01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2002 PAZARTESİ HABERLER DTPdevam kararı aldı • ANK\RA (Cunhuriyet Bürosu) - Genel Bsşkanı MehmetAliBayaıDYP listelerinden adây :lan DTP, "siyasi yaşana de\am" karan aJdı DTP'den yapılan yızılı açıklamada, öncek gün yapılan temsilcilernıeclisi toplantısında "DTP'nin kunıluşunun dayarağı olan ilkeler doğrultusunJa Türk siyasi yaşamındakıyerini, aynı azim ve ınança devam ettinneye" karar verdiği belirtildi. Açıklamala, "3 Kasım 2002 tarihude yapılacak genel seomlere katılmama karan aan partımiz, başka birparti ile ilhak anlamını doğiıracak herhangi bir faaliyet içinde olmayacaktır" denidi. Vupal topraga veriliyor • ANKARA (Cunhuriyet) - Geçen cuma günî yaşamını yitiren eski tılaştırma bakanlanndan Mahmut Vural, yann toprağa veriliyor. Vural ıçin ılk tören yann saat 11.45 'te TBMM'de yapılacak. Vural'ın cenazesi öğlen KocatepeCamii'nde hlınacak cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek. 1926 yılında Sıvas-Divriği'de doğan Vural, tÜ Hukuk Fakültesi'ni bitirdikıen sonra ABD'de ekonomi ve devletler hukuku eğıtimi aldı. 1961'deSıvas'tan milletvekili seçilen Vural, 3. Ismet Inönü hukümetinde Ulaştırma Bakanı olarak göre\ aldı. 1966'da CHP'den Ankara Senatörü seçilen Vural, Cumhuriyet Senatosu Dış Işleri Komisyon Başkanhğı yaptı. Mahmut Vural, evli ve 2 çocuk babasıydı. Tiirk-İş'in 4 Kasım beklentisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-Iş Genel Eğitım Sekreteri Salih Kılıç, 3 Kasım sonrası kurulacak yeni hükümetten, dar ve sabit gelirli kesim üzerindeki yüklerin hafıfletilmesi için acil önlemler alınmasını istedi. Kamu kurumlannda çalışan geçici işçilerin kadroya alınması talebinde bulunan Kılıç, çalışanlarm zorunlu tasarruf fonunda biriken paralannın da bir an önce ödenmesi isteminde bulundu. Hizbullah operasyonları • Dt\ARBAKER (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'ın Kayapınar beldesi Dıcle Kent Bulvan Dilekl.SokakRecesa2 Apartmanı'ndaki 7 No'Iu daireye dün saat 05.00 sıralannda operasyon düzenledi. Evde bulunanlarla kısa süren çatışmanın ardından adı açıklanmayan ve Hizbullahçı olduğu belirtilen bir kişi silahıyla birlikte yakalandı. Sanık, eşi ve 2 çocuguyla birlikte sorgulanmak üzere terörle mücadele şube müdürlüğüne götürüldü. Diyarbakır'da önceki gün yapılan operasyonda ise bir kişinin öldürülmesi, 6 kişinin yaralanması ile darp ve kundaklama da dahil 8 eyleme katıldıklan belirlenen 5 kişi gözaltına alındı. Hizbullahçı olduğu belirtilen sanıklardan biri tutuklanırken diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Düzeltme • Gazetemizin dünkü sayısında 6. sayfada yer alan "Erbakan para sorununu Allah'a havale etti" başlıklı haberde yanlışlıkla "SP Genel Başkanı Recai Kutan'ın Necmettin Erbakan' ın şemsiyesini tuttuğu" ifadeleri yer almıştır. Erbakan'ın şemsiyesi, bir parti görevlisi tarafmdan tutulmuştur. Düzeltir, özür dileriz. Başbakan Ecevit, kurultay yapıp DSP'deki görevini bırakabileceğini söyledi: Gelecek yıl çekilebilirim Başbakan EcevH,Bursa'ya gelişmde kendisini karşüayan ve çiçek veren küçük kızm etini öprii. (AA) BURSA (Cumhuriyet) - Başbakan Büknt Ecevit, ge- lecek yıl belkı de bir kurul- tay yapıp görevden çekilme yolunu seçebilecegini belir- terek "Allah bana ömür ve alal verdiği sürece DSP'nin hizrnetinde olurum. Benim için en büyük zevk, kütüpha- nemin köşesinden DSP'H gö- reviileri seyretmek olacakür " dedı. Bursa'da hiçbir mitinge izin verilmeyen Fomara Meyda- nı'nda halka seslenen Ece- vit, "Ben bir noktaya getince görevi bırakabilirim. Bunu da çok geciktirmem. Ben kol- tuk değü, Türkrve sevdahsı- yım" diye konuştu. Sık sık "Halkçı Ecevit", "Başbakan Ecevit", "Türld- • Bursa'daki mitingde konuşan Ecevit, "Benim için en büyük zevk, kütüphanemin köşesinden DSP'li görevlileri seyretmek olacaktır" dedi. ye senink gurur duyuyor", "Ecevit nerede biz oradâjTz", "Vur vur inlesin hainler din- lesüı" slogamnın atıldığı mi- tingde Ecevit, seçim sürecin- de hastalığı dolayısıyla DSP'nin yıpratılmaya çah- şıldığını savundu. Iddialann gerçekle ilgisi bulunmadığını belirten Baş- bakan, "Ben kendime güven- meden önce DSP'ye güveni- yorum" diye konuştu. Ömrünün sonuna kadar DSP'nin başında bulunama- yacağının altını çizen Ecevit, genel başkanlık görevinden çekilebileceğini söyledi. Hiçbir DSP'linin kaygıya kapılmamasını isteyen Ecevit, şunlan söyledi: "Benim içinen büyük nıut- hıhıkevimden kütüphanemin olduğu köşeden DSP'nin ba- şarüanm izlemektir. Bu be- nim için en büyük mutiuluk, en büyük onurdur." MHP'ye eteştiri Idam konusunda DSP'nin tutumunu eleştiren MHP'yi, isim vermeden eleştiren Baş- bakan Ecevit şu görüşleri di- le getirdi: "Biz 1960-1970'K vıllardan beri idama karşryız. Bize h- hamlarda bulunan arkadaş- lanmızın hakstzhkettiğini dü- şünüyoruz. Bunu halknni7 da bfliyor.'' 'Seçimi anlamryorunT Başbakan, 2004Nisan'ına kadar görevde kalma konu- sunda anlaşmaya vardıktan sonra koalisyon ortaklannın erken seçim isteminde bu- lunduklannı belirterek, "Bu- nun nedeninihalenanlamryo- rum" diye konuştu. Ecevit, hükümetleri döne- minde Cumhuriyet tarihinde ilk kez memurlara sendika kurma hakkı verildiğini anım- satırken, miting alanında "Grevlisözleşmefa' sendika ya- sası değiştirüsin" pankartının açılması dıkkat çekti. ANAP'A TARİKAT DESTEĞI Yılmaz: CHP IMF solcusu SERTAÇ EŞ/GÜRSU KUNT ANTALYA - ANAP lıderi ve Başbakan Yarduncısı Mesut Yılmaz 3 Kasım seçimlerine yönelik ilk mitingini Antalya'da yaptı. Mitinge Antarya 1. sıradan aday olan Ahmet Arif Denizolgun'un Süleymancı cemaatine mensup yandaşlan yoğun destek verdi. Mitingdeki konuşmasında siyasi rakiplerine yüklenen Yılmaz, AKP ve CHP'yi "boş bak)n"a, DYP'yi ise "stepne"ye benzetti. "MüK Görüş'ün yeni partisi olan AKP'nin hayali iktidanna hayali başbakan aradığuu" söyleyen Yılmaz, CHP'nin de "Anadohı solculuğundan EVIF solculuğuna döndüğünü" ıleri sürdü. Yılmaz, 3 Kasım seçimleri için propaganda çalışmalannı Antalya'da düzenlediği miringle başlatn. Yılmaz miting alanına yaklaşık 45 dakika geç geldi. ANAP'ın Antalya Mevlana Meydanı'nda gerçekleştirilen mitingine Süleymancılann büyük destek verdiği gözlendi. Çevre illerdeki Süleymancılann mitinge katılmak için otobüslerle Antalya'ya getirildiği öğrenildi. Meydan da başı türbanlı kadınlann öbek öbek yer alması dikkat çekti. Yılmaz'ın konuşmasından önce