01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-13 NtSAN 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kulturfg cumhuriyet.com.tr 13 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Beytüllahim, Ramallah, Nablus, Eriha, Cenin... Tarihinkutsal kentleri ateş içinde... Anıtlar Günü'nde FilistinYıl, IS 2002... Nisan ayı, Nev.Tuz Mevsimi... IS 3. binyılda ilerlemeye başlayan insanhk. 10 3000'lerden tarihin ta- nıklığını sırtlayan kentlerdeki ""acı- masızsavaşı" izliyor... Üç büyük tek tannlı dinin kutsal cografyasında ateş altındalar ve ölüm- kalım direnişindeler... Yıl, IS 2002 ve 18 Nisan... Yani, "bugün".. Kısa adı ICOMOS olan "Uluusla- rarası Anıtlar ve StT'ler Konse- yi"nin, dünya kültür mirasının ko- runması bilincini yükseltmek için i- lan ettiği "Dünya AnıtiarveSİT'ler Günü"... ICOMOS geçen yıl 18 NisarTın uluslararası temasını "Tarihi Köyte- rimizi Kurtarahm" başlığıyla belir- lemişti... Bugün ise 2002 yılı için, "20. Y'üzyıl Mirasınm Korunması" ko- nusunu gündeme getirmeye hazırla- nan ICOMOS ve tüm mimarlık, kültür, arkeoloji. sanat tarihı çev-re- leri, "6000 yılhk mirası kana ve ate- şe bıdayanlara" lanet okuyor. 'Tarihin taruğr topraklar ICOMOS gününde, "tarihetanuk- hğm", bu talihsiz kentlerde ne anla- ma geldiğini anımsayalım mı?.. Binlerce yılhk uygarlıklar dünya- sında söze Fılistin'le başlayahm: Adını IÖ 1200'lerde Egeden ge- lip yerleşen "Filistîler''den alıyor... Romahlar "Syria Palaestina" de- mişler... Eriha (Ceriko) höyüğün- deki İÖ 7800'e takvimlenen kalın- tılar, uygarlık tarihınin neredeyse * 10 bin yılhk" olduğunu kanıtlıyor... Günümüzden 6000 yıl önce ilk "Surlarla çevrih' kentier"i yaratan bu eşsiz kültür coğrafyasını Muse- vffik, Hıristiyanhk ve Müslümanlık için kutsal topraklar yapan mirası ise; "tarihin inanç harinderi" gibi- dir... Kudüs'ün banndırdığı "Kutsal Kabir", çarmıha gerildikten sonra Hz. tsa'nm gömüldüğü yerdir; "Mesdd-i Aksa"da ıse Hz. Muham- med'in miracının gerçekleştiği ka- bul edilir... CeKle de Museviler için kutsaldır ve yine Hıristiyanlann i- nanç merkezidir... Jşte böylesine bir "kültür vahası- nın" tarihsel panoramasına gelince: BATI ŞERIA: Ürdün Irmağı'nın batısında, kutsal kitaplardaki Ku- düs'ün kuzeyi için "Samirrye", gii- neyi için "Yahuda" denilen yöre. Samiriye'deki Cenin kasabası, yi- ne kutsal kitapta Ibranice "Engan- nim" denen, yani "Bahçe P m a n " kent... Nabulus kentinin adı da IÖ 19. yy. Mısır belgelerinde geçiyor... Yahudabölgesindeki Ramalken- tSA'NIN DOĞDUĞU YER - Filistin kentleri, dünyamn en eski yerJeşün merkezJerini/ı kutsal abideleri gibiler... İşte tsa'nın doğduğu yerde yapıldığuıa ûıanılan Natrvitas KiKsesi ve Beytüllahim kentinden son görünrü. ti ise denilebilır kı 11. yüzyıldaki "Haçb" yıkımlanndan bu yana en büyük tehdıdı ve genlimi yaşıyor... Beytüllahim'de de geçenlerde yine Filistinliler sığındıklan için Israil askerlerinin "saldın hedefi" olan ünlü "Doğuş Kih'sesi" bulunuyor... Yani, Hz. tsa'nın doğduğu sanılan yerdeki "Nativitas"Kilısesi... Filistin'de tehdit altındaki bu gibi kentlerin her bırinde yaşanmış bin- lerce yılın özetine gelince: ERİHA: Tanhi kaynaklardakı dı- ğeradı; "Ceriko".. Urdün vadisinin batısında, 10 9000'Ierde ilk "avcı" toplumlar tarafından kurulmuş. "dünyanın ilk sürekMyerlesHn" mer- kezlerinden... DünyaSİT'lerininyasgünii Filistin sanaünda tarihi kent, ana ve çocuk- lar... Binlerce yildan süzûlmüş çizgilerJe... Heryıl 18Nisan'ı"Dünya Anıtlar ve SİT'fer Günü" olarak kutlayan ICOMOS, 1965 yılında Varşova'da ku- ruldu... Korumacıhğın ünlü belgesi VenedikTüzüğü'nün birinci yılında... UNESCO'yla işbirliği ya- parak da çalışan ve BM'ye üye ülkelerin çoğunda "Ulu- sal Komıteler" şeklinde ör- gütlenen ICOMOS'nin Tür- kiye kesimindeki başkanlıği- nı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay üstlenmiş durumda... "Üstienmiş" diyorum; çünkü ICOMOS bir ulusla- rarası örgüt olsa da çalışma tarzı "gönüDülük" üzerine kurulu... Ahunbay ve komitenin di- ğer üyeleri adeta bir "shil toplum dayanışması" içinde çahşıyorlar. ICOMOS'nin sayısız bi- limsel etkinlik, araştırma ve yayın çalışmalannın yanın- da, 2000 yıhnda tüm ulusal komitelerden derlediği veri- lerle oluşturdugu; "TehMke- de Olan Kühiir Mirası Dün- ya Raporu" (Heritage@ Risk Wbrld Report) son ve en önemli hizmetlerinden bi- ri... Işte, kutsal Filistin coğraf- yasındaki tarihi kentler de şimdi "riskin'' bile ötesinde tehdit ve tehlike altında 2002'nin ICOMOS gününü yaşıyorlar... Bu gibi uluslara- rası kültür kuruluşlanna hep destek veren ve önderlik e- den "BirleşmişMiIletler'' ise olanı biteni "izkmekten" öte bir şey yapmayan "çekingen- fiğryle" tarihe kim bilir han- gi yorumlarla geçiyor... IÖ 8000'lere takvimlenen ve tari- hin ilk kent surlanndan olan taş du- varlar ve taş kuleler içinde 2-3 bin kişilik bir "yerleşik düzeni" vardı... Bugünkü kent ise ÎS 11. yy'daki Haçlılar istilasının ardından yakla- şık 1 km. doğuya taşınan 900 yıllık "yeni" yerleşme alanında... CENİN: Son günlerdeki yürek burkan "Mûlteci Kampı" cehenne- miyle savaş gündemıne oturan Isra- il işgalindeki bu kent de tarihin tt ta- nmla" beslenen yerleşmelerinden... Ortaçağın Haçh işgalinden sonra "Büyük Gerin" denmesinin nedeni ise Samiriye'nin önemli bır "pazar yeri" olmasıydı... " RAMALLAH: Yaklaşık 900 m. yüksekliktekı Yahuda Tepesi'nin üzerinde kurulmuş, hemen her ça- ğın "dinlence" kenti... tbranice "Manzara Tepesi" anlamına gelen Tel Mitspe, tarihin sırlannı taşıyan çok önemli bir höyük... Eski Ahit'te adı geçen Mitspa'nın da burada ol- duğu sanılıyor. NABLUS: Son işgal operasyon- lanndaki şiddetli çatışmalara sahne olan kent. ünlü Şehem harabeleri- nin batısında... Adı IÖ 19. yy'dan dan bu yana yaşıyor.. Şehem IÖ 100'lerde Makabi'ler- ce yıkılınca, hemen yanıbaşında Romalılartaraftndan IS 70'lerde ku- rulan Nablus"un "su KaynakJan kenti" olması, önemini hep arttır- mıştır... IS 640*lardan sonra da bir Arap ve Müslüman kenti kimliğiy- le yaşadı... BE\TÜLLAHtM: Isanın doğ- duğu yerdeki a Nathitas(tsa'ıundo- ğumu) KiHsesi'' olmasaydı bile, bu kent Filistin tarihinin gözbebeği- dir... tÖ 14. yydan kalma, Mısır'da bulunan ünlü "Amarna Mektupla- n"nda adı geçer... Kutsal kitapta Rahel'in ölümünün anlatıldığı bö- lümde "Beytlehem-Yahuda" olarak söz edilir... Rut Kitabı'nda da yeri vardır ve Davud Peygamber'in de doğduğu kent olarak belirtılir... I. Constantinus (IS 3. yy), aynı zamanda ilk Hıristiyan Roma im- paratoruydu... Annesi Azize Hele- na'nın "Natrvitas Mağarası" üzeri- ne yaptırdığı ilk kilisenin ardından, bugünkü "yenisini" inşa ettiren de tmparator Justinianos'tu (İS 6. yy.) Yani Beytüllahim'le Istanbul ara- sında da kutsal tarihsel dostluk bağ- lan var... Şimdi bu görmüş geçirmiş kent de "ısrail şunankhğmın'' tozu dumanı ve acılanyla baş başa... Evet... Bugün. ICOMOS'nin Dünya Anıtlar ve SlT'ler Günü'nü kutluyoruz... Anadolu'da ve Azer- baycanda, "kara ba\Tam" dedikle- ri bu olsa gerek... 'Umberto D.' Vittorio de Sica'nın en sevdiği çalışması Sırudan birinsanınyaşamı ASUSELÇUK ltalyan 'Yeni Gerçekçiük' akımının önemli senaristi Ce- sare Zavattini, Umberto D.'yi (1951) şöyle tanımlıyor: "Sı- radan bir insanın gündeBk ya- şamndald tekdüzefik" ve de- vam ediyor: "Yaşamlarında hiçbir şe> yokmuş gibi olan in- sanlânn başına aslında sandık- lanndan çok şey getir." Usta yönetmen Vittorio de Sica "En çok sevdiğim çalış- mMB" dediği "Umberto D."de bizi sıradan bir adamm yaşa- mınz sokuyor. Yalın ve etkile- yici anlatımıyla kahramanın önce mutsuzluğuna. sonra da umutsuzluğuna tanıklık ediyo- ruz. Ingiliz yönetmen Stephen Frears, "Sammy ve Rosie Isi Pi- şirdi"de (1987) ızleyıcıyi çok sayıda etnık grubun yaşadığı 1980'lerin Londrası'na götü- rüyor. Ingiliz polisınin yaban- cılara uyguladığı şiddeti, hal- 'Imuerto D.'de yahn ve etldleyici anlatunla bir insanın önce mutsızluğuna, sonra da umutsuzluğuna tanıklık ediyoruz. kın yaşadığı ekonomik ve po- litik dalgalanmalan anlatırken Frears, yine yazar Hanif Kure- ishi ile işbirliği yapmış. Danimarka sinemasının "Dogma" filmler kuşağında yer alan iki örnek var program- da: "Yeni Başlayanlar tçin Ital- yanca" ve "GerçekBirlnsan". Lone Scherfîg ve Ake Sandg- ren, öncüleri Lara V'on Trierin izinde, kamera elde, kesinükle müzik kullanmaksızın, doğal ışığı izleyerek yine çözümsüz. karmaşık insan ilişkilerini an- latıyorlar. Scherfig'in "Yeni Başlayanlar tçin ftalyanca"sı öteki "Dogma"lara oranla da- ha hafıf, eğlenceli. Sandgren, "Gerçek Bir in- san"da aile \e aile olmanın karmaşıklığı üzerine çağdaş birmasal yapmış. Japon usta Shohei Imamura "Pornocular"da (1966) rönt- gencilik, cinsel sömürü, duy- gulann bastınlması konulannı yine başanyla işliyor. Jean- PatrickManchette'in romanın- dan sınemaya uyarlanan. Jac- ques Deray'ın yönettiği, Alain Delon'un yapımcı ve oyuncu olduğu "Üç Adam Ölecek" (1980) iyi çekilmiş bir tican si- nema örneği. aksiyon dolu bir polisiye. Duzeltme: Dünkü festival fotoğrafı Arnavut yönetmen Gjergy Xhuvani'nın "Slogan- lar" adh filmindendir. Düzel- tir, özür dileriz. Denetleme üst kurulu son kararı bugün verecek Festival yönetmeni Hülya Uçansu, 'Büyük Adam Küçük Aşk'tan sonra 'HiçBirYerde' ve '9' adh fdmlerin de denetim kıskacında tutulmasını sert birdille eleştircrek bunun çağdaş bir tavır olmadığını sövledi. Sansürün pençesinde sinema Kültür Senisi -Yasak- lama karan üzerine '21. Uluslararası İstanbul Fflrn FestrvaB'nin 'Ulu- sal Yanşma' bölümün- den çıkanlan ve yürüt- meyı durdurma davası da henüz sonuçlanma- yan 'Büyük Adam Kü- çük Aşk (Handanİpek- çi) filmı üzerinde yapı- lan tartışmalar harareti- ni korurken festivalın aynı bölümünde yer alan iki filmin daha yasaklanması gözleri sansür kuruluna çe- virdı. 'HiçBirYerde' (Tayfun Pirselimoğlu) ve '9' (Ümıt Ünal). Konuyla ilgıli konuşan festival yönetmeni Hülya Uçansu "Büyük Adam Küçük Aşk" filmi yasaklanınca bize göre yanhş olan bu durumun düzehilmesi için yaklaşık 10gün önce bir dilekçe yazdık. Henüz bir yamt gelmedi. 23 Nisan'a kadar ohunlu bir cevap gelnıesüü ve fılnıi göstere- bilme\i umuyoruz. Burada çifte stan- dart uygulandığı kesin. Sinemanıız içinde yeni yetişen genç yetenekle- rin gayet nitefikh' olan fılmlerinin böylebir de- netim kıskacında nıtul- masınm doğru ve çağ- daş bir tavır olmadıg»- nı düşünüyonım. L lus- lararası fîhn festivaDeri 1988de bir yasa hük- münde karamameyle Türk filmleri hariç obnak üzeresansürden moaffuruldu. Türk fihnlerinden işletme belgesi talep edilmeye devam edildL Bu belgevi vermeyetkisi üç ki- şiden oluşan alt kurula ait Alt kurul karar- sız kaldığı takdirde bunu yasaklama yetki- sine sahip olan Denetleme üst kuruluna gönderiyor. '9" ve 'Hıçbiryerde'nin duru- mu da bu" dedi. Denetleme Üst Kurulu'na gönderilen filmlerle ilgili son karar bugün verilecek. ODAK NOKTASI AHMETCEMAL Yirmi Yıllık TOBAV Seriiveni(i) Tarihlerden 28 Aralık 1981. Devlet Tiyatrolan Ope- ra ve Balesi Çalışanlan Vakfı (TOBAV), Resmi Ga- zete'dekı yayınla birlikte kunjlur. Vakıf, iki temel a- maç üzerinde yapılanmıştır: 1. Vakıf üyelerinin yar- dımlaşma ve dayanışmasını gerçekleştirmek ve va- kıf uyelerine yardım fonlan yaratmak, 2. Tiyatro, ope- ra ve bale sanatlarının yurt düzeyinde geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasını sağlamak; bu doğrultuda, profesyonel veamatörçalışmaları desteklemek, ku- rulmuş ya da kurulacak grupları desteklemek, teş- vik edici yarışmalar, ödüllendirmeler ile kurslar, se- minerter, sohbetler, açık oturumlar, sempozyumlar düzenlemek, yurtiçi ve yurtdışı araştırma burslan sağlamak. yayın çıkarmak. Özellikle ıkinci maddeden görüleceği üzere TO- BAV, Türkiye gibi bir ülke açısından son derece önem taşıyan bırgörevi, "profesyonel ve amatörçalışma- lan desteklemek, kurulmuş ya da kurulacak grup- ları desteklemek" görevini bir misyon olarak üstlen- miş bulunmaktadır. Bu madde, TOBAV'ın kuruluşundan bu yana ge- çen yirmı yıl içerisinde ve bugün vanlan noktada. bu ülkede sanatın variığı bağlamında artık yaşamsal onem kazanmıştır. Çünkü bu yirmi yıllık dönem, ne yazık ki genelde Türk sanatının, özelde ise Türk ti- yatrosunun yaranna işlememiştir 1980 darbesinin hemen ardından başlayan ve genış kesimlerin, bu arada özellikle düşünceyi besleyen kaynakların "po- litikadan anndınlmasına" yönelik olan girişim, par- lak(!) bir başarıya ulaşmış, bu başandan sanat da na- sibini almıştır. örneğin kendi tarihi boyunca ancak polıtik olabildiğı ölçüde varlık kazanabilmiş bir sa- nat olan tiyatro, ülkemizde mesajları açısından gi- derek sığlaşmış, sadece oyun oynama düzeyine in- dirgenmiş, ama bu arada doğrudan sanatın ve o sa- nat aracılığıyla bir şeyfer alabileceklerin, yaşamlan- nı belki de o güne kadar hiç yapmadıkları biçımde sorgulayabileceklerin canlarına kast eden bir oyu- nun oynanmakta olduğunun bilincine ne yazık ki yeterınce varılamamıştır. Vanlan noktada günümüz Türk tiyatrosu, saygın ıstisnaların dışında, Brecht'in geçerliliğini -ne yazık kü- hâlâ koruyan deyişıyle "yaşanan zaman üzerin- de düşündürtmekten çok, o zamanı geçirtme" he- define yönelik, kendi seyircisini tanımak için hemen hiçbirçaba harcamayan, bu yüzden seyirci bulama- dığındasuçu hemen "an/am/yor/ar/"çığlıklarıylase- yircinin sırtına yüklemekten çekinmeyen, en saygın -ya da saygın olması istenilen!- ödüllere, tiyatronun ustalan eliyle "lanse" edilmiş mankenlenn aday gös- terilebılmesinı doğal karşılayan, amatör tiyatro giri- şımlerini anında desteklemek yerine, "toeşyılını dol- durmamış tiyatrolara devlet yardımı verilmemeli!" diyen ustalaraf!) kulak veren bir tiyatroya dönüş- müştür. Varılan noktada Türk tiyatrosu, çoğu eleştirmen- leri de dahil, tüm yapısıyla kendi içerisinde filizlen- mekte olan yepyeni -ama mesajlarıyla ve sahnele- meleriyle gerçekten yeni!- girişimleri bile görmezlik- ten gelen, durağan, kaskatı, kendi içındekı umut ve- rici gelişmeler karşısında bile umursamazlık sergile- yen, küf kokulu bir kalıplaşmaya saplanıp kalmıştır. Batı'da tiyatronun karşılaştığı her bunalımda kurtu- luş, her zaman yenilerde ve öncülerde aranmışken, bugünün Türk tiyatrosu yenilere ve öncülere, hatta bütünüylegenç/en'n tiyatrosuna sırt çevirmeyi, çok- tan eskitilmiş, geçerliliğini yrtirmiş eleştiri ölçütlerini sandıktan çıkarıp çıkanp kullanmayı -ya da bunları artık sandığa kaldıramamayı!- tiyatroya hizmet(!) sa- yan bir anlayışın bataklığında debelenmektedir. TOBAV ve taşıdığı -özellikle de bundan böyle ta- şıyabileceği, taşıması gereken!- önem, ışte bu pa- norama çerçevesinde çok dikkatle değerlendirilme- lidir. Çünkü ulkemız koşullarında böyle bir kurumun yirmi yıl boyunca ayakta kalabilmiş olması bile çok büyük bir başarıdır. Hele böyle bir kurum, "Sanata Evet!" gibi bir sloganı bayrağa dönüştürerek yolu- na devam etme kararlılığını göstermişse, sanatımı- zın geleceği açısından olaya çok daha duyarlı yak- laşmak, bır zorunluluk olmaktadır. TOBAV'la ilgıli değerlendirmelerimi haftaya sürdü- receğim. e-posta: ahmetcemal(n superonline.com ta hotmail.com 'İSTANBUUSYAKASr etkinlikleri • Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2002 yılında •İSTANBULASYAKASI' başlığı altında yürüttüğü etkinlikler çerçevesinde Istanbul'un Asya yakasında görev yapan sekiz muhtarın katılacağı bir 'Muhtarlar Açıkoturumu' düzenlıyor. Bugün 10.30 - 12.30 ve 14.00 - 16.00 saatleri arasında düzenlenecek açıkoturumların konusu, "Mahallelerde Kültür ve Sanat'. Insan Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş'ün yöneteceği ilk açıkoturuma Kuzguncuk, Kaynarca, Acıbadem ve Esentepe mahallesi muhtarlan katılacak. Prof. Dr. Ali Akay'ın yöneteceği ikinci açıkoturumda îçerenköy, Gülsuyu, Fenerbahçe ve Yeni Çamlıca mahallesi muhtarlan yer alacak. Açıkoturumlarda muhtarlar, kültür ve sanat bağlamında kendi bölgelerindeki gelişmeleri değerlendirecek ve sorunlan tarhşacaklar. (0 216 326 26 67) (STANBUL FİLM FESTflMÜ'NDE BUGÜN • EMEK'te 10 30da 'BirMuthıluk Anı', 13.30 ve 19. OO'da 'Yeni Başlayanlar İçin ttalyanca', 16.00 ve 21.30'da 'Tünel'. (0212 293 84 39) M ATLAS'ta 10.30'da 'Vurgun', 13.30 ve 19.00'da 'Sanunyve Rosie tşi Pişirdi', 16.00 ve 21.30'da 'Pbrnocular'. (0 212 252 85 76) • SİNEPOP'ta 10.30'da 'Kadmlann Bekleyişi', 13.30'da 'GerçekBirlnsan', 16.00'da'KızKardeşler', 19.00'da'Umberto D.', 21 30'da 'Üç Adam Ölecek'. (0212 2511176) • BEYOGLU'nda 10.30'da 'Ben, Canavar', 13.30'da 'Aşkm Yedinci Güneşi', 16.00 ve 21.30'da 'Delbaran', 19.00'da 'Mavi Sokak 17 Numara'. (0 212 25132 40) • REXX'te 10.30'da 'GizliOy', 13.30'da 'Sen Benimsin', 16.00'da 'Engelile Joe', 19.00'da 'Pörnografi', 21. 30'da 'Dipsiz'. (0216336 0112)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear