Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2002 PAZARTESİ
HABERLER
DTPdevam
kararı aldı
• ANK\RA (Cunhuriyet
Bürosu) - Genel Bsşkanı
MehmetAliBayaıDYP
listelerinden adây :lan
DTP, "siyasi yaşana
de\am" karan aJdı
DTP'den yapılan yızılı
açıklamada, öncek gün
yapılan temsilcilernıeclisi
toplantısında "DTP'nin
kunıluşunun dayarağı olan
ilkeler doğrultusunJa Türk
siyasi yaşamındakıyerini,
aynı azim ve ınança devam
ettinneye" karar verdiği
belirtildi. Açıklamala, "3
Kasım 2002 tarihude
yapılacak genel seomlere
katılmama karan aan
partımiz, başka birparti ile
ilhak anlamını doğiıracak
herhangi bir faaliyet içinde
olmayacaktır" denidi.
Vupal topraga
veriliyor
• ANKARA (Cunhuriyet)
- Geçen cuma günî
yaşamını yitiren eski
tılaştırma bakanlanndan
Mahmut Vural, yann
toprağa veriliyor. Vural ıçin
ılk tören yann saat 11.45 'te
TBMM'de yapılacak.
Vural'ın cenazesi öğlen
KocatepeCamii'nde
hlınacak cenaze namazının
ardından Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa
verilecek. 1926 yılında
Sıvas-Divriği'de doğan
Vural, tÜ Hukuk
Fakültesi'ni bitirdikıen
sonra ABD'de ekonomi ve
devletler hukuku eğıtimi
aldı. 1961'deSıvas'tan
milletvekili seçilen Vural,
3. Ismet Inönü
hukümetinde Ulaştırma
Bakanı olarak göre\ aldı.
1966'da CHP'den Ankara
Senatörü seçilen Vural,
Cumhuriyet Senatosu Dış
Işleri Komisyon Başkanhğı
yaptı. Mahmut Vural, evli
ve 2 çocuk babasıydı.
Tiirk-İş'in 4 Kasım
beklentisi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk-Iş Genel Eğitım
Sekreteri Salih Kılıç, 3
Kasım sonrası kurulacak
yeni hükümetten, dar ve
sabit gelirli kesim
üzerindeki yüklerin
hafıfletilmesi için acil
önlemler alınmasını
istedi. Kamu
kurumlannda çalışan
geçici işçilerin kadroya
alınması talebinde
bulunan Kılıç,
çalışanlarm zorunlu
tasarruf fonunda biriken
paralannın da bir an önce
ödenmesi isteminde
bulundu.
Hizbullah
operasyonları
• Dt\ARBAKER
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'ın Kayapınar
beldesi Dıcle Kent Bulvan
Dilekl.SokakRecesa2
Apartmanı'ndaki 7 No'Iu
daireye dün saat 05.00
sıralannda operasyon
düzenledi. Evde
bulunanlarla kısa süren
çatışmanın ardından adı
açıklanmayan ve
Hizbullahçı olduğu
belirtilen bir kişi silahıyla
birlikte yakalandı. Sanık,
eşi ve 2 çocuguyla birlikte
sorgulanmak üzere terörle
mücadele şube
müdürlüğüne götürüldü.
Diyarbakır'da önceki gün
yapılan operasyonda ise bir
kişinin öldürülmesi, 6
kişinin yaralanması ile darp
ve kundaklama da dahil 8
eyleme katıldıklan
belirlenen 5 kişi gözaltına
alındı. Hizbullahçı olduğu
belirtilen sanıklardan biri
tutuklanırken diğerleri
tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakıldı.
Düzeltme
• Gazetemizin dünkü
sayısında 6. sayfada yer
alan "Erbakan para
sorununu Allah'a havale
etti" başlıklı haberde
yanlışlıkla "SP Genel
Başkanı Recai Kutan'ın
Necmettin Erbakan' ın
şemsiyesini tuttuğu"
ifadeleri yer almıştır.
Erbakan'ın şemsiyesi, bir
parti görevlisi tarafmdan
tutulmuştur. Düzeltir,
özür dileriz.
Başbakan Ecevit, kurultay yapıp DSP'deki görevini bırakabileceğini söyledi:
Gelecek yıl çekilebilirim
Başbakan EcevH,Bursa'ya gelişmde
kendisini karşüayan ve çiçek veren
küçük kızm etini öprii. (AA)
BURSA (Cumhuriyet) -
Başbakan Büknt Ecevit, ge-
lecek yıl belkı de bir kurul-
tay yapıp görevden çekilme
yolunu seçebilecegini belir-
terek "Allah bana ömür ve
alal verdiği sürece DSP'nin
hizrnetinde olurum. Benim
için en büyük zevk, kütüpha-
nemin köşesinden DSP'H gö-
reviileri seyretmek olacakür "
dedı.
