Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S NİSAN 20O2 CUMA CUMHURİYET SAYFA
ROPORTAJ
DEVRİMDEN, EVRİME.. TURHAN SELÇUK
DURUST
TABİATLI
İSTANBUL
EFENDİSİ
1N
HARİKULÂDE
MACERA1ARI
32 KISIM
TEKMİLİ
BİRDEN
Yazar Andrew Mango, AB'ye uyum sağlanırsaTürkiye'nin kurtulacağını söyledi
Atatürkyine Avrupa derdi• "îmaj sorunu önemli. Kimlik
sorunu abartılıyor. Tanıdığım
Türkler kimlik değil, geçim
derdinde. Yaratıcı kesim, kimlik
derdinde olabilir. Bu bir
yaratıcılık, özgünlük sorunu..."
• "Bosna'da Hıristiyan
gelenekten gelen Batı, geç de olsa
ilk defa bır Müslüman topluluğu
ımhadan kurtardı. Tanhte örneği
yok. Bu bır zihniyet
değişikliğidir."
NTLGÜN CERRAHOĞLU
"lngilizierin en Atatürkçüsü" ve belki
de "en Türk'ü" olan Andrew Mango.
Istanbul'da doğmuş. Cumhuriyet'in
100. yıl hedeflerini tartışmak için
"Forum tstanbul" toplantısına gelirken
duyduğu heyecanı şöyle anlatıyor:
"Cumhuriyet kurulduktan üç yıl sonra
doğdum. Doğuşunu gönnedim. 100.
yıldönümünü de görmeyeceğim. Bari
hazırhğını göreyim, hazıriığuıa
kaülayun dlye seve seve geldün™" Lise
öğrenimini İstanbul'da tamamlayan
Mango, Türkçeyı "eski bir Istanbul
beyefendisi" gibi konuşuyor. "On diT
bilen ve "Atatürk" kitabını yazmaya
koyulmadan önce "bildiği tüm
dillerdeki kaynaklan beş >ıl yalnızca
etüt ettiğinj ve okuduğunu" anlatan
Mango, 15 yıl boyunca BBC World
Servis'in Türkçe bölümünde
gazetecilik yapmış. Bazen geçmiş bir
yüzyılın içinden konuşsa da kalın,
büyük, demode gözlükleri ardından
yüreği ve ruhu genç bir adamın: diri
bir merak ve zekânın portresi çıkıyor.
Spekülatif bir soru ama hâlâ
tarüşılryor: Atatürk hayatta olsaydı
göstereceği hedef .4B olur muvdu?
Herhalde olurdu. Çünkü nihayet onun
zamanında ideal. zaten Avrupa idi.
Avnıpa'dan ziyade Fransa idi.
Cumhuriyeti Fransa modeline göre
kuruyor. Dolayısıyla Fransa'yı
yakalamak tabii ki Atatürk'ün
hedefiydı.
Ama "Atatürk Avrupa'yı değil "muasır
medeniyen" hedef gösterdi" deniyor '
önıeğin. Devrin'muasır j
medeniyet' inde Japonya olmadığuıa j
göre bu proje içinde ne kadar A\Tupa, '
ne kadar ABD vardı? t
Soru pratik bir sonındu o zamanlarda. 1
Çünkü nihayet Atatürk'ün istediği
çağdaşlaşmak. Bu uygarlığın merkezi onun
zamanında Avrupa idi.
Atatürk lylmserdl
ABD de Avrupa medeniyetinin parçası değil mi?
Evet. Zaten bu. aydınlanmadan gelen bir fikir:
Medeniyet tektir. Insanlık bir bütün olarak ele
alınır ve ileriye doğru gider. gelişir. Buna
katılmak bir şeref ve gerektir. Atatürk'ün
düşündüğü buydu. Bu da son derece iyimser.
Atatürk iyımser. Dünya görüşü iyimser. İyimser
dünya felsefesi içinde bu yer ileri, Atatürk'ün
kendi deyimiyle "nura doğnT, "aydınbğa
doğru" gitmektir.
Atatürk'ün ryimserugi halkına duyduğu
güvenden mi, "özgüveninden" mi geliyordu?
Ikisi de var: Ama pratik tecrübesinden
iyimserliği öğrenmiş. Çünkü yenmiş. Batı'da.
Çanakkale'de Ingilizler; Doğu'da Kafkas
cephesinde Ruslarla boy ölçüştü. Ben onlardan
kötü müyüm? Hayır. Ben onlan yenebilirim.
"Onlar benim kadar hatta benden daha az
etkin askerlerdir" der. Tecrübeyle sabit. Benim
eksiğim olmadığı gibi, milletimizin de eksiği
yok diye düşünüyor. Onlar ne yapabiliyorsa biz
de aynını veya iyisini yapabiliriz. Bu çok
önemli. Harp olmasaydı. bu tecrübeyi
edinmeseydi. belki de bu şekilde düşünmezdi.
Ta;ra yazarı olmak Istemlyor
Türkiye'nin iki sorunu var: Kimlik ve imaj...
'OSMANLIFENA DEĞİLMİŞ' - 'îngUrderin en Türk'ü' olan Andrew Mango, Avrupa'da Türklerin iki
önemli sorunu olduğunu söylüyor: Kimlik ve imaj. Mango, Ortadoğu ve Balkanlar'daki kanşıkhklann da
Osmanlılaruı o yerieri fena idare etmedikleri fikrinin yeniden yayılmaya başlamasını salladığuıı belirtiy or.
Jean Paul Sartre'ın bir lafı
var: "Bir insan kendisi için
karar verdiği zaman, insanlık
için de karar vermiş oluyor!"
Verdiği kararın evrensel
olduğunu düşünüyor.
Rahibeler bile kılıklarını
değiştirdi. Avrupa insanı
türbanlı, tesettürlü görünce
rahatsız oluyor.
AtatürlTün istediği,
çağdaşlaşmak. Uygariığın
merkezi onun zamanında
Avrupa idi. Dolayısıyla ister
istemez Avrupa'yı
düşünüyordu Atatürk.
Aydınlanma fikrine göre
medeniyet tektir. İnsanlık bir
bütün olarak ele alınır ve
ileriye doğru gider.
Orhan Pamuk'ta özgünlük
teması çok belirgin. Pamuk,
taşranın meşhur yazarı olmak
istemiyor. Ortadoğu yazarı da
olmak istemiyor. Dünya
yazarı olmak istiyor...
tmaj sorunu önemli. Kimlik sorunu bıraz
abartılıyor. Tanıdığım Türkler -ki dostlanmın
çoğu Türk- kimlik değil, geçim derdinde.
Kimlik sorunuyla Baü-Doğu meselesini
kastedjyonun. Türk deyince bu "aidiyeti" kimi
Doğu, kimi BaO olarak algıljyor...
Bu çok konuşulan. kitaplarda çok geçen. ama
biraz hayalı bır sorun. Avnıpa insanı ne istiyorsa
Türk insanı da onu istiyor: Refah. doğru dürüst
bir devlet, eğitım- sağlık sistemi. tatil. ev, araba.
rahat bıryaşam... Yaratıcı kesim kimlik
derdinde olabilir. O ayn bir sorun. Bir
yaratıcılık ve özgünlük sorunu bu: "Avrupa'nın
bir ucu ya da kenannda yaratıcı olabilir miyiz?~
Geçenlerde bir yazı yazdım. Ingiltere'de bir
dergide: "İstanbul kültür merkezi olabilir mi?"
diye. Kültür merkezinden maksadım. tstanbul
yeni fikir üretebilir mi? Bence üretebilir. Ama
son cümlem: "Bir kültür merkezinin doğnıası
mucizedir ve mucizeler önceden tahmin
edilemez." Osmanlı'ya karşı bir nostalji. bir ilgı
var Türkiye'de. Biraz abartılıyor 19. yüzyıl
sonlannda hoş bir yerde ama.. Avrupa'nın
taşrasıydı İstanbul. Yaratıcı bir merkez değildi.
20. yüzyıl boyunca birçok değişiklik geçirdi...
Ama yine taşra olarak kaldı. Bugün taşralılıktan
çıkabilir gibime geliyor. "Benim Adım Kırmızı"
romanı vesilesiyle yazdım o yazıyı. Orhan
Pamuk'ta bu özgünlük teması çok belirgin.
Pamuk çünkü taşranın meşhur yazan olmak
istemiyor. Dünya yazan olmak istiyor.
Hakh.
Tamamen haklı. Orhan Pamuk gibi yazarlar
Batı klasiklerıni Batı yazarlanndan daha iyi
biliyor. Batı'nın artık sahıp olmadığı bu Batı
kültür temeli üzerinde yeni bir şey kurmak
istiyor bu yazarlar. Kurabilirler mi? Bence
kurabilirler. Ingiliz romanında yenilikler
periferıden Güney Afrikalı, Karayipli
yazarlardan geliyor. Naipaul son örnek. Dünya
edebiyatı, dünya kültürüne şimdi onlar belki
yeni bir şeyler katabilecek.
Yeni yüzyıkla, bir yüzyıl öncesine göre farklı
beklenti yaratacak yere geldi demek tstanbul...
Evet. Çünkü bir bilgi ve tecrübe birikimi var.
Kültür transferi çok hızlandı.
Zihnivet değişiyor
Ama Türkiye'nin bir imaj problemi var. İmaj
poblemi ne denli önemli?
Epey önemli. Ama değişecek. Niçin değişecek0
Medeniyetler çatışması: tslam-Hıristiyan
gelenekli toplumlar arasmda ilişkiler açısından
en önemli olay son yıllarda Bosna ve daha
sonra Kosova'dır. Neden? Hıristiyan
geleneğinden gelen Batı. Bosna"da geç de olsa
ilk defa bir Müslüman topluluğunu imhadan
kurtardı. Bunun başka örneği yok. Osmanlı
tmparatorluğu dağıldığında isyanlar var
mesela. Kan gövdeyi götürüyor. Ama Batı,
yalnız mazlum olarak gördüğü Hıristiyanlann
imdadına koşuyor. Mazlum Müslümanların
imdadına koştuğu yok. Alman Dışışleri Bakanı
Joshka Fischer'in bır sözü var:
"Müslıinıanlann katline seyirci kalırsak, biz ne
biçim Hıristiyanız! Hıristiyanlık bu mu?" Bu bir
zihniyet değişikliği.
Bu zihniyet değişikliği Türkkre,
Türkiye'nin imajına yansıvor mu?
Çok yavaş yansıvor Ingiltere'de bir
arkadaşım var. Girit konusunda bir
kitap yazıyor mesela. Girit tarihini
yalnız Yunanlılann çektıği ıstıraplarla
değil. Müslümanlann uğradığı
ıstıraplarla da anlatıyor. Akademik.
entelektüel çevrelerde böyle bir ilgi
başladı. Londra'nın en eski
kulüplerinden Ateneum. benden
Osmanlılar'ın mirası hakkında bir
konuşma yapmamı istedi mesela.
Balkanlar ve Ortadoğu 'daki
kanşıklıklar Osmanlılar'ın o yerieri
fena idare etmedikleri fikrinin yeniden
yayılması ve doğmasına sebep oldu
çünkü. Bunlar başlangıç.
Hâlâ (Türkleri Avrupa'dan püskürten
ilkdönüm noktası) "înebahtı Duvan"
varyani?
Hâlâ bir "Înebahtı Duvan" var. Ama
bu, eski kültürel kalıplaşmalannın
dışına çıkmanın emareleri. bazı
teşebbüsler de var.
Duvar nasıl yüahr?
"Gastarbeiter"lar ve Türkiye'nin
politik imajı da buna eklemJeniyor_
Bunun için olağanüstü bir şey
yapmak gerekmiyor. Ayinesi işidir
kişinin. Almanya ve tngiltere'de
durum farklı. Almanya'da iki
milyondan fazla Türk var. Ingilizler
Türkiye'yi turist olarak tanıyor.
Turistler için "lnebahn Duvan" yok.
Türkiye'ye geliyor, memnun
kalıyorlar. Spor aksi tesir yapıyor.
Bizim hooliganlarımız, sızin
külhanbeyleriniz bir araya
geldiğinde tatsız olaylar çıkıyor.
Ama Türklerle turizm, iş, şahsi
irtibatı olan tngilizlerin vardıklan
netice: Türkler bizim gibi
insanlardır.
Türkiye Avrupa Konvansiyonu'na
davet edildi. Konvansiyona ne katkı
yapabilir? Tartışmalan nasıl
zenginleştirebüir?
Çokkültürlülük bakımından...
Çokkültürtülükle kastedilen tslam
değil mi? Yahudikr Judeo-Hıristiyan
gelenekten.
Hıristiyan ve Islamdan ziyade biz
Hınstiyan-tsiam gelenekli tammı
kullanıyoruz. Kültürü ve yaşam
biçımi o kültürden doğan. ama
camiye, kiliseye gitmeyen bir Müslümanla
Hıristiyan arasındakı iîışkiden bahsediyoruz.
Ben bu ilişkide güçlük görmem.
Tesettflr rahatsız edlvor
Ama Avrupa kamuoyu hâlâ klişeterie bakıyor.
Kurban bayTamında sokaklarımızda koyun
kesilecek mi, kesilmeyecek mi tartışması. Bir
de kadın meselesi.. kapanma, başörtüsü,
türban var. O çok önemli. O manzara rahatsız
ediyor. Belki rahatsız etmemesi lazım. Jean
Paul Sartre'ın bir lafı var: "Bir insan kendisi
için karar verdiği zaman, insanbk için de
karar vermiş ohıyor!" Verdiği kararın
e\Tensel olduğunu düşünüyor. Biz
kadınlanmızı böyle görmek istemiyoruz.
Rahibeler bile kılıklannı değiştirdi. Modem
Avrupa insanı türbanlı. tesettürlü görünce
ister istemez -hoşgörülüdür, kımsenin
kimseye kanşma hakkı yoktur, herkes
istediği gibi gıyinebilir- ama rahatsız oluyor.
Bunlan yan yana koyduğumuzda Türkiye'nin
AB üyeliğini olası görüyor musunuz?
AB'ye girme bir hesap meselesidir. Ben bu
hesabm birkaç yıl içinde tutabıleceğini
sanmıyorum. Önemli olan uyum sürecidir.
Türkiye'nin Avrupa standartlanna doğru
gelışmesı, onu yakalaması, ona doğru yol
almasıdır. Uyum sürecinin korunması üyelik
tarihinden çok daha önemli. Türkıye üye
olmasa dahi uyumu sağlayabilirse kendini
kurtarmış sayılıyor.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
nsth YokEAMen Tüm
Uluslar Seyirci...
Başbakan'ın da dün DSP grubunda söylediği gi-
bi, Şaron'un politikası sadece Arafat'ı değil, onun
başkanlığını yaptığı Filistin devletini de adım adım
yok etmeyi amaçhyor.
Israil Başbakanı, bu yok etme planını dün bir kez
daha öne çıkaran açıklamasında, Yaser Arafat'ın
çevresindeki tecridin süreceğini söylüyor.
Demek ki 2002 yılında bir devletin öteki devlete
sessiz savaş ilanı sırasında devletler hukukunun ku-
rallan da çöpe atılabiliyor. Hatta bu savaşlann en şid-
detlı anında bile Kızılhaç, Kızılay gibi ortak dayanış-
ma örgütlerinin devreye girmesi engellenebiliyor.
Bu çatışmada Israil'in haksız olmadığını savunan-
lar, acaba Filistin devletini tanıyan ve bu nedenle de
güven mektuplannı o devletin başkanına sunarak ül-
kenin başkentinde görev yapan bir dizi büyükelçi-
nin arabalanna kendi bayraklannı asarak ziyarete git-
tikleri Arafat'la görüşmelerine nasıl yasak konuldu-
ğunu hangi verilere dayanarak açıklayacaklardır?
Arafat. Türkiye Cumhuriyeti Başbakam'nın da dün
resmen belirttiği gibi, Israil askerlerinin elinde tut-
saktır.
Savaş tutsaklannı bile ziyaret olanağı vardır; gı-
dasız ve susuz, hele ilaçsız bırakmak, insanlık su-
çu sayılmaktadır. Ama tüm bunlar, henüz meşru
başkanlığını yaptığı devlet hem resmen, hem fiilen
ayakta bulunan Arafat için, Şaron'a göregeçerli ku-
rallar değildir.
Onun SS birlikleri, arabalarında ülkelerinin fors-
lan ile Ramallah'taki başkanlık konutuna gelen kaç
büyükelçiye geçıt tanımamak için silahlarını kordip-
lomatlara karşı çevirmektetereddüt etmemektedir-
ler.
Duşunebiliyor musunuz, ABD'nın bölgede kalıcı
bir barış sağlamak için görevlı özel temsilcisi Zin-
ni, Arafat ile görüşmek için Israil Dışişleri Başkanı
Peres'ten resmen izin istiyor!
Ve Peres, bu istek üzerine "Isteğinize karşı deği-
lim; ama Başbakan Şaron, Arafat'ı tecrit etmeyeye-
min etmiştir" diyor!
Demek ki Arafat'a karşı izlenen strateji, Israil'in res-
mi devlet politikası değildir. Peres, bunu kaç kez, baş-
ka başka açıklamalar ile dünya kamuoyuna anlat-
maya çalışmaktadır. Ama üyesi bulunduğu hüküme-
tin başbakanı Şaron, "Yemin ettim birkere" diye-
rek Arafat'ı soktuğu tecritte adım adım ölüme gön-
dermeye kararlıdır.
Filistin Devlet Başkanı'nı, gayri resmi birtutsak gi-
bi alıkonulduğu dairesinde görmek isteyip de ama-
cına ulaşamayan, sadece onun nezdinde akredite
olmuş kimi yabancı devlet temsilcıleri ve ABD'nin
Ortadoğu'daki özel temsilcisi ile de sınırlı değildir.
Avrupa Birliği'ni oluşturmak gibi pespembe düşler-
le yola çıkan "uygar devletler" adına AB Dönem Baş-
kanı ispanya'nın dışişleri bakanı Pique ile Dış Poli-
tika Yüksek Temsilcisi Solana da Tel Aviv'deki "Şa-
hin"\n merhamete geleceği bir eşref saati bekle-
mektedirler!
Oysa "yemin ettiğini" söyleyen Şaron'un Filistin
Başkanı'nı yok ederek Hitler'in işgal ettiği ülkeler-
de iktidar koltuğuna oturttuğu işbiriikçilerin bir ben-
zerini yaratma çabalannın boşuna çıkacağı anlaşı-
lıyor. Henüz işgal altına girmemiş Filistin toprakla-
nnda görev yapmaya çalışan Arafat'ın bakanlan,
AB temsilcilerinin görüşme ısteklerini topluca geri
çeviriyor ve "önce başkanımızlagörüşünüz"diyor-
lar.
Filistin de, Arafat da, yeminli Şaron'un dizgilen-
meyen ihtirası ve Beyaz Saray'ın hamakati sonun-
da ortadan kaldınlabilir.
Ama sonrası ne olur? Onu, Ecevit dünkü DSP Grup
Toplantısı'nda açık açık anlatıyor.
Bazı Arap unsuriarın aslında laik ve demokrat bir
Filistin devleti istemediklerini, radikal uçların öncü-
lüğündeçağdışılığın temsilciliğini yapan Bin Ladin
ya da El Kaide benzerlerinin işbaşına gelmesini bek-
lediklerini söylüyor.
Başkan Bush'un stratejistleri. Türk Başbakan'ın
bu sözlerini büyüteç altına almalıdır.
NOT: Bu yazı ABD Başkanı George W. Bush'un açık-
lamasından önce kaleme alındı. ABD Ortadoğu
Temsilcisi Zinni'nin Arafat'la görüşmesi askıdaydı.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt(5 e-kolay.net
Hollanda heyeti
Türkiye'yi AB
için destekliyoruz
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hollan-
da Parlamentosu Avru-
pa lşleri Komısyonu
Başkan Yardımcısı Ger-
rit Jan Oven, parlamen-
tolarmın büyük bölümü-
nün Türkiye'nın AB' ye
katıhmını destekJediği-
ni belirtirken "Bununla
birfiktedaha anhnası ge-
reken adımlar olduğu-
nu da bili\oruz" dedi.
Hollanda Parlamen-
tosu AB ve Dış ilişkiler
Komisyonu üyelerinden
oluşan heyet, dün Dev-
let Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mesut Yıl-
maz, TBMM Dışişleri
Komisyonu Başkanı
Kamran tnan ve Türkı-
ye-AB Karma Parla-
mento Komisyonu Eş-
başkanı Kürşat E^erTe
görüştü. Oven, zıyaret-
ler sırasında yaptığı ko-
nuşmada Hollanda Par-
lamentosu'nun büyük
bölümünün Türkiye'nin
AB'ye katılımmı des-
teklediğini bildirdi.
O\en, "Bununla birtik-
te daha aobnası gereken
adımlar olduğunu da bi-
lyoruz" dedi. Oven, Dı-
şişlen Komisyonu Baş-
kanı Inan'a, Kıbns ko-
nusunda temmuz ayına
kadar bir çözüm şansı
görüp görmediğini sor-
du. Inan da AB'nin üye-
lik konusunda Güney
Kıbns'a verdiği garan-
ti çerçevesinde Kıbns
Rum kesimi lideri Kle-
rides'in, "Kıbns konu-
sunda en iyi çözümü çö-
zümsüzlük olarak gör-
düğüne" ışaret etti.
Kalp hastalıkları
herkeste görülebilir.
TURK KALP VAKFl
ıy Mayw cao. NO: B }işıı/lbiANBUL
Tei: (0212) 212 07 07 (pbx) • Faks: (0212) 212 b»Jb
Internet http://www.tkv.org.tr
: genjekretervtkv.org.tr • koordinatorotkv.org.ti