Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
JAZİRAN 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
tetm Kaplan'a
tlilîye yok
İBERLİN (AA) -
Ananya'da faalıyetleri
ysaklanan Islami
(miyet ve Cemaatleri
Erliği'nin (İCCB)
c*:aevinde bulunan
yneticisi Metin
hplan'ın erken
taliye taiebi
üsseldorfYüksek
Ealet Mahkemesi
trafından reddedildi.
tetin Kaplan.
czasının 3'te 2'lik
k»mını çektiği için
eıcen tahliye talebinde
bhınmuşru.
IVum paketine
iltal davası
• ANKARA
(Cunıhuriyet Bürosu)
- 'tkinci uyum paketi"
oarak adlandınlan
yısanın "partilerin
kıpatılması ve dernek
kırma hakkındaki
ksıtlamalarla" ilgili
hikümlerinin iptal
edilmesi için Anayasa
N.ahkemesi'ne dava
acıldı. SP
Kahramanmaraş
Milletvekili Mustafa
Kamalak, 111
rr.illetvekili adına
açılan davanın
dlekçesini Anayasa
Mahkemesi'ne dün
sundu.
Taşıt vergismde
af hazırlığı _
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
- Maliye Bakanhğf nın
hazırlığını sürdürdüğü
stok affı
düzenlemesinin, taşıt
vergisinin faizlerini de
kapsayacağı
belırtilıyor. Yasa
taslağıyla, ödenmeyen
motorlu taşıt
vergilerinin gecikme
fazizinden muaf
tutulacağı kaydedildi.
Mükelleflere, yasanın
yürürlüğe girmesinin
ardından ödeme
kolaylığı sağlanacağı
bildirildi.
Örnek
dayamşma
• ORDU (AA) -
Beledıye-tş
Sendikasf na üye
işçiler, bir süre önce
yaşamını yitiren
arkadaşlan Salih
Özkan'ın ailesine,
aralannda topladıklan
paralarla yaptırdıklan
daireyi armağan ettiler.
Dairenin tapusunu
düzenlenen törende
aileye veren Belediye-
Iş Sendikası Genel
Başkanı Nihat
Yurdakul, sendika
üyelerine teşekkür
etti.
Çîller: Türkiye
sandığa gidiyop
• İstanbul Haber
Servisi - Yeniköy'deki
taksi durağını ziyaret
ederek esnafın
sorunlannı dinleyen
DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller,
Türkiye'nirLciddi
yönetim boşluğuyla
karşı karşıya olduğunu
belirtti. Hangi karar
alınırsa alınsın,
uygulayacak ekip
olmadığını vurgulan
Çiller, "Bu ne
vekâletle gider.
Vekâletle gider de bir
hafta, 10 gün gider.
Türkiye artık sandığa
gidiyor" diye
konuştu.
Parti yöneticileri: Başbakan nekahet döneminde. Görevini daha etkili biçimde sürdürecek
DSP: ÇekilmeyecekANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Muhalefetin yanı
sıra hükümet ortaklarından da
Başbakan Bülent Ecevit'e
"çekü" baskısı artıyor. ANAP
Grup Başkanvekili Nihat Gök-
bulut. Ecevit'in "görevi yü-
rütüp yürütmeyeceğine aci-
len karar vermesi gerektiği-
ni" söyledi. DSP Grup Başkan-
vekili Emrehan Halıcı "Baş-
bakan'ın nekahet dönemin-
de olduğunu, en kısa süre
içinde sağuklı günlerine tek-
rar kavuşacağını ve görevi-
ni daha etkili biçimde sürdü-
receğini" ileri sürdü.
Başbakan Ecevit'in çekilme-
si yönündeld beklentiler dün de
gün boyu çeşitli spekülasyon-
• ANAP Grup Başkanvekili Gökbulut "Görevi yürütüp yürütemeyeceğine
kendisi ve partisi acil bir karar vermelidir" açıklamasını yaaparken, MHP Ece-
vit'in çekilmesi durumunda Bahçeli'nin başbakanlığında 3 partinin hükümete
devam edebileceğini düşünüyor.
lara neden oldu. ANAP Grup
Başkanvekili Gökbulut, dün
parlamentoda düzenlediği ba-
sın toplantısında, çekilip çekil-
memenin Başbakan Ecevit ve
partisi DSP'nin sorunu oldu-
ğunu söyledi. Gökbulut, "Baş-
bakanhk gibi ağır bir görevi
yürütüp yürütemeyeceğine
kendisi ve partisi acil bir ka-
rar vermelidir" açıklamasını
yaptı. Bu toplantının ardından
DSP Grup Başkanvekili Emre-
han Halıcı, Genel Başkan Yar-
dımcısı Tayfun İçli. Genel Say-
man Mecit Şekercioğlu ile Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Süley-
man Yağız bir basın toplantısı
düzenledi. Toplantıyı düzenle-
yenlerin Rahşan Ecevit'e ya-
kın kadro olması ve diğer Grup
Başkanvekili Aydın Tümen'in
toplantıya katıfmaması dikka-
tiçekti.
Halıcı, "Başbakan Ecevit
için yakışıksız sözler sarfedi-
lerek bir gözü dönmüşlüğün
ilkelliği içinde hareket edil-
diğini" söyledi. Halıcı, "Bun-
ların bir kısmı kendilerini
doktor yerine koyarak gerçe-
ğe dayanmayan sağlık yorum-
lan yapmakta, bir kısmı ken-
dilerini partimizin yetkili or-
ganları yerine koyarak ah-
kâm kesmekte. bir kısmı da
başbakanımızın görevini bı-
rakmasını ve kendisine vekil
tavin etmesini isteyerek ken-
di gizü emellerine ulaşmanın
planını uygulamaya çaİışmak-
tadır. DSP'liler olarak bunla-
rı şiddetle kınıyoruz" dedi.
Halıcı, Gökbulut'un açıklama-
lan konusunda ise yorum yap-
mayacağını söyledi.
Hükümetin küçük ortağı
ANAP da Ecevit'in çekilme-
sinden sonrakı gelişmeler için
hazırlanmaya başladı. ANAP
kurmaylan. Ecevit'in çekilme-
si nedeniyle 2003 'ten önce bir
seçime gıdılmesinin AB-Türki-
ye ilışkilerini sıkıntıya sokaca-
ğını, düzenlemelerin geç kal-
ması nedeniyle bunun pahalıya
mal olacağını savundu. MHP
ise Ecevit'in çekilmesi duru-
munda Deviet Bahçeli'nin baş-
bakanlığında olmak koşuluyla
3 partinin hükümete devam ede-
bileceğini düşünüyor.
Ecevit sonrası senaryolar
ANAP
Ozk an'a
sıcak
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Bülent Ecevit'in çe-
kilmesi beklentisi "hü-
kümette ve DSP'de Ece-
vit sonrasrna ilişkin spe-
külasyonlan yoğunlaştır-
dı. Ecevit'in hem başba-
kanlığı, hem de DSP ge-
nel başkanlığını bırakma-
sı durumunda iki koltu-
ğun birden boşalacağı;
bunun da yeni hükümet
arayışları sürecinde
DSP'de kimin muhatap
alınacağı sorusunu gün-
deme getireceğine dikkat
çekildi. ANAP'hlar ise,
Başbakan'ım çekilmesi
durumunda vekaletin Hü-
samettin Özkan'a bıra-
kılmasını istiiyor.
DSP yöneticilerinin ak-
sı yöndeki açıklamalan-
na karşm, Başbakan Ece-
vit'in çekileceğine iliş-
kin senaryolar bitmiyor.
Başbakan Ecevit'in bı-
rakma karan alması du-
rumunda, "vekalet" me-
kanizmasınnı işletilmesi
kolay aörünmüyor.
ANAP'hlar vekaletin Hü-
samettin Özkan'a bıra-
kılmasını isterken,
MHP'liler"VekaletBah-
çeli'ye bırakılmalı" di-
yor. DSP kulislerinde ise,
"Vekâlet bırakılmaz.
Başbakan çekilme ka-
ran alırsa istifasını
Cumhurbaşkam'na su-
nar" görüşü dile getiri-
liyor.
Ecevit'in hem başba-
kanhğı, hem DSP genel
başkanlığını bırakması
durumunda, yeni görev-
lendirme sürecinde DSP
yönetiminde boşluk gö-
rüntüsü olacak. DSP'de
tüzük gereği, genel baş-
kanlığa genel sekreter ve-
kâlet ediyor. Ecevit'in is-
tifasını sunması duru-
munda Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezerin
DSP'den yeni bir ismi, ya
da MHP lideri Devlet
Bahçeli'yi görevlendir-
mesi gündeme gelecek.
Bu süreçte, DSP yöneti-
mindekı boşluk görüntü-
sünün sıkmtı yaratabile-
ceği kaydediliyor. AB sü-
recinde de kesinti yarat-
mamak için, Ecevit'in
başbakanlığı bir süre da-
ha sürdürüp yaz tatili sü-
recinde kurultayı topla-
yarak DSP'de yönetim
değişikliğini gerçekleşri-
rebileceği kaydediliyor.
Bazı DSP'liler ise "Baş-
bakanhk daha yorucu
bir görev. Başbakanlığı
bırakıp, kongreye ka-
dar genel başkanlığı
sürdürebilir" görüşünü
dile getiriyor.
CtZMEDEN YUKARI MUSA KART
ARAMIZA VEJOI
m.kart« superonline.com
Parkinson olduğu iddia edilen Başbakan'ın omurgasının da kınldığı öne sürüldü
Ecevit'in doktorları susuyor
ÜĞÜ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Sinir sistemi rahatsızlığı
olarak tanımlanan Parkinson has-
talığı ile kaburgalanndan sonra
omurgasında da kınk olduğu or-
taya çıkan Başbakan Bülent Ece-
vit'in sağlığına ilişkin spekülas-
yonlar da yoğunlaşıyor. Başkent
Üniversitesi Hastanesı'nden Baş-
bakan'ın sağlığına ve uygulanan
tedaviye ilişkin hiçbir açıklama
yapılmazken Gülhane Askeri Tıp
Akademisi'nin (GATA), Ecevit'in
sağlık dosyasını incelemeye al-
dığı öne sürüldü.
Ecevit, Başkent Hastanesi Nö-
roloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Turgut Zileli başkanlığındaki
ekip tarafindan dün yeniden kont-
rolden geçirildi. 1 saat Ecevit'in
evinde kalan doktorlar, hiçbir
açıklama yapmadan konuttan ay-
nldılar. Her gün yeni rahatsızhk-
lan ortaya çıkan Ecevit'in 3 yıl-
dır Parkinson rahatsızlığı olduğu
ve bu yönde tedavi gördügü de be-
lirtildi. Hükümetin 3 yılını de-
ğerlendirdiği Başbakanlık Konu-
tu'ndaki basın toplanbsında "nö-
rolojik rahatsızlığını ilk kez di-
le getiren ve 1 saat sonra çok kö-
tü de olabileceğini" itiraf eden
Ecevit'in dil sürçmeleri başta ol-
mak üzere konuşma ve yürüme
güçlüğünün de bu hastalıktan
kaynaklandığı ifade edildi.
Geçen yıl kas zayıflığı hasta-
hğı teşhisi konulan Ecevit'in gör-
düğü kortizon tedavisi nedeniy-
le kemiklerinin kınlganlığının
arttığı, kaburgalanndan sonra
omurgasının da kınldığı, evinde
çelik korseyle tedavi edilmeye
çalışıldığıöğrenildi. Doktorlan-
nın, gazetelerde çıkan haberlere
karşın Başbakan'ınsağlığıyla il-
gili açıklamalaryapmaktan kaçın-
ması da tepki görmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, dün Moğolistan'a git-
meden önce Esenboğa Havaala-
nı'nda gazetecilerin Ecevit ile il-
gili sorusu üzerine, "Kendisiy-
le ben öğleden sonra (dün) gö-
rüstünı. Bir sıkıntısı olmadığı-
nı, ağnsı sancısı olmadığını söy-
ledi. Ancak doktorları omurga-
sındaki rahatsızlık nedeniyle
kaygı içerisinde bulunduklan-
nı söyledi" diye konuştu.
IRMIKI AYDIN ENGtN [email protected]
Yazı saati geldı de geçiyor
bile. Ama ekranın başına çakıl-
dım kaldım. Kore'den canlı ya-
yın. Dünya Kupası açılış töre-
nı.
Baştan birkaç dakikasını ka-
çırdım. ilk bölüm "hoş geldi-
niz"m\ş.
Hoş bulduk. Sahiden "hoş"
bulduk. Dünyanın en büyük fut-
bol sirki başlarken Koreliler akıl,
emek, yaratıcılık, teknoloji gibi
insan hünerlerini kaynaştırıp
göz okşayan, gönüller açan bir
gösteri hazırlamışlar. İlk bölümü-
ne ''hoş geldıniz" demişler.
"Hoş bulduk'demeye kalma-
dı ikinci bölüme geçıldi: lleti-
şim!..
lletişim deyince aklımıza ya
medya ya cep telefonu gelir ol-
du ya... Kameralar yeşıl çimle-
rin üstüne göz alabildiğine ser-
pilmiş çocuklardan üçüne yak-
laştığında çağnşım "iletişim"
olmadı. Üç çocuktular. Çevre-
lerindekı yüzlerce çocuk gibi
üç çocuk. Biri çekik gözlü. Uzak-
doğu'dan bir oğlan. Bir oğlan
çocuğu daha. Sarışın. Belki bir
Iskandinav ya da Hollandah,
yani bir kuzeyli. Bir de kız. Ka-
raderili. Iri karagözleri ve sık
lletişim - Barış - Paylaşım
örülmüş saçlarıyla Afrika'yı
Uzakdoğu'ya taşımış gibi.
Ellerindeki futbol toplarıyla
oynayıp, kendilerine önceden
belletilen dans adımlarını atar-
ken kıkır kıkır gülüşüp konuş-
tular...
Evet konuştular.
Hangi dilden?
Bilemem.
Duyduğum, stadyumun dev
ses yükselticilerinden bıze ka-
dar ulaşan etkileyici bir müzik-
ten ibaretti. Ama gördüm: Ko-
nuştular.
Cep telefonsuz ve ekransız
konuştular.
Karşılıklı. Koca bir stadyu-
mun ortasında. yüzlerce çocu-
ğun arasında ve on binlerce se-
yircinin gözleri önünde ve mil-
yonlarca TV izleyicisinin tanık-
lığında konuştular...
Biri çekik gözlü, biri sanşın,
biri kara derili üç çocuğun ko-
nuştuğuna, kameranın onlara
yöneldiği birkaç saniye boyun-
catanıkolmasaydım "Gösteri-
nin bu bölümünün adı niye ile-
tişim konmuş" diye sorabilir-
dim.
Bu küçük ama anlamlı ve
önemli ayrıntı ile oyalanır, "ile-
tişim" kavramının günümüzde
zenginleştiğini mi yoksa saptı-
ğını, özünü yitirdiğini mi vurgu-
lamalı gibisinden felsefi(!) düşün-
celer büyütürken yeni bir bölü-
me geçildi: Banş!..
Oyun alanının ortasında, ala-
nı boydan boya kaplayan, iazer
ışıkiannın bin bir renge boyadı-
ğı tiril tiril örtülerin altından bir
"Kore çanı" yükseliverdi.
Yıllar öncesine, Almanya'da
Frankfurt kentinde 1989'un kar-
lı bir kış gününe döndüm. Elin-
de eksık yazılmış bir adres pu-
sulası tutan ve oraya mutlaka
ulaşması gereken bir Koreli tek-
nisyen, canını dişine takıp, o
adresi bulup kendisini toplan-
tıya yetiştiren taksi şoförüne,
geleneklerinde bahşiş vermek
olmadığından ama ille de bir
armağan vermek istediğinden,
çantasını kanştırdı, kanştırdı ve
ahşaptan oyulmuş küçük bir
"Kore çanı" bulup çıkardı. Ber-
bat bir Almanca ile ve Uzak-
doğulularda pek az rastlanan
taşkın bir "teşekkür"\e konuş-
tu:
- Bu banş çanı'cf/r. Deherki
üç bin yıl önce savaş/n bittığini
bütün köylere duyurmak için
büyük tapınaktaki rahipler bü-
yük bir çan yapmışlar. Sesi Ko-
re 'nin her yehnden, belki de
dünyanın heryennden duyulan
bir çan. Sadece savaş bittiğin-
de, savaşın bittığini insanlara
muştulamakiçin çalınır. Kore'nin
heryennden, belki de dünyanın
her yehnden duyulur. Buyrun
busizin...
Kore başkentinde, Seul'de
stadyumun ortasında kocaman
bir barış çanı yükseldi. Sarı, ka-
ra, beyaz dünya çocukları el
ele tutuşup. dans edip barış
çanının çevresinde koşuştur-
dular.
Barış'ın o stadyumun çimle-
riyle sınırlı kaldığını bile bile duy-
gulandık. Insanlığın kendi kadar
eski bir düşünün, banş ın hiç ol-
mazsa bir stadyumda, bir oyu-
nun alanının çızgileri arasında
da olsa adeta ete kemiğe bü-
rünmesi kımi kıvandırmaz ki?
Pakistan'la Hindistan nükle-
er bombalan ellerine almışlar
kapıştı kapışacaklar... Filistin'de
Cenin, Beytüllahim hâlâ kanı-
yor... Irak'ta masallar kenti Bağ-
dat'ta her yaştan Arap gitgide
daha sık gökyüzüne bakıp, yü-
reklerinde derin bir korkuyla In-
cirlik'ten havalanıp üstlerine yö-
nelen bombardıman uçaklarını
beklerken... Kolombiya'da, Fi-
lıpinler'de "ölüm çanlan" dur-
maksızın çalarken Seul'de stad-
yumun çimleri üstünde yükse-
len "banş çanı" bir gerçegi de-
ğil ama bir umudu yeşertmıyor
mu?
Açılış gösterısinin son bö-
lü mü "paylaşım"d\.
Paylaşım bölümü bugünün
dünyasını tam yansıttı. Ço-
cuklar koşuştular. Bana san-
ki şaşkın şaşkın koşuştular
gibi geldi. "Banş bu kadar
uzaktayken adil bir paylaşı-
mın düşünü bile kurmak zor.
Işte böyle şaşkın sepelek ko-
şuşturulur..." deyip, çakılıp
kaîdığım ekran başından ay-
rıldım.
Yazıyı teslim saati geçti ge-
çiyor...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
EUPO Pahalılığı...
MÜNİH - Almanya'da eylül ayında yapılacak se-
çimlerde iktidardakı Sosyaldemokrat-Yeşil ko-
alisyonunu bir tehlıke bekliyor mu?
Şimdilik durum pek iç açıcı değil!..
Almanya'da ciddi bir ekonomik sıkmtı söz ko-
nusu...
Euro yürürlüğe girdiğinden beri halk tükettiği
kimi ürünlerdeki değer artışının farkında...
Halk çok sık tükettiği temel gıda maddelerin-
de artışlar olduğunu, bu nedenle geçim sıkıntı-
sı çektiğıni, hükümetin vurgun yapan firmalara yap-
tırımda bulunmadığını öne sürüyor...
Örneğın, ekmek çeşitlerinde yüzde 7.3, süt
ürünlerinde yüzde 11.8, domateste yüzde 64,
patateste yüzde 53, ampulde yüzde 13, tekstil
ürünlerinde yüzde 11, ayakkabıda yüzde 10 ar-
tışlar var...
Aynı durum Euro'ya geçen Hollanda, Italya
için de geçer li...
Almanya'da tüm bu gelişmeler yaşanırken ni-
san ayı ıtibarıyla yıllık enflasyon oranı yüzde 1.6...
Yanı son derece düşük...
Ancak Almanlar şöyle diyor:
"Euro değil Teuro..."
Teuro kavramı çok yeni...
Aslında 'Teuer' pahalı anlamına geliyor. Teuer
ve Euro sözcüklerinden esinlenilip Teuro' sözcü-
ğü üretiliyor...
Kısaca halk sıkıntısını böyle dile getiriyor.
"Euro pahalılığı.."
Bu olup bıtenlerı iktidarın büyük ortağı SPD,
"önümüzde yaz aylan var" deyip eylülde yapıla-
cak seçimlere getirıyorlar:
"Ekonomide bir sıkmtı olduğu gerçek. Ama üç-
dört ay içinde Euro pahalılığının önüne geçece-
ğiz. Maliye Bakanlığımız harekete geçti. Keyfizam
yapanlan bir bir saptadı..."
• • •
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, 1998
yılında iktidara gelırken şöyle demişti:
"Işsız sayısını hızla indireceğız..."
Şu anda Almanya'da işsizlik oranı yüzde 10...
Kamuoyu araştırmaları, bugün seçim olsa
SPD'nın oy oranının yüzde 30'a gerilediğini gös-
terıyor...
SPD'nin oy yitirmesinin nedeni halkın geçim
sıkintısı...
Almanya'da işsiz sayısı ise 4 milyon...
Başbakan Schröder, "Bu bizim suçumuzdeğil"
deyip ekliyor:
"Her şeye karştn ışler iyi gidiyor, yeni yasalarla
bu sayıyı 3.5 milyona indireceğiz..."
Birkaç hafta önce Alman Başbakanı Gerhard
Schröder'ın 'Stern
1
dergısinin kapağında çıplak
resmi çıkmıştı...
Bu ne demekti?
Almanya'nın içine düştüğü ekonomik sıkmtı...
Başbakan Schröder, 'Stern' dergisine verdiği
demeçte, 1 Ocak2000deyürürlüğegiren 'Job-
Agtiv-Gesetz' yasasıyla, işsizlikle mücadelekap-
samında bellı teşvikler uyguladığını, böylece iş-
siz sayısını Kohl dönemine göre 400 bin azalttık-
larını, 1.2 milyon kişiye iş bulduklarını açıklıyor-
du...
Başbakan üç gün önce de şöyle diyordu:
"Tamam, 4 milyon işsiz var ama işyerterinin de
1 milyon açığı var...
• • •
Öger Turizm Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin
Balkaner'le konuşurken tüm dünyada ekonomik
sıkmtı olduğunu, Italya, Ispanya, Yunanistan,
Portekiz gibi ülkelerin bu yıl damping yaptık-
larını söyledi...
Bu ülkelerde beş yıldızlı otellerde bir haftalık ta-
til (uçak dahil) 199 Euro'ya kadar düşmüş...
Peki Türkiye'ye ilgi nasıl?
Türkiye ılgı görüyor şu anda...
Bir haftalık turlar 400 Euro'nun üzerinde...
Hüseyin Balkaner diyor ki:
"Bizım şansımız güvenilir olmamızdan kaynak-
lanıyor..."
Alman halkı Euro pahalılığı yaşıyor ama tatilden
vazgeçmiyor...
Münih caddelennde, kafelerde, lokantalarda, top-
lantılarda karşılaştığımız Türkler de Euro pahalı-
hğından şıkâyetçi...
Diyorlar ki:
"Temel gıda maddelehndeki fiyat artışı korku-
tucu..."
Sendikalarageiince!..
Hükümetten yüzde 6.5 zam istemleri var!.. Baş-
bakan Schröder bu nedenle sıkıntılı...
Çalışma Bakanı Riester eskı bir sendikacı, uz-
laşma arıyor...
Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak?
hikmet.cetinkaya(fl cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Ecevit'in hostolığı
dış basında
Dış Haberler Servi-
si - Başbakan Bülent
Ecevit'in Milli Güven-
lik Kurulu (MGK) top-
lantısına katılamaması,
yurtdışmda da büyük
yankı uyandırdı.
Financial Times gaze-
tesi, Başbakan Ecevit'in
hastaneden çıkarken
"Çok iyiyim ve görevi-
min başındayım" de-
mesinden üç gün sonra,
" askeri ve sivil liderle-
rin çok önemli bir top-
lantısını kaçırdığı"na
dikkat çekti. Olayın üze-
rine, borsanın yaklaşık
yüzde 3 düştüğünü kay-
deden gazete, Ecevit'in
katılmadığı toplantıda
Türkiye'nin AB adaylık
sürecinde ilerleme sağ-
lanmasına ilişkin reform-
lann ele alındığını kay-
detti. Financial Times,
Türk Silahlı Kuv\'etle-
ri'nin reformlara nitelik-
li bir desteği ifade etme-
sine karşın kah milliyet-
çi oylara göz koyan
MHP'nin direnişinin art-
üğını belirtirken "Sayın
Ecevit'in arabuluculuk
yapma kapasitesi, 10
gün hastanede kalma-
sından sonra zayıfla-
mış görülüyor" dedi.
Ingiliz Independent
gazetesi de Ecevit'in
MGK toplantısı gibi çok
önemli birtoplantıya ka-
tılamayacak kadar has-
ta olduğunu belirtirken
Türkiye'nin yeni bir kri-
ze doğru gittiğini öne
sürdü.
Ekonominin çöküşü-
ne neden olan krizden
bu yana Türkiye'nin sü-
rekli şoktan şoka girdi-
ğini öne süren gazetede,
"EMF'nin destekledi-
ği ekonomiyi kurtar-
ma planının istikran-
niD, birbiriyle çatışan
siyasi partilerden olu-
şan gevşek koalisyonu
bir arada tutan Sayın
Ecevit'in liderliğine
bağlıdır" yorumunu
yaptı.