Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 OCAK 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
J. L J J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 13
ALLECRO EVİNİLYASOĞLÜ
müzik aslındagüzeldir"Neredeo19.yüzyıhn görkemi, ne-
redeoromantiznıin düşJeri" diyerek
hepkaralanır20. yüzyıl rnüziği. Her
çağkendi müziğını yarattığı gibi bin
bir sorunja dolu çağımız da kendine
özgü müziği yarattı. Ne var bunda?
Eğer müzik başladığı tonda yürü-
tnüyorsa. eğer eski usul tümce kur-
maktan kaçıruyorsa, eğer gündelik
kakışımlı sesler senibnik yapıya ta-
şınrruşsa, bugünün bestecısi de böy-
le bir anlatım tarzı buldu demektır.
Acaba baştan reddetmek yerine ku-
lağımızı açıp onu biraz daha dinle-
sek, bir başka yapınnı da denesek,
zahmet edip CD'lerini buluşrursak
nasıl olur9
Geçen hafta piyanist To-
ros Can'ın Bogaziçi Ümversitesi re-
sitalinde çaJdığı Ltgeti ve Hindemitiı
parçalanyla Cesar Francfc'ın Koral
Prelüdü ayn tarlar taşıyordu. Salon-
da o bestecileri önceden dinlemiş
oJanJann sayısı on kişiyi geçmezdi
herhalde. Konserin bitiminde ise
sanki herkes yeni müzik tutkunu ol-
muştuî Toros Can. son derece alçak-
gönüllü açıklamalanyla, çaldıgı ya-
pıtlarla özdeşleşmiş bir sanatçı ola-
rak dinleyiciyi de kendi dünyasına
çekmeyi başardı. Tuşesindeki say-
damlık ve her notasının ardındaki
derin düşünce. bu değerli piyanisti-
mizi ayncalıklı Jalıyor. Yenj yıla gi-
rerken aldı|ırruz en büyük müjde o-
nun Fransa'daki "Aiün Diapason"
birinciliğini diğer ödülJerine ekle-
mesiydi. "AJOn Diapason" alan
"Hindemitfı CD'si" henüz Türki-
ye'ye geJmedi, ama "Iigeti CD's"ne
ulaşabilirseniz, lütfen alıp dinJeyin.
Önyargılanmızdan kurtulmak için
güzel bir firsat, hem Toros"un nite-
G.
liklerini duymak, hem de çağdaş ya-
zıya yaklaşmak adına.
Sahneden çekilme zamam
Geçen hafta Borusan konserinin ön-
cesinde Igor Oistrakh ile bir söyieşı
yapmıştım. Oldukça gerguıdi. Ben ise
onun bugünkü yorum gücünden çok
tarihj birikiminin üstünde duruyor-
dum. Kaç kişiye nasip olmuşturDavid
Feodoroviç Oistrakh gibi bir babaya
sahip olmak, onun çe\Tesinde yetiş-
mek! Ne yazık ki Kadıköy Halk Eği-
tim Merkezi'nde izlediğim Borusan
FiJarmoni konserinde kemandan çok
ender yükselen birışık huzmesi ara sı-
ra aile geleneğini arumsatmaya çalışı-
yordu. Ne kadar yanlış bir seçimdi:
Aynı konserde hem Mendebsohn'un
keman-piyano konçertosunda, hem
iMozart'uı Sol majör konçertosunda
solist olmak, hem de Brahms'uı o dev
dördüncü senfonisi dahil bütün bir
konserin şefi olmak! Genişleyemeyen
vibratolar, tondan düsmeler, piyanist-
le uyumsuzluk, sert bir anlatım. Ve
topluluğun arkasından koşan bir şef!
Bizim görevimiz parlayan müzik-
çüere destek olmakkadargelenek sa-
hibi olup kariyerinin sonuna gelmiş
müzikçüere de saygj duymaktır. An-
cak yorumculann da böylesi yüklü
bir programla dinleyıci önüne çıkar-
ken kendi durumlannj bır kez daha
gözden geçirmeleri gerekiyor.
Istanbul'da arfık elli yıl öncesinin
gönüllü müzikçilerinden oluşan şehir
orkestrası yok. Borusan Filarmonı
Orkestrası şef Gûrer AykaTın yarat-
tığı kimlikle bugün dünyanırı her ye-
eçen hafta piyanist
Toros Can'ın Boğaziçi
Üniversitesi resitalinde
çaldığı Ligeti ve
Hindemith parçalanyla
Cesar Franck'ın
Koral Prelüdü ayn tatlar
taşıyordu. Salonda o
bestecileri önceden
dinlemiş olanJann sayısı
on kişiyi geçmezdı
herhalde.
Konserin bitiminde ise
sanki herkes yeni müzik
tutkunu olmuştu!
rinde kabul görecek birdûzeye sahip.
Borusan konserlerinin iyi ve kötüyü
çok iyi ayırt eden dinleyicisi, yine de
alkışıyla Igor Oistrakh'ın tarihi kişı-
liğine saygısını göstermiş oldu.
İstanbuTdaki orkestralanmız
Istanbul'da orkestra sayısı arttıkça
orkestracılanmızın da düzeyleri yük-
selmekte. Konuk şef ve solistleri de
artık daha dikkatle seçmek gerekiyor.
ÎDSO'yu önceku hafta yöneten Aİne-
rikah Jung-Ho PaJc zarif ve zeki tav-
n içinde tüm bedeniyle müziği yön-
lendiren bir şef olarak dikkatı çekti.
Orkestrarun çok az sayıdaprova ile çı-
karttığı Alborado del Gracioso, şef ve
topluluk arasındaki uyumu sergiliyor-
du. Akbank Oda Orkesetrası 'nın kon-
serlerine nicedir ilk kez kaülabildim.
Cemal Reşit Rey Salonu'nda yer alan
bu erkinliklere şef Cem Mansur'un
konser öncesi yaptığı yanm saatlik
konuşmalan özel bir hava getırmiş.
Konusunu çok iyi bilen Cem Man-
sur, akıcı üslubu ve güzel Türkçesiy-
Ie ukalalığa kaçmadan dinleyidsine
sesleniyor. Müzik başladığında salon-
dakiler de daha anlamh ve keyifli din-
liyorlar çalınanlan.
Ülkemizde program notjanndaki
yazılar hiçbirzaman sahnede sanatçı-
run açıklamalan kadaretkili olmuyor.
Bu konserin ikinci yansı birincisine
göre daha başanlıydı. Dolayısıyla tdfl
Biret'in solistliğindeki Bach'ın Fami-
nör piyano konçertosu ve Mendels-
sohn'un 9 No'Iu yayü çalgüar senfo-
nisi daha güzel tıniadı. Milli Reasü-
rans Oda Orkestrası'nın son konseri-
ni EminGüven Yaşbçam yönetti. Bu-
rada da konser öncesi Hakan Şen-
soy'un açıklamalan dinleyiciyi ayduı-
lattı. Gencecik bir üfleme çalgısı us-
tasıyla tamştık: R Abe (1977) adlı bu
Japon sohst, trombon ve efoniyum de-
nen küçük tubayı inanıhnaz bir teknik
beceri ile çaldı. Kendi başlanna pek
anlatım gücü olmayan, genellikle or-
kestra içinde yeralan bu çalgılara ade-
ta sohstik bir kışilik kazândırdı.
Danimarkah besteci .\îefe Gade'in
"Yayblar fçin Nouvetetten" başlıklı
yapıtıru Yaşhçam, abartısız bir ro-
mantizmle, aynntılardaki renklerin
altını çizerek yorumladı. Bu toplulu-
fun da artık kendine özgü bır kîşıligi
oluşru. Önceki dileklerimi yineleye-
ceğim: Keşke daha geniş salonlarda,
daha çok dinleyiciye seslenebilse.
evini@bouaedu.tr
'Türkiye'desiyaset' paneli
Kültür Servisi - Istanbul Bılgi
Üniversitesi, bugün üniversitenin
Kuştepe Kampusu'nda, Prof. Dr. Tank
Za/er Hınaja'nın, ilk baskası 1952'de
yapılan 'Turkiye'de Siyasi Paıtöer
(1859-1952)' adlı kıtabuıın
yayımlaruşının 50. yılında bir toplantı
düzenliyor.
