25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusCgcumhuriyet.com.tr AÇI MUMTAZ SOYSAL Aklın Peynir Ekmeği OLACAK şey değil: bir telaş, bir telaş ki sanki ülke batıyor. Neymiş, Türk Lirası dolar karşısında değer kazanıyormuş. Vaktiyle, dolar 1 milyon 600 küsur binin üstüne çıkıp daha da yükseğe yö- nelmişken, şimdi 1 milyon 300 binlere demir atmış gibi; ufak iniş çıkış dışında, o sulardan ayrılmıyor. Sıradan vatandaş, "Ne var bun- da?" diyecektir; insan ulusal parasının değer kazanışına sevinir. Hele, yıllar yılı enflasyonun tek göstergesi olarak doların pahalılaşmasını almışsa, yahut buna alıştirılmişsa. Ama, kazın ayağı öyle değil. Ciddi ekono- mistlerdeendişeli. Enflasyona karşı savaş açmış olan IMF'ci- lerie Dünya Bankası'cılar da. Derviş hazretleri ise, ne demek gerektiğini tam kestiremeden, ortalıkta dolaşıyor. Tek söy- lediği, "Para piyasasına müdahale demeyiz" demekten ibaret. "N'oluyor" diye sormaz mısınız? Dışsatımcılann ve arkalarındaki "bizim sa- nayiciler"\n telaşını anlamak kolay: Elle- rinde, dünya piyasalannda makbul sayılmayan, ileri teknoloji ürünü olmayan, emek yoğun yön- temlerle üretilmiş dokuma ya da beyaz eşya gibi mallar var; bunlann satış bedelini Türk Li- rası'na göre değeri düşmüş dolara çevirdiniz mi, o para birimiyle fazla pahalı görünen ma- lınızı kimse almıyor. Oysa, bu hesapla diyelim 1 dolara üretilmiş gözüken yerli malı; TL, do- lara göre değer kaybetse ve malınızı o yeni he- sapla dışarıda 70 sente piyasaya sürseniz, ka- litesizliğine karşın ucuzluğu sayesinde belki alıcı bulacak. Içte düşük ücretle insan çalıştır- mış olan da kâr edecek. öte yandan, dışalımcılann sevinmesi gere- kirken onlar da "mey'us": Doların düşük fiya- tıyla dışandan ucuza getirir gözüktüğünüz mal- lar, ücretlerin enflasyona göre düşük tutuima- sı yüzünden tüketim eğilimi yavaşladığı için, ko- lay satılmıyor; yatınm durduğu için de yatırı- mayönelik üretim mallannın dışalımında da can- lanmayok. Herkes. "Gün gelecek, mutlakayük- selecek" diyerek dolannı bankadaki hesabın- da tutuyor. Bankalar da öyle. Son derece sağlıksız bir durum. Dolann yavaş yavaş normal fiyat düzeyi- ne oturması sayılabilecek bir olay nasıl oluyor da böylesine bir kargaşa yaratıyor? Çünkü, bu ülke herkesin ve özellikle de ya- tınmcının önünü görmesini sağlayacak bir stra- tejik plandan yoksun da ondan. On-on beş yıl sonrası için nasıl birTürkiye istendiğini ana çiz- gileriyle gösteren akılcı bir plan olsa, dışsatım- cı ile dışalımcının, rantiyeye dönüşmüş sana- yici ile repocu olmuş küçüktüketicinin birbiri- ne düştüğü böyle bir kargaşa ortamı da olma- yacak. Ama, galiba Özal'dan beri aklını peynir ek- mekle yiyen bir ülkenin istediği ortam da bu. Ziraat Bankası ve Ozelleştirme... Nurettin O R A N TC Ziraat Bankası Emekli Koop. Başmüfettişi TEMA TEMA VAKFI ÇELENK BAĞIŞ HATTI Vefat, nikâh, açıhş gibi özel günlerde sevdikleriniz adına fidan diktirebilirsiniz. JStanbUİ Tel: 0 212 284 80 00 İzmir Tel: 0 232 064 58 68 AnkaraTel: Z iraat Bankası'nda; her zaman dürüstlüğün geçerli olduğu ve ça- lışmanın tutku