22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2002 ÇARŞAMBA HABERLER Hizbullah'ın yerini almaya çalışan Hizb-ut Tahrir adlı örgüt, Türkiye'deki etkinliğini arttınyor Şeriatçılannhedefî varoşlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Kanlı terör örgürii Hizbullah "ın, li- deri Hüseyin Yetioğlu'nutn Istanbul Beykoz'da öldüriilmesinin ardından yaşanan iç çekışmelerle çöküş süre- cine girmesiyle, şeriatçı Hizb-ut Tah- rir örgütü. propaganda çalışmalan- nı yoğunlaştırdı. Hizbullah'ın yerini almaya çalışan şeriatçı örgüt, Ankara'nın gecekon- du semtlerinde dağıttığı el ilanlann- da yakında "Raşidi Hilafet Devfcti" kurulacağını savunarak "29 Ekim Cumhuriyet Ba>Tamı'nı kutlama- yın"şeklinde çağnda bulundu. Iran kaynaklı terör örgütü Hizbul- lah' ın yenı üye kazanmak için çalış- • Şeriatçı Hizb-ut Tahrir örgütü, Ankara'nın varoş semtlerine astığı el ilanlarında Cumhuriyet Bayramı'nın değil, yakında kurulacak olan 'Raşidi Hilafet Devleti'nin bayramınrn kutlanmasını istedi. malannı hızlandırdığı bildirildi. Is- tihbarat birimlerince hazırlanan ra- porda, örgütün üst düzey yönetici- leri ile taban arasında irtibat ve gü- ven sıkıntısı yaşandığı, bu nedenle yeni yapılanma arayışlannın sürdü- ğü belirtildi. Bazı örgüt üyelerinin geçmiş dö- nemlerde fiim grubu ile girdikleri ça- tışmalardan pişmanlık duyduklan, cezaevlerinde bulunan militanların bazılannın grubun yanında yer alma- ya başladıklan kaydedildi. Rapora göre, örgüt üyelerinin birçoğu, de- şifre olmamak için seçim listeleri- ne kayıt yaptırmadı. Bazı militanla- nn Milli Göriiş kökenli siyasi olu- şumlara destek verme karan alma- sının örgüt içinde fıkir aynlıklannın yaşanmasına neden oldugu öğrenil- di. Yaşanan bu örgüt içi çatışmalar nedeniyle bazı gruplann yeni yapı- lanma arayışlan içinde girdikleri kaydedildi. Hizbullah'ın iç hesaplaşmalar ve operasyonlarla çöküş sürecine gir- mesiyle örgütün yerini almayı hedef- leyen şeriatçı Hizb-ut Tahrir, propa- ganda çahşmalannı yoğunlaştırdı. Hizb- ut Tahrir Türkiye Vilayeti im- zasıyla Ankara'nın gecekondu semt- lerine dağıtılan el ilanlanndatek çö- zümün "Islam devteti" oldugu savu- nuluyor. "Ey Müslüman Türkiye haJkı" di- ye başlayan bildiride, "Küfür ve se- fıhBkolan Cumhuriyet Bayramı'nm değil, yakında kurulacak olan Müs- lümanlara izzet ve şerefî tekrar ka- zandıracak Raşidi Hilafet Devteti'nin bayramını kutJayahm* deniliyor. kendilerini "idamiKurtuluşPar- tisi" olarak tanıtan Hizb-ut Tahrir hareketi, Kudüs Istinaf Mahkemesi Kadısı Tayıyyüddinen-NeMani tara- fından 1953 yılında Kudüs 'tebaşla- tıldı. Ortadoğu'da yapılanmaya gi- den örgüt, Türkiye'de de örgütlen- meye çalışıyor. Hizbullah'ın yerini ahnayı hedef- leyen örgüte yönelik geçen dönem- de çeşitli illerde çok sayıda operas- yon düzenlemişti. Operasyonlar sı- rasında örgütün üyeleri ile Türkiye sonımlusu oldugu belirtilen Ahmet Kıhçkaya yurtdışuıa çıkmaya çahşır- ken Antalya'da yakalanmıştı. Meslektaşları kamerayla yakaladı Rüşvetçi trafik polislerine suçüstü tstanbul Haber Servi- si - Ba>Tampaşa Meyve ve Sebze Hali'ndençıkan kamyonet sürücülerin- den rüşvet aldıklan giz- li kamerayla görüntüle- nen 6 polis memurundan ikisi tutuklandı. Istanbul Emniyet Mü- dürlüğü, bazı trafik po- lısleri tarafın- ^ _ ^ _ dan, Sebze ve Meyve Ha- li'nden çıkan kamyonet