Toplantıya Prof. Dr. Aydın Aybay,
Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. İlter
Itoran, Prof Dr. BiUent Tanör, Prof.
Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Ersin
Kalavcıoğlu. Prof. Dr. Zafer Toprak,
Erol Şadi Erdinç ve Tarhan Erdem
koouşmacı olarak katılacak.
Yakın tarihimize ışık tutan, basıldığı
günden beri sosyal bilimler
araştrrmalannda hâlâ başucu kitabı
olan kitap, 1952'de Tunaya'nın kendi
imkânianyla basılmıştı.
Bilgi Üniversitesi Yayınlan,
Tunaya'nın akademik dergilerde
çıkmış makaleleriyle sempozyum
konuşmalan ve konferanslannı
'Turkiye'de Siyasi Gelişmder' adı
altında 2 ciJtte bir araya getirdi.
(0 212 28616 60)
"BEREKET HAL1CILIK KOLEKSİYONLM)AN
T
"
ESKİ DOKÜMALARDAN ÇAĞDAŞ TASARMLAR
23 OCAK - 12 ŞUBAT 2002
ADTİcSAN
.NO-54/1 NİŞANTASI-ISTANBUL TEL 247 90 81
(ANATÇININ
Vaıan v* Y<n«t*n: Yılmaü Onay
»ymnlmtz Rozel Hubeş - Levent Oktem - Ercan Demırel
24-31 OCAK Perşembe saat 20.30
25 OCAK Cuma saat: 20.30
26 OCAK Cumartesı saat: 18.30
IJfAZIIM HİKMET
"BİR ÇİFT SÖZÜMÜZ VAR
AŞKA DAİR"
Yonetetı: Mahmut Gökgoz
Oynayan: MUMTAZ SEVİNÇ
Uyarlayan: Banu H.
27 OCAK Pazar saat: 18 00
MALTEPE YAYLA SANAT MERKEZ10216. 441 20 87
n ŞUBAT Pazar saat: 15.30
DÜSÜN SAHHESI 0212. 292 40 40
J&*İSVİÇRE HASTANESİ "GerçekSanoanYamda'
KÜÇÜK SAHNE
£ SADRİ ALIŞIK TJYATROSU
rezervasyonlarınızı kredı kartı ile yapabılırsınız
TANBUL 0812 249 58 97 12.00-14 3O-16.30-1Ş.4S-Z1.15
0216 349 9156 11O0-13 0O-15 00-17O0-19 0O-21
• Fotoğrafi muhteşem bır
buluş olarak tanımlayan
Nadar'ın portleri arasında
Flaubert'ten Baudelaire'e
pek çok ünlü sanatçı yer alıyor. Sanatçı 1886'da
oğlu Paul ile ilk foto-röpörtaj çalışmasını yaprmştı.
Fransız Kültür Merkezi'nde sergi
FelkNadar'ın
objektifındeyaşayanlar
Yazan: Sabahattin Kudret AKSAL
Yöneten İskender ALT1N
Deltor Kostüm: Hakan DÜNOAJt
AliSÖRMELİ/Güven KIRAi
SelinİŞCAN
ErdmçOLG4Çü/MineBIÇAKÇf
Gökhan KIMÇ
31 Ocak Saat: 21.00
SADBİAJJSIK TİY4TB0SU mSM KÛÇİİKS4HNETefc(0?12)2923919-20
= • KADIKÖY HALK EGİTJM MERKEZİ Tel: (0216) 33010 27
!2Şubat Saat: 20.30
İBAHÇELİEVLER KÛLTUR MERKEZİ Tel: (0216) 441 36 82
İlanhnna İçtn:
{0212} 293 $9 79
vnkhmQperw9ktam.com.tr I
• «rwfr.perareMarTWCsm.tr
Bilgi Tel: (0212) 291 51 96-97-98
MSVfÇREHA5TANESİ "Ge^âSmtmYmâ"
KültürServisi-Portrele-
ri ile ünlü fotoğrafçı Fefa
Nadar'ın sergisi 16 Şu-
bat'a kadarFransız Kültür
Merkezi'nde görülebilir.
Fransa Kültür ve Iletişim
Bakanhğı, Mimarhk ve
Milli Varlıklar Genel Mü-
dürlügü Fotoğrafçılık Mi-
rası Dairesi'nin yardımla-
nyla düzenlenen sergide
Charles Bauddaire, Aie-
vandre Dumas, Custave
Flaubert, Vlctor Hugo,
Frans liszt George Sand
gibi birçok ünJü sanatçı-
nın fotoğraflan bulunuyor.
1820'de doğan Nadar,
gençlik döneminde tiyatro
eleştirileri yazdı. Iğneleyi-
ci karikariirlerindeki başa-
nsırunkazandırdığı 'Tour-
ne a dard' takma adı önce
Nadard ve sonra Nadar
olarakkısaltıldı. Sıcak ha-
va balonu ile uçma tutku-
su olan Nadar, politik ve
sosyal gelişmeleri yakın-
dan izleyen bir cumhuri-
yetçiydi. Balonu ile hava-
lanıp 1858'de havadan,
1861 'de yeralh mezarla-
nnda bunsen pili ile ilk ya-
pay ışık fotoğraflannı çek-
ti. 'Ikincilmparatorluk've
Üçüncü Cumhuriyırt' dö-
nemlerinde Paris "teki tüm
ünlülerin portrelerini çek-
ti. 1886'da oglu Paul ile
birlikte ilk foto-röportaj
çalışmasıru yaptı. 1910 yı-
lında yaşanunı yitiren Na-
dar, fotoğrafçılık hakkın-
da "Fotoğraf muhteşem
birbuluştur; en nitetikBay-
dınlan çeken bir büim, en
krvTak aJollan eüdleyen
bir sanat, en beceriksizle-
rin bile uygulayabileceği
teknik Ancak kolay öğre-
nilenıcyecekolan ış^ı aJgı-
lavişbr Yüzdeki tşk fark-
Iıhklan ve modelin kişisel-
liğinin yansıolmas] ustahk
ister. Tanı iletişim haünde,
düşünceleri ve duvgulan
yakalamakgerekir'' derdi.
Nadar, karikatürlerinde de
karutladığı, karakteri ya-
kalama yeteneği ileportre
fotoğrafina seçkin bir yo-
rum getinnişti.
GÜZELJNARDEVDA
BERTAN ONARAIV
Leylâ Gantsız
Dışandan verilen buyruklarla, Atatûrk'ün temeli-
ni attığı eğrtim dizgesinın DP eliyle çökertilmesinden
önce okudum liseyi, Haydarpaşa'da. 1952-55 ara-
sında.
Öğretmenlerim arasında sıradışı insanlar vardı;
Orhan Veli'nin yoldaşı Nahit Hanım yazın dersimi-
ze gelirdi; resim dersindeyse, bir yıl Hulusi Sarp-
türk'te, bir yıl da Mehmet Pesen'le diz dizeydik.
Hele diri'nin bilimini, dırımbilimi öğreten, hergün
ıki dirrıem bir çekirdek giyinen, tertemiz yüzlü, kır
saçlı, hafif kambur, bilge Halit Avan'ı hiç unuta-
mam; dersi bize tam bir işlevbilim gibi öğretirdi: önü-
müze birtabak yemek koyar, çorbasından tatlısına,
meyvesine dek, hadı bunlan yryıp sındirmeye baş-
layın, derdı. Daha önce, hangi salgının, hangi örgen-
de, hangi besini özürnsemeye yaradığını öğrettiğin-
den, bu soru artık ders olmaktan çıkar, yaşam, ev-
ren bilgisıne dönüşürdü. Değerini şimdi çok daha iyi
görüyorum.
Hulusi Bey. şimdi aynntısını unuttuğum bir dü-
zenlemeyle, bır küme öğnencisini Beyoğlu'ndaki evi-
ne götürdü; Leylâ Hanım'ı ilk kez o gü'n görcfüm:
dal gibi, güzel mi güzel bır kadın. Doğrusu, ressam-
lığını algıladığımı anımsamıyorum.
Bu iş daha sonra, kendi başıma sergileri gezme-
ye, resimle ılgili yazılan okumaya başJadığım zaman
olabildı.
İlk sergisini nerede, nasıl gördüğümü de unuttum;
ama aynmına vararak gördüğüm günden beri, renk-
leri, biçimleri kullanışındaki, birbirineyedirmesinde-
ki inceliğe, duyariılığa vurgunum. Sevdiğim öbür
dallardaki ustalar, müzikçiler, ozanlar, yazarlar gibi,
Leylâ Hanım'ın yapıtlarında her şey "kendiliğin-
den"dir, kurmaca kokmaz.
Aynca. yine gönülden vurulduğum benzer yara-
tıcılardakı gibi, özüyle sözü, resmiyle günlük yaşam-
daki davranışı kusursuz uyum içindedir; resmi gibi,
giyimi, konuşması da süssüz, dzentısız, ama özen-
lı, yalındır
Yılbaşından hemen önce, kocaman birpaket gel-
di Antik Galerisi'nden; açtık ki. galeri sahibi Tevfik
Ihtiyar "Leylâ Gamsız"\ yollam/ş.
Tevfik'i kimya mühendisliğı öğrenasi olarak tanı-
dım; meğer o da sanata tutkunmuş; bu tutkusunu
sonradan uğraşa dönüştürdü. Ve sevdasından, sa-
nattan kazandıklannın bir bölümünü yürekten sev-
digi Leylâ Gamsız'a ayırmış.
Kitabı edınirseniz göreceksiniz, 1940'larda baş-
layan resım serüveninde, Bedri Rahmi, F'ernand
Lİger, Andr^ Loth gibi ustalann kılavuzluğu, Ley-
lâ Hanım'ın doğuştan getirdiği yeteneğin açılıp çi-
çeklenmesini kolaylaştırmış.
Daha ilk yıllarda yaptığı karakalem çalışmalar, ilk
renkli resimler insana sevinç çığlıklan attıracak ka-
dar yetkin.
Bu güzel kitabın metniniAbdülkadir Günyaz yaz-
mış.
Kitabın 341. sayfasında bırfotoğrafvar, o dönem-
deki fotoğraflann çoğu gibi, Fatma Ekeman çek-
miş: Sevgili Suna Gönen'in yönettiğı Edpa'da, Su-
nacığımın yol açıp unutulmaz bir şölen gibi sundu-
ğu tekil ya da karma sergilerin yaratıcılannı bir ara-
da gösteriyor. O güzelım topluluktan şimdi artık Se-
lim Turan, Burhan Uygur, Salih Acar, Salih Zeki,
Fikret Kolverdi, Cihat Burak aramızda değil.
338. sayfadaysa, GamsızJar'ı bir arada gosteren
birgörtıntü: Rumen asıllı Selma ile sanınm Guney-
dogulu Dr. Safi'nin yanında, annesınden aldığı yüz,
babasının ödünç verdiği göz güzelliğiyle gülümsü-
yor Leylâ Hanım.
Kitabın son sayfalannda çıplakları görüyoruz.
Leylâ Hanım bunlan sergilemeye başladığında
kopartılan küçük fırtınalan anımsıyorum. Oysa, bun-
lardan daha şiirsel çıplak kadın resmi az gördüm.
Leylâ Gamsız'ı, böylesine uzun biryaşamı böyle-
sine dolu, verimli, sanatseverleri havalara uçurucu
geç/rebildiği için; Tevfik Ihtiyar'ı da ona ve bize böy-
le bir kitap armağan ettiği için ayakta alkışlıyorum.
BiGinv
•.CEM4L REŞİT REY KONSER SALONU'nda
saat 19.30da Murat Salim Tokaç'tan ney ve tambur
resitali. (0 212 232 98 30)
• KADKÖY HALK EĞİTÎM MERKEZlnde
saat ]4.00'te 'Nâzun Hikmet'paneli. Yöneten:
Cengiz Bektaş. Katıhmcılar: Şükran KurdakuL
Server Tanflli, Aydm Aydemir, llhan Selçuk. (0 216
3301027)
• BAŞKA KÎTJTÜREVİ'nde saat 20.00'de
İskender Savuşır ve Bülent Soma> ile 'Emperyafizrn
ve KiireseUeşme' üzerine. (0 212 24912 84)
• BEKSAV'da tran Filmteri Tophı Gösterimi
kapsamıjıda saat 15.00'te Mohsen Makhmalbaf ın
'Bisildetçı'. 17.00'de Mohsen Makhmalbaf ın
'Gabbeh', 19.00da Bahman Ghobadinin 'Sarhoş
AÜarZamam' adlı filmler. (0216 349 91 56)
• İFSAKtasaat 19.30da İstanbul'daKuş
Gözlemciliği ve tstanbul Kuşları" konuJu fotoğraf
gösterimi ve söyleşi. (0 212 292 42 01)
• DULCINEA'da saat 18.30-19.30'da Serdar
Yılmazın 'Kontrol'. 'Hoöanda' ve 'Kırmızı Mavi ve
GriJer' beleesel. video ve ses performansı ve saat
22.00'de 'Sİbel Köse VVQuartet'. (0 212 24510 71)
• ANKARA TÜRK-İNGİLİZ KÜLTÎTÎ
DERNEĞtndesaat 14.00'te 'YüksekBarokSanaün
t stalan: Rembrant, Bach, Haendd' konulu
konferans. (0 312 223 96 89)
_ -UNAV ?ATfLf
A o m e d i
•"•-t^r»: ROLF OLâEN / Çeviren^ H^VLE KUNTAY
YÖnelen: MERAY ULGEN
3EMA OLGAC ' Kost«J»v»; ÇOLPAN İLHAN
;UMA 2O:3O / C.TESÎ 15:3O - 2O-3O / PAZAR 15:3O
3lŞ£ TEL: 10212) 292 3» 18 - 20
: 2O.3O
TAKÖY YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ
ise Tel: O212 861 3 8 94-95
İSVİÇRE HASTANESİ "Gen&Sanatm Yamıda'\
SİZİN
oku kızım
oku oğlum
oku yeğenim
dünya cahillerin
toprakta nem
ambarda tohum
bulutta umut
dünya çöfferin
İlanlannız İçin
{0212)293 89 78
perareklam@perareklam.com.fr
perareiclam@superonline.com.tr
www.perareklam.com.tr
İBTANIIb BİYİKIEHİI BfbfOİYEB)
CEMAL RE9İT REY
KONSER SAIıONU OCAK 2002
Genç kalemler Cumhuriyet'te.
denize baksana
ne güzeldi bir zamanlar
gayrı mavi boncuk takamam sana
deniz atıklann
Atatûrk'ün çocuklarısınız
ne kadar da şensjniz
halaylarda pek güzelsiniz
dünya kinlerin
tez ol kızım
davran oğlum
dünya elden gidiyor
gidenfer sizin
MEHMET GENÇ
SAATÇEYREKGEÇE
Saat hep bir şeyleri
Çeyrek geçiyor
Yanm asn eJiyle devrren
Ömürde
Yarımlarda hızlı
Beş kalalarda yavaş
Ama bir şeyler gidiyor
Ama hızlt
Ama yavaş
Ayak uyduramadım
Çeyrek kala saatlerine
Ya gece yarısını kaçırdım
Ya da bir çorbacıda
sabahladım
Ama yakalayamadım
Saat tam biri gösteremiyor
Gösteriyor da ne zaman
Ne zaman işim düşse
Saat bir değil de
Biri çeyrek geçiyor.
DİDEM KURUBACAK
• AFMl'de saat 12.00'de
Rodrigo Fürtfa'ün 'Benim İçin
Çal', saat 15.00'te Jennifer Jason
Leigh ve AHan Cumming'in
'Yıldönümü Kutlaması'. saat
19.00'da Todd SoJondz'un 'Ö>kû
Anlaömı'. saat 21 30da 'Phifip
Glass Özel Progranu'
kapsamında Godfrey Reggio'nun
'Anima Mundi', 'Geçit', 'Kanıt'
ve 'PowaQQatsf adlı filmleri.
(0 216454 15 55)
• AFM2'de saat 12.00'de
Grzegorz Lipiec in 'Ki Hayaûn
AnlamıOIsun', saat 15.00'te
MeredithMonk'un 'Günkrin
Kitabı', saat 19.00'da Richard
Glatzer ve Wash VVest'in
'Kıyakçı', saat 21 30'da Errol
Morris'in 'Bay Ölüm' adlı
filmleri. (0 216 454 15 55)