Ahmet Arif Denizolgun'un anons edihnesı yoğun alkışla karşılandı. Yılmaz, konuşması sırasında okunan ezan nedeniyle bir süre sustu. Ezanın ardından îstüclal Marşı'nın bazı dizelerini okuyan Yılmaz, isim vermeden CHP'yi eleştirdi. Yılmaz, "Baalan çıkü, ezanı 1950 öncesine götürmek istiyor. Gefip sizden oy isteyecekler. O zaman gereğini yaparsınız" diye konuştu. Yılmaz, Antalya'nın turizm merkezi haline kendi iktidarlan döneminde getirildiğini belirterek "Şimdi oy verirseniz Antarya'yı bütün Avrupa'nın turizm merkezi yapanz" dedi. Seçim meydanlannda iki şışirilmiş balon bulunduğunu savunan Yılmaz, şöyle konuştu: "Biri AKP, biri CHP. Bu fld partinin ikisi de birer balondur. İçleri boştur, hava doludur. AKP denen parti, eski MflH Görüş'ün yeni partisidir. Bu parti, seçimierden önce kendini iktidar sanıyor. Hayah' iktidanna, hayali başbakan anyor." AKP'nin karşısında CHP'nin yer aldığını belirtenYılmaz, "Kim bu CHP? Solun eski dinozor partisi Önce 'Biz Anadolu solcusuyuz' dedfler. Şimdi IMF sokusu oldular" dedi. • ANAP seçimlere yönelik ilk mitingini Antalya'da tarikat desteği altında yaptı. Mitingdeki konuşmasında siyasi rakiplerine yüklenen Yılmaz, AKP ve CHP'yi "boş balon"a, DYP'yi ise "stepne"ye benzetti. Hüsamettin ÖzkanveAydm GirvenGürkan'm da kaükbğı toplanoda tsmailCem, sahneyeNâzun Hikmet'in "Yaşamayı ciddiye alacâksm" dizeleriyle çağnldL Cem, tüm YTP'likrin 'A takımı' olduğunu söyledi (AA) YTPlideri Cem, seçim bildirgesini açıHarken CHP'yeyiMendi: Öfke değil sevgi zamanıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Türkiye Partisi (YTP) lıderi tsmail Cem, CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal ve CHP'h Kemal Deniş'e yük- lendi. Baykal'uı "Şimdi öfke zamanı" sözlenne işa- ret eden Cem, "Ofke senin zihninde, şimdisevgi za- manı'' dedi. Cem, bazılannın anketlerde seçimi ka- zandığını ve sanal başbakan olarak ortaya çıktığı- nı savunurken CHP'yi destekleyecekleri iddialan- nı yalanladı. Baykal,"Biz CHP'yi desteklerseko sa- nal başbakan bize hediyeler dağıtacakmış. Ayıptir, bizi de kendfleri gibi sanıyoriar" diye konuştu. YTP'nin "tktidar Programı- 2002/Biz Hazmz" başlığını taşıyan seçim bildirgesi dün açıklandı. YTP lideri Cem salona eşi Elçin Cem ile el ele gir- di ve partilileri selamladı.. YTP'nin haksızlığa kar- şı göğüs gerdiğini ve kimseye diyet borcu olmadı- ğını anlatan Cem, "Türldye'de siyasi öcü yararnlar. Kendflerinin işine geleni destekkmek için de sözde kahraman yaraükn.'Bizi öcüden bu kurtaracak' de- nildi. O önce kendisini kurtarsuı" diye konuştu. Partililerin 'şiir oku' isteğine, '3 Kasım'dan sonra' yanıtını verdi Erdoğan şiir okumakta tsrarlı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, kendisini helvacıya ben- zeterek "Un var, şeker wr, \ ı ağ var, helvaa da var. Ama helvacı- yı mutfağa sokmuyoriar. 