sü- rücülerinden rüşvet alındı- ğı yolundaki iddialarüzeri- ne mahkeme- den izin alarak soruşturma başlatu. Soruş- " ^ ~ ^ ~ turma kapsamında, Is- tanbul Istihbarat Şube Müdürlüğü'nce Hal Kav- şağı'na, içinde kamera ile dinleme cihazı olan bir minibüs yerleştirildi. Kameralar, ceza kesme- mek için para alan polis memurlannı tespit edin- ce operasyon başlatıldı. • Bayrampaşa Hali'nden çıkan araçlann şoförlerinden rüşvet alan 6 polis memurundan 2'si tutuklandı. Operasyonda, Bayram- paşa llçe Emniyet Mü- dürlüğü Trafik Denetle- me Büro Amirliği ile il- çe Asayiş Ekipler Amir- liği'nde görevli polis me- murlan tsmail Kahra- man, MehmetAksoy,HD- mi Karabulut, Burhan Kafaoğlu, Mustafa De- ^ _ _ _ ğümencioğlu ve Meviüt Yu- karıkır önce gözalüna ardın- dan da açığa alındılar. Ope- rasyonda aynca rüşvet verdik- leri savlanan 4 kamyonet sürü- cüsü de gözal- tına alındı. "Rüşvet al- mak" ve "rüşvet ver- mek" suçlanndan dos- yalan hazırlanan 6 polis ile 4 sürücü Asayiş Şu- be Müdürlüğü'nden Eyüp Adliyesi'ne sevk edildi. Polis memurlann- dan Kahraman ve Değir- mencioğlu tutuklanarak cezaevine gönderildi. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN K/MMUMIZ RTÜKTMAFIMDAM ACILMGTII?. 20 günlük sağlık raporu aldı Savcı: Bingöl'deki konuşma kamu düzeni açısından tehlikeli Yüksel: Haklanmı Erbakan davası yeniden kullanacağım ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nca (HSYK) DGM Savcılığı görevinden alı- narak Cumhuriyet Sav- cılığVnakaydınlan Nuh Mete Yüksel, "Hakla- run var onlan kullana- cağım" dedi. HSYK'nin "kmama" cezası da Yüksel'i dün DGM hâkim ve savcılan ziyaret etti. Çok üzgün ol- duğu gözlenen Yüksel, sağlık raporu almak için DGM'den aynlırken ga- zetecilerin "Kaset mon- taj mı" sorusuna, "Aynen doğrudur" yanıhnı ver- di. Nuh Mete Yüksel, dün akşam bir televizyon ka- nalındada"Kendiisteği- nizk nii görevden ahndı- WL" sorusuna. u Hayır ku- rultayiniçıkardLBenbu- nu hak etmedim. Hakla- nm var, onlan kuflanaca- ğun" dedi. Yüksel, kase- rin Fethullah Gülen dava- sıyla ilgili olup olmadığı- nın sorulması üzerine, "Ben de o kanaatteyim" diye konuştu. Kasetin or- taya çıkmasından sonra kendisini arayan bir kişi- nın, "Biziın dediklerimi- ze göre hareket edecek- sin. Vbksa Türkiye'den si- linirsin" diyerek şantaj yaptığını ileri süren Yük- sel, şantajuı yürüttüğü ir- ricai soruşturmalar nede- niyle yapılmış olabüece- ğini aktardı. Anayasanın 159. mad- desine göre kurul kararla- nna karşı yargı mercileri- ne başvurulamıyor. Ku- rul, itiraz gelmesi duru- munda yeniden inceleme yapabiliyor. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)-Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan hak- bnda verilen hükmün kaldınlma- sı ve adli sicil kaydının silinme- siyle ilgili duruşmaya başlandı. Savcı, Erbakan'm tahrik içeren konuşmasının, kamu düzeni için tehlikeli olabilecek nitelikte bulun- duğunu söyledi. — — Diyarbakır 1 No'lu DGM'de yapılan dünkü duruşma, Erbakan'ın avu- katlann savunma için sü- re talebi üzerine ertelendi. Erbakan hakkında, Bin- göl'deki konuşması nede- niyle, 10Mart2000tari- hinde 1 No'lu DGM'ce desindeki değişiklik üzerine Avu- kat Mehmet Ener'in yeniden yar- gılama ile ilgili yaptığı başvuru- nun kabul edilmesi üzerine Di- yarbakır 1 No'lu DGM'de dün du- ruşma yapıldı. Duruşmaya