Bursa'da hiçbir mitinge izin
verilmeyen Fomara Meyda-
nı'nda halka seslenen Ece-
vit, "Ben bir noktaya getince
görevi bırakabilirim. Bunu
da çok geciktirmem. Ben kol-
tuk değü, Türkrve sevdahsı-
yım" diye konuştu.
Sık sık "Halkçı Ecevit",
"Başbakan Ecevit", "Türld-
• Bursa'daki mitingde konuşan Ecevit, "Benim
için en büyük zevk, kütüphanemin köşesinden
DSP'li görevlileri seyretmek olacaktır" dedi.
ye senink gurur duyuyor",
"Ecevit nerede biz oradâjTz",
"Vur vur inlesin hainler din-
lesüı" slogamnın atıldığı mi-
tingde Ecevit, seçim sürecin-
de hastalığı dolayısıyla
DSP'nin yıpratılmaya çah-
şıldığını savundu.
Iddialann gerçekle ilgisi
bulunmadığını belirten Baş-
bakan, "Ben kendime güven-
meden önce DSP'ye güveni-
yorum" diye konuştu.
Ömrünün sonuna kadar
DSP'nin başında bulunama-
yacağının altını çizen Ecevit,
genel başkanlık görevinden
çekilebileceğini söyledi.
Hiçbir DSP'linin kaygıya
kapılmamasını isteyen Ecevit,
şunlan söyledi:
"Benim içinen büyük nıut-
hıhıkevimden kütüphanemin
olduğu köşeden DSP'nin ba-
şarüanm izlemektir. Bu be-
nim için en büyük mutiuluk,
en büyük onurdur."
MHP'ye eteştiri
Idam konusunda DSP'nin
tutumunu eleştiren MHP'yi,
isim vermeden eleştiren Baş-
bakan Ecevit şu görüşleri di-
le getirdi:
"Biz 1960-1970'K vıllardan
beri idama karşryız. Bize h-
hamlarda bulunan arkadaş-
lanmızın hakstzhkettiğini dü-
şünüyoruz. Bunu halknni7 da
bfliyor.''
'Seçimi anlamryorunT
Başbakan, 2004Nisan'ına
kadar görevde kalma konu-
sunda anlaşmaya vardıktan
sonra koalisyon ortaklannın
erken seçim isteminde bu-
lunduklannı belirterek, "Bu-
nun nedeninihalenanlamryo-
rum" diye konuştu.
Ecevit, hükümetleri döne-
minde Cumhuriyet tarihinde
ilk kez memurlara sendika
kurma hakkı verildiğini anım-
satırken, miting alanında
"Grevlisözleşmefa' sendika ya-
sası değiştirüsin" pankartının
açılması dıkkat çekti.
ANAP'A TARİKAT DESTEĞI
Yılmaz: CHP
IMF solcusu
SERTAÇ EŞ/GÜRSU KUNT
ANTALYA - ANAP lıderi ve Başbakan Yarduncısı
Mesut Yılmaz 3 Kasım seçimlerine yönelik ilk
mitingini Antalya'da yaptı. Mitinge Antarya 1.
sıradan aday olan Ahmet Arif Denizolgun'un
Süleymancı cemaatine mensup yandaşlan yoğun
destek verdi. Mitingdeki konuşmasında siyasi
rakiplerine yüklenen Yılmaz, AKP ve CHP'yi "boş
bak)n"a, DYP'yi ise "stepne"ye benzetti. "MüK
Görüş'ün yeni partisi olan AKP'nin hayali
iktidanna hayali başbakan aradığuu" söyleyen
Yılmaz, CHP'nin de "Anadohı solculuğundan EVIF
solculuğuna döndüğünü" ıleri sürdü. Yılmaz, 3
Kasım seçimleri için propaganda çalışmalannı
Antalya'da düzenlediği miringle başlatn. Yılmaz
miting alanına yaklaşık 45 dakika geç geldi.
ANAP'ın Antalya Mevlana Meydanı'nda
gerçekleştirilen
mitingine
Süleymancılann büyük
destek verdiği gözlendi.
Çevre illerdeki
Süleymancılann
mitinge katılmak için
otobüslerle Antalya'ya
getirildiği öğrenildi.
Meydan da başı
türbanlı kadınlann öbek
öbek yer alması dikkat
çekti. Yılmaz'ın
konuşmasından
önce Ahmet Arif
Denizolgun'un anons
edihnesı yoğun alkışla
karşılandı. Yılmaz,
konuşması sırasında
okunan ezan nedeniyle
bir süre sustu. Ezanın ardından îstüclal Marşı'nın
bazı dizelerini okuyan Yılmaz, isim vermeden
CHP'yi eleştirdi. Yılmaz, "Baalan çıkü, ezanı 1950
öncesine götürmek istiyor. Gefip sizden oy
isteyecekler. O zaman gereğini yaparsınız" diye
konuştu. Yılmaz, Antalya'nın turizm merkezi haline
kendi iktidarlan döneminde getirildiğini belirterek
"Şimdi oy verirseniz Antarya'yı bütün Avrupa'nın
turizm merkezi yapanz" dedi. Seçim
meydanlannda iki şışirilmiş balon bulunduğunu
savunan Yılmaz, şöyle konuştu: "Biri AKP, biri
CHP. Bu fld partinin ikisi de birer balondur. İçleri
boştur, hava doludur. AKP denen parti, eski MflH
Görüş'ün yeni partisidir. Bu parti, seçimierden önce
kendini iktidar sanıyor. Hayah' iktidanna, hayali
başbakan anyor." AKP'nin karşısında CHP'nin yer
aldığını belirtenYılmaz, "Kim bu CHP? Solun eski
dinozor partisi Önce 'Biz Anadolu solcusuyuz'
dedfler. Şimdi IMF sokusu oldular" dedi.
• ANAP
seçimlere yönelik
ilk mitingini
Antalya'da tarikat
desteği altında
yaptı. Mitingdeki
konuşmasında
siyasi rakiplerine
yüklenen Yılmaz,
AKP ve CHP'yi
"boş balon"a,
DYP'yi ise
"stepne"ye
benzetti.
Hüsamettin ÖzkanveAydm GirvenGürkan'm da kaükbğı toplanoda tsmailCem, sahneyeNâzun Hikmet'in
"Yaşamayı ciddiye alacâksm" dizeleriyle çağnldL Cem, tüm YTP'likrin 'A takımı' olduğunu söyledi (AA)
YTPlideri Cem, seçim bildirgesini açıHarken CHP'yeyiMendi:
Öfke değil sevgi zamanıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Türkiye
Partisi (YTP) lıderi tsmail Cem, CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal ve CHP'h Kemal Deniş'e yük-
lendi. Baykal'uı "Şimdi öfke zamanı" sözlenne işa-
ret eden Cem, "Ofke senin zihninde, şimdisevgi za-
manı'' dedi. Cem, bazılannın anketlerde seçimi ka-
zandığını ve sanal başbakan olarak ortaya çıktığı-
nı savunurken CHP'yi destekleyecekleri iddialan-
nı yalanladı. Baykal,"Biz CHP'yi desteklerseko sa-
nal başbakan bize hediyeler dağıtacakmış. Ayıptir,
bizi de kendfleri gibi sanıyoriar" diye konuştu.
YTP'nin "tktidar Programı- 2002/Biz Hazmz"
başlığını taşıyan seçim bildirgesi dün açıklandı.
YTP lideri Cem salona eşi Elçin Cem ile el ele gir-
di ve partilileri selamladı.. YTP'nin haksızlığa kar-
şı göğüs gerdiğini ve kimseye diyet borcu olmadı-
ğını anlatan Cem, "Türldye'de siyasi öcü yararnlar.
Kendflerinin işine geleni destekkmek için de sözde
kahraman yaraükn.'Bizi öcüden bu kurtaracak' de-
nildi. O önce kendisini kurtarsuı" diye konuştu.
Partililerin 'şiir oku' isteğine, '3 Kasım'dan sonra' yanıtını verdi
Erdoğan şiir okumakta tsrarlı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-AKP Genel Başkanı Tayyip
Erdoğan, kendisini helvacıya ben-
zeterek "Un var, şeker wr, \
ı
ağ
var, helvaa da var. Ama helvacı-
yı mutfağa sokmuyoriar. 3 Ka-
sun'da heKacryı mutfağa siz so-
kun" dedi.
AKP lideri Erdoğan, dün Sin-
can ilçe örgütünün açılış töreni-
nin ardından miting düzenledi.
Seçimden sonra ülkede "değişim
ve dönüşüm" yaşanacağını anla-
tan Erdoğan, meslek lisesi ve yük-
sekokullannın "çağdaşnk" adı al-
tında kapatıldığını söyledi.
Erdoğan, "Bu çağdışı ve gerid
zihniyet, arzuladığı yere götüre-
mez" diye konuştu.
Fildişi kulelerden halkı izleyen-
lerin, halkın dertlerini asla bileme-
yeceklerini belirten Erdoğan, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Bura\a daire, araba vaat et-
me\ e, kurusıkı atmaya gehnedün.
Çileise çileji beraber yudumlaya-
cağız, mutiuluk ise mutiuluğu be-
raber paylaşacağız. Buraya daire,
araba vaat etmeye, kurusüa at-
maya geunedhn."
AKP iktidannda yerel yönetim-
lerin güçlendirilerek yeni bir dö-
nem başlatılacağını, toplukonut
alanında yurttaşlann kira öder gi-
bi ev sahibi yapılacağını söyledi.
Ferhat'ın dağlan deldiği gibi
kendilerinin de dağlan delerek
geldiklerini ve delmeye de devam
edeceklerini belirten Erdoğan,
özellikle kadın ve genç partililer-
den kapı kapı dolaşmalarmı iste-
di. Partililerden yoğun istek gelme-
sine karşın şiir okumayacağını be-
lirten Erdoğan'ın, "3 Kasun'dan
sonra" demesi dikkat çekti.
m IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Bu iki yazann birbiriyle ne
ilişkisi var diye sorarsanız, iki-
sinin de şu günlerde anılan çık-
tı diyebilirim. Benim onlarla,
onlann birbirteriyle ilişkisi ise bu
kitaplann çıkış tarihiyle sınıriı de-
ğil. Ben Ahtan Öymen ve Dur-
sun Akçam'la 12 Mart 1971
askeri darbesinden sonra Ma-
mak Asken Cezaevi'nde birlik-
te kaldım. Onlann ortak bir Ma-
mak tarihleri olduğu da bir ger-
çek.
Ancak her iki yazann anı ki-
taplan da belli bir dönemle sı-
nıriı. Altan Öymen'in "Bir Dö-
nem Bir Çocuk" (Doğan Ki-
tapçıltk) başlıklı anı-inceleme ve
tarıhsel değerlendırme kitabı
1950'de noktalanıyor. Sonra-
sı devam edecek. Altan öy-
men usta bir gazetecı, tanın-
mış birsiyaset insanı. Ama be-
nim için, bizim kuşak gazete-
ciler için o "Altan Ağabey"d\r.
Onun hoşgörü, zarafet ve sa-
bır ifade eden tavırianndan her
zaman çok şey öğrenmişimdir.
Uzun bir çalışmanın ürünü olan
çocukluk ve ilkgençlik anıları,
Altan Öymen ve Dursun Akçam
kendi yaşamının yanında cid-
di bir tarih çahşmasını da içe-
riyor.
Öymen 1942'de uygulanan
Variık Vergisi olayını da anıla-
rında etraflıca inceliyor. Azın-
lık işadamlannın çok ağır ver-
gileri ödememeleri üzerine sür-
güne gönderilmeleri ve eko-
nomik olarak çökertilmelerinin
bu uygulamadaki amaçlardan
biri olduğunu saptar ve sonra
şu değerlendirmeyi yapar "Ya-
pılan yayınlara göre 1943 Şu-
bat'ından Eylül'üne kadar Is-
tanbul'da toplanan mükellef
sayısı 1869'du. İçlerinden ver-
gilerini ödeyemeyen 1229 ki-
şiAşkale'ye göndehldiler. 'Te-
sadüf'e bakın ki, gönderilen-
ler arasında hiç 'Müslüman'
yoktu. Hepsigayrimüslimdi...
Sermayenin Türk vatandaşla-
nnın kontrolüne girmesiyetme-
mişti, Türk vatandaşlanndan
'gayrimüslim' olanların yerine
de 'Müslüman Türklerin' geç-
mesi isteniyordu. Deniliyordu
ki: 'Gayrimüslimlerin kökü dı-
şandadır. Ülkenin çıkarlarını
değil, kendi çıkarlarını düşü-
nürler. Türkiye'de kazanırlar,
dışanda harcaıiar.' Varlık Ver-
gisi uygulamasında da buna
göre davranıldı. Gerekçe böy-
leydi ama, kısa bir süre sonra
görülecekti ki, iş hayatında
'kendi çıkarını gözetmek' gay-
rimüslimlere özgü bir özellik
değildir. İş hayatının doğasın-
da vardır."
öymen'in anılannı okurken
hep aklıma takılan bir soruyu
yeniden anımsadım. Varlık Ver-
gisi uygulaması, işleyen birti-
cari mekanizmayı devlet zo-
ruyla bozarak, belki de Türki-
ye'nin ekonomide çöküşünün
hazırlayıcılarından birisi sayıla-
bilir mi? Bunu tabii ekonomi uz-
manlarının araştırması gerekir.
• • •
Dursun Akçam'ın anıları ise
çocukluğundan başlayıp
Kars'ın Susuz ilçesindeki Cıla-
vuz Köy Enstitüsü'ne girişine
kadar sürüyor. 1930'luyıllarda
Kars'ın yoksul bir köyünde dün-
yaya gelen Dursun Akçam'ın
çaresizliğe, yoksulluğa, acıla-
ra direnişidir anlatılan. Isına-
cak odunu, uzanacak bir ya-
tağı olmayan, ayağı ayakkabı
görmeden öküzlerle tarla sür-
meye çalışan bir gariban köy-
lü çocuğunun yaşı ilerledikten
sonra bile gözünü okumaya
dikişi ve bunu başarışı birdes-
tan gibidir.
Dursun Akçam'ın "Kafda-
ğı'nın Ardı" (Arkadaş Yayıne-
vi) başlıklı anıları bir roman,
ama gerçek bir yaşamöyküsü
aynı zamanda. Bırsoluktaoku-
dum. Dursun Ağabey'in ne-
den bu kadar yaşama karşı
duyarlı, mücadeleci olduğunu
bu kitabı okuyunca daha iyi
anladım. Onun yıllarca neden
oğretmen hareketinin en önün-
de koştuğunu şimdi daha iyi
değerlendirebiliyorum. Tabii o
dönem Kars ve yöresindeki
köylülerin acılarını da öğreni-
yoruz.
Bu yılki bir gezimde Cılavuz
Köy Enstitüsü'nün kalıntılarını
da gördüm. Cumhuriyetin ku-
ruluş yıllarındaki^eğitim ham-
lesinin, Hasan Âli Yücel'in,
Ismail Hakkı Tonguç'un kö-
ye yönelik gayretlerinin ne ka-
dar önemli olduğunu bu kitap-
ta bir tarih şeridi gibi izlemek
de mümkün. Köy Enstitüleri'ni
kapatan anlayışın ne büyük
bir düşmanlık olduğunu da
şimdi daha iyi anlayabiliriz.
• • *
Altan Öymen ve Dursun Ak-
çam, çokfarklı koşullarda ben-
zertarihlerde dünyaya geliyor-
lar. Sonunda ikisinin vardığı
nokta da aynı: Demokrasi, öz-
gürlük ve fırsat eşitliği bu ülke-
nin temel sorunu olmaya de-
vam ediyor. Bu iki aydın insa-
nın, farklı yerierde başladıkla-
rı yolculuk aynı kulvarda sürü-
yor. Her iki kitabın devamını
da merakla bekliyorum.
2000'Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
İnsan Aldanmak
İsteyebilir mi?..
İnsan, "bana gerçeği söylemeyin, banayalan
söyleyin" diyebilir mi?
Evet, diyebilir, kendisine yalan söylenmesini is-
teyebilir.
"Sakın bana böyle bir şey söylemeyin."
Bir kanser tanısını duymak istememek.
Çoksevdiği biryakınının ani ölüm haberini ka-
bul edememek.
Büyük bir felaketi duymaya katlanamamak.
Böyle durumlarda insan, "Kendisine yalan
söylenmesini isteyebilir."
Ister, çünkü kendisinde bu olaya karşı bir so-
luk alma, dayanabilme zamanı kazanmak ister.
Şok karşısında, direncin srfırlandığı anda, ken-
dini koruma güdüsüdür bu istek.
Ama sürüp giden bir zaman diliminde karşı-
mızda duran gerçeği kabul edememek nedir?
Neden yanlışlarımızı kabul edemeyiz?
Neden "gerçeğin başka yerde olduğunu" ka-
bul etmek istemeyiz?
Çocuğumuzun yanlışlannı bile bile neden ca-
nımızı dişimize takıp savunuruz?
"Söyle söyle, yalan da olsa hoşuma gidiyor"
sözü neden birçok yerde geçerlidir.
Çok güzel olduğumuzu, yaşımızı katiyen gös-
termediğimizi, çocuğumuzun dâhi olduğunu,
herkesin yaptıklarımızı çok beğendiğini, çok kıs-
kanıldığımızı.. söyleyenleri neden severiz.
Bize doğruyu söyleyenleri kendimize yakın
bulmakta neden zorlanırız?
Bize yalan da söylese, hoşumuza gidenleri
söyleyenlere neden daha yakın olmak isteriz?
• • •
Yapılacak olan seçimlerin anahtar sonjlanndan
birisi de budur.
Genç Parti'nin lideri olan Cem Uzan, bu anah-
tarla birçok kapının kilidini açıyor.
Herkese her şeyi vaat ediyor.
Sanılır ki, dinleyenler "Arnan canım, bunlan ney-
le yapacakmış peki?" diye soracak.
Hayır. Böyle bir soru ona sorulmayacak, Cem
Uzan'ın kurmaylan bu gerçeği biliyor.
Tansu Çiller de biliyor ama onun geçmişte de-
nenmişliği var ve "biraz biliniyor".
Her şeyi, ama her şeyi vaat edebilirsiniz.
Işsize iş, evsize ev, arabasıza araba, mutsuza
mutiuluk, ağaçsıza ağaç, otsuza ot.
Aklınıza ne gelirse vaat edebilirsiniz.
Çünkü kitleler aldanmak istiyor.
Aldanmak, insanlar için gereksinme olmuş.
Kimileri bu dünya ile, kimilen öbürdünya ile al-
danmak istiyor.
Çünkü, "gerçeklerie karşı karşıya gelmek ko-
lay değildir".
Bizim toplumumuzda "şu olaylardayanlış yap-
tım, bu yanlışlanm nedeniyle özürdiliyorum, bu
yanlışlanmdan da dersler çıkardım" diyen bir ki-
şi görebildik mi? Hayır, göremedik.
Bireyleri bu olgunluğa erişememiş bir toplumun
çok büyük eksikleri vardır ve olacaktır.
Ama neden böyle?
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, sorum-
luluk alma gücü ister.
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, yüksek
bir özgüven ister.
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, kendi-
ne değer vermeyi ister.
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, yüksek
bir irade ister.
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, haya-
ta müdahale edebilme gücü ister.
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, kaygı
ve korkuyu yenebilme başansını ıster.
Böyle, çünkü gerçekle karşılaşabilmek, çalış-
mayı, çok çalışmayı göze alabilmeyi ister.
Bunlan elde edememiş bireyler ise "aldanma-
yı ister".
Bu bireylerden oluşan toplum da "aldatılmayı
ister ve ödüllendirir".
Aldanmak isteyeni de aldatıriar.
Kabahat aldatanda mı yoksa sürekli aldanan
ve farkında değilmiş gibi davrananda mı?
Çıplak gerçeği kabul edebilmek ne zor değil mi?
e-mail: erdalatak v superonline.com
Faks:0212-513 90 98
Apuğan: izinden gideceğiz
Doç. Bahriye Üçok
törenle anıldı
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-
Kendisine
gönderilen
bombah
paketin
patlaması
sonucu
yaşamını
yitiren Doç.
Dr. Bahriye
Üçok,
aramızdan
aynhşının
Bahriye Üçok
12. yıldönümünde
mezan başında törenle
anıldı.
Karşıkaya
Mezarlığı'ndaki anma
törenine Bahriye
Üçok'un kızı Kumru
Üçok, yakınlan ve
Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD)
üyeleri katıldı.
ADD'yi temsilen
avukat Kutlay
Apuğan, Üçok'un
kabrine çelenk koydu.
Apuğan, ADD Kurucu
Genel Başkanı
Muammer
Aksoj''un
hazırladığı
laıklik
bildirisini
basına verdiği
gün
öldürülmesinin,
Bahriye Üçok'a
ise üyesi olduğu
parti için laiklik
duyurusu
hazırladığı gün
bombalı paket
gönderihnesinin
tesadüf olmadığun
söyledi. Apuğan,
"Atatürk
Türidyesi'nin en
sağlam noktası laikliği
hedefaldıklan
ortadadır.
Merhumenin
huzurunda, onun
izinde olduğumuzu ve
bu yolda
çahşmalanmıza
devam edeceğimizi bir
kez daha beürtmek
istiyorum" dedi.
_L