düze- yinde sevilip sevdi- rildiği saydam (şeffaf) bir yöne- tim anlayışıyla genel müdür ata- malannın kendi içinden yapüma- sı bir teamül olarak 1980'li yılla- nn ortalanna kadar sürmüştür. Bundan sonra siyasılerin kamu bankalannın içıne ellerinı sokup her türlü müdahalenin yapüdığı bir döneme girilmiştir. Bu yıllarda siyasal iktidarlar kamu bankala- nnın üstyönetimine kendi yandaş- lannı getirdiklennden ülke ve ku- rum çıkarlannınyeriniparti çıkar- lan almış ve bu gelişmeler, za- manla kişisel çıkar ilişkilerinin her türlü iddiaya zemin oluştura- cak şekilde bir yoğunluk kazan- masuıa neden olmuştur. Devletın denetim mekanizması da işlemez hale getirildiğinden müfettiş ve murakıp raporlanna rağmen hiç kimseye hesap sorulmamış ve bü- rokraside suç işleyenler hakkın- da hiçbir işlem yapılmamışür. Bu- nun sonucunda kamu bankalann- daki kayıplar birike birike bugün 30 mılyar dolar gibi rakamlardan söz edilir olmuştur. Genelde "gö- rev zararT olarak nitelendirilen, fakat gerçek nedeni bu tanıma hıç uymayan olaylann ayn bir işleme tabi tutulup soruşturulması gere- kirken, olanlar tam bir aymazlık- la sanki kimsenin dikkatini çek- meyen sıradan bir olgu ımış gibi algılandığından ortada kala kala bu ülke insanlanna, olup biteni ibretle izlemek kalmıştır. Son yıl- larda ekonomik buhranlarla gün- deme gelen "kamuyu dahada kü- çûltme" sloganı kamu bankalan ile ilgili olarak üzerine yeni bir kı- lıf giydirilip "bankacıhksistemin- de yeniden yapılanma'"ya dönüş- türülmüştür. Fakat. "özefleştinne" sözcüğünde kamu yaran dıye bir kavramın bulunmayışı, sermaye- nin kolay ve hızh kâr vaat eden yö- releri tercih etmesi nedeniyle Zi- raat Bankası'nın böyle bir yapı- lanma içinde düşünülmemesi ge- rekirdi. Çünkü bu banka köylülü- ğün tarihten gelen ezümişligine son vermek ve onlann ekonomik yaşamında kendilenne destek ol- mak için kurulmuştur. Bu amacı halen geçerlüığini korumaktadır. Fakat ne çare ki, Batılılann bin bir tezgâh açtıklan ve çeşitli tu- zaklar kurduklan bir kargaşa or- tamında özelleştirihnesine karar verilen bu bankanın, kuruluşun- dan ıtibaren 139 yılda gördüğü hizmetler, O'nun kamusal varlı- ğının nedenlennı anlamak iste- meyenlere o dev kuruluşa yaraşır bir karşı koyma gücü içeren an- lamlı bir yanıt oluşturmaktadır. 1863 yılmda "Memleket San- düdan" adıylaMithatPaşatara- findan kurulan bu banka Cumhu- riyet rejiminı sağlamlaştırmak doğrultusunda gerçekleştırilen kurumsal düzenlemeler ve ekono- mi polinkalan ile günümüzün şart- lanna uyarlanıp sürekli gelişme kaydederek tanmsal etkinlikleri ve bu alandaki girişimleri destekle- mede Cumhuriyetimizin temel yapı taşlanndan biri olmuştur. Ül- ke tanmına sağladığı çok yararlı hizmetlerin yanı sıra her türlü ban- kacılık işlemleri de yaparak bu- gün Türkiye'nin en büyük banka- sı durumuna gelmiştir. îşte ülke- ye böylesine yararlı bir kamu ban- kasının yaptığı bunca hizmetler göz ardı edılerek bugün yaşamı- nın bir başka boyutuna ıtilmesın- deki zorlama, aslında "bankaa- hk sisteminde yeniden yapüan- ma" gibi bir nedenle olmayıp, IMF'ye sunulan