3 Ka- sun'da heKacryı mutfağa siz so- kun" dedi. AKP lideri Erdoğan, dün Sin- can ilçe örgütünün açılış töreni- nin ardından miting düzenledi. Seçimden sonra ülkede "değişim ve dönüşüm" yaşanacağını anla- tan Erdoğan, meslek lisesi ve yük- sekokullannın "çağdaşnk" adı al- tında kapatıldığını söyledi. Erdoğan, "Bu çağdışı ve gerid zihniyet, arzuladığı yere götüre- mez" diye konuştu. Fildişi kulelerden halkı izleyen- lerin, halkın dertlerini asla bileme- yeceklerini belirten Erdoğan, söz- lerini şöyle sürdürdü: "Bura\a daire, araba vaat et- me\ e, kurusıkı atmaya gehnedün. Çileise çileji beraber yudumlaya- cağız, mutiuluk ise mutiuluğu be- raber paylaşacağız. Buraya daire, araba vaat etmeye, kurusüa at- maya geunedhn." AKP iktidannda yerel yönetim- lerin güçlendirilerek yeni bir dö- nem başlatılacağını, toplukonut alanında yurttaşlann kira öder gi- bi ev sahibi yapılacağını söyledi. Ferhat'ın dağlan deldiği gibi kendilerinin de dağlan delerek geldiklerini ve delmeye de devam edeceklerini belirten Erdoğan, özellikle kadın ve genç partililer- den kapı kapı dolaşmalarmı iste- di. Partililerden yoğun istek gelme- sine karşın şiir okumayacağını be- lirten Erdoğan'ın, "3 Kasun'dan sonra" demesi dikkat çekti. m IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Bu iki yazann birbiriyle ne ilişkisi var diye sorarsanız, iki- sinin de şu günlerde anılan çık- tı diyebilirim. Benim onlarla, onlann birbirteriyle ilişkisi ise bu kitaplann çıkış tarihiyle sınıriı de- ğil. Ben Ahtan Öymen ve Dur- sun Akçam'la 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra Ma- mak Asken Cezaevi'nde birlik- te kaldım. Onlann ortak bir Ma- mak tarihleri olduğu da bir ger- çek. Ancak her iki yazann anı ki- taplan da belli bir dönemle sı- nıriı. Altan Öymen'in "Bir Dö- nem Bir Çocuk" (Doğan Ki- tapçıltk) başlıklı anı-inceleme ve tarıhsel değerlendırme kitabı 1950'de noktalanıyor. Sonra- sı devam edecek. Altan öy- men usta bir gazetecı, tanın- mış birsiyaset insanı. Ama be- nim için, bizim kuşak gazete- ciler için o "Altan Ağabey"d\r. Onun hoşgörü, zarafet ve sa- bır ifade eden tavırianndan her zaman çok şey öğrenmişimdir. Uzun bir çalışmanın ürünü olan çocukluk ve ilkgençlik anıları, Altan Öymen ve Dursun Akçam kendi yaşamının yanında cid- di bir tarih çahşmasını da içe- riyor. Öymen 1942'de uygulanan Variık Vergisi olayını da anıla- rında etraflıca inceliyor. Azın- lık işadamlannın çok ağır ver- gileri ödememeleri üzerine sür- güne gönderilmeleri ve eko- nomik olarak çökertilmelerinin bu uygulamadaki amaçlardan biri olduğunu saptar ve sonra şu değerlendirmeyi yapar "Ya- pılan yayınlara göre 1943 Şu- bat'ından Eylül'üne kadar Is- tanbul'da toplanan mükellef sayısı 1869'du. İçlerinden ver- gilerini ödeyemeyen 1229 ki- şiAşkale'ye göndehldiler. 'Te- sadüf'e bakın ki, gönderilen- ler arasında hiç 'Müslüman' yoktu. Hepsigayrimüslimdi... Sermayenin Türk vatandaşla- nnın kontrolüne girmesiyetme- mişti, Türk vatandaşlanndan 'gayrimüslim' olanların yerine de 'Müslüman Türklerin' geç- mesi isteniyordu. Deniliyordu ki: 'Gayrimüslimlerin kökü dı- şandadır. Ülkenin çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını düşü- nürler. Türkiye'de kazanırlar, dışanda harcaıiar.' Varlık Ver- gisi uygulamasında da buna göre davranıldı. Gerekçe böy- leydi ama, kısa bir süre sonra görülecekti ki, iş hayatında 'kendi çıkarını gözetmek' gay- rimüslimlere özgü bir özellik değildir. İş hayatının doğasın- da vardır." öymen'in anılannı okurken hep aklıma takılan bir soruyu yeniden anımsadım. Varlık Ver- gisi uygulaması, işleyen birti- cari mekanizmayı devlet zo- ruyla bozarak, belki de Türki- ye'nin ekonomide çöküşünün hazırlayıcılarından birisi sayıla- bilir mi? Bunu tabii ekonomi uz- manlarının araştırması gerekir. • • • Dursun Akçam'ın anıları ise çocukluğundan başlayıp Kars'ın Susuz ilçesindeki Cıla- vuz Köy Enstitüsü'ne girişine kadar sürüyor. 1930'luyıllarda Kars'ın yoksul bir köyünde dün- yaya gelen Dursun Akçam'ın çaresizliğe, yoksulluğa, acıla- ra direnişidir anlatılan. Isına- cak odunu, uzanacak bir ya- tağı olmayan, ayağı ayakkabı görmeden öküzlerle tarla sür- meye çalışan bir gariban köy- lü çocuğunun yaşı ilerledikten sonra bile gözünü okumaya dikişi ve bunu başarışı birdes- tan gibidir. Dursun Akçam'ın "Kafda- ğı'nın Ardı" (Arkadaş Yayıne- vi) başlıklı anıları bir roman, ama gerçek bir yaşamöyküsü aynı zamanda. Bırsoluktaoku- dum. Dursun Ağabey'in ne- den bu kadar yaşama karşı duyarlı, mücadeleci olduğunu bu kitabı okuyunca daha iyi anladım. Onun yıllarca neden oğretmen hareketinin en önün- de koştuğunu şimdi daha iyi değerlendirebiliyorum. Tabii o dönem Kars ve yöresindeki köylülerin acılarını da öğreni- yoruz. Bu yılki bir gezimde Cılavuz Köy Enstitüsü'nün kalıntılarını da gördüm. Cumhuriyetin ku- ruluş yıllarındaki^eğitim ham- lesinin, Hasan Âli Yücel'in, Ismail Hakkı Tonguç'un kö- ye yönelik gayretlerinin ne ka- dar önemli olduğunu bu kitap- ta bir tarih şeridi gibi izlemek de mümkün. Köy Enstitüleri'ni kapatan anlayışın ne büyük bir düşmanlık olduğunu da şimdi daha iyi anlayabiliriz. • • * Altan Öymen ve Dursun Ak- çam, çokfarklı koşullarda ben- zertarihlerde dünyaya geliyor- lar. Sonunda ikisinin vardığı nokta da aynı: Demokrasi, öz- gürlük ve fırsat eşitliği bu ülke- nin temel sorunu olmaya de- vam ediyor. Bu iki aydın insa- nın, farklı yerierde başladıkla- rı yolculuk aynı kulvarda sürü- yor. Her iki kitabın devamını da merakla bekliyorum. 2000'Lt YILLARDA ERDAL ATABEK İnsan Aldanmak İsteyebilir mi?.. İnsan, "bana gerçeği söylemeyin, banayalan söyleyin" diyebilir mi? Evet, diyebilir, kendisine yalan söylenmesini is- teyebilir. "Sakın bana böyle bir şey söylemeyin." Bir kanser tanısını duymak istememek. Çoksevdiği biryakınının ani ölüm haberini ka- bul edememek. Büyük bir felaketi duymaya katlanamamak. Böyle durumlarda insan, "Kendisine yalan söylenmesini isteyebilir." Ister, çünkü kendisinde bu olaya karşı bir so- luk alma, dayanabilme zamanı kazanmak ister. Şok karşısında, direncin srfırlandığı anda, ken- dini koruma güdüsüdür bu istek. Ama sürüp giden bir zaman diliminde karşı- mızda duran gerçeği kabul edememek nedir? Neden yanlışlarımızı kabul edemeyiz? Neden "gerçeğin başka yerde olduğunu" ka- bul etmek istemeyiz? Çocuğumuzun yanlışlannı bile bile neden ca- nımızı dişimize takıp savunuruz? "Söyle söyle, yalan da olsa hoşuma gidiyor" sözü neden birçok yerde geçerlidir. Çok güzel olduğumuzu, yaşımızı katiyen gös- termediğimizi, çocuğumuzun dâhi olduğunu, herkesin yaptıklarımızı çok beğendiğini, çok kıs- kanıldığımızı.. söyleyenleri neden severiz. Bize doğruyu söyleyenleri kendimize yakın bulmakta neden zorlanırız? Bize yalan da söylese, hoşumuza gidenleri söyleyenlere neden daha yakın olmak isteriz? • • • Yapılacak olan seçimlerin anahtar sonjlanndan birisi de budur. Genç Parti'nin lideri olan Cem Uzan, bu anah- tarla birçok kapının kilidini açıyor. Herkese her şeyi vaat ediyor. Sanılır ki, dinleyenler "Arnan canım, bunlan ney- le yapacakmış peki?" diye soracak. Hayır. Böyle bir soru ona sorulmayacak, Cem Uzan'ın kurmaylan bu gerçeği biliyor. Tansu Çiller de biliyor ama onun geçmişte de- nenmişliği var ve "biraz biliniyor". Her şeyi, ama her şeyi vaat edebilirsiniz. Işsize iş, evsize ev, arabasıza araba, mutsuza mutiuluk, ağaçsıza ağaç, otsuza ot. Aklınıza ne gelirse vaat edebilirsiniz. Çünkü kitleler aldanmak istiyor. Aldanmak, insanlar için gereksinme olmuş. Kimileri bu dünya ile, kimilen öbürdünya ile al- danmak istiyor. Çünkü, "gerçeklerie karşı karşıya gelmek ko- lay değildir". Bizim toplumumuzda "şu olaylardayanlış yap- tım, bu yanlışlanm nedeniyle özürdiliyorum, bu yanlışlanmdan da dersler çıkardım" diyen bir ki- şi görebildik mi? Hayır, göremedik. Bireyleri bu olgunluğa erişememiş bir toplumun çok büyük eksikleri vardır ve olacaktır. Ama neden böyle? Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, sorum- luluk alma gücü ister. Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, yüksek bir özgüven ister. Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, kendi- ne değer vermeyi ister. Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, yüksek bir irade ister. Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, haya- ta müdahale edebilme gücü ister. Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, kaygı ve korkuyu yenebilme başansını ıster. Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, çalış- mayı, çok çalışmayı göze alabilmeyi ister. Bunlan elde edememiş bireyler ise "aldanma- yı ister". Bu bireylerden oluşan toplum da "aldatılmayı ister ve ödüllendirir". Aldanmak isteyeni de aldatıriar. Kabahat aldatanda mı yoksa sürekli aldanan ve farkında değilmiş gibi davrananda mı? Çıplak gerçeği kabul edebilmek ne zor değil mi? e-mail: erdalatak v superonline.com Faks:0212-513 90 98 Apuğan: izinden gideceğiz Doç. Bahriye Üçok törenle anıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kendisine gönderilen bombah paketin patlaması sonucu yaşamını yitiren Doç. Dr. Bahriye Üçok, aramızdan aynhşının Bahriye Üçok 12. yıldönümünde mezan başında törenle anıldı. Karşıkaya Mezarlığı'ndaki anma törenine Bahriye Üçok'un kızı Kumru Üçok, yakınlan ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyeleri katıldı. ADD'yi temsilen avukat Kutlay Apuğan, Üçok'un kabrine çelenk koydu. Apuğan, ADD Kurucu Genel Başkanı Muammer Aksoj''un hazırladığı laıklik bildirisini basına verdiği gün öldürülmesinin, Bahriye Üçok'a ise üyesi olduğu parti için laiklik duyurusu hazırladığı gün bombalı paket gönderihnesinin tesadüf olmadığun söyledi. Apuğan, "Atatürk Türidyesi'nin en sağlam noktası laikliği hedefaldıklan ortadadır. Merhumenin huzurunda, onun izinde olduğumuzu ve bu yolda çahşmalanmıza devam edeceğimizi bir kez daha beürtmek istiyorum" dedi. _L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear