Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-13 NtSAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kulturfg cumhuriyet.com.tr 13
UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
Beytüllahim, Ramallah, Nablus, Eriha, Cenin... Tarihinkutsal kentleri ateş içinde...
Anıtlar Günü'nde FilistinYıl, IS 2002... Nisan ayı, Nev.Tuz
Mevsimi...
IS 3. binyılda ilerlemeye başlayan
insanhk. 10 3000'lerden tarihin ta-
nıklığını sırtlayan kentlerdeki ""acı-
masızsavaşı" izliyor...
Üç büyük tek tannlı dinin kutsal
cografyasında ateş altındalar ve
ölüm- kalım direnişindeler...
Yıl, IS 2002 ve 18 Nisan... Yani,
"bugün"..
Kısa adı ICOMOS olan "Uluusla-
rarası Anıtlar ve StT'ler Konse-
yi"nin, dünya kültür mirasının ko-
runması bilincini yükseltmek için i-
lan ettiği "Dünya AnıtiarveSİT'ler
Günü"...
ICOMOS geçen yıl 18 NisarTın
uluslararası temasını "Tarihi Köyte-
rimizi Kurtarahm" başlığıyla belir-
lemişti...
Bugün ise 2002 yılı için, "20.
Y'üzyıl Mirasınm Korunması" ko-
nusunu gündeme getirmeye hazırla-
nan ICOMOS ve tüm mimarlık,
kültür, arkeoloji. sanat tarihı çev-re-
leri, "6000 yılhk mirası kana ve ate-
şe bıdayanlara" lanet okuyor.
'Tarihin taruğr topraklar
ICOMOS gününde, "tarihetanuk-
hğm", bu talihsiz kentlerde ne anla-
ma geldiğini anımsayalım mı?..
Binlerce yılhk uygarlıklar dünya-
sında söze Fılistin'le başlayahm:
Adını IÖ 1200'lerde Egeden ge-
lip yerleşen "Filistîler''den alıyor...
Romahlar "Syria Palaestina" de-
mişler... Eriha (Ceriko) höyüğün-
deki İÖ 7800'e takvimlenen kalın-
tılar, uygarlık tarihınin neredeyse
* 10 bin yılhk" olduğunu kanıtlıyor...
Günümüzden 6000 yıl önce ilk
"Surlarla çevrih' kentier"i yaratan
bu eşsiz kültür coğrafyasını Muse-
vffik, Hıristiyanhk ve Müslümanlık
için kutsal topraklar yapan mirası
ise; "tarihin inanç harinderi" gibi-
dir... Kudüs'ün banndırdığı "Kutsal
Kabir", çarmıha gerildikten sonra
Hz. tsa'nm gömüldüğü yerdir;
"Mesdd-i Aksa"da ıse Hz. Muham-
med'in miracının gerçekleştiği ka-
bul edilir... CeKle de Museviler için
kutsaldır ve yine Hıristiyanlann i-
nanç merkezidir...
Jşte böylesine bir "kültür vahası-
nın" tarihsel panoramasına gelince:
BATI ŞERIA: Ürdün Irmağı'nın
batısında, kutsal kitaplardaki Ku-
düs'ün kuzeyi için "Samirrye", gii-
neyi için "Yahuda" denilen yöre.
Samiriye'deki Cenin kasabası, yi-
ne kutsal kitapta Ibranice "Engan-
nim" denen, yani "Bahçe P m a n "
kent... Nabulus kentinin adı da IÖ
19. yy. Mısır belgelerinde geçiyor...
Yahudabölgesindeki Ramalken-
tSA'NIN DOĞDUĞU YER - Filistin kentleri, dünyamn en eski yerJeşün merkezJerini/ı kutsal abideleri gibiler...
İşte tsa'nın doğduğu yerde yapıldığuıa ûıanılan Natrvitas KiKsesi ve Beytüllahim kentinden son görünrü.
ti ise denilebilır kı 11. yüzyıldaki
"Haçb" yıkımlanndan bu yana en
büyük tehdıdı ve genlimi yaşıyor...