niyet mektubun- daki vaatler gereği Ziraat Banka- sı'nın gözden çıkanlıp onlann is- teklerine feda edilmesinden baş- ka bir anlam taşunamaktadır. As- lında, bugün bankanın başına ge- lenler IMF'nın dayatmalan sonu- cu şeker, tütün, eneıji, tahkim, ihale, endüstri bölgeleri ve vakıf- larla ilgili yasalarda olduğu gibi ülkemızde oynanan oyunun bir parçasıdır. Türkiye ekonomisinin lokomo- tifi olan, ancak Özal yönetimi ile başlayan süreçte tükenme nokta- sına gelip son yıllarda IMF ve Dünya Bankası'nın istemleri doğ- rultusunda üst üste darbe yiyen ta- nmın geleceği, bir de ozelleştir- me nedeniyle özel birbankanın in- safına terk edihnış olmaktadır. Bugün güdülen amaç ve yapıl- mak istenen de budur. Oysa giydiği IMF eldivenleny- le gizlediğı yumruklanru vurarak her şeyimizi kendi çıkarlan doğ- rultusunda yönlendınneye çalı- şan ABD yönetiminin, ülkelenn- de 20. yüzylın ılk yansında ve özellikle ekonomik bunalım yıl- lannda, ticaret bankalannın ileri sürdüklen koşullann baskısı altın- da zor durumda kalan küçük ve orta ölçekteki tanm işletmelerinin kredi gereksinmelenni en uygun koşullarda karşılamak amacıyla kurulmasına önayak olduğu ta- nmsal kredı kuruluşlanrun ser- mayeleri devlet tarafından öden- mek suretiyle özel kanunlarla ku- rulup faaliyete geçtiklerinı söyle- yecek olursak IMF'nin ozelleş- tirme konusundakı ısrariı tutumu- nun ardında ülkemizin haynna ol- mayan niyetlerin gizlendiğini da- ha iyi fark etmiş oluruz. Son yıllarda önemli sorunlann yaşandığı tanm kesiminde. ge- çimlenni sadece çıftçilık ve hay- vancüıktan sağlayan ve tek gele- cek kaygılan bunlardan alınacak ürüne bağlı olan üreticilerin yıl- lık gelirleri, çoğu zaman, uğrun- da harcadıklan emek ve yüklen- dikleri borcun büyüklüğüne yete- cek miktarda olmadığı için köy- lü borç batagına sürüklenmiş, ban- ka ile kooperatıflerin alacaklan dolayısıyla da hapisle tehdit edi- lir hale gelmişlerdir. Bu nedenle çok büyük bir sıkrntı içinde olan çiftçilerin kendilerini toparlayıp bellerini doğnıltmaya fırsat vere- cek girişimlerde bulunulması ge- rekiîken, tam aksine, Kamu Ban- kalan Ortak Yönetimi şu sıralar Ziraat Bankası'nın tanma yöne- lik faaliyetlerini azaltmak, Ana- dolu'da banka şubelerini kapat- mak ve çahşanlara da sözleşme- li statüye geçmeleri için zorlayı- cı bir baskı uygulamakla meşgul- dür. Oysa tanm kesımine verilen kredılerin üretıminin çeşitli evre- lerinde kullandınlma tarzı ve ta- kibi bilgi, deneyim ve gönüllü hizmet esasına dayanan bir uğra- şı gerektirir. Bu işler de ülkemiz- de kendi uzmanlık alanı içinde en iyi şekilde Ziraat Bankası tara- fından yapılmaktadır. Hal böy- leyken bankanın ne kadar başan- h elemanı varsa devlette banka- cılıkla hiç ilgisi olmayan görev- lere atanmak veya başka yeriere sürülüp emekli olmaya zorlan- mak baskısıyla karşı karşıya bı- rakılmışlardır. Sonuç Yeniden yapılanma sürecinde sözleşmeh statüye geçışe zoriamak için kızağa alınma ve uzak yerie- re sürülme gibi baskılar sonucu ca- nındanbezdınlıp emekli olan per- sonelin yerlenne de çoğu müdür olarak, Emlak Bankası'nın