ge-
len, her defasında kıhçla gitti, gidecek. Ki-
mi götürdüler. kimi getirdiler gibisinden
edilgen dedikoducu rolüyle yetinmek yeri-
ne,tiyatrocular ile tiyatromuzun asıl sahi-
bi kamuoyunun etkin bir dayanışmaya gi-
rerek siyasilerin tiyatrocuyu tiyatrocuya
kırdıran iktidar döngüsünü kuinası günü
gebniştir.20yılhkbirgecikmeyfe. Kültür dün-
yanuzuı en köklü sanat kurumu İstanbul
ŞehirTiyatrolan'm öneetiklesiyasalerkten
bağımsız kumayı sağlayacak yasal düzen-
lemeler üe kurumun darbelere açık mer-
kezhetçiyönetim biçiminitiyatrosanatmın
gereği kanhmcı bir >apıya dönüştürmeye
yönelik verimti bir tartişma sürecini başla-
tarak bir musibetten bin hayır yaratabiü-
riz. Shakespeare "in dizeleriyle özetieyelim:
Ne hükümdar anıtian, ne mermer_ Hüküm
sürebüirbenimsanaûm kadarr
diyebeyanat
verdi.
AETaygun,Şehir Tiyatrolan'nın yönetim
kurulu üyesi olduğu için beyanat
veremeyeceğinı bildirildi.