Beytüllahim'de de geçenlerde yine
Filistinliler sığındıklan için Israil
askerlerinin "saldın hedefi" olan
ünlü "Doğuş Kih'sesi" bulunuyor...
Yani, Hz. tsa'nın doğduğu sanılan
yerdeki "Nativitas"Kilısesi...
Filistin'de tehdit altındaki bu gibi
kentlerin her bırinde yaşanmış bin-
lerce yılın özetine gelince:
ERİHA: Tanhi kaynaklardakı dı-
ğeradı; "Ceriko".. Urdün vadisinin
batısında, 10 9000'Ierde ilk "avcı"
toplumlar tarafından kurulmuş.
"dünyanın ilk sürekMyerlesHn" mer-
kezlerinden...
DünyaSİT'lerininyasgünii
Filistin sanaünda tarihi kent, ana ve çocuk-
lar... Binlerce yildan süzûlmüş çizgilerJe...
Heryıl 18Nisan'ı"Dünya
Anıtlar ve SİT'fer Günü"
olarak kutlayan ICOMOS,
1965 yılında Varşova'da ku-
ruldu... Korumacıhğın ünlü
belgesi VenedikTüzüğü'nün
birinci yılında...
UNESCO'yla işbirliği ya-
parak da çalışan ve BM'ye
üye ülkelerin çoğunda "Ulu-
sal Komıteler" şeklinde ör-
gütlenen ICOMOS'nin Tür-
kiye kesimindeki başkanlıği-
nı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay
üstlenmiş durumda...
"Üstienmiş" diyorum;
çünkü ICOMOS bir ulusla-
rarası örgüt olsa da çalışma
tarzı "gönüDülük" üzerine
kurulu...
Ahunbay ve komitenin di-
ğer üyeleri adeta bir "shil
toplum dayanışması" içinde
çahşıyorlar.
ICOMOS'nin sayısız bi-
limsel etkinlik, araştırma ve
yayın çalışmalannın yanın-
da, 2000 yıhnda tüm ulusal
komitelerden derlediği veri-
lerle oluşturdugu; "TehMke-
de Olan Kühiir Mirası Dün-
ya Raporu" (Heritage@
Risk Wbrld Report) son ve
en önemli hizmetlerinden bi-
ri...
Işte, kutsal Filistin coğraf-
yasındaki tarihi kentler de
şimdi "riskin'' bile ötesinde
tehdit ve tehlike altında
2002'nin ICOMOS gününü
yaşıyorlar... Bu gibi uluslara-
rası kültür kuruluşlanna hep
destek veren ve önderlik e-
den "BirleşmişMiIletler'' ise
olanı biteni "izkmekten" öte
bir şey yapmayan "çekingen-
fiğryle" tarihe kim bilir han-
gi yorumlarla geçiyor...
IÖ 8000'lere takvimlenen ve tari-
hin ilk kent surlanndan olan taş du-
varlar ve taş kuleler içinde 2-3 bin
kişilik bir "yerleşik düzeni" vardı...
Bugünkü kent ise ÎS 11. yy'daki
Haçlılar istilasının ardından yakla-
şık 1 km. doğuya taşınan 900 yıllık
"yeni" yerleşme alanında...
CENİN: Son günlerdeki yürek
burkan "Mûlteci Kampı" cehenne-
miyle savaş gündemıne oturan Isra-
il işgalindeki bu kent de tarihin tt
ta-
nmla" beslenen yerleşmelerinden...
Ortaçağın Haçh işgalinden sonra
"Büyük Gerin" denmesinin nedeni
ise Samiriye'nin önemli bır "pazar
yeri" olmasıydı...
" RAMALLAH: Yaklaşık 900 m.
yüksekliktekı Yahuda Tepesi'nin
üzerinde kurulmuş, hemen her ça-
ğın "dinlence" kenti... tbranice
"Manzara Tepesi" anlamına gelen
Tel Mitspe, tarihin sırlannı taşıyan
çok önemli bir höyük... Eski Ahit'te
adı geçen Mitspa'nın da burada ol-
duğu sanılıyor.