kapa- tüması ile açıktakalan şef ve amir- lerinin atamalan yapılmıştır. Zi- raat Bankasının terfi usul ve yö- netmeliklen hıçe sayılarak yapı- lan bu atamalar keyfı olmaktan öte, moralleri bozup performansı dü- şürmekten başka bir işe yarama- yacaktu-. Sonuç olarak, bankacı- lık sisteminin yeniden yapılandı- nlmasında krizlerin yarattığı za- fıyetin faturası sadece Ziraat Ban- kası personeline çıkanlmakla kal- mamış, bundan aynı zamanda ban- kanın eski emeklıleri de etkilen- mişrir. Bankanın kurduğu bir vakıftan yıllardır kendilenne ödenmekte olan az bir maaşa (60 milyon TL) gözlerini diken yönetim, eski emeklileri vakıftan ihraç edip bu parayı ödememek için vakıf sene- dini değıştirme ginşiminde bu- lunmuştur. Arük, ülkemızde özel- leştırmenin gölgesınin düştüğü bütün bu gelişmelerden sonra or- taya çıkan gerçek, ipleri başkala- nnın elinde olan biryönetime gü- venin kahnadığı yerde geleceğe umut beslemenin mümkün olma- dığıdır. İş Yaşamında 'Patron Avcıları...' Ayşen LAÇİNELEğinma Y ıllardır böyle dü- şünüyor böyle yaşıyorum; "Ya- şasın düşmanlanm, kıs- kananlar, çekeme\enler" diyorum. Biri beni kıskandı mı, kötülük yapmaya mı ça- lışıyor demek ki iyi gidi- yorum, iyi yoldayım... Devam. hem de hiç durmadan çalışmaya, mücadeleye devam di- yorum. Başan, takım işidir, o takımdaki insanların doğru yerde olmalan, gö- rev tanımlamalannın yet- ki ve sorumluluklannın çok açık olması şart! Algılama farklılıklan- na yol açabilecek söy- lemler tehlikelidir. Ku- rum sahibinin, yani pat- ronun da görüşte (viz- yonda), gidilecek strate- jide aynı akılda olması gereklıdir. Eski bir kurumsa söz konusu olan ve şimdiden sonrası için, ayakta kala- bilmesi için mevcut ya- pılanma yetersiz görül- müşse, kurumlaşamama- sından, keyfi yanlış uy- gulamalardan müşteri kaybetmiş ve bunu görüp yeni yönetici, yeni anla- yış istemişse, bu isteğin- de samimi olmalıdır ba- şan için. Belki önce ken- di değişmelidir patronun. "Aman efendim sepet efendimcilerle" buraya kadar gelebileceğini, yağcıların hizipçilerin belki sadece patronun kendini iyi hissetmesine yeteceğini, ama uzun va- dede bu aldatmacanın en büyük üzüntüyü yaşata- cağını görmelidir kurum sahipleri. Bu yetersiz, aşın hırshlan, yaratan da ne yazık ki şimdiye ka- dar onlan dinleyen pat- ronlardır. Bu yetersiz, aşın hırs- lüaryalanla dolanla gün- lük ufak hesaplarla şim- diye kadar pek çok eği- timli, dürüst gençlerin de ayağını kaydırmıştır. "Yenilikçi" diye gelen- lerin de dalkavoık olup olmadığını kavramah- dır iş sahibi. Tıpkı Türkiye siyasal arenasından elini çekme- yen yetersiz, aşın hırslı- lar gibidir bu tipler... tşte tam bu noktada düşmanca tutumlan gö- rünce, doğru yolda oldu- ğumu anlayarak "Yaşa- sm düşmanlannı'" diyo- rum. tşini iyi yapana, yaptığı işin sorumlulu- ğunu alana adaletli ola- na her yerde iş var. Ne işi- mizi; başanmızı ne de ülkemizin yazgısını bu yetersiz, aşın hırshlara bırakmayalım. I. ULUSLARARASI ISTANBUL BAHAR FESTIVALP I. INTERNATIONAL ISTANBUL SPRING FESTIVAI 4 - 14 MAYIS / MAY 200İ (0212) 293 89 7« TCIÖJITÜRBAICANUĞIBURSA BOLGE DEVLET SENFONİ ORKESTRy^l ŞEF- ORHAN ŞALL1EL SOÜST: EMRE TAMER (KEMAN) ALEXANDRINA PENDATCHANSKA (SOPRANO) PİYANO: ANTONtNA BONEVA CEMAL REŞİT REY SENFONİ ORKESTRASI ŞEF: RENGİM GÖKME"*™ *** SOÜSTLER: FERVAL TÛRKOĞLU (SOPRAf FERDA YET1ŞER {MEZZO SOPRANO; TAYLAN MEMİOĞLU (TîNOR) - KEVORK TAVrTYAN İBARİTONİ RAZCRAD FILARMONI ORKESTRASI ŞEF: GEORGICEMSHIROV SOLİST: GULDeN GÖKŞEN (PtYANO) SOFYA SOLİSTLERİ ŞEF PLAMEN DKHJROFF yer/Place:AyAIRINI Konser sMtleri /Concerts at: 80.00 /08.00 pm Ç»|nMeH(«i:02i64î41S35 www.bilefix.coin 04 MAYIS / MAY 200S SEMA GÖSTERİSr TX. KDLTÜR »UtANitGI İSTAN8UITAKİHİ TÜEK MÜflĞl TOflülUĞU onefnıen . Ajmct özhin 08 MAYIS / MAY 2008«6 MAYIS / MAV SOOt POLYPHONJA KADINLAR ODA KOROSU Ştc IVEUN DiMİTROV PIYANO- rVEUNA IVANCHEVA 10 MAYIS / MAY SOOS 09 MAYIS / MAY «OS ISTANBUL ODA ORKESTRASI SOLİSTLER: OHAT AŞKIN ve HAKAN ŞENSOV (KEMANÎ 11 MAYIS / MAY SOOS 12 -13 MAYIS / MAY SOOS BAND-O-NEON TANGO KONSERI Festıval Sponsoru14 MAYIS / MAY 2004 o f w v a EIEICT*O«K İN5AAT W * « D*S Tfc ITO ŞTt IHIE» T.C. KÜLTÜR BAKANLICI'NIN DEĞERLİ KATKILARIYLA. ISTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NİN DEĞERLİ KATKILARIYLA. 1 MAYIS EMEK BAYRAMIKUTLU OLSUN İŞSİZÜĞE, HAKSIZUĞA, YOLSUZLUKLARA KARŞI CHP'de BİRLEŞİYOR! 1 MAYIS ÇAĞU\YAN MİTİNGİ İÇİN BULUŞMAYERİMİZ: SMT 10.00 CHPŞİŞÜ LÇEÖNÜ POLİTİK PROPAGANOA Bülteni ÜYELERİMİZE 1 MAYIS ÇACRISI 1 Mayıs Emekçi Bayramı'nı kutlamak için 1 Mayıs 2002 Çarşamba günü (bugün) saat 10.00'da Şişli Camii önünde üyelerimizle buluşacak ve saat 11 .OO'de T. Gazeteciler Sendikası'yla oluşturulacak kortejle miting alanına yürüyeceğiz. Üyelerimizin katılımını önemle rica ederiz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI PENCERE Alınteri Beyinteri Buluşması... 1 Mayıs bugün.. Günün anlam ve özetinde bütün insanlık tarihi- nin özeti gül gibi açar.. İnsan bilincinin inanç ipoteğinden kurtulup çiçek- lendiği yerde özgürlük ve güvence beş sözcükte vurgulanmaya başladı: Eğitim.. Sağhk.. Konut. İş.. Emeklilik.. Sokakta miyavlayan kedinin aç mı tok mu oldu- ğunu düşürten insanın tümel kavrayışı yerküreyi kap- sayacak algılama gücüne erişmiştir: Okyanuslar öte- sinde yaşayan insan aç mı tok mu?.. Aç ise neden aç... Ya işi yok ya da alınterinin hakkını alamadığı için aç değil mi?.. Ikisi de tüm insanlığın tasasına dönüştüğü gün kurulacak düzenin adı ne olur?.. Lıberalizm mi?.. Neoliberalizm mi?.. Sosyalizm mi?.. Ne olursa olsun!.. • 1 Mayıs eskiden öcüydü, kızıldı, komünistlikti, teh- likeliydi, tu kakaydı... Peki, ne oldu?.. Gazetelerin yazdığına göre bu yıl Islamcılarda 1 Mayıs'a katılacaklarmış... Katılsınlar!.. 1 Mayıs insanın alınteri ile beyinterinin buluştu- ğu takvim yaprağına dönüşmeli!.. Çünkü beyinte- rini eyleme katmadan kutlanacak bir bayram kör tepkiden başka anlam taşıyamaz!.. Daha da öte- si bu yıl 1 Mayıs'a yalnız emekçiler değil, ülkenin işadamlan da katılmalı!.. Çünkü Türkiye, yalnız iş- çinin değil. işadamının da kuşatıldığı bir ülkeye dö- nüştü; Küreselleşme'nin neoliberalizmi on yıllık sü- reçte olup bitenleri sayılarla, istatistiklerle, veriler- le sergilediğinde, yerkürede yaşayan tekelci zen- ginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul ol- duğunu tartışmasız ortaya koyuyor... Oysa Türkiye'de, kompradorlukla yetinmeyip, yaratıcılığı yeğleyen işadamları yaşadıkları topra- gın sorumunu üstlenmeye hazırlanıyoriar; üretim- siz üikemizde paradan para kazanmanın yalnız emeği değil sermayeyi de vurduğu sürecin krize dö- nüştüğü evreyi yaşıyoruz... Türkiye'de yaşanan 1 Mayıs 2002 alınteriyle be- yinterinin buluştuğu bilinci yansıtmalı ki ayaklannı yaşadığımız gerçeklere dayayabilsin... • Çağımız insanı ne istiyor?.. özgürlük hedefine dönük bilimsel bir eğitim; her koşulda hastalığa karşı sağlık güvencesi; çalışıp üre- tebileceği bir iş; başını sokabileceği bir konut ve yaşlılığında onurla hayatını sürdürebileceği oran- da bir emeklilik aylığı... Insana insan gibi yaşama güvencesini sağlayan düzenin adı nedir?.. •-,. . • • Atasözü der ki: "Her koyun kendi bacağından asılır.." Her insan kendi bacağından asılmaz.. Dünya mezbaha değildir.. İnsan koyun değildir.. 2002'nin 1 Mayıs'ı gerçeklerin yeniden ışıdığı bir dönüm noktası olsun!.. T.C. ISTANBUL ÜNİVERŞİTESİ REKTÖRLÜĞÜ AYDINLANMA KONFERANSLARI No:17 Yönetmen Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU Konuşmacı Prof. Dr. Süha GÖKSEL Doç. Dr. Tonguç GÖRKER Konu Sağlık Politikası Gün : 01 Mayıs 2002 Çarşamba Saat : 15.00 ' Yer : I.Ü. Fen Fakültesi, Ord. Prof. Dr. Cemil BtSEL Konferans Salonu Aydınlık yarınlar özlemi içindeki tüm yurttaşlarımız davetlidir. KÖY ENSTİTÜLERİ ŞÖLENİ TEŞEKKÜR 2001 yılında İzmir bölgesinde başlayan ve birhafta sü- ren Köy Enstitüleri Şöleni bu yıl Eskişehir'de 17-18-19 Ni- san tanhlerinde devam etmiştir. Eskişehir Çifteler - Hamidiye (\unus Emre Öğretmen Lisesi) ve Inönü'de yapılan etkinliklerimıze \e gezilerimi- ze birliktelikleriyle güç \eren Odunpazan Belediye Baş- kanı Ismaıl Haşim ATEŞ ve arkadaşlanna. Inönü Belediye Başkanı Sayın tsmail Karaköseye, Inönü Türkkuşu Komutanı Saytn \'ahti Akyol'a ülkemizın çeşitli yönlerin- den gelerek katılan Köy Enstıtülü çıkışlı dostlanmıza ve Hamidiye'de (Çifteler Köy Enstitüsü) etkinlige konuk ola- rak katılan Sayın Canan YÜCEL ERONAT'a ve Saym Mustafa GAZALCl'ya. şöleni gösterisiyle zenginleştiren Dr. Ahmet DERELİ. Dr. Hamide DERELl'ye. etkınlikle- rimize onur ve güç veren Eskişehir Yalisi Sayın Sami SÖN- MEZ'e, Tepebaşı Belediye Başkanı Saym Ahmet ATAÇ'a, ilimizin genç kaymakamlanna. ıl ve ılçe milli eğitim mü- dürlerine. Eğitim-Sen ve Eğıt-Der ll Başkanlanna. Köy Ens- titülerinin 62. Onur gününde telgraf. faks ve telefonlany- la bizleri destekleyen. kutlayan Bilecik Valisi Sayın Ünal ÜLKÜ'ye, Sajın Yekta Güngör ÖZDEN'e, Sayın Musta- fa AYDOĞAN'a. Sayın Ertuğrul KAZANCI'ya, tüm Köy Enstıtülü dostianmıza. aynca programa emekieri ve görüş- leri ile katkıda bulunan se\ gıli arkadaşlanmıza TürkDev- rimi ve ATATÜRK İlkeleri adına teşekkür ederiz. ATATÜRKÇC DÜŞÜNCE DERNEĞ1 Eskişehir Şubesi Adına Başkan A>yuk ERENBERK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear