25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2002 PAZAR HABERLER DinVYADA BUGUN ALİSİRMEN Bugiin Yine Amlıyor Sevgili, Sen çocukıuğundan beri ne zaman haritaya baksa, gözü hemen bir ada arayan bir adam ta- nıdırs mı hiç? Ve haritada ada gördü mü, içinde dostluklar, sevgiler, bir karıncalanmadır başlayıverir. Hemen gözlerinın içine bakan bir köpek, hemen az konu- şan, nareketlen ağır, elleri çabuk, abalargiymiş bir oalıkçı, yırtık muşamba kokusuyla beraber kü- peşte tahtalan kararmış, boyası atmış ağı ve ka- ba bir sandal, sandalın peşini bırakmayan bir kuş, ağ, balık pulu, sahilde harikulade çocuklar, namus- lu kulübeler, kırlangıç ve dülger balığı haşlaması, kereviz kokusu. buğusu tüten kara birtencere, ufuk- tadarsislibirdeniz... 0, çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta birtakım ecza şişelerinin kü- çüklü büyüklü sıra sıra dizildikleri, ağızlannı açıp oekleştiklerı zamanı, ötekisi ile; sıcacık bir oda ve sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden delirme- ye, canlanmaya başladıkları zaman parçası ile ka- nştınr. Burnunayıldızlardan, çamurdan, tohumdan, yosundan, denizden albümin ve asit parçalann- dan güzel diyebilecegi bir koku; taze balıkların kokusu, daha meme emmemiş, yıkanmamış ço- cuk kokusu, süt kokusu, bir genç saç kokusu ge- lır. Ve bu ölüm ve doğum rüyası içinde şafak atar, kalkar. Kollanna uykusuzluğunun hırkasını geçirir. Dargelir... • • • Sonra birdenbire viyaklayarak bir çocuk doğar. Birdenbire saniyelerle seneler birbirine kanşmış gi- bi bir halde büyür. On beş, on altı yaşlannda gü- zel bir erkek çocuk olur. Elleri fildişindendir, avuç- lannı açar, dört nasırı vardır. "Kürek çekmekten oldu, der, bırakırsam nasır masır kalmaz." Çocuk, dudağının çatlamış kırmızısını adamın el- lerinesürer, "Babacığım" der "affetbeni". "Baba, baba" diye seslenir çocuk. Cevap ala- mayınca çekilir bir kayanın arkasına, o ancak bir çalılığa yüzükoyun uzanacak vakit bulur. Sessız, mavi, durgun bir gecenin ortasında bir silah patlar. Sabaha kadarçalılıklardan silah ses- leri gelir. "Ben evlenmedim" der o ve sürdürün "Tabii çocuğum da olmadı. Ama varsa... Ola- bilira. Benim kurdum, bir ölmeyecek yerde sak- lanıp beklemiş ve bir beyaz kadının içinde büyü- müştür. 0 kadını hayal meyal görüyorum. Ben o zamanlar Istanbul Lisesi'nde talebeydim. Gülha- ne Parkı'nda tanışmıştık. Zorbaşlamıştı sevgimiz. Ama sonra onun tarafından gelen, gitgide büyü- yen ve benim sevgimi miniminnacık eden biraşk- la bitmişti." Ama evlenmeyecektir o kadınla. Ve otuz sene geçer aradan. Ama o hep, değil değil on yılda bir kez bu rüyayı görür ve oğlu ka- yalann ardına çekilir, ateş eder. Olayın sonunu bana şöyle anlatın Sonra otuz yaşlannda elli gözüken, evkafta tah- sildariık yapan bir adamcağız görür gibi olurum. Türbede tramvay bekliyordur. Kim görmüştü ge- çenlerde onu unuttum. Sana benzeyen bir adam gördük. Elinde yırtık bir evrak çantası vardı. Se- nin gibi bitkin, yorgundu. Suratndan düşen bin par- ça oluyordu. İHatta bir ara, nereye böyle diyecek olduk. Baktık ki, suratın bozuk, vazgeçtik. Yanı- mızdan geçerken, "Müsaade buyrun" deyince, adama dikkatli baktık... Sen değilsin. Ama yine de sana benziyordu. - Ne tramvayında gördünüz? dedim. - Edirnekapı tramvayında, dediler. Boş bulundum: - Odur muhakkak! dedim. "Kimdiro" diye sordularamma söyiemedim, san- ki o olduğuna eminmişim gibi: - Hiç canım, dedim, ben de gördüm o adamı, evkafta tahsildarmış. Az daha ben bile "Ne anyor- sun buralarda?" diyecektim, oğlum Mehmet. • • • Sevgili, Ben de artık onun gibi "güzel insan yüzüne kon\madan bakamayanlardanım". Ve gece ne za- man ansızın uyansam ve de sırtıma uykusuzluğu- mun hırkasını geçirmeye kalktığımda dar gelse, an- lanm ki, o beni çağınyordur. - Hoş geldin Sait Faik derim, safalar getirdin!.. Kitaplıktan, okunmaktan lime lime olmuş kitap- lardan bırini açarım, bineriz biriikte, biryıldızın te- pesine, denizlerden deniz, sandallardan sandal seçe seçe, Kaleyaros ile Leandros'un kesiştiği noktada, bir sandalın içindeki adamı buluruz, onun- la Atina'da Omanya meydanına gideriz, dostlann ölümden önceki en sonuncusu Yanaki'yi buluruz, Aspasya'yı ananz... Sonra sabaha karşı ben "Kalhinikta" der, yal- nızlığıma dönerim. Sevgili, Sait Faik, Ada Dostlan tarafından bugün bir kez daha Burgaz'daki evinde amlıyor. Ve ben Marmara'nın öbür ucunda iki yüz kilo- metre uzakta olacağım o sırada. Adalet Bakanlığı'ndan Demirel'e Cavit Çağlar zulüm görmedi ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanlığı, eski Cumhurbaş- kanı Süleyman Demi- rel'in yeğeni Yahya Mu- ratDemirelve CavitÇağ- lar'ın •'zulüm gördüğü" yönündeki açıklamalan- nasert yanıt verdi. Açık- lamada, Çağlar'a yasa- dışı hiçbir muamele ya- pılmadığı, yeğen Demi- rel'in de mahkeme kara- nyla cezaevinde tutuldu- ğu vurgulandı. Eski bakan olan Çağ- lar'a cezaevinde bulundu- ğu süre içerisinde diğer hükümlü ve tutuklular- dan farklı davranılmadı- ğı belirtilen açıklamada, "Duruşmalara götürü- lürken çocuklar haricin- de kalan diğer hükümlü ve tutuJdulara olduğu gi- bi Cavit Çağlar'a kelep- çe taküması ilgjli mevzu- at gereğidir. Adı geçene cezaevindebuhınduğu st- rada yasadışı hiçbir mu- arneteyapdmamışür.Kal- dıkiCavitÇağlar,buyön- de bir iddia ve şikâyette bulunmarruşür" denıldi. Devlet Bakanı Kemal Derviş, koalisyon ortaklannın tepkisine karşın 'seçim' tartışmasını sürdürdü Seçim ekonomiyibozmaz• Seçim takvimini Meclis'in belirleyeceğini ifade eden Derviş, "Seçim ekonomiyi yıkar mesajını vermek son . derece * yanlış. Üreticinin, işadamnıın her gün bir politik olay korkusuyla yaşamaması lazım" dedi. ANKARA/İSTAJNBUL (Cumhuriyet) - Ekonomide "yeni düzenin oturduğunu". artık seçim kampanyasının dengelen faz- la etkilemeyeceğini savunan Devlet Baka- nı Kemal Derviş, "Seçim ekonomiyiyıkar mesajını vermek son derece yanhş. Üreti- cinin, işadamuun her gün bir politik olay korkusuyla yaşamaması lazım" dedi. Derviş. önceki gün a Arük seçimi çok fazla ertefemek doğru değfl" sözleriyle baş- layan tartışma ve koalisyon ortakJanndan gelen tepkinin ardından dün NTV'de ye- ni degerlendirmeler yaptı. Her gün siya- set konuşulmasından kaynaklanan belir- sizliğin, ekonomik kararlan "birazcıket- küedigmi" söyleyen Derviş, "Siyasi olay- lar olacak, bu kaçmıhnaz, demokratik bir ülkedeyiz. Ama ekonomikdengderi çok faz- la etkilemesin'' görüşünü dile getirdi. Der- viş, erken seçim değerlendirmesinin ay- nntılannı şöyle anlattı: "Benim şahsi kanım, siyaset arük eko- nomiyibirölçünün ötesindeetküemeyecek. Programın makro boyııtlan çok güzel bir şekfldeoturmuştur. >lerkez Bankasıbağnn- sız biçimde para potitikasını uygulamaya devam edecek, avans veremeyecek, kanıu bankalan seçim aracı olarak kullanüama- yacak, maliye politikası çok güçlü bir ra- va oturdu. Seçim bunu değiştiremez kL Ta- nmda, enerjide yeni kurullar işbaşında. Bütçede ödenekler beUL Ödenekkrin öte- sinde harcama yapma yetkisi kimsenin elinde değil, bunlan fazla değiştirmek, ra- ymdan çıkarmak münıkün değil." Parlamentoyu göz ardı ettığine ılişkin tep- kilere karşı Derviş, seçimin ne zaman ya- pılacağına Meclis'in karar vereceğini vur- guladı. "Seçim olursa ortahk karmakan- şık olur, her şey batar, Türkiye yeniden krize girer görüşüne kanJmryorum" di- yen Devlet Bakanı, Türkiye'nin bu kez farklı bir ekonomik ortam yaşadığını söy- ledi. Derviş, "Siyasete ginne konusunda hangi noktadasınız" sorusuna "Sivil top- lum demek her düzeyde kaühmcı ohnak, her düzeyde toplumu, ülkeyi, ekonomiyi, sanab, sporu, müziği daha iyiyegötürmek demek. Siyaset bunun üstünde bir olay." ya- nıtını verdi. Yeditepe'de konferans verdi Yeditepe Cniversitesi'nde 81 ilden yak- laşık bin öğrencinin katıldığı "3. Kaül ve GeleceğiniYarat-GençNet" konferansın- da konuşan Dervış, "Temel ekonomik ya- pı oluştuğu ve tophun da çok sağlam bir toplum olduğu için, arük Türkiye'nin ye- niden bir şubat krizi yaşaması çok uzakih- tünal" dedi. Dendş, liberal sosyal sente- zin Ankara da dahil, dünyanın her yerin- de yerleştiğini söyledi. DTP'nin genel başkanı olmaya hazırla- nan Mehmet An' Bayar da "Siy asetteki ro- lümü, Türkiye'nin 35 yaş alöndaki yüzde 70 nüfusunun siyasete yeniden aülniası ve Türkiye'yi siyasetten yeniden medet umar hale getirmek için bir adım atmak olarak görüyonım" dedi. KIVRIKOĞLU ZlYARET ETTİ Boşbakan'ın sağlığı düzeliyor AIVKARA (Cumhuri- yetBürosu)-BaşbakanBü- İent Ecevit, önceki kabul- lerinin aksine dün Genel- kurmay Başkanı Orgene- ral Hüseyin Kıvrıkoğlu ve KKTC Cumhurbaşka- nı Rauf Denktaş'ı taİum elbisesiyle kapıda karşı- layarak "sağhğuun daha iyiye gittiği" yönünde me- saj verdi. Anadolu Ajansı ve TRT'nin de görüşme- lerde ilk kez görüntü alma- sına izin verilmesi dikkat çekti. Geçirdiği rahatsızlık sonrası Or-An'daki evinde dinlenen Başbakan Ece- vit'e dün de ziyaretçiler gelmeye devam etti. İlk olarak KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş'ı ka- bul eden Ecevit, konuğu- nu lacivert takım elbibesiy- le kapıda karşıladı ve uğur- ladı. 30 dakika süren gö- rüşme sonrasında açıkla- ma yapan Denktaş, Ece- vit'i çok iyi ve sagüldı gör- düğünü söyledi. Denktaş, Ecevit'in Or-An'daki evin- de de mesaisine de%am et- bğını, görüşme sırasında bisküvi ve çay ikram edil- diğini kaydederek "Bili- yorsunuz Rahşan Hanım çayı çok iyi yapıyor. Ken- dilerinin Kıbns'a gelnıe- leri konusunda ısrarfa ol- dum. Onlarda inşaOah ge- leceklerini sö\1ediler*' di- ye konuştu. Hobisi olan fotoğraf çekknini Ecevit'in Or-An'daki evinde de uy- guladijgını anlatan Denk- taş, "Uç dört kare eşiyle birlikte portrelerini çek- tim. Sonra da üçümüzün fotoğrafi çekildi" dedi. Denktaş, Ecevit'in ken- disini "inada kapıda uğur- ladığma" da dikkat çektı. Başbakan Ecevit'i Denk- taş'ın ardından Genelkur- may Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu, eşi Ofcay KrvTikoğhı ile birlik- te ziyaret etti. 50 dakika sü- ren görüşmenin ardından açıklama yapılmadı. Sivil kıyafetleriyle Ecevit'i zi- yaret eden Kıvnkoğlu, kendilerini kapıda karşı- layan Ece\at çiftine çiko- lata ve çiçek götürdü. ERDOĞAN Daha önceki zh aretçüerini pijamasıyla karşıla\an Başbakan Bülent Ecevit, dün KKTC Cumhurbaşkanı Denk- taş ve Genelkurmav Başkanı Orgeneral Hüseyin kıvnkoğlu'nu takım elbisesiyle karşıladL (Fotoğraf: AA) Ecevit 9 e 'despot* suçlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-AKP Genel Başka- nı Recep Tayyip Erdoğan, "kaos olmaması için Başba- kanlık'tan aynlmayacağını ve AKP gibi dinci partilere karşıpanzehirin DSPokhığu- nu" söyleyen Başbakan Bü- lent Ecevit'i "seçümiş des- pot" olarak niteledi. Erdoğan, dün partisinin il başkanJan toplantısınm açı- lışında yaptığı konuşmada hükümete tepki gösterdi. "Çekilirsem kaos ohır" söz- lerinin Ecevit'in siyasi kari- yerinde kapkara bir leke ol- duğunu savunan Erdoğan, "Sayın Ecevit, Türkiye'yi krailıktan bile geri düzeyde algtladığuu göstermektedir. Ben, beDi yaşa gelenlerin si- yasetten çekilnıelerini bunun için söylüyorum. Ölene ka- dar partinin başında her- hangi bir siy asetçinin kal- maması için. Bunlarobnaym- ca seçibniş despothıklar çıkı- yor ortaya. İnsanlann karşı- sma tek Kder veya tek şef gi- bi çıkmak maharet değfldu-" diye konuştu. Hükümetin secim kararı almasını istedi Çiller'den Derviş'e destek Istanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çfller, Türkiye'nin erken seçim platformuna girdiğini belirterek Devlet Bakanı Kemal Derviş'in seçim tarihine ilişkin sözlerinin çok sağlıklı olduğunu söyledi. Çiller, "Hükümetin içinden geten sağduyunun sesidir. Hükümetin kendisi konuşmaya başladı" dedi. Partısınce hazırlanan "îstanbul İçin Yeni Yönetim Modeli'"ni, Svvissotel'de tanıtan Çiller, Devlet Bakanı Derviş'in erken seçim takvimiyle ilgili sözlerini, "Çok doğru bir tespit Başbakan'uı endişeferi yersizdir. Bu Mecfis, çok daha etkin ve yetkin bir hükümet çıkarabffir" şekÛnde degerlendirdi. Hükümetı, "Türkiye'nin gebniş geçmiş hükümetkrinin en kötüsü" olarak niteleyen Çiller, ülkenin savaş ortamına sokulduğunu, dünyanın en hızlı küçülen ve en fazla borçlu ülkesi haline getirildiğini öne sürdü. Başbakan Ecevit'e çagn yapan Çiller, "Ecevit tarih önünde milİet tarafindan iyi biçimde anıhnak istiyorsa yapacağı şey; siyasi partiler ve seçim yasalarnu değiştirerek hemen seçime gftnıek. Bugünkü hükümet, Türkiye'yi, Yeltsin dönemindeki Rusya'ya çevirdi'' dedi. Yedi yeni ılçe kuruimasını öneren Çiller'in konuşması sırasında Dursun Yıunaz adb yurttaş partili gençler ve korumalarca yaka paça dışanya çıkanlırken olayı görüntülemeye çahşan gazetecilerle partililer arasında kısa bir arbede yaşandı. CHP: Enflasyondaki iyileşme aldatıcı Ekonomide büyüme yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ekonomi Masası, geçen yıl yüzde 9.4 küçülerek son 55 yılın en derin çöküntüsünü yaşayan ekonominin, büyüme trendine gireceğine, küçülmeye devam ettiğini bildirdi. Enflasyondaki iyileşmenin "atdaocr olduğunu belirten CHP, Akaryakıt Tüketim Vergisi'nin (ATV) de "insafsızvehesapsızDeliDumrul uygulanıasına dönüştüğünü" bildirdi. CHP Ekonomi Masası'nın bülteninde Hazine'nin 1990'dan günümüze dek ödediği 190 milyar dolarhk iç borç faizj ile 10 milyon kişiye 20 yıl süre ile asgari ücret düzeyinde maaş ödenebüeceği, 200 bin adet ilköğretim okulu yapılabüeceği ya da 65 adet Ereğli Demir Çelik ya da Aüağa Petro Kimya benzeri entegre tesis kurulabileceği vurgulandı. Faizin bütçeyi teslim aldığı, devletin mali acze düşürüldüğü belirtilen bültende, özetle şunlara dikkat çekıldı: \* Yılbaşında yüzde 94 olan enflasyon aşagıya doğru iniyor. Ancak bu iyüeşme aldatıcıdır, kalıcı değildir. \* 2001 yılında yüzde 9.4 küçülerek son 55 yılın en derin çöküntüsünü yaşayan ekonomi, büyüme trendine gireceğine küçülmeye devam etmektedir. ı* Türkiye gibi gelir dağılımı son derece bozuk olan ülkelerde dolayh vergilerin artması, eşitsizlikleri daha da arttırmakta, yoksullaşmayı daha da derinleştirmektedir. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Türkiye'de her şey gibi annelik de kutsal sayılır. Islam inancına göre de cennet annelerin ayaklarının altında- dır. Batı'dan ithal ettiğimiz "Anneler Günü"nde de anneliğin bu kutsaJ ta- rafı ön plana çıkıyor. Normaldir, baş- ka türlüsü de mümkün değildir. An- neye saygı, sevgi üzerine de çok şey söylenir çok şey yazılır. Annelerimizi hepimizin sevdiği bir gerçek. Onlann bizi sevdiği kadar se- vemesek bile annelerimizi severiz. Ancak iş kuru sevgiyle biter mi? Tür- kiye'de annelere gerçekten değer ve- riliyor mu? Paıiamentoya bakalım ne kadar kadın milletvekili var? 13 müy- dü? 550'de 13'lük bir sevgi bu. Dev- letin ve bürokrasinin tepelerine baka- lım, parmakla sayılacak kadar az ka- dın yönetici bulunduğunu görürüz. Erkeklere oranla kadınlann büyük çoğunluğu okuma yazma bilmiyor. Kız çocuklan hâlâ birçok yerde oku- la gönderilmiyor. Kadınlann önemli bir kısmı herhangi bir mesleğe sahip değil. Dayak yaygın. Kadınlar üzeri- ne kuma getiriliyor. Erkekler, eşleri Türkiye'de Anne Olmak dışında kadınlarla beraber olabilme- yi kendilerinde bir hak olarak görü- yorlar. • • • En okumuş erkekler bile kadın er- kek ilişkileri konusunda ilkel ve kaba anlayışlara sahipler. Cınselliği, kadın- la paylaşılacak bir şey değil, "kadın- dan yararianmak" olarak görüyorlar. Kadınlann yaşamda etkili olmasına ta- hammül edemiyorlar. Bu görüşler Is- lamcısından solcusuna kadar erkek- lerin tamamı için geçerli. Kadına değer vermeyen ve onu ikinci sınıf, hatta daha da aşağı gö- ren ilkel erkek bakışı, ülkemizin birşid- det ortamına sürüklenmesinin de baş sorumlusu. Kadınlar kutsaldır ama Milli Güvenlik Kurulu'nda bir tane ka- dın yoktur. Kadından sorumlu bakan bile erkektir. • • • Bugün AnnelerGünü, bizyiğitTürk erkekleri bugün telefonlara sanlıp an- nelerimizi arayacağız, yakınımızday- sa gidip ellerini öpeceğiz, sevgileri- mizi saygılanmızı ileteceğiz. Bütün bunlan tabii ki yapmalıyız. En azından yüreğimiz yumuşayabilir. Fakat bu sevginin ve saygının toplumsal bir karşılığının da olması gerekmez mi? Anneler Günü'nde, ne kadar kadın go- zaltında tecavüze uğruyor, ne kadar kadın kocasından dayak yiyor? Ne ka- dar anne, işkencede ölen, ölüm oru- cunda yaşamını yitiren ve sakat ka- lan çocuğu için acı çekiyor? Daha da önemlisi kadınlara yer vermeden kurduğumuz siyasi hayat bizi ne ka- dar mutlu ediyor? • • • Anneler Günü'nde biz erkekler, ya- şamı paylaştığımız, dünyanın yarısı- nı oluşturan kadınlarla kurduğumuz ilişkinin ne kadar sevgiye dayandığı- nı konuşalım? Baskının ve sömürü- nün bir erkek icadı olduğunu tartışa- lım. Kadınlar olmadan banşı yarata- mayacağımızı kabul edelim. Erkek- lerin yönettiği dünyanın insanlığa mut- suzluk getirdiği gerçeği üzerinde dü- şünelim. Anneler Günü'nü basit birseremo- ni olmaktan çıkarabiliriz. Bu günü ka- dınlarla yeni bir dünyayı nasıl yeniden yaratacağımız üzerine bir arayış gü- nü olarak da kabul edebiliriz. Cuma akşamı, Alman Yeşiller Par- tisi Başkanı Claudia Roth'un dave- tindeydik. Bir erkek bakanımız, Tür- kiye'de baskıcı uygulamalan eleşti- ren Alman kadın milletvekilllerine "fa- hişeler" demişti. Roth, bu çok erkek bakanı mahkemeye verdi ve tazmi- nata mahkûm ettirdi. Kazandığı pa- rayı da kadın dayanışmasının etkili örgütlerınden "Mor Çatı Kadın Vak- fı"na bağışladı. Anneler Günü'nden iki gün önce Roth'un yaptığı bu jest, anlamlıydı, mutlulukvericiydi. Kendi- sine teşekkür ediyoruz. • • • Anneler Günü'nü ılık bir bahar mev- siminde kutluyoruz. Hertaraf rengâ- renk çiçek. Doğa, bu yıl bütün güzel- liğiyleyeni mevsime hazırlanıyor. Acı- larla, sıkıntılarla ve umutlarla yeni bir döneme giriyoruz. Bir yanda çare- sizlikler, "dediğim dedik"biryönetim mantığı, bir yanda beklentiler, ara- yışlar. Türkiye'nin sıkıntılanndan en bü- yük pay kadınlara düşüyor. Umarız, bahar yeni umutların ka- pısını açsın. Türkiye'ye egemen olan despotık, kavgacı, aşın milliyetçi, kor- kutucu hava dağılsın. Kendi halkıyla kavgalı, komşularıyla kavgalı, çevre- sindeki herkesi düşman gören anla- yış yenilgiye uğrasın. Kadın duyarlılığı, kadının barışçı kimliği öne çıksın. Bunu başarabilir- sek, bu ülkenin kadınlarının "Anne- ler Günü"nu daha anlamlı bir şekil- de kutlayabıliriz. Kadınlan aşağı ite- rek kötü bir dünya, kötü bir ülke ya- rattık. Kadınlarla birlikte yaratacağı- mız yeni dünya bu dünyadan mutla- ka daha umut verici, daha sevgi do- lu olacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear