Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2002 PAZAR
HABERLER
DinVYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Bugiin Yine Amlıyor
Sevgili,
Sen çocukıuğundan beri ne zaman haritaya
baksa, gözü hemen bir ada arayan bir adam ta-
nıdırs mı hiç?
Ve haritada ada gördü mü, içinde dostluklar,
sevgiler, bir karıncalanmadır başlayıverir. Hemen
gözlerinın içine bakan bir köpek, hemen az konu-
şan, nareketlen ağır, elleri çabuk, abalargiymiş bir
oalıkçı, yırtık muşamba kokusuyla beraber kü-
peşte tahtalan kararmış, boyası atmış ağı ve ka-
ba bir sandal, sandalın peşini bırakmayan bir kuş,
ağ, balık pulu, sahilde harikulade çocuklar, namus-
lu kulübeler, kırlangıç ve dülger balığı haşlaması,
kereviz kokusu. buğusu tüten kara birtencere, ufuk-
tadarsislibirdeniz...
0, çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan
da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın
sonundaki boşlukta birtakım ecza şişelerinin kü-
çüklü büyüklü sıra sıra dizildikleri, ağızlannı açıp
oekleştiklerı zamanı, ötekisi ile; sıcacık bir oda ve
sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden delirme-
ye, canlanmaya başladıkları zaman parçası ile ka-
nştınr. Burnunayıldızlardan, çamurdan, tohumdan,
yosundan, denizden albümin ve asit parçalann-
dan güzel diyebilecegi bir koku; taze balıkların
kokusu, daha meme emmemiş, yıkanmamış ço-
cuk kokusu, süt kokusu, bir genç saç kokusu ge-
lır.
Ve bu ölüm ve doğum rüyası içinde şafak atar,
kalkar. Kollanna uykusuzluğunun hırkasını geçirir.
Dargelir...
• • •
Sonra birdenbire viyaklayarak bir çocuk doğar.
Birdenbire saniyelerle seneler birbirine kanşmış gi-
bi bir halde büyür. On beş, on altı yaşlannda gü-
zel bir erkek çocuk olur. Elleri fildişindendir, avuç-
lannı açar, dört nasırı vardır.
"Kürek çekmekten oldu, der, bırakırsam nasır
masır kalmaz."
Çocuk, dudağının çatlamış kırmızısını adamın el-
lerinesürer, "Babacığım" der "affetbeni".
"Baba, baba" diye seslenir çocuk. Cevap ala-
mayınca çekilir bir kayanın arkasına, o ancak bir
çalılığa yüzükoyun uzanacak vakit bulur.
Sessız, mavi, durgun bir gecenin ortasında bir
silah patlar. Sabaha kadarçalılıklardan silah ses-
leri gelir.
"Ben evlenmedim" der o ve sürdürün
"Tabii çocuğum da olmadı. Ama varsa... Ola-
bilira. Benim kurdum, bir ölmeyecek yerde sak-
lanıp beklemiş ve bir beyaz kadının içinde büyü-
müştür. 0 kadını hayal meyal görüyorum. Ben o
zamanlar Istanbul Lisesi'nde talebeydim. Gülha-
ne Parkı'nda tanışmıştık. Zorbaşlamıştı sevgimiz.
Ama sonra onun tarafından gelen, gitgide büyü-
yen ve benim sevgimi miniminnacık eden biraşk-
la bitmişti."
Ama evlenmeyecektir o kadınla.
Ve otuz sene geçer aradan. Ama o hep, değil
değil on yılda bir kez bu rüyayı görür ve oğlu ka-
yalann ardına çekilir, ateş eder.
Olayın sonunu bana şöyle anlatın
Sonra otuz yaşlannda elli gözüken, evkafta tah-
sildariık yapan bir adamcağız görür gibi olurum.
Türbede tramvay bekliyordur. Kim görmüştü ge-
çenlerde onu unuttum. Sana benzeyen bir adam
gördük. Elinde yırtık bir evrak çantası vardı. Se-
nin gibi bitkin, yorgundu. Suratndan düşen bin par-
ça oluyordu. İHatta bir ara, nereye böyle diyecek
olduk. Baktık ki, suratın bozuk, vazgeçtik. Yanı-
mızdan geçerken, "Müsaade buyrun" deyince,
adama dikkatli baktık... Sen değilsin. Ama yine de
sana benziyordu.
- Ne tramvayında gördünüz? dedim.
- Edirnekapı tramvayında, dediler.
Boş bulundum:
- Odur muhakkak! dedim.
"Kimdiro" diye sordularamma söyiemedim, san-
ki o olduğuna eminmişim gibi:
- Hiç canım, dedim, ben de gördüm o adamı,
evkafta tahsildarmış. Az daha ben bile "Ne anyor-
sun buralarda?" diyecektim, oğlum Mehmet.
• • •
Sevgili,
Ben de artık onun gibi "güzel insan yüzüne
kon\madan bakamayanlardanım". Ve gece ne za-
man ansızın uyansam ve de sırtıma uykusuzluğu-
mun hırkasını geçirmeye kalktığımda dar gelse, an-
lanm ki, o beni çağınyordur.
- Hoş geldin Sait Faik derim, safalar getirdin!..
Kitaplıktan, okunmaktan lime lime olmuş kitap-
lardan bırini açarım, bineriz biriikte, biryıldızın te-
pesine, denizlerden deniz, sandallardan sandal
seçe seçe, Kaleyaros ile Leandros'un kesiştiği
noktada, bir sandalın içindeki adamı buluruz, onun-
la Atina'da Omanya meydanına gideriz, dostlann
ölümden önceki en sonuncusu Yanaki'yi buluruz,
Aspasya'yı ananz...
Sonra sabaha karşı ben "Kalhinikta" der, yal-
nızlığıma dönerim.
Sevgili, Sait Faik, Ada Dostlan tarafından bugün
bir kez daha Burgaz'daki evinde amlıyor.
Ve ben Marmara'nın öbür ucunda iki yüz kilo-
metre uzakta olacağım o sırada.
Adalet Bakanlığı'ndan Demirel'e
Cavit Çağlar
zulüm görmedi
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Ba-
kanlığı, eski Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demi-
rel'in yeğeni Yahya Mu-
ratDemirelve CavitÇağ-
lar'ın •'zulüm gördüğü"
yönündeki açıklamalan-
nasert yanıt verdi. Açık-
lamada, Çağlar'a yasa-
dışı hiçbir muamele ya-
pılmadığı, yeğen Demi-
rel'in de mahkeme kara-
nyla cezaevinde tutuldu-
ğu vurgulandı.
Eski bakan olan Çağ-
lar'a cezaevinde bulundu-
ğu süre içerisinde diğer
hükümlü ve tutuklular-
dan farklı davranılmadı-
ğı belirtilen açıklamada,
"Duruşmalara götürü-
lürken çocuklar haricin-
de kalan diğer hükümlü
ve tutuJdulara olduğu gi-
bi Cavit Çağlar'a kelep-
çe taküması ilgjli mevzu-
at gereğidir. Adı geçene
cezaevindebuhınduğu st-
rada yasadışı hiçbir mu-
arneteyapdmamışür.Kal-
dıkiCavitÇağlar,buyön-
de bir iddia ve şikâyette
bulunmarruşür" denıldi.
Devlet Bakanı Kemal Derviş, koalisyon ortaklannın tepkisine karşın 'seçim' tartışmasını sürdürdü
Seçim ekonomiyibozmaz• Seçim takvimini
Meclis'in
belirleyeceğini
ifade eden
Derviş,
"Seçim
ekonomiyi
yıkar mesajını
vermek son
. derece
* yanlış.
Üreticinin,
işadamnıın her
gün bir politik
olay korkusuyla
yaşamaması
lazım" dedi.
ANKARA/İSTAJNBUL (Cumhuriyet) -
Ekonomide "yeni düzenin oturduğunu".
artık seçim kampanyasının dengelen faz-
la etkilemeyeceğini savunan Devlet Baka-
nı Kemal Derviş, "Seçim ekonomiyiyıkar
mesajını vermek son derece yanhş. Üreti-
cinin, işadamuun her gün bir politik olay
korkusuyla yaşamaması lazım" dedi.
Derviş. önceki gün a
Arük seçimi çok
fazla ertefemek doğru değfl" sözleriyle baş-
layan tartışma ve koalisyon ortakJanndan
gelen tepkinin ardından dün NTV'de ye-
ni degerlendirmeler yaptı. Her gün siya-
set konuşulmasından kaynaklanan belir-
sizliğin, ekonomik kararlan "birazcıket-
küedigmi" söyleyen Derviş, "Siyasi olay-
lar olacak, bu kaçmıhnaz, demokratik bir
ülkedeyiz. Ama ekonomikdengderi çok faz-
la etkilemesin'' görüşünü dile getirdi. Der-
viş, erken seçim değerlendirmesinin ay-
nntılannı şöyle anlattı:
"Benim şahsi kanım, siyaset arük eko-
nomiyibirölçünün ötesindeetküemeyecek.
Programın makro boyııtlan çok güzel bir
şekfldeoturmuştur. >lerkez Bankasıbağnn-
sız biçimde para potitikasını uygulamaya
devam edecek, avans veremeyecek, kanıu
bankalan seçim aracı olarak kullanüama-
yacak, maliye politikası çok güçlü bir ra-
va oturdu. Seçim bunu değiştiremez kL Ta-
nmda, enerjide yeni kurullar işbaşında.
Bütçede ödenekler beUL Ödenekkrin öte-
sinde harcama yapma yetkisi kimsenin
elinde değil, bunlan fazla değiştirmek, ra-
ymdan çıkarmak münıkün değil."
Parlamentoyu göz ardı ettığine ılişkin tep-
kilere karşı Derviş, seçimin ne zaman ya-
pılacağına Meclis'in karar vereceğini vur-
guladı. "Seçim olursa ortahk karmakan-
şık olur, her şey batar, Türkiye yeniden
krize girer görüşüne kanJmryorum" di-
yen Devlet Bakanı, Türkiye'nin bu kez
farklı bir ekonomik ortam yaşadığını söy-
ledi. Derviş, "Siyasete ginne konusunda
hangi noktadasınız" sorusuna "Sivil top-
lum demek her düzeyde kaühmcı ohnak,
her düzeyde toplumu, ülkeyi, ekonomiyi,
sanab, sporu, müziği daha iyiyegötürmek
demek. Siyaset bunun üstünde bir olay." ya-
nıtını verdi.
Yeditepe'de konferans verdi
Yeditepe Cniversitesi'nde 81 ilden yak-
laşık bin öğrencinin katıldığı "3. Kaül ve
GeleceğiniYarat-GençNet" konferansın-
da konuşan Dervış, "Temel ekonomik ya-
pı oluştuğu ve tophun da çok sağlam bir
toplum olduğu için, arük Türkiye'nin ye-
niden bir şubat krizi yaşaması çok uzakih-
tünal" dedi. Dendş, liberal sosyal sente-
zin Ankara da dahil, dünyanın her yerin-
de yerleştiğini söyledi.
DTP'nin genel başkanı olmaya hazırla-
nan Mehmet An' Bayar da "Siy asetteki ro-
lümü, Türkiye'nin 35 yaş alöndaki yüzde
70 nüfusunun siyasete yeniden aülniası ve
Türkiye'yi siyasetten yeniden medet umar
hale getirmek için bir adım atmak olarak
görüyonım" dedi.
KIVRIKOĞLU ZlYARET ETTİ
Boşbakan'ın
sağlığı düzeliyor
AIVKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-BaşbakanBü-
İent Ecevit, önceki kabul-
lerinin aksine dün Genel-
kurmay Başkanı Orgene-
ral Hüseyin Kıvrıkoğlu
ve KKTC Cumhurbaşka-
nı Rauf Denktaş'ı taİum
elbisesiyle kapıda karşı-
layarak "sağhğuun daha
iyiye gittiği" yönünde me-
saj verdi. Anadolu Ajansı
ve TRT'nin de görüşme-
lerde ilk kez görüntü alma-
sına izin verilmesi dikkat
çekti.
Geçirdiği rahatsızlık
sonrası Or-An'daki evinde
dinlenen Başbakan Ece-
vit'e dün de ziyaretçiler
gelmeye devam etti. İlk
olarak KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş'ı ka-
bul eden Ecevit, konuğu-
nu lacivert takım elbibesiy-
le kapıda karşıladı ve uğur-
ladı. 30 dakika süren gö-
rüşme sonrasında açıkla-
ma yapan Denktaş, Ece-
vit'i çok iyi ve sagüldı gör-
düğünü söyledi. Denktaş,
Ecevit'in Or-An'daki evin-
de de mesaisine de%am et-
bğını, görüşme sırasında
bisküvi ve çay ikram edil-
diğini kaydederek "Bili-
yorsunuz Rahşan Hanım
çayı çok iyi yapıyor. Ken-
dilerinin Kıbns'a gelnıe-
leri konusunda ısrarfa ol-
dum. Onlarda inşaOah ge-
leceklerini sö\1ediler*' di-
ye konuştu. Hobisi olan
fotoğraf çekknini Ecevit'in
Or-An'daki evinde de uy-
guladijgını anlatan Denk-
taş, "Uç dört kare eşiyle
birlikte portrelerini çek-
tim. Sonra da üçümüzün
fotoğrafi çekildi" dedi.
Denktaş, Ecevit'in ken-
disini "inada kapıda uğur-
ladığma" da dikkat çektı.
Başbakan Ecevit'i Denk-
taş'ın ardından Genelkur-
may Başkanı Orgeneral
Hüseyin Kıvnkoğlu, eşi
Ofcay KrvTikoğhı ile birlik-
te ziyaret etti. 50 dakika sü-
ren görüşmenin ardından
açıklama yapılmadı. Sivil
kıyafetleriyle Ecevit'i zi-
yaret eden Kıvnkoğlu,
kendilerini kapıda karşı-
layan Ece\at çiftine çiko-
lata ve çiçek götürdü.
ERDOĞAN
Daha önceki zh aretçüerini pijamasıyla karşıla\an Başbakan Bülent Ecevit, dün KKTC Cumhurbaşkanı Denk-
taş ve Genelkurmav Başkanı Orgeneral Hüseyin kıvnkoğlu'nu takım elbisesiyle karşıladL (Fotoğraf: AA)
Ecevit
9
e
'despot*
suçlaması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-AKP Genel Başka-
nı Recep Tayyip Erdoğan,
"kaos olmaması için Başba-
kanlık'tan aynlmayacağını
ve AKP gibi dinci partilere
karşıpanzehirin DSPokhığu-
nu" söyleyen Başbakan Bü-
lent Ecevit'i "seçümiş des-
pot" olarak niteledi.
Erdoğan, dün partisinin il
başkanJan toplantısınm açı-
lışında yaptığı konuşmada
hükümete tepki gösterdi.
"Çekilirsem kaos ohır" söz-
lerinin Ecevit'in siyasi kari-
yerinde kapkara bir leke ol-
duğunu savunan Erdoğan,
"Sayın Ecevit, Türkiye'yi
krailıktan bile geri düzeyde
algtladığuu göstermektedir.
Ben, beDi yaşa gelenlerin si-
yasetten çekilnıelerini bunun
için söylüyorum. Ölene ka-
dar partinin başında her-
hangi bir siy asetçinin kal-
maması için. Bunlarobnaym-
ca seçibniş despothıklar çıkı-
yor ortaya. İnsanlann karşı-
sma tek Kder veya tek şef gi-
bi çıkmak maharet değfldu-"
diye konuştu.
Hükümetin secim kararı almasını istedi
Çiller'den Derviş'e destek
Istanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı
Tansu Çfller, Türkiye'nin erken seçim
platformuna girdiğini belirterek Devlet
Bakanı Kemal Derviş'in seçim tarihine
ilişkin sözlerinin çok sağlıklı olduğunu
söyledi. Çiller, "Hükümetin içinden geten
sağduyunun sesidir. Hükümetin kendisi
konuşmaya başladı" dedi. Partısınce
hazırlanan "îstanbul İçin Yeni Yönetim
Modeli'"ni, Svvissotel'de tanıtan Çiller,
Devlet Bakanı Derviş'in erken seçim
takvimiyle ilgili sözlerini, "Çok doğru bir
tespit Başbakan'uı endişeferi yersizdir. Bu
Mecfis, çok daha etkin ve yetkin bir hükümet
çıkarabffir" şekÛnde degerlendirdi.
Hükümetı, "Türkiye'nin gebniş geçmiş
hükümetkrinin en kötüsü" olarak niteleyen
Çiller, ülkenin savaş ortamına sokulduğunu,
dünyanın en hızlı küçülen ve en fazla borçlu
ülkesi haline getirildiğini öne sürdü.
Başbakan Ecevit'e çagn yapan Çiller,
"Ecevit tarih önünde milİet tarafindan iyi
biçimde anıhnak istiyorsa yapacağı şey; siyasi
partiler ve seçim yasalarnu değiştirerek
hemen seçime gftnıek. Bugünkü hükümet,
Türkiye'yi, Yeltsin dönemindeki Rusya'ya
çevirdi'' dedi. Yedi yeni ılçe kuruimasını
öneren Çiller'in konuşması sırasında
Dursun Yıunaz adb yurttaş partili gençler ve
korumalarca yaka paça dışanya çıkanlırken
olayı görüntülemeye çahşan gazetecilerle
partililer arasında kısa bir arbede yaşandı.
CHP: Enflasyondaki iyileşme aldatıcı
Ekonomide büyüme yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Ekonomi Masası, geçen yıl yüzde 9.4
küçülerek son 55 yılın en derin çöküntüsünü
yaşayan ekonominin, büyüme trendine
gireceğine, küçülmeye devam ettiğini
bildirdi. Enflasyondaki iyileşmenin
"atdaocr olduğunu belirten CHP,
Akaryakıt Tüketim Vergisi'nin (ATV) de
"insafsızvehesapsızDeliDumrul
uygulanıasına dönüştüğünü" bildirdi. CHP
Ekonomi Masası'nın bülteninde Hazine'nin
1990'dan günümüze dek ödediği 190 milyar
dolarhk iç borç faizj ile 10 milyon kişiye 20
yıl süre ile asgari ücret düzeyinde maaş
ödenebüeceği, 200 bin adet ilköğretim okulu
yapılabüeceği ya da 65 adet Ereğli Demir
Çelik ya da Aüağa Petro Kimya benzeri
entegre tesis kurulabileceği vurgulandı.
Faizin bütçeyi teslim aldığı, devletin mali
acze düşürüldüğü belirtilen bültende, özetle
şunlara dikkat çekıldı:
\* Yılbaşında yüzde 94 olan enflasyon
aşagıya doğru iniyor. Ancak bu iyüeşme
aldatıcıdır, kalıcı değildir.
\* 2001 yılında yüzde 9.4 küçülerek son 55
yılın en derin çöküntüsünü yaşayan
ekonomi, büyüme trendine gireceğine
küçülmeye devam etmektedir.
ı* Türkiye gibi gelir dağılımı son derece
bozuk olan ülkelerde dolayh vergilerin
artması, eşitsizlikleri daha da arttırmakta,
yoksullaşmayı daha da derinleştirmektedir.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Türkiye'de her şey gibi annelik de
kutsal sayılır. Islam inancına göre de
cennet annelerin ayaklarının altında-
dır. Batı'dan ithal ettiğimiz "Anneler
Günü"nde de anneliğin bu kutsaJ ta-
rafı ön plana çıkıyor. Normaldir, baş-
ka türlüsü de mümkün değildir. An-
neye saygı, sevgi üzerine de çok şey
söylenir çok şey yazılır.
Annelerimizi hepimizin sevdiği bir
gerçek. Onlann bizi sevdiği kadar se-
vemesek bile annelerimizi severiz.
Ancak iş kuru sevgiyle biter mi? Tür-
kiye'de annelere gerçekten değer ve-
riliyor mu? Paıiamentoya bakalım ne
kadar kadın milletvekili var? 13 müy-
dü? 550'de 13'lük bir sevgi bu. Dev-
letin ve bürokrasinin tepelerine baka-
lım, parmakla sayılacak kadar az ka-
dın yönetici bulunduğunu görürüz.
Erkeklere oranla kadınlann büyük
çoğunluğu okuma yazma bilmiyor.
Kız çocuklan hâlâ birçok yerde oku-
la gönderilmiyor. Kadınlann önemli
bir kısmı herhangi bir mesleğe sahip
değil. Dayak yaygın. Kadınlar üzeri-
ne kuma getiriliyor. Erkekler, eşleri
Türkiye'de Anne Olmak
dışında kadınlarla beraber olabilme-
yi kendilerinde bir hak olarak görü-
yorlar.
• • •
En okumuş erkekler bile kadın er-
kek ilişkileri konusunda ilkel ve kaba
anlayışlara sahipler. Cınselliği, kadın-
la paylaşılacak bir şey değil, "kadın-
dan yararianmak" olarak görüyorlar.
Kadınlann yaşamda etkili olmasına ta-
hammül edemiyorlar. Bu görüşler Is-
lamcısından solcusuna kadar erkek-
lerin tamamı için geçerli.
Kadına değer vermeyen ve onu
ikinci sınıf, hatta daha da aşağı gö-
ren ilkel erkek bakışı, ülkemizin birşid-
det ortamına sürüklenmesinin de baş
sorumlusu. Kadınlar kutsaldır ama
Milli Güvenlik Kurulu'nda bir tane ka-
dın yoktur. Kadından sorumlu bakan
bile erkektir.
• • •
Bugün AnnelerGünü, bizyiğitTürk
erkekleri bugün telefonlara sanlıp an-
nelerimizi arayacağız, yakınımızday-
sa gidip ellerini öpeceğiz, sevgileri-
mizi saygılanmızı ileteceğiz. Bütün
bunlan tabii ki yapmalıyız. En azından
yüreğimiz yumuşayabilir. Fakat bu
sevginin ve saygının toplumsal bir
karşılığının da olması gerekmez mi?
Anneler Günü'nde, ne kadar kadın go-
zaltında tecavüze uğruyor, ne kadar
kadın kocasından dayak yiyor? Ne ka-
dar anne, işkencede ölen, ölüm oru-
cunda yaşamını yitiren ve sakat ka-
lan çocuğu için acı çekiyor? Daha
da önemlisi kadınlara yer vermeden
kurduğumuz siyasi hayat bizi ne ka-
dar mutlu ediyor?
• • •
Anneler Günü'nde biz erkekler, ya-
şamı paylaştığımız, dünyanın yarısı-
nı oluşturan kadınlarla kurduğumuz
ilişkinin ne kadar sevgiye dayandığı-
nı konuşalım? Baskının ve sömürü-
nün bir erkek icadı olduğunu tartışa-
lım. Kadınlar olmadan banşı yarata-
mayacağımızı kabul edelim. Erkek-
lerin yönettiği dünyanın insanlığa mut-
suzluk getirdiği gerçeği üzerinde dü-
şünelim.
Anneler Günü'nü basit birseremo-
ni olmaktan çıkarabiliriz. Bu günü ka-
dınlarla yeni bir dünyayı nasıl yeniden
yaratacağımız üzerine bir arayış gü-
nü olarak da kabul edebiliriz.
Cuma akşamı, Alman Yeşiller Par-
tisi Başkanı Claudia Roth'un dave-
tindeydik. Bir erkek bakanımız, Tür-
kiye'de baskıcı uygulamalan eleşti-
ren Alman kadın milletvekilllerine "fa-
hişeler" demişti. Roth, bu çok erkek
bakanı mahkemeye verdi ve tazmi-
nata mahkûm ettirdi. Kazandığı pa-
rayı da kadın dayanışmasının etkili
örgütlerınden "Mor Çatı Kadın Vak-
fı"na bağışladı. Anneler Günü'nden
iki gün önce Roth'un yaptığı bu jest,
anlamlıydı, mutlulukvericiydi. Kendi-
sine teşekkür ediyoruz.
• • •
Anneler Günü'nü ılık bir bahar mev-
siminde kutluyoruz. Hertaraf rengâ-
renk çiçek. Doğa, bu yıl bütün güzel-
liğiyleyeni mevsime hazırlanıyor. Acı-
larla, sıkıntılarla ve umutlarla yeni bir
döneme giriyoruz. Bir yanda çare-
sizlikler, "dediğim dedik"biryönetim
mantığı, bir yanda beklentiler, ara-
yışlar. Türkiye'nin sıkıntılanndan en bü-
yük pay kadınlara düşüyor.
Umarız, bahar yeni umutların ka-
pısını açsın. Türkiye'ye egemen olan
despotık, kavgacı, aşın milliyetçi, kor-
kutucu hava dağılsın. Kendi halkıyla
kavgalı, komşularıyla kavgalı, çevre-
sindeki herkesi düşman gören anla-
yış yenilgiye uğrasın.
Kadın duyarlılığı, kadının barışçı
kimliği öne çıksın. Bunu başarabilir-
sek, bu ülkenin kadınlarının "Anne-
ler Günü"nu daha anlamlı bir şekil-
de kutlayabıliriz. Kadınlan aşağı ite-
rek kötü bir dünya, kötü bir ülke ya-
rattık. Kadınlarla birlikte yaratacağı-
mız yeni dünya bu dünyadan mutla-
ka daha umut verici, daha sevgi do-
lu olacaktır.