Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2002 PAZARTESİ
HABERLER
Anir Musa'nın
ayaretine iptal
• ANKARA (AA)-
Arap Birüği Genel
Sekreteri Amr Musa'nın
dün başlaması
öngörülen Türkiye
ziyareti, kötü hava
koşullan nedeniyle iptal
edildi. Musa, Mısır
Havayollan'nın
Istanbul-Kahire
seferinde yaşanan
gecikmeden ötürü
Türkiye'ye gelemedi.
Dışişleri Bakanı Ismail
Cem'in daveti üzerine
Türkiye'ye gelmesi
planlanan Musa'nın
ziyaretinin taraflar
arasında
kararlaştınlacak bir
başka tanhte yapüacağı
öğrenildi.
ABD'ye özel
mesai
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Meclis, bu hafta,
Başbakan Bülent
Ecevit'in 14 Ocak
Pazartesi günü
başlayacak ABD
gezisinden önce
çıkanlması hedeflenen
yasalar ıçin fazla mesai
yapacak. IMF'nin ek
kredisi için koşul kabul
edilen tartışmalı 3 yasa
tasansı ve 2 uluslararası
sözleşme, cuma gününe
kadar çıkanlacak.
Meclis, öncelikli yasalar
için yanndan itıbaren 11
Ocak Cuma günûne
kadar 14.00-24.00
saatleri arasında
çalışacak.
AKFyeuyan
yolda
• ANKARA (ANKA)-
Anayasa Mahkemesi,
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavctsı Sabıh
Kanadoğlu ile sorun
yaşanmasına yol açan
Recep Tayyip Erdoğan'ın
siyasi geleceğini
belirleyecek AKP
dosyasını yann
görüşecek. FP'nin
kapatılmasına ilişkin
Anayasa Mahkemesi
gerekçeli karannda
türbanla ilgili olarak
yapılan yorumlar gerekçe
gösterilerek AKP'nin de
türbanlı 6 kurucu üyesi
nedeniyle "ihtar" alacağı
tahmin ediliyor.
AİHM'yeek
başvuru
• ANKARA (ANKA)-
SP Genel Başkanı Recai
Kutan, FP'nin
kapatılmasına ilişkin
gerekçeli karann
yayımlanması üzerine,
karann
yayımlanmasından önce
başvurusunu yaptığı
Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'ne (AİHM)
ek açıklama gönderecek.
Kutan'ın talimanyla
hukukçular tarafindan
çalışma başlatıldı.
Kutan'ın ek
başvurusunda, "Genel
başkan ve yöneticilerinin
hiçbirinin suçlanmadığı,
partimizin ikisi
milletvekili ve 5 üyesinin
konuşmalan nedeniyle
kapatılması uluslararası
ve iç hukuka aykındır"
göriişünü dile getirecek.
SP'den
ppomosyon
• ANKARA (ANKA)-
SP, üye kaydını teşvik
etmek amacıyla
Necmettin Erbakan'ın
kapatılan RP'de yaptığı
"Çok üye yapanı
ödüllendirme"
uygulamasını başlatıyor.
Erbakan'ın talimatı
doğrultusunda, "2002
yılı içinde üye sayısnu 4
milyona ulaştınna"
karan alan SP yönetiıni,
bu hedefe ulaşmak için
"promosyonla üye
yaznnı" diye
nitelenebilecek bir
uygulamaya geçecek. SP
yönetimi, düzenli olarak
her ay en fazla üye
yapan partililer ve
teşkilatlar için genel
merkezde ödül törenleri
düzenleyecek.
TÜMÖD, Gürüz'ün 'katkı payı 4 kat artacak' açıklamasına karşı çıktı:
Meclis'in iradesine ipotekANKARA (ANKA) - Tüm Ögre-
tim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Ge-
nel Başkanı Prof. Tahir Hatipoğlu,
katkı paylanmn 4 kat arttınlmasını
öngören düzenlemeye ilişkin olarak
"Bağırsalar da çıkacak" açıklaması
yapan YÖK Başkanı Prof. Dr.Kemal
Gürüz'ü, TBMM"nın iradesine ipotek
koymaya çalışmakla suçladı. Hatipoğ-
lu, ödeme güçlüğü içinde olan öğren-
cilerin tarikatlann kucağına düşeceği-
ni savundu.
TÜMÖD Başkanı Prof. Tahir Hati-
poğlu, YÖK Yasası'nda değişiklik ön-
gören tasanyla ilgili bir rapor hazırla-
dı. Tasannın yasalaşması durumunda,
katkı paylannın tıp fakültelerinde 3
milyar, yabancı diller yüksekokulla-
nnda 2.5 milyar, meslek yüksekokul-
lannda 600 milyon, sınıf tekran duru-
munda ise katkı paylannın 1 -4.5 mil-
yar düzeyine çıkacağını kaydeden Ha-
tipoğlu, ikinci öğretim ücretlerinin ise
1.8 milyar ile 9 milyar arasında deği-
şeceğini belirtti.
Düzenleme ile yoksul çocuklannın
üniversite şansı kalmayacağını kayde-
den Hatipoğlu, "Türkiye'de nüfusun
yüzde 9O'ı bu katkı paylannı ödeye-
mez. 'Zenginden alıp fakire verece-
ğiz' sözününgeçertiiğiaslaolmaz.Çün-
kü yüzde 9O'ı fakir olan Türkiye'nin,
yüzde 10'unun katkı payıfleyüzde 90'ı
okuyamaz" dedi.
Tasan ile katkı ve öğrenim kredisini
dağıtma yetkisinin de üniversitelere bı-
rakılmasının öngörüldüğüne dikkat çe-
ken Hatipoğlu, geri ödemelerin enflas-
yona endekslenmesiyle kredi faturala-
nrun da yükseleceğine dikkat çekti.
Hatipoğlu şu uyanlarda bulundu:
"Kredilerin üniversitelerce verüme-
si demek, o üniversite yönetimlerini,
binlerce öğrenci vetisi tarafından tor-
pil için rahatsız etmesi demektir. Aym
şekflde nüuetvekiDeri, üniversitelere ka-
rtşacaldarve üniversiteler siyasetin ba-
tağına batacakür. Kredi alan öğrenci,
geri ödeme yaparken, her yıl enflasyon
oranı eklenecek. Öğrenci bitirdiğinde
iş bulamasa dahi örneğin öğrenciyken
akhğı 10 milyar krediyi 50 mflyar ola-
rak ödenıek zorunda kalacakor. Kat-
kı payını ödeyemeyen öğrencieri taı>
kadar sahiplenecektir. Dolayısryia üni-
veratekrde var olan irtica üniversiteyi
tam anlamryla ele geçirecektir."
TBMM'ye ipotek
YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Gü-
rüz'ün tasan ile ilgili olarak "Artık
ünrversitelerparaholacaknr'', "bağır-
salarda bu çıkacak" açıklamalan yap-
tığına dikkat çeken Hatipoğlu. "Daha
tasannın TBMM'de görüşmeJeri baş-
lamadan, YÖK BaşkaruGürüz, 'bağır-
salar da çıkacak' diyerek, TBMM'nin
karanna ipotek koymaya çabşıyor. Bu
tasan kesinlikle reddedilmelidir.
TBMM, YÖK Başkanı Gürüz'ün »a-
masızistelderine boyun egmemetidir''
diye konuşhı.
Hastanelerde randevu patlaması
Okuyan, gözlükçülere
soruşturma başlattı
ANKARA (AA) - Çahşma
ve SosyalGüveniik Bakanı Ya-
şar Okuyan, Ankara'da bazı
gözlükçülerin göz hastanelerin-
den çok sayıda randevu aldığı-
nı, bu nedenle vatandaşlann
göz bölümünden randevu ala-
madıklannı tespit ettiklerini
belirterek, "Konunun araşö-
nbnası için 2 müfettiş görev-
lendirdik. Bu şekflde rande\n
alan göziükcüler tespit edfle-
rekbunlarm SSK,Bag-Kurve
Enıeldi Sandığı ile yapuklan
tümsözleşmelerfeshedilecek"
dedi.
Okuyan, Tüm Işçi Emekli-
leri Demeği Başkanı tsmail
Arslan ve beraberindeki heye-
ti makamında kabul etti. Ka-
bulde konuşan Okuyan, Türki-
ye'deemekli vatandaşlann, bir
başka gelirleri olmadığı tak-
dirde sadece emekü maaşla-
nyla geçinmelerinin son dere-
ce zor olduğunu söyledi. Ba-
kan,"Cinliklerk uğraşryoruz.
Buşekflderandevu abn gözfiik-
çüler tespit edüerek bunlann
SSK,Bağ-Kurve Emekti San-
o^ğıle yapuklan tümsözkşme-
lerfeshedflecek".
75 bin sahte emekü
Okuyan, 2001 yılının son üç
ayında sosyal güveniik kuru-
luşlanndan haksız yere maaş
alan 75 bin kişinin tespit edil-
diğini, yapılan ödemelerin son
kuruşuna kadar ve faiziyle ge-
nahnacağınıaçıkladı. Okuyan,
Istanbul Tabıp Odası Başkanı
Süha Göksel ve beraberindeki
heyetı de kabul etti.
ÇAUSMA HAYATINDA DEVRIM NITCL1GINDE
OLAN
SOSYAL GUVENUK REFORMU YASASt.
•• IŞSIZLIK SIGORTASI.
, BIREYSEL EMEKLILIK,
^ EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY1N
KURULUŞ YASASI VE
, KAMU GOREVULERI SENDIKALAR1
YASASI ÇIKT1
ŞIMDI DE SIRA...
İŞ GÜVENCESİ YASASINDA
Bakan Okuyan, tstanbul Tabip Odası Başkanı Süha Göksel \e beraberindeki heyeti de kabul etti.
Soysal, Pişkinsüt ve Karayalçın'la görüşen Fikri Sağlar: Kendimizi aşmalıyız
'Solda tek partT için arayış
TÜREYKÖSE
ANKARA - Solda yeni bir parti için
çabalar birkaç merkezden sürdürü-
lürken farklı gruplan bir araya geti-
rerek tek bir parti kurulması çabala-
n dayoğunlaştınldı. Bağımsız Cum-
huriyet Haraketi lideri Mümtaz Soy-
sal, yeni bir parti kurmaya hazırla-
nan Sema Pişkinsüt ve Murat Kara-
yalçın'la görüşmeler yapan Fikri Sağ-
lar, "Birden fazla parti kurulmama-
b, böyle bir tüksümüz yok" de-
di. Sema Pişkinsüt, "Sohınçü-
rütabnesine sebep olan yanhş-
hklan yapan, yıpranınış ishn-
lerie bir araya gelemeyecekle-
rinP vurguladı. Murat Karayal-
çın ise "Ne olacaksa ocak so-
no şubat başmda ortaya kon-
mah. Ben daha fazla bekfeye-
mem. Gerçek sorun üzerinde
tarttşma yapıhnah'* göriişünü
dile getirdi.
Erdal tnönü'nün çekilme-
sınden sonra solda birkaç ayn
parti kurulmasuıa yönelik ça-
balar sürdürülüyor. Bazı grup-
lann temsilcileri sık sık çeşit-
li görüşmeler yaparak bir ara-
ya gelme yollan anyor. Fikri
Sağlar, geçen hafta Soysal,
Pişkinsüt ve Karayalçuı'la yapüğı gö-
rüşmelerden olurnlu izlenımler aldı-
ğını söyledi. Sağlar, çalışmalan hak-
kında şu bilgileri verdi:
tt
Bir tek parti kuruhnası yönünde
bir çağn yapmak için temasûrda bu-
lundum. Sosyal demokrasinin ilkele-
ri ışığmda, toplum tarafından redde-
dflroe> en insaniann bir arada olaca-
gjbirohıs^ımgerçekleştirOrnelLBirnıa-
sa etrafinda insaniann bir araya gel-
mesini istiyonız. Tophunun bekknri-
si tek bir partidir. Bir araya gehne-
yenler, a\n partiler kurmaya yöne-
lenler. bunun nederüerini ortaya koy-
mab. Bö\1e bir lüksümüz yok. Kendi-
mizi aşmak zorundayız. Hepimiz yan
yana durmahyız. Yeniinsanlan da ya-
nımıza katarak yürümebyiz."
Bağımsız Cumhuriyet Haraketi li-
deri Mümtaz Soysal'ın Sağlar'a "Kî-
şiler degil, ilkeler önemlL Ortaya ön-
ce bir roetin konsun, herkes görüşü-
nü yaziB olarak ortaya koysun ki on-
Umutdavasında kararbekleniyor
ANKARA (Cumhuriyet) - Uğur Mumcu,
Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet
Taner Kışlah gıbı tanınmış birçok bilim
adamı ve gazeteci yazan katlettikleri ve
toplam 22 faili meçhul eylemi
gerçekleştirdikleri suçlamasıyla 15'i
tutukhı 24 sanığın yanplandığı "Umut
Davası''nda bugün Ankara 2 No'lu
DGM'nin karannı açıklaması bekleniyor.
Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun
faülerini yakalamak amacıyla başlatılan
daha sonra ortaya çıkan bağlantılar üzerine
Prof. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Muammer
Aksoy ve Doç. Bahriye Üçok'un
öldürülmesi gibi 22 olayı kapsayan davanm
7 Aralık 2001 tarihinde yapılan
19. duruşmasında. sanıklardan Tafip
Ozcefik ve avukatı Hüseyin Kıhç, esas
hakkında savunma yapmışlardı.
Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken,
dosyanın eksildiği bulunmadığı takdirde
hüküm hazırlanraak üzere incelemeye
alındığını bildirmişti. Eken,
7 Ocak 2002 tarihlı oturumda karar
verilebilec^ği ve sanıklara son sözlerinin
sorulabileceğini belirterek, tüm sanıklann
duruşmada hazır bulundurulmalan için
Ankara DGM Cumhuriyet BaşsavcıhğYna
yazı yazılmasının kararlaştınldıgını
açıklamıştı.
dan sonra ortak noktalar aransm"
dedıği öğrenildi. Murat Karayalçın'la
aynı parti içinde yer almak istemedi-
ği bilinen Sema Pişkinsüt de tek par-
ti çabalan konusunda şu göriişleri di-
le getirdi:
"Soldald birkşme için her zaman
gayretsarfettim.Yeni bir oluşumda bir
arada ohnakiçin tophunun güven duy-
duğu, bugüne kadarld çahşmalan ra-
hatsızhk yaratmavan kişikrin bir ara-
ya gelmesi gerekir. Aman herkes bir
araya geisin, ne ohırsan ol solda
bîrİeş, anla\işuıda değüiz. Solun
çürütühnesine sebepolan yanhş-
hklan >apan. vıpranmış isimler
olmasın, diyoruz. Biz daha önce
deInönü başkanhğmdaki girişi-
min başanhobmayacağnu, ger-
çekten yeni bir parti kuruhnası
gerektigmi sö>1emiştik.''
Pişkinsüt, ocak ayı içinde par-
tileşeceklerini sözlerine ekle-
di. Görüşmeleri sırasında "Ken-
dimizi kandmna>'afam. Gerçek
sorun partiyikimin kuracağı,ld-
min genel başkan olacagKÜr"
diyen Murat Karayalçm ise
u
Gerçek sorun üzerinde taroş-
ma yapüması gerektiğini'' vur-
guladı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Günlerdir, evden dışanya adım
atamıyoruz. Şu anda pazarve sa-
at 15.00, kar bütün şiddetiyle
yağıyor. Böyle sürerse, Istan-
bullu birkaç gün daha sokağa çı-
kamaz. Okullar tatil olur, uçak-
lar uçamaz, arabalar çalışamaz.
Kann beyazlığı altında her şey
çok güzel görünüyor. Ne çöp, ne
araba gürültüsü ne de binalann
çirkin görüntüsü.
Evde oturuyoruz ve kann ya-
rattığı soguğa direnmeye çalışı-
yoaız. Bu nedente evdeki doğal-
gaz vanasını sonuna kadar aç-
mak zorundayız. Istanbul'un
bembeyaz görüntüsünü pence-
reden izlemenin keyfîni yaşıyo-
ruz, bu arada gelecek doğalgaz
faturasının korkusunu da yüre-
ğimizden çıkaramıyoruz.
Doğalgazdaki fiyat artışının
tam bir soyguna dönüştüğünü
her geçen gün daha iyi anlıyo-
ruz. Doğalgazdaki bu olağanüs-
tü artış neden kaynaklanıyordu?
Süreç şöyle başlamıştı: 1994
yerel secimlerinden sonra Anka-
ra Büyükşehir Belediye Başka-
nı seçilen Melih Gökçek, göre-
ve geldiğinde doğalgaz fiyatını
Pencereden îstanbul'u Seyretmek
aşın ölçüde arttırdı. Bunun üze-
rine Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı, 1 Ocak 1995tarihin-
den geçerli olmak üzere bir ge-
nelge yayımladı. Bu genelgeye
göre belediyeler, doğalgazı BO-
TAŞ'tan aldığı fiyatın yüzde
30'undan fazlasına satamaya-
caktı.
Bu genelgeye rağmen Melih
Gökçek özellikle işyerlerine do-
ğalgazı yüzde 100 e varan kâr-
larla sattı. Bunun üzerine tüke-
ticiler, Melih Gökçek yönetimi-
nin uygulamalan aleyhinde da-
valar açtılar. Yargıtay 13. Hukuk
Dairesi yüzde 30'un üzerindeki
farkın tüketicilere iadesine karar
verdi.
REFAHYOL hükümeti döne-
minde Refah Partili Enerji Ba-
kanı, 1 Ağustos 1996yılındaya-
yımlandığı yeni bir genefcje ile es-
ki yüzde 30'luk engeli ortadan
kaldırdı. Bunun üzerine Danış-
tay yeni bir karar vererek bu ge-
nelgenin yürütülmesini durdur-
du. Bakan, 8 Şubat 1997 tarihin-
de çıkardığı yeni bir genelge ile
belediyelerin BOTAŞ'tan alınan
fîyatlann üzerine yüzde 70 kâr ek-
lemesine olanak sağladı.
Tartışmalar, Danıştay kararla-
n birbirini izledi. Bütün bu süre-
cin sonucunda 18 Nisan 2001 ta-
rihinde Doğalgaz Ftyasası Kanu-
nu yürürlüğe girdi. 4646 sayılı
Doğalgaz Piyasası Yasası'nda
ise şunlar beliıiendi: Bu kanun-
la belediyelerin doğaigaz dağı-
tımı, fiyat belirleme yetkileri kal-
dınldı. Zaten daha önce de be-
lediyeler doğalgazı, Enerji Bakan-
lığı'nın beliriediği alt ve üst fi-
yatlar arasında satabiliyorlardı.
Ancak belediyeler tekel ol-
duklan bu konuda yine de fiyat-
ları keyfi bir şekilde belirlemeyi
sürdürdüler. Gazetelerde açıklan-
dığına göre, bakan ve belediye
başkanları görüşecekler ve fi-
yatları Başbakan'ın ifadesiyle
"makul" hale getirecekler. Konu-
nun uzmanlan, bu yetkinin ba-
kanlığın elinde olduğunu belir-
tiyoriar.
Geçen yıl çıkanlan kanunla bir
de Enerji Piyasası Kurulu oluş-
turulmuştu. Başbakanlık Müste-
şan'nın ikı katı kadar maaş ala-
bilecek kurulun üyeleri 6 Hazi-
ran 2001 tarihinden bu yana gö-
rev yapıyorlar. Bu kurul, ülkenin
enerji politikalannı belirieyecek,
trilyonluk kararlara imza atacak
kadar yetkili. Ancak doğalgaz
fiyatının belirlenmesi yönünde
hıçbir çahşma yapmadığı orta-
ya çıktı.
Çıkanlan yasanın amaç mad-
desi, "kaliteli, sürekli ve ucuz
cfoöa/gaz"teminini bir görev ola-
rak belirtiyor. Bakanın bu temel
hedefleri esas alarak fiyatı belir-
lemesi mümkün. Çıkanlan ka-
nunlar, elden ele dolaşan dogaJ-
gazın artan fiyatından hüküme-
tin soaımlu olduğunu ortaya ko-
yuyor. Fakat hükümet her ne-
dense bu fiyatın belirlenmesin-
de kendi sorumluluğunu arka
plana iterek belediyelerle bir
pazarlığa oturmayı tercih edi-
yor.
•••
Aslında bütün bu serüvenin
vefiyatartışının yurttaş-devlet iliş-
kisindeki çarpıklıktan kaynak-
landığını kabul etmeliyiz. Bu dev-
lete egemen olan anlayış. dev-
leti fukara halkın sırtına binerek
yönetmektir. Belediyeler detıp-
kı diğer devlet kurumlan gibi ka-
zanandan vergi almak yerine,
yapılan her hizmeti olağanüstü
fiyatlarla satmayı tercih ediyor-
lar. Bu kolay bir yol. Ekonomik
krizin başından beri hükümet ne
yapıyor, her gün Tekel ürünleri-
ne ve benzine zam yapıyor.
Istanbul'a kar yağıyor. Kar al-
tında Istanbul çok güzel görünü-
yor. Şehrin bütün homurtusu ve
hayhuyu en aşağı oranlara inmiş
durumda. Ancak soğuk ve kar,
şu ekonomik kriz ortamında ya-
şamı zorlaştınyor. Doğalgaz pa-
ralan, elektrik paraları yurttaşın
sorunlarını ağırlaştınyor. Devle-
tin yurttaşa bakış açısı değiş-
medikçe bu sıkıntıları yaşama-
ya devam edeceğiz.
2OOO
9
IJ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Kap Korkusu...
Dışarda kar yağıyor. Insanlar pencerelerinin arka-
sından dışanya korkuyla bakıyorlar, daha ne kadar
süreceğini düşünüyorlar. Kar demek, soğuk de-
mek, yollann kapanması demek, arabalann çalış-
maması demek, ekmek bulamamak demek. "Kar
yollan kesti" böyle bir söz. Televizyon kanallan da
"felaket tellallığı"n\ hiç kaçırmıyor, trafiğin nasıl dur-
duğunu, hangi kazalann nerede olduğunu, yurdun
nasıl bir belanın içine gömüldüğünü anlatıp duru-
yortar. Sanırsınız ki dünyanın tek felakete uğrayan
ülkesi biziz, bir tek bizim üstümüze kar yağıyor, bu
durumda hepimizin karlara gömülmemek için kor-
kudan başımızı yorganın altına gömüp dua etme-
miz gerekiyor.
Stockholm'e ilk gidişimde ülkeyi karlar altında
bulmuştum. Beni havaalanından alan bir dostu-
muzdu. Profesyonel bir taksi sürücüsüydü. Kendi
taksisini kullanıyordu. Havaalanından kente kadar
uzanan buzlu yolun cam gibi parladığını gördüğüm
zaman biraz kaygı duydum. Dostuma bu kaygımı
söyleyince gülümsedi, "Burada altı ayımız böyle
geçer" dedi. "Lastiklerimizi buna göre takanz, her
şeyi buna göre ayarlamak gerekir." Hepsi buydu.
Farian kontak anahtan çevrildiği zaman yanıyordu,
gündüz ve gece fartann açık olması kuraldı. Kim-
senin aklına açıkgözlülük yapmak gelmiyordu. Açık-
gözlülüğün, "öyle de olur canım"\n, "bişeyolmaz
a£>/"nin ahmaklık olduğunu biliyortardı. Kurallar in-
celenip konmuştu, kural diye ahmaklık ölçütü ola-
bilecek saçmalıklar da yoktu. Her şey düşünülüyor,
yeniden bakılıyor, sonra da ödünsüz uygulanıyor-
du. Kente geldiğimiz zaman her şeyin tıkır tıkır iş-
lediğini gördük. Oysa çok değil, üç yüz yıl önce Is-
veç'te yaşayanlann ataları doğanın güçlükleriyle
boğuşuyordu. Kar fırtınalarında denize açılan kor-
kusuz insanlardı. Şımdi isesade, basrt, hertürtü kon-
foru olan, herkesin işini bildiği, çalışkan insaniann
hayatını yaşıyorlardı.
Bu sinema döneminde "Ihtirasın Bedeli" adında
birfilm oynadı. Amerika'nın yüz yıl öncesinde kar-
lar altındaki töpelerin içinden geçecek demıryolu-
nu döşeyecek insaniann akıl almaz güçlüklerle do-
lu öyküsünü anlatıyordu. Bu öykü, çevresinde ya-
şananlan aktaran bir filmdi. Şimdi bu filmlerde in-
sanlann büyük iradelerini görüyoruz.
Biz kendi Kurtuluş Savaşımızı çoktan unuttuk.
Karlı dağ yollannda yaşananları, geçit veımeyen
engelleri, düşman tuzaklannı aşan insanlanmızın
hangi koşullarda yaşadığını, bu koşullan nasıl yen-
diklerini artık düşünmüyoruz. Biz, geçmişini unutup
da kendisine yeni bir geçmiş arayan toplumlann za-
vallılığını yaşar gibiyiz.
"Kar mikroplan öldürûr." Dışarda kar yağıyor,
şimdi karda yürümenin zamanıdır. Dışanya çıkmak
gerekiyor. Sıkıca giyinip -kaymaktan korkuyorsanız
elinize bir baston alıp- yürümelisıniz. Çevrenizde han-
gi dükkânlann açık olduğuna da bakmalısınız. On-
lara iyı puan veriniz, alışverişlerinizi oralardan yap-
mayı yeğleyiniz. Bunu hak ediyorlar. Kardan kork-
mamanın yolu, onu yenmekten geçer. Kan yenebil-
mek için de önlem almanız gerekir. Korkudan bü-
zülen bir tembellik kendi korkusunu üretir. Ama
korkmayan insanlar, çalışkan insanlar, iradelerini
kullanan insanlar karı da, iklim koşullannı da yener-
ler. Ancak o zaman hayatlarını yaşayabilir, yaşama-
yı hak ederler.
"Ama bunlarbekfenmedik koşullar, değil mi?" Bek-
lenmedik hiçbir şey yoktur, sizin bu şiddetli karı da,
artan soğuğu da, hava koşullannı da, yollann du-
rumunu da bilmeniz ve beklemeniz gerekir. Hava ra-
porian günlerdir bu haberleri veriyordu.
Ama bizim toplumumuz hazır değil. Sorun bura-
da. Bizim toplumumuz hiçbiraksiliğe hazır değil. Ha-
va koşullannın değişikliğine hazır değil, kendi du-
rumundaki değişikliğe hazır değil, hiçbir olumsuz-
luğa hazır değil.
Her şeyin "hep kendi istediği gibi olmasını bek-
leyen", dmadığı zaman da asla aklına, "acaba yap-
mam gerekenleriyapmadım mı" diye bir olasılığı ge-
tirmeyen "tehlikelianlayış" olumsuzluklann asıl kay-
nağıdır.
Arabasına zincir takması gerekirken takmayan
sürücü "belediye neden yollan tuzlamıyor" diye kı-
zıyor. Yollara tuz dökmesi gereken belediye yetki-
lileri, "sürücüler zincir takmıyor" diye eleştiriyor.
Oysa hepsinde hata var.
Aslında her zorluğu aşabiliriz, her felaketi önle-
yebilir ya da üstesinden gelebiliriz. Eğer "kendiyan-
lışlanmızı görmemek", "hiçbir durumda sorumlu-
lukalmamak" felaketlerini yenebilirsek.
Kendi kendini engelleyen insana da topluma da
bahane çok.
84. öliiııı, Tekîrdağ
F Tîpi Cezaevi'nde
Istanbul HaberSer-
visi - F tipi cezaevle-
rinde tecride karşı sür-
dürülen ölüm orucun-
da bir kişi daha yaşa-
mını yitirdi.
TKP(ML)/TlKKOda-
vasından Tekirdağ F
Tipi Cezaevi'nde tu-
tuklu bulunan Zeynel
Karataş'ın (23) önce-
ki akşam ölmesiyle ey-
lemde yaşamını yiti-
renlerin sayısı 84'e
yükseldi. Eyleminin
240. gününde hayatını
kaybeden Karataş'ın
Gebze'de toprağa ve-
rileceği belirtildi.
Hayata DÖnüş ope-
rasyonundan bir hafta
sonra Istanbul Gazios-
manpaşa'da çevik kuv-
vet polis otosuna silah-
h saldında yer aldığı
gerekçesiyle yakala-
nan 1979 Tunceli do-
ğumlu Zeynel Karataş,
önce Kartal Özel Tip
Cezaevi'ne, ardından
da Tekirdağ F Tipi Ce-
zaevi'ne sevk edildi.
Ölüm orucuna 11 Ma-
yıs 2001'de 4. ekiple
başlayan Karataş, cu-
martesi günü geç saat-
lerde yaşamını yitirdi.
Karataş'ın cenazesi
dün Cerrahpaşa Adli
Tıp Kurumu'na geti-
rildi.
Karataş'ın yapılacak
otopsi işlemlerinin ar-
dmdan Gebze'ye gö-
türüleceği, Danca Ce-
mevi'nde yapılan ce-
naze töreninin ardm-
dan da Gebze Mezar-
lığı'nda toprağa verile-
ceği ifade edildi.
Bu arada ÎHD Istan-
bul Şubesi'nden yapı-
lan açıklamada, devle-
tin F tipi cezaevlerin-
deki turuklulan göz-
den çıkardığı ve ölü-
me terk ettiği savunul-
du. Açüdamada, 4 ba-
ro başkanı tarafindan
gündeme getirilen "Üç
kapu üç kilit açılsm"
önerisine karşı Adalet
Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün takındığı tav-
nn bunun en açık ka-
nıtı olduğu belirtildi.
Açıklamada, daha faz-
la ölümlere neden olun-
maması için barolann
M
üç kapu üç küit'* öne-
risine destek verilmesi
istendi.