NABLUS: Son işgal operasyon-
lanndaki şiddetli çatışmalara sahne
olan kent. ünlü Şehem harabeleri-
nin batısında... Adı IÖ 19. yy'dan
dan bu yana yaşıyor..
Şehem IÖ 100'lerde Makabi'ler-
ce yıkılınca, hemen yanıbaşında
Romalılartaraftndan IS 70'lerde ku-
rulan Nablus"un "su KaynakJan
kenti" olması, önemini hep arttır-
mıştır... IS 640*lardan sonra da bir
Arap ve Müslüman kenti kimliğiy-
le yaşadı...
BE\TÜLLAHtM: Isanın doğ-
duğu yerdeki
a
Nathitas(tsa'ıundo-
ğumu) KiHsesi'' olmasaydı bile, bu
kent Filistin tarihinin gözbebeği-
dir... tÖ 14. yydan kalma, Mısır'da
bulunan ünlü "Amarna Mektupla-
n"nda adı geçer... Kutsal kitapta
Rahel'in ölümünün anlatıldığı bö-
lümde "Beytlehem-Yahuda" olarak
söz edilir... Rut Kitabı'nda da yeri
vardır ve Davud Peygamber'in de
doğduğu kent olarak belirtılir...
I. Constantinus (IS 3. yy), aynı
zamanda ilk Hıristiyan Roma im-
paratoruydu... Annesi Azize Hele-
na'nın "Natrvitas Mağarası" üzeri-
ne yaptırdığı ilk kilisenin ardından,
bugünkü "yenisini" inşa ettiren de
tmparator Justinianos'tu (İS 6. yy.)
Yani Beytüllahim'le Istanbul ara-
sında da kutsal tarihsel dostluk bağ-
lan var... Şimdi bu görmüş geçirmiş
kent de "ısrail şunankhğmın'' tozu
dumanı ve acılanyla baş başa...
Evet... Bugün. ICOMOS'nin
Dünya Anıtlar ve SlT'ler Günü'nü
kutluyoruz... Anadolu'da ve Azer-
baycanda, "kara ba\Tam" dedikle-
ri bu olsa gerek...
'Umberto D.' Vittorio de Sica'nın en sevdiği çalışması
Sırudan birinsanınyaşamı
ASUSELÇUK
ltalyan 'Yeni Gerçekçiük'
akımının önemli senaristi Ce-
sare Zavattini, Umberto D.'yi
(1951) şöyle tanımlıyor: "Sı-
radan bir insanın gündeBk ya-
şamndald tekdüzefik" ve de-
vam ediyor: "Yaşamlarında
hiçbir şe> yokmuş gibi olan in-
sanlânn başına aslında sandık-
lanndan çok şey getir."
Usta yönetmen Vittorio de
Sica "En çok sevdiğim çalış-
mMB" dediği "Umberto D."de
bizi sıradan bir adamm yaşa-
mınz sokuyor. Yalın ve etkile-
yici anlatımıyla kahramanın
önce mutsuzluğuna. sonra da
umutsuzluğuna tanıklık ediyo-
ruz.
Ingiliz yönetmen Stephen
Frears, "Sammy ve Rosie Isi Pi-
şirdi"de (1987) ızleyıcıyi çok
sayıda etnık grubun yaşadığı
1980'lerin Londrası'na götü-
rüyor. Ingiliz polisınin yaban-
cılara uyguladığı şiddeti, hal-
'Imuerto D.'de yahn ve etldleyici anlatunla bir insanın önce
mutsızluğuna, sonra da umutsuzluğuna tanıklık ediyoruz.
kın yaşadığı ekonomik ve po-
litik dalgalanmalan anlatırken
Frears, yine yazar Hanif Kure-
ishi ile işbirliği yapmış.
Danimarka sinemasının
"Dogma" filmler kuşağında
yer alan iki örnek var program-
da: "Yeni Başlayanlar tçin Ital-
yanca" ve "GerçekBirlnsan".
Lone Scherfîg ve Ake Sandg-
ren, öncüleri Lara V'on Trierin
izinde, kamera elde, kesinükle
müzik kullanmaksızın, doğal
ışığı izleyerek yine çözümsüz.
karmaşık insan ilişkilerini an-
latıyorlar. Scherfig'in "Yeni
Başlayanlar tçin ftalyanca"sı
öteki "Dogma"lara oranla da-
ha hafıf, eğlenceli.
Sandgren, "Gerçek Bir in-
san"da aile \e aile olmanın
karmaşıklığı üzerine çağdaş
birmasal yapmış.
Japon usta Shohei Imamura
"Pornocular"da (1966) rönt-
gencilik, cinsel sömürü, duy-
gulann bastınlması konulannı
yine başanyla işliyor. Jean-
PatrickManchette'in romanın-
dan sınemaya uyarlanan. Jac-
ques Deray'ın yönettiği, Alain
Delon'un yapımcı ve oyuncu
olduğu "Üç Adam Ölecek"
(1980) iyi çekilmiş bir tican si-
nema örneği. aksiyon dolu bir
polisiye.
Duzeltme: Dünkü festival
fotoğrafı Arnavut yönetmen
Gjergy Xhuvani'nın "Slogan-
lar" adh filmindendir. Düzel-
tir, özür dileriz.
Denetleme üst kurulu son kararı bugün verecek
Festival
yönetmeni Hülya
Uçansu, 'Büyük
Adam Küçük
Aşk'tan sonra
'HiçBirYerde'
ve '9' adh
fdmlerin de
denetim
kıskacında
tutulmasını sert
birdille
eleştircrek bunun
çağdaş bir tavır
olmadığını
sövledi.
Sansürün pençesinde sinema
Kültür Senisi -Yasak-
lama karan üzerine '21.
Uluslararası İstanbul
Fflrn FestrvaB'nin 'Ulu-
sal Yanşma' bölümün-
den çıkanlan ve yürüt-
meyı durdurma davası
da henüz sonuçlanma-
yan 'Büyük Adam Kü-
çük Aşk (Handanİpek-
çi) filmı üzerinde yapı-
lan tartışmalar harareti-
ni korurken festivalın
aynı bölümünde yer alan iki filmin daha
yasaklanması gözleri sansür kuruluna çe-
virdı.
'HiçBirYerde' (Tayfun Pirselimoğlu) ve
'9' (Ümıt Ünal). Konuyla ilgıli konuşan
festival yönetmeni Hülya Uçansu "Büyük
Adam Küçük Aşk" filmi yasaklanınca bize
göre yanhş olan bu durumun düzehilmesi
için yaklaşık 10gün önce bir dilekçe yazdık.
Henüz bir yamt gelmedi. 23 Nisan'a kadar
ohunlu bir cevap gelnıesüü ve fılnıi göstere-
bilme\i umuyoruz.
Burada çifte stan-
dart uygulandığı kesin.
Sinemanıız içinde yeni
yetişen genç yetenekle-
rin gayet nitefikh' olan
fılmlerinin böylebir de-
netim kıskacında nıtul-
masınm doğru ve çağ-
daş bir tavır olmadıg»-
nı düşünüyonım. L lus-
lararası fîhn festivaDeri
1988de bir yasa hük-
münde karamameyle Türk filmleri hariç
obnak üzeresansürden moaffuruldu. Türk
fihnlerinden işletme belgesi talep edilmeye
devam edildL Bu belgevi vermeyetkisi üç ki-
şiden oluşan alt kurula ait Alt kurul karar-
sız kaldığı takdirde bunu yasaklama yetki-
sine sahip olan Denetleme üst kuruluna
gönderiyor. '9" ve 'Hıçbiryerde'nin duru-
mu da bu" dedi.
Denetleme Üst Kurulu'na gönderilen
filmlerle ilgili son karar bugün verilecek.
ODAK NOKTASI
AHMETCEMAL
Yirmi Yıllık TOBAV
Seriiveni(i)
Tarihlerden 28 Aralık 1981. Devlet Tiyatrolan Ope-
ra ve Balesi Çalışanlan Vakfı (TOBAV), Resmi Ga-
zete'dekı yayınla birlikte kunjlur. Vakıf, iki temel a-
maç üzerinde yapılanmıştır: 1. Vakıf üyelerinin yar-
dımlaşma ve dayanışmasını gerçekleştirmek ve va-
kıf uyelerine yardım fonlan yaratmak, 2. Tiyatro, ope-
ra ve bale sanatlarının yurt düzeyinde geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılmasını sağlamak; bu doğrultuda,
profesyonel veamatörçalışmaları desteklemek, ku-
rulmuş ya da kurulacak grupları desteklemek, teş-
vik edici yarışmalar, ödüllendirmeler ile kurslar, se-
minerter, sohbetler, açık oturumlar, sempozyumlar
düzenlemek, yurtiçi ve yurtdışı araştırma burslan
sağlamak. yayın çıkarmak.
Özellikle ıkinci maddeden görüleceği üzere TO-
BAV, Türkiye gibi bir ülke açısından son derece önem
taşıyan bırgörevi, "profesyonel ve amatörçalışma-
lan desteklemek, kurulmuş ya da kurulacak grup-
ları desteklemek" görevini bir misyon olarak üstlen-
miş bulunmaktadır.
Bu madde, TOBAV'ın kuruluşundan bu yana ge-
çen yirmı yıl içerisinde ve bugün vanlan noktada. bu
ülkede sanatın variığı bağlamında artık yaşamsal
onem kazanmıştır. Çünkü bu yirmi yıllık dönem, ne
yazık ki genelde Türk sanatının, özelde ise Türk ti-
yatrosunun yaranna işlememiştir 1980 darbesinin
hemen ardından başlayan ve genış kesimlerin, bu
arada özellikle düşünceyi besleyen kaynakların "po-
litikadan anndınlmasına" yönelik olan girişim, par-
lak(!) bir başarıya ulaşmış, bu başandan sanat da na-
sibini almıştır. örneğin kendi tarihi boyunca ancak
polıtik olabildiğı ölçüde varlık kazanabilmiş bir sa-
nat olan tiyatro, ülkemizde mesajları açısından gi-
derek sığlaşmış, sadece oyun oynama düzeyine in-
dirgenmiş, ama bu arada doğrudan sanatın ve o sa-
nat aracılığıyla bir şeyfer alabileceklerin, yaşamlan-
nı belki de o güne kadar hiç yapmadıkları biçımde
sorgulayabileceklerin canlarına kast eden bir oyu-
nun oynanmakta olduğunun bilincine ne yazık ki
yeterınce varılamamıştır.
Vanlan noktada günümüz Türk tiyatrosu, saygın
ıstisnaların dışında, Brecht'in geçerliliğini -ne yazık
kü- hâlâ koruyan deyişıyle "yaşanan zaman üzerin-
de düşündürtmekten çok, o zamanı geçirtme" he-
define yönelik, kendi seyircisini tanımak için hemen
hiçbirçaba harcamayan, bu yüzden seyirci bulama-
dığındasuçu hemen "an/am/yor/ar/"çığlıklarıylase-
yircinin sırtına yüklemekten çekinmeyen, en saygın
-ya da saygın olması istenilen!- ödüllere, tiyatronun
ustalan eliyle "lanse" edilmiş mankenlenn aday gös-
terilebılmesinı doğal karşılayan, amatör tiyatro giri-
şımlerini anında desteklemek yerine, "toeşyılını dol-
durmamış tiyatrolara devlet yardımı verilmemeli!"
diyen ustalaraf!) kulak veren bir tiyatroya dönüş-
müştür.
Varılan noktada Türk tiyatrosu, çoğu eleştirmen-
leri de dahil, tüm yapısıyla kendi içerisinde filizlen-
mekte olan yepyeni -ama mesajlarıyla ve sahnele-
meleriyle gerçekten yeni!- girişimleri bile görmezlik-
ten gelen, durağan, kaskatı, kendi içındekı umut ve-
rici gelişmeler karşısında bile umursamazlık sergile-
yen, küf kokulu bir kalıplaşmaya saplanıp kalmıştır.
Batı'da tiyatronun karşılaştığı her bunalımda kurtu-
luş, her zaman yenilerde ve öncülerde aranmışken,
bugünün Türk tiyatrosu yenilere ve öncülere, hatta
bütünüylegenç/en'n tiyatrosuna sırt çevirmeyi, çok-
tan eskitilmiş, geçerliliğini yrtirmiş eleştiri ölçütlerini
sandıktan çıkarıp çıkanp kullanmayı -ya da bunları
artık sandığa kaldıramamayı!- tiyatroya hizmet(!) sa-
yan bir anlayışın bataklığında debelenmektedir.
TOBAV ve taşıdığı -özellikle de bundan böyle ta-
şıyabileceği, taşıması gereken!- önem, ışte bu pa-
norama çerçevesinde çok dikkatle değerlendirilme-
lidir. Çünkü ulkemız koşullarında böyle bir kurumun
yirmi yıl boyunca ayakta kalabilmiş olması bile çok
büyük bir başarıdır. Hele böyle bir kurum, "Sanata
Evet!" gibi bir sloganı bayrağa dönüştürerek yolu-
na devam etme kararlılığını göstermişse, sanatımı-
zın geleceği açısından olaya çok daha duyarlı yak-
laşmak, bır zorunluluk olmaktadır.
TOBAV'la ilgıli değerlendirmelerimi haftaya sürdü-
receğim.
e-posta: ahmetcemal(n superonline.com
ta hotmail.com
'İSTANBUUSYAKASr etkinlikleri
• Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi, 2002 yılında
•İSTANBULASYAKASI' başlığı altında
yürüttüğü etkinlikler çerçevesinde Istanbul'un
Asya yakasında görev yapan sekiz muhtarın
katılacağı bir 'Muhtarlar Açıkoturumu'
düzenlıyor. Bugün 10.30 - 12.30 ve 14.00 - 16.00
saatleri arasında düzenlenecek açıkoturumların
konusu, "Mahallelerde Kültür ve Sanat'. Insan
Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş'ün
yöneteceği ilk açıkoturuma Kuzguncuk,
Kaynarca, Acıbadem ve Esentepe mahallesi
muhtarlan katılacak. Prof. Dr. Ali Akay'ın
yöneteceği ikinci açıkoturumda îçerenköy,
Gülsuyu, Fenerbahçe ve Yeni Çamlıca mahallesi
muhtarlan yer alacak. Açıkoturumlarda
muhtarlar, kültür ve sanat bağlamında kendi
bölgelerindeki gelişmeleri değerlendirecek ve
sorunlan tarhşacaklar. (0 216 326 26 67)
(STANBUL FİLM FESTflMÜ'NDE BUGÜN
• EMEK'te 10 30da 'BirMuthıluk Anı',
13.30 ve 19. OO'da 'Yeni Başlayanlar İçin
ttalyanca', 16.00 ve 21.30'da 'Tünel'.
(0212 293 84 39)
M ATLAS'ta 10.30'da 'Vurgun', 13.30 ve
19.00'da 'Sanunyve Rosie tşi Pişirdi', 16.00 ve
21.30'da 'Pbrnocular'. (0 212 252 85 76)
• SİNEPOP'ta 10.30'da 'Kadmlann
Bekleyişi', 13.30'da 'GerçekBirlnsan',
16.00'da'KızKardeşler', 19.00'da'Umberto
D.', 21 30'da 'Üç Adam Ölecek'.
(0212 2511176)
• BEYOGLU'nda 10.30'da 'Ben, Canavar',
13.30'da 'Aşkm Yedinci Güneşi', 16.00 ve
21.30'da 'Delbaran', 19.00'da 'Mavi Sokak 17
Numara'. (0 212 25132 40)
• REXX'te 10.30'da 'GizliOy', 13.30'da 'Sen
Benimsin', 16.00'da 'Engelile Joe', 19.00'da
'Pörnografi', 21. 30'da 'Dipsiz'.
(0216336 0112)