Erba- kan katılmazken avukatı Mehmet Ener hazırbulundu. Ener, mahke- me heyetine verdiği dilekçede, Er- • Erbakan'm avukatının savunma için ek süre istemi nedeniyle ertelenen duruşmada savcı, Erbakan'ın Bingöl'deki konuşmasında halkı din ve ırk motifi altmda kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiğini söyledi. TCK'nin 312/2. maddesi uyann- ca"Halkıdinveırkfarkhhğıgöze- terek kin ve düşmanhğa açıkça tahrik etmek"ten verilen ve Yar- gıtay tarafindan onanan 1 yıllık hapis cezasının kaldınlması, adli sicil kaydının silinmesiyle ilgili yeniden yargılanma talebinde bu- lunulmuştu. TCK'nin 312. mad- bakan hakkında verilen ve adli si- cil kaydında yer alan mahkûmiye- tin, TCK'nin 312/2. maddesini yeniden düzenleyen 4744 sayıh yasa, 3682 sayılı Adli Sicil Kanu- nu ve 4454 sayılı Erteleme Kanu- nu uyannca kaldınlmasını, bu ko- nudaki adh" sicil kaydının da silin- mesini istedi. Daha sonra esas hakkındaki mü- talaasını okuyan Savcı, yapılan değişiklikle 4744 sayıh yasa ile ya- sa koyucunun önceki TCK'nin 312/2.1 cümlesiniyürürKiktenkal- dırmayı amaçlamadığını, önceki ırk, din, mezhep ibarelerini yeni düzenlemeye de işleyerek, suçun unsuru haline dönüştürdüğünü ^ ^ ^ söyledi. Savcı, bu nedenle ta- lepte bulunanın konuş- masını,"fiidrvedüşüııce- leri, siyasi kanaaderi ifa- devedinikavramlanaçık- lama hürriyeti" içerisin- de değerlendinnenin mümkün olmadığını be- lirterek şöyle devam etti: tt Hükümlünün konuşmasında; daha çok kendi partisinin taraflar ve sempatizanlanndan oluşan kit- leyi kendilerinden farklı düşünen- lere karşı din ve ırk motifi altmda kin vedüşmanhğa açıkçatahriket- tiği, bu tahrUdn de kamu düzeni için tehlikeli olabilecek nitelikte bulunduğu anlaşılmışür.*' Hizbullah Hicret Timi'ne operasyon ALPERTURGUT Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ın 1998 yılındaki "Hicret aşamasında" Marmara Bölgesi'ne sızan ilk ekipte yer alan askeri kanat sonımlusu Cemal Arvas'm da aralannda bulunduğu 7 kişiden 4'ü Istanbul'da tutuldandı. Diyarbakn-, Ağn ve Erzurum'da kanlı olay- lara imza atan militan- ların, son yıllarda darbe üstüne darbe alan Hizbullah'ın askeri kanadını tekrar güçlendirmek ve harekete geçirmek iste- dikleri belirlendi. Eski Ağn sonımlusu Cem Osman Aktaş ve onun emriyle 4 kişiyi öldüren Muzaflfer Abdulkaya ıse Diyarbakır'a gönderildi. Istanbul Terörle Mücadele ve tstihbarat Şube Müdürlüğü'nün ortaklaşa düzenledikleri operasyonda, Hizbullah'ın askeri kanadını tekrar toparla- mak isteyen Cemal Arvas ve 6 adamını gözaltına aldı. Polis, gözaltındaki örgüt üyelerine ait özgeçmiş raporlannın, öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Veüoğlu'nun Beykoz'daki villasında bulunan bilgisayar kayıtlannda bulunduğunu açıkladı. Örgüt için son derece önemli olan Istanbul'da silahlı eylemler gerçek- leştirmek isteyen Hizbullahçılann maddi kaynak bulmak için yaİdaşan ramazan ayı nedeniyle "fitre ve zekât toplama çahşmasuıa" başladığı ifade edildi. . Istanbul 5 No'lu DGM'ye çıkarhlan 5 kişiden Istanbul askeri kanat sonımlusu Cemal Arvas, Recep, Faysal ve Bahri Seümoğlu tutukla- narak Kartal Özel Tip Cezaevi'ne gönderildi, Ömer Alüntaş ise serbest bırakıldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr Nuh Mete Yüksel, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin anlı şanlı savalanndandı. Dünkü gazeteler, onun bir "seks kaseti" nedeniyle DGM sav- cılığından alındığını yazdılar. Böyle bir gerekçeyle onun cezalandınlması il- ginç. Türkiye, zaten bir paradokslar ül- kesi. Nuh Mete Yüksel için bu köşede deep>eyceyazılaryazıldı. Birtanesi- ni dün gıbi anımsıyorum. 85 yaşında- kı Mihri Belli'yi bir konuşması nede- niyle Istanbul'daki evinde polislere bastınp gözaltına aldırmıştı. Mihri Bel- li birkaç gün Istanbul, Ankara emni- yetinde uykusuz geceler geçirdikten sonra Yüksel'in huzuruna çıkarılmış ve daha sonra serbest bırakrimıştı. Ay- nı ışlemi Şanar Yurdatapan için de tekrar etmişti. Demokratık bir ülkede soruşturma açılmayacak bir konuda, bir düşün- ce açıklamasından sonra, 85 yaşın- Nuh Mete Yüksel'in En Masum 'Günahı'! daki bir düşün insanını bir başka şe- hirde gözaltına aldırmak Nuh Mete Yüksel'e özgü bir savcılık biçimiydi. Gözaltındaki insanlara işkence edildi- ğini raporlarla belgeleyen doktorlar, cezaevlerindeki baskılara karşı çıkan avukatlar da Nuh Mete Yüksel'den nasıbini alanlardandı. Nuh Mete Yüksel, asıl büyük sük- sesini Merve Kavakçı'nın evıni basa- rak, Necmetfn Erbakan ve Fethul- lah Gülen hakkında ıdam cezası is- teyerekyapmıştı. Bazı çevreler, onun bu konudaki aşırı taleplenni bir laiklik savunuculuğu gibi algılayıp onu des- teklemişlerdi. Nuh Mete Yüksel, Hu- kuk Fakültesi'nde öğrencı iken yıllık- lara "ülkücü" olarak geçmişti. Savcı- lık döneminde yaptıkları da bu kanıyı doğrular nitelikteydi. ••• Nuh Mete Yüksel, hukuku özgürlük- lerin kısıtlanması şeklinde yorumla- yan bir hukuk anlayışına sahipti. O yasalan böyle anlıyor, böyle uygulu- yordu. Hukuku, demokrasinin geliş- mesi, insan hakiannın gelişmesi, ada- letin yerleşmesi için yorumlamak da mümkündü. Ne yazık kı Türkiye'de böyle davranan hukukçulann önü ka- panıyor, Nuh Mete YükseTlerin önü açı- lıyordu. Nuh Mete Yüksel, demokratık bir ül- kede bu anlayışla savcılık yapamaz- dı. O uygulamalanyla demokrasiye, özgürlüklere uzak birgörüşü temsıl edi- yordu. Yapsa yapsa bu görüşlerin avukatlığını yapabilirdı. Türkiye, he- nüz demokrasiyi yerleştirmemiş bir ülke oldugu için Nuh Mete Yüksel'ler en önemli yerlerde, en önemli görev- leri üstlenebiliyoriar ve onlan kimse yerinden oynatamıyordu. Dramatikolan, Nuh Mete Yüksel'in insani açıdan çok masum sayılabile- cek bir eylem nedeniyle görevinden alınmasıydı. Inanın ben bu iddialan ılk okuduğumda hiç ihtimal vermemiştım. Yüksel'in o muhafazakâr haliyle "ka- çamak" geceler peşinde koşabilece- ğini düşünememiştim. Kendısı uzman raporlanna rağmen hâlâ bir komploy- la yüz yüze bulunduğunu söylüyor. Onun kendisini savunmasını, bu ko- nuda bir haksızlığa uğradıysa bu hak- sızlığın giderilmesini insani bir hak ola- rak göruyorum. Hukuk, herkese lazırn. Türkiye gerçekten bir paradokslar ülkesi. Hukuku bu kadar hoyrat bir şekilde uygulayan ve demokrasiyi ze- deleyen uygulamalara imza atan bu ünlü savcıyı, bu uygulamalan nede- niyle kimse yerinden oynatamazken Yüksel'in bir "seks gecesi" gerekçe- siyle tasfiye edilmesi tam bize özgü bir durum. "Yok öyle şey, burası Tür- kiye abi!" sözlerine uygun bir uygula- ma ile yüz yüzeyiz. ••• Nuh Mete Yüksel'in, "seks gece- s/"nin devletteki göreviyle ne ilgisi var ki! Böyle bir durum, ancak onunla eşi arasında veya beraber oldugu söyle- nen kadınla onun arasında bir sorun- dur. Tamamen kişiseldır. Bu nedenle böyle bir gerekçeyle görevden alınma- sını doğru bulmuyorum. Eğer avukat olsaydım, en azından bu konuda ken- disini savunabilirdim. Gerçekten dramatik bir durum... GLOBALPOLITIKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Savaşa Doğru Pentagon'dan sızan ya da sızdınlan haberlere gö- re, Irak savaşının aralık ortalanndan ocak sonuna ka- dar uzanan dönemde başlaması gerekiyor. Ama ta- rihsel olarak birsavaşın eşiğinde olduğumuzu gös- teren verilerin yanı sıra, henüz böyle bir noktada ol- madığımızı düşündüren veriler de var. Üstelik görün- tü giderek daha da bulanıklaşıyor. Aylar değil haftalar... The Times'ın, eski editörlerinden, 40 yıllık emek- taryorumcu Lord VVilliam Ress-Mogg'un pazar- tesi yazısına bakılırsa, savaşın fiilen başlamasına aylar değil yalnızca haftalar var. Bir seri gelişme Lord Ress- Mogg'un bu öngörüsünü destekliyor. Başkan Bush Temsilciler Meclisi'nden savaş yetkisi aldı. ABD, Saddam'ın, denetçilerin Irak'a geri dönmesi- ne ilişkin açılımlarına kulağını tıkıyor ve Körfez'e as- ker yığmaya devam edıyor. Gelecek ay ABD ve In- giltere silahlı kuvvetlen Katar'da ortak bir manevra geliştirecekler. The Times'ın aktardığına göre göz- lemciler, bu manevranın savaşın bir kostümlü pro- vası olacağını düşünüyor. VVashington Post, Bush'un Iraklı muhalif göçmenlere yönelik bir askeri eğitim programı için talımat verdiğını, 92 milyon dolarlık ek harcamayı onayladığını yazıyor. Ilk anda 5 bin Irak- lı muhalifi kapsayacak olan eğitim, kısa sürede 10 bin kişiye yükselebılecekmış. Bu hazırlıklarsürerken Başkan Bush, hem ülke için- deki önemli strateji uzmanlarını hem de uluslarara- sı ittifaklannı (Ingiltere hariç) bir Irak savaşının tero- rizme karşı uluslararası savaşı aksatmayacağına ik- naetmeye çalışıyordu. Uluslararası diplomaside ve özellikle Araplar arasında etkisini arttırmaya başla- yan Jacques Chirac (Le Monde) ile Blair'in ziya- reti sırasında sunduğu kanıtları pek ciddiye almadı- ğı anlaşılan Putin'in (Guardian, TheTimes) BM Gü- venlik Konseyi'nde veto kullanmalannı engellemek ABD için önemli sorundu. Ama birçok yorumcuya göre, bir uzlaşma zeminı yavaş yavaş oluşuyordu. Böylece, silah denetçilerinin Irak'a geri dönmesi ile ilgili bir karar, ABD'nin isteklerı doğrultusunda şe- killenebilirdi. ABD de Rambouıllet'de Miloşeviç'e yap- tığını, bu kez Saddam'a da yapabilir, kabul etmesi- ne asla olanak olmayan bir istekler paketini, Irak re- jiminin önüne koyabilirdi. Ancak bu noktada Fran- sa ve Rusya için geri dönmenın maliyeti çok artmış olacağından, onlar da ABD'nin peşine takılırlardı... Bu gelişmelere ek, ABD halkının da havaya girme- ye başlamış olmasına bakarak savaşın, adeta eli kulağında demekten başka çare kalmıyor. Derken... Başka olaylaryaşanmaya başlandı. Bir Fransıztan- keri Yemen açıklarında saldırıya uğradı. ABD dos- tu Kuveyt'te, ABD personeline yönelik silahlı saldı- nlar gerçekleşirken, Filipınler'de peşpeşe bomba- lar patlamaya başladı, bir ABD askeriyle beş sivil öl- dü. Sudan'dan Suudi Arabistan'a giden bir uçakta başansız bir kaçırma olayı yaşandı. FBI ve CIA Baş- kanı Tenet bir demecınde, terör tehdidinin arttığını vurguladı ve ağır bir ifadeyle "Üzerimize geliyorlar" dedi. Artık bütün Batı ülkelerinin vatandaşları tehli- kedeydi. Afganıstan'da başı ezilmiş, üsleri dağıtıl- mış El Kaide, adeta çok başlı mitoloji canavanna dö- nüşmüş, her kesilen başın yerınde yenıleri çıkmış- tı. Ybksa terörle mücadele açısından Afganistan bir başan olmadı, diyenler haklı mıydı? Pakistan seçim- lerinde Taleban yanlısı, El Kaide sempatizanı parti- lerin meclisteki iskemlelerin yüzde 30'unu, Kuzey ve Güneybatı meclislerinin çoğunluğunu ele geçir- miş olması da terörle savaş fiyaskosunun bir baş- ka yan urünü, gelecekte Ortadoğu'da yaşanabile- ceklerin bir habercisiydi. Birçok gözlemciye göre, Bush yönetiminin kafa- yı Saddam'a takıp terörle mücadeleyi ihmal efrne- sinin bu gelişmelerde büyük payı var derken, nük- leer santrallara ve balistik füze teknolojisine sahip Kuzey Kore ("şerekseni"n\n ikinci ülkesi) bir nükle- ersilah programı olcluğunu açıkladı. Üstelik Ha'aretz'e göre Kuzey Kore, Iran'da nükleer teknoloji transfe- ri karşılığında uranyum üretiyormuş. Bu haberler ABD'nin Irak stratejisinin mantığını iyice sarstı. Çün- kü ABD'nin Irak'a saldın gerekçelerinin, şimdi Ku- zey Kore'de de bu rejim değişikliğini gündeme ge- tirmesi gerekiyordu. Halbuki, ABD Kuzey Kore'ye kar- şı, askeri değil diplomatik bir yol izlemeye kararlıy- dı. Bu tozduman içinde, hafta sonu ilginç bir geliş- me ABD'nin belki de yine taktik değiştirerek rejim değiştinme hedefini şimdilik geriye çektiğini düşün- dürdü. Dışişleri Bakanı Powell ve Güvenlik Danış- manı Rice, verdikleri demeçlerde Saddam'ın silah- tan arınmayı kabul etmesi halinde iktidarda kalabi- leceğini çünkü esas amacın silahtan anndırma ol- duğunu vurguladılar. Birtaraftan savaşın süreci işliyordiğertaraftan kar- şı süreçler, bu yüzden ortalık tozduman. Ama ben The Times'tan Simon Jenkins'in yorumunu okur- ken takılan bir sorunun cevabının, sürecin gelece- ğini belırlediğini düşünüyorum. "Bali patlamasının şimdi Irak işgaliprojesini öldürmesi gerekir" dedik- ten sonra Jenkins, ekliyordu: "Amerika güçlü olma- nın özgüvenini göstermeli, zaaflanndan korktuğu için hemen silaha sarılan insanlann sinirliliğini değil". Ya Amerikan yönetimi ülkelerinin göründüğü kadar güç- lü olmadığını, zamanın aleyhierine işlediğini ve bir an ewel enerji kaynaklannın ve stratejik noktalann üzerinde, gelecekteki hesaplaşmalara uygun bir bi- çimde konuşlanmak gerektiğini düşünüyorsa? Eğer böyleyse savaşı engellemek mümkün olmayacak di- ye düşünebiliriz. YAZAR ATİLLA KESKİN 24 yıl sonra gözaltına ahndı ÎSTANBUL (AA) - Güvenlik kuvvetlerince arandığı gerekçesiyle 24 yıldır Türkiye'ye dön- meyen ve vatendaşlıktan çıkartılan yazar AtiHa Keskm, 2 kitabını im- zalamak amacıyla geldi- ği Istanbul'da asker ka- çağı oldugu gerekçesiy- le gözaltına alındı. 12Mart 1971 muhtı- rası döneminde Deniz Gezmiş, YusufAslan ve Hüseyin İnan'ın da yer aldığı grupla birhkte yar- gılanan ve idam cezası- na çarj)tınlan Keskin, hakkındaki yakalama emrine ilişkin dosyanın bulunamaması üzerine serbest buakıldı. Gezmiş, Aslan ve tnan'ın da yer aldığı grupla birlikte yargıla- nan Keskin, idam ceza- sına çarptınlarak infazı bekleyen 4. sıradaki sa- nık ohnuştu. Bu cezası daha sonra ağır hapse dönüştürü- len Keskin, bir süre ce- zaevinde yattıktan son- ra afla tahliye edilmesi- nın ardından ülke dışına çıkmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear