Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 OCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cumhurbaşkam
Sezer'den onay
• AINKARA
(dımhumet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
NJecdet Sezer, 4730 sayıh
'Bazı Kanunlarda
Değişıldik Yapılmasına
Dair Yasa' yı onayladı.
Yasa, Kıbns'ta görevli
askerlerin tazminatının
artnnlması ile merkez
learargâhlan dışındaki
sivil personele de 'özel
hizmet tazminatı'
ödenmesini içeriyor.
Yasa. 15Ocak2002
tarihinden itibaren geçerli
olacak.
Cezaevlenine
kJtap kampanyası
• İSTÂNBUL (ANKA) -
Istanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Ferzan Çitici,
cezaevlerinde bulunan 3
bine yakın tutuklunun boş
zamanlannı
değeriendirmek için
mevcut kitaplıklann
yeterli olmadığına dikkat
çekerek kitap kampanyası
başlatıldığını bildirdı.
Yayınevlerine gönderdiği
yazıyla kampanyaya
destek vermelerini isteyen
Cumhuriyet Başsavcısı
Çitici, yayınevlennin
kendi başlanna kitap
gönderebileceğini veya
cumhuriyet başsavcdığı
tarafindan kitaplann
aldınlabileceğini belirtti.
işçiPartisi
hesap sordu
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu)-îşçı Partisı (IP)
Izmir îl Başkanı Ali
Karşılayan, tüm yurttaşlan
"Hortumcunun Malına El
Konsun" imza
kampanyasına katılmaya
çağırdı. Hortumcunun,
vurguncunun, hırsızın
çaldıklannın yanına kâr
kalmayacağını belirten
Karşılayan, "Nereden
buldun kanunu
çıkanlacak. Böylece
hortumcunun,
kapkaççının gayrimeşru
servetine, malına el
konacak, milletin
hazinesine
kazandınlacaktır" dedi.
Komisyon Aydın
için toplamyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Bayındırlık ve Iskân
Bakanı Koray Aydın
hakkında kurulan Meclis
Soruşturması Komisyonu
bugün toplanacak.
Toplanhda Bayındırlık ve
Iskân Bakanlığf ndaki
'Vurgun operasyonu'
davasına ilişkin
iddianame. sanık ifadeleri
ile Aydm hakkmdaki
soruşturma önergesinin
gerekçesinde belirtilen
iddialann ele alınması
bekleniyor.
Ayvalık Belediye
İAYVALIK(AA)-
Balıkesir'in Ayvahk tlçesi
Belediye Başkanı Ahmet
Tüfekçi, 'zorla bağış'
aldığı iddiasıyla
yargılandığı davada, 5 ay
hapis cezasına çarptırıldı.
Ceza. daha sonra para
cezasına çevrildi. Tüfekçi,
davanın sona ermesinin
ardından düzenlediği
basm toplantısında,
kimseden zorla bağış
istemediğini, karan
temyiz edeceğini söyledi.
DYP'den halka
gösteri çajjırısı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Grup Başkanvekili
Turhan Güven, kendisi
u
yapay afet" olan
hükîimetin doğal afetlere
önlem alamadığını
belirterek halkı protesto
• gösterileri düzenlemeye
çağırdı. Güven, TBMM
Bayındırhk
Komisyonu'nda kabul
edilen Ihale Yasa
Tasarasrnın yürürlük
tarihinin bir yıl sonraya
bırakılmasını da eleştirdi.
MGK' de görüşülen raporda hükümetin mücadeleye daha fazla önem vermesi istendi
İrticanınhedefi kadrolasmaANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK) 2001 'in son top-
lantısında görüştüğü "İrtica ik
Mücadele Stratejisi" başlıklı
rapor, irticai gruplann öncelik-
li hedefinın "devtetiçmdekad-
rofaşma" olduğunu ortaya koy-
du. Irticaylamücadelenindaha
etkin olabilmesi için parasal iş-
lemlerin kayıt altma alınması ge-
rektiğinin belirtildıği raporda,
28 Şubat sürecinde gerekli gö-
rülen 31 yasa tasansından sa-
dece 5'inin çıktığı anımsatıldı.
MGK'de görüşülen rapor, hü-
kümetin irrica ile mücadeleye
daha fazla önem vermesi gerek-
tiğini ortaya koyuyor.
İrrica ile mücadelede geünen
noktanın değerlendırildiği ra-
• 28 Şubat sürecinde gerekli görülen 31 yasadan sadece 5'inin çıktığı
anmısatılan "Irtica ile Mücadele Stratejisi" başlıklı raporda, kadrolaşmanın
önlenmesi için bazı devlet memurlan, mülki idare amirleri ve savcılann
işine son verilmesi gerektiği belirtildi.
porda, şu görüşlere yer verili-
yor tt
Dini,syasveiknsadieırjd-
lerine alet eden irticai kesimle-
rin, ahnan önlemkre rağmen
başkayöntemve şekfllerle faaB-
yederinisürdürmekte okhıkla-
n dikkate abnarak, kaydedil-
miş öneaüîflerlemefcrekarşın
devletin irtica ile mücadeleyi
daha kapsamk biBnçB veprog-
ramh bir şekikk yapması bir
zorunhıhık olarak görülmüş-
tür."
Rapor, irtica ile mücadele-
nin "kadrolasma, eğitim, ser-
mave, toplumsal bağlanülan,
irtica ile mücadekdeki kuru-
hışlar ve dtş unsurlar" olarak 6
başlıkta yapıldığını gösteriyor.
Raporda, kadrolaşmanın ön-
lenmesi için bazı devlet me-
murlan, mülki idare amirleri
ve savcılann işine son verilme-
si gerektiği kaydedildi.
8 yıllık zorunlu eğitim uy-
gulamasının irtica ile mücade-
lede bir dönüm noktası olduğu-
nun altı çizilen raporda, imam
hatip lisesi mezunlannın ilahi-
yat fakültesi dışındaki yükse-
kokullara girişlerinin zorlaşh-
nlmasının da önemli olduğu
vurgulandı. Rapor, irticai hare-
ketlere sağlanan mali desteğin
kesihnesi için de ekonominin
kayıt altma almmasınm öne-
mine dikkat çekiyor. irtica ile
mücadele için toplumun da din
konusunda aydınlatılması gere-
ğine yer verilen raporda, tekke
ve zaviyelerin kapaalması ve kı-
yafet kanununda gerekli deği-
şikliklenn tamamlanması ge-
rektiği de bildiriliyor.
Raporda alınması gereken
önlemler şöyle sıralanıyor:
• Mahalli idarelere ait kuru-
luşlar yüksek denetleme tara-
findan denetlenmeli.
• Mahalli idarelerin iktisadi
faaliyet içinde bulunmalan en-
gellenmeli.
• Yasadışı toplantı ve yürü-
yüşlere verilecek ceza arttınl-
malı.
• Bağış adı altında para top-
lanması bir düzene kavuşturul-
malı.
• Mali Suçlan Araştirma Ku-
rulu'na irticanm ekonomik ça-
hşmalannı inceleme yetiasi ve-
rilmeli.
• 8 yıllık eğitim 12 yıla çık-
malı.
• Yurtdışı vakıflan denet-
leme için düzenleme yapılmah.
Anayasa Mahkemesi'ne yazı
Kanadoğlu
y
ndan
Erdoğan uyarısı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,
AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucu
üyelikten çıkanlması istemini 4.5 aydır
sonuçlandırmayan Anayasa Mahkemesi'ne
istemlerini içeren yeni bir yazı gönderdi.
Başsavcı, işlerin yoğunluğu veya Anayasa
Mahkemesi'ne ulaşan işlerin önemleri
bakımmdan farklılık taşımadığı yönündeki
görüşlerin geçerliliğinin bulunmadığına
işaret ederek "Hiçbir gerekçe, Türkiye
Cumhuriyeti'nin ülkesiyle ve miDetiyie
bölünmez bütünlüğünü tehüke ihtimatini göz
ardı edemez ve bu ilkenin önüne geçemez"
dedi. Başsavcı Kanadoğlu, HADEP'in
kapatıhnası istemiyle açılan davanın
sonuçlanmaması ve AKP'ye ihtar verilmesi
istemiyle yaptığı başvurunun karara
bağlanmaması üzerine, Anayasa
Mahkemesi'ne 4 sayfadan oluşan bir yazı
gönderdi. Kanadoğlu, anayasanın 68.
maddesine göre, siyasi partilerin demokratik
siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlan
olduğunu, ancak yine aym maddeye göre,
siyasi partilerin tüzük ve programlan ile
eylemlerinin, "devletin ülkesi ve milknyie
bölünmez bütünlüğüne" aykın
olamayacağını öngördüğünü anımsattı.
Kanadoğlu, "Kuşku yoktur ki hiçbir devlet,
ülkesi ve milletryle bölünmez bütünlüğüne
yönelen tehdidi, yönelten siyasi parti,
demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez
unsurudur' diyerek göz ardı edemez ve bu
tehdidin sürgit devam etmesine izin veremez"
dedi. Anayasa Mahkemesi'nin 3 Şubat 1999
günlü ara karanyla Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısf nın ve davalı parti genel başkanı
veya tayin edeceği vekilinin dinlenmesine
ilişkin karann gereğinin yerine
getirilmediğini ifade eden Kanadoğlu, bu
gecikme ve belirsizliğin, birçok ulusal ve
yargısal zararlara yol açacağından endişe
duyduğunu vurguladı. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih Kanadoğlu. yazısının son
bölümünde "Türkiye Cumhuriyeti devletinin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü" ve
"Hukukun üstünlüğü" ılkelerinin ışığı
altında ve kamu adma HADEP ve AKP'yle
ilgili taleplerinin "öncefikle ve rvedilflde'' ele
alınarak sonuçlandınlmasını istedi.
Kıhç'tan yanıt
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim
Kıhç, HADEP davası ile ilgili konuda 3
yıllık zamanın uzun bir süreç olduğunu
belirterek, "Tabi bunun hakh gerekçeleri
vardır. Bu gerekçeler, gerekirse
açıklanacakûr" dedi.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
[email protected]
Pişkinsüt'ün partisi hazır, Karayalçın yeni bir oluşum peşinde
Solda hareketli günlerANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yeni yılla
birlikte solda hareketli
günler başlarken Murat
Karayalçm "Tüzüğüyle
programryla yeni bir sos-
yal demokratoluşum rvedüıkle ger-
çekleştirflmehdir. Bu sürecin önün-
de de sonunda da görev üsdenme-
ye haarun" açıklamasım yaptı.
DSP'den istifa eden Aydın Millet-
vekili Sema Pişkinsüt de, "ocakso-
nuna kalmadan parti kuracağmı"
bildirdi.
Solda yeni parti arayışlan bir-
kaç merkezde yürütülüyor. Kara-
yalçm dün yaptığı yazdı açıklama-
da, yeni bir sosyal demokrat olu-
şumun ivedilikle gerçekleşmesi ge-
• Solda yeni parti arayışlan birkaç merkezde
yürütülüyor. DSP'den istifa eden Aydın Milletvekili
Sema Pişkinsüt, "ocak sonuna kalmadan parti
kuracağmı" bildirdi.
rektiğini vurgulayarak şu görüşle-
re yer verdi:
"Bunun için gerekli siyasal altya-
pı,tüm unsurtanyla haznrdır. Bunun
değerlendnihnemesi, Sayın Erdal
Inönü'nün çekflmesrvle ortaya ÇH
kanboşhığ^dokhırulmanıası.tüm
sosyaldemokratsiyasetçfleriçinağır
bir vebal olacakür. Tarihi bir za-
manarahğı içinde bulunuyoruz.So-
nuçta yeni sosyal demokrat oluşum
bir kuyruklu yıldızm ûlsuııh doku-
nuşu ile ortaya çıkacak değOdir. Çö-
zümlergetirmekya da ortaya konu-
lan önerileri değer-
lendirmek ügili her-
kes için bir görev-
dir. Bireysel olarak,
bu sürecin önünde
de sonundada görev
üstienmeye hazmm."
Sema Pişkinsüt de parti kurma ça-
hşmalannı hızlandırdı. Pişkinsüfün
Başbakan Bülent Ecevit'in ABD
gezisi ve hava koşullarmı da dik-
kate alarak bir takvim belirleyece-
ği öğrenildi. Pişkinsüt, "ocak sonu-
na kalmadan'' kuruluşun gerçek-
leştirileceğini söyledi. Pişkinsüt'ün
partisinin kuruculan arasında iki es-
ki DSP milletv ekilinin yam sıra
çok sayıda akademisyen ve sanat-
çının da yer alacağı bildirildi.
IRMIKI AYDIN ENGtN [email protected]
Sıkı durun, ekonomi yazısı ya-
zıyorum.
Yılın son günü, trafikteki "düş-
manlanm"\a itişip kakışarak,
komalaşıp pis pis bakışarak eve
ulaşmaya çabalıyorum.
Trafık yerinde sayıyor. Bilen
bilir, böyle durumlarda en iyi ça-
re radyo dinlemektir. Radyo Fo-
reks bitmekte olan yılın dökümü-
nü dosyalar halinde dinleyenle-
re iletiyor. 0 saatte kısmetime
"ekonomi dosyası" düştü. Dal-
gın dalgın dinlerken dosyadan
bir cümle de tepeme düştü:
- 2001 yılı sonunda Türki-
ye'de kişi başına düşen ulusal
gelir 1865 dolara indi. 1999'da
Türkiye'de kişi başına düşen
ulusal gelir 2900 dolardı...
Yeni yıla birkaç saat kala, Rad-
yo Foreks'in kafama odunla vu-
rurcasına aktardığı cümleye ta-
kılıp kaldım:
- Türkiye'nin kişi başına ulu-
sal gelih 1865 (yazıyla: bin se-
kiz yüz altmış beş) dolar...
• • •
Bunun anlamını şöyle böyle
kestirebiliyorum. 2000 Kasım -
2001 Şubat krizlerinin faturası-
nın sanıldığından da ürkütücü ol-
duğunu kavrayabiliyorum. Ama
1865 (Yazıyla: Bin Sekiz Yüz
ekonomi bilgim bundan ötesi-
ne elvermiyor.
Önce Mekteb-i Mülkiye'de
okuduğu ve okurken -şimdi
unutmuş bile olsa- bir miktar
da iktisat öğrendiği için bizim
Oral Çalışlar'a danıştım. O bir
şeyler anlattı. Anlattıkları beni
pek kesmedi. Tuttum bir de
Cumhuriyet'in ekonomi ulema-
sı Yalçın Doğan'a danıştım. O
da bir şeyler anlattı ve onun an-
lattıklan da kesmedi. TÜSlAD'ın
yayımladığı Görüş dergisinin ka-
sım sayısında yayımlanan, bu
konuda "ulemalaruleması" ol-
duğuna inandığım Mustafa
Sönmez arkadaşımın "Dağıla-
mayan Gelir" başlıklı uzun ya-
zısını birgüzel hatmettim.
Bunlar galiba milleti ürkütüp
"Arjantin usulü" azgınlıklara fi-
lan kalkıştırmamak için "biz fa-
niler için anlaşılmaz" yazılar
döktürüyor, açıklamalar yapı-
yorlar.
Oysa ben yalın bir soruya ya-
Altmış Beş)nrt arıyorum:
Türkiye'nin 2001 yılındaki ki-
şi başına düşen ulusal geliri
1865 dolardan ibaretse, bu, bir
yıl boyuncaTürkiye'de üretilen
mal ve hizmetlerin toplamının
nüfusumuza bölünmesiyle el-
de edilen yalın bir aritmetik iş-
lemdir.
Bu durumda benim payıma
da yılda 1865 dolar düşüyor
demektir. Bugünkü döviz ku-
rundan hesaplarsak yılda
2.700.000 (iki milyar yedi yüz
milyon) lira tutuyor. Yani ayda
225 milyon lira.
Üç kişilik ailemizde karımla
kaynanamın paylarını da katar-
sam bizim eve, bu ülkedeki ulu-
sal gelirden düşen pay 775 mil-
yon lira demektir.
Eğer ben ayda bir milyon faz-
la harcarsam, bir başka yurtta-
şımın bir milyon az harcaması
gerekir.
Bunu böyle sorunca danıştı-
ğım ekonomi ulema ve ukalala-
ngözdeviriyor, "Oooo, öyle he-
sap olmaz. Gelir farkı, üretime
katkı, hane halkı üyeleri ile ilgi-
li farklı katsayılar filan var oğlum.
Senin kara hesabınla bu konu
irdelenemez" deyiveriyorlar.
Önce yılıp geriliyorum, ceha-
letimi kabullenip susmaya ni-
yetleniyorum. Ama soru kafama
çengel gibi asılı duruyor:
Eğer kişi başına düşen ulusal
gelir bu kadarsa, neresinden
çekerseniz çekin, benim payı-
ma, sizin payınıza, bizim payı-
mıza, Sakıp Sabancı'nın, Gün-
gör Uras'ın, Güngör Uras'ın
"Ayşe Hanım Teyzesi"nin, Ke-
mal Derviş'in payına yılda 1865
dolar, yani yılda 2 milyar 700
bin Türk Lirası, yani ayda 225
milyon lira düşüyor demektir.
Tamam biliyorum. Gelirlereşit
değil. Tıpkı mal ve hizmet üre-
timine katkılarımız gibi gelirleri-
miz de eşit değil. Kimimiz ulu-
sal gelirden daha çok pay alıyor,
kimimiz daha az.
örneğin ben payıma düşen-
den bir miktar daha çok alıyo-
rum (Boru mu, Cumhuriyet'te
çalışmaktayım). Sakıp Ağa da
kendi payına düşenden yine "bir
miktar" çok alıyor. Ayrıca be-
nim "bir miktar çok"um\a Sakıp
Sabancı'nın "bir miktar çok"u
arasında çok fark var. Falan fi-
lan. Bunları biliyorum.
Amaherkes "bir miktar çok"
pay alamayacağına göre, bir
miktar da "bir miktar az" alan
var demektir. Yani ayda 225 mil-
yon liradan daha azla geçinen-
ler...
Mustafa Sönmez yazıyor:
"...En yoksullann toplandığı
yüzde 1 'lik grup Iç Anadolu 'da
ayda 23 milyon lirayla, Doğu
Anadolu'da 27 milyon lira ile
geçiniyor..."
•••
Siz şimdi bu yazının bir yere
bağlanacağını filan mı düşünü-
yorsunuz?
Yapmayın kuzum. Kişi başı-
na ayda 225 milyon liracık düş-
tüğünü; Iç Anadolu'da ise 23
milyonla geçinenler olduğunu
yazdım ya.
Daha nereye bağlansın bu
yazı?
POLİTTKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Onat'm Katilleri...
Aradan tam yedi yıl geçti...
Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan'ın ka-
tillerinin kim olduğu henüz saptanamadı...
Neden saptanamadı?
Çünkü yedi yıldır süren davada bir arpa bo-
yu kadar yol alınamadı!..
Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan'ı, The
Marmara Oteli'nin pastanesinde katledenler, bir
süre sonra yakalandılar!..
Olaya bir bombalama eylemi olarak bakıldı!..
önce, onlarca kişi gözaltına alındı!..
Gözaltına alınanlann PKK'li olduğu duyuruldu!..
The Marmara Oteli katliamı 30 Aralık 1994 yı-
lında gerçekleşti!..
Katliamdan sonra ilginç gelişmeler oldu. Bazı
kişilerin ifadeleri kafalan kanştırdı...
Gerçekten kim ya da kimler öldürmüştü Onat
Kutlar ve Yasemin Cebenoyan'ı?
Yedi yıldır süren davanın PKK bağlantısı oldu-
ğu öne sürüldü ama olay nedense aydınlanma-
dı ya da aydınlatılmadı!..
1973 doğumlu Deniz Demir ile 1974 doğum-
lu Hicran Kaçmaz...
Her ikisi de Istanbul Teknik Üniversitesi öğren-
cisiydi o tarihte...
İkisi de PKK itirafçısı!..
Deniz Demir'in DGM dosyasında yer alan
itirafını bir kez daha okudum...
Şöyle diyordu Deniz Demir:
"...Burada adını ve kod adını bilmediğim, 25-
30 yaşlarında, 1.70-1.80 boyunda, kumral ten-
li örgüt mensubuyla tanıştım ve daha sonra bu-
luştum..."
• • •
Hicran Kaçmaz'ın da ifadesi Deniz'inki gibi...
1994 yılında Deniz 21, Hicran 20 yaşındaydı...
Adını sanını bilmedikleri kişiyle tanışan Deniz
ve Hicran siyasi eğitim almaya başlıyorlar, bir-iki
ay içinde de PKK militanı oluyorlar...
Hem Deniz'in hem de Hicran'ın itiraflannda
boylan, kiloları verilen kişilerin ne adlan ne de
kod adlan yer alıyor...
Oldukça ilginç değil mi bu durum?
Deniz ve Hicran siyasi eğitim aldıktan sonra Fev-
zi Şirin ve Selahaddin Şirin'le tanışıyor!..
Bu arada 'Derya' kod adlı birisi ortaya çıkıyor...
Onun da asıl adı Gülşen Özdemir...
Deniz anlatıyor:
"Gülşen, The Marmara'nın pastanesine girip
içeriyi kontrol etmiş..."
Tek başına mı girmiş Gülşen içeriye?
Deniz yanıt veriyor:
"Ben de içeriye girip masaya oturdum..."
Yani önce Gülşen giriyor, sonra çıkıyor; Deniz'e
"Haydi, sen gir otur" diyor...
Peki, sonra ne oluyor?
Deniz devam ediyor:
"Sonra Gülşen geldi. Bir süre oturduk, çay iç-
tik. Dışanya çıktık, bomba patladı. Bizdebiroto-
büse bindik, Hamit Şen'/n ewne gittik..."
Ortada patlayan bir bomba var!..
Bomba patlıyor, Yasemin ölüyor, Onat ise ya-
ralanıyor!..
Kim koydu bombayı?
Hicran Kaçmaz'ın itirafı da karmakarışık, ama
Deniz'inkine çok benziyor... Hicran'ın ifadesin-
de Mesut Ünsal'ın adı geçiyor...
Dava dosyası bir hayli kanşık!..
Işte o nedenle işin içinden çıkılamıyor!..
İki itirafçı tutuklu sanık Deniz ve Hicran aylar-
ca duruşmalara katılmadılar, avukatlar ne yapa-
caklannı şaşırdılar...
Üstelik dava dosyasında adı geçen sanıkla-
nn çoğunun öldüğü ortaya çıktı!..
Bazılannın kim olduğu yedi yıldır anlaşılama-
dı!..
•••
Deniz ve Hicran'ın DGM dosyasındaki itirafla-
nnı pek çok hukukçuya okuttum...
Aldığım yanıt şuydu:
"Böyle bir örgüt ilişkisi olmaz!"
Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan cinayeti,
16 davayla birleştirildi ve başta belirttiğim gi-
bi yedi yıldır sürüyor!..
Yargıçlar hakh olarak işin içinden çıkamıyor!..
Oysa yedi yıl önce İBDA-C, Onat'ı ve Yase-
min'i öldürdüklerini açıklamıştı!..
Bu açıklama hiç ciddiye alınmadı!..
Elbet bu cinayeti PKK, İBDA-C ya da bir baş-
ka yasadışı örgüt işlemiş olabilir!..
Ama Onat ve Yasemin cinayeti tek dosyada
toplanmalıydı...
Böyle bir şey yapılmadı.
Neden?
hikmet.cetinkaya(5 cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
FOTOCRAF YARIŞMASI
TÜRKİYE ESNAF YE SANATKÂRLARI
KONFEDERASYONU tLE FOTOĞRAF SANATIKURUMU
TAR.\FINDAN, ESNAF VE SANATKÂRIN SORUNLARINI.
İÇİNDE BULUNDUĞU DURUMU TOPLUMA YANSITMAK
VE FOTOĞRAF SANATÇILARININ ESNAF VE
S.ANATKAR KONUSUNA DLTARLIKL.ARIN1
GERÇEKLEŞTIRNEK AMACIYLA AMATÖR YA DA
PROFESYONEL TÛM SANATÇHARA AÇIK BlR
FOTOĞR.\F Y\RIŞMASI DÜZENLENMlŞTtR.
Sadece saydam dalmda düzenlenenyanşm^a. yanşmacılar en
çok 10 yapıtla katılabilecekler. Birmcinın 1 mil>ar, ikincinin 750
mifyon, üçüncünün 500 milyon, övgûye değer görülen fotoğrafla-
nn ise 100'er milyon lira ile ödûllendirileceği yanşmaya son ka-
tılma tanhı 2 Mayıs 2002 olarak belirietımışOr. Basılacak bir ki-
tapta değerlendirilecek. ödüllendınlen. övgûye değer görülen ve
seçilen fotoğraflann daha önce yayımlanmanuş ve ödül almamış
olması gerekmektedır.
Yanşmanın Seçiciler Kurulu
şu ısımlerden oluşmaktadır:
Ozan Sağdıç, Osman Aziz YeşO, Çerkez Karadağ,
Adnan Polat Döne Oryam, Nart Bozkurt, Hasan Uysal.
Yanşma koşullannı içeren başvuru formunun
temin edıleceği ve başvuru adresi:
TESK Fotoğraf Yanşması Sekreterliği
TUÛUS Caddesi No: 4 06680 Kızılay/Ankara.
Tel: 0 312 - 418 32 69, Faks: 0 312 425 75 26