22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
"• 2 U M S 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA gonaçtklam; "Ecovttsapssa&am Hüsrs verecetı!" iiadina.com S»syalist fikir patformu; "rww.inadina.com" aıresinden ulaşılan bir irrernet sitesi... Utur Cankoçak ycnetiyor, Erol T<y gibi güçlü kâemler gındemdeki olayları ycumluyor... Yazılar he- salı yenileniyor... Oışünce dünyasına yeii bir soluk getiren sie 6 "tık"la başlayıp 42hafta sonunda 12 biı ziyaretçiye ulaşmış dırumda... Bektronik posta: denizsom3currtriuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 - Derviş'e göre büyüme ortamına dönülmüş... "Uyusun da büyüsün!" ınır Tanımayan Gazeteciler Orgütu'nün Pa- ris'te bir tren ıstasyonunda yere serdiği ha- ritanın üzerinde Genelkurmay Başkanı Or- general Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu da basın özgürlüğü düşmanı diktatörlerarasındasergilemesiy- le ilgili haberleri okumakla yetiniyorum; bir gazeteci olarak bu konudaki görüşümü yazamıyorum, geç- mişteki olaylan değerlendırerek biryorum yapamıyo- rum. Çünkü büyük bir baskı altında bulunuyorum ve dolayısıyla kendime sansür uygulamak zorunda ka- lıyorum. Okuduğum haberlerden örgütün Türkiye temsilct- sinin Erol Önderoğlu adında bir gazeteci olduğunu ve "bıanet" adında bir internet sitesinde çalıştığını ög- reniyorum. Bu siteyi Nadire Mater adındaki gazete- cinin bir gruparkadaşıyla birlikte Avrupa Birtiği'nin bir fonundan verilen 770 bin Euro ile kurduğunu ve si- tenin Avrupa Birfiği'nin mali desteği ile yayın yaptığı- nı biliyorum. Otosansup Haberlerden, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgü- tü'nün de Avrupa Birligi'nden verilen mali destekle çalıştığını ve Paris'teki etkinliklerini Fransız devlet ku- ruluşlarının yardımıyla gerçekleştirdiğini görüyorum. Yine okuduğum gazete haberlerinden Sınır Tanı- mayan Gazeteciler Orgütu'nün Türkiye temsilciliğini "bianef'te çalışan Önderoğlu'ndan önce Nadire Ma- ter'in yaptığını öğreniyorum. Nadire Mater adındaki gazeteciyi, yazdığı "Mehmedin Kitabı"ndan tanıyo- rum. Bu kitap için Nadire Mater'in Amerika'daki bir va- kıftan 59 bin dolar tutannda karşılıksız burs aldığını geçen yıl yazdığımı anımsıyorum. Karşı tarafın görü- şünü de özellikle yansıttığım yazılarımda öncelikle kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştığımı ve bu arada kimsenın kişilik haklanna saldırmadan eleştiri hakkı- mı kullandığımı biliyorum. Ancak... Vaziyet'te kendi görüşüne yer verilmiş olmasına rağmen Nadire Ma- ter'e gazetemde aynca köşe yazısı düzeninde yanıt hakkı tanındığını, Nadire Mater'in gazetemde edin- diği günübirlik köşeyi devam sayfasına dönecek den- li geniş bir şekilde kullandığını ve gazetemdeki yazı- sında benim yazmadığım konulara da değinerek ka- muoyuna kendisini fazlasıyla ifade ettiğini biliyorum. Fakat bugün ben; bu köşede görüşüne yer veril- miş, gazetemde yanıt hakkını fazlasıyla kullanmış Nadire Mater adındaki gazetecinin, açtığı dava ile yargılanıyorum... Hakkındaki her yazıya 2 milyar lira olmak üzere toplam 8 milyar liralık davanın muhata- bı bulunuyorum... Işte bu yüzden, emperyalist düze- nin kıskacındaki ülkemde bağımsızlığını koruyan ga- zetemi ekonomik yönden zora sokmamak için Pa- ris'teki haritanın kökenine ilişkin yazı yazmıyorum; yazamıyorum. Hopya Yedrtepe Üıtîversitesi'nden Yrd. Dcç. Dr. Atilla Öner, DPT'nin hazırladığı 20TJ1 yılı program dcfcümanını incelerken 173. sayfada "2000 yılnda, doğalgaz külanımınm ağırlıklı olarak elektrik üretiminde devam etmesi beklenmektedir" tümcesi ile ka-şılaşmış... Öner, "Hsrhalde 2000 yılı program dosyasından 'kcpyala/yapıştır' yaparken yılı değiştirmeyi unuttular" diyor... ŞESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hatö erdincutku ' yahoo.com Dublaj yaptırma hayatına... Orijinalini yaşa! Türkiye'de ve Kanada'da medya tekeli Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın gazetecilere yaptığı çağndan: "Halkın doğru haber alma haklannı çok ciddı boyutlarda tehdit eden RTÜK Yasası, hükümetin aldığı karar- la Meclis'ten geçirilmek üzere. Medya tekellerinin önünü açan, hertürlü çıkar, ticaret /lişkisine izin veren RTÜK Yasa- sı'na karşı örgütsüz gazeteciler, işlerin- den olma kaygısındaki yazarlar sesle- rini çıkaramıyorlar. Sınırtı karşı duruş- lar, aykırı sesler de medyanın sansü- rüne takılıyor. Söz konusu yasa, yol açacağı sonuçlan ile öncelikle gazete- cilerin kimlik ve özlük haklannın savu- nulmasının önüne mayınlar döşüyor. Bu yasaya karşı durmak gazetecilik onursınavıdır." Toronto'daki dostumuz Engin Aş- kın'ın gönderdiği haberden: "Kanada'da 1995 yılında başlayan medya tekelciliğinin durdurulmasını is- teyen bir aydınlar bildirisi Otta- vvahükümetinesunuldu. Birkaç işadamının egemenliğine ge- çen gazete ve televizyonlarda, -1 medya sahiplerinin görüşlerinin topluma dayatıldığını vurgulayan bil- diriyi 52 ünlü yazar, bilimci, gazeteci, politika adamı ve edebiyatçı imzaladı. Aydınlar bildirisinde, medyanın üstün- de özel bir devlet soruşturma kurulu- nun oluşturulması istendi, gerçek de- mokrasinin düşünsel çeşitliliği temel ilke sayan bir medyadan esinlendiği vurgulandı ve medya özgürlüğünün gazete ve televizyon sahiplerinin mali olmadığı belirtildi." ÇED KÖŞESI OKTAY EKtNCÎ Munzur ve 'İstanbul Medyası'. "Bir zamanlar DersuıTin köy ağalanndan An' Haydaroyıl hac zamaıu Kerbela'dayken Mun- zur adındaki çobam, kansuıa 0- derek, heha yaparsa sıcak sıcak kocasınagotüreceğini söylenüş» BUBUIIoianakstzolduğunu bilen ağanın hanınu yinedehehayıya- parak. belki caıu çekmiştir diye bohçalayıp Munzur'a wrmiş._ Ağa tatno sırada KerbeJa'da na- maz kılarken vanı başında ani- den behren Munzur'dan sımsı- cak hetvayı aJıp yedikten sonra baknuş ki çobanyeniden kaybol- muş~. Köye döndüğünde ise cö- ıü öpenler arasında Munzur'u görünce, asıl öpülecek eHn ço- banda olduğunu soykyip sanl- mak istemiş- \e var ki Munzur bunaizin vennemek için kaçma- va başlanuş ve uzun süren kma- İamacanın sonunda dağiaruı eteklerinde yere düştiiğünde, etindeki siitün döküldüğü yer- den ûşkıran bembeyaz suJar, o kaynaklan olan suyu ve dağlan kirienecek... Dersim bitecek-" Söyler misiniz; mılyonlarca insanın ıçme suyu havzalannda ardı ardına inşa edilen "co- uotry"lere, "casaba"lara ve bil- mem ne "toıvn^ara sayfalar do- lusu methıyeler düzen IstanbuJ medyası mı bu "suya" ve "dag- Jara" se\dalı haykıjnştan etkile- necek? Yine başlannagelecek felaket için: "Bu vadilerdeki amlannu- a bile mezara gömecekler" diye başlayıp eklıyorlar: "Mun- zur'un gizemü doğası; ünlüefsa- neierinin deyaraucısıdır~tştebu kültür ka>nağuıı kurutacak- lan-" Söyler misınız; ömeğın Kız KuJesi gibi şairlenn ılham kay- nağı "Şür Cumhuriyeti'nin'* masalsı başkentini bile "rantte- sisine" dönüştürenlere de sessiz kalan ve hatta alkışlayanlar nu şimdi sizın bu "Anadolu hüma- KİM Kİ31E DL^I DUMA BEMÇAK behicaki'i turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl günden bu yana Munzur Irma- ğı'nın da kaynağı olmuş-." Sa\isız Dersûn efsanelerinden biri olan bu öyküyü, .41i Ka- ya'njn "Tunceö Kûltûrii" kita- buıdanözetledim... Hozatilçesi- nin Dalören (Pakıra) köyüne bağh Cıbıkanmezrasından yeti- şen tarih araştırmacısı Ali Kaya, efsanenin sonunda kısaca dıyor ki: "Bir çobam. hacı ağadan da- ha kutsal görebilcn alçakgönüJ- iü bir halk kültürünü yansıtı- yorJ" * Şimdi de öyleter... Nitekım, o gün (4 Mayıs 1002) Munzur Vadisi ve ÇevTe- iini Koruma Kurulu'nun M\'ÇK) tstanbul'da düzenledi- ji bilgilendirme \ e danışma top- antısına ait notlanma da; "iaz- ası> la aiçakgönüliüier._n diye azmışım... Çünİai, gösterdilderi çabaıun düşünsel derinliğinr ve "ev- înselbüyûklûğünü'', unutmuş- r "BizbuişinacemisçTz"de- ıp. o saf ve temiz "Mun- «•"luklanru hiçbır zaman kav- yamayacak olan kimi "ağa işkünii" medya çevrelerinden ımar"bekliyorlar... Örnegin, yeni baraj projele- de "Milli Park M ta yaratılan Adidin"önemını \iirgulaniak n Taksim HiII Hotel'deki top- ından kamuo>ojna diyorlarki; unccli'nin varlık ve yaşam nizmanızj" ka\xayıp Munzur'a sahipçıkacakJar?.. Arkeoloji incelenemiyor MVÇK'nin baraj tehdidinde- ki "küJtürel mirası" da belgele- mek ve kurtarmakiçin bir an ön- ce yapılmasınj istedıği "arkeolo- jik" araştırmalara bile "giiven- Kk" nedeniyle izin verilmezken, kim bilir kaç de\ let kuruluşun- daki Atatürk resimlerinin altın- da şu sözleri de olcunuyor: "Türkiye Cumhuriyeti'nin te- meK kültürdür_" Demek ki Munzur baraj lan sadece Tunceli'nin gelecegine değil, cumhuriyetımizin teme- line de göz koymuş durumda... Dersımliler bu nedenle kendi yaşamlannın yanı sıra "tüm ulusun onunı" için direniyor- lar... Istanbul'da düzenledikleri toplanrıya çagırarak destek bek- ledikleri "•medya'"nın patronJan ise Beykoz ormanlannı yağma- layan villalardakı "daveüeri" yeğliyorlardır... MVÇK"nın Munzur toplanü- sından bu yana geçen günlerde- ki çok tırajlı gazete sayfalannı tarayın... Taksim'deki otelden "kamuoyuna^!) yaptıklan açıklamalan göremeyince, or- mandaki davetlerde neler konu- şulduğunu da sezeceksıniz!.. Oekinci i cumhuriyet.com.tr. HARBÎ SEMİHPOROY semihporoy(flyahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 12 Mayıs MOTORLUK/Z4K 19O6'M 8U6ÜU, KUZ£/ <UTBUNUN F'MDE KJULLAUIIMAK ÛIEEE YAPIUİM MOToeuj KIZAKLARiA /CJSİLİ g/tS/Aİ OH6AAJLARWPA WALTE£ IA/EUM4A/ APU NtM S/fi ZEPÜULe BAŞLATAMyi PIAA/ IAO/S/ K£pF G£Zl£İUOe lOJLMAMIL- ÜZERS İKJ TAU6 OE MOTDRLU Aprrep/ğı AMLAVUYORPU. ÜÇ SBY6İIZ 6ÛCÜNDeti MOTCBUKI ÇALİÇT//SPIĞI ICIZ4K, 8İR YİVLİ TB- £ YAZD/M/YLA İLeeÜYOE YARARLI ĞU rtie UZUN <UTVPTA SATILIK Cumhuriyet Mahaliesi'nde satılık 361/2 parsel ruhsatlı 410 m2 arsa Tel: 0532 505 53 43 MARDtN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No. 2002 14 Daıacı Mahye Hazinesı ile davalı Hacı Ali Gözü ve arkadaşlan aleyhıne açılan Mardın, Merkez GolJü Koyu. 32! parsel sayılı taşınma^ın kadastro tespıtine itjraz davasında, Da\alılarcian Şüknye Efe (Bilezıkçı). Ihsan Müf- rüoğlu (Tuncayl. Nevın Erdem'e (Tuncayı tum araştırmalara rağmen açik adresleri tespıt edüemedığmöen duru^nu gunünün ılan >olu ıle teblığıne ka- rar verilmiştir. Dava duruşmasmın 04.06.2002 günû saat 9.00'a btrakıldığı, adı geçenlerin duruşmaya gelmemelen veya kendılerinı bır \ekille îemsil et- tırmemeleri, tûm yasal ve takdiri delıllenni bıldımıedikleri takdirde, gıvapla- njKİa yargılamanın yapıtacağı ve karar verileceği bususu ılanen tebljf olu- nur. Basın: 267^0 SATBLIK ARSA Halkah'da 329 m imarlı tapu sahibinden Tel: 0212 540 84 42 0532 739 5737 0535 353 58 59 PANO DENÎZ KAVUKÇUOGLU 'Belki Bir 6ün../ Diyerek Jivkov yönetiminin Bulgaristan'da yaşayan Türk kökenli azınlığa, soyadlarını Bulgarlaştırmak gibi sosyalizmin ruhuyla bağdaşmayan milliyetçi uygu- lamalarfa yaşamı dar ettiği günlerdi... ilk kurucula- rından olduğum. ilerici, laik, demokrat bir göçmen dernegi olan Hamburg Türk Toplumu bu insan hak- ları ihlallerini protesto etmek için bir yürüyüş düzen- lemişti. Kent merkezindeki alanlardan birinde baş- layıp Bulgaristan Konsolosluğu'nun önünde son bulacak bu etkinliğe katılımın dilediğimizölçüde yo- ğun olmayacağını önceden biiiyorduk. Çünkü Tür- kiye'nin Avrupa'daki tüm resmi temsilcilikleri gibi Hamburg Başkonsolosluğu da kendi denetimi dı- şındaki hertürlüeyleme kuşkuyla bakıyor. kendisi- ne yakın gördüğü ve "Türk lobisı" olarak tanımla- dığı birtakım kişi ve kuruluşlar aracılığıyla bu etkin- liklerin önünü kesmeye çaba gösteriyordu. En aklı başında gibi görünen dışişleri görevlileri- ne bile "resmi eylemler"in kamuoyunda ciddiye alınmayacağını, hiçbir etkisi olmayacağını bir türlü anlatamıyorduk. Nitekim Hamburg Türk Toplu- mu'nun protesto eyleminden kısa bir süre önce "Türk lobisi" de bir yürüyüş düzenlenmiş. çoğun- luğu sanklı, cüppeii, yeşil bayraklı cami cemaati üyelerinin oluşturduğu bu kalabalık etkınlik daha önceki benzerlerinde olduğu gibi kamuoyunda ge- rek Türkiye'ye gerekse Almanya'da yaşayan Türki- yeli göçmenlere ilişkin yeni endışelere. kaygılara, önyargılara yol açmaktan öteye hiçbır yarar sağla- mamıştı. "Lobicilik" adına, ılerleyen yıllarda Türki- ye Cumhuriyeti'nin laik-demokratık duzenine karşı geniş çaplı örgütsel bir muhalefete dönüşecek olan şeriat yanlılannın sırtlannı sıvazlayan. dolayısıyla da bu güçleri hem Alman makamları hem de yurttaş- larımız karşısında meşrulaştıran resmi temsilcıliği- miz, demegimizin "solcu" olduğu gerekçesiyle bi- ze yürüyüş sırasında açmak üzere ödünç ıstediği- miz bir Türk bayrağını bile vermek istememişti. Dı- şişlerimiz, "resmi tavır" olarak 12 Eylül ruhunu can- lı tutuyor, "solcular"a karşı önyargılı olmaktan. ay- rımcıiıktan vazgeçmiyordu. Oysa yaşamını Avru- pa'da sürdüren, bulunduğu toplumda saygınlık ka- zanmış solcu bir Türk sanatç/sının, yazarının. gaze- tecisinin, bilim adamının sözü sivil kamuoyunda "resmi" protestolardan çok daha etkiliydi. Aradan yıllar geçmiş, ama bu "tavır" pek değiş- memişti. Devlet. yabancı sivil toplum kuruluşlarının yurtdışındaki "Türkiye aleyhtarı faaliyetleri"ri\n hâ- lâ "resmi" girişimlerie önlenebilecegini düşünüyor- du. Oysa Avrupa ülkelerinde devlet organlannın bu tür "eylemleri" yasaklama olanakları yok denecek kadar kısıtlıydı. Paris Saint LazereGan'ndakı "aya- kaltı sergisi" de "resmi" girişimler sonucunda de- ğil, günlerce yerinde kaldıktan ve binlerce insan ta- rafından görülüp çiğnendikten sonra Işçi Partisı üye- si yurttaşlarımızın Sayın Org. Kıvnkoglu nun fotoğ- rafını kırmızı boyayla kapatmaları üzerıne "yolcula- nn güvenliği" gerekçesiyle Fransa Demiryolları Iş- letmesi'nin müdahalesiyle kaldırılmıştı. Zaten bizlerde Türkiye'de, busergi rezaletini ora- daki resmi temsilcilerimizden değil. saçlannın teli- ne kadar demokrat, yürekli, solcu bir Türk gazete- cisinden, Mine Kınkkanat'tan duymuştuk... Mine geçen cumaRadikal'dekiköşesinde, "Busergihiç açılmayabilir ve hatta Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü bu denli sorumsuz, bılgisiz, Türkiye 'ye kar- şı artniyetiivekoşullanmış olmayabilir..." diye ya- zıyordu. Bu tür önyargılı yaptınmlara en etkili karşı çıkabilecek olanlar. Fransa'daki Türk bilım adamla- n, yazarlar, tarihçiler ve gazetecilerdi. Oysa onlarsu- suyorlardı, çünkü hemen hepsinın "geçmişte uğra- dıklan ya da her an uğrayabilecekleri kovuşturma- lan, soruşturmalan, yargılanmalan" vardı. Mine gi- bi, yazılan nedeniyle Türkiye'de hakkında çeşitli so- ruşturmalar başlatılan, davalar açılan, ama yine de Türkiye'yi savunmak isteyenlerin işi ise hıç kolay değildi. Çünkü Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteci- ler gibi örgütlerle uzak yakın ilişkisi olan Türk gaze- tecilerini "biranlamda vatan hainisaymakeğilimin- de" idi. "Ve ben Türkiye'yi karşıma almamak için demokrasikavgamı, Türkiye'ye karşı olanlaria işbir- liği yaparak değil, Türkiye için tek başıma veriyo- rum" diye ekliyordu Mine... Yurtdışında hem de- mokrat hem de Türkiye'den yana olmak gerçekten zordu, ama direniyordu. Direnecektik... Türkiye'yi yönetenlereinat... "Belki bir gün... "diyerek, herşe- yin değişecegini umarak, değişeceğine inanarak... (e-posta: dkavukcuoglulsuperonline.com) (Faks:0 212-723 84 97) BULMACA SEDAT YAŞAYAJS 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Elazığ'ın Sivrice ilçesi yakınlannda, İcayakmerke- 3 zi olan bir da- ğın adı. 2/As- ya ile Avru- ° pa'yı ayıran 6 dağ sırası... 7 Bartın'uı bir fl ilçesi. 3/Ku- zey... Bir et- 9 kinliğin geçici ola- rak durdurulduğu süre. 4/ Alkolsüz içecek, meşrubat... "îçimde renkler uçuşur / — yanar, yeşil tutuşur" (B.R. Eyuboglu). 5/ Giri- şik bezeme. 6/Hayat arkadaşı... Akdeniz 8 yoresuıe ozgü bıtkı toplulugu. 7/Saniyede birjullük iş yapan birmo- torun güç birimi... Yakasız, ilücsiz ve kollan bol- ca bir tür kısa ceket. 8/Bayındırlık... Afrika'mn güney ucundaki bumun adı. 91 Van'ın Gürpınar ilçesindeki ünlü Urartu kalesi. YUKARTOAN AŞAĞIYA; 1/Gürgenginerdenkerestelik bir ağaçcinsi... Türk müziğinde birmakam. 2/NaziIerinpolitikasında Germen ırkından kimselere yakışhnlan ad... Va- nlmak istenen bir amaca doğYu geçilmesi gere- ken dönemlerden her biri. 3/Adıl... Hayvanlarda semizlik. 4/Samsun'un bir ilçesi...Eskidildeyüz, çehre. 5/Giysi. 6/Bir gösterme sıfatı... Emeldiye aynlma. 7/Kanşık renkli... Duvar ya da tavan gi- bi yerlerde yapılan kabartma kenar. 8/ "Cihat — ": Ressamımız... llgi çekici ve değişik kimse. 9/ Başhca, temel niteliğinde olan... Tanntanımaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear