25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EKİM 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK TABÎATir İSTANBUL 2FE5DÎSİ A3DÜLCANEAZ' HAHİKÜİAD2 MAC3RALAHI KI5IM TSKMÎLİ ü Î JİAlARÜı /<ÜyÜNÎİU TOM/Jı/L Vt Z/'jl/» " Fwötf Safaz, Lazutlar 2'densonra 'baskıcı Karadenizli dostların' ısrarlarına dayanamayarak Lazutlar 3 adlı yeni albümünü çıkardıKemençe, mısır ekmeğiveözlemHATtCE TUNCER Karadenız türküleri, denızin dalgası, hamsının çırpınışı gıbıdir. Karadenız'le mücadelenın telaşı, dık yamaçlarda findık toplamanın zorluğu, aşkın sıcaklığı türkülerde, horonlarda anlatılır. Nâznn Hiknıet, "ArhaviB İsmail'in Hikâyesi"nde, "uzun eğri burunlu ve konuşmayı şehvetie seven insanlar*'ın vazgeçemedıklennı anlatıyordu: "_ sırü lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin bir şarta söyler gibi ölebüirdiler" 12 Eylül darbesının ardından yurtdışına gıtmek zorunda kalan Fuat Saka müzik çahşmalannı Almanya'da sürdürdü. Türkülerin, deyışlerin yanı sıra Nâzım Hikmet'in Orhan VeH'nın şiırlenni besteledı, Almanya'da yaşayan ışçıleri, çocuklannı anlatan çalışmalar yaptı. Ama bır Karadenizli dünyanın neresine giderse gitsin kemençeden, horondan ve lazut (mısır) ekmeğınden kopamazdı. Fuat Saka'nın içten ıçe Karadenizliye sözü, üstelık de "memleket hasreti" vardı. KaradenlzlHer baskıcıdır Böylece yurtdışına çıkışından 19 yıl sonra Karadeniz türkülennden oluşturduğu "Lazutiar" albümünü hazırladı. 2000 yıhndakı "Lazutiar 2" dan sonra "baskıcı Karadenizli dostfann" ısrarlannın da etkısiyle "Lazutlar 3" albümü geçen günlerde pıyasaya çıktı. "Lazutiann flldni yurtdışmda gerçekleştirmiştim. Bu yüzden repertuvar ve otantik enstrümanlarda biraz zorlanmalar okhı. Ama Türkiye'de Karadeniz ritminin önünü açacak bir çahşma oldu. tkinci Lazutlar'da Türkiye'ye dönmüştüm. Taş, olduğu yerde ağn* tabü kL. Kemençeyi, horonn, Karadeniz müziğini yerinde izleme nrsaü buldum. O yüzden ikinci çahşma bana göre birinciden bir adrni daha öne çıknuşn. Benim şu ana kadar yapöğnn 15 çahşmanm içinde sadece üçü Karadeniz üzerine. Lazutlar'uı arasuıa Akdeniz'e ait ritimlerin olduğu 'Perçem Perçem'i koyarak biraz nefes abnak istedim. BeBd siz bDmezsiniz bizim Karadeniziiler biraz baskıcıdır. Hem onlann isteklerini kırmamak hem de kendimi basürmamak için Lazutlar 3'e bir yıl önce başladık. Selanikli kemençe ustası arkadaşım Kosta Sıyanıdıs'le araşnrmalar yapük." Kemençe koncertosu B ir Karadenizli dünyanın neresine giderse gitsin kemençeden, horondan ve lazut (mısır) ekmeğınden kopamazdı. Fuat Saka 'nın içten içe Karadenizliye sözü, üstelik de "memleket hasreti" vardı. Fuat Saka, Lazutlar 'ı Türkiye de Karadeniz ritminin önünü açacak bir çahşma olarak değerlendiriyor. Lazutlar 3 'te "Göç " adlı bir kemençe koncertosu ile karşılaşıyoruz. Göç edenlerin ve ettirilenlerin dramı ritim öne çıkarılarak anlatılıyor. 8O'lerin başında Amerika'dan bir rap fiıryası geldi. Yeni bir şey gibi lanse ettiler. tnsanlar yerel biçimde aynı şeyleri yüzyıllardır yapıyor. Karadeniz'in atma türküleri olmuş rap. Karadeniz'de ardı arkasına kesilmeden sürekli atarlar birbirlerine. Batı'nm bize yeni diye sunmaya çalıştığı şeyin yeni olmadığını kendime ispat etmişim ben. Lazutlar 3'te "Göç" adlı bir "kemençe koncertosu" ile karşılaşıyoruz. Göç edenlerin ve ettirilenlerin dramı ritim öne çıkanlarak anlatılıyor. 1923'lerde Yunanistan'a Karadeniz"den göç eden bir kemençecinin eserine bazı ekler yapılmış. Kemençe konçertosunun bırinci bölümünde aynlığın dramı, ikinci bölümünde yolculuk, üçüncü bölümünde uyum göstermeye çalışmak, dördüncü bölümde "yerleşik düzen" ıfade edılmiş. "Rap atma"lara "Siska" ile devam ediliyor: "80'lerin başında Amerika'dan bir rap raryası geldi Yeni bir şe\ gibi lanse ettiler. tnsanlar yerel biçimde aynı şeyleri yüzyıDardır yapıyor. Karadeniz'in atma türküleri. olmuş rap. Karadeniz'de ardı arkası kesilmeden sürekli atarlar birbirlerine. Ban'nın bize yeni diye sunmaya çahşüğı şeyin yeni olmadığıru kendime ispat etmişim ben. İnsanlara da biraz anlatabfleyim diye böyle bir çıkış yolu buklum." Karadenîz modası Lazutlar 3'teki 14 parçanın yedisınde Fuat Saka'nın imzası var. Eserlerini, albüm kapağına bakmadan dınlendiğinde, geîeneksel Karadeniz türkülerinden ayırt edılemeyecek bir yaklaşımla hazırlamış: "Türkü formlaruun dışına fazla taşmadan yeniden türkü yazüabueceğine inananlardanını. Çünkü sanatçüann, yaşadıklan güne de bakmalan gerektiğuıi düşünürüm. Yaşadığomz güne de bir şeyler katmamız gerekryor. Yuzlerce binlerce yıl öteden gelen türküleri olduğu gibi ahp aktarmaktan yana hiçbir zaman olmadım." Saka, son dönemlerde Karadeniz türkülerinin gıderek popülerleşmesine karşın yapılanlan Karadenız müzığı adına tehlıkelı buluyor: "Orneğin şimdi Arap ağzryla Karadeniz türküsü söylemek çok saçma bir olay. Karadeniz'in şivesüıdeki o tadın yerine Arap ağzmdaki harfleri yayarak söylenen parçalara kaldık. Bunlar Karadeniz müziğinin geleceği açısından zararta yaldaşımlar. Karadeniz müziği dünyanın en önemti renklerinden biridir. Çok hareket, çok tempo™" Karadeniz türkülerinde, yaşama şakayla karşüık verildiği gibi sevgiliye "dokunma" duygusu da ıçtenlikle ifade edılir: "Bir başka ülkede bu kadar açık erotik yaklaşan sözler var mıdır bflmiyonım. Dokunmak, öpmek çok önemndir. Karadeniz'e insanlar hep tutucu gözüyle bakarlar. Oysa hiç öyle değudir. tnsanlar orada birbirlerine türkü atarlar. Kızlar, erkekler karşıhkh birbirlerinden beklediklerini söyleyebUirler. Birçok türküye sının aşmasuı diye koyamadığmuz sözler var. tnsanlarm yaşam biçimkri neyse, düşündükleri şey neyse rahatnkla türküde söylemiş. Kadın türküleri 'Şehirde vaşavanlar gizli gizli kemençe dinlerdi' İnsanlar artık utanmıyor"LaM Coğari LaB" Lazca bir sevda şarkısı. Erik ağacına çıkan genç kızın, hayranı olan genç erkeğe kendisine ulaşamayacağını "havia köpeğim havla" diye anlattığı anonım bir türkü. Kirve anlamına gelen "Kumabaromo"nun sözlerini Maçka dolaylanndan göç eden ve Selamk'te yaşayan bir Rum doktor yazmış. "Sotka Faroz" Trabzon'un Faroz Mahallesi'nde oynanan "Faroz Kesmesi'' denilen oyuna yakın formlarda düşünülmüş bir parça. Cılız bir güreşçinin, iriyan bir güreşçiye kafa tutmasının öyküsü olan "PehHvan" Türkçe sözler yazılmış bir Gürcü halk türküsü. İtlcl gellrdl Kemençenin en önemli üstatlanndan Kâtip Şadi "Irmak Sıra" ile Lazutlar 3'e katkıda bulunmuş. Saka, üstadın tekniğini, kemençenin gövdesine yayıyla vurarak tuttuğu riünı duyurmak ve albüme küçük bir arşiv nıteliği kazandırmak istemiş: "Eskiden kemençe, utanüacak bir alettL Şehirde yaşayanlar gizli gizli dinlerdL tnsanlar aruk kemençeden utanmamaya başladnar. Ben de kemençeden hiç hoşlanmazdım. Çocukken çok güzel kemençe çalan Tevfîk Ağabeyimiz vardı. Bana kemençeyı öğretmeye çok uğraşmıştı. Tevfik Ağabey'ı gördüm mü kaçardım. 'Gel otur sana öğreteceğım" diye kulağmıdan rutar, yakalardı. Köyden göç edenler kemençeyi, horonu şehire getirmişti. Şehirhler o zamanlarm popüler isunkrinden, Doğu türküleri, Orta Anadohı türküleri ve batı müziği dinlerierdi. Avrupa'da>ken eüme bir kemençe kaseti geçti. Çocukken kemençe itici geürdi ama. Avrupa'da o kaseti dinlemeje başladun. tnsan 40 yaşlarma geSnce geçmişi, doğduğu topraklan özlüyor. Türkiye'de de olsam Lazutlan mutlâka gerçekleştirirdim ama, belki bu tatta olamazdı. de öyledir ama, benim söyiemem doğru oknayacağı için albüme koyamryorum." Saka; yaşama, insanlara ve doğaya sevgisıni tnüzığıne aktarmış. Bunun "acdı kuşak"tan kalan bır gelenek olduğunu düşünüyor: "Bizim kuşağnnız öğrenmej'e, araştirmaya ve uygulamaya çok açıkb. Herkes yaşamdan, okuyarak, insan iüşküerinden, doğadan ögrendiklerini yaşamına uygulamaya çahşü. Benim müzik yapoğım yerlerde poÛtik söylemlerde bulunmam gerekli değfl. Türkü sö>1erken istediğim biçimiyle yansıtabür.orsam, beklentflerin dışında da enteresan biçimde yansrtabilrv orsam yeter. Türkü söylemek benim için zaten yeteri kadar poîitik bir olay. Beni türkümle ahp insandan, vaşamdan yana bir sahneye kovuyoriarsa doğrusu budur™"Türkü söylemek benim için zaten yeteri kadar pofitik bir olay. Beni türkümle ahp insandan, yaşamdan vana bir sahneye koyuyoriarsa doğrusu budur." 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kendi sergisini açtı Süleyman Demirel, serginin açüışmda "Mej'veli ağaç taşlanır. 40 sene bir adamın karikatürü >apüırsa bu, önemsendiginden dolayMhr" dedi (Fotoğraf: AA) Karikatürün diliyle siyasette geçen 39 yıl • Necati Korkmaz'ın derlediği, "1963'ten bugüne Süleyman Demirel karikatürleri" arşivi, Ankara 8. Sanat ve El Sanatlan Fuan'nda sergilenmeye başladı. 20 Ekim'e kadar sürecek sergi, 9. Cumhurbaşkanı'nın 40 yıllık siyasi maratonunu gözler önüne serecek. BÜLENTSARIOĞLU ANKARA - "tnsan yaşadıkça maraton bitmez_" 1963'ten bugüne Süleyman Demirel kankatürlerinin derlendıği arşıvde dolanırken Demirel'e aıt bu sözlen yinelemek kaçınılmaz. Kızılderüı sanatlanyla uğraşan Necati Korkmaz'ın yıllar önce îtfaiye Meydanı'nda "Adalet Partfli bir amcayia" taruşmasıyla başlayan "Demirel karikatürü" merakı, bugün 39 yıllık Türkiye panoraması çıkarmasına yardımcı olmuş. Korkmaz'ın Demirel kankatürü arşı\ı 12-20 Ekım'de Atatürk Kultür Merkezı'nde, Ankara 8. Sanat ve El Sanatlan Fuan'nda sergileniyor Sergiyı Süleyman Demirel açtı. Korkmaz'a göre Demirel "dünyanın en fazla karikatürü çizflen poütikacısı'" olmaya aday göstenlebılır. 80 yıllık cumhunyetın 40 yüına damgasını vuran Demirel söz konusu olduğunda, koştuğu maratonu, ülkerun yazgısıyla koşut görmemek olanaksız. Bu, 6 defa gıdıhp 7 defa gelınen hükümet, 7 yıl yasaklılık ve cumhurbaşkanlığıyla taçlanan bır "maraton"- Demirel'ı 70'li yıllarda sıyası arenada mücadele ettiği Turhan FeyzioğİD, Alparslan Türkeş, tsmet tnönü ve Behice Boran'la gösteren tabloda yalnız Demırel yaşayan... 1971'dekalemealdığı köşede "Shasi hayaumızda nkeleri gibi bir de Demirel geldi geçti" dıyen Akbaba dergisınin yazan Vedat SaygeL acaba kaç yıl sonra fark ettı yamlgısını? Yoksa o dal 967-87 yıllannda yayunlanmış 6 kankatürü 199 l'de aynı sayfada basan Avnı dergisinin yazı kadrosu gıbı "Baba sen ha_ YıDar sonra_" mı dedi? tşte Demirel arşıvinden kımı omekler Yıl 1976, Bülent Ecevit mükellef sofrarun başında Süleyman ve Yahya Denürel'e soruyor: "Şu yenflenlerin hesabmı hanginiz ödeyecek?" 26 yıl sonra hesap goruldu mü tarhşılır; ama Demirel yanınnı MC hükümetlennden sonra venyor. "BöyyükTüridye'\ibizgalkmâırdık.Birkaç yi sonra Alaînanya'yı geçeceğiz- " 'Yollar yürümekle aşınmaz' Boğaz Köprüsü'nün ılk projesinı hazırlayan ABD şırketi Mornson Knudsen'in Türkiye temsilcilığini üstlenince, 1950'lerin "Morrison SüleyTnan"'ı Sonra Kırat sürüsünü güden "ÇobanSüKL." 196O'larda"Barajlar Krah"ve90'larda "KurtarbiıiBabaJ' 68 gençliğine sarf ettiği o ünlü sözü: "Yürü\üşlerolu\T)r diye asabınız bozunnasm, yürümekle sokaklar eskjmez." Ve diğerleri "Şişe fabrikasmda şişe yapıkhğı gibi ünhersitede de öğrenim \ıapıhıf "Bana sağalar adam oktürüyor dedutemezsiniz." ÎLKSAN hortumu konusunda, "V'erdimse ben verdim, ne ohnuş?" 70'lerin sonlannda ortaya çıkan kuyruklarla ilgilı söylediklen halkın değılse bıle dergılenn hafizalannda- u Ne yok? Ne zamandan beri yok? Yok olan maddeyi biklirin, hemen gönderevim™" Ve 1980'de, "Benzin vardı da biz mi içtik?" * Bu kadar da değıl: 80'den önce "100 günde çözüm", 91 de "21 Ekrnı sabahı yeni bir Türkiye. 500 günde ülkeyi düze çıkaracagE." "Fırat'ın kenarmda bir kuzu kaybolsa, hesabı benden soruluı:" Ama "Deviet zaman zaman rutin dışına çıkabîHr-." Aynca "Demokrasilerde çare tükenmez". Üstelik "Dün dündür. bugün bugündüıf _. Belkı de sergılenenler, Demirel'ın anlatımıyla "46 yıhndan bu yana devam eden benhk arayışının öyküsü"dür.. Onun GAP için kullandığı tanımlama, bu öykünün özeri için de uygun düşebilir "Ha>al her şeyin başlangıadır!'"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear